Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 952 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 952 Ziyaretçi
|
Son Aktiviteler |
Nereden Başlamalıyım?
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: desdinova
07-04-2025, Saat: 11:03
» Yorumlar: 0
» Okunma: 566
|
Ayahuasca çayi hakkinda b...
Forum: ŞAMANİZM
Son Yorum: Gümüşkurt
29-12-2024, Saat: 23:19
» Yorumlar: 0
» Okunma: 494
|
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 907
|
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 824
|
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,795
|
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 9,237
|
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 26,575
|
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,461
|
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,745
|
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 2,010
|
|
|
Yılın Son Dolunayı 3 Aralık Pazartesi… Hayatından Sil Gitsin Listesi |
Yazar: Emka - 01-12-2017, Saat: 03:08 - Forum: NOTLAR
- Yorum Yok
|
 |
HAYATINDAN SİL GİTSİN[b]✔
[/b]
1- Sen aramayı, yazmayı bıraktığın an bakarsın ki o aramıyor, yazmıyor. Bütün ilişkiyi sen devam ettiriyorsun,
Sil gitsin✔
2- Bir insandan bir şey öğrenemiyorsan, o insan gereksizdir.
Sil gitsin✔
3- Başkalarının sırlarını sana anlatan senin sırlarını da başkalarına anlatır.
Sil gitsin✔
4- Tartışmayı bilmeyen, dinlemeyen, kendi fikrini dayatan insanla konuşacak bir şeyin yok.
Sil gitsin✔
5- “Yoğunum” kelimesini ağzına sakız etmiş, sürekli zamansızlıktan dem vuranı
Sil gitsin✔
Unutma!. Zaman hiçbir zaman bulunmaz, yaratılır…
6- “Ben buyum” deyip sıyrılan insanla asla anlaşamayacaksın.
Sil gitsin✔
7- Saatlerce kendi derdini anlatıp durur, bencillikten burnunun ucunu görmez.
Sil gitsin✔
8- Ne yaparsan yap gülmez. Bazıları mutsuzluktan beslenir.
Sil gitsin✔
9- Senden alır, alır, alır…. vermeye gelince beklentisiz sevgiden dem vurur.
Sil gitsin✔
Değer veriyorsan değer görmelisin. Aksi aptallıktır…
10- Kendi yapamadığı için senin başarılarını küçümser. Hatta dürüstlük adı altında kıskançlığını kusar. Sıkma canını, onun derdi kendi acizliğiyle.
Sil gitsin✔
11- Hayallerini dinlemeyenleri, acını ve mutluluğunu paylaşmayanları,
Sil gitsin[b]✔[/b]
|
|
|
İlaç Kullanmadan 5 Dakikada Baş Ağrısını Geçirmeyi Öğrenin: Akupresür Noktaları |
Yazar: Emka - 28-11-2017, Saat: 13:59 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
 |
1) Yintang noktası – Göz ağrısı
Hindu mitolojisinde üçüncü göz inanışı oldukça yaygındır. Bu nokta aydınlanmayı temsil etmektedir. Hindu kadınlar bu bölgeye ‘bindi’ adı verilen bir süs eşyası takar ve erkekler kaşlarının arasına ’tilak’ koyarlar. Bu nokta aşağıda görüldüğü gibi burun köprüsünün alınla buluştuğu noktadır. Gözlerdeki ağrıyı kesmek için ideal bir noktadır. Bu ağrının sebebi genellikle yorgunluktur. Bu noktaya bastırarak sadece 5 dakika masaj yapın. Rahatladığınızı hissedeceksiniz.
2) Zan Zhu noktaları – Sinüzit ve göz üstü ağrısı
Kaşların iç noktalarındaki üz yere zan zhu noktası denir. Bazı günlerde çoğu insanın hem burnu akıyor hem de başı ağrıyor. Eğer bu noktalara masaj yaparsanız göz üstü kısmında duyduğunuz ağrının azaldığını ve rahatladığınızı göreceksiniz. Hafif bir şekilde daireler çizerek masaj yapın. Bu aynı zaman da görme duyunuzu geliştirir ve sinüslerinize iyi gelir.
3) Yingxiang noktaları – Sinüzit ve diş ağrısı
Bu noktalar burun deliklerinin yanlarında , elmacık kemiklerin bittiği noktalarda bulunurlar. Yingxiang noktası göz ile aynı hizadadır. Bu kısımlara masaj yapmak sinüslerinizi açar ve stresinizi azaltır. Aynı şekilde baş ve diş ağrısına iyi gelir.
4) Tian Zhu noktaları – Migren tipi ağrılar
Bu noktalar kafanın arkasında yer alırlar. Omurganın başladığı yerde yer alırlar. Kulakların arasında yer alan bu noktalar, baş ağrısına ve migrene çok iyi geliyorlar. Bu iki noktaya masaj yapmak burun tıkanıklığına ve göz ağrılarına çok iyi geliyor.
5) Shuai gu noktaları – Geçici ağrılar
Saç çizgisine yakın bir yerde yer alırlar. Göz yorgunluğundan kaynaklı geçici bir ağrı çektiğinizi düşünüyorsanız, bu noktalara baskı uygulayarak masaj yapın. 5 dakika içerisinde farkı göreceksiniz.
6) He gu noktaları – Sırt ve boyun ağrısı
Elin arka kısmında tam olarak baş parmakla ve işaret parmağının arasında yer alıyor. Bu noktalara masaj yapmak sırt ağrısına çok iyi geliyor. Boyun ağrısına da çok iyi gelmektedir.
http://filoji.com/ilac-kullanmadan-5-dak...noktalari/
|
|
|
BEDAVA GÖZ KONTROLÜ |
Yazar: Emka - 28-11-2017, Saat: 13:04 - Forum: SPİRİTÜEL TESTLER
- Yorum Yok
|
 |
Resmi orta büyüklükte bilgisayar ekranınızda açıp uzaklaşmayı da deneyebilirsiniz. Bir mesafeden sonra Albert Einstein’i görüyorsanız bile Marilyn’e dönüşecektir. Arkadaşlarınızla karşılaştırdığınızda daha uzaktan Albert Einstein’i görebilenlerin görüşü daha yakından görebilenlere göre daha iyi demektir.
Farklı renkte görünen elbiseden sonra bu da göz yanılması mı peki? Hayır, bu resim aslında her iki resmi de içeriyor yani bir hibrit fotoğraf. Düşük yüzey frekanslı bir resmin yüksek yüzey frekanslı başka bir resimle biraraya getirilmesinden oluşan bu resim, gözünüzün detayları görebilme yeteneği ile beyninizin bunları birleştirebilme yeteneğini kullanarak size iki resimden birini gösteriyor.
|
|
|
NASA'dan Korkutan Açıklama İstanbul Sular Altında Kalacak |
Yazar: Spiritüeller - 21-11-2017, Saat: 14:30 - Forum: GÜNCEL HABERLER
- Yorum Yok
|
 |
Buzulların erimesiyle Dünya’nın alacağı şekli araştıran NASA’ya göre İstanbul’da su seviyesi 100 yıl içinde 11.78 santimetre, bin yıl sonra ise 1.2 metre yükselecek.

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) araştırmacıları, önümüzdeki yüzyıllarda iklim değişikliği yüzünden buzulların nasıl eriyeceği ve hangi şehirlerde deniz seviyesinin ne kadar yükseleceğini öngören bir çalışma yayımladı. Çalışmada, deniz kıyısında bulunan 293 büyük şehre yer verilirken İstanbul'un geleceği de tahmin edildi. NASA'nın internet sitesinden paylaştığı dünya haritasına göre; İstanbul'da su seviyesi 100 yıl içinde 11.78 santimetre yükselecek. Önümüzdeki 10 yıl içinde yaklaşık 1.2 santimetre yükselmesi beklenen su seviyesinin, 50 yıl sonra günümüzden 5.8 santimetre daha fazla olacağı hesaplanıyor. Bin yıl sonranın tahminlerine göre ise su seviyesi İstanbul'da günümüzdekinden 1.2 metre daha fazla olacak. Eric Larour, Erik Ivins ve Surendra Adhikari'nin çalışmaları sayesinde ortaya çıkan haritaya göre İstanbul'daki su seviyesini en çok Alaska, Kanada, Antarktika, Grönland ve Güney And Bölgesi'ndeki buzulların erimesi artıracak. Grönland'daki buzulların İstanbul'daki su seviyesine etkisinin yüzde 42, Alaska ve Kanada'nın tamamındaki buzulların etkisi yüzde 12'şer ve Güney And Bölgesi'ndeki buzulların erimesinin etkisi ise yüzde 5.5 olarak hesaplandı.
Kaynak: AHaber
|
|
|
Hayatın Başlangıcına Sebep Olduğu İddia Edilen Kimyasal Bileşik Bulundu |
Yazar: Emka - 20-11-2017, Saat: 15:34 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
 |
Bir bileşik olan DAP’in keşfi, dünyadaki yaşamın kaynağına dair parçaların bir araya getirilmesine yardımcı olabilir. ‘Erken Dünya’ üzerinde bulunması muhtemel olan bu bileşik, yaşam için gerekli olan bir yapıtaşıydı.
Hayatın Kaynağı
Dünya üzerindeki yaşamın kökeni bir sır gibidir. Birçok kişi bu konuda teori ve hipotez kurdu, ancak hiçbir fikir kanıtlanmadı. Yeryüzünde ortaya çıkan hayatın ilk yıllarına dair iddialar, önde gelen uzmanların bile bir yapboz ile uğraşmasına sebep oluyordu. Ancak The Scripps Research Institute (TSRI)’da kimyagerler tarafından yapılan yeni bir keşif, yaşamın Dünya’da nasıl başladığına dair bazı aşınmış soruları yanıtlamaya yardımcı olabilir. Yani, hayatı başlatan kimyasal bileşik neydi?
Bu keşiften önce, bilim adamları bir kimyasal reaksiyon olan fosforilasyonun, yaşamın ortaya çıkışının önemli bir parçası olabileceğini varsaydı. Bu kimyasal reaksiyon, erken hayat formları için kritik olan üç maddenin birleşmesini sağlıyordu. Bu yapılar, genetik bilgiyi depolamak için gerekli olan kısa nükleotidler, hücre işinin büyük kısmını gerçekleştirmek için kısa amino asit zincirleri ve hücre duvar yapısı oluşturmak için gerekli olan, lipid denilen moleküllerden oluşuyordu.
Ancak şu ana kadar bu üç maddeyi üretmek için böyle bir tepkimeye girebilecek hiçbir bileşik bulunamadı. Scripps’in kimyagerleri önceki soruları yanıtlayan ve yaşamın ilk başladığı zamanlarda dünyada mevcut olabilecek bir bileşik olan ve orijinal ismi ‘Diamidophosphate’ (DAP) olan yapıtaşını buldular.
TSRI’da bir kimya profesörü olan Radyarayanan Krishnamurthy, bir basın açıklamasıyla şunları söyledi; “Hepimiz aynı yerde, oligonükleotidlere, oligopeptidlere ve hücre benzeri yapılara yer verebilecek bir fosforilasyon kimyası önermekteyiz. Bu da daha önce mümkün olmayan, potansiyel olarak ilk basit hücrelere dayalı varlık oluşumuna yol açan diğer kimyasal maddeleri işaret ediyor.”
Teorik Başlangıç
Nature Chemistry’de yayımlanan bu çalışma, bilim insanlarının, yaşamın kimyasal kaostan, hücreye dayalı biyoloji ve biyokimya dönüşümü ile ilgili hikayesini daha da sağlamlaştırabileceği konusunda umutlarını tazeledi.
Diğer reaksiyonlar, bu tür moleküllerin fosforilasyonunu yapabilecek nitelikte kabul edilir, ancak farklı moleküller ve olası ortamlar için farklı şartlar gerekir. Krishnamurthy; “Bu çok farklı süreçlerin, ilkel yaşam biçimlerini üretmek için aynı yerde nasıl bir araya gelebileceklerini hayal etmek zordu” açıklamasını yaptı.
Bu keşif, dünyadaki yaşamın köklerini daha iyi anlamak için yapılan araştırmaların sonu değil. Evrenin tarihini ve bu zaman dilimini açıklamak isteyen, sonsuz bir teori akışı varmış gibi görünüyor. Mars’ta yapılan keşifler ve yaşam için önemli malzemeleri barındıran göktaşları hakkındaki teoriler, spekülasyonlara neden olmayı sürdürüyor. Ancak DAP’in ortaya çıkışı, bu hücre bazlı biyokimya oluşumlarına dair fikirlerin üzerinde önemli bir rol oynadı gibi görünüyor.
kaynak: https://nbeyin.com.tr/hayatin-baslangici...k-bulundu/
|
|
|
BİLİNMEYEN EN KORKUNÇ KEHANETLER |
Yazar: Spiritüeller - 20-11-2017, Saat: 13:09 - Forum: ENTERESAN BİLGİLER
- Yorum Yok
|
 |
Dünyadaki değişimler ve oluşumlar şuan bilmediğimiz ya da farkında olmadığımız bir olay için zemin hazırlıyor olabilir. Peki ya bu değişimleri, bizlerden önce gören ve insanlığı uyaran kahinler doğruyu söylüyorsa? İşte, Dünya tarihinde en önemli kahin ve
kehanetleri...
Jasiel
Meksika'da ün salan Jasiel isimli medyum, 2018'in Ocak ayında Türkiye'de büyük çaplı bir deprem meydana geleceğini ve çoğu kişinin öleceğini iddia ediyor.
Alois Irlmaier
Irlmaier, üçüncü dünya savaşı hakkında kehanetlerde bulunan sıradan bir alman vatandaşıydı. Fakat onu diğer kahinlerden ayıran en önemli özelliği üçüncü dünya savaşının orta doğu'da patlak vereceğini düşünmesiydi.21. yüzyıldan bu yana bir çok insan, üçüncü dünya savaşının Orda Doğu'da başlayan sorunlar ile ortaya çıkacağını düşünmektedir, tıpkı 1950'li yıllarda yaşamış ve bunu tahmin etmiş olan Alois Irlmaier gibi.
Hildegard von Bingen
11. yüzyılda yaşamış olan Hildegard Von Bingen kehanetlerinden çok, besteciliği ve şairliği ile bilinmektedir. Kehanetlerinden birinde Amerika Birleşik Devletleri'nin yıkılacağını öne sürmüştür. Bu yıkımında doğal afetler tarafından olacağını, depremlerin, fırtınaların ve medcezirin yol açtığı dev dalgaların birbiri ardına sıralanarak bu ülkenin ortadan kalkacağını belirtmiştir.ABD ile ilgili yaptığı müthiş kehanet haricinde, dünya barışı ile ilgili de tahminlerde bulunmuştur. Hildegard von Bingen'e göre Fransız tahtı tekrar kurulup, Fransa dünyaya hakim olduğu zaman, dünya barışı sağlanacaktı.
Baba Vanga
1911 ve 1996 yıllarında yaşamış olan Baba Vanga şifalı otlar satan ve mistik güçlere sahip olduğuna inanılan görme engelli roman bir kadındır. Vanga, halk arasında mistik güçlere sahip olduğu duyulduktan sonra ciddi derecede ün kazandı.Baba Vanga bir kehanetinde, yeryüzünde 4599 erkeğin ölümsüzlüğe ulaşacağını ve 100 yıl sonra, yüzlerce nüfuslu diğer gezenlerde yaşayan yabancılar ile biraraya geleceğimizi ve hep birlikte asimile olmuş bir biçimde yaşayacağımızı belirtmiştir.4509 tane insanın Allah ile doğrudan iletişim haline geçmeye çalışacağını ve sonucunda başarılı olacağını düşünen Baba Vanga, 2010'lu yıllara gelirsek, 2023 yılında dünyanın yörüngesinde bir değişiklik olacağını öngördü. En ilginç kehaneti ise, üçüncü dünya savaşının 2010 yılında başlayacağı ile ilgili olandır. Vanga'nın takipçileri, açıkça belli olmasa da bu durumun gerçekleştiği görüşündeler.
Fatima'nın üç sırrı
26 Haziran 2000 tarihinde Kardinal Ratzinger (şimdi ki papa Benedict XVI) tarafından dünyaca ünlü Fatıma'nın üç gizli sırrı teorik bir şekilde açığa çıkarıldı. Bu sırlardan birisi, papanın öldürüleceğini ve yağlamalanmış ve yok edilmiş bir şehrin olacağını bildirmektedir. Çoğu insan bu sırlardan habersizdi, ta ki bu sırların bazı kısımları sızdırılana kadar yada "kardeş Lucia" lakaplı rahibeyle konuşan bazı kişilerin daha sonra bu sırları halka söylemesine kadar. Bu bilgi sızdırılmalarına Vatikan'dan bir onaylama gelmemesine rağmen içeriği açısından bir çok kişinin korkmasına sebep olmuştur.Fatıma'nın mesajından açıklanan bir bölüm ise şöyle: "Yirminci yüzyılın ikinci yarısında büyük, çok büyük bir savaş çıkacak. O zaman gökten ateş ve duman düşecek ve denizlerin suları , göğe doğru köpüklerini kusarak buharlaşacak, ayakta olan her şey baş aşağı gelecek."
Ursula Southeil
Ursula Southeil hiç kuşkusuz insanlık tarihinde bilinen en büyük kehanetçi olarak görülebilir. Samuel Pepys zamanında bazı kesimler tarafından peygamber gibi görülen Ursula, İngiltere'nin Nostradamus'u olarakta düşünülebilir.Kehanetlerinden bazıları ise şöyledir.
"At olmadan ilerleyen bir at arabası gelecek ve tüm dünyaya keder ve üzüntü salıcak."
"Hızlı bir göz kırpma gibi, erkeklerin düşünceleri her yerlerde uçuşacak. Ve büyük mucizeler su ile gelecek, ne ilginç, bu hala doğru."
Mitar Tarabich
Mitar Tarabich Sırbistan'da 1829 – 1899 yıllarında yaşamış az bilinen bir kahindir fakat Sırbistan'ın 19.yy'daki politik olayları ile ilgili bir çok öngörüsü doğru çıkmıştır ve ikinci dünya savaşını tahmin etmiştir. Kehanetlerinden bazıları ise şöyledir:
Kendi topraklarımızdan gittiğimiz zaman kuzeye yöneleceğiz.Ve aptalca davranışımızı idrak ederek dönüşüm geçireceğiz.O zaman aramızdan,''adil olmayanı'' atayacağız.
Tüm dünya,garip bir hastalıkla boğuşacak ve kimse ona tedavi bulamayacak.(AİDS) Herkes,ben biliyorum,çok akıllıyım,bilim adamıyım der ama kimse bir şey bilmez..İnsanlar düşünüp duracaklar ama doğru sonuca ulaşmaları olanaksızdır.Çare:Tanrı'nın yardımıyla,etrafımızda ve içimizdedir..
"İnsanlar,temiz havadan,tanrısal tazelik ve güzellikten haz etmeyecekler ve sadece kariyerlerini büyütme peşinde koşacaklar.Kimse,bunları yapmaları için zorlamıyor;onlar gönüllüdür.."
"Adamlar,bir kutucuk icad edecekler.İçinde görüntülerle ilgili tertibatlar bulunacak(televizyon).Ama aletler,artık hayatta olmayan benimle irtibata geçemez..Halbuki görüntü cihazları,o hayata saç tellerinin birbirine yakınlığı kadar yakın olacaklar..
İnsan bu görüntü cihazları sayesinde dünyada olan biten her olayı izleyebilecek."
Robert Nixon
Robert Nixon, 15. yy da İngiltere'nin Cheshire şehrinde yaşamış küçük bir çiftçi idi. Çok az konuştuğu ve konuştuğunda da sessizce mırıldandığı için bir çok kişi tarafından zihinsel engelli olarak düşünülürdü. Fakat buna rağmen, gelecekle ilgili bir çok kehaneti doğru çıkmıştır. Bir kaçını sıralamak gerekirse;"Herkesin ağzında bacaları olacak (sigara)."
"Bir tınaz ve iki ağaç arası büyük bir savaş olacak (St. Albans savaşı)."
bunlara ek olarak Ay'a roketlerle yolculuğun mümkün olacağını, ses kayıt cihazlarının ve ampüllerin üretileceğini idda etmiştir. Sarayda, bir aşçının yanlışlıkla dolaba kitlemesi sonucu, kendisinin ölümünü tahmin ettiği biçimde yani açlıktan ölmüştür.
Papa kehanetleri
Papalar kehaneti, Aziz Malachy adına atfedilen ve 112 tane kısa latince kısa kehanetlerin bulunduğu bir listedir. Bu listeye göre, tüm katolik papalar (bir kaç anti-papa ile birlikte) tahmin edilmiş ve bu listede yer almıştırBu kehanetlerle ilgili en ilginç olan kısım, şuan ki papa Benedict XVI ile ilgili olan kısımdır. Listede, papa Benedict XVI'ten "zeytin şöhreti " olarak bahsedilir. Papa, 1054 yılında ki büyük bölünme de ayrılan doğu ortodoks kiliselerinin tekrar kurulması için uğraş vermiştir. Zeytinde Yunanistan'ın simgesidir ve papada bu bölgelerde ki kiliselerin tekrar kurulmasını istemiştir.
Beyaz at kehaneti
1843 yılında, Mormon dininin kurucusu olarak görülen Joseph Smith tarafından ortaya atılan kehanettir. "Rocky dağlarına gidin ve güçlü ve ihtişamlı insanlar haline gelin " kehaneti, St. john'a gelen vahiyde simgelendiği gibi beyaz at olarak tarif edilmiştir.Bu kehanete göre, Amerika'da daha önce hiç görülmemiş büyüklükte korkunç bir devrim olacak . Bu devrimde Amerika yüksek hükümetini kaybedecek, yeryüzünde ki tüm kötülükler bu ülkede deneniyor olucak. Baba, oğluna karşı ve de çocuk babasına karşı savaşacak, aynı şekilde anne kız çocuğuna, kız çocuğu da annesine karşı duracak. En kötüsü ise, adam öldürme, tecavüz hiç tahmin edilemeyecek oranda artış gösterecek.
St. Nilus kehanetleri
St Nilus, 5. yy da yaşamış St John'un öğrencisi olan münzevi bir keşiş idi. Kesin tarihleri belli olmamakla birlikte 20. yy ile ilgili bir çok kehanette bulunmuştur. Bu kehanetlere göre; 1900 yılından sonra, insanlar anlaşılmaz bir tavır takınacaklar. Deccalin gelme zamanı yaklaştığında, insanların kafasında şehvetli tutkular bir bulut yığını gibi büyüyecek, kanunsuzluk halk arasında yaygınlaşacak. Daha sonra, dünya anlaşılamaz bir hal alıcak. İnsanların görünüşleri de değişecek, elbiselerde ve saç stillerinde ki edepsizlikler yüzünden kadınları erkeklerden ayrımak imkansız olucak.
Bir zaman sonra, erkekler de kuşlar gibi uçabilecek ve balık gibi denizin dibine inebilecek. Tüm bu felaketler meydana geldikten sonra, Bu mutsuz insanlar Deccal'in aldatmalarını farketmeden hayatlarına devam edecekler.
Kaynak: sabah.com.tr
|
|
|
Ruh Elementinizi Öğrenin |
Yazar: Emka - 19-11-2017, Saat: 20:53 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
 |
Hangi Doğa Elementinin Temsilcisi Olduğunuzu Biliyor musunuz?
Evrendeki her şey birbiriyle bağlantılıdır ve hiçbir şey tesadüf değildir. Genellikle şunu unuturuz: Bizler insan şeklini almış ruhsal varlıklarız. Evrenin enerjisi bizi insan şeklinde ifade eder. Kozmos’a tabiyiz ve 5 fiziksel elementi bünyemizde barındırırız: hava, su, ateş, toprak ve eter. Eter doğada dominanttan çok çekinik bir elementtir.
Burada en çok hangi elementle bağlantılı olduğunuzu göreceksiniz. Bazı insanlar için bu dört elementin enerjisi de yoğundur ve hepsiyle de bağlantılılardır, ancak bazılarıysa doğrudan tek bir kategoriye aittir.
Peki siz kendi elementinizin hangisi olduğunu düşünüyorsunuz?
Ateş
Ateş ruhlar dünyaya verecekleri bir mesajları olduğu için buradadırlar. İçlerinde sonsuz bir alev vardır ve bu da onları rüyalarının ve hayallerinin peşinden koşmaya ve onları elde etmeye iter. Benliklerine karşı doğru olduklarında gerçekten çok büyük işlere imza atabilirler. Ancak doğru bir denge olmazsa ateş ruhutıpkı doğada olduğu gibi, çok yoğun bir şekilde agresif ve baskın olabilir. Yollarına çıkıp onları engelleyenlere karşı acımasız olurlar. Ancak daha büyük resme odaklandıklarında ve asıl güçlerini hatırladıklarında, rahat hissetmeye başlarlar ve mantıklarını hemen bulurlar. Ateş ruhların sorunu düzen dışı olmalarıdır. Kontrol altında olmadığı zaman bir yangın gibi yakıp kavururken, kendilerini kontrol altında tutabildiklerinde, bir meşale gibi aydıklık saçarlar.
Toprak
Toprak ruhlar bu gezegene iyileştirmek için gelmiştir. Kendilerini, başkalarını ve tüm dünyayı iyileştirmek… Doğal iyileştiriciler oldukları için bitkiler ve iyileştirici özellikleri onları çeker. Çiçek, bitki ve ağaçlara karşı içten gelen ve anlamlandıramadıkları bir sevgi beslerler. Toprağa uyumludurlar ve bunu içten bir şekilde hissederler. Amacı bu dünyayı daha iyi yaşanılır bir hale getirmek olan herşeyi sonuna kadar desteklerler. Ruh elementi toprak olanlar çok kararlıdırlar ve görevlerini yerine getirebilmek için sorumluluk almaktan kaçmazlar. Doğuştan liderlerdir ve genellikle hayatta sevdikleri insanlara yardımcı olabilmek için her zaman boş vakit ayırabilirler. Dengelerini kaybettiklerinde soğuklaşırlar, uzak ve endişeli dururlar. Dengelerini bulabilmek için doğada vakit geçirmeleri gerekir.
Hava
Hava ruhlar dünyaya yenilik ve vizyon getirmek için gelmişlerdir. Amaçları çok kutsaldır ve onlar aslında doğal öğretmenlerdir. Hava ruhlar öngörülü kişilerdir ve yenilikçi düşünceleri ve inançları sayesinde kalıcı değişiklikler yaparlar. Barışın koruyucusudurlar ve onu koruyabilmek için her şeyi göze alırlar. Herhangi bir durumu veya bir anlaşmazlığı çözebilecek doğal yetenekleri vardır. Ancak insanlar onların güvenini ve emeğini suistimal ettiği zaman doğal dengelerini kaybederler. Dengelerini kaybettiklerinde ise kendilerini diğer insanlardan soyutlamaya meyilli olurlar ve güvensizlik hissi yaşayabilirler.
Su
Su ruhlar dünyaya sanat, müzik ve yaratıcılık vasıtasıyla şifa dağıtmaya gelmişlerdir. Aşırı içgüdüsel kimselerdir. Yaratıcılık taraflarıyla araları çok iyidir ve her şeyi açık bir zihin ve açık bir kalp ile keşfederler. Su ruhlar çevrelerine karşı çok hassastırlar ve insanların enerjileriyle çabucak kaynaşırlar. Ve bunun farkında olmadan yaparlar. Sezgileri kuvvetlidir. Su ruhu kim olduklarını bilmeleri ve yaratıcılıklarına özgürce dolaşmayı izin vermeleri sayesinde canlanabilir. Geleneklere uymayan doğaları vardır ve uymaya zorlandıklarında dengelerini kaybederler. Dengelerini kaybettiklerinde bitkin ve bunalmış hisseder, aşırı hassas ve endişeli olurlar. Bir şeyle duygusal taraflarıyla ilgilenmek onlar için çok önemlidir. Kötü enerji kalıntılarını göz yaşıyla atmak onlara çok yardım eder.
kaynak: filoji.com/hangi-doga-elementinin-temsilcisi-oldugunuzu-biliyor-musunuz-ruh-elementinizi-ogrenin/
|
|
|
Kendinizi Zehirli Kişilerden Kurtarmak |
Yazar: Emka - 16-11-2017, Saat: 15:27 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
 |
Zehirli kişiler, çevrenize sizi baskı ve kontrol altına alan ama ihtiyaçlarınız ve hislerinize dikkat etmeyen kişilerdir. Kendilerine odaklanırlar ve sizinle hiç ilgilenmezler. Başka insanları bütün ve özerk bireyler olarak değil araç olarak görürler.
O halde “Kim buna dayanabilir?” diye sorabilirsiniz. Maalesef, bu tür muamele görmeye yıllarca, hatta bütün ömürleri boyunca katlanan insanlar var.
Çevrenizdeki zehirli kişileri teşhis etmek
Zehirli kişiler, öz güveni düşük olan kişileri kör eder çünkü biri size benzemediğinde, kendinizi onun yerine koymanız güçtür. Bu duygusal durumla karşılaştığınızda karşınızdaki kişinin zehirli olup olmadığını anlamak çok zordur ve hatta onları kızdırmak için nerede hata yaptığınızı sormanıza yol açar.
Zehirli kişi için ideal bir durumdur bu. İlişkiyi ya da hislerinizi incitmekten korkmazlar. Sizin öz güveninizi kullanarak kendi egolarını şişirirler.
Nerede hata yaptım? Düşünüp duracaksınız. Hayatınızdaki zehirli kişilere göre siz hiç bir şeye değmezsiniz. Yanlış giden her şey sizin hatanızdır. Bu görüşü öylesine benimsersiniz ki kafanızın içindeki kendini değerlendiren sesi dinlemediğinizin farkına bile varmazsınız.
Kimi zaman çevremizdeki zehirli kişiler yüzünden depresyon veya anksiyete gibi duygusal durumlar ortaya çıkabilir. Bu kişiler partnerimiz, ailemiz, arkadaşlarımız ya da iş arkadaşlarımız olabilir.
Zehirli insanlardan kendimi nasıl kurtarırım?
Zehirli insanlardan kendinizi uzaklaştırmak için onların iznine ihtiyacınız yok. Öz güveninizi artırmak için çalışmalı ve bu zararlı kişilerden kendinizi kurtarmalısınız. İlk başta ne kadar canınız yanarsa yansın bunu başarmalısınız. Hayatınızın gözlerinizin önünde uçup gitmesine izin vermeyin ve kontrolü ele alarak sonsuz bir sarmala düşmekten kurtulun.
Öz güveniniz dipteyse, iyileşmeniz biraz zaman alacaktır ama ilk adımı atmış bulunmaktasınız.
Kendinize dair değerlendirmeniz sonucunda düşük bir not aldığınızı fark ettiğinizde, tutunabileceğiniz bazı gerçekler şöyle:
Kendinize değer vermek için başkalarının övgüsüne dayanamazsınız. Hepimiz birbirimizi ne kadar takdir ettiğimizi söylesek, muhteşem bir dünyada yaşıyor olurduk. Ama insanlar bunu ne sıklıkta yapıyor ki? En son bir yere gittiğinizde “Çok iyi gözüküyorsun!” ya da “Büyüleyici bir insansın” ya da “Gülümseyişin çok hoşuma gidiyor, günümü aydınlatıyor” dedi?
Kendinizi başkalarıyla karşılaştırarak çok fazla zaman harcadığınızda, kendinize dair korkunç bir imaj oluşturabilirsiniz. Dışarıdan bakıldığında herkesin durumu daha iyi gözükmektedir ama hepimizin kendi problemleri var.
İçgüdülerinize güvenebilirsiniz. Şüphe, öz güveninize darbe indirir. Kendi kararlarınıza ya da algılarınıza güvenememek, kendinizi kusurlu hissetmenize yol açabilir. Yargılama bu noktada bir kartopu gibi yuvarlanmaya başlar.
Pür dikkat olun
Pür dikkat sözünü duymuşsunuzdur: O anda düşüncelerinizi ve duygularınızı gözlemlemek ve yargılamadan oldukları gibi kabul etmek demektir.
Gün boyunca pür dikkat olmanın bir yolu var. Kendi yargıcınız olmaya başladığınızda frene basmak önemlidir. Endişeli düşüncelere daldığınızda, büyük bir “dur” tabelası hayal edin. Kendinize şöyle deyin: “Kendimi şu anda değerlendirmeme gerek yok. Bu bir sınav değil. Sürekli olarak gerçekleştirmem gereken hedefler belirlememe gerek yok. Tek yapmam gereken şey, yaşamak.”
Zehirli insanlar bu mantradan nefret edecektir ama bu durum kendinizi daha da çok sevmenizi sağlamalıdır. Zehirli insanlar sizi takdir etmezler. Bu yüzden kendinizi takdir etmenizi de istemezler. Kendi ihtiyaçlarınızı ve arzularınızı göz ardı edip tüm vaktinizi onların ihtiyaç ve arzularına ayırmanızı isterler. Göz dağı vererek bunu başarırlar. Siz bütün bir varlıksınız, sevgi ve saygıyı hak eden değerli bir insansınız.
Yumurta kabukları üzerinde yürümeyi bırakın ve kendinizi zehirli insanlardan uzaklaştırma cesaretini gösterin. Gerçek dost ve sevdikleriniz, sizi olduğunuz gibi kabul ve takdir eder ve asla değersiz ya da önemsiz hissetmenize izin vermez. Faydasız tek şey, kendinizi zehirli insanlara maruz bırakmaktır. Şimdi mutlu olun! Daha fazla beklemeye ihtiyacınız yok!
|
|
|
Zihin Gücünüzü Kullanmak İçin 6 Strateji |
Yazar: Emka - 16-11-2017, Saat: 15:24 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
 |
Bazı insanlar vücutlarını sağlıklı tutmak için elinden geleni yaparken, zihinsel sağlıklarının da aynı derecede önemli olduğunu unutuyor. Bu davranış şekli, ters etki yaratmaktadır çünkü zihin, egzersiz rutinleri ya da diyetlerin başarısızlıkla sonuçlanmasının başlıca nedenidir genelde. Zihninizin gücünü kullanabilmek için yapmanız gereken ilk iş onun varlığını unutmamaktır.
Sihre ya da olağanüstü güçlere ihtiyacınız yok. Yalnızca zihninizin davranışlarınızın, duygu ve düşüncelerinizin işlevlerini kontrol etmenize yardımcı olan alışkanlıkları izlemeniz yeterli. Peki bunu nasıl yapacaksınız? İşte zihin gücünüzü koruyabilmek için sürdürebileceğiniz bazı alışkanlıklar.
1. Enerjinizi amacınıza yöneltin
Planlarınız sırasında beklenmedik bir sorunla karşılaşırsanız, başınıza gelen şeye ya da buna neden olan kişilere lanet ederek enerjinizi harcamayın. Pozitif bir tavır takınmak için zihninizi hazırlamak daha iyi olacaktır. Tavrınızı kontrol edebilirsiniz ve bu yalnızca sizin elinizde.
2. Duygularınızın dizginlerini kontrol edin
Kızgın,üzgün ya da sıkıntılı hissetmekten şikayet ediyor ve ‘biri’ yüzünden böyle hissettiğinizi söylüyorsanız, başınız dertte. Gerçekten kuvvetli bir zihin, başkalarının baskısına boyun eğmez. Güçlü bir zihin, kendi duygularını kontrol edebileceğini bilir ve başkalarının hükmüne girmez.
3. “Altın para” olmadığınızı unutmayın
Herkesi memnun etmek imkansızdır. Belki çoğu kişi sizi sevecektir ama yanınızda rahat edemeyen birilerinin olması da kaçınılmazdır. Ama sorun bu değil. Güçlü bir zihin, gerektiğinde hayır demeyi bilir ve uyumlu olmadığı bir kişiye hoş gözükmeye çalışmadan dilediği kişiyle konuşabilir.
4. Esnek olmak, zihninizi sağlıklı tutar
Zihinsel katılık, ön yargılarla dolu kişilerin özelliğidir. Bütünlüğünüzü bozmayan ve hayatınız için olumlu olan tüm değişimlere kucak açın. Sonuçta, hayat en başından beri bir evrimden ibarettir. Değişimlerin çoğu zaman kaçınılmaz olduğunu anlamak, zihnin iyi uyum sağlayabilmesine yardımcı olur.
5. Başarılarınızın tadını çıkarın ve başkalarının başarılarını takdir edin
Geçmişte sorunlar yaşadıysanız, bütün kötü deneyimlerinize dair hatıraları beslemeyi bırakın ve insan olarak büyümenizi sağlayan şeylere odaklanın. Güçlü bir zihin, hayattaki rolünün sorumluluğunu alır ve hayatın daima kıyak geçmediğini bilir. Ama hepsinden önemlisi, güçlü bir zihin, iyi ya da kötü her deneyimin hayata dair dersler içerdiğini de bilir.
6. Geçmişin iyi yanlarını alın ve gelecek için plan yapın
Zihninizi yönetebildiğiniz ve dengeli hale getirdiğiniz zaman, geçmişte o kadar kolay sıkışıp kalmazsınız. Tam tersine. Zamanından faydalanmanın en iyi yolunun, kendi kararlarınızı içeren risk ve alternatiflerin bilgisiyle gelecek için plan yapmak olduğunu bilirsiniz.
Zihninizi yönetmek, yalnızca sizin yapabileceğiniz bir tercihtir. Zihninize hakim olun ve başkasının egemenliğine girmesine izin vermeyin.
Resim: Sunny studio
|
|
|
|