Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,077
» Son Üye: kuyucadisi
» Toplam Konular: 2,836
» Toplam Yorumlar: 3,067

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 1008 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 1008 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Nereden Başlamalıyım?
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: desdinova
07-04-2025, Saat: 11:03
» Yorumlar: 0
» Okunma: 566
Ayahuasca çayi hakkinda b...
Forum: ŞAMANİZM
Son Yorum: Gümüşkurt
29-12-2024, Saat: 23:19
» Yorumlar: 0
» Okunma: 496
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 907
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 824
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,797
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 9,237
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 26,575
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,461
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,745
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 2,010

 
  Omzunuzdaki Şeytanı Dinlemeyin
Yazar: Emka - 16-11-2017, Saat: 13:58 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Kafamızın içinde yaşayan negatif küçük bir yaratık var. Bu yaratık eleştirmen, neyi yapıp neyi yapamayacağımızı; nasıl davranmamız gerektiğini bize söyleyip durur.  Bu küçük şeytan bize zarar verir, üzerimizde baskı kurar, özgüvenimizi azaltır ve hatta bazen o kadar rahatsız edici ve ısrarcı olur ki en sonunda söylediklerine kulak vermeye başlarız.

Diğer omuzumuzda ise bizi cesaretlendiren küçük bir melek oturur. Neler yapabileceğimizi, bu durumdan çıkmak için ne yapmamız gerektiğini bize söyler. Her şeyin o kadar da kötü olmadığını; hayatın güzelliklerle dolu olduğunu anlatır.

Hangisini dinlediğinize göre günlük hayatınız şekillenmiş olur. Gerçekte, elbette bu şeytan da melek de sizin hayal ürününüzdür. Aslında, bu sesler üzerindeki hakimiyet de sizindir. Bu da, hiçbir şeyin ve hiç kimsenin sizi etkilemesine izin vermeden kendi isteğiniz doğrultusunda hareket edebildiğinizi gösterir.

İçinde bulunduğumuz duruma bakmadan kendi fikirlerimizi oluşturuyoruz. Negatif olan yolu , felaketi ve korkuyu da seçebiliriz; mutluluk yolunu, sakinliği ve olumlu yaşamayı da seçebiliriz.

Omzunuzdaki şeytanın konuştuğu dil

Korku dolu soruları kulağınıza fısıldamaya başladığı zaman fark edersiniz onu: “Ya eşim benim yüzümden trafik kazası geçirirse?” gibi sorular… Bu küçük şeytan, “korkunç”, “dayanılmaz”, “ne talihsizim” veya “ne kadar değersizim” gibi kelime ve cümleleri abartarak kurmakta diretir.

Bu şeytanın dili öyle sivri ve negatiftir ki, söylediği şeye inanırsanız mutsuz, korkmuş, endişeli ve sinirli hissedebilirsiniz.

Dinledikçe daha da büyür, iyice büyür ve sizinle konuşurken sesi iyice güçlenir. Bu şeytan aynı zamanda çok da ikna edicidir. Sizi kolayca ikna edebilir çünkü size yaptırmak istediği şeyleri tasarlayacak zamanı içerde bolca olmuştur.

Peki neden bu ses sizi endişelendirme konusunda bu kadar istekli? Aslında amacı sizi endişelendirmek değil. Bu küçük şeytan aslına bakarsanız sizi korumak istiyor ancak nasıl ve ne zaman sizi uyarması gerektiğini bilmiyor.

Bu şeytan eğer mağarada yaşıyor olsaydınız ve vahşi bir hayvan size saldırmak üzere olsaydı ,size çokça hizmet edebilirdi.  O zamanlarda, bu küçük ses hayatta kalmanız için ihtiyacınız olan tetikte olma güdüsüne hizmet ediyordu.

Ama modern zamanın şeytanının süresi doldu. Sokaklarda vahşi hayvanların yürüdüğünü bilmiyor ve aslında bu hayvanların olmadığından da habersiz. Yani aslında korkulacak bir şey yok.

Bu küçük şeytan “olması gereken” şeyler fikrini insanlara dayattı ve insanların çoğunlukla da sebepsiz yere üzüntü, acı ve öfke duymasına neden oldu.

ay-isigindaki-kiz.jpg

Şeytanı yok sayıp özgür kalın

Negatif hislerinizin yerini sağlıklı ve sorunlarınızı çözmeye yardımcı duygulara bırakması için, bu eleştirel sesi yok saymalısınız.

Önyargılı olmadan bu sesin ne söylediğine kulak verin. Söylediği şeyleri beğenmeseniz bile, bu sese hemen gitmesini söylemeyin. Bırakın konuşsun ve dikkat etmediğinizi anladığında tek başına sizden uzaklaşsın.
Ona gülüp geçin. Düşünürseniz aslında bu sesle alay etmenin kolay olduğunu görürsünüz. Çünkü bu ses çok abartılı ve gerçek dışı şeyler söyler size. Absürt olan bu fikirlere gülüp geçin ve kendinize küçük bir gülme terapisi ayarlamış olun.

Küçük şeytan ne düşünürse düşünsün, kendinize bir hedef belirleyin ve peşinden gidin. “Yapamazsın”, “bu işte iyi olmana imkan yok”, “sana gülecekler”, “bir daha onun gibisini bulamazsın”, “çekici değilsin ve kimse seninle ilgilenmeyecek” ve dahası…
Bunların hepsi sizi yolunuzdan çevirmek için söylenen sözler. Başarmasına izin vermeyin.

Zinciri kırmak ve şeytanı susturmak için, ne söylerse söylesin kulak asmadan harekete geçmek gerekir.

Onu sorgulayın. Söylediklerinin hiçbir gerekçesi yok. Bu sese, argümanını desteklemesi için sorular sorun. Böylece yanıldığını göstereceksiniz. Bu sesler, öznel inançlara dayalı; beş duyuya değil, gerçeğe değil.

Neyse ki, bu sese daha gerçekçi ve çevreye uygun eleştireler yapmayı da öğretebilirsiniz. Bunu başardığınız taktirde,  gerçekten bir vahşi hayvan peşinize düşerse, küçük ses artık kaçmanız için sizi doğru zamanda ve doğru şekilde uyarır. Ortalarda vahşi bir hayvan yoksa da, sessiz kalır.

Bu konuyu yazdır

  Kadınlar İçin, 5 Adımda Duygusal İyileşme
Yazar: Emka - 16-11-2017, Saat: 13:55 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Hayatımızın başından itibaren kadınlar olarak biz, toplum tarafından bize empoze edilen acı çeken rolünü üstlenmeye zorunlu hissederiz. Bu da bizi ihtiyacımız olan duygusal iyileşmeyi aramaktan alıkoyar.

Kadınlar olarak, cinsiyetimiz nedeniyle pek çok adaletsizlik ve haksızlıkla baş etmek zorundayız. O kadar çok negatif duyguyla başa çıkmaz zorunda kalırız ki, bu duygular sonunda günlük hayatımızın ve derin benliklerimizin bir parçası haline gelir.

Bu nedenle sıklıkla kalbimizi kontrol etmeli, içinde nefret barındırmadığımızdan emin olmalıyız ki, bir şeylerden vazgeçmek zorunda kaldığımızda bile duygusal olarak iyileşmeyi başarabilelim.

1. Adım: Yarayı bulun
“Bir kere keyif aldığımız bir şeyi hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. Derinden sevdiğimiz her şey bizim bir parçamız olur.” – Bernardo Stamateas

Aynada gördüğü kişiyi tanımıyor. Derinlerde bir yerde sakladığı bir şeylerin onu incittiğini biliyor. Acı, keder ve ızdırap yüzünden okunuyor, bu acının içinde yer alan bir yaradan kaynaklandığını biliyor ancak bunu itiraf etmek istemiyor.

Genelde aynada size bakan o kadın her gün kalkar, belki de tereddüt bile etmeden dünyaya meydan okur; bazen her şey basitçe açıklanabilir, “iyi bir gün geçirmiyor” olabilir. Bazen hissettiği tarifsiz üzüntü kafasını karıştırır, hayatını aksatır, omuzlarındaki yük ağırlaşır.

Böyle olduğunda, ruhumuzun derinliklerine bakmalı ve düşünmekten kaçtığımız, bize acı veren şeyin ne olduğunu arayıp bulmalıyız.

İncinen o kadın doğru cevapları bulmak için kendini sorgulamalı.

2. Adım: Yaranızı açığa çıkararak onurlandırın

Bazen insana konuşmak için harika bir beyin değil, dinlemek için sabırlı bir kalp gerekir.

Yaralarımız ve acılarımız bizi engeller. Onlar hakkında kafa yordukça daha da kötüleşirler. Bu yükleri ne kadar uzun süredir taşıyor olursak olalım, kurtulmak için onlar hakkında konuşmaktan kaçınmamalıyız.

Bizi dinleyen birine sahip olmak önemlidir, bu bir arkadaşımız, ailemizden biri, eşimiz ya da profesyonel bir “ruh hekimi” olabilir. Bizi sakinleştirecek, özgürleştirecek, endişelerimizden sıyıracak birine ihtiyaç duyarız.

1390212694372963622.png


3. Adım: Yarayı temizleyin

“Ak, yaşamak için ak… Ak, asla ölmeden ak…”  – Popüler Şarkı

En acı veren adım bu adımdır. Acımızı akıtmak ve ruhumuzu temizlemek bize zor gelecektir. Yaramızın içindeki iltihap ne kadar mikroplu olursa olsun, içimize attığımız her neyse onunla yüzleşmeliyiz.

Acılar, öfke, kin, yalnızlık, ihanet, üzüntü, suçluluk duygusu, kimseden destek görmemek, kimsenin bizi anlamaması gibi durumlar ruhumuzda derin yaralar açabilir, biz bunları düşündükçe acımız katlanarak artar.

Bu nedenle, acılarımızın kaynağını bulduğumuzda, onlara artık ruhumuzda yer vermeyi bırakmalıyız. Ağlayın, hem de istediğiniz kadar. Ağlamak her zaman acımızın bir bölümünden kurtulmamızı sağlar. Sessiz kalın, çıldırın, kağıtları parçalayın, yastıkları dağıtın… acınızdan kurtulmanızı sağlayacak ne varsa yapın.

Bu yöntem her zaman başvurduğunuz acıyla baş etme yönteminizden farklı olabilir, ilk etapta size tuhaf gelebilir. Ama pek çok insanın acılarıyla baş etmek için kullandığı yöntem bir işe yaramaz, acıyı içinizde tutmak onun kök salmasına, büyümesine yol açar.

4. Adım: Yarayı kapatın
“Bazı kadınlar bir şeylerin değişmesini umar, sonra hiçbir şey değişmeyince kendileri değişmeyi seçerler.” – Andre Lorde

Yaranızı kapatın ve bir daha mikrop kapmasına izin vermeyin. Yalnızca dikiş atmak yetmez, tamamen kapatın. Eğer birisi parçaları tamir etmeye çalışıyorsa, ortada kırılan bir şeyler var demektir. Bizim üstünde durmak istediğimiz de tam olarak bu.

Yaralarınızı dikerken iyi bir iğne kullanın. Kırılan parçalarımızı onarmak ve o mutlu, yenilikçi, neşeli kadını tekrar aynada görmek istiyoruz. Maskesi olmayan bir kadın, içten içe acı çekmeyen bir kadın…

5. Adım: Yara izliler kulübüne katılın
Acı geçene kadar bir yaranın ne kadar can yaktığını bilemeyiz. Önemli olan o yaranın nasıl oluştuğu ve sonra iyileşirken bize neler kattığıdır. Bu yükü kaldırabilen bir kadın için geride kalan yara izi bir sembole dönüşür.

Bu yüzden, hiç çekinmeyin, utanmayın ve iyileşen kadınlar kulübüne katılın. Her gün iç benliğinize yönelin ve duygusal açıdan sizi canlandırıp gençleştirebilecek yeni şeyler yapma ihtimalinizi artırın.


Kaynak: Aklınızı Keşfedi

Bu konuyu yazdır

  Kötü Bir Enerji Tarafından Rahatsız Edildiğinizi mi Düşünüyorsunuz?
Yazar: Emka - 15-11-2017, Saat: 15:26 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Aura Enerjinizi Temizlemenin 8 Yolu


Hayatta hepimize belli durumlar ve ilişkiler cazip gelir. Bu şeyler mıknatıslı gibidir ve bizi çekerler. Hepimizin hayatta alması gereken dersler vardır ve bize cazip gelen insanlar aslında bize hayat serüvenimizde yardımcı olacak insanlardır.

Yolumuzda olan her şeyi yaşamamız gereklidir ancak kendimizi toksik enerjilerden arındırabileceğimizden de emin olmalıyız. Aslında kendimiz ile ne kadar temasta olursak o kadar çok kendimizi arındırmaya ihtiyacımız vardır. Çünkü bu karanlık enerjilere karşı çok hassasızdır. Ne kadar anlayışlı olursanız o kadar çok insanları kendinize çekebileceğinizi fark edebilirsiniz. Bu yüzden kendinizle daha fazla duygusal yük taşırsınız.


Mistik bir ortam yaratın.


Çeşitli kültürlerde de bilindiği üzere, tütsüler aracılığıyla yaratılan ortamdan kaynaklı huşu hissi, sizi kötü enerjilerden arındıracak ve enerji seviyenizi oldukça fazla yükseltecek bir aktivitedir. Kaliteli bir tütsü aracılığıyla, kısık ışıkta oturun ve gündelik hayatla ilgili her şeyi geride bıraktığınızı hayal ederek kendinize saklı bir an yaratarak kendinizle vakit geçirin. 15 dakika gibi kısa bir sürenin ardından dahi kendinizi yenilenmiş hissedeceksiniz.

Aromatik yağlar

Aromatik yağlar kendinizi bitkin ve tükenmiş hissettiğiniz anlarda sizi mutlu hissettirir. Vücudunuzun ve bulunduğunuz ortamdaki kokunun enerji seviyeniz üzerindeki etkileri oldukça yüksektir. Aromatik yağlar sizi kötü enerjiden arındırır ve beyninizin yaydığı dalga frekansını yükseltmeye yardımcı olur. En iyi aromatik yağlardan bazıları gül yağı, sandal ağacı yağı, nane yağı ve lavanta yağıdır. Duş sonrası vücudunuza bu yağlardan sürebilirsiniz.

Meditasyon

Meditasyon hafızamızı güçlendiren, odaklanma yeteneğimizi arttıran birçok şeyle bağlantılıdır. Gündelik hayatta yüksek konsantrasyon sağlayabilen bireyler meditasyonun yarattığı enerji sarmalından iyi faydalanabilen kişilerdir. Meditasyon sizi gerçek enerji kaynağınızla bir araya getirir


what-is-the-colour-of-your-aura.jpg

İyileştirici olumlamalar yapın;

Basit gibi görünen bu cümleler aslında, oldukça güçlü silahlardır;

1. Tevazunun öneminin farkındayım. Kendi kendime yeterliyim.
2. Mutluluk saçan, güzel ve güçlü biriyim, tutkulu bir hayatın tadını çıkarıyorum.
3. Kendimi her şeyimle kabul ediyorum. Hem güçlü yönlerimin hem de zayıf noktalarımın farkındayım.
4. Sevgi hayattaki her şeyin cevabıdır, koşulsuz şartsız severim ve sevilirim.
5. Düşüncelerim pozitiftir ve kendimi doğru ve açık bir şekilde ifade edebiliyorum.
6. Akıllıyım ve hayatın gerektirdiklerinin farkındayım.
7. Evrense enerjiyle bir bütün halindeyim.

Affetmeyi öğrenin

Affetmeyi öğrenmek sizin cömertlik yolunda ilerlediğinizin en önemli işaretlerinden biridir. Yüksek enerjinin geçtiği psikoloji öğretileri, affetmeyi ve öğrenmeyi destekler. Affetmeyi öğrenmek, uğraşmak zorunda kaldığımız şeylerin gerçeğini göz ardı etmez. Affetmek bir zayıflık göstergesi değildir aksine doğruluk ve cesaret ister. Yalnızca affetmek ve sevgi o hasretini çektiğimiz huzuru getirir. Hintli bilge Meher Baba’nın da dediği gibi ‘’gerçek sevgi korkaklar için değildir’’.

Günlük tutun

Tarihte sözü geçen çoğu insan hayatlarının detaylı günlüklerini tutmuşlardır. Günlük onlara iki şeyi vermiştir: gelecek kuşaklar için kalıcı bir kaynak ve yazan kişiye içini dökme fırsatı. İhtiyacınız olmadığını düşünseniz dahi, günlük tutmak size hemen tadını çıkarabileceğiniz birçok şey sunar. Sizi daha pratik yapabilir ve yaratıcılığınızı dizginleyebilirsiniz. Belki düzenli yazarak içinizi dökme fırsatı yakalayacaksınız. Tüm bunlar günlük tutmaya değecek şeyler.

Doğada vakit geçirin

Doğada vakit geçirmenin hem fiziksel hem de zihinsel olarak birçok katkı yaptığı birçok araştırmada kanıtlanmıştır. Michigan Üniversitesi’nde yapılan araştırma doğanın zihinsel yorgunluk ve stres üzerine etkisini araştırmıştır. Bu araştırmada doğada olmanın bizi rahatlattığı, hafızamızı geliştirdiği, dikkatimizi arttırdığı ve kavrayışımızı arttırdığı ortaya çıkarılmıştır. Böylesine basit bir olayın psikolojimiz üzerinde bu denli büyük etkisi olması sizce de inanılmaz değil mi?

Hangi durumların size daha rahat geldiğine karar verdiğinizde isteklerinizi, ihtiyaçlarınızı ve kendinize nasıl daha iyi bakabileceğinizi öğrenirsiniz. Ve daha sonradan kendinizden emin bir şekilde kararlar vereceksiniz ve enerjinizi size hayat veren bu şeylere doğru çevireceksiniz.



kaynak :filoji.com/kotu-bir-enerji-tarafindan-rahatsiz-edildiginizi-mi-dusunuyorsunuz-aura-enerjinizi-temizlemenin-8-yolu/

Bu konuyu yazdır

  Günlük Burç Yorumları: 15 Kasım 2017
Yazar: Spiritüeller - 15-11-2017, Saat: 14:20 - Forum: Astroloji - Yorum Yok

15 Kasım Koç Burcu Yorumu
Günlük yaşamda gelir geçer şeylerle kendinizi çok oyalamayın. Gerçekten daha verimli ilerleyebileceğiniz, kendinizi geliştireceğiniz bir yön tayininde bulunmanızda fayda var. Yeniliklere açık olun. Sosyallik o kadar da kötü bir şey değil, yeni insanlarla tanışmaktan çekinmeyin.

15 Kasım Boğa Burcu Yorumu
Yaratıcılığınızı kendinizi sınırlamadan, özgür bir biçimde kullandığınız zaman ortaya mükemmel işler çıktığının farkındasınız. O halde kendinizi daha fazla sınırlamayın, özgürlüğünüze kavuşun. Gayet uyumlu bir ilişki içindesiniz ama onunla her konuda yarışıyor bir halde buluyorsunuz kendinizi ve bu da haliyle ilişkinize olumsuz yansıyor, size de yorgunluk ve halsizlik getiriyor. Hayatınızı artık düzene sokmalısınız

15 Kasım İkizler Burcu Yorumu
Maddi durumunuzu gözden geçirmek kaydıyla bugün biraz savurganlık yapabilirsiniz. Alışveriş size iyi gelebilir. Kendinizi daha enerji dolu ve mutlu hissedebilirsiniz. Hayatınızdaki bazı şeylere müdahale etmenin vakti geldi de geçiyor, artık değişiklik şart! 

15 Kasım Yengeç Burcu Yorumu
Kurallar sizi daraltıyor, değişikliğe ihtiyacınız var ama yaptığınız işi de mükemmel yaptığınız herkes tarafından biliniyor. Aşk konusunda sürprizler sizi bekliyor! 

burc-yorumlari.jpg

15 Kasım Aslan Burcu Yorumu
Yalnızlık aslında pek de tercih ettiğiniz bir durum değil. Pek hoşlanmıyorsunuz yalnızlıktan. Duygusal ilişkilerinizde pozitif gelişmeler var, o istediğiniz iletişimi artık rahatlıkla kurabilirsiniz. Mevsim değişirken direncinizi arttırın. Winter is Coming! 

15 Kasım Boğa Burcu Yorumu
Başarı detaylarda gizlidir! Sezgileriniz oldukça kuvvetli, güvenin. Sabırlı olun, sabrın faydasını yakın zamanda göreceksiniz. Yeteneklerinizi doğru değerlendirin.

15 Kasım Terazi Burcu Yorumu
Çevrenizdeki bazı kişiler tarafından kıskanıyor olabilirsiniz. Hiçbir konuda aşırıya kaçmadığınız sürece problem yok gözüküyor, her şey yolunda! Son günlerde yeme içmeniz aşırıya kaçtı gibi sanki, dikkatli olun.

15 Kasım Akrep Burcu Yorumu
Bugün hayalini kurduğunuz şeyin gerçekleşmesi çok yüksek! Her konuda ısrarcı bir yapıya sahip olduğunuz için bazı göz önünde olan gerçekleri bile atlayabiliyorsunuz. 

15 Kasım Yay Burcu Yorumu
Duygusal anlamda kendinizi iyi hissediyorsunuz. Partnerinizle her geçen gün aranızda güçlü bağlar oluşuyor. Çekim gücünüz bugün epey yüksek! Spekülasyondan uzak kalmaya özen gösterin.

15 Kasım Oğlak Burcu Yorumu
Aslında oldukça sakin bir yapınız var ama bazen çok kırıcı olabiliyorsunuz ve haliyle çevreniz bir şaşırıyor. Sorumluluk duygunuzun her geçen gün daha da güçlendiğiniz fark etmeniz size mutluluk veriyor.

15 Kasım Kova Burcu Yorumu
Sevdiklerinizle beraber muhteşem zamanlar geçireceğiniz bir gündesiniz! Bugünün keyfini çıkarmayı unutmayın! 

15 Kasım Balık Burcu Yorumu
Değişikliklerden hoşlanıyorsunuz. Çünkü kolay sıkılan bir yapınız var ve bu çevrenizce de bilinmekte. Maddi konularda hayatınızda bir takım hareketlenmeler meydana gelebilir. 

Bu konuyu yazdır

  Bilinçaltını Programlama İpuçları 4 Yöntem
Yazar: Emka - 14-11-2017, Saat: 16:05 - Forum: NOTLAR - Yorum Yok

Bilinçaltı; zihnimizin en bilinmez sorularından biri. Bilinçaltı için pek çok şey söylenebilir. Ama en önemli şey bilinçaltının hayatımızı nasıl etkilediğidir. Bilinçaltı bizim bilinçsiz beyin yapımızdır. Kısaca oraya tam bir erişimimiz yoktur. O bölüme yetki ve etkimiz sınırlıdır. Fakat yine de bilinçaltına bu 4 yöntem ile düşünce aşılayabilirsiniz.

İmajinasyon çalışmaları : Bir düşünceyi zihne (bilinçaltına) sokmanın en kolay yolu onu sürekli hayal etmek ve yaşanmış gibi canlandırmaktır. Bilinçaltının bir özelliği de gerçek ile hayal arasında bir ayrım yapmamasıdır. Hayal ettiğiniz düşünceleri bilinçaltınız gerçek olarak kabul etmektedir.

Olumlama çalışmaları : Her gün belirli saatlerde tekrar edilen pozitif cümlelere olumlama diyoruz. Bu cümleleri internetten bulabileceğiniz gibi şimdi ki zaman dilimini kullanın ve cümleler olumlu olacak şekilde, kendinizde üretebilirsiniz. "Şu anda huzur içindeyim. Her şey yoluna giriyor" gibi mesela.


Turn-Your-Brain-Off.jpg

Self-Hipnoz : Kendi kendinizi telkin edebilirsiniz. Sakince bir yere uzanın ve bir süre nefesinize odaklanın. Zihninizde sürekli "rahatlıyorum ve sakinleşiyorum" kelimelerini söyleyin. Beden ve zihin tamamen rahatladığında bilinçaltına girmesini istediğiniz cümleyi iletin mesela "Ben sigarayı bıraktım, Ciğerlerime temiz ve iyi hava doluyor" gibi telkin cümleleri iletebilirsiniz. Unutmayın, uyumadan önce ki an zaten hipnoz durumundaki hal gibidir. Onun için uyumadan önce istediklerinizi bilinçaltınıza iletin.


Farkındalık : Tüm yapmanız gereken şimdiye ve çevrenize odaklanmak. Eğer doğru şekilde şimdiye odaklanırsan çok garip hissedeceksin. Çünkü gerçek şudur. İnsanlar düşüncelerin içinde yaşarlar. Şimdiye odakladığınızda geçmiş üzüntüler ve gelecek kaygılar yok olur. Farkındalık devreye girdiğinde bilinçaltını fark edeceksiniz. Onun hayatınızdaki izlerini görmeye başlayacaksınız. Farkındalığınızı arttırın. Bu bilinçaltına girmenizi sağlayacaktır. Fikirlerinizi şimdi ki zamanı kullanarak bilinçaltına ulaştırabileceksiniz.




Kaynak Bilgi Erdemdir

Bu konuyu yazdır

  5 Adımda Enerjinizi Pozitife Çevirin.
Yazar: Emka - 14-11-2017, Saat: 15:57 - Forum: NOTLAR - Yorum Yok

Enerjinizi ve düşünce yapınızı değiştirecek güçlü ve kolay 5 adımı uygulayabilirsiniz. Eğer enerjinizi pozitife çevirirseniz olumlu düşünür ve olumlu şeyleri hayatınıza çekersiniz.

"Bir adım geri çekilin"
Hayatın o kadar içindeyiz ki çoğu zaman ne yaptığımızın bile farkında değiliz. Her şey otomatik pilotta olmakta. Yapmamız gereken hayatımızdan bir adım geri çekilmek ve enerjimizi değiştirmektir. Düşüncelerinizden bir anda sıyrıldığınızda sessizlik ve huzur sizi bekliyor olacaktır.

"Nefes almaya odaklanın"
Hayatta en önemli şey aslında nefes almaktır. İnsanoğlu nefessiz en fazla 3 dakika yaşayabilir. Sukunet içinde nefesinize odaklanın. Enerjiniz değişecektir.


fark%25C4%25B1ndal%25C4%25B1k.jpg

"Sessiz olun"
Gerçekte zihin bir ilizyondur. Ruhsal enerjimiz ise tamamen sessizdir. Zihnimizde binlerce düşünce ve fikir bizi huzursuz eder. Pozitif enerji için zihnimizi sessizleştirmeliyiz.

"Yavaş ol"
Telaş içindeyiz. Sürekli olarak problemlere karşı hızlı ve ani tepkiler veriyoruz. Ama gerçekte yavaşlarsak yaşamın gerçek akışına şahit oluruz. Çevremizdeki her şeyi tam anlamıyla fark ederiz.

"Kendine iyi davran"

En acımasız davrandığımız kişi kimdir sizce... Genellikle bu kendimiz oluyoruz. Kendimize iyi davranırsak enerjimiz değişecektir. Kendine zaman ayır ve en önemlisi kendini sev. 


Kaynak: Bilgi erdemdir.

Bu konuyu yazdır

  Bilinçaltınızı Anında Etkileyecek 10 olumlama cümlesi
Yazar: Emka - 14-11-2017, Saat: 15:54 - Forum: NOTLAR - Yorum Yok

Bilinçaltı ve bilinç birbirinden ayrı iki kavram gibi dururlar ama aslında birdirler. Bilinçaltı aldığımız kararların büyük bölümünde etki sahibidir. Etkisi bilimsel olarak pek çok kez test edilmiştir. Peki bilinçaltımıza ne söylemeliyiz ki zihnimiz pozitif yönde etki alsın. Bu 10 cümleyi bilinçaltınıza mutlaka söyleyin.

1- Kendimi Seviyorum ve Kendimi Kabul ediyorum.
Bilinçaltımızın en çok duymaya ihtiyacı olan sözcüklerden biridir. Bu cümle size olumlu bir hissiyat verecektir.

2- Ben bilinçaltımda kayıtlı tüm arşivi affediyorum.
Bilinçaltınız sizin veri depolama merkeziniz gibi çalışır. Bu cümle ile yüklerinizi hafifletebilirsiniz.

3- Ben aklımla ve tüm vücudumla bir bütünüm.
Bilinçaltınızı kabul ettiğinizde olumlu ve iyi hissedeceksiniz. Olumlu düşünmenizi sağlayacaktır.

4- Her şeyi başarabilirim.
Bilinçaltının en büyük korkularından biri başarısızlıktır. Çünkü başarısızlık büyük yıkımları beraberinde getirebilir.

bilin%25C3%25A7alti.jpg

5- Ben hayatımın tasarımcısıyım. Kararlarımı verir ve doğru adımlar atarım.
Bilinçaltınızın karar vermenizi etkilemesinde en büyük etken sizin iyiliğinizdir. Fakat kararlarınıza güvenmeniz olumlu bir dönüş yapacaktır.

6- Bugün eski alışkanlıklarımı bırakıp yerlerine yeni ve iyi olanları alıyorum.
Bilinçaltınız alışkanlıklarınıza sahip çıkan merkezdir. Bir şeyi bırakamıyorsanız bu kesinlikle bilinçaltı ile ilgilidir. Bu cümle ile bilinçaltınıza daha olumlu yüklemelerde bulunabilirsiniz.

7- Kendime güveniyorum. Zorluklar benim için kolaya dönüşüyor.
Bilinçaltınızın temelde sizin için istediği bu ama genellikle kendimize güvenimiz hep düşük oluyor...

8- Geçmiş ile barışıyor ve sevgiyle serbest bırakıyorum.
Geçmişimiz bilinçaltımızın gölgesinde yaşar. Eğer bilinçaltımızı olumluya çekmek istiyorsak bu cümle ile olumlama yapmalıyız.

9- Bilinçaltımı tüm olumlu düşüncelere açıyorum.
Bu sayede bilinçaltınız olumlu olaylara daha dikkat edecektir.

10- Kendimi özgür kılıyorum. Beni bağlayan tüm ipler çözülüyor.

Bilinçaltınız büyük bir yönetim içindedir ve sizi egonuz ile kontrol altında tutar. Bu olumlama ile bilinçaltınızın olumlu bir şekilde çözülmesine yardımcı olabilirsiniz.

Bu konuyu yazdır

  NİYET VE TESLİMİYET HUZURUN ANAHTARIDIR
Yazar: Emka - 14-11-2017, Saat: 15:50 - Forum: NOTLAR - Yorum Yok

1) Her şeye açık olun. Her ne oluyorsa ona açık olun.
 
2) Bir şeylere tutunmaya çalışmayın. Bırakın giden gitsin , gelen gelsin.
 
3) Kalbinizde kalın. Her ne olursa olsun gerçek hislerinize sadık kalın.
 
4) Hayatımızdaki insanlar değişecek. Bunun olmasına izin verin ve sürece güvenin. Amaçlarına hizmet etmiş ve artık derinleşip gelişmeyen ilişkilere tutunmak zorunda değiliz.
 
5) Evinizi , yaşadığınız yeri değiştirmekten korkmayın . Eğer hislerimize karşı gerçekten açıksak , doğru yerlere yönlendirileceğiz.
 
6)Yapmakta olduğunuz ya da eğitimini aldığınız işlere saplanıp kalmayın. Kendinize gerçekten ne yapmak istediğinizi sorun. Sizi hangi iş gerçekten mutlu ederdi ?
 
7) Hayatta sevinci arayın. Her ne pahasına olursa olsun. Sizi mutlu eden şeyi bulun ve onu yapın.
 
8) Hislerinizi dinleyin , sizi neyin mutlu ettiğine kulak verin , sezginizin size söylemeye çalıştığı şeyi dinleyin.
 
9) SEVMEYE cüret edin! Her nerede bulunuyorsanız bulunun , kiminle birlikte bulunuyorsanız bulunun , her ne yapıyor olursanız olun sevecen bir varlık olun. Kalbinizi açın ve onu açık tutun. Bu sahip olduğumuz en büyük korumadır.

10) Mümkün olduğunca çok yükümlülüğünüzü tamamlayıp bitirin. Buna dünyevi yükümlülükler , ailevi yükümlülükler , mali yükümlülükler , spiritüel yükümlülükler dahildir. Bitirdiğimiz her yükümlülük bizi özgürleştirir.
 
11) Kişisel olarak artık gereksinim duymadığınız her şeyi bırakın ya da başkasına verin. Dolaplarınızı , kitaplarınızı , malınızı – mülkünüzü , ilişkilerinizi , taahhütlerinizi , sorumluluklarınızı gözden geçirin ve Öz Benliğiniz ile uyum içinde olmayan her şeyden kurtulun. Bunu ölçüp tartmanın bir yolu da , bir şeyin size bir hafiflik ve sevinç mi , yoksa sıkıntılı bir ağırlık mı verdiğini hissetmektir. Bırakmak harika bir duygu verir ve Yeninin yaşamınıza girebilmesi için boşluk yaratır.
 
niyet.jpg


12) Dürüst olun. Kastettiğiniz şeyi söyleyin ve söylediğiniz şeyi kastedin.
 
13)Birbirinize saygı gösterin. Hepimiz muhteşem kozmik varlıklarız. Her birimiz. Sadece , bazılarımız muhteşem kozmik varlıklarımızı çok iyi tebdili – kıyafetlerle gizliyoruz. Kendimize ve birbirimize dürüstlük , saygı ve sevgi ile davranalım. Bu yapabileceğimiz en kökten dönüşüm geçiren şeylerden biridir.
Kendimizi tümüyle sevip kabullenmemizin zamanı gelmiştir.
 
14) Gelin , tüm kendimizden kuşkularımızı , öz saygısından yoksunluğumuzu , kendimizi aşağılayıp yargılamalarımızı bir kerede ve tümüyle bırakalım. İyi , cesur , sevecen nazik ve akıllı varlıklar oluşumuza saygı gösterelim.
 
15)Güçlü olmaktan korkmayın : Hepimiz güçlüyüz. Hepimiz müthiş yeteneklere sahip son derece muktedir varlıklarız. Hepimizin içinde derin sevgi ve iyilik hazineleri var. Artık gücümüzden korkmamız gerekmiyor.Açık , berrak olmamız gerekiyor. Ve kendimize ve yeteneklerimize güvenmemiz gerekiyor.
 
16)Bağışlama özgürlüğün anahtarıdır. Biraz zaman ayırıp , hayatınızdan geçmiş herkesi bağışlayın. Tüm geçmiş deneyimlerinizi bağışlayın. Kendinizi bağışlayın. Hepsini kendi benzersiz yolculuğunuzun , size tam da gelişmek , dönüşüm geçirmek ve özgürleşmek için ihtiyacınız olan şeyi veren bir parçası olarak görün
 
17) Her şey için şükran duyun. Kimseniz o olduğunuz için şükran duyun. Tüm deneyimleriniz , ilişkileriniz , çevrenizdeki her türlü güzellik için şükran duyun. Karşılaştığınız her iyi davranış , yaşadığınız her sevgi anı , her türlü beslenişiniz için , doğanın verdiği ilham için şükran duyun. Her an , en karanlık anlarımızda bile şükran duyacak o kadar çok şeye sahibiz ki.
 

18) Her nerede yapabiliyorsanız , orada güzellik yaratın. Her Sevgi ifadesi gibi , güzel olan her şey tüm gezegenin rezonansını yükseltir.

Bu konuyu yazdır

  Frekansımızı Yükseltmek İçin Yapabileceklerimiz
Yazar: Emka - 14-11-2017, Saat: 15:47 - Forum: NOTLAR - Yorum Yok

Frekansımızı yükseltmek için:

-Önce niyet, niyet olmadan sonuç da olmaz.

Frekansımı yükseltmeye niyet ediyorum. Frekansımı yükseltecek halde olayım.

-Nefes: Her ne zaman bir nefes alsak, içimize frekans çekeriz. Burnumuzdan derin bir nefes alalım, karnımızın şiştiği, göğüs kafesimizin genişlediği ve boğazımıza kadar, bir süre tutalım ve yavaşça burnumuzdan bırakırken bizi rahatsız eden düşüncelerin de verdiğimiz nefesle birlikte bizden çıkıp gittiğinin farkına varalım. Bırakalım, nefesimizi verelim ve çıkıp gitsin.

-Sihirli Küre: Önümüzde bir küre hayal edelim ve bu kürenin içine keyfimizi kaçıran olaylara ait düşüncelerimizi, bunlara ait sahnelerden-tam da canımızı sıkan anın fotoğrafını, bize bundan böyle hizmet etmeyen olumsuz tecrübelerimizi, öfkelendiğimiz olayları, bizi üzen olayları, yükleyelim. Kürenin içine her şey sığar, dışarıdan küçük ama içinde sınırsız yer var. Tamam dediğimizde, küremizin lazer sapana yerleştiğini ve ışık hızıyla uzaya fırlatıldığını izleyelim. Uzaya vardığı anda lazerin ateş ederek onu yok ettiğini, moleküllerine ayrıldığını, bir toz tanesi bile kalmayacak şekilde yok olduğunu seyredelim. Bizden çıkıp gitti ve uzayda, moleküllerine ayrıldı. Bize hizmet etmeyen, bıraktığımız bu olaylar, evrenin akışında hizmet etmek üzere güneşe gider ve güneşin içinden hayırlı ve sevgi dolu olarak kainattaki yeni yolculuklarına uyumlanırlar. Şimdi, bizden çıkıp gidenlerin yerine sevgi frekansını yükleyebiliriz. Bu sefer önümüzde pembe ışıktan bir küre hayal edelim ve bu küre sonsuz ve sınırsız sevgi ile ışıldıyor. Küreyi alıp kalbimize doğru götürdüğümüzde, kalbimize yerleştiğini, kalbimizin eskisinden canlı, sağlıklı ve ışıl ışıl atmaya başladığını fark edelim.

Müzik: Müzik ruhun gıdasıdır ifadesi tesadüfen söylenmiş bir söz değildir. Frekansımızı yükseltecek müzik dinleyerek, kutlayalım. Dinlediğimiz şarkıların sözlerine dikkat edelim. Bize bizi anlatıyorlar, anda yaratmakta olduğumuz geleceği kulağımıza fısıldıyorlar.

-Meditasyon: Düşüncelerimizin önce bir çağlayandan dökülüyorcasına aktığı ve sonrasında tamamen sessizliğin hakim olduğu, bizi bizden alıp götüren güzel bir çalışma için, 528 hz Solfeggio frekansını veya 432 hz uyumlu bir müzik ile yapılan meditatif bir çalışma hepimizin doğal hakkıdır.

-Aromaterapi: Kokulu mumlardan ve buhurdanlıkta keyifle yaktığımız yağlardan, bulunduğunuz ortamın ve kendimizin de frekansını yükseltmek için yardım alabiliriz.

-Renkler: Yedi temel renkten hangisine o anda ihtiyaç duyuyorsak, o renge ait bir kıyafet giyebiliriz veya o renkteki bir objeye bakıp, ona dokunabiliriz. Taşlardan yardım alabiliriz. Veya o rengin bizi sarıp sarmalayan bir küre olduğunu, içinde ışıldadığımızı, sevgiyle sarmalandığımızı düşünebiliriz.


99fd5ac17c79e71947ea4b2339113a1b3dda7e9e.jpg


-Doğa: Doğada rezistans yoktur. Doğaya çıkabilir, deniz kenarına, ormanlık bir alana, çocuk oyun parkına, ağaçları, kuşları, kelebekleri, bulutları, güneşi seyredip kendimizi ödüllendirebiliriz.

-Teslimiyet: Frekansımızı düşüren olaya teslim olmak, atılabilecek kıymetli adımlardan biridir. Belki de şu anda, bu halde olmaya ihtiyacımız vardır. Bu halden kurtulmalıyım diye kendimize baskı yaptıkça, yarattığımız rezistans, daha fazla rezistansa sebep olur. Hatırlayalım ki sadece bizimle titreşimi eşleşen olayları deneyimleriz. Kendimize ve frekansımızı düşürdüğünü düşündüğümüz kişiye mektup yazabiliriz. Bu mektuba ek olarak korkularımızı, pişman olduğumuz bir davranışımızı, öfkemizi yazabiliriz. Kağıtla kalemin arasına ego giremez. Yazalım ve kendimize dürüst olalım. Bu yazdıklarımızı daha sonra ister yakabiliriz, ister yırtıp buruşturup, çöpe atabiliriz. Bu yazdıklarım bundan böyle bana hizmet etmiyor, onlar şu anki bana ait değiller, benden çıkıp gittiler, kendi kendime attığım ve attırdığım düğümleri açtım. Bugüne kadar yapmış olduğum hatalar için herkesten özür dilerim ve bugüne kadar bana yapılmasına izin verdiğim hatalar için de kendimden ve herkesten özür dilerim. Teşekkürler. Yazalım ve akışa teslim olalım.

-Şükür: Şükrettiğimizde, şükredecek olayları yaratırız. Bulunduğumuz noktada şükredecek hiç bir şey yokmuş gibi mi görünüyor? Bir kez daha bakalım hayatımıza. Var olduğumuz için, nefes alıp verdiğimiz için, yağmurlu bir günde yanımızda şemsiye olduğu için, yok mu-ne güzel, doğanın harikasıyla usul usul ıslandığımız için, karşıdan karşıya geçerken annesinin elini güvenle tutan o tatlı çocuğun gülümsemesine şahitlik ettiğimiz için, bir sokak kedisini veya köpeğini okşadığımız için, şu anda bu duayı edebildiğimiz için, kendimiz ve bütün için hayırlısını isteyebilecek halde olduğumuz için… Listenin mantığını anlamışızdır-Şükrediyoruz. Şükredebildiğimiz için şükrediyoruz.

-Su: Su da ışık gibi muhteşem bir frekans yükselticidir. Suyun iletken özelliğini, düşünceyi taşıdığını bugün hemen herkes biliyor. Dr. Masaru Emoto‘nun değerli çalışmasıyla, içgüdüsel olarak bildiğimiz bu bilgi, hepimize birbirinden güzel ve anlamlı resimlerle gösterildi. Bir bardak suya konuşabiliriz. Mesela şükürlerimizi veya suya sevgilerimizi sunup, teşekkür edebiliriz ve yudum yudum içerken şifalandığımızı, sevgiyle sarılıp sarmalandığımızı, neşe ile ödüllendirildiğimizi düşünebiliriz. Aynı şekilde duş alırken de su ile arındığımızı ve yenilendiğimizi düşünüp, bize bundan böyle hizmet etmeyen olumsuz tecrübelerimizin bizden akıp gittiğinin sezgisinde olabiliriz. Şu anda duş alamıyor muyuz? Hemen ellerimizi yıkayalım ve keyfimizi kaçıran bu olaylar ve onlara bağlı düşünceler bizden akıp gitsin.


Frekansımızı yükseltebileceğimiz daha birçok yol ve metot var ve hepsi mümkün. Önce iç sesimizi dinleyebiliriz. Bugüne kadar henüz hatırlanmamış bilgilerin olduğu sonsuz ve sınırsız kaynakla bağlantıya geçtiğimizde, yolumuz da kolaylıkla ve sevgiyle açılır. Güvendeyiz ve biriz, bağlantıdayız. Her şey hayatımızın iyiliği için birlikte çalışıyor, şimdi.

Bu konuyu yazdır

  Neye odaklanırsak, neye dikkatimizi verirsek onu yaratıyor, onu çoğaltıyoruz.
Yazar: Emka - 14-11-2017, Saat: 15:32 - Forum: NOTLAR - Yorum Yok

Neye odaklanırsak, neye dikkatimizi verirsek onu yaratıyor, onu çoğaltıyoruz. Sakınmaya çalıştığımız şey yerine elde etmeye çalıştığımız pozitife odaklanmak çok önemli.
Size gerçek bir hikâye anlatacağız. Bir kadının gözlerinde çaresi olmayan bir hastalık oluşuyor ve kör olma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Doktorlar hiç bir şey yapamayacaklarını soyluyorlar. Çok kararlı olarak ve duyduklarından hiç hoşlanmayarak kadın, bu kadar çaresiz kalmasa asla yönelmeyeceği alternatif terapilere yöneliyor. Bunu yapmayı gülünç buluyor ama içinde bulunduğu çaresiz durumdan dolayı denemeye karar veriyor.

Sonunda kadın alternatif yöntemler uygulayan bir terapiste gidiyor. Terapist ondan hayatini ve kendisini anlatmasını istiyor. Anlatmaya başladıktan sonra birden terapist kadını susturuyor ve ” son 10 dakika içinde tam 15 kez “nefret ediyorum” cümlesini kullandığınızın farkında mısınız? ” diyor. Kadın şoka uğruyor. Pek çok şeyi açıklarken “nefret ediyorum” kelimesini kullandığını fark ediyor…

“Dünyanın gitmekte olduğu halden nefret ediyorum”
“Okullarda çocuklara davranma şekillerinden nefret ediyorum”
“Onu görmekten nefret ediyorum”
“Bunu yapmaktan nefret ediyorum”

Bu onun için gerçekten göz açtırıcı bir deneyim oluyor. Bunun üzerinde kullandığı kelimeleri değiştiriyor ve yıllar sonra hala mükemmel görebiliyor.
Burada Evrensel Kanunlardan “odaklanma kanunu” devreye giriyor.

maxresdefault.jpg

Odaklanma Kanunu
Neye odaklanırsak, neye dikkatimizi verirsek onu yaratıyor, onu çoğaltıyoruz.
Sakınmaya çalıştığımız şey yerine elde etmeye çalıştığımız pozitife odaklanmak çok önemli. Örneğin asla yaşlanmamaya odaklanmayın, bunu yaparsanız kısa surede yaşlanacağınız kesin. Bunu yerine sağlıklı, enerjik ve genç olmaya odaklanın, dikkatinizi bunlara verin.

Kullandığımız kelimelere dikkat etme konusunda çok ilginç bir takım bilgiler var, öyle ki “-sız” takısı ile biten kelimeleri bile literatürünüzden çıkarın.
Örneğin “sınırsız bolluk istiyorum” derken, aslında bilinçaltınızın anladığı sınırlı bolluk. Bir başka örnek de “kolay, çabasız ve eğlenceli bir ilişki istiyorum” derken aslında kolay, çaba gerektiren ve eğlenceli bir ilişki çekiyorsunuz çünkü “çaba” kelimesinden sonraki “sız” eki onu olumsuz hale getiriyor ve bilinçaltınız bu kelimeyi caba olarak isleme sokuyor. Bunun yerine “kolay ve eğlenceli bir ilişki istiyorum” demeniz ve bunu düşünmeniz, böylesi bir ilişkinin size gelmesini çok daha kolaylaştırıyor.

Ağzınızdan çıkan kelimelere dikkat etmeye çalışın. Yakınlarınıza söylediklerinize dikkat etmelerini rica edebilirsiniz. En çok neler söylüyorsunuz, ne tür kelimeler, deyimler, sıfatlar kullanıyorsunuz…
“Binlerce kilometrelik bir yola çıkmak için önce bir adım atmak gerekir” deyişinden yola çıkarak,

1- Yazın
Küçük, sevimli bir defter alın ve her sabah şükrettiğiniz 5 şeyi bu küçük deftere yazın… Her şeyi yazabilirsiniz… Örnek: “görebildiğim için, akşama yiyeceğim olduğu için, kuşların seslerini duyabildiğim için”…siz bu çalışmayı yaptıkça neler neler bulacaksınız şükredecek… Ve şükretme enerjisi Evrene en doğrudan “bunlardan daha fazla istiyorum” demektir ve Evren sizi çok rahat duyabilecektir.

2- Güzel şeyler söyleyin
Her gün yakın çevrenizden veya hiç tanımadığınız insanlardan (dükkânlarda servis verenler, dolmuş şoförü, simitçi) 2 kişiye onları iyi hissettirecek bir şeyler söyleyin… Bu kişiler ne kadar tanımadığınız kişiler olurlarsa o kadar iyi… ve verdikleri tepkiyi izleyin…

3- Teşekkür edin
Beğendiğiniz şeyleri insanlara ifade edin, teşekkür etmeyi alışkanlık haline getirin… Gıda ürünleri satılan bir dükkâna girdiniz ve mesela çok temiz buldunuz, “ne kadar temiz bir dükkân, çok hoşuma gitti” deyin…

4- Sözlerinize dikkat edin!

Söylediklerinize dikkat etmeye başlayın. Ağzınızdan çıkanlara önem verin. Sözlerinizi, cümlelerinizi fark edin. Bunun için etrafınızdan da yardım isteyebilirsiniz. Onlar sizi dışarıdan bir göz olarak çok iyi gözleyebilirler. İnsanoğlu kadar kendisine kör bir başka varlık yoktur bu dünyada…

Bu konuyu yazdır