Submit Face book
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 5/5 - 1 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Nazarın Temeli Telekineziye Dayanır


Nazarın Temeli Telekineziye Dayanır konusu, TELEKİNEZİ forumunda tartışılıyor.
#1
Anadolu’da binlerce yıldır halk geleneklerinde yaşatılan inançlardan biri de nazar inancıdır… Çok çeşitli kültürleri bünyesinde barındıran Anadolu, sadece coğrafi olarak doğu ile batıyı birbirine bağlamakla kalmaz, aynı zamanda doğu ile batı kültürleri arasında da tarihin her döneminde bir köprü olma fonksiyonunu sürdürmüştür. Nazar inancına sadece Anadolu’da değil, hemen hemen dünyanın her yerinde rastlanmaktadır. Çok eski devirlerden beri; bu zararlı kuvvete karşı çeşitli şekillerde insanlar kendilerini korumaya çalışmışlardır. Nazarın zararlı etkilerinden korunmanın ilk çaresi, “göze gözle”karşı koymak düşüncesi olmuştur. Nitekim en eski toplumlardan, günümüze kadar, rengi ve şekli gözü andıran bazı objelerin nazarlık olarak kullanıldığını görüyoruz.

Eski Mısır’da “Osiris’in Gözü” ve “Horus’un Gözü” diye bilinen bazı ezoterik semboller aynı zamanda nazarlık olarak da kullanılmıştır. Bu şekilde sembollerin negatif tesirleri uzaklaştırdığına inanılırdı. Objelerin pozitif veya negatif bir enerjiyle yüklü bulunabileceği görüşü de, “nazarlıkların” ortaya çıkışını hazırlayan bir ikinci faktördür. Nazarlık olarak kullanılan objenin içerdiği düşünülen kuvvet, sadece onun biçimsel formundaki özelliğinden kaynaklanmamaktadır. Aynı zamanda nazarlığın yapıldığı madde de hesaba katılmaktaydı. Hatta birinci derecede nazarlığın yapıldığı madde üzerinde durulurdu. Zira bu maddenin özünde gizli kuvvet taşıyan bir nitelik olması gerekmekteydi. Eski devirlerde böyle maddelerin yeryüzünde mevcut olduğunu, ezoterik kaynaklardan biliyoruz.

Bu tür maddelerin; kozmik bir takım enerjileri çekip bünyesinde toplayabilme özellikleri vardı. O devirlerdeki nazarlıkların hem şekillerinin; hem de yapıldığı maddenin önemi büyüktü. Bu iki faktörün bir arada bulunmasına dikkat edilirdi. Eski Mısır ve Babil’de bu nazarlıklara oldukça sık rastlanmıştır. Anadolu’ya intikal eden nazarlıklardan el ve göz şeklindeki olanlar, çok yaygın olarak kullanılmıştır. Tabi zaman içinde bu nazarlıklar da bir takım değişimlere uğramışlardır. Örneğin nazarlığın yapıldığı o ilk zamanlardaki madde belli bir süre sonra kaybolup gitmiştir. Günümüzde, mağazalarda satılan el yada göz şeklindeki; altından, gümüşten, pirinçten, ağaçtan, fildişinden ve mavi camdan yapılmış nazarlıklar eski özelliklerinden epeyce şeyler kaybetmiş olsalar da, yine de varlıklarını sürdürmektedirler.
Hatta, çoğu yerde süs eşyası haline dönüşmüşlerdir. Zaten bir çok araştırıcılar; süs eşyası olarak takıları öteberinin başlangıcını, sözünü ettiğimiz nazarlıklara bağlamakladırlar. Modern insanın nazarlığı diyebileceğimiz uğurluklar; çeşitli yerlerde hala taşınmaktadır: Bugün en son model arabaların ön ve arka pencerelerine asılan, bürolarda, evlerde, çalışma odalarında, lüks apartmanların kapılarına iliştirilen, radyodan-televizyona, çamaşır makinasından, buzdolabına kadar her çeşit eşyanın şurasına burasına takılan yüzlerce çeşit nazarlık ve uğurluk da gösteriyor ki; çağımız insanı kendisini, bilinçli ya da bilinçsiz olarak çevresini saran negatif güçlere karşı hala savaşmak zorunda hissetmektedir. Her ne kadar kendisinin bu tür inançlarının olmadığını söylese de…


dunyada-aciklanamayan-en-ilginc-olaylar-00.jpg

İnsanın sürekli olarak çevresine pozitif veya negatif enerjiler yayınlamakta olduğundan söz etmiştik. Yani insan çevreye hem etki ediyordu, hem de çevreden etki alıyordu… İşte tam burada çok önemli bir mekanizma karşımıza çıkar: Bizden çıkan enerjiler çevreye gidip orada kalmazlar. Tesirin çıktığı kaynağa geri dönme özelliği olduğu için, bizden çıkan tekrardan bize geri gelir. Böylelikle yaşamımız içinde negatif enerji yükü fazla enerjiler yaymışsak negatif enerji yükü daha fazla olan enerjilerde karşılaşmamız kaçınılmaz bir sonuç olarak karşımıza çıkacaktır. Zira öyle bir kozmik yasa işlemektedir ki neşrolmuş olan her şey neşrolduğu kaynağa geri dönmektedir…

Yani enerjiler ilk çıkmış olduğu kaynağa geri dönerler. Bazı kimselerin bakışlarında bulunduğu kabul edilen ve insanlara, özellikle de çocuklara, evcil hayvanlara, çeşitli eşyalara zarar verdiğine inanılan kuvvete, nazar ismi verilmiştir. Bu kuvvetin zararlı etkisinin kıskançlık ve ve benzeri olumsuz duygulardan kaynaklanabileceği gibi, hayranlık duygularından da gelebileceğine dair yaygın bir inanç Anadolu’da binlerce yıldır halkın inançlarında yer almıştır.

Nazar temelde, az önce açıklamaya çalıştığınız; tesirin nakledilme prensibiyle bağlantılı bir olgudur… Düşünce dediğimiz şey, basit olarak bir takım fikirlerin peş peşe zihnimizden geçmesi anlamına gelmez. Her düşüncemiz yoğun olarak bir enerji yayımına sebebiyet verir. Ne yaparsak yapalım, bizden çevremize yayılmakta olan bu enerji yayımı sürekli olarak devam eder. Hayatımız boyunca, sürekli olarak etrafımıza, çevremize kerndi düşüncelerimizin sonucu ortaya çıkan bir takım enerjiler yollarız. Bizden yayılmakta olan bu enerjiler, bu tesirler çevremize sürekli olarak etkilerde bulunur. Buna karşılık biz de çevremizden sürekli etkiler alırız. Yani hem çevremize etki ederiz, hem de çevremizden etki alırız. Bu karşılıklı enerji alışverişlerinin aslında hayatımızda çok önemli bir yeri vardır.

Örneğin: Hiç tanımadığımız bir kimse kapıdan içeri girdiğinde ona karşı duymuş olduğumuz sempati veya antipatinin ortaya çıkmasına bu enerji alış-verişleri sebebiyet vermektedir. Sempatinin ardından gelecek olan sevgi’nin oluşabilmesi, yeşerebilmesi yine bu enerjiler vasıtasıyla olmaktadır. Aslında; “Seviyorum” demek, farklı iki enerjinin birbirleriyle göstermiş olduğu uyum demektir. Eğer bu enerjiler, birbirleriyle rezonansa giremiyorlar ve ortak titreşim alanları oluşturamıyorlarsa, o farklı iki insanın da birbirleriyle anlaşabilmesi mümkün değildir. Fiziken istedikleri kadar birbirlerini beğensinler, kısa bir süre sonra bu enerjiler birbirlerini itmeye başlayacaktır. İşte sözünü etmeye çalıştığımız bu enerji alış veriş yeriyle, nazarın gerçekte ne olduğunun açıklanması arasında büyük bir paralellik vardır.

Nazar dediğimiz şey: Negatif bir enerjiyle negatif bir tesirle muhatap olmak, karşılaşmak demektir. Nazar inancının ortaya çıkışının temelinde bu vardır. Yani negatif birenerji ile karşılaşmak.. Halk inançlarında kökeni unutulmuş olsa da Nazar inancının ilk ortaya çıkması, bu enerji alışverişlerine dayanır. Eski Ezoterik Öğretilerde ısrarla: “Düşüncelerinizden de sorumlusunuz… ” denmesinin sebeplerinden bir tanesi de işte budur.

Your Page Title
Ara
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Dualarımızın Temeli Telekineziye Dayanır Spiritüeller 0 28,998 27-05-2016, Saat: 00:17
Son Yorum: Spiritüeller

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi