Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,077
» Son Üye: kuyucadisi
» Toplam Konular: 2,836
» Toplam Yorumlar: 3,067

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 1029 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 1029 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Nereden Başlamalıyım?
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: desdinova
07-04-2025, Saat: 11:03
» Yorumlar: 0
» Okunma: 580
Ayahuasca çayi hakkinda b...
Forum: ŞAMANİZM
Son Yorum: Gümüşkurt
29-12-2024, Saat: 23:19
» Yorumlar: 0
» Okunma: 497
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 908
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 826
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,802
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 9,240
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 26,582
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,462
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,750
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 2,011

 
  YÜKSEK ENERJİLİ 7 KELİME
Yazar: Magnetho - 15-10-2017, Saat: 01:17 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Olumlama yapıyorsanız veya olumlu cümleler kullanıyorsanız. Bu 7 kelimeyi cümleleriniz de mutlaka kullanın. Size çok faydalı olacağını göreceksiniz.

Bilinçaltı kodlarınızı değiştirecek 7 kelime.

rope-1469244_640.jpg

ŞANS
Bence en yüksek enerjili kelimelerden biri ve kesinlikle olumlama yaparken kullanılmalıdır.
"Şans yıldızım her gün yükseliyor ve şansım artıyor"

ENERJİ
Bu kelime bilinçaltı kodlarında yoğun şekilde işleme sebep olan bir kelimedir. Olumlamalarda mutlaka kullanmanız gereken bir kelimedir.
"Bugün enerji doluyum. Enerjim tüm potansiyelimi arttırıyor.

SEVGİ
Yüksek bilincin kelimesidir. Kaynağa bağlıdır. Kaygılarınızı ve negatif enerjinizi azaltacaktır.
" Ben sevgiyim. Ben tüm yüreğimde sevgiyi yaşıyorum. Tüm enerjim sevgi kaynağına bağlı."

AFFET
Çok güçlü ve güzel bir kelime. Olumlamalarınızda size çok faydalı gelecek bir kelime.
" Kendimi Geçmişimi ve Tüm Her şeyi affediyor ve Beni engelleyen enerjileri çözüyorum"

AKIL
Mutlaka kullanmanız gereken bir olumlama kelimesi. Bilince ve bilinçaltına sesleniyor.
"Yaşamım aklımla ve bilgeliğimle yükseliyor. Aklım sorunlarımı çok kolay bir şekilde çözüyor"

SAĞLIK
Bedenin ve ruhun en önemli ihtiyacı sağlıktır. Mutlaka bu kelimeyi olumlamalarınızda kullanın.
"Sağlıklı ve İyi bir hayatım var. Tüm bedenim sağlıklı ve ruhum dingin"

HUZUR
Muhteşem değerli bir kelime olumlamalarımızın asıl amacı temelde budur. Olumlamanın en önemli cümlelerini oluşturur.

"Huzur tüm bedenimi ve çevremi sarıyor ve zihnimi kuşatıyor"

Bu kelimeleri birlikte ayrı ayrı kullanabilirsiniz. Kendi öz olumlama cümlelerinizi keşfedin. Üstünde düşünerek harika cümleler keşfedebilirsiniz.

Bu konuyu yazdır

  BİLİNÇ GERÇEKLİĞİ Mİ YARATIYOR?
Yazar: Magnetho - 15-10-2017, Saat: 01:15 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

1700’lerde yaşayan İngiliz yazar ve lesikograf Samuel Johnson bu sorunun öylesine mantıksız olduğuna inanıyordu ki, bu konuyu kapatıp,üzerinde durmayarak, bu konunun açılmayacağını düşünüyordu! “Ben bu fikri çürütürüm de” diyerek gerçeklerden kopuk bir şekilde konuşuyordu.

Johnson bu şekildeki iddiası, “bu dünyanın zihinlerimizin ürünü olduğu”nu iddia eden felsefeci Piskopos Berkeley’e cevaptı.

Berkeley haklı olabilir miydi?

Tüm bu çoklu evrenler, hem yaşayan, hem ölü olan kediler (Schröndinger’in kedisi), kuantum mekaniği kesinlikle garip. Ama bazı fizikçiler, gerçekliğin daha da garip olduğunu iddia ediyorlar ve şöyle diyorlar: “Evren sen ona bakıp, gözlemlediğinde gerçek oluyor.”

Antropik ilkenin (fizikte ve kozmolojide özellikle astrofizik ve kozmolojideki fiziksel ve kimyasal teorilerin Dünya‘da yaşam olduğunu ve yalnızca tek bir yaşam formunun, Homo sapiens‘in her şeyin hesaplanabilir hale getirebilen bir düzeye ulaşmış olduğunu dikkate alması gerektiğini söyler) bu versiyonu, (“katılımıcı evren” olarak bilinir) 20.yüzyıl fizikçilerinin  ağırtoplarından olan John Archibald Wheeler tarafından ilk kez ortaya atılmıştır. Kendisi, “gerçeklik” diye adlandırdığımızı ayrıntılı, özenle hazırlanmış, bir kaç demir direklerle desteklenmiş kağıt hamuru-kartonpiyer yapıya benzetmiştir. Kuantum hesaplama yaptığımızda, bu demir direklerden bir tanesine çekiçle vurur, yere indiririz. Herşey hayal ve teoridir.

Ancak, Wheeler için, bir kuantum hesaplaması yapmak, bizlere sadece nesnel bir bakış açısı vermez, bu hesaplama,ayrıca pek çok olası sonuçtan bir tanesini seçerek, evrendeki gidişatı da değiştirir. Örneğin; ünlü “çift yarık deneyi”nde olduğu gibi;ışığın düzeneğe bağlı olarak ya parçacık ya da dalga şeklinde davrandığı gözlemlenir. En kafa karıştırıcı olan şey de; fotonların nasıl ve ne zaman değişeceklerini biliyormuş gözükmeleridir. Bundan şunu çıkarabiliriz; gözlemlediğimiz anda bir fotonun fiziksel bir formu olmakta. Wheeler, “peki, ya yoksa?, ya baktığımız anda sadece bir forma giriyorsa” diye sorgular.

bilin%25C3%25A7-1078x516.jpg

Hattâ geçmiş bile tasarlanmamış olabilir. Wheeler çift yarık deneyinin kozmik versiyonunu ortaya atar. Bu versiyonda,  milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki bir galaksi dışından yıldız gökcisiminden gelen ışık, rotasını bozan galaksinin etrafından dolaşıp, bize gelerek, biri galaksinin bir tarafında diğeri de diğer tarafta olan iki imaj yaratır. Her birine bakmak için yöneltilen bir teleskopla, gözlemci, fotonların bu rotalardan bir tanesinde parçacık olarak seyahat ettiğini gözlemler. Ancak, aynalar ayarlayarak, her iki rotadan aynı anda fotonların detektöre çarpması ile onlar ışığın dalga olarak kendilerine ulaştıklarını görebileceklerdir. Bu sefer, bir milyar yıl öncesinden yıldız gökcisiminden gelen ışığın yapısını değiştirmek için, gözlem hali zamanın ötesine geçer.

Wheeler için bu, şu demektir: “evren, biz onu ölçene kadar, fiziksel herhangi bir anlamda mevcut olamaz. –hattâ gemiş de bile—ve şuanda yaptıklarımız, geçmişte,–ilke olarak, evrenin orijinine doğru olan tüm o yolda,  yaptıklarımızı etkilemektedir.” Eğer Wheeler haklıysa, tüm o mevcut niyetler ve amaçlara rağmen, biz ve diğer bilinçli varlıklar onu gözlemlemeye başlayana kadar,evren hiç var olmamıştır.

Kulağa çok çılgın mı geliyor? O zaman bir de şuna bakın… Bir diğer kuantum mekaniği yorumu da Hugh Everett’in “çoklu dünyalar hipotezi”. Bu hipotezde şu söylenmekte:“Olan ve olmakta olan herşey, sonsuz sayıdaki  evrenlerde olabilmekte. Karar verdiğiniz her seferde, evren ikiye ayrılıyor; birinde siz olan evren, diğerinde de diğer olasılığın yaşandığı evren. İçinde bulunduğunuz evren, bir anlamda, sizin yarattığınız kendi bireysel evreniniz.”

Bu düşünce, herhangi bir kişiye gerçekliğin ne olduğunu kontrol etmesi için yeterli. Oxford Üniversitesi’nden Fizik Felsefecisi olan Chris Timpson şunu ifade ediyor: “ Kuantum dünya hakkında realist olacaksanız, o zaman, bilin ki; garip, alışılmamış, kendine özgü bir dünyada kendinizi bulacaksınız.” Aslında bu, o kadar kendine özgün ki; bizim yüzümüzden sadece var olduğu fikri oldukça mantıklı gözüküyor.

Bu konuyu yazdır

  HAYATINIZI DEĞİŞTİRECEK 7 ÖĞRETİ
Yazar: Magnetho - 15-10-2017, Saat: 01:09 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Her şey bir söz ile değişebilir. Tüm düşüncelerin ve fikirlerin içinde sevgi vardır. Nefretin karşısında duran sevgi, gerçekte nefretin yaşamasının sebebidir. Bu düşünceye yin ve yang diyoruz. Tüm her şeyde diğer her şeyin işaretlerini ve şekillerini görebiliriz. Gözle gördüğümüz dünyayı beynimiz tekrar yorumlar. Kısaca biz beynimizin bizim için tekrar oluşturduğu bir dünyanın içinde yaşıyoruz. Hayatınızı değiştirecek bu 7 düşünceyi mutlaka okuyun ve uygulamaya çalışın...

buddhist-737274_640.jpg

Başlangıcı olan her şeyin bir sonu vardır.
Bu düşünce bize hayatın özetini veriyor. Hayatta başladığın her şey bir şekilde sona da erecek. Bir acı çekiyorsan bu mutlaka sona erecektir. Dahası hayat zaten sona erecektir. Onun için yaşamın bu kuralını aklından çıkarma. Hiç bir şey o kadar uzun sürmez. Doğar, olgunlaşır ve ölür.

Her son bir başlangıca dönüşür. 
Hiç bir var olan şey tamamen yok olmaz. Fiziki ve enerji olarak dönüşür. Bir ağaçı kestiğinde pek çok şeye dönüşür. Keresteye, mobilyaya, kaleme vb. bu fiziki dönüştür. Ağacın enerjisel dönüşü onu başka bir şeye dönüştürür. Tohumları yeni ağaçlara dönüşür. Sonlar başka başlangıçlar için gereklidir. Kısaca bir şeyin sonuna yaklaştığında şunu bil; hayat başka bir şeye dönüşecektir.

Yaşanmış olan her şey yaşanması gerektiği için yaşandı.
Hayatında kendini ve başkalarını suçlamayı bırak. Keşke şöyle yapsaydım veya bunu yapsaydım demeyi de öyle. Her şey yaşanması gerektiği için yaşandı. Sana gelen her şey bir sınavın ve deneyimin parçası. Bunu kabul ettiğinde gerçeği görürsün. Bunlar gerçekten senin kişiliğini oluşturan en önemli etkenlerdir.

Değişim Her Anda Vardır.
Şu anda değişim için bir adım attığın an bu doğru olan zamandır. Her istediğin anda ruhsal kurtuluşun yolu açıktır. Değişim asla huzurlu bir yol değildir. O zorlu ve acı dolu bir yolculuktur. Fakat sonunda uçsuz bucaksız bir kavrayış ve huzura ulaşırsın.

Anın Fark et Anı Yaşa.
Şu an eşsizdir ve muhteşemdir. Şimdi çok basit bir şey yapalım. Şu anı fark edin ve gelecek, geçmişten uzaklaşın. Kaygılarınız hala devam ediyor mu? Kaygılar ve düşünceler duruyor değil mi?Kaygılarınız azaldı ve zihninizdeki düşünceler duruldu.

Pozitif düşün ve negatiften uzak dur.
Düşünceler hayatımızı şekillendirir.Bir şeyi uzun süre düşünürsen o şeyi gerçekleştirmek için beyin harekete geçer. Bu durumda düşüncelerin olacakları etkiler veya olmasına sebep olabilir. Bu düşüncenin gücünü gösterir. Pozitif düşünce sağlığa çok iyi gelen bir şeydir. Hayatınızı pozitif düşünce ile yönetin. Pozitif bir bakış açısı elde edin.

Şükür; Hayatın Gerçek Güzelliği.
Hayat size şükrettiğinizde huzur verir. Gerçek anlamda şükretmek veya teşekkür etmek muhteşem bir enerji kaynağıdır. Şükrettiğinizde şükrettiğiniz şey daha iyi ve huzurlu olur. Siz daha iyi olursunuz ve tüm evrensel enerji, çevrenizdeki negatif enerjiyi yok eder. Şükretmek hayatın en güzel duygusudur.

Bu konuyu yazdır

  EVİNİZDEKİ NEGATİF ENERJİYİ YOK ETMEK İÇİN BU 7 YÖNTEMİ MUTLAKA YAPIN!
Yazar: Magnetho - 15-10-2017, Saat: 01:06 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Geçmişte insanlar için en değerli ve kutsal yerlerden biride evleriydi. Biz evimize saygılı insanlarız. Eve ayakkabılarımızla girmez ve evde ayakkabılar ile dolaşmayız. Hijyen konusuna önem veririz. Evimizi ve eşyalarımızı temiz tutarız ve düzenli yaşarız. Fakat evimizde dolaşan pozitif ve negatif enerjiler vardır. Evimize pozitif enerjiyi getirebilmek için bu yöntemleri uygulamamız gerekir.

love-pen-bed-drinking%2B%25281%2529.jpg

1.Sabahları mutlaka evinizi havalandırın. Bunu yaparken evinizde temiz ve huzurlu havanın dolaştığını ve negatif enerjinin dışarı çıktığını imajine edin.

2.Bir kaç dal ada çayını toprak veya cam bir kasede yakabilir ve evinizde bu hafif kokuyu dolaştırabilirsiniz. Ada çayının o huzurlu kokusu evinize dolsun.

3.Pozitif enerji için (yatılan odalar hariç) evinizde bitki yetiştirebilirsiniz. Aloe vera ve kaktüs negatif enerjiyi çeker ve evinize pozitif bir enerji verir. Ayrıca Aloe vera şans getiren bir bitkidir.

4.Himalaya tuz lambası aydınlatma olduğu kadar havayı temizlemesi ve iyot dengelemesi ile bilinir. Bu tuz lambası evinize pozitif enerji verir.

5.Evinizi sirkeli su ile silin. Haftada bir az bir sirkeli su ile evinizi ve yerlerinizi mutlaka silin. Büyüklerimizin çok uyguladığı bir yöntemdir.

6.Lavanta, gül veya sandal odunu yağı kullanarak evinizin kokusunu güzelleştirin. Bu kokular pozitif enerji verecektir.

7.Evinizdeki en büyük negatif enerji kaynağı düşüncelerimizdir. Eğer düşüncelerimizi pozitife çekersek ve pozitif enerji yayarsak her şey pozitif olur. Pozitif düşünmek ve pozitif yaşamak sağlığımıza iyi gelir. 

Bu konuyu yazdır

  58 YILLIK GİZEM! 9 RUS DAĞCIYI UZAYLILAR MI ÖLDÜRDÜ?
Yazar: Magnetho - 15-10-2017, Saat: 01:03 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Bir grup kayakçı, Ural Dağları'nda geziye çıkarlar ancak yaşadıkları bir dizi tuhaf olay onları deliliğin sınırlarına ve ölüme sürükler. Gerilim filmi konusu gibi duruyor değil mi? Ama bir zamanlar Rusya'yı çalkalayan ve sonradan unutulan(veya unutturulan) bu olay gerçek.

Igor Dyatlov- Zinaida Kolmogorova- Lyudmila Dubinina-Alexander Kolevatov-Rustem Slobodin-Yuri Alexeievich Krivonischenko-Yuri Doroshenko-Nikolai Vasilievichn-Alexander Zolotariov-Yuri Yefimovich Yudin.

Bu kişilerin hepsi genç yaşta olmalarına rağmen uzun tırmanış ve kayak deneyimine sahipti.Bu tırmanış da diğerlerin farklı olmayacaktı.

12222_900.jpg

27 Ocak 1959 günü on kayakçı Ural Dağlarında bulunan Oterten Dağı'na tırmanışa başladı.Tırmanış 3.kategori olarak bilinen zorluk derecesi yüksek bir tırmanıştı.2 hafta sürecek olan tırmanış daha en başından ne kadar zorlu geçeceğini hissettirmeye başlamıştı.Grup üyelerinden Yuri Yudin sağlık problemleri yüzünden Sverdlosk Ovası'ndaki ana başlangıç kampına geri dönmek zorunda kalınca yola 2 kadın,7 erkek çıkmak zorunda kaldılar. Yuri Yudin daha sonradan bu konu hakkında çekilen bir belgeselde ''Eğer Tanrı'ya tek bir soru sorma hakkım olsaydı,o gece arkadaşlarıma ne olduğunu sorardım'' diyecekti.

Yolculukları Kuzey'deki en son yerleşim birimi olan Vizhai'den Otorten Dağı'na kadardı.2 haftadan fazla bir süre dondurucu soğukla mücadele edecek olmaları ve tehlikeli rotaları gözlerini korkutmuyordu. Takımın deneyimden kaynaklanan bir cesareti vardı ve hiç birisi kolay kolay korkuya kapılacak insanlar değillerdi.

kan-donduran-57-yillik-korkunc-gizem-dya...787441.jpg

Grup lideri Igor Dyatlov son yerleşim birimi olan Vizhai'ye ulaşınca bağlı oldukları spor klubüne telgraf çekecek ve yolculuğun nasıl geçtiğini bildireceklerdi.12 Şubat günü kararlaştırıldığı gibi telgraf gelmediğinde kimse bir tepki vermedi. Bu tür zorlu gezilerde gecikmeler neredeyse her zaman olurdu. Birkaç gün sonra birşeylerin ters gitmiş olabileceği ihtimali düşünülmeye başlandı.Sporcuların ailelerinin ısrarı üzerine enstitü bir kurtarma ekibi oluşturarak 20 Şubat 1959'da arama çalışmalarına başladı. Polisin ve ordunun da helikopterler ve uçaklarla katıldığı arama 6 gün sonra, grubun varış noktasından 10 km uzaklıktaki Kholat-Syakhl dağında ilk sonucunu verdi;grubun kamp çadırı bulundu.Bu aynı zamanda arama ekibinin yaşadığı ilk şoktu.

Çadır terk edilmişti,çok kötü durumda ve tahrip edilmiş vaziyetteydi.Çadırın üzerinde içeriden kesici bir aletle açılmış gibi duran delikler vardı.Bir dizi ayak izi yakındaki ağaçlık alana gidiyor ancak 500 metre sonra karla örtülüyordu.Dağcılar tüm eşyalarını hatta ayakkabılarını bile geride bırakarak kaçmışlardı.İzler ormanın girişinde sona eriyordu ve bulunan ayak izleri çıplak ayaklı birine aitti.

s-676e747f4ca19415ae30b0629255105c03282347.jpg

Ağaçlık alanda büyük bir çam ağacının altında bir kamp ateşinin kalıntılarıyla birlikte Yuri Krivonischenko ve Yuri Doroshenko'nun cesetlerine ulaşıldı.Cesetlerin üzerinde sadece iç çamaşırları vardı.Kurtarma ekibi sedir ağacı ile kamp arasında Dyatlov,Kolmogorova ve Slobodin'in cesetlerine ulaştı.Üç kayakçının cesetleri birbirlerinden yüzlerce metre uzaktaydı.Bulunan cesetlerin incelenmesi sonucu sporcuların hipotermi, yani vücut ısısının aşırı düşmesi sonucu öldükleri saptandı. Bir tanesinde kafatası zedelenmesine rastlandı ancak ölümcül değildi. Diğerlerinde ise hiçbir tahribat yoktu.Kurtarma ekibi kalan 4 kayakçıya ulaşabilmek için 2 aydan fazla araştırma yaptı ve nihayetinde 4 Mayıs günü derin bir nehir yatağında cesetlere ulaşıldı.Diğer kayakçıların aksine bulunan 4 kayakçının kıyafetleri üzerlerindeydi.

İlk iki cesede göre daha uzaktaydılar ve diğerlerinden bir farkları vardı. 3 tanesi şiddetli darbe sonucu ölmüşlerdi. Bir tanesinde ölümcül derecede kafatası zedelenmesi vardı, ikisinin ise göğüs kafesleri parçalanmıştı. Uzmanlar bu tür hasarları verebilecek bir gücün, bir araba kazasına eşdeğer olması gerektiğini söylediler. Dikkate değer bir nokta ise cesetlerin hiçbirinde dıştan gelen yaralanma olmamasıydı, yüksek basınç sonucu ezilmiş gibiydiler. Otopside kadınlardan birinin dilinin kayıp olduğu görüldü.Araştırma kapsamında ilk keşifte bulunan günlükler ve fotoğraflar incelendiğinde ortaya çıkar ki, grup 31 Ocak günü dağlık araziye varmış ve tırmanışa hazırlanmıştır. Dönüş için yiyecek ve ekipmanları için ormanlık alanda bir stok çadırı kurduktan sonra 1 Şubat'ta tırmanışlarına başlarlar. Hesaplarına göre 1 günde tırmanışı bitirip ertesi gece kampı öteki tarafta kuracaklardır. Ne var ki giderek sertleşen hava, kar fırtınaları ve azalan görüş mesafesi bir şekilde onları hedefleri olan Otorten Dağı yerine Mansi dilinde "Ölüm Dağı" anlamına gelen Kholat Syakhl'a götürür. Dağın ismi hariç buraya kadar yaşananlarda pek olağandışı bir durum yok. Kampta bulunanlar buradan sonra ne yaşadıklarına dair bir ipucu vermiyor.

Her ne kadar cesetlerdeki hasarın insan gücüyle yapılmış olamayacağı söylense de Rus polisi bir cinayet olasılığını düşünerek adli araştırmalara başlar. Böylece zaten soru işaretleriyle dolu olan olaya bir yenisi eklenir: radyasyon. Cesetlerin üzerlerindeki giysilerde radyoaktif kirlenme vardır.Ural bölgesinde yaşayan Mansi yerlilerinden şüphelenen polis geniş çaplı bir arazi taraması yaptığında çevrede hiç insan izine rastlayamaz. Zaten kamp alanı etrafında sporculardan başkasına ait ayak izi yoktur.Deliller detaylı incelenince birkaç ilginç nokta daha göze çarpar. Kamp çadırı dışarıdan değil de içeriden yırtılmış gibidir. Ormanlık alanda ateş yakan grup üyeleri çok yakında duran kuru dalları değil de nedense ıslak dalları kullanmışlardır ve uzmanlara göre kazazedelerin vücutlarında bulunan yaralara ancak araba çarpması gibi şiddetli bir olay neden olabilir.Diğer bir ilginç nokta ise cenazeler sonrasında ölen kayakçıların akrabaları kurbanların yüzlerinin turuncu renkte ve saçlarının tamamiyle gri bir renk aldığını söylemişlerdir.

Eldeki verileri gözden geçirince, yapılabilecek en kesin varsayım birşeyin grubun ödünü kopardığı. Üzerlerine giysi giymeden çadırı yırtıp çıkarak ormanın içine koşmuşlar (tabii neden üzerlerinde giysileri olmadığı yine muamma). Daha sonra ormanın girişinde durup ateş yakmışlar. Aralarından ikisi (ölü ya da canlı) ateşin yanında kalırken üçü kampa geri dönmeye karar vermiş ancak yolda birer birer ölmüşler. Dördü ise ya önceden ya sonradan ormanın içlerine ilerlemiş. Bir varsayıma göre grubun düzensiz hareketi ve ateş yakarken çok yakındaki kuru dalları kullanmamalarından kör oldukları düşünülüyor. Bu ilk bulunan cesetlerin birindeki kafatası zedelenmesini de açıklayabilir, zira kör birisinin ormanda koştururken ağaçlara çarpması gayet doğal.

Peki bu gözüpek sporcuları ölesiye(gerçekten ölesiye) korkutan şey neydi? Ayı veya başka bir yabani hayvan olsaydı eğer yaralanmaları gerekirdi. Etrafta da ayak izleri, mücadeleye dair izler olurdu. Hem radyasyon hala açıklanamamıştı.

Rus polisi ve sovyet gizli polisi KGB olayı çözemedi ya da halka öyle söylendi.Sporcuların hepsinin "bilinmeyen zorlayıcı bir güç" yüzünden öldükleri söyleniyor. Olay dosyası resimleriyle birlikte gizli bir arşive yollanıyor. Resimler ancak 1990'da ortaya çıkıyor - eksik olarak.

1967'de, araştırmalar sırasında görev almış ve fotoğrafçılık yapmış olan gazeteci yazar Yuri Yarovoi olaydan esinlenerek "En yüksek derecede karmaşa" isimli bir roman yazıyor. Ancak Sovyet yönetiminin olayla ilgili bilgileri sır olarak sakladığı bir dönemde yazıldığı için pek çok detayı es geçtiği biliniyor. Tanıdıkları ise yazarın romanın yayınlanmamış detaylı bir kopyası olduğunu söylüyorlar. Yazar 1980'de hayatını kaybettikten sonra yazarın fotoğraflar, günlükler ve el yazılarından oluşan arşivi bulunamıyor.

1990'da yazar Anatoly Guschin olayla ilgili bir araştırma yapıyor. Rus yetkililerin ona tanıdığı ayrıcalıklar sayesinde bazı fotoğrafları ve önceden bilinmeyen detayları gün ışığına çıkarıyor. Pek çok belgenin ortadan kaybolduğunu farkediyor. Araştırmasıyla ilgili "Sırların bedeli dokuz yaşam" isimli bir kitap yazıyor. Kitapta Sovyet yönetiminin gizli araştırmaları sonucu geliştirilen bir "gizli silah" teorisine ağırlık veriliyor.

Kitabın verdiği cesaretle 1959'da araştırmayı yürütmüş olan emekli polis subayı Lev Ivanov bir makale yazıyor. Makalede araştırma timinin olaya hiçbir açıklama getiremediğini söylüyor. En önemli nokta ise, Ivanov'un iddiasına göre gökyüzünde bazı "uçan küreler" görmüş oldukları. Üstlerine bunu rapor ettikten sonra timin araştırmayı bırakması ve bulguları gizli tutması emri geliyor. Ayrıca olayın olduğu tarihte grubun rotasından 50km güneyde olan bir yürüyüş grubu kuzeyde garip turuncu küreler gördükleri ve o çevrede Şubat ve Mart aylarında meteoroloji yetkilileri ve askerler dahil değişik kişilerden benzer raporlar geldiği biliniyor. Araştırmalarda bu tanıklar gözardı edilmiş.Bir de olay yerinde ne olduğu belirlenemeyen bir metal parçası bulunduğu söyleniyor.

Olayın meydana geldiği geçide grubun anısını yaşatmak için Dyatlov adı verilir.

Sovyet yönetimi olayla ilgili detayları tüm gücüyle gizliyor. UFOlar mı, paranormal varlıklar mı, gizli ordu araştırmaları mı bilinmez ama ortada alışık olmadığımız birşeyler olduğu kesin.

1959'da Kholat Syakhl'da o zavallı dokuz gence ne oldu sorusu hala yanıtsız.

Bu konuyu yazdır

  SENİN RUHSAL GÜCÜN NE ? RUHSAL ENERJİ TESTİ
Yazar: Magnetho - 14-10-2017, Saat: 17:31 - Forum: SPİRİTÜEL TESTLER - Yorum Yok

Test, hayatımızın içinde olan ve aslında çoğu zaman yaşadığımız şeyleri sorguluyor. Soruları cevaplarken, “olması gereken” gibi değil ; “olduğunuz gibi” cevaplarsanız, doğru yoruma ulaşacaksınız. Bu test -aynı zamanda- hangi yönünüzün/yönlerinizin eksik kaldığını ve hangi yönünüzü/yönlerinizi geliştirmeniz gerektiği konusunda size fikir verecektir. Buyrun, test edelim…

RUHSAL GÜÇ TESTİ

Doğru Yanlış (Sorulara Doğru-Yanlış şeklinde cevap verilecektir)

1. Olumlu olayları(mı)n önce zevkini tadarım, olumsuz olaylar(ım)dan da hemen ders çıkarırım. (İnanma Gücü)

2. Henüz başaramadığım hedeflerim için telaşlanmam, düzenli, disiplinli ve sabırlı çalışarak gelişmeleri fark ederim. (İnanma Gücü)

3. İçtenlikle sevip değer verdiğim, ilgilendiğim yeterli sayıda dostum olduğunu söyleyebilirim. (Duygu Gücü)

4. Kendimi başkasıyla kıyaslamaz, kendimle yarışır, elimdeki değerleri fark ederek sık sık şükrederim. (Kanaat Gücü)

5. Kutsal duygular içinde sessizliğe çekilip ağlayabilir, içtenlikle dua edebilirim. (Duygu Gücü)

6. Boş oturmayı, gereksiz uykuyu, durağanlığı, yararsız meşguliyetleri sevmem. (Israr Gücü)

7. Ben veya başkası hata yaptığında, tepkimi geciktirir, sebepleri analiz ederek mantıklı tutum belirlerim. (İlahi İrade Gücü)

8. Haksızlık yapmamaya özen gösteririm, ama karşıma çıkan herkesi memnun etmek zorunda hissetmem. (Ruhsal Etkileşim Gücü )

9. Kendimi kimliğimle birlikte benimserim, kendime değer verir, gelişimime özen gösteririm. (Gerekçe Gücü )

10. Geçmiş olumsuzluklardan ders alıp hızla unuturum ve hep geleceğe bakarım. (Israr Gücü )

11. Parayı aşırı sevmem, israftan kaçınırım, bencil zevklerime esir değilim. (Kanaat Gücü )

12. En zor şartlarda Yaradana ve yeteneklerime güvenirim, içime kapanmak yerine harekete geçerim. (İlahi İrade Gücü )


human-1215160_640.jpg


Değerlendirme: “Doğru” cevap verdiğiniz soru sayısı açısından,

Puanlar Sonuçlar:

1-3 Çok kötü hissediyorsunuz, ruhsal gücünüz çok düşük. Harekete geçip değişim yolculuğuna başlamalısınız.

4-7 Hayat size ağır gelmeye başlamak üzere. Olumlu yönlerinizi geliştirin.

8+ sonrası Çok güçlüsünüz, mutlusunuz. Kolaylıkla çökmezsiniz. Hayatı sizinle paylaşmak çok güzel olacaktır.

Bu konuyu yazdır

  Tire uzaylıların üssü olabilir
Yazar: Magnetho - 14-10-2017, Saat: 17:29 - Forum: GÜNCEL HABERLER - Yorum Yok

Sirius Ufo Uzay Bilimleri Başkan Yardımcısı Erhan Kolbaşı, “Gözlem sayısına bakarak, bu bölgede dünya dışı ziyaretçilerin üssü olabileceği ihtimalini de göz ardı edemeyiz” dedi

Sirius Ufo Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Erhan Kolbaşı, Yeni Asır'ın 29 Eylül'de "Uzaylılar yine Tire'yi seçti" başlıklı haberinden sonra deneyim yaşayan bayan ilkokul öğretmeni ile Tire'de bir araya geldi. 53 yaşındaki bayan öğretmenin gözlemini en ince detayına kadar dinleyen Kolbaşı daha sonra son gözlemin gerçekleştiği Akkoyunlu mahallesine giderek video ve fotoğraf çekimleri yaptı.
27 Eylül'de, Tire yakınlarında parlak cismi cep telefonu ile görüntüleyen bayan öğretmenin anlattıklarının daha önce deneyim yaşayan tanıklarla büyük oranda örtüştüğünü belirten Kolbaşı, "Benzer deneyimler tüm dünyada artarak devam edecek" diye konuştu.

659x460-tire-uzaylilarin-ussu-olabilir-1...903428.jpg

MADENLERE İLGİ

Bugüne kadar dünya dışı varlıklarla ilgili Tire'de ilginç olaylar meydana geldiğini ifade eden Kolbaşı, "İzmir ve çevresindeki gözlemlerde son zamanlarda ciddi artışlar yaşanıyor. Dünya dışı varlıkların farklı motivasyonlarla gezegenimizi ziyaret ettiklerini, ayrıca, altın, uranyum veya bor gibi kıymetli madenlerle de yakından ilgilendiğini düşünüyorum. Gerçekten görünmek isterlerse görünüyorlar. Veya tam tersine ışığı kırarak ya da daha farklı kamuflaj teknolojileriyle görünmez olabiliyorlar. Güpegündüz üzerinizden bir futbol sahası boyunda bir gölge geçebiliyor. Ancak gökyüzüne baktığınızda hiç bir şey göremiyorsunuz. Artan gözlem sayısına bakarak, bu bölgede dünya dışı ziyaretçilerin üssü olabileceği ihtimalini de göz ardı edemeyiz" şeklinde konuştu.

TOPLUMU AYDINLATIYOR

Dışişleri Bakanlığı'nda, 25 yıl diplomat olarak görev yapan Erhan Kolbaşı, geçen yıl kariyerini noktaladıktan sonra toplumu aydınlatmak amacıyla kitap yazmaya başladı. "Galaktik Diplomasi" kitabında, dünya dışı uygarlıklarla buluşmanın yakınlaştığını anlatan Kolbaşı, Ekim ayı sonunda okurlarıyla buluşacak olan "Kozmik Dokunuş - In Vitro" kitabında ise ağırlıklı olarak Türkiye'deki temas ve alıkonma vakalarının yer aldığını belirtti.

NADİR UYSAL

Kaynak: yeniasir.com.tr

Bu konuyu yazdır

  İşte Dünya'nın En İlginç Ve En Kısa Kişilik Testi
Yazar: Magnetho - 14-10-2017, Saat: 15:45 - Forum: SPİRİTÜEL TESTLER - Yorum Yok

Her insanın kişiliği farklıdır ama temelde yatan bir kaç özelliği sadece bir resim sayesinde öğrenebilirsiniz. Önce hangi görsel size daha yakın geliyorsa seçin, dokuz ana karakterden hangisi size uyuyor bulun... 

test.jpg

1 NUMARALI RESMİ SEÇENLER: Siz karşı konulamaz birisiniz. Seksi, güçlü ve cesur bir kişiliğiniz var. Tutku ve enerji dolusunuz. Bu tutkunuzun içinde bir de karanlık bir taraf var. Birilerini cezbetmeye çalışırken kendinizi iyi hissediyorsunuz. Her bulunduğunuz ortamda dikkati üzerinize çekiyorsunuz. Pratik bir zekanız var, ama ayrıca çabuk sinirlenen de birisiniz

2 NUMARALI RESMİ SEÇENLER: Sizin bağımsız bir kişiliğiniz var. Mutlu, hareket halinde ve biraz da statü meraklısı bir insansınız. Herkesin sizin başarınızdan haberdar olmasını seviyorsunuz. Mantık odaklı bir insan olduğunuz için hayatı bir strateji oyunu olarak görüyorsunuz. Biraz yalnız bir kişiliğinizin var çünkü kendinizden başka kimseye güvenmiyorsunuz. Her zaman soğukkanlılığınızı korumayı biliyorsunuz. Doğuştan bir lider ve iş insanısınız.

3 NUMARALI RESMİ SEÇENLER: Siz dürüstsünüz. Masum, ahlaki değerleri olan ve çabuk adapte olabilen bir kişiliğe sahipsiniz. Etrafınıza çabuk uyum sağlıyorsunuz. Dışarıdan utangaç görünseniz de arkadaşlarınız arasında konuşkan bir yapınız var. Erdem sahibi bir insansınız ve hayatınızı buna göre yaşıyorsunuz. İnsanlar hakkında doğru tahminlerde bulunuyorsunuz. Bu yüzden etrafınızdaki insanlar sizin onayınızı almayı önemsiyorlar.

4 NUMARALI RESMİ SEÇENLER: Siz güvenilir bir insansınız. İnsanları önemseyen, kibar ve şanslı bir insansınız. Doğuştan sahip olduğunuz içgüdüler sayesinde insanlara yardım etmeyi seviyorsunuz. Sır tutmak konusunda sizden iyisi yok. Uyum meraklısı bir insan olarak harika bir ara bulucusunuz. iyi huyunuzdan dolayı insanlar sizinle arkadaşlık yapmayı seviyor. Kişiliğinizle insanlara kendilerini iyi hissettirmeyi biliyorsunuz.

5 NUMARALI RESMİ SEÇENLER: Siz zeki bir yapıya sahipsiniz. Asil, zeki ve bilge bir karakteriniz var. Her zaman zor tatmin olan, elinden gelenin en iyisine uğraşan birisiniz. Bilgi açlığınızı doyurmak için sürekli kitap okumanız şaşılmayacak bir gerçek. Bir filozof gibi her zaman hayatta büyük resmin peşindesiniz. Kendiniz, arkadaşlarınız ve dünya için her zaman iç huzurun arayışındasınız. İyi bir arkadaşsınız, fedakarlık yapmayı seviyorsunuz.

test.jpg


6 NUMARALI RESMİ SEÇENLER: Kurnaz bir kişilik yapınız var. Zarif, içine kapalı ve dahi bir karaktere sahipsiniz. Her türlü bulmacayı çözmeye yatkın aklınız sizin en büyük silahınız. Tartışmalarda veya genel yargılarda bir boşluk bulmakta başarılısınız. Sizin için rahat ve huzurlu bir ortam her zaman çok önemli. Kendi kendinizi geliştirmek konusunda tutkulu, duygularınıza gem vurmak konusunda başarılısınız. Duygularınızı kontrol altında tutarak güçlü kalmak konusunda kararlısınız.

7 NUMARALI RESMİ SEÇENLER: Sizi tanımlayacak kelime duygusal. Güvenilir, popüler ve iyi bir gözlemcisiniz. Derin düşünceli halleriniz sayesinde sık sık dalıp gidiyorsunuz. Yaptığınız bir çok şeyi duygularınız kontrol ediyor. Çok özel bir kişiliğe sahipsiniz, yaratıcı ve etkileyicisiniz. Arada bir kabuğunuzdan çıkıp çılgınlıklar yapmaktan da çekinmiyorsunuz. Şanslısınız ki çoğu insan bu çılgınlıklarınızı çekici buluyor.

8 NUMARALI RESMİ SEÇENLER: Siz çok orijinalsiniz. Eğlenceli, gezmeyi seven ama gerçekçisiniz. Sorumsuz bir çılgın asla değilsiniz. Ama özgür bir ruha sahipsiniz ve bunu her zaman gösteriyorsunuz. Hareketli bir düşünce yapınız var, her gün sizin için bir macera. Yine de düşünmeden adım atmayı sevmiyorsunuz. Yine de etrafınızdaki insanları şaşırtmayı başarıyorsunuz.


9 NUMARALI RESMİ SEÇENLER: Siz tam bir neşe kaynağısınız. Hayalperest, barışçıl ve genç bir ruhunuz var. İyimser, şefkatli biri olarak insanların içinde hep en iyi şeyleri görebiliyorsunuz. Her zaman gülümserken etrafınızdakileri de gülümsetiyorsunuz. Utangaç ve zeki birisiniz. Aynı zamanda çalışkansınız. Komik bir kişiliğiniz var ama çoğu insan sizi anlamakta zorlanıyor. İnce espri anlayışınız arkadaşlarınız tarafından yadırganabilir.

Bu konuyu yazdır

  Sadece 4 Kişiden 1’i Bu Renklerin Hepsini Görebiliyor. Ya Siz?
Yazar: Magnetho - 14-10-2017, Saat: 03:51 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

İnsanların  %75’inin bütün renkleri göremediğini biliyor muydunuz? Acaba siz de o grubun içine mi giriyorsunuz yoksa %25’i oluşturan gruplardan birinde mi yer alıyorsunuz? Basit bir renk testi ile bunu hemen anlayabilirsiniz. Görebildiğiniz renk sayısı gözlerinizin konik yapılanmasına bağlıdır. Bu basit renk testi size renkleri görme konusunda ne kadar iyi olduğunuzu söyleyebilir. Bunun için tek yapmanız gereken; renk spektrumunda gördüğünüz renkleri saymaktır. Şimdi yukarıdaki fotoğrafa iyice bakın ve gördüğünüz renkleri saymaya başlayın.

11000111.jpg

20 renkten daha az renk saydıysanız, siz bir dichromat’sınız yani ana renklerin sadece ikisini görebiliyorsunuz. İnsanların %25’i ve köpekler dichromat’tır.

20-32 arası renk saydıysanız, siz trichtomat’sınız yani ana renklerin sadece üçünü görebiliyorsunuz.Trichromat’lar mor, mavi, yeşil ve kırmızı renkleri iyi görür. İnsanların %50’si trichromat’tır.

32-39 arası renk saydıysanız, siz tetrachromat’sınız yani 4 ana rengi de gayet iyi görebiliyorsunuz. Sarı rengi oldukça irite edici buluyor olabilirsiniz ve hatta giymeyi bile reddedebilirsiniz. İnsanların %25’i tetrachromat’tır.


Eğer 39’dan fazla renk saydıysanız, tekrar sayın. Çünkü bu testte sadece 39 farklı renk var. Siz muhtemelen tetrachromat’sınız 




Kaynak: Yeniboyutlar.com

Bu konuyu yazdır

  Bu Basit Yöntem Sizi Cep Telefonunun Yaydığı Radyasyondan Koruyor!
Yazar: Magnetho - 14-10-2017, Saat: 03:45 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Modern çağın kaçınılmaz iletişim aracı cep telefonu, hayatımızda çok önemli bir yere sahip. Çoğumuz cep telefonlarıyla yatıp kalkıyoruz. Geceleri bile cep telefonlarımızı yanımızdan ayırmıyoruz. Hele ki akıllı telefon sahibiysek geceleri en son ve sabah uyandığımızda ilk gördüğümüz şey o oluyor. Çoğu zaman cep telefonları bizim onlara sahip olduğumuzdan daha çok bize sahip oluyor.

Bu arada cep telefonlarının yaydığı radyasyonun vücudumuza ne büyük zararlar verdiğini de göz ardı ediyoruz. Atina Üniversitesi Hücre Biyolojisi ve Biyozik Bölümü’nün yayınladığı araştırma sonucuna göre cep telefonlarının başlıca zararları arasında; hafızaya zarar vermesi, DNA tahribatına yol açması ve beynin metabolizma proteinlerinin etkisini değiştirmesi yer alıyor.

Cep telefonunun yaydığı radyasyonun zararlarından korunmak için; direkt başınıza ve vücuduna tutmamak, konuşurken kulaklık kullanmak, açıkken cepte ve göğüste taşımamak, uyurken yakınınızda tutmamak gibi önlemler söz konusu. Şimdi de cep telefonlarının yaydığı radyasyonun zararlarından doğal bir yöntem ile korunmak mümkün.

cep-telefonu-zararlari-radyasyon-elektro...zonans.jpg


Evet yanlış okumadınız.Bu hazırlaması ve içimi son derece kolay içecek sizi radyasyonun zararlarından koruyor. Biberiye çayının vücudumuzu toksinlerden arındırma konusundaki faydası yakın zamanda bilimsel olarak kanıtlandı. Hafızayı güçlendiren, konsantrasyonu artıran, hazımsızlığı gideren, bağışıklık sistemini
destekleyen, kan dolaşımını hızlandıran, baş ağrısı ve migren ağrılarını haeten mucizevi içecek Biberiye çayının faydaları saymakla bitmiyor. Ayrıca toksinlerin vücuttan atılmasını hızlandırdığı da biliniyordu. Biberiye çayının bu çok önemli yararı British Journal of Radiology (İngiliz Radyoloji Yayını)‘de yayınlanan bilimsel bir makale ile literatüre geçmiş oldu. Araştırmada biberiyenin içindeki carnosic ve canosol asitlerin hasara uğramış DNA hücrelerini onarmada ve radyasyon ile savaşta çok güçlü anti-oksidanlar olduğu tespit edildi.

Tek yapmanız gereken 2 yemek kaşığı biberiyeyi, ocaktan indirdiğiniz 1 bardak kaynamış suya atıp karıştırmak. 10-15 dakika demlenmesini sağlayıp soğumaya bıraktıktan sonra içebilirsiniz. Ayrıca buharını da soluyabilirsiniz. Çünkü biberiye çayının buharı ciğerler ve bütün organizma için de son derece faydalıdır. Biberiye yağını diyetinize de ekleyebilirsiniz. Ayrıca günde 5 dakika biberiye yağını nefesinizle içinize çekmek hafızanızın %75 oranında güçlenmesine yardımcı olacaktır. Bu konuda yapılan bir araştırma da gösteriyor ki; biberiyenin içindeki cineole adlı etken madde hafızamızı güçlendirmede büyük rol oynuyor.


Cep telefonunun yaydığı radyasyonun zararlarından korunmak ve toksinlerden arınmak için biberiye çayını ne kadar süre içmeniz gerekiyor? Aslında cevabı gayet iyi biliyorsunuz. Cep telefonu hayatınızda olduğu sürece haftada  3-4 kez biberiye çayı içmenizi öneririz.




Kaynak: Yeniboyutlar.com

Bu konuyu yazdır