Güne güzel, pozitif ve enerjili başlamanın püf noktaları
Güne Mükemmel Bir Başlangıç-24 saate 25 altın öneri…
Bize verilen en büyük servet, en büyük emanet hayatımızdır. Hayatımız doğum ile ölüm arasındaki sokağın adıdır. Doğduğumuz andan itibaren yol almaya başladığımız, tükettiğimiz bir çift şeritli bir yoldur. Bu olda bazıları gelirken bazıları da ömürlerini tamamlamış dostlar yurduna göçmektedir. Hayatımız, ömrümüz yıllardan, aylardan ve günlerden oluşmaktadır. Yüce yaratıcımız bize her gün 24 saat hediye etmektedir. Bu 24 saati 24 altın olarak da kabul edebiliriz. Hayatı güzelleştirmek gün içinde bize verilen 24 altından ne kadarını güzel bir şekilde değerlendirdiğimizle alakalıdır.
Nasıl ki, kalite bir bütünü oluşturan bileşenlerin kaliteleriyle doğru orantılıysa hayat kalitemizde günlerin kalitesine bağlıdır. Günler kaliteli tamamlanıyorsa muhtemelen hayatta kaliteli tamamlanacaktır.
Güne olabildiğince erken ve güneş doğmadan kalkılmalıdır. Hatta bir gün öncesinden kaylule denilen öğlen uykusu alınarak gecenin son üçte birinde uyanabiliriz. Güneş bizi uyurken yatağımızda bulamamalıdır. Güne güzel başlayabilmek için gece 8-9 saatten fazla uyumadan kalkılmalıdır. Hafta sonu dâhil olmak üzere 8-9 saatten fazla uyku yarar yerine zarar getirmektedir bünyemize ve hayatımıza. Bunun yanında uzmanlar hep aynı saatte uyanmayı önermektedirler. Güne zinde başlamak için, güne mutlaka oda sıcaklığında bir 2 bardak su içerek, ardından dengeli bir kahvaltı ederek başlanılmalıdır. Kahvaltı mümkünse ailece hoş sohbet bir ortamda alınmalıdır. Böyle sofralarda yiyecekler yanında gün boyu bize mutlu kılacak soyut gıdalar da almış oluruz.
Güne güzel başlamak, bütün günü enerji dolu, mutlu ve huzurlu geçirmemize zemin hazırlayacak 24 saatimize 25 altın öneri olarak şunlar olabilir. Bunları herkes kendi hayatında deneyebilir. Başka altın öneriler ve enerji veren yöntemlerde bulmak da mümkündür. Önemli olan böyle bir irademizi, böyle bir arayışımızı ortaya koymaktır. Belki her arayan bulamayabilir ancak bulanlar hep arayanlar içinden çıkmıştır.
Her şeyden evvel iyi niyetle güne başlamalı, kötü düşünceleri, meşru olmayan düşünceleri kafamızdan silip atmalıyız. Uyandığımızda ilk olarak Mevla’mıza (cc) bize küçük ölüm olan uykudan uyandırdığı, yeniden ruh ve hayat verdiği için şükrederek kontağı açmalıyız. Kendimizi, sahip olduklarımızı severek başlayalım güne.
Her güne gülümseyerek sevgiyle başlayalım. Çünkü Marcus Auelius’ bize şöyle diyor: “Her yeni gün, kendi armağanlarıyla gelir.”
Uyandığımız her yeni günün sabahında nefes alıyor olmayı şükrettikten sonra, gülümseyerek ve müzik dinleyerek başlarsak, koşarak hızlanırsak bile daha kolay başlayacaktır günümüz.
Her gün bize verilen yeni bir hediye, 24 altındır. Ve her gün bundan sonraki hayatımızın ilk günüdür. Her yeni günü bizim günümüz ilan edelim, yeni bir heyecanla, yeni bir istekle sarılalım hayata, güzelliklere. Güzelleştirelim gönlümüzü, güzelleştirelim gönülleri, güzelleştirelim dünyamızı. Kırmayalım gönlünü, incitmeyelim ruhunu günümüzün, gönlümüzün, gönüllerin ve dünyanın.
Prof.Dr. Doğu Ergil hocamız bakın ne güzel diyor “Hayatımızı yönlendiren bilincimizdir. Bilincimizi yönlendiren de zihnimizdir. Güne başlarken ilk düşüncemiz barışçı olursa yaşama attığımız bu tohum,altında huzurla yaşayacağımız bir ağaca dönüşür. Onu dikkat ve özenle suladığımız sürece barış içinde birlikte yaşayabiliriz. Çoğunluk bunu yarsa kocaman bir ormanımız olur. “
Sabah Menüsü…
1 adet lekesiz gönül..
1 adet açık yürek
500 gr. Güler yüz
250 gr. Tatlı dil
100 gr. Hürmet
1 çorba kaşığı sevgi
1 çaykaşığı hoşgörü
1 su bardağı iyi niyet
1 tutam samimiyet
1 ölçek dürüstlük
Göz kararı saygı…
01. Güne gül koklayarak başlamak. Gül kokusunu hayatınızın bir parçası yapın. Ayrıca güne gül koklayarak başlamanın başarıda, olumlu olmada, insanlar arası ilişkilerin etkinliğine olumlu katkıları olduğu tespit edilmiştir.
02. Güne kalbimizin ilacı şifa ve rahmet kaynağı güzel ilahiler dinleyerek, okuyarak başlamak, (aracımızda da dinleyebiliriz)
03. Size verilmiş olan uykudan uyanma hediyesini görün ve dua ediniz.
04. Bir iki sayfa Kur’an-ı Kerim okuyarak, dinleyerek başlamak. Güne Kur’an’la başlamalıyız. “Bugün Kur’an okudun mu?” sorusunu mutlaka kendimize soralım ve sevdiklerimize hatırlatalım. Kur’an yaşayıp anlattıkça öğretilir, öğrenilip yaşandıkça anlatılır. Okumayı bilmiyorsak bile açık yüzüne bakarak kapatabiliriz.
05. Güne sabah ezanı okunurken pencerelerimizi açarak onun bereketinden, feyzinden istifade ederek başlamak.
06. Güne birisine tebessüm ederek başlamak,
07. Güne herhangi bir canlıya bir iyilik yaparak başlamak, yoldaki taşı kaldırmak. Yaptığınız bu yardımlar Yaratıcımızın (cc) rızasını kazanacağı gibi, sizin ihtiyaç duyduğunuz şeylere de yardım olarak gelecektir. Yardım eden kişinin mutluluğu artar. Bu iyiliği herhangi bir insana, bir çocuğa, bir ağaca, bir hayvana, yola yapabilirsiniz. Yoldaki taşı kaldırarak yolu sevindirebilirsiniz. Evinizdeki evcil hayvanlara, kümes hayvanlarına yem vererek, onlara evinizdeki yemek artıklarını, karpuz kabuklarını, yenebilecek gıdaları vererek sevindirebilirsiniz.
08. Güne kâinatla ağaçla, böcekle, köpekle, kediyle selamlaşarak başlamak, mümkünse onlara bir şeyler vererek, ihtiyaçlarını gidererek onları sevindirerek başlamak, yeşile, çevreye bakarak başlamak, Gözünüzün su ve yeşillik görmesi şart, böylece doğaya daha kolay uyum sağlarsanız.
09. Güne Yüce Yaratıcımıza dua ederek, günümüz güzel geçmesini bize nasip etmesini dileyerek başlamak
10. Güne evden mutlulukla ve helalleşerek ayrılarak başlamak,
11. Güne güneş doğmadan erken kalkarak başlamak, üzerimize güneşi doğurmadan kalkmaya alışmak,
12. Güne kahvaltıyla başlamak, kahvaltıyı hiçbir şartta eksik etmemek, Sabah kahvaltısı her halükarda, muhakkak yapılmalıdır. Sabah kahvaltısının faydaları her konuda çok fazla. Kahvaltısız dışarı çıkılmamaya çalışılmalıdır. Kahvaltı aile efradını bir araya toplamaya, hasbıhal etmeye da vesile olmaktadır.
13. Güne olumlu ve enerjik insanlarla sohbet ederek başlamak, ilk görüşmelerimizi tercihen sevdiğimiz, pozitif yaşam enerjisine sahip güzel insanlarla yapmak.
14. Güne ruha huzur veren güzel müzikler dinleyerek başlamak.
15. Güne bir bardak odak sıcaklığında su içerek başlamak, Vücut ısınız artarsa stresiniz artar.
16. Sahip olduklarımıza şükrederek başlamak,
17. Su sesi dinlemek,
18. Güne enerji ve güç veren, olumlu bir mesaj ile başlamak.
19. Güne üç kişiye onları ne çok sevdiğinizi söyleyerek başlamak,
20. Üzerinizde emeği olan, minnettar olduğunuz (ustanız, anne-babanız, öğretmeniniz olabilir) birisiyle, gönülden sevdiğiniz çocukluk, öğrencilik veya askerlik arkadaşınız ile görüşme yapmak,
21. Her gün 5 dakikanızı tefekkür-ü mevt (ölümü düşünmek) yaparak geçirmek,
22. Tanımadığınız insanların gözlerine bakıp gülümseyerek merhaba demek,
23. Küçük çocuk, yavru hayvan sevmek, onlardan enerji almak, onları sevindirmek,
24. Yaşamınızdaki insanları minik çocuklar ve yüz yaşında ihtiyarlar olarak düşünmek.
25. Düzenli olarak vücut egzersizleri yapmak, Sabahları yumuşak, akşamları ise sert sporlar yapabilirsiniz.
26. Alacağınız ılık bir duş gün boyu zinde olmanıza yardım edecektir.
27. Yeşile, çevreye bakmak,
28. Kabuklarıyla birlikte bir elma yemek (özellikle kırmızı elma yeşil elmaya göre daha fazla öneriliyor)
29. Sabah kalktığımızda aç karnımıza içeceğimiz bir kaşık zeytinyağı pek rahatsızlıkların giderilmesine, vücut sistemimin daha iyi çalışmasına yardımcı olur.
30. Güne aileniz, çalışanlarınız, ülkemiz ve dünyamız için bizlere iyilikleri nasip etmesi, kötülüklerden, kazalardan, belalardan, afatlardan koruması için dua ederek başlayabiliriz.
Âile sağlamlığı, rûhî olgunluğa paralel olarak bilhassa karşılıklı geçim ehli olmaya da bağlıdır. Bu, birçok güzellik ve hayırlı neticelerin en mühim şartıdır. Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Gül, o güzel kokuyu diken ile hoş geçindiği için kazandı. Bu hakîkati gülden de işit. Bak, o ne diyor: Dikenle beraber bulunduğum için neden gama düşeyim, neden kendimi kedere salayım? Ben ki, gülmeyi, o kötü huylu dikenin beraberliğine katlandığım için elde ettim. Onun vesîlesiyle âleme güzellikler ve hoş kokular sunma imkânına kavuştum…”
Bu gül, bize de diyor ki: “Sen de benim gibi ol!”
Bizde günümüze gülerek başlamalı, gönlümüzde yeşerttiğimiz gülün kokularını mavi gök kubbemiz altında yaşan paydaşlarımızla paylaşmalıyız. Onların gönüllerine de ferahlar, ışık taşımalıyız. Gülmek her yüze yakışır ve her yüzü güzelleştirir. Tebessüm hüznü ve üzüntüyü giderir. Rahmetli Barış Manço’muzun deyimiyle de “Hayatta ilk öğrenilmesi gereken dil tatlı dil’dir”. Belki de “Güleryüz, Tatlı dil” yaklaşımını hayatımızın mottosu olarak kabul etsek ne güzel olur. O zaman güler yüzlü, tatlı dilli işyerlerinde, sokaklarda, mahallelerde, ülkelerde ve dünyamızda mutluluk, enerji ve sevgi hâkim olur. Kavga yerine barış, bireysellik yerine paylaşım, nefret yerine sevgi kokuları oluşur yamaçlarda. Hayat kelimelerle değil gönüllerle yaşanır. Yaşamaktan ziyade yaşatma ideali taşıyan, yemekten ziyade yedirmekten mutluluk duyan, almaktan ziyade vermeyi tercih eden kutlu insanlar oluşturur toplulukları.
Uykumuzu tam almadan öfke edalı kalktığımız bir günde, yapacağımız o işlere gerginlik ve öfkemizi aksettirebiliriz. Veya çocuğumuzun, eşimizin canımızı sıktığı, bizi üzdüğü bir günde, o can sıkıntımızı işimize yansıtabiliriz. Aslında gündüzün kalitesi gecemizin, aile içi yaşamımızın yapısıyla çok alakalıdır.
Güzel başladığımız, güzel geçirdiğimiz günümüzün kapanışını yine şükürle, tefekkürle, dua ile yapmalıyız. Çünkü her gece bir gündüze, her gündüz de bir geceye gebedir aynen her başlangıcın bir sonu, her sonunda bir başlangıcı olduğu gibi.
Güzel bir şekilde çiçek kokularıyla başlayan gününüz hiç bitmeyecek gibi uzayacaktır. Günleriniz duru, coşkulu ve su aydınlığında geçsin. Muhabbet, saadet ve selamet eksik olmasın içinden.
Gönüllerde aziz olunuz, sağlıcakla kalınız.
Kaynak:Reçep Ali Topçu
Your Page Title
#satışortaklığı
Güne Mükemmel Bir Başlangıç-24 saate 25 altın öneri…
Bize verilen en büyük servet, en büyük emanet hayatımızdır. Hayatımız doğum ile ölüm arasındaki sokağın adıdır. Doğduğumuz andan itibaren yol almaya başladığımız, tükettiğimiz bir çift şeritli bir yoldur. Bu olda bazıları gelirken bazıları da ömürlerini tamamlamış dostlar yurduna göçmektedir. Hayatımız, ömrümüz yıllardan, aylardan ve günlerden oluşmaktadır. Yüce yaratıcımız bize her gün 24 saat hediye etmektedir. Bu 24 saati 24 altın olarak da kabul edebiliriz. Hayatı güzelleştirmek gün içinde bize verilen 24 altından ne kadarını güzel bir şekilde değerlendirdiğimizle alakalıdır.
Nasıl ki, kalite bir bütünü oluşturan bileşenlerin kaliteleriyle doğru orantılıysa hayat kalitemizde günlerin kalitesine bağlıdır. Günler kaliteli tamamlanıyorsa muhtemelen hayatta kaliteli tamamlanacaktır.
Güne olabildiğince erken ve güneş doğmadan kalkılmalıdır. Hatta bir gün öncesinden kaylule denilen öğlen uykusu alınarak gecenin son üçte birinde uyanabiliriz. Güneş bizi uyurken yatağımızda bulamamalıdır. Güne güzel başlayabilmek için gece 8-9 saatten fazla uyumadan kalkılmalıdır. Hafta sonu dâhil olmak üzere 8-9 saatten fazla uyku yarar yerine zarar getirmektedir bünyemize ve hayatımıza. Bunun yanında uzmanlar hep aynı saatte uyanmayı önermektedirler. Güne zinde başlamak için, güne mutlaka oda sıcaklığında bir 2 bardak su içerek, ardından dengeli bir kahvaltı ederek başlanılmalıdır. Kahvaltı mümkünse ailece hoş sohbet bir ortamda alınmalıdır. Böyle sofralarda yiyecekler yanında gün boyu bize mutlu kılacak soyut gıdalar da almış oluruz.
Güne güzel başlamak, bütün günü enerji dolu, mutlu ve huzurlu geçirmemize zemin hazırlayacak 24 saatimize 25 altın öneri olarak şunlar olabilir. Bunları herkes kendi hayatında deneyebilir. Başka altın öneriler ve enerji veren yöntemlerde bulmak da mümkündür. Önemli olan böyle bir irademizi, böyle bir arayışımızı ortaya koymaktır. Belki her arayan bulamayabilir ancak bulanlar hep arayanlar içinden çıkmıştır.
Her şeyden evvel iyi niyetle güne başlamalı, kötü düşünceleri, meşru olmayan düşünceleri kafamızdan silip atmalıyız. Uyandığımızda ilk olarak Mevla’mıza (cc) bize küçük ölüm olan uykudan uyandırdığı, yeniden ruh ve hayat verdiği için şükrederek kontağı açmalıyız. Kendimizi, sahip olduklarımızı severek başlayalım güne.
Her güne gülümseyerek sevgiyle başlayalım. Çünkü Marcus Auelius’ bize şöyle diyor: “Her yeni gün, kendi armağanlarıyla gelir.”
Uyandığımız her yeni günün sabahında nefes alıyor olmayı şükrettikten sonra, gülümseyerek ve müzik dinleyerek başlarsak, koşarak hızlanırsak bile daha kolay başlayacaktır günümüz.
Her gün bize verilen yeni bir hediye, 24 altındır. Ve her gün bundan sonraki hayatımızın ilk günüdür. Her yeni günü bizim günümüz ilan edelim, yeni bir heyecanla, yeni bir istekle sarılalım hayata, güzelliklere. Güzelleştirelim gönlümüzü, güzelleştirelim gönülleri, güzelleştirelim dünyamızı. Kırmayalım gönlünü, incitmeyelim ruhunu günümüzün, gönlümüzün, gönüllerin ve dünyanın.
Prof.Dr. Doğu Ergil hocamız bakın ne güzel diyor “Hayatımızı yönlendiren bilincimizdir. Bilincimizi yönlendiren de zihnimizdir. Güne başlarken ilk düşüncemiz barışçı olursa yaşama attığımız bu tohum,altında huzurla yaşayacağımız bir ağaca dönüşür. Onu dikkat ve özenle suladığımız sürece barış içinde birlikte yaşayabiliriz. Çoğunluk bunu yarsa kocaman bir ormanımız olur. “
Sabah Menüsü…
1 adet lekesiz gönül..
1 adet açık yürek
500 gr. Güler yüz
250 gr. Tatlı dil
100 gr. Hürmet
1 çorba kaşığı sevgi
1 çaykaşığı hoşgörü
1 su bardağı iyi niyet
1 tutam samimiyet
1 ölçek dürüstlük
Göz kararı saygı…
01. Güne gül koklayarak başlamak. Gül kokusunu hayatınızın bir parçası yapın. Ayrıca güne gül koklayarak başlamanın başarıda, olumlu olmada, insanlar arası ilişkilerin etkinliğine olumlu katkıları olduğu tespit edilmiştir.
02. Güne kalbimizin ilacı şifa ve rahmet kaynağı güzel ilahiler dinleyerek, okuyarak başlamak, (aracımızda da dinleyebiliriz)
03. Size verilmiş olan uykudan uyanma hediyesini görün ve dua ediniz.
04. Bir iki sayfa Kur’an-ı Kerim okuyarak, dinleyerek başlamak. Güne Kur’an’la başlamalıyız. “Bugün Kur’an okudun mu?” sorusunu mutlaka kendimize soralım ve sevdiklerimize hatırlatalım. Kur’an yaşayıp anlattıkça öğretilir, öğrenilip yaşandıkça anlatılır. Okumayı bilmiyorsak bile açık yüzüne bakarak kapatabiliriz.
05. Güne sabah ezanı okunurken pencerelerimizi açarak onun bereketinden, feyzinden istifade ederek başlamak.
06. Güne birisine tebessüm ederek başlamak,
07. Güne herhangi bir canlıya bir iyilik yaparak başlamak, yoldaki taşı kaldırmak. Yaptığınız bu yardımlar Yaratıcımızın (cc) rızasını kazanacağı gibi, sizin ihtiyaç duyduğunuz şeylere de yardım olarak gelecektir. Yardım eden kişinin mutluluğu artar. Bu iyiliği herhangi bir insana, bir çocuğa, bir ağaca, bir hayvana, yola yapabilirsiniz. Yoldaki taşı kaldırarak yolu sevindirebilirsiniz. Evinizdeki evcil hayvanlara, kümes hayvanlarına yem vererek, onlara evinizdeki yemek artıklarını, karpuz kabuklarını, yenebilecek gıdaları vererek sevindirebilirsiniz.
08. Güne kâinatla ağaçla, böcekle, köpekle, kediyle selamlaşarak başlamak, mümkünse onlara bir şeyler vererek, ihtiyaçlarını gidererek onları sevindirerek başlamak, yeşile, çevreye bakarak başlamak, Gözünüzün su ve yeşillik görmesi şart, böylece doğaya daha kolay uyum sağlarsanız.
09. Güne Yüce Yaratıcımıza dua ederek, günümüz güzel geçmesini bize nasip etmesini dileyerek başlamak
10. Güne evden mutlulukla ve helalleşerek ayrılarak başlamak,
11. Güne güneş doğmadan erken kalkarak başlamak, üzerimize güneşi doğurmadan kalkmaya alışmak,
12. Güne kahvaltıyla başlamak, kahvaltıyı hiçbir şartta eksik etmemek, Sabah kahvaltısı her halükarda, muhakkak yapılmalıdır. Sabah kahvaltısının faydaları her konuda çok fazla. Kahvaltısız dışarı çıkılmamaya çalışılmalıdır. Kahvaltı aile efradını bir araya toplamaya, hasbıhal etmeye da vesile olmaktadır.
13. Güne olumlu ve enerjik insanlarla sohbet ederek başlamak, ilk görüşmelerimizi tercihen sevdiğimiz, pozitif yaşam enerjisine sahip güzel insanlarla yapmak.
14. Güne ruha huzur veren güzel müzikler dinleyerek başlamak.
15. Güne bir bardak odak sıcaklığında su içerek başlamak, Vücut ısınız artarsa stresiniz artar.
16. Sahip olduklarımıza şükrederek başlamak,
17. Su sesi dinlemek,
18. Güne enerji ve güç veren, olumlu bir mesaj ile başlamak.
19. Güne üç kişiye onları ne çok sevdiğinizi söyleyerek başlamak,
20. Üzerinizde emeği olan, minnettar olduğunuz (ustanız, anne-babanız, öğretmeniniz olabilir) birisiyle, gönülden sevdiğiniz çocukluk, öğrencilik veya askerlik arkadaşınız ile görüşme yapmak,
21. Her gün 5 dakikanızı tefekkür-ü mevt (ölümü düşünmek) yaparak geçirmek,
22. Tanımadığınız insanların gözlerine bakıp gülümseyerek merhaba demek,
23. Küçük çocuk, yavru hayvan sevmek, onlardan enerji almak, onları sevindirmek,
24. Yaşamınızdaki insanları minik çocuklar ve yüz yaşında ihtiyarlar olarak düşünmek.
25. Düzenli olarak vücut egzersizleri yapmak, Sabahları yumuşak, akşamları ise sert sporlar yapabilirsiniz.
26. Alacağınız ılık bir duş gün boyu zinde olmanıza yardım edecektir.
27. Yeşile, çevreye bakmak,
28. Kabuklarıyla birlikte bir elma yemek (özellikle kırmızı elma yeşil elmaya göre daha fazla öneriliyor)
29. Sabah kalktığımızda aç karnımıza içeceğimiz bir kaşık zeytinyağı pek rahatsızlıkların giderilmesine, vücut sistemimin daha iyi çalışmasına yardımcı olur.
30. Güne aileniz, çalışanlarınız, ülkemiz ve dünyamız için bizlere iyilikleri nasip etmesi, kötülüklerden, kazalardan, belalardan, afatlardan koruması için dua ederek başlayabiliriz.
Âile sağlamlığı, rûhî olgunluğa paralel olarak bilhassa karşılıklı geçim ehli olmaya da bağlıdır. Bu, birçok güzellik ve hayırlı neticelerin en mühim şartıdır. Mevlânâ Hazretleri buyurur:
“Gül, o güzel kokuyu diken ile hoş geçindiği için kazandı. Bu hakîkati gülden de işit. Bak, o ne diyor: Dikenle beraber bulunduğum için neden gama düşeyim, neden kendimi kedere salayım? Ben ki, gülmeyi, o kötü huylu dikenin beraberliğine katlandığım için elde ettim. Onun vesîlesiyle âleme güzellikler ve hoş kokular sunma imkânına kavuştum…”
Bu gül, bize de diyor ki: “Sen de benim gibi ol!”
Bizde günümüze gülerek başlamalı, gönlümüzde yeşerttiğimiz gülün kokularını mavi gök kubbemiz altında yaşan paydaşlarımızla paylaşmalıyız. Onların gönüllerine de ferahlar, ışık taşımalıyız. Gülmek her yüze yakışır ve her yüzü güzelleştirir. Tebessüm hüznü ve üzüntüyü giderir. Rahmetli Barış Manço’muzun deyimiyle de “Hayatta ilk öğrenilmesi gereken dil tatlı dil’dir”. Belki de “Güleryüz, Tatlı dil” yaklaşımını hayatımızın mottosu olarak kabul etsek ne güzel olur. O zaman güler yüzlü, tatlı dilli işyerlerinde, sokaklarda, mahallelerde, ülkelerde ve dünyamızda mutluluk, enerji ve sevgi hâkim olur. Kavga yerine barış, bireysellik yerine paylaşım, nefret yerine sevgi kokuları oluşur yamaçlarda. Hayat kelimelerle değil gönüllerle yaşanır. Yaşamaktan ziyade yaşatma ideali taşıyan, yemekten ziyade yedirmekten mutluluk duyan, almaktan ziyade vermeyi tercih eden kutlu insanlar oluşturur toplulukları.
Uykumuzu tam almadan öfke edalı kalktığımız bir günde, yapacağımız o işlere gerginlik ve öfkemizi aksettirebiliriz. Veya çocuğumuzun, eşimizin canımızı sıktığı, bizi üzdüğü bir günde, o can sıkıntımızı işimize yansıtabiliriz. Aslında gündüzün kalitesi gecemizin, aile içi yaşamımızın yapısıyla çok alakalıdır.
Güzel başladığımız, güzel geçirdiğimiz günümüzün kapanışını yine şükürle, tefekkürle, dua ile yapmalıyız. Çünkü her gece bir gündüze, her gündüz de bir geceye gebedir aynen her başlangıcın bir sonu, her sonunda bir başlangıcı olduğu gibi.
Güzel bir şekilde çiçek kokularıyla başlayan gününüz hiç bitmeyecek gibi uzayacaktır. Günleriniz duru, coşkulu ve su aydınlığında geçsin. Muhabbet, saadet ve selamet eksik olmasın içinden.
Gönüllerde aziz olunuz, sağlıcakla kalınız.
Kaynak:Reçep Ali Topçu