Bu yıl içerisinde bir kitap, raflarda yerini aldı. Yayınlanan yüzlerce kitaptan bir farkı vardı, çünkü elli dört yıldır yayınlanmak için noter ve banka kasalarında bekletiliyordu. Bedri Ruhselman tarafından düzenlenen İlahi Nizam ve Kainat için artık zaman gelmişti…
Orijinal metnin Günümüz Türkçesi’ne uyarlanmış şekli olan kitap, insanların tekamül ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde vazifelileri tarafından dünyaya verildiği önsözüyle daha da esrarengiz bir hale geliyor. Birçok kişi için oldukça ağır ve karmaşık gelebilecek olan bu eserin temel kavramlarını anladığımız ölçüde ve dilimiz döndüğünce aktarmayı arzu ettim.
Ezberlerinizi bozmak ve basmakalıp bilgilerinizi değiştirmek için İlahi Nizam ve Kainat adlı bu eseri okumalı ve anlamaya çalışmalısınız.
Bu kitapta aşina olduğunuz birçok kavramın derin manalarıyla karşılaşacak ve yüzleşeceksiniz. Hemen birkaçını sıralamak gerekirse; Madde, Varlık, Ruh, Beden, Tekamül, İnsan, Vicdan, Zaman, Kader… Hepsi bildiğinizi sandığınız, fakat bildiklerinizden çok daha farklı ifade ve anlatımlarla dolu… Ve tabii bir de, Kainat…
Herkes kendi idrak ve bilgi seviyesince okuyacak, anlamaya çalışacak ve anlayacaktır. Sonsuz tekamül yolculuğunda önemli bir kaynak olan bu kitap için bir nebze ışık tutabilirsek, ne mutlu bize…
Madde nedir? Kitap, bu tanımla açmaya başlıyor sayfalarını. “Madde, bütün tesirlere zemin oluşturan ve çeşitli oranlarda bu tesirlere cevap veren bir unsurdur.” Bu tesirlerin neyin nesi olduğuna bakacak olursak; “Tesirler, evren dışı hakikatlerin maddeye yansımış durumlarıdır. Bütün bu tesirler, evreni baştan başa ve hiçbir insan idrakinin kavrayamayacağı karışık bir ağ halinde sararlar.”
Kitaptaki ifadesiyle insan idrakinin almayacağı, bütün hal ve şekillerden soyutlanmış olan maddeye ise “Amorf Madde” veya “Asli Madde” denilmektedir. Maddenin bünyesi ile ilgili olan iki temel unsur bulunmaktadır: “Düalite İlkesi” ve “Değer Farklanması Mekanizması.”
İster maddeden, isterse duygulardan bahsediliyor olsun, her şeyde bir zıtlık, bir ikilik vardır. İyilik – kötülük, güzelik – çirkinlik, yaşlılık – gençlik, dişilik – erkeklik gibi örnekler çoğaltılabilir. Kitap, hayatın baştan başa düalite ilkesi ile ona bağlı olan değer farklanması mekanizmasının gözlemlenmesinden ibaret olduğunu ileri sürüyor. Değer kavramı ise bir maddenin zıtlıklarından birinde dışarıdan gelecek etki ve tesirlerle artma veya azalma olması olarak ifade ediliyor. Madde kavramı detaylı olarak irdeleniyor ve madde ile ruh bağlantısı aktarılıyor. Ayrıca ruh ve evren arasındaki karşıtlık ilişkisi ise ayna sembolü üzerinden örneklendirilerek, evren üstü hakikatlerde dünyamıza özgü zaman ve mekan durumlarının olmadığının altı çiziliyor.
Alıntı:Ruhun tekamülünün bir sınırı yoktur, yani sonsuzdur. Bu da, ruhların asli ilkeye hiçbir zaman erişemeyecekleri savını ortaya sürmektedir.
Kitapta asli ilkeyle ilgili anlatımı aynen nakletmek gerekirse: “Ruhların asli ilkeye erişememelerini zorunlu kılan etken ise her şeyin üstünde ve bütünlerin bütünü olan her şeyle en ufak bir ilişkisi bile söz konusu olmayan, akıllara, hayallere, hislere girmeyen, hiçbir isimle ifadesi mümkün olmayan, – yalnız burada büyük bir zorunluluk içinde – hiçbir işaretini düşünmeden, bir dünya kelimesi ile anacağımız ‘Allah’ın, erişilmezliklerin erişilmezliği zorunluluğudur.”
Varlıksa hizmetinde bulunduğu bir ruhun evrendeki temsili bir görünüşüdür. Ruh ortadan kaybolduğunda ona ait olan görünümler de silinmiş olacaktır. Beden ise bilince sahip olan bir maddeden başka birşey değildir. Zira ruhun yapabileceklerinin sınırının bağlandığı bedenin beyin ve sinir sisteminin olanaklarına bağlı olması bundandır. Kitap, tüm bu hususları açıklamaya çalışırken bunu dünya kelimeleri ve kavramları ile yapmaya çalıştığını da okuyucularına hatırlatıyor. Örneğin, bildiğimiz madde ve elementlerden çok daha başkalarının var olduğu, fakat insanın şu anki idrak seviyesinin bunları anlamaya yetmediği gibi…
Bu noktadan itibarense kitabın ana teması olan Tekamül kavramına değinmek isterim. MTİAD’ın tanımlaması şöyledir. “Tekamül; ruhların madde evrenindeki görgü ve deneyimini arttırarak, şuurunu ve bilgisini genişletmesidir.” Yani kısa ve maddi insan hayatında bilinç ve idrak seviyesinde ileri bir aşamayı amaçlayan bir yoldur bu.
Bütün varlıkların amacı tekamül etmektir. İnsanın da, ölüm denilen alt ortamdan üst ortama geçene kadar dünyadaki görevlerini layıkıyla yerine getirmesi ve hep vicdanının sesiyle hareket etmesi onun için faydalı olacaktır. Çünkü dünya hayatında insana bahşedilen vicdan melekesi onun tekamül yolundaki en güçlü dayanağıdır.
İlahi Nizam ve Kainat’ın satırları arasındaki derin manaları ve bilgileri keşfetmeyi ve anlamaya çalışmayı değerli okurlarına bırakıp, sözü evrenlerin en muazzam sözcüğü ile tamamlamaya çalışalım. Sevgi ile…
Sevgi kavramını da, yine sadece dünya hayatıyla ve dar anlamıyla düşünmemek gerekir. Her şeye karşı sevgi duyulabilir. Bitkilerin güneşe karşı dönmeleri bile bir sevgi çekimidir. İnsan hayatında ise sevgi olmasaydı, öz bilgiyi kazanma ve vicdan mekanizmasının çalışması pek mümkün olmayacaktı. Sevgi öyle birşeydir ki, sevgi dolu insanların bedenlerinden pozitif bir titreşim çıkarken, diğer insanlardansa nefret ve antipati duygusu titreşimleri salınır. Kıskançlık, bencillik, gurur gibi duygular sevgiyi zehirlerler. Kitapta açıkça belirtildiği üzere insanların dünya hayatından sonra girecekleri yarı süptil alemin hazırlayıcı aracı da, sevgidir…
İlahi Nizam ve Kainat, dünya hakkında alışılagelmişin dışında pekçok bilgiyi naklederken dünya sonrasını ve tekamül yolculuğunu da anlatıyor.
Kitabı düzenlemiş olan Dr. Bedri Ruhselman, ülkemizde deneysel yeni-ruhçuluğun kurucusu ve ruhlarla temas akımının başlatıcısıdır. Kendisinin pekçok farklı ruh ile iletişime geçerek ve onlardan aldıkları bilgileri düzenleyerek bu kitabı oluşturduğu sanılmaktadır. Ancak kitapta yüksek vazifeliler olarak adlandırılmış olsa da, ileri boyutta olan ruhların bu gibi ruhsal seanslarla bilgi verdikleri ve gidişata etki ettikleri tartışmaya açıktır. Ancak bunlar, dünyada bulunmak veya burada bedenlenmek zorunda olan ruhlar olabilirler.
İlahi Nizam ve Kainat, moleküler biyolojiden teolojiye kadar birçok kapıyı aralıyor. Ayrıca içerisinde üstü kapalı bir şekilde ifade edilen bilgiler de barındırıyor. Ancak okunması ve anlaşılmaya çalışılması gereken bir kitap olarak, sizlerle buluşmayı bekliyor…
Kaynak:indigodergisi