6 temel meridyen, adlarını aldıkları organlardan geçer. Bu meridyenler karaciğer, dalak/pankreas, mide, safrakesesi, idrar torbası ve böbrek meridyenleridir ki vücudu yukarıdan aşağıya ya da aşağıdan yukarıya geçerler.
Diğer 6 meridyen ise, akciğer, kalınbağırsak, incebağırsak, kalp, perikard(Kalp dış zarı) ve üçlü ısıtıcı (triple burner) meridyenleridir ve bu meridyenler kollardan geçer.
Bunlar doğrudan organlardan geçmedikleri için, temel meridyenlerin uyarılması ile uyarılırlar.
Vücudu, yukarıdan aşağıya olmak üzere ortadan ayıran hayali bir çizgi olduğunu düşünelim. Her meridyen bu çizginin hem sağ hem sol yanında bulunur. Dolayısıyla bu 12 meridyen, iki taraflı olarak vücudumuzdan aşağı indiği, ya da yukarı çıktığı için toplam 24 ayrı enerji yolu bulunur ve bu yollar birbirleri ile ilişki içindedirler.
12 meridyenin yanı sıra 2 tane de ‘idare’ ve ‘merkez’ meridyenleri diye tanımlanan özel meridyenler bulunmaktadır.
Merkez ve idare meridyenleri, vücudun ortasından (uzunlamasına) geçtiği için bunlar tek kanallardır ve diğer meridyenlere bağlanmazlar.
MERİDYENLER BİRBİRİYLE İLİŞKİ İÇİNDEDİRLER
Bir meridyenin bitiş noktası diğer bir meridyenin başlangıç noktasına bağlıdır. Örneğin dalak meridyeninin bitiş noktası, kalp meridyenin başlangıç noktasına denk gelir. Kalp meridyenin bitiş noktası incebağırsak meridyenin başlangıç noktasına bağlanır.
Enerji akımı bir meridyenden diğerine geçer. Dolayısıyla bütün meridyenler birbirlerine bağlı olup, adeta tekerlek gibi dönen, bir enerji sistemi kurmuş olurlar.
Bu dönen enerji hep belli bir yönde ve belli bir düzende akar. Bazı meridyenler aşağıdan yukarıya inerken, diğerleri yukarıdan aşağıya çıkar.
TEMEL MERİDYENLER DİĞERLERİNİ UYARIR
Temel meridyenler ya ayakta başlar ya da ayakta biter. Ayak masajı ile uyarılan bu 6 temel meridyen, kollardan geçen diğer 6 meridyeni uyarır.
Örneğin, akciğer meridyeni koldan aşağıya inip başparmakta biter. Mide meridyeni ise gözün altından başlar, çeneye iner ve kıvrılarak şakaklara doğru çıkar, sonra da bütün vücudu yukarıdan aşağıya doğru-akciğerleri de içine alarak-iner ve ikinci ayak parmağında son bulur. Mide meridyenin uyarılması ile akciğer meridyeni de uyarılır.
ORGANLAR ARASI ENERJİ İLİŞKİSİ
Meridyen sisteminin, organların birbiri ile enerji ilişkisinde olmalarında ve bu ilişkinin dengesinin korunmasında görevi büyüktür. Ch’i enerjisi meridyenlerde düzgün bir biçimde akar ise, organlara yayılan enerji miktarı da gerektiği düzende olur.
Meridyen teorisine göre, bir meridyendeki dengesizlik o meridyenin geçtiği organlarda da dengesizlik getirir. Enerjinin dengesizce yayıldığı vücutta, kimi organ gerektiğinden fazla kimisi de gerektiğinden az enerji ile çalışır.
Örneğin mide meridyenindeki düzensizlik, üst dişlerde sorun çıkartacağı gibi (çünkü mide meridyeni üst çeneden geçer), alt çenedeki bir sorun kalınbağırsak meridyeninden kaynaklanabilir.
Meridyenler hakkında bilgisi olan refleksolog, kişinin şikayetlerini göz önünde bulundurarak, enerjinin hangi meridyenlerde tıkandığını bilir ve sadece sorunu taşıyan organları değil de, tıkanıklık gösteren meridyen yolundaki bütün organları uyararak enerjinin vücuda daha dengeli yayılmasına yardımcı olabilir.
Refleksolojinin en büyük yararlarından biri, kişiye olağanüstü bir rahatlama, gevşeme getirmesidir.
21. yüzyılda stres, günlük hayatımızın önlenmez bir parçası haline gelmiştir. Hızlı yaşamın ve modern teknolojinin (trafik, televizyon, gürültü, iş stresi, aile içi sorunlar, savaşlar, hastalıklar, çevre kirliliği, elektronik kirlilik, maddi sıkıntılar vs.) vücudumuza ve ruhumuza getirdiği dengesizliği de göz ardı edemeyiz.
Uzun süre stresle yaşayan bir vücudun sinir sistemi yorulur, direnci azalır. Uykusuzluk, hazımsızlık, yüksek tansiyon, sık sık tekrarlayan baş ve sırt ağrıları, stresli yaşamın getirebileceği sorunların sadece birkaçıdır.
Düzenli aralıklarla yapılan refleksoloji seansları ile vücut enerjisindeki tıkanıklıklar giderilir, enerji vücuda dengeli bir biçimde yayılmaya başlar; dolayısıyla kan dolaşımı sorunları ortadan kalkar ve oksijen, hücrelere daha kolay dağılır. Lenf sistemi görevini daha iyi yapar ve vücuttaki toksinler hücrelerden daha kolay atılır.
Refleksoloji sinir noktalarını belirli tekniklerle uyarmakla ortaya elektrokimyasal mesajları çıkardığı bununda nöronların yardımı ile ilgili organı uyaran bir çalışmadır.
Refleksoloji, bugün tamamlayıcı tıp olarak yer almakta olup; Ekim 2014 tarihinde Resmi Gazete Yayımlanarak Yürürlüğe girmiştir.
Not: Uzman olmayan, fizyoloji ve anatomi bilgisi olmayan kişilerce yapıldığında riskli komplikasyonlara neden olabiliyor.
Her ayakta 7000 üzerinde sinir ucu 26 kemik 107 bağ ve 19 kas vardır.
Refleksologlar ayak tabanını bir fihrist olarak görürler ya da bir uzaktan kumanda vücudun tüm noktalarına ulaşmamızı sağlayan bir kumanda…
Yeryüzündeki bütün canlıların sinir sistemi vardır… Ayrıca her organın bir damar sistemi vardır…
Refleksoloji kılcal damarları konu edinir. Bu damarlar insanlarda ayak tabanı ve ellere kadar uzanır.
Kılcal damarlar kanın boşaltım organı olan ayakların belli noktalarına kanı taşırlar ve orada boşaltırlar.
Bu işlem sırasında eller by-pass görevi görür. Ve boşaltımda herhangi bir problem kanın temizlenmemesine yol açabileceğinden hastalıklara sebep olur.
Refleksoloji, vücuttaki tüm bezler, organlar ve diğer kısımlar ile bağlantılı olarak ayak ve el refleks bölgeleri olduğundan yola çıkan bir bilim dalıdır.
Refleks bölgeleri tedavisi, bu refleks bölgelerine başparmak ve parmakların uygulanmasıyla yapılan manuel metottur.
Uzakdoğu düşüncesine göre dengesizlik, kişinin evrensel yaşam gücünün meridyenlerde tıkanması ile olur. (Yaşam enerjisinin) meridyenlerde tıkanması da bazı semptomların ortaya çıkmasına neden olur.