İslam dini başta olmak üzere hemen tüm inanç sistemlerinde dünyanın bir sonu olduğu söylenir ve yine tahminlere göre beklenen o büyük KIYAMET dediğimiz dünyanın son gününe çok az kaldı(!)
Hatta geçtiğimiz yıllarda Maya toplumunun takviminin son yılı olarak 2012 yılı tespit edilmiş ve milyonlarca kişi bu tarihte kıyamet kopacağına inanmış ve bekleyişe girmiş, intihar edenler, tüm mal varlıklarını satıp sığınak yapanlar veya zarar görmeyeceklerini düşündükleri yerlere kaçan insanlar medyaya yansımıştı.
Tabi kıyamet vakti geldiğinde ondan kaçış olmadığı aşikardır…
Kur’an’ı Kerim’de seçilmiş bir kişi olan Hz.Zülkarneyn’in bir takım seyahatleri anlatılır ve bu seyahatlerin uzayda yolculuk olduğu iddia edilenler arasındadır. Bu yolculukların uzayda olduğu konusunda çeşitli muhalif yorumlar bulunsa da, Kur’an’da ki veriler söz konusu seyahatlerin gezegenleri tarif ettiği artık bilimsel temeller de baz alındığında uzayda yapıldığı olasılığını güçlendirmektedir.
Kur’an’dan edindiğimiz bilgilere göre Zülkarneyn kıssasında kıyametin kozmolojik bir olay ile olabileceği ihtimalini düşünebiliriz. Zira Hz.Zülkarneyn yolculuğu sırasında başka insanların yaşadığı gezegenleri ziyaret ediyor ve o gezegenler başka göksel olaylar sebebiyle batarak veya parçalanarak yok oluyorlar…
Hz. Muhammed efendimiz kıyamet ile ilgili sohbet ederken sahabe soruyor;
“Efendim, kıyametin şekli nasıl olacaktır?”
Resullah cevap veriyor;
“Benim ümmetimin son zamanlarında yer batacak, dağlar, denizler şekil değiştirecek, gökyüzünden taşlar yağacaktır.” (Tırmızi)
Peki bilim ne diyor ?
ABD Bilim ve Uzay Araştırma Kurumu NASA’nın verilerine göre dünyanın etrafında her geçen gün göktaşlarının sayısı artmaktadır ve bu durum dünya için göksel bir tehlike arz etmektedir;
Şimdi verilere bakalım;
1980 yılında 8,954 göktaşı 1985 yılında 11,696 göktaşı 1990 yılında 14,327 göktaşı 1995 yılında 23,324 göktaşı 1999 yılında 49,909 göktaşı 2000 yılında 118,481 göktaşı 2003 yılında 226,693 göktaşı 2007 yılında 389,325 göktaşı 2010 yılında 499,368 göktaşı
Bu verileri temel aldığımızda aklımıza bir ayet gelmektedir;
“Allah O’dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti, siz onları görmektesiniz. Sonra arşı (uzay) düzenledi ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir süreye kadar yörüngelerinde akıp giderler.”
Yukarıda ki veriler ve ayeti harmanladığımız da kıyametin göklerden kopacağı ortadadır ve aynı zamanda dünyanın etrafında ki gök taşlarının her geçen yıl daha da artması ve dünya yörüngesine yaklaşması da tıpkı ayette bildirildiği gibi adeta belirlenen süreye kadar yükselen artışı gözler önüne sermektedir.
Başka bir hadiste ise “Güneş batıdan doğacak, insanlar topluca iman edecek, ancak daha önce iman etmemiş olanların imanları kendilerine bir yarar sağlamayacaktır.” (Tecrid-i Sarih Tercümesi, XII 307; Müslim, Fiten 118
Peki ama güneşin batıdan doğuşu nasıl olacaktır?
Bir çok İslam aliminin üzerinde ittifak ettiği dünyaya kıyamet vakti yaklaştığında dev bir göktaşının çarpacağı ve yörüngesinin tersine döneceği şeklindedir. Bu teoriye göre dünyaya çarpan bir göktaşı, dünyamızın manyetik alanına da zarar vereceği için tam tersine dönmesini sağlayacak ve böylece güneş de batıdan doğmuş olacaktır.
Ayrıca bununla ilgili şu ayette dikkat çekicidir;
“O sarsıntının sarsacağı gün, arkasından onu diğer bir sarsıntı izleyecek.” (Naziat Suresi, 6-7)
Ayette kıyamet günü iki büyük göksel sarsıntıdan bahsetmektedir. Bu iki büyük sarsıntının birincisi evren ilk yaratıldığında “Big- Bang” patlaması ile oluştuğunu artık bilimde kabul etmektedir.
Evrenin başlangıcı olan Big-Bang büyük patlaması ile oldu ise yani büyük sarsıntı ile oldu ise evrenin sonu da acaba Big-Brunch ile yani büyük sarsıntı ile mi son bulacaktır?
Peki ya dünyanın sonunu getirecek ve güneşin batıdan doğmasını sağlayacak, dünyanın yörüngesini değiştirecek ve dünyaya çarpacak olan göktaşı değil de Nibiru/Marduk gezegeni ise?
Neden olmasın?
Daha da ilginç olanı, yukarıda ki verileri incelediğimizde 1999 yılına kadar periyodik bir artış gözlemlenirken bu tarihte(n sonra yaklaşan gök taşlarında inanılmaz bir artış göze çarpmaktadır.
1999 yılında yörüngeye giren gök taşları sayısı 49,909 iken, 2000 yılında bu rakam inanılmaz bir hızla çoğalmış ve 118,481 adete çıkmıştır. Burada açıkça görülmektedir ki 1999 yılı bir dönüm noktasıdır.
Şimdi ayete dikkat edelim;
“Rabbinin katında haddi aşanlar için işaretlenmiş taşlar vardır.”
Ayette beyan edilene göre dünya hayatında azgınlık yapanlar, isyan edenler ve ayette ki tabiri ile haddi aşanlar için işaretli taşlar vardır ve bu sapkınlıklar içerisinde olanlar için taşlar cezalandırıcı niteliğindedir. Ayette ki işaretin manası azgın kişilere karşı cezalandırıcı bir taşın bulunduğuna delalettir.
Peki bu ayetin Ebced değeri kaçtır biliyor musunuz ?
1980 Yılı… Peki neden 1980?
İngiliz Astronom Scott Manley’in tespitlerine göre Göktaşları 1980 yılında ilk defa aniden dünyanın etrafında yoğunlaşmaya başlıyorlardı.
Dünyaya çarpma ihtimali bulunan gök taşları ile ilgili başka bir konuya Tur Suresi 44. ayette rastlıyoruz. Şöyle diyor Allah (cc) “Eğer gökten bir parçanın düştüğünü görseler bile “o üst üste, yığılmış bir buluttur.” derler.”
Bu ayetin ebced değerine baktığımızda ise bize yine ilginç bir tarih veriyor. 1999 yılı…
Bu tarih ise göktaşlarının dünyanın etrafında neredeyse iki katına çıkarak büyük bir hızla çoğalmaya başladığı bir tarihtir. 1999 yılında gök taşlarının dünyamız etrafında ki sayısı 49,909 iken, 2000 yılında ki sayısı 118,481’e çıkmıştır.
Tüm bu bilimsel verilerden görülmektedir ki, İslam’i kaynakların vaad ettiği dünyanın sonu olan “Kıyamet” zaman dilimine hızla yaklaşılmaktadır. Kur’an’da Zülkarneyn kıssasında bahsedilen kara balçıklı göze gerçekten kara delik ise ve o gözeye batan güneş ile başka gezegenler ise yukarıda yaptığımız analiz bize dünyamızın kıyametinin de gökyüzünden geleceğini işaret ediyor olabilir mi ?
Doğrusunu Allah bilir…
Kaynak: Kursad BERKKAN