Submit Face book
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 5/5 - 1 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Çekim Yasası ve Zihin Gücünüz


Çekim Yasası ve Zihin Gücünüz konusu, BİLGİ PAYLAŞIMI forumunda tartışılıyor.
#1
Fikrimce, zihniniz dünyada sahip olacağınız en muhteşem araç.  Sizden yayılan titreşimler ve içinde bulunduğunuz frekans, realitenizi yaratır. Aynı zamanda zihniniz, beş duyunuz vasıtasıyla keşfettiğiniz, mevcut fiziksel durumunuzun da bir yansımasıdır.

Bu yazıda sizlere, zihninizin çekim yasası üzerindeki gücünden ve onu tıpkı bir Ferrari gibi nasıl kullanabileceğinizden bahsedeceğim.

Zihniniz, sizin bir nevi yayın aracınızdır.

Eğer bu basit bilgiyi iyice kavrar ve sizin için otomatik bir eyleme dönüşünceye kadar sürekli tekrar eder,  uygularsanız, realiteniz de buna uygun olarak değişecektir.

Geniş halk kitleleri bu bilgiyi hayatlarında kullanmaya başladıkça, kolektif realitemiz de bunu yansıtmaya başlayacaktır. Eğer siz bu kadim bilgileri şu an kendi hayatınızda uyguluyorsanız, bu sistemin kusursuz bir şekilde çalıştığını biliyorsunuzdur.  Birçoğumuz buna çekim yasası ya da evrenin kanunu demekteyiz. Bu gerçekten başkalarının, sizin keşfetmenizi istemediği en büyük sırdır. Basitçe söylemek gerekirse, fiziksel gerçeğimizi şekillendiren; düşünceler, olaylar, insanlar, durumlar, zihnimizin duyarlı olduğu en temel düzeyde enerji frekanslarıdır.  Zihnimiz aracılığıyla bunlara tanık olur, beş duyumuzla algılamaya çalışıp, fiziksel deneyimlerden geçeriz.  Evrende algıladığımız, gördüğümüz her şeyin özünde enerji vardır.  Ve hiçbir katılık, sertlik yoktur, var olan her şey farklı enerji çeşitlerinin bir araya gelmesidir.

Zihnimiz aslına bakılırsa, gelişmiş bir radyo işlevi görüyor.  Gözümüzle göremediğimiz bütün frekanslar aslında,  önceden var olmuştur. İstediğiniz, arzuladığınız her şey sizin için şimdi burada ve mevcut bulunmaktadır. Tek eksiğiniz,  şimdiye kadar bu konuda yeterince bilgiye sahip değildiniz ve frekans ayarı değişikliğinin nasıl yapılacağına ilişkin fazla pratiğinizin olmamasıdır.  İstediklerimizi görünür kılmak için frekansları değiştirmek aslında bize bağlı olan basit bir işlemdir.

Zihnimiz sürekli, aklımızdan geçen düşüncelere ve içinde bulunduğumuz duygulara göre farklı titreşimler yayınlar veya bunları kabul eder. Bireysel ve kolektif düşüncelerimiz, hislerimiz deneyimlediğimiz realitenin aslında birer tezahürüdür.  Benzer benzeri çeker,   evrenin çekim yasası tam olarak budur.  Düşük frekanstaki titreşimler (korku, hırs, nefret gibi.)savaş, çatışma, acı, ıstırap olarak kendini göstererek düşük titreşimleri doğurur.  Yüksek titreşimli frekanslar ise; bolluk, refah, sağlık, mutluluk ve sevgi gibi yüksek titreşimli deneyimleri yaratır.  İşte bu yüzden, duygularınızı radar gibi kullanarak düşüncelerinizi gözlemlemeyi öğrenmek çok önemlidir.  Eğer, hayatınızda herhangi bir değişiklik yapmak istiyorsanız, düşüncelerinizi, yaydığınız titreşimleri kontrol ederek mümkün olduğunca iyi şeylere odaklanmanız gerekmektedir.

careca.jpg

Zihninizde yer alan düşüncelerin her birinin ayrı bir enerji titreşimleri vardır ve siz bu titreşimleri yaydıkça ve kabul ettikçe, görünen realitenizi de değiştirirsiniz.  Aslında tutunduğumuz düşünceler, sahip olduğumuz inanç kalıplarıyla aynıdır. İnançlarımız, bir şekilde beynimizin içinde bulunan nöron yollarını koşullandırır yani aklımızdan geçen düşüncelerle realitemizi yarattığımız büyük ölçüde doğrudur.   Bu nöron yollarını tekrar programlama üzerinde çalışan, Nörolinguistik proglama olarak bilinen zihinsel bir yöntem vardır.  Biz,  okullarda ne NLP’yi duyduk ne de çoğumuz şu an mevcut realitemiz yaratma konusunda yeterince bilgilendirildik. Eğer zihnimizi yeniden programlama konusunda NLP’nin gücünü bilseydik,  okullarda maruz kaldığımız eğitim sistemine, tüketime yönelten reklam kampanyalarına, bizi tüketen bağımlı ilişkilere, politik koşullandırmalara rağmen geliştirmemiz gereken sezgisel yeteneklerimizi kaybetmez ve negatif dışsal faktörlerden daha az etkilenirdik. Yaydığınız titreşim yeteneğinizi geliştirmenin ve ustalaşmanın yolu hayatınızda gerçekleşen her olay için sezgisel gücünüzü kullanmak olmalıdır. Zihinsel bir eylem olan sezinlemek iyi bir muhakeme yeteneğinin olması demektir. Bunun bir adım ötesi, yayılan titreşimleri kabul etmeyi ya da ret etmeyi seçmeyi bilmektir.

Sezgisel gücümüz bilincimizden çıkarılıyor ya da büyük oranda kayba uğruyor ve maalesef eğitim sistemi, medya, cep telefonu dalgaları, sudaki florür,  uzay bilimleri, zihin kontrolü gibi gelişmiş yollar tarafından koşullandırılıyoruz.   Böylece,  gerçek diye önümüze sürülen tabakta ne varsa hepsini yutuyoruz.  Her hangi bir düşünce, bilgi ya da tanıştığımız herhangi bir kişi bize yol gösteriyor mu, sevgi titreşimimizi yükseltiyor mu, hayatımızın amacını bulmada bize ışık tutuyor mu,  diye düşünerek bu bakış açısıyla durumları değerlendiremiyoruz.

İlk başta tabi ki bu o kadar kolay olmayacaktır ama pratik yaptıkça her geçen gün kolaylaşacaktır. Bunu bir çeşit egzersiz gibi düşünebilirsiniz.  Eğer zihnimizi şimdiye kadar hiç kullanmadığımız bir kas ya da bir çeşit bir araç olduğunu ve gerçek potansiyelinden layıkıyla yararlanmadığımızın farkına varsaydık,  zihnimizi hemen eğitmeye başlar ve tam kapasitesini kullanmıyoruz diye dertlenmezdik.  Çünkü hiçbir zaman gerektiği gibi ondan faydalanamadık. Bu yaşadığımız durumu daha iyi örneklemek gerekirse, nasıl kullanmamız gerektiği bize hiçbir zaman öğretilmeyen, hepimizin birer Ferrari’ye sahip olduğunu var sayın. (Bu Ferrari’yi, zihin, beden ve ruh olarak düşünebilirsiniz) Bizler, doğduğumuz ilk günden itibaren ailelerimiz tarafından hatta onlardan önceki atalarımızdan sadece arka koltuğa oturup,  otomatik pilota bağlanmayı öğrendik.  Eğer siz düşüncelerinizi kontrol edemezseniz, başkası sizin yerinize bunu yapacaktır.  Eğer şu an mevcut durumunuzdan memnun değilseniz, bunun sebebi düşüncelerinizin büyük bir çoğunluğunun kontrolünüzden çıkmasıdır. Başkalarına ait düşünceleri sahiplenme ve bu düşüncelerin doğruluğunu, geçerliliğini sorgulamadan kabul etme eğilimi içindeyiz.

Benim kişisel olarak inandığım şey; bireysel hayatımızın kontrolünü ele almak ve düşlediğimiz hayatı yaşamak istiyorsak öğrenmemiz gereken en önemli hayat dersi; eğer dışarıda maruz kaldığımız titreşimleri anında fark edersek, hayatımızı değiştirebiliriz. Doğuştan getirdiğiniz hediyeniz, özgür iradenizi geri kazandığınız da ve bunu iyice içselleştirdiğiniz de hayatınızı yaratma gücünüz ve bunun neticesinde arzuladığınız şeyler de ortaya çıkıyor. Maalesef dünyayı yönetenler, zihin ve beden ikilisinden oluşan sistemimizi ele geçirip, çeşitli virüs ve bilinçaltı programlama teknikleriyle bu sistemi bozuyor. Zihin ve bedeninizi çok gelişmiş bir bilgisayar olduğunu hayal edin eğer bu bilgisayar tamamen hasar görse ne yapardınız?  Yeni inanç kalıpları geliştirip, NLP tekniklerini yardımıyla formatlayabilir, bu sistemi tekrar kurabilir,  bir çeşit güvenlik duvarı örebilir ve olası virüsleri engelleyebilir ya da filtrelemeyi deneyebilirsiniz.  Her ay, bilgisayarınızın performansını gözden geçirip her şeyin yolunda gittiğinden ve virüslerin istilasına uğramadığından emin olun.  Başka bir deyişle, her ay ya da her an hayatınızı değerlendirmeye alın ve farkında lığınızı geliştirin. Mevcut realitenizi gözlemleyip yeni inanç kalıplarınız doğrultusunda mı ilerlediğinizi fark edin, eğer değilse, eski alışkanlıklarınız ve inançlarınıza elveda deyin.

Kaynak:TUĞBA YÜKSEL

Your Page Title
Ara
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Çekim Yasasını Kullanarak Gerçek Ruh Eşinizi Bulmanızı Sağlayacak 4 Basit Teknik Spiritüeller 0 2,901 01-10-2018, Saat: 20:09
Son Yorum: Spiritüeller
  ZİHİN OKUMANIN 6 YOLU Emka 0 2,748 28-06-2018, Saat: 13:52
Son Yorum: Emka
  Hayatınızı Değiştirecek 7 Shiva Karma Yasası Emka 0 3,648 03-06-2018, Saat: 21:23
Son Yorum: Emka
  Ruh İkizleri Arasındaki Çekim Gücü Emka 0 3,980 09-05-2018, Saat: 15:39
Son Yorum: Emka
  Hayatta Başarının 7 Ruhsal Yasası Emka 0 4,400 09-05-2018, Saat: 12:31
Son Yorum: Emka

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi