Submit Face book
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 5/5 - 1 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

YERYÜZÜNDE İLK İNSAN NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTIR?


YERYÜZÜNDE İLK İNSAN NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTIR? konusu, BİLGİ PAYLAŞIMI forumunda tartışılıyor.
#1
Şu anda çağdaş bilimin cevap veremediği on sorudan bir tanesi de, insanlığın yeryüzünde ilk olarak nasıl ortaya çıkmış olduğu sorusudur... şimdi sizlere Ezoterizm’de insanın ilk ortaya çıkışı ve insanlığın unutulmuş kökeniyle ilgili bilgileri aktarmaya çalışacağım... Bu bilgiler sizlere pekçok çağrışımları da beraberinde getirecektir. Binlerce yıl öncesine dayanan bu bilgiler, uzun bir süre eski inisiyatik mabetlerin duvarları arasında saklı tutulmuş ve daha sonra buralardan sızan bazı belgeler vasıtasıyla günümüze kadar gelebilmiştir. 

Türkiye’de ilk kez bir kitapta yayınlanmakta olan bu bilgileri dikkatle tetkik etmenizi öneririm. Bu vesileyle önemli bir konuya ışık tutma imkanı bulabilmemiz mümkün olacaktır. Bu önemli konu, az önce üzerinde durmaya çalıştığımız, mitolojik ve dini öğretilerde sözü edilen insanın cennetten kovulmasının ne anlama geldiğine de, ayrıca bir açıklama getirecek mahiyettedir. İnsanlık nereden gelmiştir? şu anda hangi noktadadır? Ve nereye doğru gitmektedir? Yeryüzü insanının ilk atası nasıl ortaya çıkmıştır? Yeryüzü insanının kozmik akrabaları kimlerdir?

cinsiyet-esitligi-olmasaydi-insan-evriml...9479-5.jpg



İNSANLIĞIN GİZLİ KÖKENİ 

Cennetten kovuluş sembolüyle ilgili bazı örnekler vermiştik. İlk insanın nereden geldiği sorusuna mitolojik ve dinsel öğretiler tek bir cevap verir: Cennetten... Peki, bu cennet nasıl bir cennettir?... Kutsal kitapların hepsinde “ilk insan” dan bahsedilir. Üstü örtülü sembolik bilgilerle, bu sır insanlara anlatılmaya çalışılmıştır. Ancak açık bir bilgi verilmemiştir. Gerek Hint kökenli belgelerde, gerekse İslam, Mısır ve Babil Ezoterizmi’nde ilk insandan yoğun olarak bahsedilmiştir. Bu konuyu uzun uzun anlatan kutsal kitaplardan biri de Tevrat’tır. Kutsal Kitaplar’da sözü edilen bu meseleyi tam olarak anlayabilmek için yine Ezoterizm’e müracaat edeceğiz... Ezoterik bilgilere göre, ki bunu kutsal kitaplar da teyid etmektedir, yeryüzünde birçok devirler geçmiştir. 

Bunların ilkine “Altın Çağ” adı verilmiştir. Buradaki altın sözcüğü bilinen anlamıyla altın madeninin bol bulunduğu bir devri değil, kalite olarak ileri bir seviyeye ait bir sürecin yaşanmış olduğunu gösterir. Son derece ileri seviyeli bir insanlığın devrini anlatmak için kullanılan bir semboldür. Değerli bir çağ anlamındadır. Daha sonra sırasıyla: “Gümüş”, “Bronz”, “Kahramanlar”, ve son olarak da bizim devremiz insanlığının içinde bulunduğu “Demir Çağı” gelmektedir. Dünya insanı olarak gelinen nokta neresidir diye soracak olursanız; Ezoterik bilgiler bu soruya cevap olarak, “Demir Çağı”nın sonlarına doğru gelindiğini söylemektedir. Yine aynı Ezoterik bilgilerde, “Demir Çağı”nın sonunda yaşanacak bir aydınlanmayla (Kıyamet) yeniden dünya üzerinde eskiden olduğu gibi altın bir devrin yaşanacağına işaret edilmektedir. 

Yeryüzündeki ilk insanın, bir zamanlar iddia edildiği gibi tek hücreli canlılardan gelişe gelişe ortaya çıkmadığı artık bilimsel olarak anlaşılmış durumdadır. Ezoterik bilgiler bunun böyle olamayacağını zaten binlerce yıldır söylemekteydi. İnsan vücudu organik bir yapı olarak, özel bir tarzda meydana getirilmiştir. Yani yapılmıştır. Bir üretim mahsülüdür. İnsan organizması, bir dizi tesadüflerin sonucu değil, çok yüksek bir bilimin kendi potasında meydana getirdiği bir yapıdır. Eski tarihi belgeler ve kutsal kitaplar değişik bir bakışla incelenecek olursa, insanın meydana getirilişinin iki safhalı olduğu görülecektir. Birincisi: Galaktik İnsan İkincisi : Yeryüzü İnsanı Ezoterik bilgiler ışığında elde edilen bilgiler bundan sonrası için neler söylüyor? şimdi bunları sırasıyla sizlere aktarmak istiyorum: “Galaktik insan, bir zamanlar yeryüzünde ‘Altın Çağı’nı meydana getirmiş olan varlıklara verilen bir isimdir. 

Bunun yeryüzündeki insan ile çok uzaktan bir akrabalığı vardır.” Yeryüzü insanının ilki olarak, Kutsal Kitaplar bize “Adem”den bahsederler. Peki insanın meydana getirilişi yeryüzünde mi olmuştur? Yoksa başka bir mekanda meydana getirildikten sonra yeryüzüne mi getirilmiştir? Yavaş yavaş konuyu açmaya çalışalım. Bakalım nelerle karşılaşacağız? Tevrat’ta iki farklı yaradılıştan söz edilir: Birincisi: Elohimler’in yarattığı insan. İkincisi : Yehova’nin yarattığı insan.

Burada sözü edilen yaradılış bir imalattır. Yani Kaadir-i Mutlak Yaradan’ın yaratma fiili değil, yüksek seviyeli varlıkların mevcut maddeleri kullanarak ortaya çıkarttıkları bir imalat söz konusudur. Bu iki durumu birbirinden ayırmak gerekir. ‘Elohimler,’ Galaktik Uygarlıklar’ın senyörleridir. ‘Yahve’ de bu senyörlere dahil olan ve yeryüzündeki insanların gelişimiyle yakından ilgilenen vazifeli varlıklar grubunun başı ya da sözcüsü konumunda olan kozmik bir varlıktır. ‘Elohimler’in meydana getirmiş olduğu insan tipi (Galaktik İnsan) ile, ‘Yehova’nın meydana getirmiş olduğu, bizim devremiz insanı olmak üzere iki ayrı ‘Adem’ vardır. Biri bizim devremizin, diğeri eski devirlerin Ademi’dir. 

Birinci Adam’le ikinci Adem arasındaki farkları Kutsal Kitaplar ince nüans farklarıyla ifade etmişlerdir. Dikkatlice incelenecek olursa bunlar ayırdedilebilir. Burada araştırmacıların dikkatinden kaçmaması gereken bir diğer husus da, İslam’ın Kutsal Kitabı Kur’an-ı Kerim’de, Galaktik Adem’den değil, doğrudan doğruya bizim devremizin Adem’inden bahsedilmiş olmasıdır. Fakat diğer Kutsal Kitaplar ayrıca yeryüzünde meydana gelmemiş olan, fakat bütün bir galaksi içerisinde kendisini temsil eden, gelişmiş bir Adem’den bahsederler. Ancak Kur’an-ı Kerim’de de bizim neslimizden öncesine ait başka nesillerin yeryüzünde bir zamanlar yaşadığı birçok ayette açıkça beliritilmiştir. 

İşte onlardan sadece bir tanesi: “Onlardan önce nice nesilleri yok ettiğimizi görmediler mi? Onları, sizi yerleştirmediğimiz bir şekilde yeryüzüne yerleştirmiş, gökten bol yağmur yağdırmış, altlarından ırmaklar akıtmıştık. Fakat onları günahlarından ötürü yok ettik ve ardından başka bir nesil yetiştirdik” (En’am Suresi: 6/6) Görüldüğü gibi her ne kadar Galaktik Adem’den bahsedilmese de, Kur’an’da bizim neslimizin haricinde de nesillerin yeryüzünde yaşadığı ve dolaylı olarak başka Ademler’in de mevcut olduğu anlatılmaktadır. Kaldığımız yerden devam edelim... Altın Çağ’ın yaşandığı dönemlerde yeryüzünde Galaktik Irk’a mensup varlıklar bulunmaktaydı. Galaktik Irk’ın en son uzantıları olarak, Mu ve Atlantis Uygarlıkları’nı görmekteyiz. Kutsal Kitaplar’da sözü edilen büyük tufanla birlikte bu Galaktik Irk’ın son temsilcileri de yeryüzünden silinmişler sadece çok küçük bir kısmı bizim kıtalarımıza göç ederek varlıklarını sürdürebilmişlerdir. 

Ezoterizm’de bu varlıklara “Naakaller” adı verilir. Ezoterik kayıtlar Naakaller’in Tibet dolaylarında gizli bir yeraltı uygarlığı oluşturduğundan bahseder. Agarta adı verilen bu yeraltı uygarlığı günümüzde hala varlığını sürdürmektedir. “Galaktik Irk”ın yeryüzünden kaybolmasından hemen önce, bizim devremizin başlangıcını teşkil edecek fizik bedenlere ihtiyaç vardı. Zaman bir hayli ilerlemiş ve insanlığın aşamalı aşağıya iniş sürecinin bir sonucu olarak, “Demir Çağı”nın bedenleri imal edilmesi gerekiyordu. Bu tamamıyla bir laboratuar çalışmasını gerektiren, genetik biliminde uzmanlaşmış “Galaktik İnsanlar”ın yapabileceği bir işti. Tevrat’ta anlatılanlardan; Yehova ve grubunun, muhtelif gezegenlerde, her devreden sonra ruhi varlıkların gelişim süreçlerini sürdürebilmeleri için doğacakları biyolojik bedenleri imal ettiklerini anlıyoruz. İşte bu noktada Tevrat’ta Yehova olarak isimlendirilen “uzaylı” varlıklar devreye girmiş ve bizim devremize ait ilk bedenleri imal etmişlerdir. Bu sır tüm dinlerde ve tüm mitolojilerde üstü örtülerek anlatılmıştır. 

Mitolojik anlatımlarda geçen ilahların bir kısmı, sözünü etmeye çalıştığımız Galaktik Irk’a mensup ileri seviyeli insanların sembolüdür. “Ruhsal İdare Mekanizması”na bağlı olarak çalışan bu uzaylıların, dünya üzerinde ne kadar önemli bir fonksiyon gördükleri, dinlerin ve mitolojilerin tam anlamıyla açıklığa kavuşmasından sonra çok daha iyi anlaşılacaktır. Ancak günümüze kadar gelebilen Ezoterik kayıtlarda bunlarla ilgili son derece önemli bilgiler mevcuttur. Ne yazık ki yurdumuzda bu konuyla ilgili fazla bir araştırma yapılamamış ve kamuoyu bu konuda yeterince bilgilendirilememiştir. ***



Dini Öğretiler’de Adem’in meydana getirilişiyle ilgili bir başka ilginç ayrıntı daha verilir. İslam’ın Kitabı Kur’an-ı Kerim’de, Adem’in balçıktan yaratıldığı söylenir. Buna benzer ifadeler diğer dinlerde de vardır. Örneğin İbraniler’in Kutsal Kitabı Tevrat’ta Adem’in yerin tozundan yaratılmış olduğu anlatılır. Her iki ifade de birbiriyle aynıdır. Balçıktan ya da yerin tozundan yaratılmak ne demektir? Burada kastedilmek istenen, doğrudan doğruya dünyasal bir molekül yapısıdır. Dünyaya ait moleküler yapının kullanılmış olmasıdır. 



Bu bizim devremizin Ademi’dir. Diğer Adem’in moleküler yapısı ise tamamen farklıydı. Dünya’ya ait değil dünya dışına ait bir yapıdan oluşmuştu. Yani Elohimler’in dünyasından.... Böylelikle değişen yeryüzü şartlarına en uygun Adem soyu meydana getirilmiş oluyordu... Demir Çağı’nın çocuklarının, bedenlerinin ilk örnekleri artık hazırdı... Galaktik Uygarlığın temsilcileri ise, geçmişin anıları arasında eriyip gitti... Ama izlerini ve hatıralalarını dünyada bırakarak...

Your Page Title (Reklamlar ve iş birlikleri)
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Su düşüncelerimize nasıl tepki veriyor? EvrimBilge 2 4,600 28-06-2021, Saat: 18:27
Son Yorum: euribia
  Bir Ruhun Sana Bağlı Olup Olmadığını Nasıl Anlayabilirsin Emka 1 4,604 07-11-2018, Saat: 03:16
Son Yorum: kahvedeniz
  Taç Çakra Güçleri Engellendiğinde Ne Olur ve Nasıl İyileşir Emka 0 2,966 01-11-2018, Saat: 20:31
Son Yorum: Emka
  TOPRAKLAMA ENERJİSİ – ENERJİNİZİ NASIL YÜKSELTECEKSİNİZ Emka 0 3,079 05-09-2018, Saat: 20:13
Son Yorum: Emka
  Bu 9 Psişik Uyanış Belirtisi Yüksek Bilincinizin Ortaya Çıktığını Gösterir Emka 0 3,543 22-08-2018, Saat: 21:36
Son Yorum: Emka

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi