Submit Face book
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 5/5 - 1 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

TEKRAR DOĞUŞ HAKKINDA NE BİLİYORUZ


TEKRAR DOĞUŞ HAKKINDA NE BİLİYORUZ konusu, BİLGİ PAYLAŞIMI forumunda tartışılıyor.
#1
Reenkarnasyon kelimesini hepiniz bilerek okuyorsunuz herhalde. Bu konuyla ilk kez karşılaşan biri olabilir mi ? Öyle mi peki o zaman bu günkü konu bazılarınız için yeni bir başlangıç olabilir. Bazılarınız yaşama maddeci yaklaşıyor olabilir. Bu yazıları yeni bir şey öğrenmek için değil de materyalist felsefenin haklılığını kanıtlamak için okuyor da olabilirsiniz. Belki de ölüm korkusu çekiyorsunuzdur. Hani öbür tarafta bir garanti varsa bari korkacak bir şey yokmuş demek için..

Bugün sizlerle paylaşacağım konuyu yargılamayan bir zihinle, açık fikirle okuyun. Yoksa algılama zor olabilir.

Bir batılı bilim adamı Zen Budist rahibine gitmiş. Demiş ki " Bana Zen Budizm'i öğretir misin ? Bir yandan da saymaya başlamış ben bilmemne ünversitesinde bilmem ne profesörüyüm. Şu kadar doktoram,şu kadar tezim var. diye. Zen Rahip " Otur ! " demiş. " Bir bardak çay ister misin ? " Ve başlamış adamın fincanına çay doldurmaya. Fincan dolduğu halde rahip devam etmiş. " Dur ! " demiş diğeri ." Be aptal adam ,fincan doldu,taştı artık. Görmüyor musun daha fazla almıyor ? Yerlere dökülüyor ! " Budist Rahip " Görüyorum " demiş." Görmeyen sensin. Zen öğretisini bilmek istiyorsan önce kendini boşalt. O ünvanları, doktoraları boşalt, şu anda bunlarla çok dolusun. Senin içinde yeni bir şey öğrenmek için yer kalmamış. "

Belki reenkarnasyonun ne olduğunu biliyorsunuzdur da recurrence' in ne olduğunu duymamış olabilirsiniz. Bugüne kadar bildiğimiz kadarıyla insan bedeninde 7 enerji merkezi ( bilinç boyutu ) olduğunu anlatmıştım. Evrendeki her boyutun arasında tek farkın titreşim sayısı olduğundan sözetmiştim. Yani düşünce ile madde arasındaki tek fark titreşim sayısı . Madde o maddeye ait düşüncenin yoğunlaşmış halinden başka bir şey değil ! Yani 7 Enerji Bedenimiz var. Şimdilik diyorum çünkü gün geçtikçe enerjilerimiz yükseliyor böylece bu bedenler de duyularımıza açık hale geliyor,gelişiyor.

İlk bedenimiz, kendimizi " Ben " sandığımız Fiziksel Beden.

Hani öyle insanlar vardır " Öldükten sonra başkasının bedeninde mi yaşayacağım ? " diye sorar. " Başka kişi mi olacağım ? " Bu tür sorular fiziksel bedenle fazla özdeşleşmekten ileri geliyor. Bedeni biz zannediyoruz. * Halbuki fiziksel beden,yedi bedenin içinde titreşim sayısı en düşük beden. En düşük frekanslı boyutumuz.

İkinci olarak Etheric ( eterik ) bedenimiz var. Bu da adı ve fiziksel beden gibi uçucu :-)) Bu etheric beden ortalama bir insanda üç santim genişliğinde, çok bilge insanlardaysa otuz metreye varabilen bir elektro-manyetik alan. Öyle geniş, berrak ve parlak hale gelebiliyor ki bu bedenimiz hristiyan kaynaklı dini tasvirlerde başın etrafında bir enerji alanı olarak ( aura- hale ) tasvir edilir. Etheric Beden, duygularımızın oluştuğu beden, üçüncü bedenimiz Astral ise düşüncelerimizin. Dördüncü Casual beden herşeyin sebep-sonuç ilişkisine dayandığı beden. Daha sonra sırasıyla Mental, Divine ve Spiritual ( spiritüel ) bedenlerimiz var.Bu bedenler bizim bilinç düzeylerimizin oluştuğu bedenler. Burada " beden " kavramını yoğun enerji kütlelerini anlatmak için kullanıyoruz. Bedeni yalnızca fiziksel boyutta algılayabilenler için zor olmasın diye. Ayrıca bu yedi beden birbiriyle içiçe geçmiş vaziyette bulunuyor.

Tanrısal Bilinç Boyutumuz

Spiritüel Beden içinde kozmik bilinç taşıyor. Ve fiziksel bedenimiz de Kozmik bilincin sadece madde boyutundaki yansıması !Bu beden Saf Düşünce bedenimiz . (Titreşimi o kadar yüksek ki artık titreşmiyor ). Orası Tanrı noktası dediğimiz boyut. Bu boyut son boyutumuz değil. Çünkü sonsuz bilinç düzeyleri mevcut. Ama şu anda ,gittikçe çalkantılı olmaya başlayan bu son günlerde erişmek zorunda olduğumuz, değişmekte olan dünyanın içinde darbe almamak, kaosun ötesine geçebilmek için gelmemiz gereken son boyutumuz.

Yaratan - YaratılanBu boyuta " Yaratan boyutu " da deniyor. Fiziksel boyutumuza da " yaratılan " .Oysa ne yaratan var ne yaratılan. Yaratanla yaratılan her ikisi de ayni !Sonuçta fiziksel boyutumuz, kozmik düşünce boyutumuzun madde düzeyine yansımasından başka bir şey değil ! Bir başka deyişle enalt bilinç boyutundaki fiziksel bedenimiz, en yüksek spiritüel bedenimizin madde dünyasında ifade bulmuş hali !

Ama madde boyutunda düalite olduğundan, bizim zihnimiz de "ayrımcı " bir zihin yapısına sahip oluyor ve biz bu yüzden spiritüel bedenimizin ulaştığı noktaya " Yaratan ", fiziksel boyutumuza da " yaratılan " diyoruz. Daha basit bir ifadeyle anlatacak olursak Tanrı 'nın bizden ayrı ve erişilemez bir boyutta olduğunu sanıyoruz. Bu bize madde düşük frekanslı madde boyutunun yaşattığı bir oyun. Bir yanılsama !

maxresdefault.jpg

YENİDEN YAŞAM, ÖLÜM VE DOĞUM

Kimi diyor ki " Hayat doğumla başlar ölümle biter. Ondan sonra ne olursa olsun. O zaten ben olmayacağım ki ! Umurumda değil. Zaten ölümden sonra başka bir hayat da yok Tek gerçek brası ! Gerisi fasa fiso ! " Kimi de diyor ki " Öldükten sonra ya cennete ya da cehenneme gideceğim. "

Her ne hikmetse insa ister 9 gün yaşasın ister 90 yıl, ister bolluk içinde olsun ister yoksulluk tüm yaşam deneyimi sonuçta ona verilen bu kadar süre içinde mükafatlandırılıyor ya dacezalandırılıyor. Bu tür bir değerlendirme ne kadar doğru olabilir ? İster dinsel olsun ister materyalist doktrinlerle insanın bu düşüncesi sonuçta ona hazır verilmiş bilgiler. İnsan kendisi derinlemesine düşünüp, algılayarak hele yaşayarak ve deneyimleyerek öğrenmemiş ki bu bilgiyi.Başkalarının söylediğini doğru kabul etmiş.

Halbuki bilmek,gerçekten bilmek, düşünceyi içimizde hissetmekle başlıyor,sonra da deneyimleyerek. O zaman bildiğimizi biliriz.Körükörüne kabullenerek değil.

Reenkarnasyon . " Yeniden Beden bulmak demek " Peki bedenlenen şey ne ? " Ben başka birinin bedeninde dünyaya geliyorum. Onun adı Ali oluyor. Bana ne ? O ben değilim ki ! " Bu düşünce demin de söylediğim gibi bedenimizi asıl olan bir şey olarak görmekten kaynaklanıyor.Ruhumuzu da geçici sanıyoruz. Çoğu kişi ruhun ne olduğuyla ilgilenmiyor bile. Belki var, belki yok ,kimbilir ? "

İşin doğrusu bunun tam tersi ! Aslolan beden değil ruhtur. Geçici olansa bedenlerimiz. Madde aleminde ruhun deneyim kazanabilmesi için, olgunlaşabilmesi için yine maddeden yapılmış bir vasıta bir araç kullanması lazım ki bu da bedenimiz. Ruh madde aleminde bedenlenirken Fiziksel Bedeni kullanıyor. Diğer boyutlarda bedenlenirken de o boyutun birimlerini. Ruh kendini olgunlaştırıp ifade edebilmesi için içinde bulunduğu alemlerin frekansına uygun taşıtları seçiyor. Ve biz tekamül ettikçe fiziksel bedenimizden çıkıp frekansımızı yükseltiyor, sonsuz ruha varıyoruz. Bu varabileceğimiz en yüksek ruh halidir.

Recurrence : Yeniden Tekrar etmek " demek. Yani kendini tekrarlamak !

İlk üç bilinç boyutunda ( alt benlik ) yaşamlarını ifade eden kişiler kendilerini tekrarlıyorlar. Sürekli recurrence yaşıyorlar. Ayni filmi tekrar oynuyorlar. Dördüncü boyut olan Casual ( sebeb-sonuç ilişkisi ) boyut bir geçiş düzlemi. Bu gün dünyamızın içinde bulunduğu bu boyut bizi üst benlik enerjilerine taşımak için bir köprü vazifesi görüyor. Burada karmalar temizleniyor, düalite bitiyor. BİR ve BÜTÜN olma bilincine geçiş başlıyor. Bu birdenbire olmuyor. Çetin sınavlarla gerçekleşiyor. Bu yüzden de tam bir kaos döneminde yaşıyoruz ve gittikçe daha çok yaşayacağız.

Ancak bu köprüden geçtikten ve bu dönüşümü gerçekleştirdikten sonra kendini tekrarlama bitiyor. Yeniden bedenlenme başlıyor. Beşinci ve Altıncı Bilinç Boyut'larında sadece reenkarnasyon yaşanıyor. Yedinci SpiritüeL Bilinç Boyut'undaysa artık varlık ölümsüz ruhunun karşılığı olarak bedenini de ölümsüzleştiriyor. O zaman yeniden bedenlenme çarkından kurtulup bedeni ışığa çevirip istediğimiz yere taşıyabilme yeteneğine sahip oluyoruz.

BU YETENEK POTANSİYEL OLARAK HEPİMİZİN İÇİNDE VAR. Ruhumuzun ölümsüz oluşu gibi bedenimiz de ebedi şekilde yapılmış. Bugün biliminsanları bu durumu keşfetmeye başladılar. Bilim kendini sorguluyor. Doğru bildikleri yanlışları düzeltmeye çalışıyorlar. Bakıyorlar ki hücreler kendilerini sonsuz sayıda yenileme olanağına sahip.

Ancak negatif düşüncelerimiz,duygularımız ve ego/düalite dünyasının davranışlarıyla kendimizi ifade ettiğimiz için görüyorlar ki bugünkü dünya insanının kullandığı beyin bölümlerinde ASİT miktarı çok fazla ! Bildiğiniz gibi asit bir yerde zehirdir. Ve enzimlerin içindeki asit fazlalılığıdır ki insanları öldüren!

Kişi önce mutsuz oluyor, mutsuzluk sırayla ruhsal rahatszlıklara sonra da fiziksel rahatsızlıklara dönüştükçe ortaya çıkan tablo sonunda onu ölüme mahkum ediyor.

Bir zamanlar ölümsüz Tanrısal boyutumuzla (dinlerin sembolik olarak bizi cennetten kovdurduğu ) saf ışık olarak yaşadığımız dönemlerde, madde aemini ilk kez deneyimlediğimiz sıralarda bedenimiz de bilinç frekansımıza uygun olarak tüm ışık beden olma özelliğini koruyordu. Mükemmeldi.

Ruh sadece hazzı biliyordu.Bugün neyi biliyoruz ? Neredeyse sadece acıyı !

Ruh sadece yaşamayı biliyordu.Bugün neyi biliyoruz ? Neredeyse sadece ölümü !

Ruh sadece sevgiyi biliyordu.Bugün neyi biliyoruz ? Neredeyse sadece öfkeyi,korkuyu,kıskançlık ve intikam duygusunu.

Ruh sadece barışı biliyordu.Bugün neredeyse sadece savaşı biliyoruz.

Ruh sadece paylaşmayı, bir olmayı biliyordu.Bu gün sadece ayrımcılığı,para ve iktidar hırsını biliyoruz.

Rekabeti biliyoruz.Kendi kendimizi ruhun özünden ayırdıkça, recurrence ve reencarnasyon çemberine,çarkına mahkum ediyoruz.

Aslında evren yasalarında Reenkarnasyon veya Recurrence diye bir şey olmayabilir.

Madde aleminde biz gerekli dönüşümlerde yapmamız gereken aşamaları gerçekleştiremediğimiz için bu hapishaneyi kendi kendimize yaratıp içine düştük. Ve şimdi öyle bir dönemeçteyiz ki, kendi kendimizi soktuğumuz bu hapishaneden çıkma günü geldi. Bu da ancak kişinin kendi olmasıyla, kendinin olduğu gibi farkında olmasıyla mümkün !

Mine Kavalalı

Your Page Title #satışortaklığı
Ara
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  AYAHUASCA ÇAYI HAKKINDA BİLİNMEYENLER (ŞAMAN'NIN İKSİRİ RUHUN ASMASI) Emka 2 18,375 11-11-2022, Saat: 18:08
Son Yorum: Gümüşkurt
  Aydınlanma Hakkında 4 Şaşırtıcı Gerçek Emka 0 3,625 27-08-2018, Saat: 01:56
Son Yorum: Emka
  Rüyalar Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz Gerçekler Emka 0 2,909 26-06-2018, Saat: 11:42
Son Yorum: Emka
  Üçüncü Gözünüzü Açın: Epifiz Bezi Ve Hakkında Saklanan Gerçekler Magnetho 0 3,165 01-06-2018, Saat: 14:28
Son Yorum: Magnetho
  Olumlamalar Hakkında Öğreneceğiniz En Önemli Şey Emka 0 3,089 09-05-2018, Saat: 15:52
Son Yorum: Emka

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi