Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,075
» Son Üye: rahmanmutlu
» Toplam Konular: 2,836
» Toplam Yorumlar: 3,067

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 1726 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 1726 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Nereden Başlamalıyım?
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: desdinova
07-04-2025, Saat: 11:03
» Yorumlar: 0
» Okunma: 342
Ayahuasca çayi hakkinda b...
Forum: ŞAMANİZM
Son Yorum: Gümüşkurt
29-12-2024, Saat: 23:19
» Yorumlar: 0
» Okunma: 390
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 812
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 737
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,625
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 9,010
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 26,290
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,367
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,619
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,902

 
  BEREKET VE AŞK RİTÜELLERİ
Yazar: Archilles - 09-07-2017, Saat: 02:22 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorumlar (1)

Özel bir Dolunay yaklaşırken, ilişkiler ve duygusal alanları da epeyce hareketlendirecek. Hint Astrolojisine göre Koç ve Terazi aksında gerçekleşecek dolunay bizi tutkulu, eleştirel, huzursuz edebilecek bir ruh halinde tutabilir. Öncelikle dolunay döngüsü Pazartesi, Salı ve Çarşamba daha etkili olmakla birlikte tüm hafta kendini gösterecektir. Elementler açısından Vedik Astroloji’ye göre hava ile ateşin birbirine daha yoğun geçeceği bu süreçte, duygularımız bizi öfkeye ve keskin kararlara çabucak itebilir. Bu nedenle ortamlarınızı nötrlemeye, renkler açısından da daha soğuk ve sakin tutacak titreşimleri vereceklere dönük olmaya bakın.

Mum yakmak genel olarak dolunay ritüelleri arasında ilk sırayı alır. Koç burcunda (Hint Astrolojisine göre) gerçekleşecek dolunay kırmızı mumları tercih etmemizi daha iyi kılmakta. Bilhassa pazartesi gecesi evinizde köşeleri tercih ederek kırmızı mum yakmaya özen gösterin.

Bereket ve Bolluk için:

Kuvvetli bir dolunay olacak demiştik. Dolayısı ile dolunay enerjisini bereket için kullanmak istiyorum veya bu alana daha fazla ihtiyacım var diyorsanız;

Evinizin sizin için rahatlatıcı olan bir köşesine, 3 adet kırmızı mum yakın. Mumun yanına bölümleri olan bir kap içine veya ayrı ayrı küçük kaplara bir miktar pirinç ve tuz yerleştirin. Eğer elinizde varsa mumların önüne beyaz kuvars da ekleyin, yoksa ametist, sitrin taşlarını da koyabilirsiniz. Hiç biri yoksa küçük bir çam dalı (çam ağacının küçük bir tutam dalını) veya zeytin dalını yerleştirebilirsiniz. Yine eğer elinizde varsa, pirinç ve tuz için kullanacağınız kabın veya örtünün rengini mümkün olduğu kadar altın tonlarında dore veya parlak altın tonlarında olmasını tercin edin.

Pirinç ve tuza inancınıza göre dua okuyup dolunayın evinizin bereketini, bolluğunu arttırmasını isteyip, paranızın, gelirinizin pirinç gibi bereketle çoğalmasını, tuz gibi saf ve temiz olmasını ve korunmasını talep edin. Bolluk içinde olduğunuzu hayal ederek, endişelerinizden uzaklaşarak dileğinizi dileyin. Bereket duanızı veya dileğinizi bitirdikten sonra şükür etmeyi de unutmayın. Dualarınıza Ya Latif esmasını (129) ekleyebilirsiniz. Mumlar 14 Kasım Pazartesi gecesi boyunca yansın. Uyuyana kadar mumlarınızı yanık tutun. Mümkünse küçük mumlar tercih edin ki kendiliğinden sönmesi ve bitmesi daha makbuldür. Bu hafta boyunca her gece Ya Latif esmasını okumaya devam edin. Aslında bu esmayı günlük hayatınızda rutinde tekrarlamayı adet edinirseniz çok faydalıdır. Pirinci ve tuzu yeni ay döngüsüne kadar evinizin uygun bir köşesinde tutmaya devam edin. Daha sonra dilerseniz mutfağınızın bir köşesinde örneğin bir kavanoz içinde barındırmaya devam edebilirsiniz.

1a006ayz.jpg


İlişki ve Aşk İçin:

Kırmızı iki mum yakıp uygun bir köşeye yerleştirin. Mumların ortasına kalp şeklinde kırmızı bir obje veya kırmızı iki tane kurdele fiyongu koyun. Eğer var olan ilişkinizin düzelmesini istiyorsanız mumların yanına bir miktar biberiye, hayatınıza aşk çekmek istiyorsanız gül yaprakları (kuru veya taze), ilişkinizin daha tutkulu olmasını istiyorsanız kök zencefil yerleştirin. Dolunay enerjisinin hayatınıza aşk ve sevgi getirmesini dileyip, inancınıza göre dua okuyup, sevgi içinde olmayı dileyin.

Sevgi ve bereket içinde bir dolunay döngüsü geçirmenizi dilerim…

Sevgilerimle.

Kaynak: Şebnem Ekşib

Bu konuyu yazdır

  DOLUNAY BOLLUK RİTÜELİ
Yazar: Archilles - 09-07-2017, Saat: 02:19 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

13 Temmuz perşembe günü başlayacak olan dolunay etkisi, 14 cuma günü en yüksek seviyesine ulaşacak. Aralık ayı dolunayının astroloji etkilerini Yılın Son Dolunayı yazımda iletmiştim, bu yazımda etkisi hafta boyunca sürecek dolunay sırasında neler yapabileceğimizi, hangi ritüelleri uygulayabileceğimizi aktaracağım.

Dolunay öncelikle Salı ve Çarşamba günleri ve bilhassa akşam ve gece saatleri yoğun şekilde etkili olacak. Dolunay dönemleri normalde kırmızı mum yakmayı her durumda tavsiye ederim ama bu seferki dolunay gergin enerjileri fazlasıyla tetikleme eğiliminde olacağı için sıcak renklere gitmemeye bakın. Özellikle Salı ve Çarşamba günleri sıcak renkleri kullanmaktan ve giyinmekten uzak durun. Bu hafta Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri yapmanız gereken önemli bir iş görüşmesi, konuşma veya benzer bir aktivite içinde olacaksanız, kırmızı, bordo, sarı gibi renkleri ağırlıklı biçimde kullanmamaya gayret edin. Zira dolunay iletişimle ilgili sıkıntıları tetiklerken, Boğa ve Akrep aksında oluşuyor (Hint Astrolojisine göre) ve ani gerginlikler, biriktirdiklerinizi dışa vurma gibi enerjileri yansıtmaya dönük olabileceğiz. Dolayısı ile zaten öfke ve gerginlik enerjileri artmışken kırmızı ve türevleri renklerle bu duygulara daha da odaklanmamak doğru olacaktır.

Hangi renklere gitmek lazım? Daha çok mavi tonları, indigo (nazar boncuğu rengi) tercih etmeye çalışın. Lacivert ve mavi tonlarına yeşil veya turuncular ekleyebilirsiniz. Pembeyi bu hafta boyunca hayatınıza almaya çalışın. Depresyon etkilerini tetikleyen bu dolunay sürecinde pembe sizi içsel olarak rahat hissettirirken, mavi huzur enerjisini en yoğun veren titreşime sahip renktir. Turuncu ise neşelenmenize, hatta kendinizi şımartmanıza destek olur.

Öncelikle Dolunay dönemleri döngü kapanması, bir konunun duygunun sonuca ulaşması etkileri ile aslında hasat dönemlerini temsil eder. Ateş enerjisinin arttığı bu zamanlarda duş almak ve vaktiniz varsa evinizi temizlemek önemlidir. Özellikle Çarşamba günü evinizi temizleyebilir (sirkeli suyla) temizlik yaparken, evinizi arındırdığınızı, yeni bir sayfa açtığınızı ve yeni hayırlı başlangıçları kabul ettiğinizi tekrarlayabilirsiniz. Yatak takımlarınızı (çarşaf ve nevresim gibi) değiştirmeyi de ihmal etmeyin. Elinizde mevcut ise pembe tonlarını tercih ederek yenileyin. Salı ve Çarşamba günleri mutfağınız da ocağınızın temiz olmasına özen gösterin.

interesnye_fakty_o_znakah_zodiaka_8.jpg


Dolunay Bereket Ritüeli Uygulaması:

Tarçın çok eski dönemlerden bugüne sağlıkta, tatlılarda ve bir çok alanda kullanılan özel bir besindir. Tarçın aynı zamanda bereket ve bolluğu getirdiğine inanılan bulması kolay keyifli bir bitkidir. Astrolojik olarak Venüs gezegeni ile temsil edilen tarçın, bolluk ve bereket ritüellerinde de sıklıkla tercih edilir.

Küçük bir tencereye su koyun ve içine 7 adet çubuk tarçın atın. Su kaynamaya ve tarçının kokusu yayılmaya başladığında; evinize, yuvanıza, işinize bereket gelmesini hayatınızda bolluk ve bereket olmasını niyet ederek, 270 kere Ya Kerim esmasını okuyun.

Esmanızı bitirince ocağı kapatın ve tarçınlı suyu soğumaya bırakın. Koku eve yayılana kadar ve su soğuyana kadar ellemeyin, bırakın. Tamamen soğuyunca tarçınları ayırın ve suyu evinizde yaşayanlarla birlikte için, tamamını bitiremezseniz önemli değil, içebildiğiniz kadarını tüketin.

Kalan suyu bir bitkinin veya ağacın dibine dökün. Tarçınları ise bir iple birbirine bağlayın ve hava alan bir yere balkonunuza, pencerenizin uygun bir yerine ama evinizle bağlantılı bir yere asın. Asarken veya astıktan sonra “Ya Kerim” esmasını 21 kere yeniden tekrarlayın ve bolluk bereket içinde olmayı temenni edin. Ya Kerim esmasına bu hafta boyunca devam edin (günde 270 kez). Astığınız tarçınlar en az bir sonraki dolunay dönemine kadar orada kalmalılar. Tamamen kaldırmaya karar verdiğinizde evinizde bir köşe de, kristal bir kase veya benzer bir obje içinde saklayabilirsiniz. Ama çöpe atmamalısınız.

Evinizde ve işlerinizde her daim bolluk içinde olmanız dileklerimle…

Kaynak: Şebnem Ekşib

Bu konuyu yazdır

  Burçların Gıcık Tarafları… Cesareti Olan Okusun...
Yazar: Emka - 08-07-2017, Saat: 21:37 - Forum: Astroloji - Yorumlar (1)

1. KOÇ
Sana kalsa dünyada herkes aptal bi sen akıllı di mi!!! Millete öğütler verir, ukalalık taslar, önüne yemek koysan beğenmez… Allah düşman başına vermesin.

2. BOĞA
Sen ayrı bi panel konususun… kafayı iş yapmakla bozmuş sanki dünyayı bu kurtaracak…. inatçı mı inatçı, dik kafalı… komünistsin sen yaa!!!

3. İKİZLER
Sen hızlı ve pratik düşünebiliyorsun, ama insanlar seni bunun için diil bisexuel olduğun için seviyolar.. kendinden çok şey verip karşısdakinden az şey bekliyorsun yani salaksın… ayrıca çoğu şizofrenin de ikizler burcundan çıktığı söyleniyor, bilgine..

4. AKREP
Sen hele sen! Berbatların içinde en berbat olan! İçten pazarlıklı, kıskanç, ahlak anlayışı sıfır! Çoğu Akrep’in eninde sonunda korkunç bir cinayete kurban gittiğini duymuş muydun?

5. ASLAN
Sen kendini dünyanın zirvesindeki kusursuz insan sanmaya devam et, ohoooo millet senle ne dalga geçiyor haberin yok… Eleştiriye hiç gelemeyen, kendini beğenmiş zavallı aslan parçası, sen kendini bir odaya kapat ve hayatının geri kalanını aynada oranı buranı seyrederek geçir bakalım….

6. BAŞAK
Sen pek aklı başında otoriter biri olduğun için dağınıklığı pek sevmezsin di mi? Ama senin her tarafı didik didik kontrol etme huyundan millete fenalık geldi! Amma soğuk, ruhsuz tip sin yaa sen, zaten sevişirken uyuyakalabilen birinden başka ne beklenir ki?

0.jpg

7. TERAZİ
Sen sanatçı ruhlu olduğun için apayrı saçma salak bi boyutta yaşıyorsun… Böyle aklı bir karış havada gezen adamın iş bulması da pek muhtemel değil, ömrünün sonuna kadar aylak aylak gezersin, sonunda da her büyük sanatçı gibi “kimse beni anlamadı” diye çıldırırsın yarım aklın da gider


8. YENGEÇ
Sen sempatik ve başkalarının problemleriyle ilgilenir görünmeye çalışan son derece yapmacık birisin, ama biz bu sahte şirinlik numaralarını yemeyiz… Bu arada akıl hastanelerindekilerin %90’ının yengeç burcu olduğu söyleniyor! Haberin olsun!

9. YAY
Sen herşeyin iyi tarafını gören şenşakrak bir tipsin, kendini buna alıştırmışsın ne de olsa yeteneksizliğini ve şanssızlığını başka türlü örtemezsin değil mi? Çoğu Yay burcu zaten alkoliktir.

Seni adam yerine koyup bu kadar yazanda kabahat…

10. OĞLAK
Sen tutucu ve risk almaktan kaçan birisin. Böyle biri dünyada ne diye yer işgal eder ki! Şöyle bir etrafına bak bakalım hangi kayda değer insanın Oğlak burcundan çıktığı görülmüş?

11. KOVA
Sen güya çok atak birisin ya, birşeyi elde etmek için her türlü yalanı söylüyorsun, ama yalanı bile beceremiyorsun. Aynı hataları döne döne yapıyorsun çünkü kafasızsın. Ne sinirleniyorsun? Doğruları söyleyince kabahat oluyo di mi…

12. BALIK
Senin maşallah hayalgücün pek gelişmiştir. Sürekli FBI’dan ya da CIA’den birilerinin peşinde olduğunu düşüne düşüne sonunda kafayı yiyceksin. Ama sen en iyisi hayallerinle başbaşa kal, nasılsa arkadaşlarının arasında en ufak bir dikkat çeken tarafın yok, kendine güveni olmayan öyle sessiz sedasız bir tipsin işte…

Bu konuyu yazdır

  ANTİK MISIR MİTOLOJİSİNE GÖRE BURCUNUZ
Yazar: Archilles - 08-07-2017, Saat: 19:34 - Forum: Astroloji - Yorum Yok

1) THOT (29 Ağustos-27 Eylül)
Zeka ve edebiyat tanrısı, Osiris’in danışmanı ve Horus’un koruyucusu. İnsan veya maymun olarak resmedilir, başının üzerinde bir ay resmi vardır. Kelimelerin ve matematiğin tanrısı olarak kabul edilir, ayrıca tüm yazarları koruduğuna inanılır, hiyeroglif ustasıdır ve ayrıca büyücüler üzerinde büyük bir etkiye sahiptir, gökbilimcileri, savaşçıları ve matematikçileri korur.

Karakter
Meraklı ve girişimci bir yapınız var, mükemmel bir organizasyon yeteneğine sahipsiniz, esrarengiz olaylara çok ilgi duyuyorsunuz, bir savaşçı ruhuna sahipsiniz ve bu ruh sizi sınırlarınızı aşmaya itiyor, hayatın size neşe ve mutluluk veren temel öğeleri sizin için önemlidir, hem cömert, hem de dürüstsünüz. Doğal bir otoriteye sahipsiniz, parmağınızı oynatmadan insanları kolayca yanınıza çekebiliyorsunuz, sizi destekliyorlar, sözünüze sadıksınız, benzersiz niteliklerinizi duygusal hayatınıza ve ailenize de yansıtıyorsunuz, doğuştan bir öğretmen veya araştırmacısınız, sizinle her şey mümkündür bilinmeyen bir konuda öğretmen veya değişik bir konuda araştırmacı olabilirsiniz. Kusurunuz sabırsızlıktır.
Gazeteci, aktör, öğretmen ve avukatlar bu burçtan çıkar.

2) HORUS (28 Eylül- 27 Ekim)
Yıldızların ve aşkın, parlayan güneşin tanrısıdır, firavunların koruyucusudur, en eski Mısır tanrılarından biridir, güneş tacı giyen şahin başlı bir erkek olarak resmedilir. Keskin gözlerinin karanlıkta bile görebildiği söylenir.

Karakter
Çok nazik ve cömert bir karakteriniz var ve bu yüzden çok sevilirsiniz, hayatta başarmak istediğiniz şeyler konusunda çok net görüşlere sahipsinizdir, savaşçı bir ruhunuz vardır, gözünüzü kırpmadan en büyük projelere atılırsınız, risk almayı seversiniz, uzun vadeli sorumlulukları üstlenirsiniz, verdiğiniz tüm sözleri yerine getirmeye yetecek kendine güveniniz vardır, sözlerinizi tutarsınız. Kontrolün hep sizde olmasını istersiniz, ama bazen sabrınız taşınca bu özelliğiniz yüzünden sevilmeyebilirsiniz, siyaset, felsefe ve sosyal konular size göredir, diplomatça davranmayı iyi bilirsiniz, adalet duygunuz gelişmiştir, öksüz birinin haklarını sonuna kadar savunursunuz, ilk görüşte aşık olabilirsiniz, yaşınız ilerledikçe olunlaşırsınız. Cesursunuz.
Politikacı ve medya mensupları bu burçtan çıkar. Zayıf yananız inatçılığınızdır.

3) WADJET (28 Ekim – 26 Kasım)
Kobra tanrıçasıdır ve bilgelik sembolüdür, bu burçta doğanlar mantıklı, temkinli, hırslı, vicdanlıdırlar. Aile bağlarına çok önem verirler Kusurları kötümser olmaları ve biraz kendini beğenmiş olmalarıdır mimar, mühendis, müteahhit ve editör olmaya yatkındırlar.

Karakter:
Öğrenmeye çok tutkulusunuz, kitaplar sizin için en büyük hazinenizdir, evinizde en çok kütüphaneye önem verirsiniz, kendinize güveniniz vardır ama bazen karamsarlığa kapıldığınız olur, dost bildiklerinizin arkanızdan iş çevirmeleri en kızdığınız ve katlanamadığınız şeydir, öyle bir şeyle karşılaştığınızda, asla affetmez ve hesap sorarsınız. Bazen müsrif olursunuz, ayrıntılara önem verirsiniz, gözünüzden hiçbir şey kaçmaz, komşuluk ilişkileri sizin için önem taşır, ‘ev alma, komşu al’ diyenlerdensiniz.
Doğayı çok seversiniz, şehirde yaşamaktan çok kırlarda olma özlemi taşırsınız. Hayvanları çok seversiniz, merhametlisiniz.

4) SEKHMET (27 Kasım – 26 Aralık)
Savaş tanrıçasıdır ve kelime anlamı ‘güç’ tür. Seller, kıtlıklar, salgın hastalıklar gibi insanların mutsuzlukları onun yüzünden olur ama aynı zamanda iyileştirici güçleri vardır ve doktorlarla, büyücülerin koruyucusudur, genellikle aslan başlı kadın veya dişi aslan olarak resmedilir.

Karakter: 
Sert, tutkulu, hırslı ve gururlu bir karakteriniz var, bu yüzden her zaman dost kazanmazsınız, nadiren hata yaparsınız, başkaları sizi zor bir insan olarak görür, kontrollü birisinizdir, gururlu dış görünüşünüz altında hassas, dikkatli bir insan vardır, ihaneti asla affetmezsiniz, gözlem yeteneğiniz kuvvetlidir, sağlıklı kararlar verirsiniz bu özelliğinizle yasalarla ilgili meslekler size cazip gelir, baştan aşağı mükemmeliyetçi birisiniz, asla tatmin olmazsınız, biraz daha esnek olur, biraz daha yaratıcı olur ve kendinizi daha az eleştirirseniz, kendinizi bu kadar baskı altında hissetmekten kurtulursunuz, kendinizi biraz özgür bırakın ve derinlerdeki arzularınızın farkına varın.
Ünlü sporcuların, şampiyonların burcudur, kusuru sabırsız ve kavgacı oluşunuzdur.

5) SFENKS (27 Aralık -25 Ocak)
Her yaratığın şekline girebilen ve hazinelerin koruyucusudur, aslan vücutlu olarak resmedilirler, bu burçta doğanlar kendilerini her koşula uydurabilirler, hırçındırlar, çok disiplinlidirler ve son derece hassastırlar, bazen kibirli olurlar, meslek olarak kendi işlerinde çalışmayı severler.

Karakter:
Çok nazik, kibar birisiniz, her zaman çevrenizdeki kişileri dinliyorsunuz, karakterleri iyi tahlil ediyor, kolay adapte oluyor ve iyi tavsiyelerde bulunuyorsunuz, karşılık beklemeden veren bir kişiliğiniz var, çok hoşgörülüsünüz ve her zaman başkalarına yardım ediyorsunuz, bu yüzden insanlar bazen sizi suistimal ediyorlar, onlar samimi, içten oldukları müddetçe, sorun yok ama ihanete uğradığınızı hissederseniz, intikamınızı almaktan çekinmiyorsunuz, gazabınızdan korkuluyor, büyük çaba gereken işlere girişmekten kaçınmıyorsunuz, bu enerjiniz başkalarına cazip geliyor.
Tutkulu yapınızla sert kararlar alıyorsunuz, duygusal olarak ailenize büyük destek oluyorsunuz, çok iyi bir baba ve eşsiniz

m%25C4%25B1s%25C4%25B1r-mitolojisine-g%2...5A7lar.jpg

6) SHU (26 Ocak -24 Şubat)
Güneş ışığı ve rüzgarın tanrısıdır, bu burçta doğanlar inanılmaz derece yaratıcı güce sahip insanlardır, yeteneklerini gösterebilirlerse başarıya ulaşmaları kaçınılmaz olur, prensip sahibi, mizah gücü yüksek insanlardır, kusurları tereddüt etmeleri ve bu yüzden büyük fırsatları kaçırmalarıdır, sosyal alanlarda çalışmayı severler, ayrıca ziraat, danışmanlık ve hayvanlara zulmü önlemek gibi konularda çalışmayı severler.

Karakter:
Kendinizi hep öne atan, daima uyanık, başkalarına açık bir kişiliğiniz var, hayat dolu, enerjiksiniz, önyargılarınız yoktur, tutkulu içgüdülerinizin sizi yepyeni ve zengin tecrübeler yaşamanız için rehberlik eder, ihanete uğrasanız bile, nsanlığa sarsılmaz bir güveniniz vardır, çünkü çok olumlu düşünen ve iyimser bir insansınız. Sakin, kendine güvenli bir karakteriniz vardır ve cömertsiniz, bu yüzden insan kaynakları, konusunda meslek seçersiniz, aşık olunca bu derin bir aşk olur ve aşkınızı nasıl taze tutacağınızı bilir, sürprizler yaparsınız, kararlısınız, yıkılan köprüleri nasıl onaracağınızı iyi bilirsiniz, fakat bazen fazla idealist olursunuz ve yüksek standartlarınızı karşılayacak mükemmel kişiyi bulana dek beklersiniz.
Çok iyi aile babası veya anne olursunuz, çocuklarınız sizin göz bebeğinizdir.

7) İSİS (25 Şubat – 26 Mart)
Osiris’in karısı ve ana tanrıçadır, doğum yapan kadınları, yolcuları ve devleti korur. Başında iki boğa boynuzunun üzerinde duran bir güneş figürü taşıyan bir kadın olarak resmedilir,

Karakter:
Maddi konularda çok başarılı insanlardır, ayrıca evlerine bağlıdırlar, dışarıda eğlenmektense, evde ailesi, çocuklarıyla vakit geçirmeyi tercih ederler, bu burçta doğanlar çocukken utangaç, içine kapanık olurlar ama daha sonra açılırlar, okumayı severler, kendilerini yetiştirme yeteneğine sahiptirler, üniversite bitirmeseler bile son derece kültürlü, bilgili insanlar olarak herkesi kendilerine hayran bırakırlar, doğaya meraklıdırlar, dağcılık, bisiklet, yürüyüş sevdikleri uğraşılardandır.

8) OSİRİS (27 Mart – 25 Nisan)
Mısır ın en büyük tanrılarından biridir, üretkenlik ve büyümeyi temsil eder, aynı zamanda öbür dünyanın tanrısıdır, ölülerin tanrısıdır, sonsuz hayatın sembolüdür.

Karakter:
Çok meraklı bir kişiliğiniz vardır, sıradan biri değilsiniz, hayata bağlı ve kendine güvenlisiniz, hayatınızın her anını yoğun yaşarsınız, başarısız olmaktan korkmazsınız, hayatınızda hiçbir şey durağan değildir, daima yeni maceralara yelken açarsınız, ama tüm bu iyimserliğinize rağmen, bazen hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz, sözlüğünüzde ‘ilgisiz’ kelimesi bulunmaz, arkadaşlığınız sağlam olur, tutkulusunuz. Aile, akrabalık ilişkilerine çok önem verirsiniz, önemli günlerde mutlaka aile üyeleriyle bir araya gelmek istersiniz.
Çocuklarınızı disiplinli bir şekilde büyütürsünüz.

9) AMUN (26 Nisan- 25 Mayıs)
Mısır inanışlarına göre Amun dünyayı yaratan tanrıydı, bu burçta doğanlar güçlü, zinde ve önderlik etmeyi seven kişilerdir, iradeleri de güçlüdür, cesur ve kendilerine güvenlidirler,
Mükemmel lider olurlar, kusurları hoşgörüden yoksundurlar. Para konularındaki mesleklerde başarılı olurlar.

Karakter:
Duygusal bir yapınız vardır bu yüzden bazen kendinize olan güveninizi kaybeder ve melankoli ile neşe arasında gidip gelmeye başlarsınız, hassas yapınızı hayal gücünüzün ,çok zengin olduğunu gösterir, başkaları sizi gizemli biri olarak görebilirler, sizi yatıştırmak için sabırlı olmaları gerekir, bazen kendinizi korumak amacıyla, kendinizi başkalarından izole eder, kendi kabuğunuza çekilirsiniz, sosyal konulara eğiliminiz vardır, adil, dürüst bir insansınız ve vicdanlısınız bu özellikleriniz sayesinde insanlar size hayranlık duyarlar korkularınıza rağmen aşk hayatınızın önemli bir parçasını teşkil eder ve aşkınız için dağları yerinden oynatabilirsiniz!

Eşinizde ileri görüşlülük, otoriterlik ve nezaket ararsınız.

10) HATHUR (26 Mayıs – 24 Haziran)
Dünya ve gökyüzü tanrıçasıdır. Duygusalsınız, aşk sizin için çok önemlidir, çekici ve romantik bir insansınız.

Karakter:
Çok meraklı bir kişiliğiniz vardır, sıradan biri değilsiniz, hayata bağlı ve kendine güvenlisiniz, hayatınızın her anını yoğun yaşarsınız, başarısız olmaktan korkmazsınız, hayatınızda hiçbir şey durağan değildir, daima yeni maceralara yelken açarsınız, ama tüm bu iyimserliğinize rağmen, bazen hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz, sözlüğünüzde ‘ilgisiz’ kelimesi bulunmaz, arkadaşlığınız sağlam olur, tutkulusunuz. Bazen herkese güvenmenin kötü sonuçlarını görerek, üzülürsünüz, bazen insanlar sizin cömertliğinizi, fedakarlığınızı suistimal ederler, böyle durumlarda ihanete uğradığınızı hisseder ve asla unutmazsınız.
İyiliği unutmadığınız gibi, kötülüğü de unutmazsınız. Çocuklarınız için her fedakarlığı yaparsınız.

11) ANKA (25 Haziran – 24 Temmuz)
Sihirli anka kuşuyla resmedilir, risk almayı severler, kusurları inatçı ve hayalci olmalarıdır.

Karakter:
Çok karizmatik bir insansınız, insanları çabuk ikna eder, kendinize bağlarsınız, çok sevilirsinizi ve her zaman çevrenizde sizinle birlikte vakit geçirmekten hoşlanan dostlarınız olur, cesur ve açık görüşlüsünüz, aldığınız kararlar çok doğru olur ve bu yüzden herkes size hayranlık duyar, insanlara cesaret verir, kendine güven duymalarını sağlarsınız, diktatör olmadan doğuştan lider birisiniz, çok uzak görüşlüsünüz, fakat ilişkilerinizde kendinizden fazla vermezsiniz, ama bir kere eşinizi seçtikten sonra çok cömert olursunuz ve güçlü bağlar kurarsınız. Çocuklarınızın derslerine yardım eder, onları mümkün olduğunca iyi yetiştirmeye çalışırsınız.
Aileye çok önem verirsiniz.

12) ANUBİS (25 Temmuz – 28 Ağustos)
Bu ölüm ve öteki dünyanın tanrısıdır, mumyalama törenlerinde rastlarız. Ölünün öbür dünyaya geçişini gözetler, ruhlarını yargılar ve onları korur ismi çakal anlamına gelir genellikle dik kulaklı bir çakal veya köpek biçiminde resmedilir

Karakter:
Biraz çelişkiler içindesiniz, hem yalnızlığı seviyorsunuz, hem de başkaları olmadan yapamıyorsunuz, gizemli ve sırlarla dolusunuz, gölgeyi ışığa tercih ediyorsunuz, popüler olmaktansa, gizlenmeyi yeğliyorsunuz, olağanüstü hassassınız, ve çok sadık birisiniz hem kendinize hem de başkalarına karşı çok dürüstsünüz, idealist birisiniz ve bu yüzden hayatınızda büyük hayal kırıklıkları yaşayabilirsiniz ama bunlar uzun sürmeyecektir, ve sonunda mutlaka üstesinden geleceksiniz, ve çözümler bulup, kontrol altına almayı başaracaksınız, öğretmen, doktor, psikoloji, insan kaynakları konusuna çok yatkınsızın, çünkü bilinçaltı dünyasını derinden anlıyorsunuz.

Yapınız bazen duygusal anlamda zayıf hissetmenize, karar verememenize yol açabiliyor, eski yaraların tamir olması zordur ve siz ruh eşinizi bulmak size zor geliyor, bu yüzden eş seçerken çok dikkatlisiniz, eşinizde karşılıklı saygı ve güven bekliyorsunuz

Bu konuyu yazdır

  BURÇLARIN KORKUTUCU ÖZELLİKLERİ
Yazar: Archilles - 08-07-2017, Saat: 19:21 - Forum: Astroloji - Yorum Yok

Burçlar hakkında klişe yorumlardan sıkıldıysanız, sizleri astrolojinin karanlık tarafına davet ediyoruz! Çoğunlukla iyi yönlerinin bahsedildiği burç yorumlarına bu sefer başka bir gözle bakmaya ne dersiniz?

Zodyak’ın 12 burcunu bu sefer en korkutucu yönleri ile ele aldık. Bu yüzden kendi burcunuzu okumayı “es geçebilirsiniz”. İşte burçların en korkutucu astrolojik özellikleri…

KOÇ BURCU
Egonun krallığına hoş geldiniz! Her şeyi ben bilirim tavrıyla birlikte sürekli en önde olmayı arzu eder. Kadını ya da erkeği fark etmez, ikisi de ukalalık konusunda sınır tanımaz. Anlattıklarına da güven olmaz, çünkü bire on katar.

BOĞA BURCU
Burçların en hımbılı üstelik en materyalisti! Hem bedenen,  hem de kafa yönünden ağır olabilir. Harekete geçmesi zaman aldığından karşısındaki çıldırtabilir. Boğazına çok düşkündür;  dikkat edin sizi bile yiyebilir.

İKİZLER BURCU
Tatlı dilli bir yılan! Kişilik bölünmesi, döneklik ne ararsanız var. Güzel sözlerle sizi sonsuza kadar oyalayabilir. Fikirleri çok sık değiştiğinden ona güvenerek adım atmanız zordur.  Sizi bir kere yakaladı mı bırakmaz, çenesi ile saatlerce esir alabilir.

YENGEÇ BURCU
Sessiz ve duygusal  görünürler ancak o kadar da içten değildirler. Bir işi yapıyor gibi görünüp tembellik yapmaya bayılırlar. Bitmek bilmeyen ruhsal problemlerine ek olarak bazen çok saf davranıp başlarını belaya sokabilirler.

burclarin-korkutucu-ozellikleri_1453328828-b.jpg

ASLAN BURCU
Küçük dağları ben yarattım” havası hiç geçmez! Kusursuz olduğunu sanır ve çevresindeki her şeyin kusursuz olması için kendisini paralar. Eleştiriyi kaldıramazlar. Despot ve anlayışsız tavırları insanı hayattan soğutur.

BAŞAK BURCU
Soğuk nevaledir. Mesafeli duruşuyla adeta bir ruhsuzluk abidesidir. Konuştuğu zaman sivri diliyle karşısındaki kolay yaralar. Tertip düzen hastası olabilir eğer öyle değilse hayatındaki insanlara müdahale etmeden rahat edemez.

TERAZİ BURCU
Bir gün öyle bir gün böyle! Davranışlarındaki tutarsızlık “dengesiz” diye anılmasının en önemli sebeplerindendir. Güzellik takıntısı yorucudur. Politik davranışlarıyla nabza göre şerbet vermede ustadır.

AKREP BURCU
Tam bir tiyatrocu! Yüzünüze kıs kıs gülerken arkanızdan ne işler çevirdiğini tahmin bile edemezsiniz. Saçma sapan şeyleri kıskanır aynı zamanda çok da bencildir.  Çoğunlukla sizi dinlemez, o an kafası başka bir yerdedir.

YAY BURCU
Geveze, dedikoducu ve patavatsız…  Genellikle yeteneksiz insanların bu burçtan çıktığı söylenir.  Bazen çok safça davranıp başını belaya sokabilir. Fazla iyimser oluşu ile karşısındakini çıldırtabilir.

OĞLAK BURCU
Burçlar kuşağının en pintisi!  Maddiyata önem verir.  Bazen hislerini ameliyatla aldırmış olabileceğini düşünebilirsiniz.  O kadar inatçıdır ki, pire için yorgan yakabilir.

KOVA BURCU
Menfaatçi olması en korkunç huyudur. Üstüne üstlük menfaatlerini korumak adına türlü türlü yalan söyler. Neyse ki yalan söylemek konusunda başarısızdır, çoğu zaman yakalanır. İnsanların arkasından konuşmaya bayılır.

BALIK BURCU
Hayal dünyasında yaşarlar. Paranoyak tavırlarla herkesin arkalarından iş çevirdiğini düşünebilirler.  Çok fazla akıllı oldukları da söylenemez.  Saflıkları yüzünden ellerindekileri kaybedebilirler.

Bu konuyu yazdır

  KÖTÜ ENERJİLERDEN KORUNMA
Yazar: Magnetho - 08-07-2017, Saat: 17:39 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

BÜYÜ VE NAZARDAN GELEN ETKİLER

1-Nedeniniz bilmediğiniz, devamlı huzursuz ve endişeliyseniz,

2-Hayatınızda sürekli benzer sorunlar yaşayıp içinden çıkamaz durumdaysanız,

3-Toplumsal hayatınızda insanlarla iletişim kurmakta güçlük çekiyorsanız,

4-Olması muhtemel işleriniz son anda tersine dönüyorsa ve beklenmedik şekilde sonuçlanıyorsa,

5-Huzursuzluğa bağlı uykusuzluk, iştahsızlık veya halsizlik sorunlarınız varsa,

6-Ne kadar çalışırsanız çalışın şanssızlık yakanızı bir türlü bırakmıyorsa,

7-Çevrenizdeki insanlarla diyalog halinde iken yorgunluk, baş ağrısı, sıkıntı gibi duygular yaşıyor ve o ortamdan kaçmak istiyorsanız,

8-Geceleri karabasanlar görüyor, birinin sizi izlediğini hissediyor ve nedensiz korkular yaşıyorsanız,

9-Haklı olduğunuz konularda dahi hakkınızı aramada kendinizi başarısız hissediyorsanız,

10-Bütün çabalarınıza rağmen hayattan tat alamıyorsanız ve her işiniz yarım kalıyorsa büyük olasılıkla büyü ve nazar etkisi altında olma olasılığınız yüksektir.


BÜYÜ VE NAZARDAN NASIL KORUNURSUNUZ?

Bu durumdan korunmak için kutsal kitabımızın öngördüğü dualardan faydalanmakla birlikte gündelik hayatta uygulamanız gereken yöntemlerden de faydalanabilirsiniz.

aura-temizligi-temizleme.jpg


Negatif enerjiden korunmak için neler yapabilirsiniz?

Örneğin;


1-Pozitif düşünün ve sürekli olumlamalar yapın.’’Tamamen pozitif enerjilerle çevrelenmeyi ve bana zarar veren bütün negatif enerjileri hayatımdan uzaklaştırmayı seçiyorum. Kendimi olumlu enerjilere açmayı ve güzel enerjiler üretmeyi kabul ediyorum. Bana zarar veren tüm olumsuz enerjileri şimdi kendimden uzaklaştırmaya ve bu enerjilerden korunabileceğim çok güçlü bir enerji kalkanına sahip olmaya hemen şimdi bütün kalbimle niyet ediyorum. Niyetim hemen şimdi gerçekleşmeye başladı ve bunun için teşekkür ediyorum ve Allah’a şükrediyorum.’’

2-Bir Ametis Taşı edinip toprağa gömüp 12 saat bekletin ve bu şekilde negatif enerjilerden arındırın. Daha sonra taşı teninize değecek şekilde örneğin bir kolye gibi üzerinizde taşıyın. Her hafta bir kere toprağa gömerek arındırmaya özen gösterin.

3-Üzerinizde bir miktar tuz taşıyın. Tuzu her gün değiştirip eski tuzu suyla akıtın.

4-Reiki enerjisini kullanarak çevrenizde koruma kalkanı oluşturun.

5-Meditasyon yapın. Çevrenizi mor renkte bir çember içinde hayal edin.

6-Kendinizi güçlü hissedin ve sizi mutlu eden şeylerle vakit geçirin. Sık sık kendinize ‘’Ben güçlüyüm ve mutluyum’’ şeklinde telkinler verin.

7-Auratik alanınızı güçlendiren çalışmalar yapın.


UYGULAMALI TAVSİYELER



KORUNMA TILSIMLARI

1)Üç kere Ayet-el Kürsi bir kere Nas Suresi üç kere Felak Suresini okuyunuz. Her okumada besmele çekiniz.

2)’’Ya Rahman Ya Rahim Ya Aziz’’ esmalarının sonuna ‘’Celle Celalühü’’ ilave ederek 101’er kere okuyunuz.

3)Fatiha Suresini yedi defa okuyunuz. Devamında tespihe ‘’Ya Vedüd’’ 101 kere okuyunuz.

4)Beyaz porselen kaseye gül suyu koyunuz. Devamında suya üç kere Ayet-el Kürsi bir kere Nas Suresi üç kere Felak Suresini okuyup her okumada suya üfürün. Okunan gül suyu ile yüzünüzü yıkayın. Arta kalan suyu bulunduğunuz mekana serpin.

NOT:Serpme işlemini gece vakti yapmayın.

5)Yemeklik toz tuza üç kere Ayet-el Kürsi okuyunuz. Okunan tuzu ocakta yakınız.

6)Funda otunu evinizde, odanızda, iş yerinizde yeşil bir kese içerisinde bulundurmaya özen gösterin.

7)Kutsal kitabımızı uyuduğunuz odada yüksek bir yerde bulundurunuz.


NOT: Bu işlemleri gerçekleştirirken niyetinizin üzerinizdeki negatif enerjiden arınmak olduğunu içinizden sık sık geçirin.


Alıntı: Hülya Gün

Bu konuyu yazdır

  Negatif ve Artık Enerjilerden Arınmak İçin Öneriler
Yazar: Magnetho - 08-07-2017, Saat: 17:01 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Hızlı yaşamın getirisi olarak hepimiz çevremizde daha pratik çözümler arıyoruz. Bunun için hazır gıdalar, kullan at eşyalar, pratik yöntemler deniyoruz. Bu hızlı ve yoğun tempoya rağmen hepimiz bu koşuşturma içerisinde ruhsal dünyamız ile barışık yaşamak istiyoruz.

Negatif enerjilerden uzak durmak, enerji bedenlerimizi korumak ve ruhsal, fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak da sağlıklı olmak istiyoruz. Bunlar içinde pratik çözümler arıyoruz. Eskiler bu konuda çok basit ama etkili bazı yöntemler geliştirmişlerdir. 

1000_1479385920.jpg

Negatif ve Artık Enerji
Hepimiz iş, okul veya sosyal yaşamımızda birçok insan ile içli dışlı oluyoruz. Haliyle auralarımız arasında sürekli ve hızlı bir enerji alışverişinde bulunuyoruz. En nihayetinde eve geldiğimizde kendimizi yorgun ve bitkin hissediyoruz. Hiç fark ettiniz mi, neden bazen fiziksel olarak çok hareket etmesek da kendimizi yorgun hissediyoruz? Bunun çevre kirliliği, gürültü vb. gibi nedenlerinin ötesinde bir diğer sebebi, üzerimizde var olan negatif ve artık enerjilerdir ve eskilerin bu konuda bize çok önemli önerileri vardır;

Adaçayı; Adaçayı çok eski zamanlardan beridir arındırmak için kullanılır. Kızılderililer adaçayının Yüce Ruh’un insanlara verdiği bir hediye olarak görürlerdi. Negatif enerjiyi nötrleyerek hem koruyucu hem de rahatlatıcı bir etkisi vardır. Eskiden adaçayını tütsüleyerek auralar ve evler temizlenirdi. Haliyle hala daha spiritüel olarak en çok kullanılan yöntemlerden biridir. Yapmanız gereken bir tabakta kurutulmuş adaçayını yakmak ve bunla auranızı “yıkamaktır.” Adaçayı dumanı auranızı temizleyecek ve sizi arındıracaktır. 

Ayrıca evinizdeki negatif enerjiyi ve nazarı yok etmek içinde düzenli olarak adaçayı ile evinizi tütsüleyebilirsiniz ama burada önemli nokta her tütsüleme sonrası camı açarak temiz havanın içeri girmesidir. Tuz ve Tuz Banyosu: Tuz bilinen en eski koruyucu ve negatif enerjiyi toplayıcıdır. Eskiden yemeklere tuzun konmasının sebebi tat vermesi değil, yemeklere karıştırılmış büyülerin veya negatif etkilerin yok edilmesiydi. Bunun için genellikle doğal olana deniz tuzu kullanmanızı öneririm. Evinizde ve odanızda bir tabak içine biraz tuz koymanız evde ki negatif enerjiyi toplayacaktır. Ayrıca daha pratik bir yöntem olarak eve geldiğinizde bir leğende ılık bir suda bolca deniz tuzu çözündürdükten sonra ayaklarınız bu tuzlu suya sokmanızdır. Bu noktada tuz ayaklarınızdan vücunuzdaki bütün negatif ve artık enerjiyi toplayacak ve sizi topraklayarak rahatlatacaktır. Bunun yanı sıra banyo suyunuza bolca tuz ve biraz adaçayı yaprakları koyup bu suyla banyo yapabilirsiniz. Ametist: Ametist doğal bir arındırıcı ve dönüştürücüdür. Evdeki veya auranızdaki negatif enerjiyi pozitif enerjiye dönüştürür. Bu açıdan evinizde büyük bir ametist bulundurmanızda fayda var.

Ayrıca yoğun geçeceğiniz günlerde ametist kolye takarak daha hazırlıklı olarak hayata atılabilirsiniz Hızlı topraklanma tekniği: Bu teknik çok hızlı bir şekilde topraklanmanızı sağlar. Bu sayede üzerinizdeki fazla ve artık enerjiyi toprağa verirsiniz. Özellikle meditasyonlardan sonra topraklanma meditasyonu için fazla zamanınız yoksa hemen parmaklarınızı aralayarak parmak uçlarınızı yere dokundurun ve bir müddet derin nefes alıp vererek parmak uçlarınızdan fazla enerjiyi toprağa boşaltın.


Kaynak: estanbul.com

Bu konuyu yazdır

  Zihninizi Ne Kadar Tanıyorsunuz?
Yazar: Magnetho - 08-07-2017, Saat: 16:19 - Forum: Zihin - Yorum Yok

Zihin, fiziksel olmayan bir tür enerjidir. Önemli olan onu nasıl deneyimleyebileceğimizi bilmektir. Zihin, ormandaki ağaç ve dağların suda yansıması gibi net ve doğal olarak kendini yansıtır ve sürekli an ve an değişir. Düşünceler, duygular, algılar, hatıralar hepsi zihni oluşturur. Zihinsel etkenler olarak bilinen niyet, iletişim, duygular, tanıma ve dikkati kullanarak dışarı ile etkileşim halinde oluruz. İlham, inanç, farkındalık, azim, bilgiyi kullanarak da dış dünyamızı şekillendiririz.  

Zihin inanç, vicdan ve ahlak kurallarına sahip olduğunda, bağımlılıklar, sıkılganlık, yanlış bakış açısı, ve nefretten uzaklaşır, diğerlerine zarar vermemeye başlar ve sonunda pozitif hale gelir. Arzular öfke, gurur, cahillik (yanlış bakış açısı), şüphe, 5 acı kaynağı ( depresyon, korku, nefret, kıskançlık, kızgınlık) ise zihni pozitif halinden uzaklaştırırlar. Bu da zihnimizin içinde sürekli devam eden bir savaşın varlığını kanıtlar. Dini kaynaklar zihnin negatif ile pozitif hali arasındaki savaşı anlatmak için “ cihat” metofurunu kullanmışlardır.

beyin_zihin.jpg

Zihnin içindeki bu savaş milyonlarca yıldır devam ediyor. Sona ermemesinin sebebi ise biziz. Sürekli olarak taraf değişikliği yapıyoruz. Bazen bir tarafı, bazen de diğer tarafı destekliyoruz. Hatta her ikisini de desteklediğimiz zamanlar olabiliyor. Bu şekilde istikrarsız olmaya devam ettiğimiz sürece zihin de net ve stabil hale gelemiyor. Bence nasıl bir düşmanla dans ettiğimizi hatırlama zamanı geldi. Bir kere bu düşman hep yanı başımızda. Bize fark ettirmeden gizlece yaşamımızı sızabiliyor. Beş duyumuzu etkileyerek algılarımıza müdahale edebiliyor. Nasıl mı?

Mesela içimize öyle bir korku salıyor ki yerde duran siyah bir ipliği akrep zannebiliyoruz, Böylece basit bir iplik tehdit haline geliyor. Başka bir örnekte çok sevdiğimiz bir dostumuzun düşmanımız olduğuna ya da canımızdan çok sevdiğimiz annemize kötü davranmamıza sebep olabiliyor. Anlayacağınız tüm insiyatif onun elinde. Her defasında o kazanıyor. Peki, buna izin vermeye devam edecek miyiz? Bence bu sorunun yanıtı “hayır “ olmalı.

Bu düşmana karşı yaptığımıza savaşta yapılacak tek şey tıpkı onun bize yaptığı gibi dikkatini dağıtmak. Bunun için de çok parlak bir ışığa ihtiyaç var.Bu ışık aslında çok yakında zihnimizin içinde bir yerde. Ona ulaşmak için zihnin sabır, cömertlik, dürüstlük, bilgelik, ve konsantrasyon gibi ışık özelliklerini geliştirmeliyiz. Savaşırken kullanacağımız silah türü ise sevgi ve şefkat olmalı. Sevgi ve şefkat silahı çok etkili olmasına rağmen kuş tüyü gibi hafif.  Bu silahı sürekli elimizde tutabilmek için konsantrasyon geliştirmeliyiz. Bunun içinde en etkili yöntem meditasyon ( samatha, mindfulness) Ben uykumda bile sevgi ve şefkat silahını elimden düşürmemeye niyetliyim. Niyetliyim diyorum çünkü arada bir sevgi ve şefkat silahını elimden bırakabiliyorum. Hatta bilinçli olarak yere düşmesine izin verdiğim anlar bile olabiliyor. Aranızdan, “Aman sen de şefkat ve sevgi ile oyalanmana devam et, rakibin dış kaynaklar kullanıyor, güçlü okları ve nükleer silahları var. Bu savaşı kazanmak istiyorsan sen de aynı silahları kullan diyenler” olabilir J)

İş bu raddeye geldiğinde “ben susayım tarih konuşsun “diyorum.” Geçmişte bu savaşı kazananlar sevgi ve şefkat silahını hiç bir şekilde bırakmadılar, zihinlerinin ışık tarafına sahip çıktılar. İşte onlar yapabildiyse ben de yapabilirim “diyorum.

Şimdi sıra son soruya geldi. Hazır mısınız?

İçinizde sürekli devam eden bu savaşa sona erdirmek için hangi silahı kullanmayı  tercih edersiniz?

Her Daim Sevgi ve Işıkla


Kaynak: Sibel Kavunoğlu

Bu konuyu yazdır

  ÇAKRALAR NASIL AÇILIR?
Yazar: Magnetho - 08-07-2017, Saat: 15:40 - Forum: Çakra - Yorum Yok

Çakraların nasıl açılacağı konusu belki de spritüal alemin en popüler konularından biridir. Ben, çakraların  açılabilmesi için kişinin yaşamına çeki düzen vermesi gerektiğine inananlardanım. Mesela, bir takım korkularınız varsa kalp çakranızdaki enerji akışı dengede olmayabilir. Hatta korkular gittikçe çeşitlenip arttığında, sadece kalp çakrası değil diğer çakraların da dengesi bozulabilir. İsterseniz çakraların üzerinden tek tek geçerek ne demek istediğimi açıklayabilirim.  

Kişi bir şeyleri kabul etmekte zorlanıyor, sürekli bir gücenme halini deneyimliyor ve çevresindekilere karşı sert davranışlarda bulunuyorsa kök çakradaki enerji akışı dengede olmayabilir. Kişi, insanları yargılamaya, eleştirmeye devam ettiği sürece kök çakranın açılması zaman alacaktır.

İkinci çakra yani cinsel çakranın temsil ettiği konular arzu, ihtiras, kutupsallık, hareket, alma/verme dengesi, değişim ve yaratıcılıktır. Bu çakradaki enerji akışının dengesiz olması, öfkeyi de beraberinde getirecektir. İkinci çakradaki enerji akışının dengelenmesi ile kişi kendisini en çok nelerin mutlu edeceğini bilmeye başlar, suçlama hali yok olur, sevgiyi daha çok vermeye başlar.

Üçüncü çakranın temsil ettiği konu kararlılıktır. Buradaki enerji akışında dengesizlik, kişinin yaşamında öfke, açgözlülük, hırs temasını kuvvetlendirebilir.

%25C3%2587akralar-Nas%25C4%25B1l-A%25C3%...5B1r-1.jpg

Dördüncü çakra; kalp çakrası, burası herkesin bildiği gibi şefkat, sevgi ile ilgilidir. Bu çakrada dengesizlik olduğunda, kaybetme korkusu, aşırı korumacılık, bağımlılıklar, başkalarının ihtiyaçlarının daha önemli olması gibi temalar da söz konusu olabilir. Kalp çakradaki enerji dengelendiğinde şükran duyma, takdir etme temaları var olmaya başlayacaktır.

Beşinci boğaz çakrası,  dürüstlük, iletişim ve ifade ile ilişkilidir. Buradaki enerji akışı dengesizleştiğinde, kişi ilişkiye girmekten ve öne çıkmaktan kaçınacaktır. Yaşamında beğenilmeme korkusu, rekabet ve gurur hakim olacaktır. Bu çakra, aynı zamanda kişinin harekete geçmesine engel olan başarısızlık korkusu ile de ilgilidir. Arzu ve istekleriniz gerçekleşmeye, ilişkileriniz düzelmeye başlandığında beşinci çakra açılıyor demektir.

Altıncı çakra, kendi kendinin farkında olma, mutluluk, neşe ve zihin gücü ile ilgilidir. Bu çakradaki enerji dengesizliği zihinsel karmaşa, bunalıma sebep olabilir. Kişinin yaratıcı fikirleri engellenir. Kişi yaratıcı fikirlerini ortaya dökse de bunları uygulamaya koyamaz. Suçu dış dünyaya yükleme halinde olabilir.  

Yedinci çakra, zihin ve bedenle bağlantılıdır. Bu çakradaki enerji akışında dengesizlik acı ve üzüntüye sebep olabilir. İyi haber! Yedinci çakradaki enerji akışı dengelendiğinde diğer altı çakradaki enerji akışı da dengelenecektir.

Nasıl? Çakraları açmak için nereden başlayacağınıza karar verebildiniz mi?

Her Daim Sevgi ve Işıkla

Kaynak: Sibel Kavunoğlu

Bu konuyu yazdır

  Pozitif Düşünce Gücüyle Mutlu Yaşamın Sırları
Yazar: Magnetho - 08-07-2017, Saat: 15:17 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Doğduğumuzda tamamen iç dünyamızla iletişim halinde saf, temiz, açık bir zihinle dünyaya geliyoruz. Fakat büyüdükçe etrafımızdaki yetişkinlerden korkmayı ve sınırlarımız olduğunu öğreniyoruz. Ve bizler de birer yetişkin olduğumuz zaman farkında olmadan pek çok negatif düşünce geliştirmiş oluyoruz. Sonunda hayatlarımızı ve deneyimlerimizi bu yanlış düşüncelerin üzerine kurmaya meyilli oluyoruz.

Sevgiyle Baktığımda Her Şeyi Açıkça Görebiliyorum

Suçlayıcı düşünceleri affedici düşüncelerle değiştiriyorum;

Üst Benliğim bana acısız bir yaşam sürmek konusunda rehberlik ediyor. Acıyı gördüğüm anda tıpkı içimdeki bilgeliğe uyanmam gerektiğini söyleyen bir çalar saat çalmışçasına uyanırım. Eğer acı hissediyorsam hemen zihinsel olarak kendimi telkin etmeye çalışırım. “Acı” kelimesini “his” kelimesiyle değiştiririm. Bedenim pek çok şey “hisseder”. Bu ufacık sözcük değişimiyle bilincim üzerine ve iyileşmeye odaklanırım. Böylece kolaylıkla iyileşebilirim. Eğer zihnimi biraz olsun aşağı çekebilirsem bedenim de aynı şekilde odak noktalarını başka yerlere dağıtacaktır. Bedenimi ve zihnimi seviyorum ve birbirlerine bu kadar bağlı oldukları için minnettarım.

Sevgiyle, Her Şeyi, Her Açıdan, Açıkça Görebiliyorum

Açıkça Görebiliyorum;

Görüşüm ve amaçlarım benim için son derece açık. İç benliğim beni her zaman en iyiye ve en yükseğe doğru yönlendiriyor. Sonsuz yaşamla, her şeyin kusursuz, tam ve bütün olduğu o noktayla aramda bağlar kuruyorum. Her şeyin değiştiği bu dünyada olayların merkezi benim. Herkesin ve her şeyin içindeki iyiliği görebiliyorum.

Affetmek Her Zaman Ve Her Yerde Yanımda Taşıdığım İyileştirici Bir Araçtır

Affetmeye hazırım;

Eleştiri, korku, suçluluk, pişmanlık ve utanç duygusunu üzerimden attığım zaman özgür olduğumu hissediyorum. Bu sayede kendimi ve diğer insanları affedebilirim. Bu hepimizi özgür kılacaktır. Eski meseleleri kapatmaya hazırım. Geçmişte yaşamayı reddediyorum artık. Bu yükü uzun zamandır sırtımda taşıdığım için kendimi affediyorum. Kendimi ve başkalarını sevmeyi bilmediğim için kendimi affediyorum. Her insan kendi davranışlarından sorumludur ve hayatta ne ekerse onu onu biçerler. Bu nedenle kimseyi cezalandırmama gerek yok. Ben de dahil olmak üzere hepimiz kendi bilinçlerimizin yasaları altında yaşıyoruz. Kendi adıma kin tutan yönümü bir kenara bırakıyorum ve sevgiyi kucaklıyorum. Ve şimdi iyileşiyorum.

Bütün Alışkanlıklarım Beni Olumlu Yönde Destekleyen Alışkanlıklardır

Mükemmel olma ihtiyacını bir kenara bırakıyorum

Kötü bir alışkanlığımı bırakmaya çalışırken bu ilk başta bir sorun gibi görünebilir. Bu sorunları kalbimin derinliklerinde sevilmeyi bekleyen köşeler olarak tanımlıyorum. Evrenden korkularımı yenmem için bana yardım etmesini istiyorum ve yeni bir anlayış düzeyine geçmeye çalışıyorum. Olumsuz alışkanlıklarıma ve inançlarıma sevgiyle bakmayı öğreniyorum. Eskiden “Of, bundan kurtulmak istiyorum” derdim. Şimdi bir takım alışkanlıklarımın bir amaca hizmet ettiğini düşünüyorum. Böylece eski alışkanlıklarımı sevgiyle geride bırakıyorum ve bu ihtiyaçlarımı giderecek daha pozitif yollar keşfediyorum.

Tanık Olduğum Her Şeyi Sevgiyle Karşılıyorum

Günün yirmi dört saati aydınlanmak benim işim;

Sevgiye uyanmak her sabah yaptığım şey. Her sabah zihnimi açıyorum ve SANKİ şimdiden Mükemmelliğe, Bütünlüğe, ve Tam Olmaya ulaşmışım gibi davranıyorum. Kalbim bütün iyiliklere açık ve içimde, ihtiyacım olan şeyleri elde etmek için duyduğum çaba ve stresi bir yana bırakıyorum. Ve biliyorum ki ihtiyacım olan ya da arzuladığım her şey tam zamanında ve yerinde gelip beni bulacak.  Evrenin benim tarafımda olduğunu bildiğim için rahatım. Üst benliğim ve bilincim bir araya geldikleri sürece bütün deneyimlerde yepyeni şeyler keşfetmeye devam edeceğim.

Sevgi Benim Dünyamı Döndüren Şeydir

Benim sevgim güçlüdür;

Kendime aşık bir insan gibi davranıyorum. Başımdan onlarca olay gelip geçiyor ama kendime duyduğum sevgi değişmiyor. Bu kibirli ya da kendini beğenmiş olduğum anlamına gelmez. Bu tür insanlar aslında “senden çok daha iyiyim” maskesi altında kendilerinden nefret eden insanlardır. İnsanın kendini sevmesi yalnızca Varlığının mucizesini kutlamasıdır. Eğer kendimi seversem ne kendime ne de başkalarına asla zarar veremem. Benim için dünya barışının sırrı koşulsuz sevgide yatıyor. Bu insanın kendini kabullenmesiyle ve sevmesiyle başlar. Kendimi sevmek için mükemmel olmayı beklememe gerek yok. Kendimi şu anda olduğum halimle kabulleniyorum ve seviyorum.

Yapılacak Değil, Bilinecek Bir Şeyler Var

İletişim bir aşk şarkısıdır;

Sevgiyle iletişim kurmak insanlar için en önemli ve en güçlü deneyimlerden biridir. Bu noktaya nasıl mı geldim? Kendi üzerimde çok çalıştım, onlarca kitap okudum ve “Benim söylediklerim ve düşündüklerim benden çıkıyor ve bunun karşılığında evren de bana cevap veriyor ve sonra onlar bana geri dönüyor” gibi hayata dair bir takım prensipleri anlamayı öğrendim. Böylelikle yardım istemekten kaçınmamaya ve kendimi gözlemlemeye başladım. Eleştirmeden ve yargılamadan bakabildiğim bir nokta oluşturduğum zaman sevgiyle iletişim kurmak konusunda inanılmaz bir gelişme gösterdim. Neye inanıyorum? Ne hissediyorum? Nasıl tepkiler veriyorum? Nasıl daha çok sevebilirim? Ve sonra evrene dönüp “Bana Sevgiyi Öğret” dedim.

Bu Evrenin Her Yerinde Kendimi Tamamen Güvende Hissediyorum

Güvendeyim;

Her zaman sevgi ve korku arasında seçim yapma şansına sahibiz. Korktuğumuz zamanlarda aklıma güneşi getiririm. Bulutlar önüne geçtiği halde o her zaman parlamaya devam eder. O tek ebedi gücün ışığı da tıpkı güneş gibi, negatif düşünce bulutlarımız geçici olarak onun önüne geçse de her zaman üzerimizde parlamaya devam edecektir. Ben Işığı düşünmeyi seçiyorum. Işıkta kendimi güvende hissediyorum. Ve korkular üzerime geldiği zaman onları gökyüzünde gelip geçen bulutlar olarak görmeyi seçiyorum ve onlara yol veriyorum. Ben korkularım dışında bir varlığım. Sürekli kendimi koruyarak ya da savunarak yaşamak zorunda değilim. Kalplerimizde yaptığımız şeyin çok önemli olduğunu biliyorum ve her güne kalbimi dinleyerek başlıyorum. Korktuğum zamanlarda kalbimi aralıyorum ve sevginin korkularımı silip götürmesini bekliyorum.

Bedenime Sevgiyle Bakıyorum

Kendimi sevgiyle besliyorum;

Kendimi, hayatın bana sunduğu en iyi şeylerle besliyorum çünkü kendimi seviyorum. Ben çok değerli bir varlığım bu nedenle iyi besleniyorum ve kendime elimden geldiğince iyi bakıyorum. Bedenim çok özel ve diğer tüm bedenlerden farklı. Bu nedenle bedenime en uygun yiyecekleri seçmeye çalışıyorum. Yiyecekler ve içeceklerle ilgili her şeyi öğrenmeye çalışıyorum. Ne yediğime ve ne içtiğime çok dikkat ediyorum ve benim için uygun olmadığını fark ettiğim yiyecek içeceklerden uzak duruyorum. Eğer yemek yedikten bir saat sonra uykuya dalıyorsam bu yiyeceğin benim için uygun olmadığını anlıyorum. Bana enerji verecek yiyeceklerle beslenmeye çalışıyorum. Bütün yiyecekler için şükrediyorum. İyi gıdalar alıyorum ve çok iyi besleniyorum. Kendimi sağlıklı, mutlu ve mükemmel hissediyorum.

Mükemmel Bir Geçiş Dönemindeyim Ve Bunun Her Anının Keyfini Çıkarıyorum

Değişmeye hazırım;

Bir geçiş döneminde yaşıyoruz. Eski inançları bir kenara bırakıp yeni düşünceler edinmenin zamanı geldi. Yalnızlık, öfke, ayrılık, korku ve acıların hepsi eski sendromlarımızın bir parçası ve bizim de değiştirmek istediğimiz tam da bu. Korkudan çıkıp sevgiye dönmek istiyoruz. Balık evresinde kendi bedenlerimizden ayrıldık ve bize yardım etmesi için başka insanlara döndük. Şu anda girmekte olduğumuz Kova evresinde insanlar içlerine dönmeyi ve içlerindeki gücü keşfetmeyi öğreniyorlar. Bu bizleri özgürleştirecek mükemmel bir süreç. Bazı insanlar bunun sorumluluk olduğunu düşünerek endişeleniyorlar ama aslında bu yalnızca hayata cevap verme yeteneğimizin açığa çıkmasıdır. Bu bizi kurbanlaştırmıyor aksine güçlendiriyor. Başka birine dayanmadan yaşayabilmek, içindeki gücün ve yeteneklerin farkında olmak, değişimlerin yaratabileceğini bilmek mükemmel bir duygu.

Güç Şu Anın İçindedir. Gücünüzü Elinize Alın.

Gücümü kabul ediyorum;

Yaşamınızı iyileştirmek için ihtiyacınız olan güce sahipsiniz. Çoğu zaman çaresiz olduğumuzu düşünürüz ama bu doğru değil. Her zaman zihinsel gücümüze sahibiz. Beyin gücünüzü bir kurban olduğunuzu düşünmek için mi kullanıyorsunuz? Kendinize kızgın mısınız? Başkalarından şikayet mi ediyorsunuz? Hayatınızı değiştirecek güce sahip olmadığınızı mı düşünüyorsunuz? Bu gücünüzü inkar etmektir. Zihniniz çok güçlü araçtır. Gücünüzü ele alın ve bu gücü bilinçli kullanın. Her şeyin iyiye gittiğini görmek sizin elinizde. Sizi yaratan o Tek Güç ve Tek Zekayla bağlı olduğunuzu unutmayın. Bu desteği hissedin ve kullanın. Tam elinizin altında.

Bir Sonraki Nefesimizin Bizi Orada Beklediğini Biliyoruz. Başka Şeylerin de Bizim İçin Orada Olduğunu İnanmalıyız.

Kendime Güveniyorum;

Dünya adeta bir sanat eseridir ve ben de öyleyim. Bu sonsuz yaratı sürecinin bir parçası olmak için hayatın akışına güvenmek zorundayım. İşler zorlaştığı zaman güvenle içime dönüyorum ve düşüncelerimin demirini Doğruluk ve Sevgi denizine atıyorum. Evrenden bana rehberlik etmesini diliyorum ve fırtınalı denizlerde de sakin, güzel havalarda da yoluma devam ediyorum. Benim görevim, bu anın içinde olmak ve açık, basit, pozitif düşünceler ve cümleler kurmaktır. Her şeyin bir sebebi olması mümkün değil, bunu biliyorum. Güzel ve güvenli bir ruh olarak doğduğumu da biliyorum. Şimdi hayat sürecinin, yani benim, o gizemli ve görünmez hazinemi kutlamak için birkaç dakikamı ayırıyorum.

maxresdefault%2B%25281%2529.jpg

İnsanlar da Tıpkı Çiçekler Gibi Kendilerine Özgü Güzellikler Taşırlar ve Her Gün Çiçek Açarlar.

Güzellik beni canlandırır ve iyileştirir;

Güzellik her yerdedir. Minicik çiçeklerde, suyun üzerine yansıyan güneş ışığının desenlerinde, yaşlı ağaçların o sessiz gücünde doğal güzelliğin ışığı pırıl pırıl parlıyor. Doğa beni heyecanlandırıyor, yeniliyor ve tazeliyor. Hayatta, en basit şeylerde bile beni rahatlatacak, neşelendirecek ve iyileştirecek şeyler bulabiliyorum. Kendime sevgiyle bakmayı biliyorum. Ben de doğanın bir parçasıyım ve bu nedenle tamamen kendime özgü bir biçimde ben de güzelim. Nereye baksam güzel bir şeyler görüyorum. Bugün yaşamın bütün güzelliğiyle cıvıldıyorum.

Bedenim Mutlu, Huzurlu ve Sağlıklı, Ben de Öyleyim.

Sağlıklı olmak benim en kutsal hakkım;

Evrendeki tüm iyileştirici enerjilere açığım. Vücudumdaki her bir hücrenin zekasına ve kendini nasıl iyileştirmesi gerektiğini bildiğine inanıyorum. Bedenim sürekli mükemmel sağlığa kavuşmak yolunda ilerliyor. Şimdi iyileşme sürecimi sekteye uğratan bütün engellerden kurtuluyorum. Bütün nefret duygularını, kıskançlığı, kızgınlığı, korkuyu, kendime acımayı, utancı ve suçluluk duygusunu bir yana bırakıyorum. Beni incittiğine inandığım herkesi ve her şeyi affediyorum. Başkalarını incittiğim için ve kendimi geçmişte yeterince sevmediğim için kendimi affediyorum. Bedenimi seviyorum. Her bir organıma, kemiğime, etime, vücudumun her yerine sevgi yolluyorum. Tüm hücrelerimi sevgiyle yıkıyorum. Geçmişteki sağlıklı günlerim için bedenime şükran duyuyorum. İyileşmeyi ve sağlıklı olmayı şimdi ve burada bütünüyle kucaklıyorum.

Şu Anda Sahip Olduğunuz Limitli Düşünce Sisteminin Önüne Geçmeye Karar Verin. Evet, Yapabilirsiniz.

Ben kararlı bir insanım,

Fiziksel sağlığınızı düşünürken sağlıklı, besin değeri yüksek yiyecekler seçersiniz. Zihinsel ve duygusal sağlığınız içinse sizin için sağlam bir temel oluşturacak düşünce biçimlerini benimsersiniz. Öylesine kafamızdan geçen bir düşünce o kadar da önemli sayılmaz ama sürekli kafamızda dönen düşünceler birbiri ardına dökülen su damlaları gibidir. Bu su damlaları ilk başta küçük bir su birikintisine dönüşür, sonra bir havuz olur, sonra bir göl ve sonunda bir okyanusa dönüşür. Sürekli tekrar eden eleştiri  ve eksiklik; ve sınırlar üzerine kurulu düşünceler bilincinizi bir tür negatiflik denizinde boğacaktır. Öte yandan doğruluk, huzur ve sevgi üzerine kurulu düşüncelerin tekrarı sizi su yüzüne çıkarıp okyanusun üzerinde süzülerek ilerlemenizi sağlayacaktır. Sizi Birliğe bağlayacak olan düşünceler doğru kararlar verip onlara sadık kalmanızı sağlayacaktır.

Hayatım en Derin Noktasına Kadar Bir Düzen İçindedir

Evren kusursuz bir düzene sahiptir;

Yıldızlar, ay ve güneş ilahi bir düzene göre işlemektedirler. Belli bir düzenleri, belli bir ritimler ve belli bir amaçları var. Ben de evrenin bir parçasıyım ve hayatımın belli bir düzeni, bir ritmi ve bir amacı olduğunu biliyorum. Zaman zaman hayatım bir kaosun içindeymiş gibi görünebilir ama kaosun ortasında bile derinlerde bir yerde ilahi bir düzen olduğunu biliyorum. Zihnimi bir düzene koyduğum zaman almam gereken dersleri alıyorum, kaos bir anda bitiyor ve tekrar düzene kavuşuyorum. Hayatımın ilahi düzenle mükemmel bir uyuma sahip olduğunu biliyorum. Hayatımın her alanında her şey yolunda.

Rüyalarım Benim İçin Sevgi Dolu ve Zevkli Deneyimlerdir

Rüyalarınızı hatırlamaya çalışın,

Lütfen yatmadan önce yaptığınız son şey televizyon izlemek ya da haberleri dinlemek olmasın. Haberlerde genellikle bir dizi felaket haberi olur ve bu haberleri rüyanıza taşımak istemezsiniz. Rüya gördüğünüz sırada aslında büyük bir temizlik işlemi yapılmaktadır. Hatta şu anda üzerinde çalıştığınız her hangi bir konuda rüyalarınızdan size rehber olmasını isteyebilirsiniz. Sabah kalktığınızda cevabınızı almış olacaksınız. Yatmadan önce sizi rahatlatacak bir şeyler yaparak kendinizi uykuya hazırlayın. Mesela kendinize şunları söyleyebilirsiniz: “Hayatımın her köşesinde güven duygusu var. Gecenin karanlığında uyurken bile güvendeyim. Rüyalarım, neşe dolu rüyalar. Uyandığımda kendimi sağlam ve güvende hissediyorum. Uyanmayı seviyorum. Eğer bir rüya görüp uyanırsam onun bana kendini anlatmasına izin veriyorum”. Zihinsel çalışmalarınız daha gözlerinizi açmadan başlayabilir. Uyandığınız zaman sıcacık yatağınızda çarşafların altından başınızı bile kaldırmadan bu güzel uyku için Tanrı’ya şükretmelisiniz.

Her Şey Yolunda. İhtiyacım Olan Her Şeye Şu Anda Sahibim.

Bol bol zamanım var.

Sabırsız davrandığım zamanlarda aslında bana bahşedilen zamanı kullanmadığımı ve bu durumdan ders almadığımı fark ediyorum. İstediğim şeyin hemen olmasını istiyorum. Bir keresinde bir söz duymuştum: “Hemen gelen haz geç kalmıştır”. Ama her zaman öğrenilecek yeni şeyler vardır. Sabırlı olmak hayatın gidişatına uyum sağlamak ve her şeyin tam zamanın da tam da olması gereken yerde olacağına inanmak demektir. Eğer bütünleşmeye henüz erişemediysem hala daha yapmam ve öğrenmem gereken şeyler var demektir. Sabırsız davranmak bu süreci hızlandırmayacaktır. Üstelik bu bize daha çok zaman kaybettirecektir. Bu yüzden şimdi derin bir nefes alıyorum ve kendime: ” Bilmem gereken nedir?” diye soruyorum. Ve sonra sabırla etrafımda bana yardımcı olabileceğine inandığım şeyleri keşfediyorum.

Düşüncelerim Sindirim Sistemimi Destekleyerek Güçlendiriyor

Bedenim akıllıdır,

Her geçen gün kendime bir parça  Koşulsuz Sevgi vermek daha da kolaylaşıyor. Hayatta “başıma gelen şeylerin” bilincimin neresinde olduğumla alakalı olduğunu biliyorum. Hayatın; “zor olduğuna ve piyangonun her zaman bana vurduğuna” mı inanıyorum ya da; “ben zaten yetersizim, neyi değiştirebilirim ki?” diye mi düşünüyorum? Eğer bu düşüncelere sahipsem (düşüncelerimi ve hislerimi düzenleyen) sindirim sistemim zayıflayacak ve tüm “parazitlere” ve “mikroplara” açık hale gelecek. Ama “yaşamanın güzel olduğuna, sevilmeyi hak ettiğime ve ihtiyaçlarımın her zaman giderildiğine” inanırsam o zaman sindirim sistemim de güçlenecek ve bedenim rahatsızlıklara karşı daha kolay savaşabilecek.

Meditasyon Yaptığım Zamanları Besliyorum

Aradığım bilgelik içimde,

Günde en az  bir kez sessiz bir köşeye çekilip oturuyorum ve içimdeki bilgi ve bilgelikle iletişim kuruyorum. Bu bilgi ve bilgelik yalnızca bir nefes ötemizde. Sorduğum bütün soruların cevapları orada beni bekliyor. Meditasyon yapmak benim için bir zevk. Sessizce oturup derin derin nefes alıyorum. Rahatlıyorum ve içimde huzuru bulduğum o noktaya dönüyorum. Bir süre sonra tazelenmiş, yenilenmiş ve hayata hazır bir biçimde yine bulunduğum o noktaya dönüyorum. Her gün benim için yepyeni, zevkli bir macera çünkü iç bilgeliğime kulak vermeyi seçiyorum. Bu bilgelik her zaman, mekan ve değişim evreninin ötesindeki özden geliyor. Meditasyon yaptığım zaman iç benliğimin en derin ve en değişmez  parçasıyla birleşiyorum. Burada enerjiyim. Ben ışığım. Ben cevabın ta kendisiyim. Ben sonsuz Varoluşun şu an ki varoluş biçimiyim.

Louise L.Hay


Pozitif Düşünce Gücüyle Mutlu Yaşamın Sırları

Bu konuyu yazdır