Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,077
» Son Üye: kuyucadisi
» Toplam Konular: 2,836
» Toplam Yorumlar: 3,067

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 1322 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 1322 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Nereden Başlamalıyım?
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: desdinova
07-04-2025, Saat: 11:03
» Yorumlar: 0
» Okunma: 593
Ayahuasca çayi hakkinda b...
Forum: ŞAMANİZM
Son Yorum: Gümüşkurt
29-12-2024, Saat: 23:19
» Yorumlar: 0
» Okunma: 503
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 916
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 838
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,820
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 9,249
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 26,608
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,466
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,765
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 2,018

 
  DÜNYA DIŞI VARLIKLARLA İLETİŞİM KURMAYI ÖĞRENİN
Yazar: Archilles - 17-09-2017, Saat: 00:38 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Himalayaların derin bölgelerinde, insanlar çocuklardaki garip davranışları bildiriyor. Çocuklar ailelerinin ve etraflarındaki hiç kimsenin bilmediği işaret dilleri kullanıyorlar. Birçok çocuk gökyüzünde uçan üçgen nesnelerin resimlerini çiziyorlar. Onların çoğu ne gördüklerini ve bu işaret dillerini nasıl öğrendiklerini bilmiyorlar. 

Aksai Chin bölgesindeki bazı insanlar bu çocukların düzenli olarak sadece çocuklara görünen ve telepati ile iletişim kuran dünya dışı varlıklar ile iletişim kurduklarına inanıyor. Çocuklar bu varlıklarla iletişim kurmak için işaret dilini öğreniyor. UFO araştırma materyallerine göre, bazı Meksikalı çocuklar da benzer davranışı sergiliyor.. O bölgedeki okullardaki bazı öğretmenlere göre, genç çocuklar bugünlerde aşırı çevik ve aşırı yetenekliler. Problem çözme yetenekleri arttı ve çok daha disiplinli oldular. Kendi aralarında garip bir işaret dili kullanıyorlar. Ancak çocuklar bu dili yetişkinlere öğretemiyorlar! Bölgedekiler UFO’ların o bölgeyi binlerce yıldır ziyaret etmekte olduklarına inanıyorlar. Bu bir süre durmuştu ve şimdi yine başladı.

Sadece Avustralya, Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika’dan değil, Asya Ve Rusya’dan da aileler benimle temas kurdular ve hepsi psikolojik ve fiziksel gelişim normlarında ileri olan ve müstesna psişik yeteneklere sahip olan çocukları tanımlıyorlar. 

Meksiko City’de bu aynı ‘Yeni İnsanlar’ ortaya çıkmaya başladı ve 1000 den fazla çocuğun bedenlerinin çeşitli parçaları ile ‘görebildikleri’ söyleniyor. Bazı ülkelerde, hükümet ajanları böyle çocuklarla ilgileniyorlar, bu fenomeni aktif bir şekilde araştırıyorlar. Çin’in benzer yeteneklere sahip çocukları araştırma programı var, bu Pekin’deki Çin Hükümeti tarafından çok ciddiye alınıyor. Paul Dong ve Thomas Raffill’in ‘Çin’in Süper Psişikleri’ kitabı, İndigo veya Yıldız Çocuklarına benzer modeller gösteren müstesna insan fonksiyonlarına sahip çocukları anlatıyor. Bu çocuklar da çok psişik ve sezgisel, örneğin bazıları sadece düşünce ile çiçek goncalarını açtırma yeteneğine sahip. Ve Meksikalı çocuklar gibi, bir çoğu bedenlerinin diğer parçaları ile görebilme yeteneğine sahip. Diğer şaşırtıcı çok – boyutlu yetenekler kadar telekinetik yetenekler de gösteriyorlar. Ayrıca Çin hükümeti bu çocukların petri kabındaki insan DNA molekülünü değiştirmesini izledi ve bilimsel ekipman bu imkansız görünen beceriyi kaydetti. Bu yeteneklerin dünya dışı müdahalelerin sonucu olduğuna dair kanıtımız yok. Ama Çin hükümeti çok ketum, belki de bu henüz paylaşmaya hazır hissetmedikleri bir şeydir. Ama, Çin hükümetinin UFO fenomeni ile çok ilgilendiği ve bunu çok ciddiye aldığı bana anlatıldı. 

extraterestru.jpg

Bulmacanın diğer parçaları 

Tüm araştırmamı bu makalede de veremesem de, okuyucuya düşüneceği bazı noktalar verebilirim. DNA molekülünün şeklini keşfedenlerden biri olan ve yaşamın Kendisi kitabının yazarı Nobel ödüllü Francis Crick, şaşırtıcı bir iddiada bulundu ‘ileri bir uygarlık yaşamın tohumlarını bir uzay gemisinde getirdi!’. Onu böyle inanılmaz bir sonuca neyin götürdüğü merak edilebilir. Dini metinlerdeki referanslar gerçek orijinlerimiz ile ilgili sorular ortaya koyuyor. Antropoloji Neandertal insandan Homo sapienlere nasıl dönüştüğümüzü hala açıklayamıyor ve kayıp halka henüz keşfedilmedi. Zecheria Sitchin bu tür yanıtların kadim dini metinlerde yatabileceğini ileri sürüyor, örneğin İncilde. Sitchin’e göre İncil kadim Sümer ve Akad metinlerinin özetlenmiş tercümesidir. Kendi araştırmalarından, Homo sapienlerin, Dünyaya 450,000 yıl önce gelmiş olan Nephilim denen dünya dışı varlıklar tarafından üstlenilen mevcut hominidlerin (insanların) “genetik güncellenmesi” olduğuna inanıyor.

Dünya çapındaki yerli kabileler kendi sözel tarihlerinde, gökyüzü varlıkları tarafından ziyaret edildiklerini ve genetik olarak güncellendiklerini anlatırlar. Dogon kabilesi (Afrika maki kabilesi) yıldız ziyaretçilerine Nummo adını verir, Sirius’tan gelen ve insanları genetik olarak güncelleyen uzaylı türü. Avustralyanın Aborijinleri de onları yaratan ve yaşamaları için yasalar veren gökyüzü varlıkları Wandjina’dan bahseder.

Daha fazla araştırmak isteyenler arkeolojik, antropolojik, dini ve spiritüel metinlerde bilgiler bulabilir. Ama, en zorlayıcı kanıt çocukların ifadelerinden geliyor, bunların çoğu henüz okumayı öğrenecek kadar büyük değil. Bu bilgileri nasıl ve nereden aldıklarını insan merak ediyor. 

Mike Oram İngiltere’de yaşıyor. Sadece 4 yaşında iken, annesine ölüm diye bir şey olmadığını söylemiş. Annesi karşı çıkmış, ama Mike ‘Evren ebediyen devam eder ve Artık Evrende bir rol oynamayacağımız doğru değildir. Geri geliriz”. ‘Reenkarnasyon sözcüğünü bilemeyecek kadar küçüktüm’ dedi. Sonra söyledikleri şok ediciydi, “Siz benim gerçek annem babam değilsiniz, anne – babam uzayda ve bu gezegende inanılmaz önemli bir şey olacak ve bilinçliliğin tüm seviyelerini etkileyecek, sen bunu görmeyeceksin ama benim ömrüm içinde olacak.” ‘Zavallı annem bu konuşmayı asla unutmadı.’ 

Colin Wilson, Andria puharich’ ölmeden az bir zaman önce ne üzerinde çalıştığını sormuş. ‘Paranormal çocuklar’ dedi: ‘Bu çocuklardan ne kadar olduğuna inanamayacaksınız, dahi seviyesinde oldukları görünüyor. Düzinelercesini tanıyorum, belki de binlerce vardır”. 

“Yıldız çocukları”, “Yeni İnsanlar”, İndigolar ve zeki çocuklar vs hepsi aynı fenomen mi? Eğer böyleyse, o zaman dünya dışı varlıklar hipotezi daha anlamlı oluyor. 

Dünya dışı varlıklar realitesi sadece imkansız değil, ayrıca olasıdır ve dinlerimizdeki, mitolojimizdeki ve orijinlerimizdeki bir çok anormallikleri açıklıyor. Eğer deneyimleyenlerin ve yerli insanların anlattıkları doğru ise, ziyaretçiler ile çok yakın ve süregiden bir ilişkimiz var, ilave olarak ortak bir gen havuzumuz var. Bu onların sürekli ilgisini ve tekamülümüze katılımlarını açıklar. 

Sadece birbirlerini değil, güzel gezegenimizi yıkmak için teknoloji donanımlı Homo sapienlerin ilkel ve saldırgan doğası, belki de bu ET ataların insanın tekamül güncelleme programını hızlandırmaya karar vermelerinin nedenidir. Her şeye olan kozmik bağlantımızın çok –seviyeli farkındalığına sahip “Yeni İnsan” sonunda sahip olduğumuzu kabul etmemizin, davranışımızı değiştirmenin ve kendimiz ve bu güzel gezegen için ful sorumluluk alacak kadar büyümemizin tek yolu olabilir. 

Yıldız çocukları bu uyanış çağrısının bütünsel parçası olabilir ve onlar vasıtası ile bu mükemmel bağlantıyı anlamaya yönlendirilebiliriz. 

‘İnsan varlıklar bilinçli farkındalık ile ve Evren ile içsel bağlantılarının tam anlayışı ile kendilerini hatırlamak için buradalar – T. Taylor”

Eğer kuantum teorisi doğru ise, bilim dünya dışı ziyaretçiler dahil her şey ile bağlantılı olduğumuzu yadsıyamaz!. ‘Onlar için biz yabancıyız! (uzaylıyız) – Jess, 8 yaşında.

Düzenleme ve Çeviri: Saffet Güler

Yazar: Mary Rodwell

Bu konuyu yazdır

  DÜNYA TARİHİNİ DEĞİŞTİREN BELGE BULUNDU
Yazar: Archilles - 17-09-2017, Saat: 00:36 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Arkeologlar, antik Mısır'ın en eski ve büyük limanını ortaya çıkardı.

Limanın, dünyanın yedi harikasından biri olan Büyük Piramit'i inşa ettirdiğine inanılan Firavun Khufu'nun döneminde inşa edildiği belirtildi. Liman bölgesinde bulunan papirüslerde, Büyük Piramit'in inşasında çalışan bir Eski Krallık yetkilisinin günlüğü bulundu. Yetkili, notlarında piramit inşası için kireç taşı taşıdığını anlatmış.

Mısır'ın 4.500 yıl önce kurduğu ticaret yollarıyla dünyanın en büyük uygarlıklarından biri olmasını sağlayan liman, Kızıl Deniz'de ortaya çıkarıldı.

Keşfin başını çeken araştırmacı ekibinde yer alan Paris-Sorbonne Üniversitesi'nden Pierre Tallet, Vadi el Carf bölgesinde bulunan limanın, bilinen en eski liman yapısında 1000 yıl öncesinde inşa edildiğini belirtti.

Discovery News'e konuşan Mısırbilimci Tallet, antik Mısır uygarlığının bakır ve diğer mineralleri Akdeniz'in diğer medeniyetlerine ulaştırarak büyük bir zenginliğe ulaştığına dikkat çekti.

Süveyş Kanalı'nın yaklaşık 180 km güneyinde bulunan liman, Fransa Arkeolojik Çalışmaları Enstitüsü'ne bağlı çalışan Fransız ve Mısırlı araştırmacılar tarafından ortaya çıkarıldı.

180593.jpg

"BÜYÜK PİRAMİT'E TAŞ TAŞIDIM"
NBCNews'in haberine göre, liman benzeri kalıntıların yanı sıra, taştan oyulmuş 100'e yakın çapa, halat ve çömlek ile kavanoz parçaları bulundu. Taştan çapaların üzerinde, ait oldukları gemilerin isimlerinin yazdığı dikkat çekti.

Tallet, kalıntılardan 10 tane de çok iyi korunmuş papirüs bulduklarını belirtti. Mısır Antika Bakanı Muhammed İbrahim, Vadi el Carf'ta Mısır'ın en eski yazılı papirusları bulduklarını belirtti. Bulunan toplam 40 papirüsün, Firavun Khufu'nun hükümdarlığının 27'inci yılında Mısırlıların günlük yaşamlarına ait bilgiler içerdiği ifade edildi.

Papirüslerden elde edilen en ilginç bilgi, Merrer adındaki bir liman yetkilisinin notlarında ortaya çıktı.

Tallet, Discovery News'e yaptığı açıklamada, "Nil Nehri bölgesinden getirilen Tura kireçtaşı için sıkça taş ocağına yaptığı yolculuklardan bahsetmiş" dedi.

Tallet, "Dört sayfası bulunan günlük, Büyük Piramit'in nasıl inşa edildiğine dair yeni bilgiler sunmasa da, piramidin inşasının iç yüzünü ortaya koyuyor" dedi. Bir diğer papirusta, Firavun Khufu'nun (Keops piramidiyle aynı isimle de anılır) başta bira ve ekmek olmak üzere gıda üzerinde yarattığı büroksiden, yemeklerin liman işçilerine nasıl dağıtıldığından bahsedildiği belirtildi.

Kaynak: Ntvmsnbc

Bu konuyu yazdır

  KOZMİK TAKVİMDE İNSANIN YAŞI
Yazar: Archilles - 17-09-2017, Saat: 00:33 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Ortalama 70 yaş ömrü olan bir insanın kozmik takvime göre dünya yaşamı 8.6 sn. bilemediniz 9 sn. civarındadır.

Altmış iki yaşında kemik kanserinden vefat eden, 20. yüzyılın en popüler bilim adamlarından ünlü astronom ve biyolog Carl E. Sagan'a göre; eskiden Samanyolu, şimdi ise Gökada ya da Galaksi tabiri ile bilinen sistemde tam 400 milyar güneş mevcut. Gökadamız, diğer Galaksilere nispetle orta boy büyüklükte sayılıyor. Ondan daha da büyükleri mevcut. Güneş sisteminin içinde bulunduğu Galaksi, merkezinden ise otuz iki bin ışık yılı uzaklıkta...

Gökadamız, Andromeda ve Güney üçgeni sarmallarıyla beraber yanlarına otuza yakın Gökadayı da katarak yerel Gökadalar takımını meydana getiriyor.

Her bir Gökadanın milyarlarca yıldızının uydularıyla beraber olduğu düşünüldüğünde; insanoğlunun mantığının ve aklının ne kadar büyük rakamlarla karşılaşmış olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.

Sagan, son kitabı "Soluk Mavi Nokta"da, sınırları bilinmeyen evrende, galaksiler arasında ve güneş sisteminde dünyamızın yerini, uzaktan soluk mavi nokta olarak dahi fark edilemeyen ve matematiksel bir bütünlük ifade etmeyen toz tanesi olarak kabul etmiş.

Bu akıl almaz uzantı içinde Güneş Sistemimizin varoluş tarihi ile ilgili bilgileri ise şöyle özetleyebilmek mümkün:

Evrenin genişlemesini, bir balonun küçülmesindeki ya da film makinesindeki gibi geriye saran bilim adamları, kainatın 15 milyar yıl önce yüksek sıcaklık ve yoğunluktaki bir yapıdan patlama ile doğduğunu saptadılar.

Ünlü Gökbilimci Hubble; "Eğer kainat giderek büyümekte ise, insan ister istemez bu tarifi mümkün olmayan kütlenin bir zamanlar çok küçük miktarda olduğu kanaatine varıyor. Büyük patlamanın başladığı öyle bir an var ki, o an kainatın doğumu olmaktadır" diyor.

"Big bang"i açıklamaya yardımcı olan başka bir gözlem de, 15 milyar yıl sonra, uzayın en ufak noktasında var olan kozmik ışınlardır. Kısa dalga boyu radyo ya da mikrodalgalar şeklinde yayılan bu ışınlar, bilim adamlarına evrenin doğuşu hakkında önemli ipuçları verdi.

Bilim adamı Hawking, bilinen kitabında evrenin büyük patlamadan önce bir bezelye tanesi kadar olduğu görünüşü yansıttı. Bize göre ise Evren bir tek Big Bang ile sınırlı olmayıp sonsuz big-bang'lar ile yani 'boomlar' la var oldu. Dolayısıyla kainat sonsuz ve sınırsız bir şekilde mevcuttur.

Amipten başlayarak günümüze uzanan ve 1 milyar yıllık bir süreci kapsayan insanlık tarihine (nebat-hayvan ve insan süreçleri dahil) tanık olan Dünya, Radyoaktif ölçümlere göre tam 4.6 milyar yaşında. Bu, aynı zamanda diğer 8 gezegenin de ortalama yaşıdır.

Belirli ritimlerle dönüşler neticesinde, yani Dünya kendi ekseni etrafında dönüşüyle, gündüz ve gece kavramını/sürecini belirlerken, Güneş etrafındaki turuyla da 1 seneyi oluşturuyor. Astronomi yönünden sonsuzluğa varan bu ölçülere karşılık, zaman da izafiliğini koruyor. 

Dünya şu anda orta yaş grubunda sayılır. Güneş, bir yıldız olarak daha sonraki evresinde, merkezindeki hidrojenini yakıp bitirecek, yapısı değişmeye, genişlemeye başlayacak ve Dünya’nın etrafını sarıp adeta onu yutacaktır.

Şu andaki hidrojen yakıtı yarıda olduğuna göre, büyüyüp bir "süper nova" haline dönüşmesine, kısaca ölümüne 4,5 milyar yıl daha var. Bu aynı zamanda dünyanın da ölümüdür. 

time-human.jpg

İnsan

İnsan denilen düşünen hayvan incelendiğinde, onun bir Homo erectus (dik yürüyen), Homo faber (alet yapan), Homo lingua (konuşan, dili olan), Homo symbolicus (soyutlayabilen), Homo Curiosus (araştıran) ve nihayet bir Homo Sapiens (akıl sahibi) olduğunu görüyoruz. 

Bu evrim süresinde, kayda değer bir diğer şey de, bundan tam 75 milyon yıl önce yaşamış, sonra yok olmuş bir dinozor neslinin olması. Asıl konumuz ise "Kozmik takvim denilen" bu sürede insan yaşamının ne kadar yer tuttuğu.

Dilerseniz bunu da matematiksel işlemlerle saptayalım. Evrenin var olduğu kabul edilen Big-Bang anından, yaşadığımız şu ana kadar geçen 15 milyar dünya yılı, bir "Kozmik Yıl"dır. Güneş, dünya senesiyle 4,5 milyar, kendi senesine göre ise, henüz 8 yaşında bulunmaktadır.

Çünkü içinde yer aldığı Samanyolu Galaksinin merkezine, bugüne kadar ancak 8 tur atabilmiştir. Güneş'in bir turu, Dünya yılıyla 255 milyon yıldır. (Hesaplamalar sonucunda 2.040 milyon yaşında olması gerekir. Bu rakama, termonükleer tepkimelerle geçen süre ve proto gezegen devresi dâhil edildiğinde, Güneşin yaşı 4.500 milyon yıl olur.) Şimdi, bu astronomik veriler ışığında hesaplayalım.

Evrenimizin yaşı varsayılan 15 milyar dünya yılını 12 ay olarak düşünürsek, 4.500 milyon yaşında olan Güneş'in yaşı, 3.6 ay (yaklaşık 4 ay) eder.

İnsanın dünya üzerindeki varoluş süresini, 200 milyon yıl, 15 milyar dünya yılını da 8766 saat (365 gün x 24 saat= 8760+6= 8766) olarak kabul ettiğimizde, 200 milyon yıldır var olan insanoğlunun kozmik takvime oranla, dünya üzerindeki varlığı 5 gün gibi bir süreye sığmaktadır.

Bu konuyu yazdır

  MELEKLERİNİZ İLE İLETİŞİMİNİZİ SAĞLAMLAŞTIRIN
Yazar: Archilles - 17-09-2017, Saat: 00:30 - Forum: Melek Enerjileri - Yorum Yok

Öncelikle uygulamalarımıza başlamadan önce bir şeyi açıklığa kavuşturmada çok büyük bir önem var. Hâlâ bazılarınız nasıl rehberlik isteyeceğim diyor. Niyet ederek, sevgili arkadaşlarım. Yardım istemek istediğiniz meleği seçin ve ondan yardım isteyin. Dua eder gibi aynı. Yine bir örnek vermem gerekirse; “Sevgili Mikail, bu sınavımda bana yardımcı ol!” veya sınavdan önce “Sevgili Mikail, ben hangi konulara daha ağırlıklı çalışmalıyım?” gibi olabilir. Unutmayın, sayısını bilemeyeceğimiz kadar çok Melek var ve bunların isimlerini internetten rahatlıkla bulabilirsiniz. Mesela zaman konusundaki sorunlar için Metatron’dan yardım istemeniz daha doğru olacaktır. Bu size Cebrail’in yardım etmeyeceği anlamına gelmez, sadece Metatron’un alanı zaman olduğu için daha verimli rehberlik alacağınız anlamına gelir.  

Hiç unutmam, hiç çalışmadan girdiğim sınavlardan Meleklerim sayesinde yüksek notlar aldığımı. Tabii bunlar onların çalışmayana yardım ettiği anlamına gelmiyor, sadece olması gereken şeylere yardım ettiği anlamına geliyor.

Veya özelliklede Meleklerinizden, korktuğunuz zamanlarda yardım istemeniz sizi büyük bir güvenceye alır. Önceleri bir şeyler beni korkuturken, Mikail’den yardım isterdim ve her seferinde yardım ederdi. Bir keresinde beni o mavimsi koruma balonuna almıştı ve güvenle uyuyabilmiştim. Ona özellikle minnetlerimi borçluyum!

angels-save-danger.jpg

Yâda Şifa çalışmasını yapmak istiyorsunuz? Bunun için İsrafil’den veya Cebrail’den yardım etmeniz yeterlidir. Hasta bir yavru kedim vardı ve kusuyordu. Reiki vermeme rağmen düzelmiyordu bir türlü ve İsrafil’den yardım istedim. Ve kedim hemencecik uyumaya başladı. İlerleyen saatlerde uyanmaya kalkıştı ve İsrafil’e; “Lütfen yarım saat daha uyusun.” Demem ile tekrar uykuya daldı ve tam yarım saat boyunca uyudu. Kalktığında ise çok sağlıklıydı. 

Zamanla kendi deneyimlerimide anlatımlarıma serpiştireceğim. Bunlar size örnek olmasını ve sizinde mucizeleri yaşamanız tek dileğim. Unutmayın, unutmayın ki en büyük şey sevgidir. Sevginin gücü, Tanrı’ya eşit bir şeydir. Ve Tanrı her şey olduğu için, her şeye gücü yetendir de aynı zamanda!

Bilmeniz gereken ilk şey, onlar tamamen Tanrı gibi sevgi dolu olduğudur. Bu yüzden sizde sevgi dolu olduğunuz sürece, daha kolay rehberlik alabilirsiniz. Çok kolay bir şekilde bunu test edin. Mesela, bir konuda rehberlik isteyin ve sizi mutlu hissettirecek bir anınızı anımsayın yani mutlu olun. Ve olayı akışına bıraktığınızda, rehberliğinizin daha berrak olduğunu göreceksiniz.

İnsanların çoğu, bu güce inanmaz. Sevgiden bahsediyorum ve birçokları gerçek sevgiyi bir takım alışkanlıklardan zanneder ama o Tanrının kendisidir. Bu gücü kullanarak zaman içerisinde bırakın Melekleriniz ile iletişiminizi Tanrı ile iletişim bile kurabilirsiniz.  ;S Zaten şunu söyleyeyim siz Meleklerden rehberlik alırken bir nevi Tanrı’dan rehberlik alıyorsunuz demektir çünkü ondan bağımsız hiç bir şey yoktur.

Her neyse, konumuza geri dönelim. Anladığınız gibi yapmanız gereken ilk şey sevgiyi hissetmek ve sevgiyle yaşamayı öğrenmek. Mucizelerin anahtarı budur dediğimiz gibi. Yapabileceğiniz bir diğer şey ise Meditasyondur. Melekleriniz ile meditasyon yaparak onları daha net algılayabilirsiniz.

Öncelikle ilk 10 dakika boyunca düşüncelerinizi durdurarak meditasyon yapın. Bildiğiniz gibi meditasyon yaparken evrendeki kozmik enerji, enerji girişlerinizi temizler ve farkındalığınız gelişir. Biraz bunu yaptıktan sonra dilediğiniz bir meleği davet edin. Mesela, Mikail’i davet ettiniz diyelim. Onu hissetmeye çalışın zaten o size kendini hissetirecektir. Bu hissi güçlendirmek için imgeleme yapabilirsiniz. Mavi parlak bir ışığın odanızın içine dolması gibi veyahut bu şahane ışığın içinize dolduğunu imgeleyin ya da hissedin. Bu tür şeyler algılarınızı kesinlikle geliştirecektir. 

Ayrıca bu yöntemi kullanarak, Melekler ile enerji girişlerinizi (Çakralarınızı) temizleyebilirsiniz. Yine bir meleği davet edip, onun ışığının çakranızı temizlediğinizi görmeniz veya hissetmeniz çok yüksek derece bir şifa çalışmasına dönecektir.

Rehberliğin berraklaşmasındaki en önemli faktörlerden biri devamlı olarak rehberlik istemenizdir. Olabilen her konuda onlardan yardım isteyin. İstedikçe ve olayların gerçekleştiğini gördükçe aranızdaki bağ gittikçe artacaktır. Birde ben pek et yemenizi tavsiye etmiyorum. Spiritüalizm ile uğraşan kimsenin yemesi zaten doğru değil. Bunun sebebini açıklayayım, merak edenleriniz vardır. Et’in aurası tamamen siyahtır. Bu gerek kirliyan fotoğrafçılığı ile gerek aura görme yeteneği olan insanların söylemleri bilinen bir şey. Bu zifiri siyah auralı madde bedeninize girdiği an, auranızı etkileyecektir ve algılarınızı daha düşük bir hale getirecektir. Olay tamamen bundan ibarettir. 

Meleklerle iletişimizi kuvvetleştirmek için sevginin gücü yanında onları sevmeyi önemseyin. Onları önemseyin mesela her zaman teşekkür edin. Bir gün okula doğru gidiyorum ama geç kalacağım. Hemen “Metatron, okula yetişmem için otobüse tam zamanında yetişmemi sağla! Teşekkür ederim” dedim ve hızlı hızlı yürüyordum da, tam otobüs durağına vardığımda benim aracım gidiyordu. Yani aramızda 10 metre vardı ve kaçırmıştım, 40 saniye farkla olsa gerek. Ve, “Teşekkürler Metatron, çok yardımcı oldun!” demem ile 30 dakika arayla gelen – binmem gereken araçlardan – bir tanesi geldi hem de hemen diğeri gitti ve o geldi. Metatron’un bana tebessüm ettiğini hissettim. Tabii, tekrar teşekkür ettim.

Meleklerinize teşekkürler etmeniz, resimler çizmeniz veya onları sembollerini taşımanız onlara bir şeyler veriyorsunuz anlamına asla gelmez. Ben bunu aradaki bağı sıkılaştırmak olarak görüyorum. Hani arkadaşlarınızı ararsınız, hediyeler verirsiniz ve aranızdaki bağlantıda güçlenir, aynen böyle!

Bu konuyu yazdır

  ADIM ADIM TELEKİNEZİ
Yazar: Archilles - 16-09-2017, Saat: 21:15 - Forum: TELEKİNEZİ - Yorum Yok

Öncelikle şunu söylemeliyim ki Telekinezi, internette gördüğünüz telekinezi yöntemlerinden öte birşeydir. Sadece pipette psi-wheel da odaklanırsanız başaramazsınız. Yaklaşık 3 senedir telekineziyle ilgileniyorum ve psi-wheel dışındaki cisimleri de oynatabiliyorum. Eğer siz de yılmadan çalışırsanız ve inanırsanız, çok kolay bir şekilde ilerleyebilirsiniz. O kadar hızlı gelişirsiniz ki siz bile şaşırırsınız. Uzatmadan rehbere geçelim.

Öncelikle inanmanız gerek. Telekinezinin gerçek olduğuna inanın. İnanmadan yapamazsınız. Telekinezi, başarmadan önce inanmaktır.

İlk olarak Psi-Wheel ile başlayın. Psi-Wheel hareket ettirmek için internetteki yöntemleri kullanmayın, kendi yaratıcılığınızı ve hayal gücünüzü kullanın. Başkalarının yöntemlerini kullanmak size fayda getirmez. Psi-Wheel ilk denemenizde olmayabilir ama yılmadan devam edin.

NOT: Psi-Wheel çalışırken kapı, cam, vantilatör vb. etkenleri kapatın.

2acf26bc94fe8a61972e18327060cb0d--alien-...unters.jpg

İlk denemelerinizde cam kaba koymadan deneyin. Psi-Wheel ile aranızda 30 - 50 cm mesafe olsun ve nefesinizi Psi-Wheele doğru vermemeye dikkat edin. Tavsiyem ellerinizi kullanmayın. Çünkü ellerinizi kullanmadan çalışırsanız daha zor sonuç alırsınız, ama aldığınız sonuçlar kalıcı olur.

Zaman buldukça odaklanma çalışmaları yapın. Meditasyon olabilir, ya da kapak çalışması olabilir.

Psi-Wheel düzeneğinde iyice ilerleyince onu kapalı cam bir fanusa koyun ve denemelerinize öyle devam edin. Cam fanusun içerisinde döndürebilmeye başlayınca Psi-Wheeli bırakın. (Odaklanma çalışmalarını bırakmayın düzenli olsun)

Psi-Wheel ile işiniz bittikten sonra pipete geçin. Ama pipeti cam fanusta denemeye başlayın. Bundan sonra hafif cisimleri cam fanusta deneyin.

Pipette de iyice ilerledikten sonra asıl olay başlıyor.

Bundan sonra her şey size kalmış. KENDİ TEKNİĞİNİZİ GELİŞTİRİN. Cisim hareket ettirmede izlemenizi tavsiye ettiğim sırayı da vereyim.

-- PsiWheel -- Pipet -- Boş Kibrit Kutusu -- Şişe kapağı -- Plastik/karton bardak -- Dolu su şişesinin içine zar atın ve onu yükseltin -- Düz zemine bilye koyun onu oynatın -- Ve daha ağır cisimler --

Sonra levitasyona geçin. Levitasyonda fazla yöntem bulamazsınız. Kendi yöntemlerimi vereyim.

1. Yöntem - Cismi tutup hareket ettirdiğinizi düşünün. Bir süre hareket ettirdikten sonra kaldırmayı deneyin.

2. Yöntem - Cismin üzerinde ipler olduğunu ve bu iplerden çekip kaldırdığınızı düşünün

3. Yöntem - Makara sistemi gibi birşey düşünün ve cismi kaldırmayı deneyin.

Levitasyon denemelerine mendil, kağıt veya başka hafif cisimlerle başlayın.

Levitasyonda ilerleyince kendinize bir element seçin. Element seçmek istemiyorsanız herhangi bir kinezi çeşidiyle devam edebilirsiniz. 

Yazımı okuduğunuz için teşekkürler... 

alıntıdır

Bu konuyu yazdır

  2077'ye Kadar Dünyanın Karşı Karşıya Kalacağı Tehlikeler
Yazar: Archilles - 16-09-2017, Saat: 21:11 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

2077'ye kadar dünyanın karşı karşıya kalacağı tehlikeler araştırıldı...

İngiliz The Guardian gazetesi, gelecek 70 yıl içerisinde dünyanın ve insanoğlunun varlığını tehdit edebilecek 10 büyük tehlikeyi araştırdı.

EVRİM SAATİNİN SONU
Bilim adamları, doğadaki canlıların evrim saatini belirleyen telomer adlı DNA zincirlerinin kısalmasıyla, kanser, alzheimer gibi yaşlılığa bağlı hastalıkların da oluşma riskinin artığını kaydediyor.
Olasılığı: Düşük
Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur?: % 80.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Atmosferde biriken zararlı gazların yarattığı sera etkisiyle bu yüzyılın sonuna kadar dünya sıcaklığında yaklaşık 2 derecelik artış bekleniyor.Bu ısı artışı, gıda stokları üzerinde onarılamaz hasar yaratacak.
Olasılığı: Yüksek
Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur?: % 60.

KARA DELİKLER
Bilim adamları, dünyanın bir kara delik tarafından yutulması olasılığını da göz ardı etmiyor.
Olasılığı: Çok düşük
Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur?: % 100.

en-iyi-dunyanin-sonu-konulu-kiyamet-film...-still.jpg

KOZMİK PATLAMA
Samanyolundaki bir gezegenin patlamasıyla ortaya çıkacak gama ışınları, dünyada yeni bir buzul çağı başlatabilir.
Olasılığı: Düşük
Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur?: % 40.

METEOR ÇARPMASI
Çapı 1.5 kilometre büyüklüğünde bir meteor, birkaç milyon yılda bir dünyaya çarpıyor. Çarpışmanın küresel sonucuysa yeni bir buzul çağı.
Olasılığı: Orta
Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur?: % 50.

NÜKLEER SAVAŞ
Uluslararası strateji uzmanlar, Soğuk Savaş'ın bitimiyle azalan nükleer savaş olasılığının bugün İsrail, Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore gibi nükleer silaha sahip ülkeler nedeniyle halen sürdüğünü belirtiyor.
Olasılığı: Düşük
Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur?: % 80.

AKILLI ROBOTLARIN HÂKİMİYETİ
Gelişen teknolojiyle 2050'ye kadar robotların insanlar gibi düşünmeye başlayacağı tahmin ediliyor. Bunun sonucunda yaratıcıları üzerinde hâkimiyet kurma olasılıkları göz ardı edilmiyor.
Olasılığı: Yüksek
Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur?: % 80.

SALGIN HASTALIKLAR
Son yüzyılda AIDS, SARS gibi salgın hastalıklarla mücadele eden insanoğlunun, daha kötü salgınlara maruz kalabileceği belirtiliyor. En yakın olasılık, Asya'yı vuran kuş gribi virüsünün tüm dünyaya yayılması.
Olasılığı: Çok yüksek
Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur: % 30.

SÜPER VOLKAN PATLAMASI
Süper volkanlar, 50 bin yılda bir faaliyete geçiyor. Yarattıkları yıkımsa, meteor çarpmasının yaklaşık 12 katı.
Olasılığı: Çok yüksek
Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur?: % 70.

TERÖRİZM
Uzmanlara göre, terörist grupların, biyolojik ve kimyasal kitle imha silahlarıyla saldırı düzenleme olasılığı her geçen gün artıyor.
Olasılığı: Çok yüksek
Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur?: % 20.

Bu konuyu yazdır

  PSİŞİK YETENEĞİNİZİ TEST EDİN
Yazar: Archilles - 16-09-2017, Saat: 21:06 - Forum: SPİRİTÜEL TESTLER - Yorum Yok

Yeteneklerinizi Test Edin

Aşağıdaki soruları yanıtlayın ve cevaplarınızı not edin. Daha sonra aşağıda testin sonucunu okuyabilirsiniz. 

1- Yeni tanıdığınız bir insanda ilk olarak

A: ) O insanın nasıl göründüğünü fark edersiniz. (Giyimidış görünüşü)

B: ) Sesinin tonunu fark edersiniz.

C : ) Kendinizi o kişinin yanında nasıl hissettiğinize dikkat edersiniz.

D : ) O kişinin size öğretecek ilginç bir bilgiye sahip olup olmadığına dikkat edersiniz. 

2 - Size gerçekten etkileyen en son fimde

A : ) Çekici oyuncular vardı

B : ) Harika bir müzik vardı

C : ) Sizi duygusal olarak etkileyen bir öykü vardı

D : ) Size yeni bir şey öğreten bir bilgi vardı 

3- Şu sözlerden hangisi size daha uygun

A : ) Önümü görmeliyim.

B : ) Konuşulanları duymalıyım

C : ) Hissettiklerimi bilmeliyim

D : ) Düşünmeliyim 

4- Bir sorunu çözerken nasıl davranırsınız ?

A: ) Farklı çözümleri gözünüzde canlandırırsınız.

B : ) Kendi kendinizle içsel yada dışsal konuşursunuz.

C : ) Huzura kavuşana kadar durum üzerinde düşünürsünüz.

D : ) Zihninizde bir yanıtın belirmesini beklersiniz. 

5- İdeal mesleğiniz şunları içerir

A : ) Ressamlık mimarlık film yönetmenliği çizim gibi sanatsal faaliyetler

B : ) Müzisyenlik bestecilik seminerler vermek

C: ) Danışmanlık şifacılık şiir yazmak

D : ) Bilimaraştırmadoktorlukmakale yazmak 

6- Doğada en sevdiğiniz şey nedir ?

A : ) Güzel çiçekler manzaralar

B : ) Kuşlarınrüzgarındalgaların sesi

C: ) Güzel kokular

D : ) Doğaya pek çıkmazsınız 

7- Kendinizle ilgili değiştirmek/geliştirmek istediğiniz şey nedir?

A : ) Dış görünüşünüz

B : ) Sesiniz

C : ) Duygularınız

D : ) Bilgileriniz 

8- Elinize biraz para geçince ilk yapacağınız şey nedir?

A : ) Yaşamınızı güzelleştirecek bir şey satın almak

B : ) İyi bir konsere gitme

C : ) Bir tatile çıkıp yenilenmek

D : ) Bilgisayar sisteminizin kalitesini yükseltmek 

9- Yaşayan yada ölü ünlü biriyle tanışma şansınız olsaydı seçiminiz

A : ) En sevdiğiniz film yıldızı

B : ) En sevdiğiniz müzisyen

C : ) En sevdiğiniz yazar

D: ) Ünlü bir mucit 

10- Lokantalarda sizi en çok sinirlendiren şey

A : ) Çok loş olmaları

B : ) Çok gürültülü olmaları

C : ) Çok kalabalık olmaları

D : ) Çok pahalı olmaları 

11- Nasıl gevşemeyi seversiniz?

A : ) Film,televizyon izleyerek

B : ) Müzik dinleyerek

C: ) Sıcak duş alarak

D: ) İyi bir kitap okuyarak 

12- Tatilde en çok neye zaman harcarsınız ?

A: ) Fotoğraf-video çekmeye

B : ) Bölge sakinleriyle konuşmaya

C : ) Yerel mutfağın tadına bakmaya

D : ) Bölgenin tarihini öğrenmeye 

13- İş yerinizin sahip olması gereken en önemli şey ?

A: ) Yeterli ışıklandırma

B: ) Sessiz olması

C: ) Rahat olması

4 : ) Teknik ekipmanın kaliteli olması 

14- Tropikal bir ada ile ilgili bir film sahnesinde aklınızda kalanlar

A : )Parlak giysiler giymiş insanlar

B : ) Müziğin sesi

C : ) Cennet vari atmosfer

D: ) Adada yaşayanların ırkı 

15 - Yeni biriyle tanıştığınızda onunla ilgili kanılarınızı nasıl oluşturursunuz?

A : ) Algılarıma dikkat ederim ve onu incelerim

B : ) Konuşmalarına dikkat ederim ve bunlara anlama vermeye çalışırım

C : ) Kendimi onun yanında nasıl hissettiğime dikkat ederim

D : ) Sadece onun nasıl biri olduğunu anlaşılmaz şekilde bilirim. 

16- Sizi etkileyen rüyalarda daha çok;

A: ) Görsel vizyonları hatırlasınız. (görüntüler şekiller)

B : ) Konuşmaları yada size söylenenleri hatırlarsınız

C: ) Rüya sırasındaki hislerinizi hatırlarsınız

D : ) Rüyalarınızı hatırlamazsınız 

17- Okuldayken hangi derste daha başarılıydınız ?

A: ) Resim

B: ) Müzik

C: ) Türkçe

D: ) Matematik- Fen 

18- Hangi sayıyı tercih edersiniz ?

A: ) 6

B: ) 3

C: ) 7

D: ) 9 

19- Bir ortamdan hoşlanmadığınızda kesin o ortamda 

A : ) Çok koyu renkler iç sıkıcı görüntüler vardır

B: ) Çok fazla ses ve uğultu vardır.

C: ) Kötü kokular vardır.

D: ) İlginizi çekecek bir şey yoktur. 

20- Fırtınalı ve gökgürültülü havalarda

A: ) Görsel olarak havayı incelemek hoşunuza gider / yada gitmez

B: ) Seslerden hoşlanırsınız / hoşlanmazsınız

C: ) Kendinizi iyi hissedersiniz / kötü hissedersiniz

D : ) Sizi böyle havalar etkilemez 

maxresdefault.jpg

Değerlendirme; 

Eğer A şıkkı çoğunlukta ise siz bir duru görürsünüz. Yani sezgilerinizi görsel olarak alıyorsunuz. Bilgiler size vizyonlar şeklinde geliyor. Rüyalarınızda gelecekle ilgili şeyler görebilirsiniz. Gece uyumadan önce çeşitli vizyonlar gözünüzün önüne gelebilir ya da gün içinde içinizde ya da dışınızda çeşitli imgeler görebilirsiniz. Sezgileriniz görsel olarak size gelecektir ve imgeleme yeteneğiniz gelişmiştir. Üçüncü göz çalışmalarında ve medyumistik konularda başarılı olabilirsiniz. 

Eğer bu şık yüksek çıkmışsa Usui Reiki 1.aşama ve 2.aşama eğitiminden sonra Üçüncü Göz Aktivasyonu çalışmasına katılmanız veya Golden Triangle eğitimi almanız önerilir. Bu şekilde yeteneklerinizi daha da geliştirebilirsiniz. 

Eğer B şıkkı çoğunlukta ise siz bir duru işitirsiniz. Sezgileriniz daha çok işitsel olarak ortaya çıkacaktır. İçsel bir ses duyabilirsiniz ya da dışsal olarak size bir bilgi verilebilir. Duru işitirler içimden bir ses dedi ki ya da sanki bir ses duydum ve bana bunu dedi şeklinde ifadelere şıkça başvururlar. Telepati konusunda yetenekli olabileceğinizi söyleyebilirim. 

Eğer bu şık yüksek çıkmışsa Usui Reiki 1.aşama ve 2.aşama eğitiminden sonra Ama Deus Sahamanic Healing eğitimi almanız önerilir. Bu şekilde yetenekleriniz daha da gelişir. 

Eğer C şıkkı çoğunlukta ise siz bir duru sezersiniz. Duru sezerler sezgileri daha çok kinetik etkilerle alırlar. Örneğin midemde kelebekler uçuyor heyecanlı bir şeyler olacak ya da sırtım da bir ağırlık var kötü bir şey olacak gibi ifadelerde sıkça bulunurlar. Genelde güzel ya da kötü kokular alarak ortamla ilgili bilgiler alırlar. Başka insanların duygularını hissetmekte hatta empati kurarak deneyimlemekte yeteneklidirler. Şifacılık ile ilgili konularda çok başarılı olabilirler. 

Eğer bu şık yüksek çıkmışsa Usui Reiki 1.aşama ve 2.aşama eğitiminden sonra Violet Flame Reiki veya Karuna Ki eğitimi almanız önerilir. Bu şekilde hem yetenekleriniz daha da gelişir hem de bir duru sezer olarak çevrenizdeki insanların negatiflerinden korunmayı öğrenirsiniz. 

Eğer D şıkkı çoğunlukta ise siz bir duru bilirsiniz. Duru bilirler sezgilerinin nereden ve nasıl geldiğini bilmezlersadece biliyorum işte gibi bir ifade ile anlatmaya çalışırlar. Bir konuda hiç bilgileri olmasa da çok tutarlı tahminler yada da yorumlar yapabilir ve bu bilgileri nereden bildiklerini bilmezler. Bilgiler bir anda şimşek gibi gelir ama bilgilerin kaynağı ile ilgili fikirleri olmaz. Duru bilirler en çok trans çalışmaları astral seyahat ve lucit rüya konusunda başarılı olabilirler. 

Eğer bu şık yüksek çıkmışsa Usui Reiki 1.aşama ve 2.aşama eğitiminden sonra Kundalini Reiki eğitimi almanız önerilir. Bu şekilde size gelen mesajları anlamayıciddiye almayı ve günlük yaşamınızda kullanmayı öğrenmek için toprak enerjisinden faydalanırsınız. 


Not: Eğer iki şık aynı çıkarsa 2 konuda eşit yeteneğiniz var demektir. Yine en fazla çıkan şık en baskın yeteneğinizi 2.fazla olan şık ise ikinci olarak güçlü yeteneğinizi gösterir.

Bu konuyu yazdır

  Anı Tekrar Yaşama ve Hissetme "DEJAVU"
Yazar: Archilles - 16-09-2017, Saat: 20:57 - Forum: DEJAVU - Yorum Yok

Hiç görmediğimiz bir yere ilk gidişimizde bazen kuvvetli bir his orayı çok tanıdık bulur, o sokaklardan geçtiğini, kaldırım taşlarına kadar her şeyin çok tanıdık geldiği tuhaf bir his sarar insanı. “Burayı tanıyorum, ben burada yaşadım, buralarda dolaştım sanki” dersiniz. 

Bazen de bu his bir insana karşı oluşur, iki dakika sohbetle bile yıllardır tanışıyormuşuz gibi yakınlaşırız, hiç yanımızdan ayrılmasın isteriz artık, kaybettiğimiz oyuncağımızı bulmuş gibi seviniriz. Ne tuhaftır adını koyamadığımız hislerimiz. 

Bazen de çok ilgisiz bir diyalog, yaşamda küçük bir kesit durup düşünmemize neden olur. “Ben tam da bu kelimeleri böyle bir ortamda kurdum. Bu anı yaşadım.” Ürperirsiniz. İşte bu anı tekrar yaşama, hissetme olayına “Dejavu” deniyor. 

Size hiç olmadı mı ? 

Kendimi bildim bileli psişik, adı konulmayan olaylara, hiçbir bilim dalının evet öyledir diyemediği konulara çok merak duyarım. Kütüphanemin hatırı sayılır bir bölümü bu tip yayınlara ayrılmıştır. 

Kendi adıma ruhun ölümsüz olduğuna inanıyorum. Yada buna inanmak kolay ve işime geliyor da denilebilir. Hayatın psişik haritasında sürekli seyahat ediyoruz. Maalesef ölüm ile yaşadığımız o hayatın sonunda bir sis perdesi ardında kalıyor her şey ve unutuyoruz. 

Geçtiğimiz, yaşadığımız bir yere yolumuz düşerse birden o perdede kısacık bir aralanma oluyor ve çok puslu da olsa hatırlıyoruz. Çocuklar bilinç düzeyleri daha yüksek ve ruhları daha kirlenmediği için daha net hatırlayabiliyorlar. 

Güney Fransa’ya hayatlarında ilk defa giden Fransız bir ailenin beş yaşındaki kızı aniden ben bu sokağı tanıyorum, buradan sola sapınca bir meydanda bir çeşme var. Ben de çeşmenin karşısındaki evde yaşıyorum gibi ailesini şoka sokan bir cümle kurabiliyor. 

Sonra araştırılıyor ki, çocuğun bahsettiği evde bir aile yaşıyor ve bu aile çocuklarını kaybetmiş. 

OLUMCUL-DENEY-DEJAVU---Tell-Me-How-I-Die...er.jpg.jpg

1990’ların başında Hintli bir erkek çocuk, bir kuyunun başına gidip öldürülüşünü, kuyuya nasıl atıldığını, iki çocuğu olduğunu isimleriyle anlatıyor. Araştırma ekipleri kuyudan bir kadın cesedi çıkarıyorlar. Yıllardır çözülmemiş bir cinayete ışık tutuluyor. Bu ve bunun gibi olayların sayısı çok fazla. İnanmamak, tesadüftür diyip geçmek oldukça zor. 

Bazı insanların çok tanıdık gelmesi ise; bence hepimiz hep aynı ruh grubu ile yaşıyoruz. Bu 10, bilemediniz 20 kişilik çember hiç değişmiyor, roller değişebiliyor. Bir hayatımızda ki annemiz, bir başka hayatımız da görür görmez bağlandığımız can dostumuz olabiliyor. 

Ben eşimin geçmiş hayatlarımda bu çemberin hep içinde olduğunu düşünüyorum. İlk tanıştığım andan itibaren ona; sadece ona, hayatımda hiç kimseye açık olmadığım kadar açık oldum. Onun yanında hep çok rahattım. 

Her zaman kulak vermemiz gereken, üzerine eğildikçe bizimle daha çok konuşan rüyalarımızı da atlamayalım. Ruh dünyamızın, karanlık, bizim bile haberdar olmadığımız köşelerini aydınlatma konusunda rüyalarımız en önemli rehberlerimiz. 

Benim hayatım boyunca unutamayacağım bir rüyam vardır. Rüyayı gördüğümde 20’li yaşlarımdayım, rüyamda ise 30-35 yaşlarında bir kadınım, Arnavut kaldırımlı daracık sokaklarda yürüyorum, gözümde gözlükler, başıma eşarp bağlamışım ve sürekli ağlıyorum. Labirent gibi dar sokaklarda epeyce dolaşıp, bizdeki yatırlar gibi bir kabire ulaşıyorum. Bu kabire mum dikiyorum ve istavroz çıkarıyorum ve yine ağlıyorum. Öyle etkilenerek uyandım ki bu rüyamdan, kalktığımda gidip aynaya bakma ihtiyacı duydum. Buradayım, kendi gerçekliğim de burayı aynada görmek istedim. 

Bazen rüyada canınız yanar hissedersiniz, koku alırsınız ya, o kadını dışarıdan gözlerimle takip ediyorum. O benim. Sadece bedenlerimiz farklı. Peki ya o hüzün, kalbime külçelerle ağırlık koyan o üzüntü neydi, neyin yasını tutuyordum böyle? 

Bu hayal gücü falan değildi. Yıllar sonra anladım. 92 senesini 93’e bağlayan sene, yeni yılı kutlamak için İtalya’ya gittim. 3 yaşında bile minnacık taburemle müzik setine yapışıp babamın Toto Cutugno plaklarını dinleyen ben, bu dile ve bu ülkeye olan merakımın sebebini hep merak ettim. 

İtalya’ya gittiğimde içimde çok büyük bir sevinç ve heyecan vardı. Turdan kopup otobüse, metroya bindim. Amacım, şehirleri orada yaşayan bir insan gibi yakınen tanıyabilmekti. 

Derken Napoli’de yine gruptan kopup kendi kendime dolaştığım bir an yüreğim gerçekten yerinden çıkacakmış gibi hızlı atmaya başladı. İtalyan’ların “öpücük” dedikleri sokakları var. Sokaklar o kadar dar ki, duvarlar birbirine kavuşacak, öpüşecekmiş gibi duruyor. Bu ismi almalarının sebebi bu. 

Bu sokaklardan birinde dolaşıyorum. Her şey çok tanıdık, çok bildik gelmeye başladı. Sanki evimin yolunda yürüyormuşum gibi, içimde bilmediğim bir güç beni hızlı adımlarla sonbahar yaprağı gibi bir yere sürüklüyordu. Derken ayaklarıma demir ağırlıklar konmuş gibi yavaşladım, kalbim deli gibi çarpıyordu. Tam şu köşeyi döndüğümde karşılaşacağım şeyden neredeyse emindim. Rüyamda gördüğüm yatır karşımda duruyordu. İtalyan’lar buna yatır demiyordur eminim ama bir azizin mum dikilen, insanların ziyaret ettiği mezarı. 

Aklım gerçekten başımdan gitti, orada ne kadar boş gözlerle bakarak kaldım bilmiyorum. Ya gerçekten rüyamda ruhum astral seyahat edip buralara gelmişti, yada sis perdesi arkasındaki geçmiş hayatlarımdan birinden bir kesit görmüştüm. 

Bilmiyorum aranızda buna benzer bir deneyim yaşayanınız var mı? Ben uzun zaman etkisini üzerimden atamadım. 

Evrende çözemediğimiz o kadar çok bilmece var ki. Gerçekten bir hayatımız mı var? Tüm kutsal kitaplarda yeniden bedenlenmeden bahseder. Bu insanoğlunun tek hayatı, ruhun ölümünü kabul edemeyişi de olabilir. 

Bana göre yaşadığımız her hayat, çıktığımız bir seyahat. Bu seyahatlerden öğrendiklerimiz, sepetimize topladıklarımız tüm renklerimiz, ruhumuz, bir puzzle’ın parçaları gibi birleşip bizi biz yapıyor. Sizi bilmiyorum ben böyle düşünüyorum. 

(ALINTIDIR)

Bu konuyu yazdır

  Spiritüel Gerçeğe Ulaşmak için 10 Adım
Yazar: Archilles - 16-09-2017, Saat: 19:43 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Hepimiz hayatımızın bir döneminde spiritüel bir gerçeği aramışızdır. 21. yüzyılda dünyanın hızlı ve yoğun temposu bizi bu düşünceden uzaklaştırsa bile... İçimizde bir yerlerde ruhsal gerçekleri arayışımız sürmektedir.

Sprit%25C3%25BCel%2Benerji%252C.jpg

1- Gerçek Sevgidir. Peygamberimiz sevgiyi öğütlüyordu. Buddha sevgi diyordu. Hz İsa sadece sevgiden ve iyilikten bahsediyordu. Büyük insanlar sadece ve sadece insanların iyiliği ve sevgiyi öğütlüyordu. Sevgiye odaklanırsanız sevgi enerjisi ruhsal gücünüzü arttıracaktır.

2- Barışa odaklanmak. Başkalarına zarar vermeyi düşündüğünüzde ruhunuzda büyük bir girdap oluşacaktır. Ruhumuzu güzelleştirecek tek şey barıştır.

3- Öz saygı ruhun gerçek adımıdır. Bu da tek bir şekilde sizi bulur "kendinize saygı duyarak"

4- Her günü son gününmüş gibi yaşa o zaman farkındalık ve gerçek sana gelecektir.

5- Seçim gücünü kullan. Sen özgür irade verilmiş bir insansın. Hayatta doğruyu seçme gücünü kullan.

6- Başka birini yargıladığında göreceksin ki kendine bir ayna tutmuş gibisin ve aslında kendini yargılıyorsun. İnsanları olduğu gibi kabul etmelisin.

7- Sevdiğin şeyleri yap ve böylece bolluk ve bereket seni bulacaktır.

8- Ruhsal gerçekleri inandığınızda görürsünüz.

9- Anlamak için anlayışlı olmak gerekir. Eğer gerçeği arıyorsan sabır en önemli adımındır.

10- Serbest bırak ve sadece akışa güven. GERÇEK SENİ BULACAKTIR.

Bu konuyu yazdır

  Korkuları Temizleyen ve Kalp Çakrasını Açan Şifa Meditasyonu
Yazar: Archilles - 16-09-2017, Saat: 15:25 - Forum: MEDİTASYON - Yorum Yok

İşte sevgi hakkındaki korkularınızdan kurtulmanıza ve kalp çakranızı temizlemenize yardımcı olarak güçlü bir şifa meditasyonu. İsterseniz, bu meditasyonu yumuşak bir müzikle birlikte teybe kaydedip, sonra onu günde bir-iki kez dinleyebilirsiniz.

1.Gözleriniz kapalı ve rahat bir halde oturarak iki-üç çok derin ve temizleyici nefes alın.

2.Zümrüt-yeşili güzel bir bulutun sizi kuşattığını imgeleyin. Nefes alırken bu şifa enerjisini akciğerlerinize, hücrelerinize ve kalbinize çekin. Kısa bir süre kalbiniz üzerinde konsantre olarak, zümrüt-yeşili ışığın size acı vermiş her türlü olumsuzluğu temizlemesine izin verin

3-Derin bir nefes alarak, ışığın sevgi hakkında duyduğunuz her türlü korkuyu alıp götürmesine izin verin. Sevgiyi hissetme korkusunu bırakmaya gönüllü olun. Sizin nefes alıp sevgi korkusundan kurtulmaya niyet etmekten başka birşey yapmanıza gerekmez. Sadece şifa bulmaya istekli olun, gerisini Tanrı'ya ve meleklere bırakın. Derin bir nefes daha alın ve eğer sevilirseniz, ardından kurnazca yönlendirileceğiniz, aldatılacağınız, kullanılacağınız, terk edileceğiniz, reddedileceğiniz, baskı göreceğiniz yada incineceğiniz korkusu da dahil olmak üzere tüm sevilme korkusunu bırakmaya gönüllü olun. Derin bir nefes daha alarak, geçmişten gelen tüm bu korkuların temizlenmesine izin verin.

16.jpg

4.Şimdi, ışığın sevgi verme konusunda duyduğunuz her türlü korkuyu temizlemesine izin verin. Derin bir nefes alarak, eğer severseniz kontrol edilebileeğiniz, istismar edilebileceğiniz, aldatılabileceğiniz yada incinebileceğiniz korkusunu bırakmaya gönüllü olun. Bu korkuların tümüyle temizlenmesine izin verin ve kalbinizin doğal sevecen haline doğru genişlediğini hissedin.

5.Sizi sevgi ilişkisinde incitmiş olanlara karşı barındırdığınız her türlü eski bağışmazlığı bırakın. Annenize, babanıza, diğer anne-baba figürlerine, kardeşlerinize, çocukluk arkadaşınıza, gençlik arkadaşlarınıza, ilk aşkınıza, birlikte olduğunuz ve sevdiğiniz o kişilere, birlikte yaşadığınız veya evlendiğiniz kişiye karşı olan bağışlamazlığınızı bırakmaya gönüllü olun. Sevgiye ilişkin tüm incinmelerinizin ve düş kırıklıklarınızın temizlenmesine izin verin. Siz bu acıyı istemezsiniz, ona ihtiyacınız da yoktur ve derin bir nefes daha alarak, onun ışığa kaldırıldığını ve orada dönüşüme uğratılıp arındırıldığını imgeleyin. Geriye sadece dersler ve her bir ilişkinin içerdiği saf sevgi özü kalır, ki zaten her bir ilişkinizde edebi ve gerçek olan tek şey de buydu.

6.Şimdi, derin bir nefes daha alarak, ışığın sizi tamamen temizlemesine izin verin. Kendinize karşı sevgiye ilişkin barındırdığınız her türlü bağışlamazlığı bırakmaya gönüllü olun. Kendi kendinize ihanet ettiğiniz, sezginizi önemsemediğiniz yada en yüksek hayrınızı aramadığınız için kendinizi bağışlamaya gönüllü olun. Zihnen yada kollarınızla kendinizi kucaklayın. İçsel benliğinize bir daha asla kendinize ihanet etmeyeceğinize dair güvence verin. 

7.Şimdi, bir daha asla sizi incitecek bir ilişkiye girmemek yada böyle bir ilişkiyi sürdürmemek için bundan böyle sezginizi ve ayırt etme gücünüzü izlemeye kesin karar verin. Kendinizle ilişkiniz de dahil olmak üzere, herhangi bir ilişkide yaptığınızı düşündüğünüz her türlü hata için duyduğunuz bağışlamazlığı tümüyle bırakın. Ve bir başka derin ve temizleyici nefesle birlikte, şifa bulduğunuzu, bütünlendiğinizi ve gerçek kimliğiniz olan sevginin tadını çıkarmaya hazır olduğunuzu hissedin.

Sevgi korkusundan kurtulduğunuzda insan deneyimimizin bir parçasını oluşturan zengin duygu alanın daha çok farkına varabiliriz. Bu önemlidir çünkü durusezinin anlamını keşfetmek duygular tayfının farkında olmayı gerektirir.

Bu konuyu yazdır