Arkadaş sohbetlerinde olsun ve hatta çocuklarımdan bile bana yöneltilen en merak edilen ve insanın tüm inanışını sarsan bir soruyla karşılaşıyorum.

Her olan biteni  madem ALLAH yaratıyor, Allah neden acılara izin veriyor?

Neden masum bir bebek hasta doğuyor?

Neden hala savaşlarda çocuklar ölüyor?

Neden masum insanlar zulme uğruyor?


Bu kafa karıştıran sorular sürüp gider.

Aslında, inceden inceden bu sorular sorulurken YÜCE YARADAN'a insanın içindeki sitem duygusu ile inanç sorgulanıyor.

Şimdi gelelim bu soruların cevabına!

Tüm bu soruların cevabı tek bir cümlede gizli!

HER OLAN BİTENİN SONSUZ FARKLI VERSİYON HALİNİ ŞU AN O YARATTI...

Düşündüğünüz, yaşadığınız her şeyin olumlu olumsuz sonsuz sayıda ki versiyonu bir AN içinde yaratıldı.
Hepsi eksiksiz ORADA ve insana verilen AKIL ve ÖZGÜR SEÇİM ile DENEYİMLENMEYİ bekliyor.

Gelelim sakat doğan bebeğe!

O bebeğin geçmiş yaşamları, gençliği, yaşlılığı ve gelecek yaşamları, en sağlıklı ve başarılı hali, en hasta ve mutsuz haline kadar tüm versiyonları ORADA ve YARATILMIŞ HALDE.

Eğer, sen o bebeğin sonsuz sayıda ki halinden sadece o sakat doğmuş halini deneyim alanına
getirdiysen, bu o bebeğin bu hali ve acıları çekiyor anlamına gelmiyor.
 Sen onun acı çektiğinin farkındalığını kazanarak kendi yaşam hallerinden daha iyi olanı seçmek için bir duygu kazanıyorsun.

Yani, aslında yaşadığın an ve  olaylar senin almış olduğun farkındalık ile asıl benliğini güçlendirmek.

Bu tip olaylara vermiş olduğun tepki senin bir sonra ki adımını ya güçlendirir ya da gösterdiğin vurdum duymazlık ile seni kısa vadede mutlu olduğunu zannettirir.
Fakat, eninde sonunda daha başka acı ve trajedi ile karşılaşmana kadar seni o halde tutar.
Sen kendi seçimini yapana kadar karşılaştığın tüm kişi ve olaylar senin tarafından yaşanır.
Sen o çocuğun acı çeken halinden bir farkındalık kazanırken o çocuk kendi seçimiyle hangi hali DENEYİMLİYOR onu bilemezsin.

Bunu bilmek sana bir kazanım sağlar.

Evrende boşa yapılan hiç bir şey yok.

Tüm yaratım KİŞİYE ÖZELDİR.

Meditasyon öncesi zihnimizi tamamen susturmak bazen son derece zor olabiliyor.
Kimi zaman zihin sakinleşir gibi olurken birden tekrar tetiklenebiliyor ve meditasyon sürecimizi epey bir uzatabiliyor.

Ancak şimdi sizle paylaşacağım bu teknik inanılmaz bir etkiye sahip.
Bu teknik beynin nöronlarını anında etkiler ve bedenin rahatlamasını sağlar.

Tüm beden gevşemeye başlarken günün tüm stresi yok olur gider.

Uygulaması çok basit gözükse de zihin ve beden üzerindeki etkisi inanılmaz denecek kadar fazladır.

Şimdi gelelim bu tekniğin uygulanışına!

Meditasyon öncesi hazırlığımızı yapalım.

• Önce rahat ve dikkatimizin dağılmayacağı bir yere geçelim.
  
  
• Gözlerimizi kapatıp 3 derin diyafram nefesi yapalım.
  
  
• Sağ gözümüzden beynimize giren beyaz bir ışık imgeleyelim.
  
  
• Oradan sol beyin yarımküremize doğru dönsün ve tüm sol yarımküreyi aydınlatsın.
  
  
• Bu imgelemeyi tam anlamıyla yapmamız gerekir.
  
  
• Eğer zihnimiz hala aktifse imgelememizde bir sorun var demektir.
  
  
• İmgeleme tam yapıldığında zihin kesinlikle susacaktır.
  
  
• Bu şekilde 15 dakika yapılan meditasyon saatlerce yapılan meditasyonlardan çok daha hızlı bir şekilde stresimizi alacak ve bedenimize enerji katacaktır.