Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 1065 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 1065 Ziyaretçi
|
Son Aktiviteler |
Nereden Başlamalıyım?
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: desdinova
07-04-2025, Saat: 11:03
» Yorumlar: 0
» Okunma: 249
|
Ayahuasca çayi hakkinda b...
Forum: ŞAMANİZM
Son Yorum: Gümüşkurt
29-12-2024, Saat: 23:19
» Yorumlar: 0
» Okunma: 353
|
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 786
|
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 706
|
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,553
|
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 8,935
|
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 26,144
|
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,323
|
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,577
|
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,857
|
|
|
SHRINERS (ŞRAYNER) ÖRGÜTÜ |
Yazar: Emka - 09-06-2016, Saat: 23:37 - Forum: GİZEMLİ TOPLULUKLAR
- Yorum Yok
|
 |
Masonluk ile bazı benzerlikleri ve bir bakıma ilişkileri bulunan, Amerikan kökenli bir iyilik işleri kuruluşudur. Shrıne’ ı diğer ritlerden ayıran öncelikli özelliği, İslami bazlı olması ve Osmanlı İmparatorluğundan birçok alıntıların bulunmasıdır. 2 Üstad Mason`un bir Mısır ziyaretinde oranın kültürü, dini, dili ve tarihinden etkilenmesi ile bu topluluğu kurmaya karar vermesi sonucunda, Shrine (resmi olarak) 1900 lerin başlarında kurulmuştur.

Bu örgüt sıradan bir "iyilik işleri derneği" değildir; kendine özgü ritüelleri olan bir ezoterik kuruluş niteliği de taşır. Tam adı "Ancient Arabic Order of Nobles of the Mystic Shrine" (Gizemci Türbe Soylularının Eski Arap Tarikatı) şeklindedir. Temel amacı, hastanelere yardım sağlamak olup, çalışmaları özellikle bedensel sorunu olan çocuklara yönelmiştir. Ancak sonradan yanık hastaneleri de kurmuş, genetik üzerine yapılan çalışma ve araştırmalara da destek vermişlerdir. Önceleri bu örgütün üyesi olabilmek için, Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti'nin 32. derecesini ya da York Riti'nin son derecesi olan Tapınak Şövalyesi derecesini almış bulunmak ön koşuldu. Günümüzde ise üstat derecesini almış bulunan masonlar bu örgüte kabul edilebilmektedir. Şraynerlerin girişim ve organizasyonları öyle yaygın ve başarılıdır ki; günümüzde bu örgütün aslında ezoterik nitelikli bir tarikat olduğu âdeta unutulmuş gibidir. Örgütün çalışmalarıyla kamuoyunda topladığı beğeni, birçok kimsenin Şrayner olmayı arzulamasına yol açmıştır. Nitekim birçok Amerikalı, Masonluğa da Şrayner olabilmek amacıyla girmektedir.
Localarının isimleri genellikle İslami ağırlıklıdır. Al-Koran, Al-Kader, Nur, Medinah vb. Öğretileri; Osmanlı ve İslam kaynaklı olup tasavvufi bilgiye önem verirler. Hastanedeki çocukları gene kendileri eğlendirirler. Partiler düzenlerler. Müzikler çalarlar. Palyaço kıyafetleri giyerler. Çocuk arabalarına, oyuncak uçaklara binerler.
|
|
|
Bitki Çayı İçerken Dikkat Edin ! |
Yazar: Emka - 09-06-2016, Saat: 18:04 - Forum: SAĞLIK
- Yorum Yok
|
 |
Ege Üniversitesi (EÜ) Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bijen Kıvçak, yaptığı açıklamada, ilaç kullanan kimselerin, bitki çayı içerken hekime danışmalarının son derece önemli olduğunu vurguladı.
Hastaların, kullandıkları ilaçlarla etkileşmeyen bitki çayı içmeleri gerektiğini belirten Prof. Dr. Kıvçak, ``En fazla tüketilen papatya ve ıhlamur gibi çayların bile çeşitli ilaçlarla etkileşimi vardır. Bitkinin içindeki etken madde ve kullanılan ilacın etkileşimi mutlaka hekime sorulmalı, hekim de eczacıya danışmalıdır. Örneğin, ısırgan tohumunun yararları kadar gizli kalp yetmezliği olan kimselerde kalp krizini tetikleyici bir yan etkisi vardır. Bu gibi durumların önüne geçmek için hasta, hekim ve eczacının işbirliği şarttır``dedi. Prof. Dr. Kıvçak, bitki çaylarının Sağlık Bakanlığı`nın denetiminde üretilmesi gerektiğini de ifade ederek, ``Bitkiyi toplayan kişinin ne kadar ehil olduğu, bitkinin nereden toplandığı ve hangi koşullarda kurutulduğu önemlidir. Başta egzoz gazı olmak üzere çeşitli dış faktörler nedeniyle bitki, şehir merkezinden toplanmamalıdır.
Bitki, egzozun yaydığı ağır metalleri çektiği için bu durum çok tehlikelidir`` diye konuştu. Bu kriterlere dikkat edilmeden üretilen ve Sağlık Bakanlığı`nın onayı olmayan bitki çaylarının tüketilmemesi gerektiğini bildiren Prof. Dr. Kıvçak, özellikle son dönemde oldukça popüler bir bitki olan keten tohumunun yaygın kullanımında da yanlışlıklar bulunduğuna dikkat çekti.
Prof. Dr. Kıvçak, ``Keten tohumu genellikle dövülmüş şekilde satılıyor. İçeriğinde sabit yağ, değişik asitler ve omega yağları içerdiği için bu bitkinin ezildikten sonraki iki günde tüketilmesi gerekir. Aksi takdirde mide ülseri ve kanser gibi tehlikeli hastalıklara yol açar. Bu yüzden ezilmemiş olarak alınıp tüketileceği zaman ezilmelidir. Ayrıca keten tohumu bitkisinin, halk arasında sanılanın aksine zayıflatıcı özelliği yoktur. Sadece bağırsak mekanizmasını harekete geçirerek metabolizmayı hızlandırır``dedi
BİTKİ ÇAYINI İLAÇLA İÇMEYİN !
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fazilet Aksu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bitkisel ilaçlar ve çayların, alternatif yöntem olarak görülmesinin yaygınlaştığını, ancak tedavide bilimsel ilaçların etkinliğinin tartışma götürmez olduğunu belirtti.
Aksu, özellikle kış aylarında tüketimi artan bitkisel çayların vücudu dinlendirici ve rahatlatıcı etkisinin olabileceğini, ancak bunların bazı tıbbi ilaçlarla ters etkileşim yaptığının da unutulmaması gerektiğini vurguladı.
Tıbbi ilacın bir başkasıyla veya bitkisel çaylarla aynı anda kullanılmasının ters etkileşim yaratabileceğine dikkati çeken Aksu, özellikle kronik rahatsızlığı bulunan, sürekli ilaç kullanan kişilerin, bitkisel çayları tüketirken mutlaka doktora danışmaları gerektiğini ifade etti.
Bitkinin içindeki etken maddeler ile kullanılan ilacın etkileşiminin mutlaka sorgulanması gerektiğine işaret eden Aksu, şunları söyledi:
“Aksi takdirde, bazı bitkisel çaylar kandaki pıhtılaşma mekanizmasını bozabilir, kanama riskini artırabilir. Bunun yanı sıra bitkinin toplandığı yer ve tazeliği de çok önemli. Bu nedenle bu çaylar, Sağlık Bakanlığı kontrolünde satılmalı ve poşette son kullanım tarihi mutlaka bulunmalı.”
Aksu, bitkisel çay içmeleri risk taşıyanlara, kış aylarında vücutlarının savunma mekanizmasını yükseltmek için C vitamini deposu olan narenciye, lifli besinler ve demir içeriği yüksek kuru meyveler tüketmeleri ve bol su tüketmeleri önerisinde bulundu.
AKTARLARIN GÖZDESİ
Bu arada, kış mevsimi nedeniyle grip ve soğuk algınlığı başta olmak üzere kış hastalıklarına karşı önlem almak isteyenler ıhlamur yaprağı başta olmak üzere kuşburnu, ada çayı ve zencefili adeta can simidi olarak görüyor. Aktarların gözdesi olan bu ürünlerin büyük bir bölümü çuvallara doldurulup açıkta satılıyor.
Aktarlara göre, en fazla tercih edilen ise ıhlamur yaprağı ve kuşburnu karışımına, demleme yöntemiyle ada çayı ve zencefil eklenmesiyle oluşturulan bitkisel çay.
|
|
|
ECKHART TOLLE - DÜŞÜNCENİN ÜZERİNE YÜKSELMEK |
Yazar: Emka - 09-06-2016, Saat: 16:36 - Forum: ECKHART TOLLE
- Yorum Yok
|
 |
Siz büyürken kendinizle, kim olduğunuzla ilgili -kişisel ve kültürel koşullanmanıza dayanan- bir zihinsel imaj oluşturursunuz. Buna hayalet benlik, ego diyebiliriz. O zihin faaliyetinden oluşur ve ancak kesintisiz düşünmeyle sürdürülebilir. Ego terimi farklı insanlara farklı şeyler ifade eder, ama ben burada onu zihinle bilinçsizce özdeşleşme sonucunda yaratılan sahte benlik anlamında kullanıyorum.
Ego için şimdiki an mevcut değildir. O sadece geçmişi ve geleceği önemli görür. Gerçeğin bu tam tersine çevrilişi egosal zihnin bu kadar bozuk-işlevli oluşunun nedenidir. O daima geçmişi canlı tutmakla ilgilenir, çünkü geçmişiniz olmadan siz kimsiniz dir? O varlığının sürmesini sağlamak ve orada bir tür rahatlık, kurtuluş yada doyum aramak için kendisini sürekli geleceğe projekte eder. O derki: ''Bir gün bu ya da şu gerçekleştiğinde ne iyi, mutlu, huzurlu olacağım.''
Ego şimdi ile, yaşanan an ile ilgileniyormuş göründüğünde bile, onun gördüğü şey şimdi değildir. O yaşanan anı geçmişin gözleriyle gördüğünden, onu tümüyle yanlış algılar. ya da, yaşanan anı -hedefe götüren- bir vasıtaya indirger, ki bu daima zihnin-projekte ettiği gelecekte yatan bir hedeftir. Zihninizi gözlemleyin, bunun böyle işlediğini göreceksiniz. Şimdiki an özgürlüğün anahtarını barındırır. Ama, siz zihninizin olduğunuz sürece şimdiki anı bulamazsınız.
Aydınlanma, düşüncenin üzerine yükselmek demektir. Aydınlanmış halde, siz düşünen zihninizi yine, gerektiğinde kullanırsınız, ama bunu eskisinden çok daha odaklanmış ve etkili bir biçimde yaparsınız. Onu çoğunlukla pratik amaçlarla kullanırsınız, ama şimdi istem dışı iç diyalog'tan kurtulmuşsunuzdur, ve içsel bir sessizlik ve sükünet vardır. Siz zihninizi kullandığınızda, ve özellikle yaratıcı bir çözüme ihtiyacınız olduğunda, her bir kaç dakikada bir düşünce ile sessizlik, düşünce ile düşünce'sizlik arasında gidip gelirsiniz. Düşünce'sizlik hali düşünce'siz bilinçtir. Ancak bu şekilde yaratıcı biçimde düşünmek mümkündür, çünkü ancak bu şekilde düşünce gerçek bir güce sahip olabilir. Düşünce, çok daha geniş bilinç aleminde bağlı olmadan tek başına hızla kısır, anlamsız ve yıkıcı hale gelir.
|
|
|
İNSANLARIN EN BÜYÜK DÜŞMANI |
Yazar: Emka - 09-06-2016, Saat: 05:25 - Forum: Bilinçaltı
- Yorum Yok
|
 |
İnsanların en büyük düşmanının korku olduğu söylenir. Başarısızlığın, hastalığın ve zayıf insan ilişkilerinin arkasında korku vardır. Milyonlarca insan geçmişten, gelecekten, yaşlanmaktan, delirmekten ve ölümden korkar. Ancak korku zihindeki bir düşüncedir. Bu kendi düşüncelerimizden korktuğumuz anlamına gelir. Küçük bir çocuk, oyun arkadaşı ona yatağında bir canavar olduğunu ve gece onu kapacağını söylediğinde korkudan ne yapacağını şaşırır. Ancak annesi ya da babası ışığı açıp ona canavarın olmadığını gösterdiğinde, bu korkudan kurtulur. Çocuğun zihnindeki korku, orada sahiden canavar varmış gibi gerçektir. Aslında zihnindeki bu yanlış düşünceden kurtulur. Korktuğu şey artık yoktur. Aynı şekilde sizinde korktuğunuz bir çok şey hayaldir. Bunlar kötü gölgeler yığınıdır ve gölgelerin gerçekliği yoktur.
|
|
|
HERHANGİ BİR KORKUYU YENMEK İÇİN EN İYİ TAKTİK |
Yazar: Mutlakguc - 09-06-2016, Saat: 05:12 - Forum: Bilinçaltı
- Yorumlar (1)
|
 |
Diyelim ki Yüzmekten korkuyorsunuz. Günde üç ya da dört kez, beş ile on dakika süreyle hareketsiz oturun. Derin bir gevşeme haline geçin. Şimdi yüzdüğünüzü hayal edin. Hayali olarak, yüzüyorsunuz. Zihinsel olarak kendinizi suya yansıttınız.suyun tatlı serinliğini ve kollarınızla bacaklarınızın hareketini hissediyorsunuz. Zihin gerçek, canlı ve keyifli bir faaliyeti bu. Sıradan bir gündüz düşü değil. Hayalinizde yaşadığınız şeyin bilinç altınızda gerçekleştirileceğini anlıyorsunuz. Sonra bu imgeyi ve resmi derin zihninize yansıtmayı zorlanacaksınız. Bir daha ki yüzme deneyiminizde, keyif su yüzüne çıkacak. Bilinçaltının yasası bu.
Aynı tekniği başka korkularınız içinde uygulayabilirsiniz. Eğer yüksek yerlerden korkuyorsanız, dağlara tırmandığınızı hayal edin.Bunun gerçekliğini hissedin. Temiz havanın, dağ çiçeklerinin ve soluk kesici manzaranın tadını çıkarın. Bunu zihinsel olarak yapmaya devam ettiğinizde, fiziksel olarak da kolayca ve rahatça yapabileceğinizi bilin.
|
|
|
ECKHART TOLLE - HER AN GEÇMİŞİ GERİDE BIRAKIN |
Yazar: Mutlakguc - 09-06-2016, Saat: 04:22 - Forum: ECKHART TOLLE
- Yorum Yok
|
 |
Sizin ona ihtiyacınız yoktur. Ona sadece şimdiki anı mutlak şekilde ilgilendirdiğinde başvurun. Bu anın gücünü ve Var'lığın tamlığını hissedin. Mevcudiyetinizi hissedin. Endişelimisiniz... Sık sık, ''Eğer... olursa, ne olur?'' diye düşünüyor musunuz? Eğer öyleyse, kendini gelecekteki hayali bir duruma projekte eden ve korku yaratan zihninizle özdeşleşmişsinizdir. Böyle bir durumla başa çıkmanızın hiç bir yolu yoktur, çünkü o mevcut değildir. O zihinsel bir hayalettir. Siz sadece şimdiki anı kabul ve tastik ederek bu sağlığı ve yaşamı kemiren deliliği durdurabilirsiniz.
|
|
|
ECKHART TOLLE - KENDİNİZE ŞUNU SORMAYI ALIŞKANLIK HALİNE GETİRİN |
Yazar: Emka - 09-06-2016, Saat: 02:45 - Forum: ECKHART TOLLE
- Yorum Yok
|
 |
Şu anda içimde ne olup bitiyor? Bu soru size doğru yönü gösterecektir.Ama onu analiz etmeyin., sadece izleyin. Dikkatinizi içinizde odaklayın. Duygunun enerjisini hissedin.Bir duygu mevcut değilse, dikkatinizi daha derinlere, bedeninizin içsel enerji alanına yöneltin. O, Var'lığa açılan kapıdır.
|
|
|
KUANTUM'LA ÖZ GÜVEN TEDAVİSİ |
Yazar: Emka - 08-06-2016, Saat: 20:43 - Forum: KUANTUM
- Yorum Yok
|
 |
Unatmayın ki düşüncelerinize en çok yön veren sizin duygularınızdır. O halde en önce duygularınızı tamir etmeniz gerekmektedir. Duygularınızı tamir etmekten için içinize dönüp baktığınızda, sizi güven eksikliğine iten şeyleri birer birer çekip çıkarmanız gerekmektedir.
-Güven eksikliğinizi, Çocukluğunuzda başınıza gelen bir olay tetikliyor olabilir.
-Güven eksikliğiniz, aldığınız kilolarla ya da fiziksel bir hasarla yeni şekilleniyor olabilir.
-Güven eksikliğinizin doğuştan olduğunu düşünebilirsiniz. Karmalarınızla bu yaşama aktarıldığını hissediyor olabilirsiniz.
-Yakınınızdaki insanlar; eşiniz, anne ya da babanız, iş arkadaşlarınız, hatta çocuğunuzun size olan tavırları nedeniyle kendinize olan güveninizi yitirdiğinizi düşünüyor olabilirsiniz.
|
|
|
KUANTUM - MİNNETİN GÜCÜ |
Yazar: Mutlakguc - 08-06-2016, Saat: 19:01 - Forum: KUANTUM
- Yorum Yok
|
 |
Minnetle dökülen ve minneti anlatan sözcükler, çok güçlü bir enerji seviyesini temsil etmektedir. Minnet; Kuantum alanınızdaki kırık paröaları, üzüntülerinizi, endişe ve korkularınızı onarır. Kalbinizle sarf ettiğiniz minnet sözcüklerinin yaşam alanınızın pozitif kanalına çok güçlü etkisi vardır.
MİNNET SÖZCÜKLERİ:
iyiliğe karşı duyulan şükran karşısında kalpten gelen bir teşekkür...
Gönül borcu, karşınızdaki kişiye gönülden borölu hissetmek...
vefayla güçlü bir saygı duymak...
Güçlü bir memnuniyet duygusu...
Minnet, bir anlamda tanrı'dan gelen yüce pozitif enerjinin aktarım şeklidir. Tanrı'nın size verdiği güzellikleri paylaştığınız için yücelirsiniz.
|
|
|
|