Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,058
» Son Üye: Doo92
» Toplam Konular: 2,832
» Toplam Yorumlar: 3,062

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 1031 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 1031 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 6,376
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 23,439
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 335
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 5,326
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 830
%100 Etkili Şans İlmi Hav...
Forum: BÜYÜLER
Son Yorum: Gümüşkurt
18-09-2023, Saat: 23:51
» Yorumlar: 0
» Okunma: 700
Baş Melek Cebrail'in ismi...
Forum: Gabriel (Cebrail)
Son Yorum: Gümüşkurt
17-09-2023, Saat: 15:38
» Yorumlar: 0
» Okunma: 612
Samsunlu Spiritüalist ark...
Forum: SAMSUN SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: Gümüşkurt
17-09-2023, Saat: 15:30
» Yorumlar: 0
» Okunma: 459
Ra'yı gördüm ne anlama ge...
Forum: Bilinçaltı
Son Yorum: spiruelistra
28-05-2023, Saat: 13:43
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,618
MUCİZE YARATAN KELİMELER
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Emka
29-01-2023, Saat: 16:53
» Yorumlar: 11
» Okunma: 95,779

 
  ZİHİN NASIL ÇALIŞIR
Yazar: Spiritüeller - 11-06-2016, Saat: 03:10 - Forum: Zihin - Yorum Yok

150211154548_human_mind_future_624x351_thinkstock.jpg

Zihniniz en değerli varlığınızdır. Her zaman sizinle birliktedir,ancak yalnızca onu kullanmayı öğrendiğinizde,en şaşırtıcı güçlerinden yararlanabilirsiniz. Daha önce gördüğümüz gibi, zihnin iki aşaması vardır: Bilinç-yani rasyonel (ussal) - ve bilinçaltı - yani irrasyonel (usdışı). Bilincinizle düşünürsünüz; alışkanlık haline getirerek düşündüğünüz her şey, daha sonra düşüncelerinizin doğasına bağlı olarak yaratmaya başlayan bilinçaltına geçer. Bilinçaltınız,duygularınızın bulunduğu yerdir. Yaratıcı zihindir. İyi şeyler düşünürseniz iyi şeyler,kötü şeyler düşünürseniz kötü şeyler olur. Zihniniz böyle çalışır.

Hatırlanması gereken en önemli nokta şudur: Bilinçaltı bir fikri kabul ettiğinde,bunu yerine getirmeye başlar. Bilinçaltı yasasının iyi ve kötü fikirler için aynı şekilde işlemesi,şaşırtıcı ve hassas bir gerçektir. Bu yasa,olumsuz bir biçimde uygulandığında,hayal kırıklığının ve mutsuzluğun nedenidir. Alışılmış düşünme biçiminiz uyumlu ve yapıcı olduğunda ise son derece sağlıklı,başarılı ve zengin olursunuz.

Doğru şekilde düşünüp hissetmeye başladığınızda,zihinsel huzur ve sağlıklı bir beden kaçınılmazdır. Zihinsel olarak istediğiniz ve doğru olduğunu hissettiğiniz şeyleri bilinçaltınız kabul edecek ve uygulamaya koyacaktır. Yapmanız gereken tek şey, bilinçaltınıza fikrinizi kabul ettirmektir. Bundan sonra,bilinçaltı yasası arzuladığınız sağlık,huzur ve zenginliği ortaya çıkaracaktır. Siz komut ya da talimat verdiğinizde, bilinçaltınız kendisine aktarılan fikri sadakatle üretecektir.

Zihin yasası şöyledir: Bilinçaltınızdan aldığınız tepki ya da karşılığı, bilincinizde tuttuğunuz düşünce ya da fikrin doğasını belirler.

Psikolog ve psikiyatrlar, düşünceler bilinçaltınıza iletildiğinde, beyin hücrelerinde etkilerin oluştuğunu söylerler. Bilinçaltı bir fikri kabul eder etmez,bunu bir an önce uygulamaya koymaya çalışır. Fikirleri birbirleriyle ilişkilendirerek,amaca ulaşmak için hayatınız boyunca topladığınız tüm bilgileri kullanır. İçinizdeki sınırsız,güç enerji ve bilgelikten yararlanır. Doğanın bütün yasalarını sıraya dizer. Bazen yaşadığınız zorluklara çabucak bir çözüm bulur; bazen de bunu yapması günler,haftalar,aylar sürer. Yöntemlerinin işe yaraması zaman alır.

Bu konuyu yazdır

  BİLİNÇALTININ MUHTEŞEM GÜCÜ
Yazar: Spiritüeller - 11-06-2016, Saat: 02:05 - Forum: Bilinçaltı - Yorumlar (1)

93c6c8b923a0bc1c50dbcd2aff5bb3b0ccfb8d9e...e7af_n.jpg


Bilinçaltınızın gizli gücüyle bağlantıya geçmeyi ve bu gücü ortaya çıkarmayı öğrendiğinizde,hayatınıza daha fazla güç,zenginlik,sağlık,mutluluk ve keyif katabilirsiniz. Bu gücü kazanmaya çalışmanıza gerek yok. Ona zaten sahipsiniz Ancak kullanmayı öğrenmeniz gerekecek. Bu gücü hayatınızın bütün alanlarında kullanmak için de onu çok iyi anlamalısınız.

Yeni bir ışık size ilham verebilir umutlarınıza kavuşmanızı ve hayallerinizi gerçekleştirmenizi sağlayacak yeni bir güc kazanabilirsiniz. Hayatınızı hiç olmadığı kadar güzel,zengin ve değerli kılmaya karar verin yeter. Bilinçaltınızın derinliklerinde Sınırsız Bilgelik,Sınırsız Güç ve ihtiyaçlarınıza karşılık verecek malzeme saklıdır. Bunlar kendilerini geliştirmenizi ve ifade etmenizi beklemektedir. Eğer zihnininizin derinliklerinin bu potansiyellerini keşfetmeye başlarsanız,bunlar dış dünyada kendini göstermeye başlayacaktır.

Siz yeni fikirlere ve düşüncelere açık birisiniz bilinçaltınızda saklı olan Sınırsız Zeka da her an ve her noktada bilmeniz gereken herşeyi size sunacaktır. Yeni düşünce ve fikirleri algılayabilir,yeni icatlar ortaya çıkarabilir,yeni keşiflerde bulunabilir,yeni sanat eserleri yaratabilirsiniz. Bilinçaltınızda bulunan Sınırsız Zeka,yepyeni ve harika bilgi türlerine erişiminize yardımcı olacaktır. Bunun gerçekleşmesine izin verdiğinizde,size kendinizi kusursuz bir şekilde ifade etmeniz ve hayatta istediğiniz yere gelmeniz için yol açacaktır.

Bilinçaltınızın bilgeliği sayesinde ideal eşi kendinize çekebilir,aynı zamanda doğru iş ortağını bulabilirsiniz. Bu size gereksinim duyduğunuz paraya nasıl kavuşacağınızı gösterebilir,gerçekleştirmeyi yürekten istediğiniz şeyler için maddi özgürlük sağlayabilir.

Düşünce,duygu,güç,ışık,sevgi ve güzelliğin bu iç dünyasını keşfetmek en doğal hakkınızdır. Bu güçler görünmez olsa da kuvvetli ve etkilidir. Bilinçaltınızda her sorunun çözümünü ve her sonucun nedenini bulabilirsiniz. Bu gizli güçleri ortaya çıkarmayı öğrendiğinizde,bolluk,güvenlik,keyif ve egemenlik içinde ilerlemeniz için gerekli olan güç ve bilgeliğe sahip olacaksınız.

Bilinçaltının gücünün eli kolu bağlı oturan insanları bu durumdan kurtadığına,onları yeniden sağlıklı,canlı ve güçlü kıldığına tanık oldum. Zihinleri onların dünyaya açılıp,mutlu sağlıklı ve keyifli olmalarını sağlıyordu.Bilinçaltınızda,zihninizi sıkıntılardan kurtaracak ve kırılan kalbinizi iyileştirecek mucizevi,tedavi edici bir güç var. Bu,tüm maddi ve fiziksel sınırları aşmanızı sağlayacak.

Bu konuyu yazdır

  İkinci Beynin Bilinmeyen Gerçekleri
Yazar: Spiritüeller - 11-06-2016, Saat: 01:40 - Forum: ENTERESAN BİLGİLER - Yorum Yok

• Karın bölgesindeki bu ikinci merkez ile mutluluk salgılarının, psikolojimizi belirleyen durumların çok yakından alakalı olduğu tespit edilmiş.

• Elliden fazla sayıda hastalıkla, bazı psikolojik rahatsızlıkların kökeninin, bizim şimdiye kadar farkında olmadığımız ikinci beyin bölgesindeki aksamalardan kaynaklandığı anlaşılmış.

• Tanısızlıktan hastalık hastası diye tanı konulan vakalarda gerçek suçlunun birinci beyin değil, ikinci beyin olduğu ortaya çıkmış.

• Bebeklik döneminde birinci beyinden önce ikinci beyin devredeymiş. İkinci beyinin hafızasının bebeklik döneminde yaptığı kayıtlar nedeniyle ömür boyu depresyon yaşama riski mevcutmuş.

• Kişilik oluşumu ikinci beyinle yakın ilişkideymiş. Çünkü bilinçaltı kayıtlarıyla ikinci beyin sıkı bağlantı halindeymiş.

Özellikle bu bilgi, bebeklik döneminde sağlıklı ve huzurlu bir ortamın ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha anlatıyor bize. Doğa şifacısı ebe ninemin bebek bakımında doktorlara inat bize yaptırdığı ve anlattığı “güya hurafeleri” daha iyi anladım bu bilgiler sayesinde.

braingut.jpg

İkinci beynin yarattığı biyolojik şifreler; sezgi, korku, aşk gibi konularda karın bölgesinde duyumsanan hislerin yol göstericisi. Entelektüel zekâ verileriyle hareket etmeyen sezgisel kararlar, ikinci beynin eseridir. Bu duruma “Gut feelings” yani karın hissiyatı deniliyor. Aklımızla tarif edemediğimiz bir sürü kararın altında bu biyolojik karar mekanizması yatıyor. Yani bedenimiz birinci beyini dinlemeden hareket kararı veriyor. Akıldışı gibi görünen eylemlerin altında yatan bilimsel gerçek budur belki de. Özellikle; “görünmeyen alanlar dediğimiz ruhsal alanlarda, ya da bilinçaltında bizi yöneten merkez karın bölgemizdir” şeklinde bir gerçek çıkıyor ortaya. Birinci beyin; kararı bağımsız olarak kendisinin verdiğini sanırken, ikinci beyinin kendisine gönderdiği bilgi deposundan geri bildirim aldığının farkına varmıyor. Birinci beyin gözlemcidir ve karar verirken gereğinden fazla enerji harcar. İkinci beyinle verilen kararlar daha çözümseldir. Sonuçları itibarıyla daha uyumlu bir yaşam sağlar.

İkinci beynin fiziksel faaliyet etkinlikleri bilimsel olarak incelenirken işin içine ruhsallık ve bilinmeyen alanlarımız giriyor; çünkü sezgi, korku, aşk gibi konular ruhsal alanımız içindedir. Rüyalar da bu alanın içinde yer alıyor.

Bu konuyu yazdır

  KENDİNİZİ HİPNOTİZE ETMENİN 10 ADIMI
Yazar: Emka - 11-06-2016, Saat: 01:10 - Forum: Hipnoz - Yorum Yok

Betty Erickson Modeli. Günde yarım saatinizi ayırarak istenilmeyen davranışlarınızı bu modelle rahatlıkla değiştirebilirsiniz.

Kendinizi hipnotize etmek için size ilginç bir teknik göstereceğim. Buna Betty Erickson tekniği deniliyor. Betty’nin kocası Milton Erickson birkaç durumda değindiğim ünlü bir hipnoterapist psikiyatrist ve bütün işleri beni hipnotize ediyor. Kendinizi hipnotize etmek için kullanabileceğiniz bu teknik tamamen Betty’e ithaf edilmiştir.

Bu kendinizi hipnotize etme metodu aşağıdaki önerme ve düşünce tarzlarına dayanır:
Biz düşüncelerimizi resimlerle seslerle ve duygularla düşünürüz. Resimlerle düşündüğümüzde etrafımızda gördüğümüz şeylere ve yarattığımız içsel imgelere başvururuz. Bu hatırlanan görüntüleri (yatak odanız nasıl bir yer?) kurgulanan görüntüleri (tekrar dekore edilseydi nasıl görünürdü?) ve kendimizle ilgili gördüğümüz gerçek şeyleri içerir.


Seslerle düşündüğümüzde düşündüğümüz ve içimizde yarattığımız sesler vardır. Bu hatırlanan kelimeleri ve sesleri (“en sevdiğiniz şarkıyı düşünün”) hayal edilen kelimeleri sesleri (“o şarkının bir başkası tarafından söylendiğini hayal edin”) iç diyalogumuzu ve etrafımızdaki gerçek canlı sesleri de içerir.
Üçüncüsü hissettiğimiz şeylerdir. Bunlar gerçek veya hayali bedensel hisler olabilir. Deniz kenarında ayaklarınızı suda hareket ettirdiğinizi hayal edebilir misiniz? Üçünü de kullanmamıza rağmen birçoğumuz bu düşünce biçimlerinden birini diğerlerinden fazla kullanıyor. Genellikle durum bu olduğundan resimlerle düşünen bir kişi sadece canlandırma yaparak kendisini en iyi şekilde hipnotize edemez.

Odaklanmış Dikkat
Hipnotistin danışanı saat veya diğer odaklanma araçlarını kullanarak hipnoz yapması hipnozun yanlış anlaşılmasına sebep olan basmakalıp görüntülerdir. Daha modern bir hipnotik indüksiyon için ben kadife ceketimi ve zincirli saatimi uzun bir süre önce kaldırdım. Hipnoz deneyimi genellikle etrafımızdaki çevreden uzaklaşıp dikkatimizi içimize odakladığımız bir deneyimdir. Kendinizi hipnotize etmek için kullanacağınız bu teknik daha fazlasını bile yapıyor.


maxresdefault.jpg


Kendinizi Hipnotize Etme Tekniği

Birinci Adım: Rahat bir pozisyona geçin ve gevşeyin. Kendinizi hipnotize edeceğiniz sürece rahat edebileceğiniz bir pozisyona geçin. Bu oturma veya yatma olabilir fakat oturma uykuya dalmamanız için daha iyidir. Sadece rahat ve kolay nefes alarak önünüze bakın. Gevşemenize izin verin.

İkinci Adım: Bu durumda geçireceğiniz süreyi düşünün ve kendinize bir telkinde bulunun “kendimi yirmi dakika hipnotize edeceğim”. İçsel saatinizin sizin için süreyi mükemmel bir şekilde ayarladığını fark edince çok memnun olacaksınız.

Üçüncü Adım: Bu oturumdan ne elde etmek istiyorsunuz? Kendinizi hipnotize etme sebebinizle ilgili bir telkinde bulunun. Bu süreçte sürekli tavsiyelerde bulunmak yerine bilinçaltı zihninize bir problem üzerinde çalışması için izin veriyorsunuz o zaman telkininiz de bu amacı ifade etmelidir. İşte bunu nasıl söyleyebileceğinize dair bir tavsiye “bilinçaltı zihnime ile ilgili gerekli ayarlamaları yapması için izin verip kendimi hipnotize edeceğim”.
Boşluğu “sosyal durumlarda daha fazla güven geliştirme” gibi neye ulaşmak istiyorsanız onunla doldurun.

Dördüncü Adım: Önünüze bakarken gördüğünüz üç şeyi birer birer fark edin. Her birinde durarak yavaşça hareket edin. Küçük şeyler daha çok tercih edilir mesela duvardaki bir nokta veya kapıkolu bir resim çerçevesinin köşesi vb.

Beşinci Adım: Şimdi dikkatinizi işitsel kanalınıza çevirin ve duyduğunuz şeyleri birer birer fark edin (bu çevrede duyduğunuz seslerden rahatsız olmak yerine onları birleştirmenize yardımcı olur).

Altıncı Adım: Duygularınıza odaklanın ve şu anda hissetmekte olduğunuz üç duyguyu fark edin. Birinden diğerine yavaşça geçin. Farkındalığınızın dışındaki hisleri kullanmak genellikle yararlıdır mesela gözlüklerinizin ağırlığı kol saatinizin hissettirdikleri bedeninizdeki gömleğin dokusu vb.

Yedinci Adım: sürece iki görsel sonra iki işitsel ve sonra iki kinestetik kullanarak devam edin. Sonra her birinden bir taneyle yavaşça devam edin. Şimdi kendinizi hipnotize etmenin dışsal bölümünü tamamladınız. Şimdi içsel tarafa geçme zamanı

Sekizinci Adım: Şimdi gözlerinizi kapatın. Gözünüzün önüne bir görüntü getirin. Kendinizi çok zorlamayın bu eğlence unuttunuz mu? Bir görüntü inşa edebilir veya basitçe gelen bir şeyi alabilirsiniz. Bu güzel bir kumsal bir ışık arabanız veya bir elma olabilir. Eğer bir şey gelirse onu kullanın. Eğer hiçbir şey gelmezse zihninize bir şey yerleştirmekte özgür olun.

Dokuzuncu Adım: Durun ve farkındalığınıza bir sesin gelmesine izin verin veya bir tane siz yaratın ve onu isimlendirin. Bu içsel bölüm olmasına rağmen eğer dışarıdan bir ses duyarsanız bunu kullanın. Ana fikrin deneyimlediğiniz şeylerden rahatsız olmak yerine onları birleştirmek olduğunu unutmayın. Genellikle çevre seslerinin yokluğunda size huşu hissi veren ezgileri işittiğinizi hayal edebilirsiniz.

Onuncu Adım: Bir duygunun farkına varın ve onu isimlendirin. Bunu içsel olarak yapmanız tercih edilir hayal gücünüzü kullanın (Güneşin sıcaklığını yüzümde hissediyorum). Fakat gerçekten dikkatinizi çeken bir bedensel hislenme varsa onu kullanın. Bu süreci iki resimle sonra iki sesle ve sonra iki duyguyla devam ettirin. Bu süreci üç resimle üç sesle ve üç duyguyla tekrar edin.
Sonra bu işlemi tamamlamak için ayırdığınız zaman bittiğinde gözlerinizi açın. Biraz uçmuş olmanız alışılmamış değildir. İlk başta bazı insanlar uykuya daldıklarını düşünürler. Fakat genellikle hipnoz olmadan önce belirlediğiniz zamanın sonunda otomatik olarak geri döndüğünüzü fark edeceksiniz. Birçok insan sürecin sonuna kadar gelemez. Bu gayet normaldir. Eğer zaman bitmeden süreci tamamladıysanız sadece dört resim ses duyguyla devam edin ve sonra beş tane ile… ve böyle devam edin.

Bu konuyu yazdır

  Aerokinezi Nedir? Nasıl Yapılır?
Yazar: Spiritüeller - 10-06-2016, Saat: 17:07 - Forum: Aerokinezi - Yorumlar (1)

Aerokinezi havayı kontrol etmemizi sağyalan kinezi çeşididir. Aerokineziyle Esintiler oluşturabilir hatta rüzgarlar oluşturabilirsiniz. 

İçeride Rüzgar Oluşturma Tekniği 
Odanın bir tarafı sıcak bir tarafının soğuk olduğunu düşünün. Sıcak tarafa baktınızmı sıcakmış gibi hissedin. Diğer tarafa baktığınızda ise oranında soğuk olduğunu düşünün.Bunu sürekli yapın git git hızlandırın. Bir süre sonra esintiler oluşmaya başlayacaktır.
             
Rüzgar Oluşturma (Dışarıda) 
Lütfen önce kapalı ortamda rüzgar oluşturmaya çalışın.                   
Boş bir alana gidin ve oturun oturun ve rüzgarı kontrol ettiğinizi düşünün. Bulunduğunuz ortamı kapatan bir kalkan oluştuğunu düşünün. Rüzgarın durduğunu hissedinceye kadar düşünün. Durduğunu hissettikten sonra bir yarısının sıcak diğer yarısının soğuk olduğunu düşünün.
Bu şekilde bir rüzgar oluşturabileceksiniz.

aerokinezi-havayi-kontrol-etme_780x384-f53341o9rb.jpg

2. Teknik 
Bunu yapabilmek için dış mekana çıkmanız lazımdır. Mekanı bulduktan sonra oturun sakinleşin. Bir süre sonra havayı hissedin. Ciğerlerinize girdiğini hissedin. Rüzgar hızlı yavaş mı esiyor. Sıcak mı esiyor yoksa soğuk mu hepsini hissetmeye çalışın. Bu alıştırmayı dakikalar boyunca yapın. Fakat sıkılmayın kasmayın kendinizi rahat bir şekilde sıkılmadan yapmaya çalışın.Uzun süre yaptıktan sonra havanın size çarptığını düşünün. Fakat öyle bir çarpsın ki onu hissedin. Bu şekilde düzenli olarak çalışırsanız belki ilk günde belkide bir kaç günde başarabilirsiniz.

Bu konuyu yazdır

  Biyokinezinin Zararları
Yazar: Spiritüeller - 10-06-2016, Saat: 16:59 - Forum: Biyokinezi - Yorum Yok

Biyokinezi tekniğinin direkt olarak bir zararı bulunmadığı bilinir. Tekniğin zararları yapılan uygulamaya göre değişiklik gösterebilir. Doğrudan vücut ile ilgili olduğundan birçok sorunla karşılaşılabilir. Özellikle yeni başlayan kişilerde, vücutta değişiklik yapılırken; kişi kendini yorgun hissedebilir. Örneğin; göz rengi değiştirme aşamasında gözlerde ağrı olduğu ve ağrının kimi zaman arttığı, saç rengi değiştirirken saçların zarar gördüğü ve çok döküldüğü gibi bilgiler, uygulayıcılar tarafından belirtilmiştir. Ayrıca organlarla doğrudan ilişkili olduğundan ciddi değişiklikleri uzmanlaşmadan uygulamamak gerekir. Aksi halde ciddi neticeler görülebilir.

maxresdefault.jpg

Bu konuyu yazdır

  Biyokinezi Yeteneği Nasıl Kullanılır?
Yazar: Spiritüeller - 10-06-2016, Saat: 16:35 - Forum: Biyokinezi - Yorum Yok

Biyokinezi yeteneği, nasıl kullanılır sorusunun net bir cevabı yoktur. Çünkü her insan farklı özelliklere, farkındalık seviyelerine sahiptir. Bazı kişiler günlük hayatla çok içli dışlı olduğu için kendisine yani kişisel gelişimine, ruhsal gelişimine önem vermediği için Biyokinezi yeteneğine sahipse bile o yeteneği köreliyor olabilir, hatta tamamen bitebilir.

Psişik yetenekler genellikle küçük yaşlardaki çocuklarda kendini belli eder, o yaşlarda bir çocuk yeteneklerini istemsiz bir şekilde kullanabilir. Çünkü o yaşlardaki çocuklar, masumdurlar. Yani hayatın getirdiği olumsuzlukları yaşamamışlardır. Temiz ve masum oldukları için bedenlerinde bulunan tüm yetenekleri, istemsiz bir şekilde kullanabilirler.

Biyokinezi yeteneğine sahip olduğunuzu biliyor ve biyokinezi yeteneğimi nasıl kullanılırım sorusunun cevabını arıyorsanız, zorlu ve engebeli bir yola girmeyi kabul etmelisiniz. Bu yolda ilerlemeyi kabul etmeyen, kısa süreli ilerleme kaydedip, yoldan çıkan bir kişi yeteneklerini geliştiremez. Ama yaşanabilecek tüm zorlukları kabul eden ve içindeki sınırsız potansiyele inanan bir kişi tüm bu yeteneklerini geliştirebilir.

Biyokinezi yeteneği, uzun süren çalışmalar isteyen, aylar hatta yıllar isteyen bir yetenektir. Bedeninizde bulunan yetenekleri geliştirmenizin arkasında bir amaç olsun. İnsanları aldatmak, insanlara farklı gözükmek isteyen bir kişi, hiçbir yeteneğini geliştiremez ve sahip olduğu yeteneklerinin de kıymeti bilemez. Psişik yetenekler, ruhsal gelişimi sağlayan yeteneklerdir. Başka insanlara anlatılacak yetenekler değildir. Ego ve kibir, tüm yeteneklerin kişinin elinden alınmasına sebep olur.

biyokinezi.jpg

Bu konuyu yazdır

  Biyokinezi Yeteneğini Geliştirmek İçin Neler Yapılmalıdır?
Yazar: Spiritüeller - 10-06-2016, Saat: 16:26 - Forum: Biyokinezi - Yorum Yok

biyokinezi-yetenegini-gelistirmek-icin-n...ilmali.jpg

Biyokinezi tekniğini geliştirmek için öncelikle imajinasyon çalışmaları yapılmalı ve ardından konsantrasyon çalışmalarına geçilmelidir. Bunlara ilave olarak her gün mutlaka meditasyon yapmak gerekir. Tüm bunlar, olumlu etkiler yaratmaktadır ve zaman içinde gelişme sağlanır. Bu çalışmaların yanında biyokinezi tekniklerine özel egzersizler yapılması gerekir. Egzersiz yaparken öncelikle vücutta küçük değişiklikler yapılmalıdır. Bu çalışmalara saç rengi, göz rengi gibi basit değişiklikler yaparak başlayabilirsiniz.

Göz renginizde değişiklik yapmaya karar verdiğiniz zaman, netice alana kadar çalışmalara ara vermemelisiniz. Ayrıca bir çalışma süreci devam ederken; başka bir alanda çalışmaya başlamamalısınız. Böyle düzensiz bir çalışma bütün egzersizlerden olumsuz sonuç almanıza neden olur. Günlük olarak belirli sürede çalışma yapan kişiler, zorlu gelişme yollarında başarıyla ilerler. Tüm bu özenli çalışmalar sonrasında vakit geldiğinde kişi, biyokinezi yeteneğinin verebileceği tüm faydalardan yararlanabilir. Kısacası biyokinezide gelişme tamamen kişinin kendisine bağlıdır.

Bu konuyu yazdır

  Biyokinezi Nedir? Nasıl Yapılır?
Yazar: Spiritüeller - 10-06-2016, Saat: 16:21 - Forum: Biyokinezi - Yorum Yok

Biyokinezi vücudun çeşitli bölgelerine hükmedilebilme yöntemidir. Bu tamamen kişisel bir yetenektir ve ne derece geliştirilebileceği belirsizdir. Bu teknikte son derece ilerlemiş kişi, kılık değiştirebilir, başkalarının yeteneklerini alabilir. Hatta vücutta yer alan organların sayısını çoğaltabilir ve herhangi bir canlının özelliğini kendisine ilave edebilir. Biyokinezi yapabilen birisi, biyokinezi tekniği olmayan kişilerin duyamayacağı sesleri duyabilir ve algıları oldukça açıktır.


Çeşitli iddialara göre bu teknikte fiziksel ölümsüzlük sağlanabileceği gibi durumlar da söz konusudur. Tüm bu teknikler çok ciddi çalışma ve gelişme neticesinde uygulanabilmektedir. Ancak uygulama sonrasında çeşitli sorunlar da görülebilir.

Tüm bunlar, yeteneğin son aşamalarında uygulanabilmektedir. Biyokinezi konusunda bilgi sahibi olmayan, kendini geliştirmeyen ve sürekli alıştırma yapmayan kişiler bu uygulamaların herhangi birini yapamazlar. Yapmış olsalar bile ciddi sorunlarla karşılaşabilirler. Vücut için zararları olup olmadığı konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bu nedenle kendinizden emin olmadan biyokineziye yaklaşmamalısınız.

Zihin gücü ve kinetik enerjiyi kullanmak suretiyle vücuttaki hücreye ve DNA’ya hükmetmek anlamına gelen bir yetenek ve tekniktir. Sağlanan enerji, vücudun yeniden programlanmasını ve üzerinde değişiklik yapılmasını sağlar. Bu yetenek herkeste bulunmamaktadır. Biyokinezi yeteneğine sahip kişi, uzun süren çalışmalar sonrasında bedeninde ister geçici ister kalıcı değişiklikler yapabilmektedir. Bu teknikle, değişiklikler yapılırken; ameliyat malzemelerine ihtiyaç duyulmaz. Biyokinezinin varlığıyla ilgili çeşitli görüşler bulunur. Böyle bir durumun mümkün olmadığı yönündeki düşünceler sayıca daha fazladır.



6f35f86d-867e-4ad6-b9e8-e157546918a4.gif



Biyokinezi Nasıl Yapılır?

Aslında biyokinezi tekniği nasıl yapılır veya nasıl kullanılır gibi sorulara tam anlamıyla cevap vermek mümkün değildir. Bunun sebebi, yeteneğe sahip kişilerin farklı özelliklerinin olması ve tekniklerinin farklı seviyelerde olmasıdır. Ancak temel olarak biyokinezinin nasıl yapıldığını söylemek gerekirse, vücuttaki kinetik enerjiyi beden değişimi veya vücut içinde kontrol etme halidir denilebilir.

Kimileri günlük hayatta bile biyokinezi ile iç içeyken kimileri bu yeteneği köreltecek seviyede ilgisiz olabilmektedir. Bu yeteneğe sahip olduğunuzun farkındaysanız ve bu yola girmek istiyorsanız; meşakkatli bir sürecin sizi beklediğini kabul etmelisiniz. Karşınıza çıkabilecek sonuçları da bu süreçle beraber kabul etmeniz gerekiyor.


Biyokineziyi geliştirmek, aylar hatta yıllar sürebilmektedir. Ancak bu yeteneği kötü amaçlarla geliştirme düşüncesine sahip kişiler, her zaman başarısız olmaktadırlar. Psişik yetenek olan biyokinezi, diğer insanlara anlatılması güç bir olaydır.

Bu konuyu yazdır

  ÖLEMEYEN ADAM - Grigori Rasputin
Yazar: Emka - 10-06-2016, Saat: 15:26 - Forum: ENTERESAN BİLGİLER - Yorum Yok

Rasputin.jpg



Grigori Rasputin'in öldürülüşü "öldürülemeyen bir ölümlü" olarak nitelendirilmesini hak ediyor.Çünkü 3 insanı öldürebilecek kuvvetteki zehrin öldüremediği Rasputin'e daha sonra 3 el ateş edilmiş, halen ölmediğinin anlaşılması üzerine bu kez sopalarla dövülmüş, daha sonra da donmuş bir nehre atılmış.Tam adı, Grigori Yefimoviç Rasputin. 22 Ocak 1869'da, Ural Dağları'nın yakınındaki Pokrovskoye (Rusya) köyünde doğdu. Ailesi çiftçilikle uğraşırdı ve köyün önde gelen ailelerinden biriydi. Çocukluğu hakkında çok şey bilinmeyen Rasputin'in, Maria adında sara hastası bir kız kardeşi ve Dimitri adında da bir erkek kardeşi vardı. Maria, Tuna Nehri'nde boğularak öldü. Bir gün Rasputin ve erkek kardeşi Dimitri göletin kenarında oyun oynarlarken, Dimitri kayıp suya düştü. Rasputin de onu kurtarmak için arkasından atladı. İkisi de boğulmak üzerelerken yoldan geçen bir kişi tarafından kurtarıldılar. Ancak Dimitri zatürre oldu ve hayatını kaybetti. Garip olaylar Rasputin'in hayatının daha ilk yıllarında başlamıştı. İki kardeşinin de aynı kaderi paylaşan ölümü Rasputin'i derinden etkiledi. Öyle ki daha sonra çocuklarının isimlerini de Maria ve Dimitri koyacaktı.Genç yaşlarda kendisinde bazı haller olduğunu fark eden Rasputin yavaş yavaş bazı yeteneklerini de (hipnoz) keşfetmeye başlamıştı. Bir gün babasının atı çalındı ve Rasputin hırsızların, gözüne kestirdiği kişiler olduğunu kalabalığı doğaüstü gücüyle (çok güçlü bir hipnoz yeteneği) ikna etti ve linç edilmelerini sağladı.



GregoriRsput%25C3%25ADn--fallofromanoffsh00londrich.jpgRasputin_near_1914.jpg



Okuma yazma bilmemesine rağmen, zekası ve hipnoz yeteneği sayesinde dolaştığı yerlerde etrafında insanları toplamaya başladı. Bir kaç kez hırsızlık suçundan yakalanınca 18 yaşında üç ayını Verkhoturye Manastırı'nda geçirmek zorunda kaldı. Oradayken Meryem Ana'nın ona göründüğünü iddia etmeye başladı ve kendini seçilmiş bir aziz olarak tanıttı.Serseri bir gençlik yaşamının ardından, Ortodoksların 'hain' bir tarikat olarak niteledikleri ettikleri Skopsty Tarikatı ile tanıştı. Bu tarikatın müritleri, 'Tanrı'ya ulaşmanın tek yolunun 'günah işlemek' olduğunu vaaz ediyorlardı ve bu, Rasputin'e oldukça çekici gelmişti. Günah işleyerek günahtan çıkacaklarına inanan bu topluluk evlilik dışı cinsel ilişkiyi teşvik eder. Bu da Rasputin'in kadınlarla olan dillere destan hikayelerine bir açıklık getirebilir. 1889 yılında Proskovia Fyodorovna Dubrovina ile evlendi ve 3 çocuğu oldu; Maria, Dimitri ve Varvana. Ayrıca başka bir kadından da gayrimeşru bir çocuğu oldu. 1901 yılında bir aziz olduğunu iddia ederek Pokrovskoye'deki evini terk etti. Yolculuğu boyunca Yunanistan ve Carussalem olmak üzere bir çok yer gezdi. 1903 yılında St. Petersburg'a varan Rasputin'in, burada mistik bir şifacı ve aziz olarak ünü yayılmaya başlamıştı. Saray çevresi; pis ve pejmürde kılıklı, parlak sözleri ve birtakım tedavi yetenekleri olan Rasputin’den çok etkilendi.

1905 yılında Çar'ın küçük oğlu Alexei'nin amansız hastalığını duydu. Alexei, hemofili hastasıydı. Doktorlar çocuğun hastalığına çare bulamıyorlardı. Bir gün attan düşüp yaralanınca kanamasını bir türlü durduramadılar. Doktorlar tarafından ölmesi beklenen oğlunun bu durumu karşısında Çariçe çaresiz kalmıştı.Arkadaşı Anna Vyrubova'dan bu gizemli şifacının methini duydu ve Rasputin'i saraya davet etti. Rasputin, çocuğun kanamasını, başında dua ederek ve elleriyle dokunarak durdurdu. Çar ve Çariçe gözlerine inanamadılar ve Rasputin'i doğaüstü güçleri olan bir peygamber gibi görmeye başladılar. Ancak Alexei'nin hastalığı tamamen geçmemişti. Her nöbetinde Rasputin saraya çağırılıyor ve onu iyileştiriyordu. Git-gel'lerden sonra, Rasputin sarayda, ailenin yakınında kalmasına karar verdiler. Çariçe Alexandra, bu olayın ardından, Rasputin'in, Alexis'i korumak için Tanrı tarafından gönderilmiş bir aziz olduğuna inanmaya başladı, kendisine özel bir hayranlık besliyor; oğlunu iyileştiren bu adamın aracılığıyla Tanrının kendisiyle konuştuğuna inanıyordu. 

Köylü papazın yükseldiği bu 'sağ kol' pozisyonu, özellikle geleneksel rahip kastını öfkelendirmişti. Kısa sürede hakkında birçok dedikodu ortaya çıkar. Bunlardan birinde; Rasputin'in Çariçe ve onun dört kızı ile ahlaksız ilişkilere girdiği söylenmekte ve halk içinde gün geçtikçe yayılmaktaydı.Rasputin ise, bu dedikoduları haklı çıkarmak için elinden geleni yapmakta, içki masalarında 'Çariçe ve kızları ile maceralarından' çokça bahsetmekteydi. Gizli polis, bir süre sonra devreye girer ve Rasputin, olanları duyan öfkeli Çar'ın karşısına çıkarılır. Nikola, ona sürgün cezası verir ama Rasputin şehri terk eder etmez, küçük Alexis onulmaz bir kanamaya tutulur. Rasputin hemen geri çağrılır ve çocuğu kurtarır. Bu andan itibaren, kendisine bağımlı hale gelen Çar ve Çariçe'ye her alanda isteklerini dayatmaya başlar. Dış politikadan ekonomiye kadar birçok alanda, sahip olduğu diğer ilişkilerin de tavsiyeleriyle, adeta ülkeye hükmetmeye başlar.Sarayda kaldığı süre boyunca Rasputin'in aşırı hareketleri Çar dahil birçok kişiyi huzursuz etmeye başlar. Çar üzerinden politikaya olan büyük etkisi, saray çevrelerinde diğer politikacıları rahatsız ediyordu. Aile ile kan bağı olmayan çiftçi bir adamın bu kadar büyük bir yaptırım gücüne sahip olması akıl alır şey değildi.



tumblr_inline_nb48vzatzw1s6ejau.jpg



Ayrıca cinsel yaşamındaki aşırılıklar ve bunları hiç sakınmadan yaşaması da bardağı taşıran son damla olmuştu. (Rasputin'in bir rahibeye tecavüz ettiği bile rivayet edilir.) Saray çevresindeki bu dedikodular ve huzursuzluklar giderek yayıldı. Ortodoks Kilisesi de kendine peygamber diyen bu adamın din adamı değil, dini istekleri doğrultusunda kullanan bir şeytan olduğunu iddia etmeye başladı. Yaptığı her şey olay haline geldi ve gazetelerde de her gün alay konusu oldu. Artık ilahi güce sahip bir aziz değil, bir şarlatandı. Ve bu adamın sözünü dinleyen Çar'a da tepkiler giderek büyüyordu.

Bu arada I. Dünya Savaşı patlak vermişti. Rasputin kesinlikle bu savaşta Almanya ile barış yapılmasını istiyor ve bunu sıklıkla Çar'a iletiyordu. Savaşa karşı olan Rasputin, bunu hem ahlaki açıdan onaylamıyor hem de Rusya için bir felaket olarak görüyordu.Kendini içkiye ve cinsel hayata iyice kaptırmıştı. Rusya'nın savaştaki başarısızlığından Rasputin sorumlu tutuluyor, vatana ihanet etmekle ve Alman casusu olmakla suçlanıyordu.Bu arada Rasputin kendine bir vahiy geldiğini ve ordunun başına Çarın kendisi geçmezse savaşı kaybedeceklerini söyledi. Söylenen yapıldı II. Nikolay’ın ordunun başında cepheye gitmesi üzerine, Rusya’nın içişlerinin sorumluluğunu, Rasputin’in elinde oyuncak olan, Çariçe Aleksandra üstlendi.

Çar'ın saraydaki yokluğunda Rasputin'in Çariçe Alexandra üzerindeki etkisi iyice arttı. Onun baş danışmanı haline geldi ve hükümetin kadrolarına kendi seçtiği kişileri getirtti. Kilise görevlilerinin tayinlerinden, kabinedeki bakanların seçimine kadar, her konuya karışmaya başladı.Ama bu olayın sonucu felaketle sonuçlandı.Çarın başında olduğu ordu yenilgiye uğradı. Rasputin'e düşman olan diğer politikacılar ve Ortodoks Kilisesi Saraydan desteğini çekti. Rasputin’i öldürüp Rusya’yı daha büyük felaketlerden kurtarmak gayesiyle birçok girişimlerde bulunuldu. Bu girişimlerin sonucunda 30 Aralık 1916 günü öldürüldü.

Rasputinin ölümü yaşamından çok daha esrarengiz oldu.

Saray hanedanının ve diğer politikacıların Rasputin'den duydukları rahatsızlık had safhaya ulaşmıştı. Artık bu adamın ortadan kaldırılması gerektiğini düşünen hanedan mensubu Prens Felix Yussupov ve birkaç kişi bir komplo hazırladılar. 29 Aralık 1916 gecesi, Rasputin, prens tarafından bir odaya içki içmek için davet edildi.Burada önceden siyanürle hazırlanmış kurabiyeler bulunmaktaydı. Her ne kadar bir kurabiye içerisindeki zehir dozu bir insanı öldürecek miktarda olsa da, hazırlanan şarabın içine de siyanür konuldu.Rasputin iki kurabiye yedi ve şaraptan da bir bardak içti. Ancak zaman geçmesine rağmen herhangi bir etki görülmüyordu. Paniğe kapılan Yussupov odadan arkadaşlarının yanına çıktı ve planın işe yaramadığını söyledi.

Bu defa da ona bir silah temin edildi. Yussupov, Rasputin’in yanına geri döndü ve silahını bir el ateşledi. Rasputin yere yığılmıştı. Yussupov sevinç içinde arkadaşlarının yanına koştu ve işi başardığını söyledi. Arkadaşları ona bir bardak şarap verdi ve işin sona ermesini kutlayalım dediler. Ancak Yussupov’un içerisinde bir endişe oluştu, sonra tekrar yerde yatan Rasputin’in yanına gitti. O esnada Rasputin yeşil gözleri ile Yussupova baktı ve bir şeyler söyledi. Odaya dalan Yussupov’un arkadaşı kendi silahı ile Rasputin’e ateş etti. Silahtan çıkan kurşun Rasputin’nin sırtının alt kesimine girerek böbreğine saplandı
.


tpg314642.jpg


Öldüğünü düşündükleri Rasputin’i bir çarşafa sararak dışarıda beklemekte olan araca doğru taşımaya başladılar. Arabada bekleyen Rayner (ingiliz gizli servisinden bir ajan) kapıyı açmak için dışarı çıktı. O esnada Rasputin’den hırıltılı bir hareket farkettiler.

Ölmediği anlaşılan Rasputin’i bir miktar tekmeleyip sopayla dövdükten sonra, ölümcül darbesi İngiliz Rayner tarafından Rasputin’nin alnının tam ortasından vurularak tamamlandı. Daha sonra araca yerleştirilen Rasputin’in bedenini, buzlarla kaplı Neva nehrine attılar.

Nehre atıldıktan tam olarak 14 saat sonra Rasputin’in cesedi bulundu. Ertesi gün ceset çıkarıldığında, Rasputin'in hemen ölmediği, boğulmadan önce bir süre çırpındığı anlaşılmıştı. Şubat Devrimi sırasında cezasını bulmadığı düşünülerek cesedi mezarından çıkarıldı ve yakılarak imha edildi.

Rasputin, insanın ne kadar günah işlerse o kadar günahtan arınacağını savundu. Kendi günahını da içkiye düşkünlüğünde ve abartılı cinsel yaşamında buldu. Doğaüstü güçlere sahip olduğuna inanılan bu esrarengiz kişi, Çarlığın çöküşünden ve Sovyet İhtilali'nden sorumlu tutuldu. Adının, Rusça 'yoldan çıkmış' anlamına gelen 'rasputine' ile benzerliği kullanılarak alaya alındı. Halen yaşamı ve ölümü üzerindeki gizem perdesi birçok araştırmacının ilgisini çekmektedir.

Ayrıca "Boney M gurubu" Rasputin için şarkı yapmıştır. Ve Rasputin'in hayat hikayesini anlatan 1996 yapımlı bir film de bulunmaktadır.

Bu konuyu yazdır