Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,077
» Son Üye: kuyucadisi
» Toplam Konular: 2,836
» Toplam Yorumlar: 3,067

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 644 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 644 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Nereden Başlamalıyım?
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: desdinova
07-04-2025, Saat: 11:03
» Yorumlar: 0
» Okunma: 573
Ayahuasca çayi hakkinda b...
Forum: ŞAMANİZM
Son Yorum: Gümüşkurt
29-12-2024, Saat: 23:19
» Yorumlar: 0
» Okunma: 496
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 907
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 824
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,800
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 9,238
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 26,580
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,461
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,746
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 2,010

 
  Reptilian Nedir? Bir Kılıf Olabilir Mi? Reptilianlar İçimizde Mi?
Yazar: Emka - 13-11-2017, Saat: 01:17 - Forum: REPTİLİANLAR - Yorum Yok

Uykusuz geçen bir sabahın sonunda bir belgeselle tanışılan ve oldukça ilgi çekici bir konu halini alan ‘reptilian’ denilen ve ilk etapta bana gerçek ötesi, kimilerine göre gerçeğin ta kendisi olan ırk.

Konudan bihaber mi ya da haberdar mısınız bilemem ama konunun hoşluğunu araştırdıkça bu türün kesinlikle aramızda dolaştıklarına karar verdim. Bakalım bana hak verecek misiniz…

Filmlere, yazı dizilerine, belgesellere, kitaplara konu olmuş bu ırk hakkında çok da iyi şeyler söylenmiyor. Fantastik görünüşleri ve bu görünüşün tarifleri kulağa ve göze çok hoş görünmese de asıl ürkütücü olan şey huyları.

Bir gün asıl yüzleri ile karşılaşma ihtimalimizi hesaba katarsak görünüşleri hakkında birkaç bilgiyi paylaşmak yerinde olur.

Reptlianlar resimlerle de desteklediğim üzere sürüngenimsi varlıklar. Uzun kafa tasları, kocaman renkli gözleri ve kilitlenen bakışlar, dört parmak el ve ayakları, hafif kambur iskelet sistemleri ve kalın tırtıklı ve sürüngenimsi bir deri. Vücutlarını istedikleri şekle ve görüntüye dönüştürebildikleri için asıl görüntüleri ile karşılaşmalar ender zamanlarla kısıtlı kalmış.

Uzaylılar tarafından kaçırıldığını kötü muameleye uğradığını iddia edenlerin, açıklanamayan garip olaylara maruz kalanların söylemleri ile oluşturulan bu tasvir ilk kez ‘ufoloji’ alanında kullanılmış.

Ve sonrasında insanoğlunun dış dünyaya olan merakıyla dallanıp budaklanmış bir araştırma ve gözlem konusu halini almıştır.

reptilian_people.jpg


Obama ve Putin reptilian mı?

Konuyla ilgili en güncel ve magazinsel bir bilgiye de yer vermek gerekirse Obama ve Putin’in ve hatta İngiliz kraliyet ailesinin birer Reptilian olduğu iddia edilmektedir. Yaşlarına rağmen ki fiziksel aktiviteleri, zeka alametleri, ikna ve yönetici kimliklerine bakılarak bu kanaate varılmış. (Ben demiyorum onlar diyor.)

Buraya kadar fantastik bilgi paylaşımını yaptıktan sonra gelelim asıl konuya yani bu insanımsı sürüngenimsi varlıkların ‘huylarına’.

Pek çok kaynakta kan ve savaştan beslendikleri yazıyor!

İnsanlarla iletişimlerinde ve ikna kabiliyetlerinde oldukça başarılı oldukları; huzursuzluk ve mutsuzluk yaratmakta, ayrıştırıp bölmekte, kin ve öfkeyi kitleler haline dönüştürmekte, medyayı ele geçirmekte başarılı roller üstlendikleri yazıyor.

Daha bitmedi!

Oldukça bencil ve ben merkezli oldukları yazıyor. Tüketim toplumu yaratmak, üretimden uzaklaştırmak, insanlığı değer yargılarından koparmak; duygusuz, sevgisiz ve tabii ki ‘Dünyayı istila etme arzusu’ ile yanıp tutuştuklarından bahsediliyor.

Siyasi arena – Sanayi gelişimi – Dünyanın dönüşüm girdabı   

Çok uzatmayacağım! Kimsenin inanmak istediğine lafım yok, saygı duyarım saygı da beklerim ve kendimce bir yorum ve de bir itirafla devam edersem ki eğer konuya; reptilianlar içimizde, her yerde, yanı başımızda, az ötemizde.

Dünya tarihine -uzak yakın hiç fark etmez- kafanızı kaldırıp baktığınızda, hafızanızı tazelediğinizde bu özellikler size birilerini ve bir şeyleri çağrıştırdı mı? Anımsattı mı? Bir yerden tanıdık geldi mi?


Nihal Çalışkan - indigo dergisi

Bu konuyu yazdır

  Bir Mucize Ritüeli
Yazar: Emka - 13-11-2017, Saat: 01:04 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Mucizelere inanmayı neden bıraktık ?


Öyle ya çok mantıklı hayatlarımızın içinde mucizelerin ne işi var ? Hepsi hayal ürünü !
Ya mucizeler hala varsa ve biz onları yaratımlarımızdan çıkardıysak …
Özelilikle 70’li yılların Türk filmlerinde mucize niteliğindeki rastlantıları sürekli görürüz ve tepkimiz değişmez :
YOK ARTIK ! Bu kadar rastlantı ancak Türk filmlerinde olur.

Kadın hiç olmayacak bir yerde hiç olmayacak bir adamla karşılaşır ve bamm.. hayatı değişir, o artık çok ünlü bir ses sanatçısıdır.
Adam çok fakirdir ama şans neden ona gülmesindir Ve birden kaderi değişir, hiç tanımadığı Mısır’daki halasından miras kalır.
Çocuk küçükken kötü kalpli gaddar kişiler tarafından kaçırılmış, dilenciliğe zorlanmıştır ancak onun çok sevimli eşeğini açık artırmada öz ablası satın alır …

Yani hayat kötü gidiyorsa birden iyiye neden gitmesin İyiler hep kazanır …
İşte bu durum tam olarak o dönemin toplumunun inanç sistemidir.
İnsanların sokağa çıkarken onları gelip bir mucizenin bulacağı inancı ile yaşayıp yarattığı yıllar …
Biz şimdilerde böyle şeyler yapmıyoruz tabi …
Mesela siz bugün evden çıkarken hangi hissiyatla çıktınız ?

Dünyamızı hiç de eğlenceli olmayan sıkıcı bir düz mantık kapladı.
Hayat bu şekilde heyecanlı ve sürprizlerle dolu değil.
Yarınlar hep aynı ve yaşamak o kadar da çekici değil.
Ta ki siz mucizelere inanıncaya kadar

Açıkçası bir mucizeye inanmıyorsanız, yarın sabah neden şans size gülsün …
Şimdi size çok basit bir ritüel veriyorum. Bir kitapta okudum ve denedim, işe yarıyor.
Hiç olmayacak şey, bir iş adamı bana mesaj attı ve hayallerimi gerçekleştirmeme yelken açtı.
Kaybedeceğiniz bir şey yok, sadece deneyin

Evrende-her-%25C5%259Fey-enerji..jpg


Mucize ritüeli :

Sabah uyanır uyanmaz kimseyle konuşmadan güneşe ve gökyüzüne bakın ve 7 defa “BUGÜN BENİM İÇİN BİR MUCİZE OLACAK” diyin. (Mümkünse sesli)

Ve etkisine inandığınız bir duayı okuyun.
Aynı gün gece yatmadan hemen önce yıldızlara ve gökyüzüne bakın ve 7 defa “YARIN BENİM İÇİN BİR MUCİZE OLACAK” diyin.

Ve yine etkisine inandığınız bir duayı okuyun.
Yine ertesi sabah kalkınca sabah ritüelini, gece olunca gece ritüelini 7 gün boyunca uygulayın.”
…Hepsi bu.

Binlerce katılımcı henüz 1 haftayı tamamlamadan sonuç alıyor. Yani ben de sanırım 2,5 gün uyguladım ve ne olacağına dair bir fikir dahi üretmemiştim.

Çok beklentiye kapıldığımı da söyleyemem…
Bir de daha ilk söylediğim anda enerjinin değiştiğini hissetmiştim, enerji çalışmalarında bu anı yakalarsanız işlem tamam, haberiniz olsun
Ritüelin nasıl işe yaradığına ve mantık arayanlara gelince …
Mantık sıkıcı ise okumayınız

Kaliforniya’daki Hipnoz okulunda aldığım eğitimlerde tek bir temel var, telkinler ! (Hypnosis Motivation Institute )
Siz bu şekilde kendinize telkin veriyorsunuz.

1 kere sesli söyleyince insanın ikna barajı aşılmış olmuyor ancak ikincisi ısrar içeriyor ve sonraki telkinlerde ise artık kontrol bizden çıkıyor ve bu telkinler hayatımızı ele geçiriyor.

Bu sebeple sizin kendinize, toplumun size ve sizin başkalarına tekrar ettiğiniz telkinlere dikkat ediniz, tüm telkinler hipnotik bir dil içeriyor ve bu komutlar doğrudan otonom sistemimize hükmediyor

Sıra dışı sevgilerimle,
Demet Yıldırım

Dipnot : Detaycı ruhlar etkili dua tavsiyesi isteyecek olursa İnşirah Suresi’ni okuyabilirler.

Yada bir Tibet duası veya bir mantra … Neye inanıyorsanız artık

Bu konuyu yazdır

  Teorik Olarak 2025'te Dünyayı Neler Bekliyor?
Yazar: Emka - 12-11-2017, Saat: 03:54 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Takvimler 2025’i gösterdiğinde bilim dünyasının size neler sunacağını merak ediyor musunuz?

Yakıt sıkıntısı, çevre kirliliği veya ölümcül hastalıklara çözüm düşündüğünüzden daha çabuk geliyor olabilir! Thompson Reuters IP & Science, bilimsel araştırmalar ve patent başvurularını değerlendirdi, gelecek ile ilgili 10 büyük tahminde bulundu...

8dc7a778d170d3b5f1d1f5f669d0565b605ccce3.jpg



1. Ruh ve sinir hastalıklarında düşüş
2025_dunya_01_th.jpg

Zihinsel hastalıkların geleceğimizi tehdit ettiği görüşünün giderek yaygınlaşıyor olması sizi korkutmasın! Thompson Reuters’ın raporuna göre, sinir sistemini yıpratan patojenik kromozomlara odaklı araştırmalar, bu tip hastalıkların tanı ve tedavi sürecini kısaltabilecek. Bu gelişmeler 2025 yılında daha az bunama vakalarının görüleceği anlamına geliyor.

2. Her yerde güneş enerjisi

2025_dunya_02_th.jpg
Çevre aktivistlerine müjde! 2025 yılında güneş enerjisi, dünyanın en büyük enerji kaynağı haline gelecek. Çeşitli yollardan elde edilebilecek güneş enerjisi evlerimizi ısıtmak ve sıcak su elde etmek için kullanılabilecek. Elektronik aletlerin dahi güneş enerjisi ile çalışacağı günler de çok uzak değil...


3. Tip 1 Diyabet’e çözüm

2025_dunya_03_th.jpg

Erken yaşta kendini gösteren Tip 1 Diyabet, Tip 2 kadar yaygın olmasa da sayısı günümüzde gittikçe artan bir hastalık. Thompson Reuters ise, rakamlara rağmen diyabet hastalarının gelecekte insülin iğnesi olmayacağını iddia ediyor! Genomik boyutta yapılacak genetik düzenleme ve tedaviler, bu hastalığa sebep olan genleri etkisiz hale getirecek.

4. Kıtlığa son! 

2025_dunya_04_th.jpg
Teknolojik gelişmeler 2025 yılında açlık sorununu da çözebilecek gibi görünüyor. Düşük enerjili LED ampulleri, yakın gelecekte kapalı alanlarda tarım yapılmasını ve kısa sürede ürün elde edilmesini mümkün kılacak. Bu teknoloji, bitki DNA’larının hastalıklara karşı dayanıklı olacak şekilde kodlanmasına da imkan verecek.

5. Elektrikli uçaklar 

2025_dunya_05_th.jpg
2025 yılında bir yerden başka bir yere nasıl gideceğinizi merak ediyorsanız işte cevabı! Lityum iyon piller ve hidrojenin depolanması alanlarında kaydedilecek ilerlemeler, elektrik enerjisi ile çalışan küçük uçakların çok yakında gökyüzünde dolaşacağına işaret ediyor.
 

6. Dijital bir dünya 

2025_dunya_06_th.jpg
Mutfağınızdaki buzdolabından, dünyanın diğer ucundaki organik tarımcıya kadar her şeyin internet üzerinde birbirine bağlı olacağı bir dünya bizi bekliyor! Rapora göre, kablosuz ağlar ve 5G teknolojisi, 2025 yılına kadar fiziksel uzaklık kavramını devre dışı bırakacak

7. Plastik atık da ne demek?

2025_dunya_07_th.jpg
Thompson Reuters’ın tahminleri doğru çıkarsa eğer, plastik atıklar 2025’de konuştuğumuz konular arasında olmayacak, deniz kıyılarını çöpler süslemeyecek. Rapora göre, yiyecek ve içecek ambalajları yakın gelecekte tamamen bitkilerden elde edilen selüloz ile üretilecek.

8. Daha etkili ilaçlar 

2025_dunya_08_th.jpg
İlaç tedavilerinden sonuç alamamanın verdiği hayal kırıklıkları da 2025 yılında sona eriyor!  Kişilerin rahatsızlıklarına özel olarak üretilebilecek ilaçlar, her insanda farklı proteinlere bağlanıp antikor üretebilecek. Mutasyona uğramış genler ile ilgili veriler de o kadar artacak ki, göğüs ve akciğer kanseri gibi hastalıklar tarihe karışacak...

9. DNA haritaları

2025_dunya_09_th.jpg
2025 yılında doğan bebekler, DNA haritaları ile birlikte doğacak. Doğumdan sonra vücuda yerleştirilecek nano çipler, sürekli olarak kişinin DNA’sı ile ile ilgili verileri kaydederek, vücuttaki değişimlerin sebeplerinin kolaylıkla tespit edilebilmesini sağlayacak.

10. Işınlanma

2025_dunya_10_th.jpg

Işınlanma sadece filmlerde gerçek olur diyorsanız, yanılıyor olabilirsiniz! Işınlanma ile ilgili yankı uyandıracak gelişmeleri duymamız an meselesi. Thompson Reuters, 2025 yılında kuantum ışınlama teknolojisinin test edilmiş olacağından emin olduklarını söylüyor.

Bu konuyu yazdır

  Merdiven Testi: Bilinçaltı Neler Söylüyor?
Yazar: Emka - 12-11-2017, Saat: 03:13 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Yıllardır kimsenin ayak basmadığı eski bir binadasınız ve yerin altına doğru inen bir merdiven keşfettiniz. Bir... iki... üç...

1- Kaç basamak indiniz? 

2- Derken karanlığın içinden birinin sesini duydunuz. Bu kişi yavaşça ağlıyor mu? İnliyor mu? Yoksa sizinle konuşuyor mu?

3- Bu kişinin sesini duyunca nasıl tepki veriyorsunuz? Sesin kaynağını bulmaya mı çalışıyorsunuz? İlk düşünceniz arkanıza bile bakmadan yukarıya koşup kaçmak mı? Yoksa korkudan olduğunuz yerde donup kaldınız mı?

4- Aşağıdaki kişi size adınızla sesleniyor ve yukarıdaki kapıdan gelen ışıkta, birisinin aşağıya doğru indiğini görüyorsunuz. Aşağıya gelen kimdir? Tanıdığınız birini seçin.
 
.
.
.
.
.
.
.
.
.
kapak.jpg
.
.
.
.
.
.
 
Terk edilmiş binalar ve yer altı odaları gömülmüş anıları ve eski psikolojik yaraları sembolize ederler.
Hemen hepimizin hatırlamak bile istemediği bir anısı ya da unuttuğumuzu sandığımız bir kalp kırıklığımız vardır. Ama hafıza kolaylıkla silinmez. 

Bu olaydaki tepkileriniz eskinin acı dolu anıları ile nasıl başa çıktığınızın göstergesidir.

1- Merdivenin altına kadarki basamak sayısı yaşadığınız psikolojik yaraların üzerinizde bıraktığı etkinin derecesini gösterir.

Az sayıda basamak belirtenler geçmişten çok az etkilenirler. Ama toprağın derinliklerine doğru inen uzun bir basamak belirtenler içlerinde derin yaralar taşırlar. 

2- Karanlıkta duyduğunuz sesler geçmişteki acı anılarınızı nasıl yaşadığınız anlatır. 

Ağlama sesi duyduğunu söyleyenler dertli zamanlarında başkaları tarafından avutulmuş ve aldıkları bu yardımla bu sureyi atlatmış kişilerdir. Bu zaman zarfında size yardım eden iyi insanlar bugünkü sizi yaratan kişilerdir. 

İnleme duyduğunu söyleyenler zor zamanlarını yalnız geçirmiş kişilerdir. Karanlıkta duyduğunuz inleme kendi gömülmüş acınızdır. Belki de artık kapıyı açıp gunesi içeri alma zamani gelmistir. 

Kendisiyle konuşan bir ses duyduğunu söyleyenler eski acılarını bir madalya gibi taşırlar ve onların yara olduğunu düşünmeyi reddederler. Nietzche, "Bizi öldürmyen şey, güçlü kılar" demiş ve siz bu felsefeyi iliklerinize kadar benimsemişsiniz. Bunun, başkalarına karşı duygularınızı katılaştırmasına izin vermeyin. 

3- Karanlıktaki seslere verdiğiniz tepki geçmişinizdeki acılarla nasıl başa çıktığınıza işaret eder.

Eğer sesin kaynağını bulmaya gittiyseniz büyük olasılıkla kendi hayatınızda da insiyatifi ele alan bir dabranış şekli benimsediniz. Sorunlarınızla yüz yüze gelmek, eninde sonunda bir çözüm bulmak demektir. 

Arkasına bakmadan yukarı koşup kaçanların sorunları görmezden geldiklerinde sanki yok olacaklarına inandıkları bir geçmişleri vardır. Bu yaklaşım bazen işe yarayabilir ama dertler sandığınızdan daha uzun süre yok olmamakta direnirse sakın şaşırmayın. Korkularınızla yüzleşmelisiniz. 

Eğer korkudan donakalıp olduğunuz yere çakıldığınızı söylediyseniz, geçmisinizde çözemediğiniz bazı olaylar sizi huzursuz etmekte ve hayatınızı yasamanızı engellemektedir. 

4- Merdivenin başında beliren kişi zor zamanlarda sırtınızı dayayabileceğinizi düşündüğünüz kişidir: 


Verdiğiniz isim sizi rahatlatacak ve içinizdeki buruklukları iyileştirmenize yardımcı olacaktır.

Bu konuyu yazdır

  Aydınlanmak için 5 Büyük Öğreti
Yazar: Magnetho - 10-11-2017, Saat: 22:00 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Meselenin özüne ulaşır aydınlanan insan. Gördüklerinin gerçek manasını bilir. Hayatın gerçek amacını kavrar ve yüreğinde bunu hisseder. Aydınlanan insan için karanlıklar yok olmuştur.

o-SPIRITUAL-facebook.jpg

1- Gerçek olarak gördüklerin sadece ilizyondur.
Hepimiz gerçeği arıyoruz ama gerçekte aradığımız aslında kendi benliğimiz. Evet insan her sorusunda aslında kendini arar. Duyularımızla algıladığımız gerçek sadece beynin ilizyonundan ibarettir. O zaman gerçek nedir? Bu gerçek sadece "kendin" olabilirsin...

2- Tüm ayrımlar sadece bir ilizyondur.
Bir bütünün parçalarıyız. Evren bir bütünden ayrılmış. Hepimiz birbirimize atomlarla bağlıyız. Aydınlanmanın mantığı bütünlüğü anlamaktan geçer. Hepimiz kaynağa geri döneceğiz.

3- Her şey aslında sevgidir.
Nefret egomuzun oluşturduğu bir kavramdır. Sevgi ise gerçek enerjidir. Kısaca sevgi her şeyin ilacıdır.

4- En doğru anda aydınlanma seni bulacaktır.
Aydınlanma çabayla ilgili değildir. O bir kavrayıştır. Yaşamı ve ötesini anlamaktır. Bunun için yaşadıkların sana yol göstericidir. Sen kendini zorlayarak aydınlanamazsın.

5- En büyük öğretmen sensin.
Bulabileceğin en büyük öğretmen sensin. Aydınlanma içinde başlar ve dahası aydınlanma senle başlar. İç dünyanı keşfettiğinde idrak seviyen artmaya başlar.

Kaynak:bilgierdemdir

Bu konuyu yazdır

  İstemenin 5 Büyük Sırrı
Yazar: Magnetho - 10-11-2017, Saat: 16:59 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Neden isteklerimiz ve dileklerimiz yerine gelmez. Şöyle bir düşündüğümüzde ne kadar çok istesek ve dilesekte pek çok şey hayatımıza girmez. Bir dilek tuttuğunuzda ve bir dua ettiğinizde çok istediğiniz şey olmaz. Dualarımızda ve hayallerimizde isteklerimize ulaşmak isteriz. Peki istemenin gerçekten bir sırrı var mı? Öncelikle hemen cevap verelim

spiritual-healing.jpg

EVET VAR!

İsteklerimizi gerçekleştirmek için bu 5 sırrı hayatınıza dahil edin.

Kalbin Gücü
İsteklerinizi dilerken kalpten dileyin der eskiler. Peki ama neden yapılan araştırmalar kalbinde aynı beyin gibi duyguları algılama gücü var. Bir duyguyu tam bin kat daha fazla algılıyor ve enerji yayıyor. Hani bir acı yaşadığımızda bunu kalbimizde hissederiz ve kalbim kırıldı deriz. İşte öncelikle kalpten istemeyi hayatınıza dahil etmeniz çok önemlidir.

Hayal Kurmanın Gücü
İsteklerimiz için hayal kurarız. Ama onları olmuş gibi hissetmek ve hayal etmeye imajinasyon çalışması diyoruz. Hayallerinizi yoğunlaştırın ve olmuş gibi hayal kurun. Göreceksiniz dileklerinize daha kolay ulaşacaksınız.

Çekim Gücünü Kullanın
Temelde hepimizin bir çekim gücü vardır. Dileklerinizi olması için kendinize çekmelisiniz. Bunun için dileklerinizi olumlama cümleleri ile birleştirip her gün olumlama yapmalısınız. Mesela Güzel bir arabam var ve severek biniyorum gibi araba dileği için...

İnanın ve Güvenin
En büyük etki bu aslında duanızın veya dileğiniz olacağına olan inancınız ve güveniniz bu çekimi güçlendirecektir. Hayatınızda en büyük güç sizin içinizde saklı unutmayın.

Fırsatları Yakalayın
Bunları yaptığınızda dileğinizle ilgili bazı fırsatlar çıkacak karşınıza bunları fark edin ve fırsatların sizi bulmasına izin verin.

Kaynak:bilgierdemdir

Bu konuyu yazdır

  Sizi Zihinsel Olarak Güçlendirecek Ve Kendinize Olan Sevginizi Tazeleyecek 12 Söz
Yazar: Magnetho - 09-11-2017, Saat: 20:35 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

1. Hayat size; aynı anda hem bir başyapıt hem de ilerleme kaydedici bir eser olmanız için izin verir.

2. Kendi hikayemizin sahibi olmak ve bu süreç boyunca kendimizi sevmek, şimdiye kadar yaptığımız en cesur şeydir.

3. Kendinizle gurur duyun ve başkasının sizi nasıl gördüğünden utanmayın.

4. Kendin ol. Orijinallik, bir kopyadan çok daha iyidir.

5. Hayatınızı değiştirecek bir kişiyi arıyorsanız; aynaya bir göz atın.

fashion-1048726_640-1024x6231.jpg

6. Kendinizi hafife almayı bırakın.

7. Kendini sevmek bencillik değildir; kendinizi nasıl seveceğinizi öğrenene kadar bir başkasını gerçekten sevemezsiniz.

8. Kendinizi her geçen gün yapılacak işler listesinin en üstüne koyun ve gerisi yerinde olacaktır.

9. Başkalarına ilham vermek için mükemmel olmanız gerekmez. Başkalarının, kusurlarınızla nasıl baş ettiğinizden esinlenmesine izin verin.

10. Kimsenin olmadığı zamanda kendinize inanmanız gerekir. Bu sizi bir kazanan yapar.

11. Gerçek zorluk, kendiniz hakkında nasıl düşündüğünüzün üstesinden gelmektir.

12. Başkasının beni nasıl hissettiğine bakmaksızın, bugün kendimi sevmeyi seçeceğim.

Kaynak:filoji.com/sizi-zihinsel-olarak-guclendirecek-ve-kendinize-olan-sevginizi-tazeleyecek-12-soz/

Bu konuyu yazdır

  Işık İlaçları
Yazar: Emka - 09-11-2017, Saat: 16:26 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Radyasyon Zehirlenmesi, Nörotoksinler, Bakteri ve Virüslerden Korunma ve İyileşme

Hathor Gezegen Mesajı Tom Kenyon

Yeni Zelanda’daki, ardından Japonya’daki deprem ile Kaotik Düğümün daha karmaşık bir aşamasına girmiş olduğunuz açıktır

Radyasyon zehirlenmesinden, ayrıca diğer fiziksel durumlardan korunma ve iyileşme için bir yöntem vermeyi diliyoruz Buna Işık İlaçları adını veriyoruz

Bu açıkça Japonya’da ortaya çıkan şu andaki olaylar ile ilgilidir, ancak, gelecekteki yerküre değişimleri ortaya çıkarken, yakın gelecekte dünyanın diğer bölgelerinde benzer zorluklarla karşılaşabilirsiniz

Bu yöntem sizi yalnızca radyoaktiviteden değil, ayrıca nörotoksinlerden ve bakteri ve virüslerin mutasyona uğrayan formlarından hem korumaya hem de maruz kaldığınızda iyileştirmeye yardımcı olur Bizim perspektifimizden yakın zaman çizginizde bunların artışını görmeyi bekleyebilirsiniz

Yöntem Göksel Ruhunuza, BA’ya bağlanmayı kapsar Bu eylem varlığınızın bir parçası olan ışık alemlerine bağlanmaktır

Kozmosunuzda var olan her şey ışığın bir niteliği veya enerjisel ifadesi olarak görülebilir – en yoğun madde formlarınız bile özünde ışık formudur

Bu yöntemde, sizi koruyan ve/veya iyileştiren bir enerji aktarması niyetini ve beklentisini taşıyarak, Göksel Ruhunuza bağlanırsınız Bu niyeti takdir veya minnettarlığın duygusal titreşimi ile Göksel Ruhunuza gönderirsiniz Bu, varlığınızın bu yüksek veçhesini aktive eden titreşimsel tınıdır

Takdir veya minnettarlıkla birlikte bu niyeti BA’nıza gönderdiğinizde, farkındalığınızı kalp çakranıza getirirsiniz, kalp çakranıza şifa veya korunma enerjisi alırsınız Bu enerjiyi bir ışık formu veya geometrik kalıplar şeklinde deneyimleyebilirsiniz veya enerji inişinin duyumsamasını hissedebilirsiniz Ayrıca bu enerjiyi basitçe bir düşünce/his olarak da deneyimleyebilirsiniz

Enerji kalp çakranıza alındığında, gönderilmeye hazırdır

Bu aşama için biraz saf suya gereksiniminiz olacak, çünkü su bu tür bilgiyi olağanüstü iyi şekilde taşır Ellerinizde bir su kabı tutarak, niyetle, bu enerjiyi kalp çakranızdan aşağıya kollarınıza, ellerinize gönderirsiniz ve her bir avucun merkezindeki çakralardan su kabına aktarırsınız Enerji suya bu yolla girer

Bu prosedürü toplam üç kez tekrarlayarak bu enerjiyi güçlendirmenizi tavsiye ediyoruz Sonra suyu için Su, bedeninizin su elementine nüfuz eder ve iyileştirici ve koruyucu özellikler en sonunda her hücreye girer

Bu eylem vasıtasıyla, ışığa nitelik kazandırıyorsunuz, ışığın bedeninizin merkezi yolundan aşağıya kalbinize inmesine neden oluyorsunuz ve su elementine gönderiyorsunuz Suyun bilinci bu enerjiyi alır ve suyu içtiğiniz zaman, bedeniniz bu enerjiyi alır

Kendinizi radyoaktiviteye maruz kaldığınız bir durumda bulursanız, tanımladığımız şekilde bu prosedürü uygularsınız, sizi herhangi bir radyasyon zehirlenmesinden koruması ve iyileştirmesi için BA’dan inen enerjiye nitelik kazandırırsınız Eğer kendinizi korumanın başka yolları varsa, elbette bunları da kullanmalısınız, ama kendi bilincinizin aletleri dışında elinizde hiçbir şey yoksa, kendinizi koruyabilir ve iyileştirebilirsiniz

Nörotoksinlere maruz kaldıysanız, aynı işlemi yapacaksınız Eğer bakteriler veya virüs enfeksiyonlarını kapsayan bir salgının ortasında iseniz, aynı işlemi yapmanızı tavsiye ederiz

Kollektif olarak Kaotik Düğümün bu daha karmaşık ve yoğun aşamasına daha derin girerken, bakteri ve virüsler daha hızlı mutasyona uğrayacaklar Bu yöntem bu mutasyon geçiren yaşam formlarından korunmanızı ve kendinizi iyileştirmenizi sağlar

Kendi bilincinizin güçleri vasıtasıyla korunma ve şifa yaratmakta olduğunuzu anlamanız önemlidir Kendi ışık alemlerinize direkt erişime sahipsiniz Kendi adınıza ve sevdiklerinizin adına ışık alemlerine bağlanıp kullanma en yüksek hakkına sahipsiniz

Kendinizi tanımlamış olduğunuz bu zor durumlardan birinde bulursanız, yüklemiş olduğunuz su olan Işık İlacını sezginizin sizi yönlendirmesine bağlı olarak günde birkaç kez almanızı öneririz

Japonya’daki deprem aktivitesinin ve sonuç olarak oluşan tsunaminin fiziksel kollara ayrılmalarıyla başa çıkmak çok zordur Ama dikkatimizi fiziksel olandan böyle felaketlerle yaratılan zihinsel, duygusal ve ruhsal etkilere değiştirmek istiyoruz

Kaotik Düğümde olmanız ve derin uzaydan gelen enerjilerle birlikte güneş patlaması aktivitesinin enerji bedenlerinizi etkilemesi gerçeği nedeniyle, kollektif olarak sizler daha fazla etkileniyorsunuz Bununla söylemek istediğimiz şey, insan kardeşlerinizin ıstırabına tanık olmanın kalbi paramparça etmesidir Onların kötü durumlarının kolayca sizin olabilmesi farkındalığı vardır Bu farkındalık kalbinizde bir açılma yaratabilir ve kalbiniz vasıtasıyla bu bilincin yüksek halleri kavranır ve bu nedenle Japonya’daki deprem birçok şekillerde kollektif kalbin depremidir

Önünüzdeki zamanlar kolay değil Bizim perspektifimizden, artan yerküre değişimleri önünüzdedir Ama bu tür olayların tek sonucu, köklerinize kadar sallanmanız ve kitlesel hipnozun bir anlığına duraklamasıdır Ve bu tür gerçeküstü yıkımda, birçoğunuz uygarlığınızın çok narin zeminler üzerinde durduğunu çok açıkça görüyorsunuz Bunu hem kelimenin tam anlamıyla hem de mecazi olarak söylüyoruz

Ve böylece Kaotik Düğümün bu aşaması için tavsiyemiz kendiniz için Işık İlaçları yaratma yeteneğini öğrenmek ve bunda ustalaşmaktır, böylece zaman geldiğinde en temel doğanızda sahip olduğunuz bu korunma ve iyileşme gücünü nasıl kullanacağınızı bilirsiniz Ve bu zamanlardan sadece zihinlerinizle değil, kalplerinizle de geçmenizi öneriyoruz – ve bırakın kalbinize dokunulsun, çünkü kalpleriniz vasıtasıyla kendi büyüklüğünüze giden spiral yolda yükselirsiniz

The Hathors

16 Mart 2011


I%25C5%259F%25C4%25B1k-%25C4%25B0la%25C3...4%25B1.jpg


EK

Saf su ile ne demek istiyoruz…

Işık İlaçları yaratmak için su kullanmayı tavsiye ettik, çünkü su bu tür bilgiyi oldukça iyi taşır “Saf su” ile sadece temiz suyu kastettik Hangi tür su olduğu önemli değil Çeşme suyunu bile kullanabilirsiniz

Eğer temiz su yoksa…

İçilebilir suya erişemediğiniz nadir durumlar için, daha önce tanımladığımız prosedürü takip edin, ama kalp çakranızdan aşağıya kollarınıza, ellerinize ve suya koruma ve/veya şifa enerjisi göndermek yerine, koruma ve/veya şifa enerjisini kalp çakranızdan direkt olarak bedeninizi oluşturan suya gönderin Başka bir deyişle, herhangi dışsal suya hiç ihtiyacınız yok Bedeniniz çoğunlukla su olduğundan, Işık İlacını alır ve enerji yüklenmiş suyu içmenize benzer şekillerde bununla çalışır

Ancak her mümkün olduğunda suyu enerji yüklemenizi öneriyoruz, çünkü bu dışsal niyet ritüeli çoğu insan için Işık Şlaçlarını yaratmanın en güçlü yoludur Birçok insan hap veya sıvı formda ilaçlar almaya aşina olduğu için, bu yüklenmiş suyu içme ritüeli bilinçaltı zihni etkiler ve kendinizi iyileştirme yeteneklerinizi derin seviyelerini aktive eder

Eğer içme suyunuz radyoaktif ise…

Kendinizi içmeniz için mevcut olan tek su kaynağının radyoaktivite ile kirlenmiş ve hayatta kalmak için onu içmek zorunda olduğunuz bir durumda bulursanız, aşağıdaki basit iki adımı izlemenizi öneririz

Birinci adım: Aynen Işık İlacı yaratmak için yaptığınız gibi, (içmeden önce) suyu radyasyon zehirlenmesinden koruma ve iyileştirme enerjisi ile yükleyin Hayatta kalmak için, kendi niyetinizle radyasyon zehirlenmesinden korunma ve iyileşme enerjisiyle yüklenmiş olduğunu bilerek, mümkün olduğu kadar az miktarlarda bu suyu için

İkinci adım: Şimdi su olmadan (yukarda tanımladığımız gibi) radyasyon zehirlenmesinden korunma ve/veya iyileşme için Işık İlacı yaratın Bu ikinci adımda direkt olarak bedeninizin sularını yüklüyorsunuz Bu ikinci adımı enerjisel güvenlik şekli olarak düşünün

Bu adım yüklenecek su olarak bedeninizdeki suyu kullanır Bu nedenle açık olalım: hayatta kalmak için ihtiyacınız olan suyu yükledikten ve içtikten sonra, kalp çakranızdan direkt olarak bedeninizi oluşturan suya korunma ve/veya şifa enerjisi gönderiyorsunuz Bu adım için harici su kullanmıyorsunuz Bedeniniz çoğunlukla su olduğu için, Işık İlacını alır ve enerji yüklenmiş suyu içmenize benzer şekillerde bununla çalışır

Gün boyunca her su içtiğinizde, radyoaktif kirlilik şüphesi kalmayıncaya kadar yukarıdaki iki adımı uygulayın

Bu tür dehşetli zamanlarda paranoya ve korku duygularını aşmanın çok zor olabileceğini anlıyoruz, ama suyu yüklediğiniz kısa bir süre içinde yapmanız gereken şey bu Hatırlayın, dışsal durumunuz ne olursa olsun, Göksel Ruhunuz (Yüksek Benliğiniz) ışık alemlerinde oturur ve her zaman bunu tüm anlayışları aşan bir huzurla getirir Bu huzur adasında, büyük zorlukların ortasında bile, (Göksel Ruhunuzu aktive eden) takdir ve/veya minnettarlık duygusal hallerine bir geçit bulabilirsiniz Bu – formlarına bakmadan – tüm Işık İlaçlarının yaratıldığı titreşim alemidir

Tom’un Düşünceleri ve Gözlemleri

Hathor’lara yaklaşık yirmi yıldır kanallık yapıyorum ve onların Gezegen Mesajlarını Şubat 2003’te yayınlamaya başladım Ve tüm bu zaman boyunca mesajlarından birini göndermede onlarda bu kadar aciliyet hissetmedim Genellikle, yorumlarımı yazmadan önce mesajların üzerinde durmak ve düşünmek için bana birkaç gün verirler Ama bu lüks şu anda yok Judi ve benden bu özel mesajı mümkün olduğu kadar çabuk yayınlamamızı istediler ve bu nedenle yorumlarımı kısa ve özlü yapacağım

Buradaki merkezi mesaj, tüm insan varlıkların, Hathorların Işık İlaçları adını verdiği şeyi yaratma yeteneğine sahip olmasıdır Ve bu tür ilaç bizi sadece radyoaktif zehirlenmeden değil, ayrıca nörotoksinlerin etkisinden, bakteri ve virüs enfeksiyonlarının etkisinden de koruma ve iyileştirme doğal yeteneğine ve potansiyeline sahiptir

Yöntem basit ve kısadır Bunu okuyan bazılarınız Göksel Ruh (veya BA) fikrine yeni olabileceği için, onun yerini ve onunla nasıl çalışıldığını açıklayayım BA veya Göksel Ruh kendi bilincinizin zaman ve mekan sınırlamalarının dışında olan bir veçhesidir Bazılarınız Göksel Ruh yerine Yüksek Benlik ismini kullanıyor olabilirsiniz Ama ona ne isim verirseniz verin, Göksel Ruhunuz Hathorların ışık alemleri dediği yerde var olur ve ona takdir veya minnettarlık gönderdiğiniz her seferinde bu veçhenizle bağlantı kurarsınız

BA’nızın zaman ve mekanda bir yeri yoktur, çünkü o aşkındır, zaman ve mekanın üzerindedir

Ama onun enerji alanınıza bir giriş noktası vardır, burası başınızın bir kol mesafesi üzerindedir Eğer ellerinizi başınızın üzerine kaldırırsanız ve parmaklarınızı birbirinize değdirirseniz, parmaklarınız bu giriş noktasının yakınında olur Ve burası, onların Işık İlacı yaratma yönteminin ilk aşamasında dikkatinizi odaklayacağınız yerdir (Ellerinizi başınızın üzerine kaldırmak sadece yön bulma amacıyladır Işık İlacını yaratırken ellerinizi başınızın üzerine kaldırmıyorsunuz)

Farkındalığınızı BA noktanızın bölgesine getirdiğinizde, zihninizde almayı istediğiniz ışık niteliğini taşırsınız Örneğin diyelim ki, tehlikeli formdaki radyoaktiviteye maruz kaldınız veya kalacaksınız ve radyasyon zehirlenmesi tehlikesi içindesiniz Dikkatinizi başınızın üzerindeki BA noktanıza odakladıktan sonra, BA’nızdan inen enerjinin radyasyon zehirlenmesine karşı şifa ve/veya korunma enerjisi olacağı niyetini taşıyın

Sonra, BA’nızdan size gelen enerjinin sizi radyasyon zehirlenmesinden koruması ve/veya iyileştirmesi niyetini taşırken, takdir veya minnettarlık hissini kalp çakranızdan başınızın üzerindeki BA noktasına gönderin

Sonra dikkatinizi BA noktasından kalp çakranıza getirin (göğüs kafesinin altında göğsünüzün merkezinde) ve sonra BA’nızdan korunma ve şifa enerjisini almak için bekleyin

Buna yeni olanlarınız, bir karşılık geldiğini fark etmeden önce BA’nıza takdir veya minnettarlık hissiyle birlikte niyet veya nitelendirmeyi birkaç kez göndermeye gereksinim duyabilirsiniz Enerjinin inişini hissedinceye kadar BA’nıza takdir veya minnettarlık hissiyle birlikte bu niyeti göndermeye devam edin Göksel Ruhunuzdan enerjinin inişini hissettiğiniz zaman, farkındalığınızı kalp çakranıza getirin Kalp merkezinizin bu koruma ve şifa enerjisini almasına izin verin

Sonra ellerinizi su dolu bir kabın etrafına veya üzerine koyun ve Göksel Ruhunuzdan aldığınız bu enerjiyi suya gönderin Kalp merkezinize gelen şifa ve/veya koruma enerjisi kollarınıza doğru akar ve her iki elinizin avucunun merkezinde bulunan iki çakra vasıtasıyla suya akar

Bu işlemi toplam üç kez tekrarlayın Sonra suyu için

Riskli bir durumdaysanız, Hathorlar Işık İlacını sezginize göre günde birkaç kez yaratmanızı ve içmenizi tavsiye ediyorlar

Hathorların işaret ettiği gibi, Işık İlaçlarının sadece radyasyon zehirlenmesinden koruma ve iyileştirmeden daha fazla uygulamaları vardır Bunları nörotoksinlerden, bakteri ve virüs enfeksiyonlarından korunmak ve/veya kendinizi bunlardan iyileştirmek için kullanabilirsiniz Bundan söz etmeseler de, bu mesajı verdikten sonra Hathorlar’a yöntemin kanser gibi diğer fiziksel zorluklar için işe yarayıp yaramayacağını sordum Ve bu tür durumla – ve diğer durumlarla – başa çıkmak için Işık İlaçlarının aynı şekilde kesinlikle yaratılabileceğini söylediler

Görünür olarak, radyasyon zehirlenmesi, nörotoksinlere maruz kalma ve/veya bakteri ve virüs enfeksiyonları salgını gibi ciddi bir durumla uğraşıyorsanız, tüm tıbbi ilaçlardan fayda sağlamak istersiniz Başka deyişle, bu yöntem tıbbi veya halk sağlığı çözümlerinin yerini almak anlamına gelmiyor, ama tamamlayıcı olduğu, kendiniz için, kendinizin yapabileceği bir şey olduğu anlamına geliyor

Mesajlarını verdikten sonra, Hathorlar’a çocuklar ve evcil hayvanlar gibi Işık İlaçlarını kendileri yapamayacak olanlar için Işık İlaçlarını yapmak ile ilgili sordum Aynı yöntemi kullanabileceğinizi söylediler, sadece İlacı vereceğiniz çocuk veya evcil hayvan için niyet oluşturacaksınız Örneğin, kendinizi radyasyon zehirlenmesinden korumak veya iyileştirmek için Işık İlacı yapacaksanız, Göksel Ruhunuzdan alacağınız enerjinin kendi kişisel korunmanız veya iyileşmeniz için olduğu düşüncesini göndereceksiniz Eğer bunu bir çocuk veya bir evcil hayvan için yapacaksanız, Göksel Ruhunuzdan alacağınız enerjinin, İlacı vereceğiniz varlığın – çocuk veya evcil hayvanınız – korunması veya iyileşmesi için olduğu düşüncesini göndereceksiniz

Burada bir şey söylemek istiyorum Bir bağımlılık yaratmak yerine birilerine Işık İlacının nasıl yapıldığını öğretmek çok daha iyidir Işık İlaçları yaratma yeteneği tüm insan varlıklarında var olan doğal bir yetenektir Bu, çokboyutlu mirasımızın parçasıdır Ve birilerini bunu kendisi için yapması için güçlendirmek onun üstatlığına bir hizmettir

Bu yöntemin, başkalarının sahip olmadığı bazı özel güçlere sahip oldukları kisvesi altında başkaları için Işık İlaçları yaratmak için “şifacılar” tarafından kullanıldığını görmek hoşuma gitmiyor Bu Işık İlaçları yaratma yöntemi insanın doğuştan hakkıdır ve benim hissim tüm insanlarla paylaşılması gerektiğidir

Bu Işık İlaçları yaratma basit yöntemi hakkında paylaşmak istediğim çok şey var, ama felsefi ve metafiziksel gözlemler başka bir zamanı beklemek zorunda

Hathorlar bu bilgiyi mümkün olduğu kadar çabuk göndermemiz ve dolaştırmamızda ısrarcılar

Bu mesajı kopyalayabilir ve ücret almadığınız, içeriğini değiştirmediğiniz, yazarın ismini belirttiğiniz ve bu telif hakkı uyarısını eklediğiniz sürece herhangi bir ortamda dağıtabilirsiniz


(Çeviri: Saffet Güler)

Bu konuyu yazdır

  Cilt Lekelerinden ve Çatlaklardan Kurtaran Doğal Reçete
Yazar: Emka - 09-11-2017, Saat: 14:44 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Sadece 2 malzeme ve biraz da sabırla hazırlanan, lekelerden, sivilcelerden ve çatlaklardan eser bırakmayan tamamen doğal ve çok da etkili bir karışım o. Üstelik şimdi tam da zamanı. Alıp, biran önce ayvanın şifalarından faydalanın bence.

Mevsimi maalesef çok çok uzun değil. Ekimin ortalarında, kasımın ortalarında ya da kasım sonuna kadar tezgahlarda ayva. O yüzden birazdan sizlere bahsedeceğimiz bir çok faydasını muhtemelen bilmediğiniz ayva ve ayva çekirdeklerini tanımak ve kullanmakta acele etmelisiniz.

Ayva çekirdekleri en yakın zaman içerisinde cildinizdeki lekeleri alıp götürecektir. Ciltdeki lekelerden ayriyeten bacaklarınızda,karnınızda,vücudunuzda ya da herhangi bir yerinizde oluşmuş olan çatlakların dikkat çekici görünümü hafifleyecektir.

Neden ayva çekirdeği?

Ayva ve çekirdeki vücudumuzdaki toksinleri yok etmede önemli rol oynar.


vücudumuzdaki toksinleri yok etmede önemli rol oynar.
 Lekelernden ve Çatlaklardan Kurtaran Doğal Reçete

Ayva çekirdeğinin bir diğer özelliği ise kötü kolestrolü düşürmesidir. Bu yüzden ayva ve çekirdeğini daha yakından tanımakta fayda var.
Ayva çekirdeğinin içerisinde potasyum ve kalsiyum gibi minareller bolca bulunmaktadır.

Ayva çekirdeğinin ufak görünümüne aldanmayın. Çünkü bu ayva çekirdeğinin içinde sadece minarel yok,aynı zamanda A,B,C vitaminlerindende bolca zengindir. Bu vitaminlerin cildimize de çok faydası olacaktır.

Cildimizi temizlemede önemli bir rol oynar. Ayva çekirdeğini düzenli tükettiğimizde vücudumuzdaki siyah noktaları ortadan kaldırır ve oluşmasını engellerken sivilcelerden kalan izleri de yok etmiş olur.
Ayva bir diğer özelliğinden bahsedecek olursak sivilerin oluşmasını engeller ve ileri yaşta karşımıza çıkacak cilt kırışıklıklarının oluşmasını geciktirir.

Özellikle ayva çekirdeğinin en temel özelliği cildi sıkılaştırmasıdır. Ayva çekirdeği jeli, doğum ya da farklı nedenlerle oluşan çatlakların da görünümünü düzeltir,yeni çatlaklara karşı vücudumuzu korur.
Kısaca özetlenecek olursa ayva çekirdeği jeli cildimizi parlatır, temiz bir ortam sağlar, yumuşak ve sağlıklı olmasını sağlar.


ayva-cekirdeginin-faydalari-nelerdir-.jpg


Gelelim merak edilen kısma…


Ayva Çekirdeği Jeli Tarifi, Nasıl Yapılır?

Malzemeler:
1 ayvanın çekirdekleri 1/2 çay bardağı temiz su (tercihen gül suyu da kullanabilirsiniz)
Küçük bir not: Daha çok jel elde etmek istiyorsanız çekirdek ve su miktarlarını aynı oranda artırabilirsiniz)

Cam bir kabın içine su koyulur. Koymuş olduğumuz suyun içerisine çekirdekleri ekleyip karışımın içine başka bir şey kaçmaması için ağzı kapanır.
Ağzını kapattıktan sonra hiç ellemeden 1 gün bekletilir ve 24 saatin sonunda su jelimsi bir kıvama gelir.

Nasıl Kullanılır?

Hazırlamış olduğumuz bu jeli her gün bir kez önce cildimizi temizleyerek uygularız. Daha pratik uygulama için makyaj temizleme paumuklarındanda yararlanabilirsiniz.
Bu yapmış olduğumuz formülü düzenli uygulamaya dikkat edersek cildinizin temizlendiğini ve parladığını görecek,kullandıkça ilerleyen aşamalarda çatlakların ve lekelerin görünümünün azaldığını fark edeceksiniz.

Dikkat: Eğer kronik bir rahatsızlık söz konusuysa, herhangi bir cildinizdeki problem için doktor kontrolünde ilaç kullanıyor ya da farklı bir tedavi yöntemi görüyorsanız, ayva başta olmak üzere herhangi bir maddeye alerjiniz varsa bu jeli vücudunuza uygulamadan önce uzman doktorunuza ulaşın. Onun önerilerinin yolunda ilerleyin. Bu jel de dahil doktorunuzun önermediği,onaylamadığı diğer hiçbir formülleri cildinize uygulamayın.

Bu önemli bilgiden daha fazla kişinin faydalanması için, beğenip, paylaşmayı unutmayın lütfen…


Kaynak: Hayat Mutfakta

Bu konuyu yazdır

  Kayıp medeniyetin izleri bulundu (Atlantis mi?)
Yazar: Emka - 09-11-2017, Saat: 01:14 - Forum: DÜNYA MİTOLOJİSİ - Yorum Yok

Pasifik Okyanusu’nda incelemeler yürüten araştırmacılar, Pohnpei Adası’nda Yunan filozof Platon’un da bahsettiği kayıp medeniyet Atlantis’e ait olduğu düşünülen izlere rastladı.

%252C5jIX-LEeFUS4YssqUygHHw.jpg

Yunan filozof Platon'un, günümüzden 2 bin 300 yıl önce bahsettiği medeniyete ait olduğu konuşulan kalıntılar, Pasifik Okyanusu'nun ortasında, 600 adadan oluşan adacık devleti Mikronezya'da keşfedildi.

%252CeuRX782rOkuq4aDdCFSUSw.jpg

Quickbird 2 uydusunun çektiği fotoğraflar sayesinde keşfedilen antik yapıların kendilerine en yakın büyük kara parçaları olan ABD'ye 2 bin 500 mil (4 bin kilometre) Avustralya'ya ise bin 600 mil (2 bin 560 kilometre) uzaklıkta olduğu hesaplandı.

%252CAzVXHzQ1S0ylSTK8AVE1cw.jpg

"Kayıp medeniyet" olarak bilinen Atlantis'e ait olduğu tahmin edilen yapılar, Mikronezya'nın Pohnpei Adası'nda keşfedildi.

%252CljJQqeFPFEuXX4A9HzT7OA.jpg

Yapıların en az 2 bin 100 yıl önce inşa edilen yüksek ve kalın duvarlı binaların kalıntıları olduğu sanılıyor.

%252CFe5lgAQ4UECI2u7AYhmHCA.jpg

The Science Channel isimli kanalda yayımlanan "What on Earth?" adlı belgesele göre söz konusu bölgede yapılacak araştırmalar sayesinde daha karmaşık ve daha büyük yerleşim birimleri gün yüzüne çıkarılabilir.

%252Cq9fQK-YqrUmy3XjYtwO2vA.jpg

Uzmanlar, şimdiye dek adacık biçimindeki bu yapılardan 130 tanesini keşfettiklerini belirtti. Araştırmacılar "Söz konusu yapıların bulunduğu antik kentin ismi 'Nan Madol'. Bu kelimeler 'İki Yer Arasındaki Boşluk' anlamına geliyor.

%252CAA-30ooCi02gFOv4Zbbd7w.jpg

Araştırmalar denizin altını da kapsayacak biçimde genişletilirse kadim bir medeniyetin izlerine rastlayabiliriz" ifadelerini kullandı.

%252C9oCIZaZ_Y0CQZ0cPBZqGlg.jpg

Araştırmayı yürüten ekibin başındaki Teksas Güney Metodist Üniversitesi'nden Arkeolog Mark McCoy, "Bana kalırsa bu önemli ve yeni bir buluş.

%252CyakmOQBAXkSt4A_bbCF5FA.jpg

Bölgedeki izlerden, Nan Madol'ün bir başkent, politik bir güç merkezi olduğunu ve dini ritüellere sahne olan bir şehir konumunda bulunduğunu anlıyoruz" diyerek Atlantis medeniyetinin başka şehirlerinin de bulunabileceği sinyallerini verdi.

%252C8J0CMRfsg0K3Mc4v_GpmKA.jpg


Atlantis'in bulunduğuna dair iddialar daha önce de gündeme gelmiş ancak sualtında keşfedilen şehirlerin hiçbirinin Platon'un Timaeus ve Critias kitaplarında bahsettiği şehir olmadığı anlaşılmıştı.

Kaynak: Ntv.com.tr

Bu konuyu yazdır