Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,077
» Son Üye: kuyucadisi
» Toplam Konular: 2,836
» Toplam Yorumlar: 3,067

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 995 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 995 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Nereden Başlamalıyım?
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: desdinova
07-04-2025, Saat: 11:03
» Yorumlar: 0
» Okunma: 573
Ayahuasca çayi hakkinda b...
Forum: ŞAMANİZM
Son Yorum: Gümüşkurt
29-12-2024, Saat: 23:19
» Yorumlar: 0
» Okunma: 496
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 907
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 825
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,800
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 9,238
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 26,581
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,461
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,747
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 2,010

 
  Evinizden Negatif Enerjiyi Atmanın 4 Yolu
Yazar: EvrimBilge - 19-10-2017, Saat: 23:36 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Bazen evinizde durduk yere huzursuz olur, kötü hisseder, mutsuzluk duygusuna kapılırsınız. Halbuki geçerli bir neden de yoktur bunun için. Ama siz moralsiz, içinizde bir sıkıntı dolanır durursunuz.

Enerji, tüm maddelerde var olan bir güçtür. Cansız varlıklar da bile. Osmanlı mimarisine bakıldığında, binaların büyük bölümünün kubbe tarzı yuvarlak bir biçimde yapıldığını görürsünüz. Kapı kirişleri, pencereler, yuvarlak veya ovaldir. Evlerin mimarisinde keskin çizgiler yoktur. Camiler insana huzur veren mekanlardır öyle değil mi? Yuvarlak biçimde yapılmış olması sonsuzluk hissi uyandırır ve kötü enerjinin içeride barınmasına izin vermez. Bugünkü mimariye bakınca bütün yapılar keskin köşelerle yapılmış vaziyette.

negative_energy_1.jpg

Bu elbette insan psikolojisine de etki ediyor.  Artık çok daha tahammülsüz, keskin çizgileri olan insanlar olduk. Bu tamamıyla mimari ile ilgili değil elbette ama bunda mimarinin de etkisi gözardı edilemez. Estetik bir güzellik barındırmayan, her köşesi keskin çizgilerle ayrılan binalarda geçiriyoruz ömrümüzü. Evde ve insanın yaşadığı her yerde bugünkü bilimin toksik enerji adını verdiği, kötü ve negatif enerji birikmesi söz konusu olabilir. Bu, dini açıdan bakıldığında da var olan bir gerçektir. Durduk yere yaşanan gerginliklerde, sebepsizken evin içinde yaşanan tartışmalarda ve kavgalarda, bu olumsuz enerjinin önemli bir rolü var.
Peki bu negatif enerjiden nasıl kurtulacağız? Buyrun size evdeki negatif enerjiyi temizlemede kullanabileceğiniz 4 basit yöntem;

1-) Pencerelerinizi Açmak
Pencerelerimizi genellikle evi havalandırmak için açarız. Fakat evde biriken kötü enerjinin atılması için de pencerelerin açılması önemli. Mevsim ne olursa olsun evin bütün odalarını her gün en az 10 dakika havalandırın.

2-) Adaçayı Yakmak
Adaçayı güçlü aromatik özelliği ile bilinen bir bitkidir. Aynı zamanda evde biriken negatif enerjiyi atmak için de kullanılır. Bir tutam adaçayını bir kapta yakarak evin içinde gezdirebilirsiniz.

3-) Tuz Lambaları
Tuz lambaları, bütün gün evin içinde kullanılan bilgisayar, televizyon, çamaşır makinesi vb. elektrikli aletlerin, cep telefonlarının yaydığı kirli elektriği temizlemekte oldukça etkilidir. Özellikle yatak odasında bulundurulması tavsiye edilir. Ayrıca, “Tuz Lambası Kullanmak İçin 7 Neden” başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ediyorum.
Not: Cep telefonlarınızı yatak odanıza sokmayınız.

4-) Sirke, Lavanta ve Limon Yağı
Lavanta yağı müthiş bir sakinleştirici etkiye sahiptir ve bilinen en güçlü antioksidandır. Evlerden ve iş yerlerinden eksik edilmemesi gerekir. Günde 15 dakika lavanta yağı koklamak, baş ağrısı ve migrene iyi geleceği gibi, bütün günü stressiz geçirmenize de yardımcı olur. Limon yağı da olumsuz enerjiye karşı müthiş bir nötralize etkisine sahiptir ve evin içinde olumlu bir enerji yayar. Evin habis ruhlardan arındırılması, kötü enerjinin evden atılması için eski dönemlerden beri kullanılan bir diğer şey de sirkedir. Sirkeyi ev temizliği yaparken, yerlerden, camlara, mobilyalardan, bulaşıklara kadar her yerde kullanabilirsiniz.

Ayrıca, evdeki negatif enerji için dua yöntemini de değerlendirebilirsiniz.  Negatif enerjiden kurtulmak için dua etmek, manevi olarak da rahatlama sağlayacaktır.

Kaynak: songemi.net

Bu konuyu yazdır

  SİZE UYGUN OLAN BİR RESMİ SEÇİN VE KİŞİLİĞİNİZİ ÖĞRENİN
Yazar: EvrimBilge - 19-10-2017, Saat: 23:04 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Size uygun olan resmi seçin sonra aşağıdaki açıklamasını okuyun.
Yukarıdaki resimler psikologlar tarafından ortaya çıkarılmış.
Defalarca test edilmiş, şekiller ve renkler değişerek bugünkü halini almış.
Hangi resim size yakın geliyorsa seçin, 9 ana karakterden hangisi size uyuyor bulun.

resimli-kisilik-testi.jpg

SONUÇLAR :

1.  İçedönük – Hassas – Kolay etkilenen 
Kendinizle ve çevrenizle ilgili düşüncelere etrafınızdaki çoğu kişiden daha sık ve daha derin bir şekilde dalıyorsunuz. Üstünkörü hareketler ve konuşmalardan nefret ediyorsunuz. Geyik muhabbeti yapmaktansa yalnız kalmayı tercih edebiliyorsunuz. Ama yakın arkadaşlarınızla olan ilişkileriniz o kadar kuvvetli ki bu da size ihtiyacınız olan uyumu ve gücü getiriyor. Yine de yalnız başına kalmaktan hiç sıkılmıyorsunuz.

2.  Özgür – Geleneklere karşı – Tutulamayan
Kendinizi geliştirmenizi sağlayacak özgür ve kimseye bağlı olmayan bir hayat peşindesiniz. Hobilerinizde ya da işinizde sizi başarıya ulaştıracak yeteneklere sahipsiniz.  Bağımsızlığa olan düşkünlüğünüz bazen sizden beklenilenin tam tersini yapmanıza neden olabiliyor. Öyle her gördüğünüz şeye üzerinde düşünmeden uyacak tiplerden değilsiniz. Aksine kendi fikirleriniz doğrultusunda gitmeyi yani akıntıya karşı kürek çekmeyi seviyorsunuz.

3.  Dinamik – Aktif – Dışa dönük
İlginç ve çeşitli işlere girebilmek için risk almaktan kaçınmıyorsunuz. Rutin bir hayat sizi etkisiz hale getirebiliyor. En çok sevdiğiniz şey tüm olaylarda başrol oynamak. Aslında olayları başlatan kişi de siz oluyorsunuz.

4.  Ayakları yere basan – Dengeli – Uyumlu
Komplike olmayan ve doğal bir yaşamı, bir aşkı ve işi amaç edinmişsiniz. İnsanlar size saygı duyuyor çünkü sizin ayaklarınız öyle bir yere basıyor ki herkes sizden destek alıyor. Siz de bu insanlara güven sağlamayı biliyorsunuz. Çok sıcak ve insancıl olarak tanınıyorsunuz. Basmakalıp ve çok abartılı olan her şeyi reddediyorsunuz. Modanın getirdiği yeniliklere de bağlı değilsiniz. Aksine, sizin için giyim pratik ve rahat olmalı.

5.  Profesyonel – Pragmatik – Kendini tanıyan
Hayatını eline alıp şansını kadere bırakmak yerine yaratmayı sevenlerdensiniz. Problemlerinizi pratik ve karışık olmayan yöntemlerle çözüyorsunuz. Günlük hayatınızda gerçekçi olmayı tercih ediyorsunuz. İşte ise herkes sizi sorumluluk sahibi olarak tanıyor. Sizin  kendinize olan güveniniz sayesinde etrafınızdakiler de sizden güç alıyor.   Fikirlerinizi uygulamaya koyana kadar rahat edemiyorsunuz.

6.  Barışçıl – Tedbirli – Agresif olmayan
Anlaşması kolay bir insansınız. Kendi özel hayatınıza ve özgürlüğünüze düşkün olduğunuz için de arkadaşlarınızı pek yormuyorsunuz.  Bazen hayatın anlamını düşünmek ya da kendi kendinize eğlenmek için her şeyden uzaklaşıp yalnız kalmak istiyorsunuz.  Bu yüzden de kaçabileceğiniz güzel mekânlar nerede biliyorsunuz ama siz yalnızlık düşkünü bir insan da değilsiniz. Sadece hayatın size vermiş olduklarını takdir eden, dünyayla barışık bir insansınız.

7.  Dikkatsiz – Oyunsever – Neşeli
Spontane ve özgür bir hayatı seviyorsunuz.  Hayata bir kere gelinir ilkesinden yola çıkarak dolu dolu yaşamayı istiyorsunuz. Çok meraklı ve her yeni şeye açık bir insansınız. Tüm değişikliklerin sizi büyüttüğüne inanıyorsunuz.  Bağlı kalmak kadar sizi sıkan bir şey yok.  Sürpriz yapmaktan ve sürprizlerle karşılaşmaktan çok hoşlanıyorsunuz.

8.  Romantik – Hayalci – Duygusal
Çok duygusal bir insansınız. Olayları gerçekçi tarafından görmeyi reddediyorsunuz. Sizin için duygularınızın size söyledikleri önemli.  Ayrıca yaşamda hayallere yer olması gerektiğini savunuyorsunuz. Romantizmi reddeden ve her şeyi akılcı bir yolla çözmeye çalışan insanlarla anlaşamıyorsunuz.  Hayallerinizi, duygularınızı sınırlayacak her şeyi reddediyorsunuz.

9.  Analitik – Güvenilir – Kendinden emin
Hayatınızı insanların gözden kaçırdığı küçük değerli taşlarla doldurmayı seviyorsunuz. Bu nedenle kültür sizin hayatınızda önemli bir yer oynuyor. Yine de siz şık ve zarif duygularınızın çevreden etkilenmemesini sağlıyorsunuz. Sizin için zarif ve görgülü bir hayata sahip olmak çok önemli.  Ve yine aynı tarzdaki insanlarla birlikte olmayı tercih ediyorsunuz.

Kaynak:psikolojiportalı.com

Bu konuyu yazdır

  Daha Huzurlu ve Bereketli Evler İçin 12 Feng Şui Tavsiyesi
Yazar: EvrimBilge - 19-10-2017, Saat: 17:15 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Feng Şui, bir mekanın çevreyle uyumunu sağlamaya ve uzayda mekanın ayarını yapmaya yönelik, eski bir Çin yerleşim uygulaması. Bu terimin kaynağının "Rüzgârlar vahşi/ Güneş ılık/ Su berrak/ Ağaçlar gür" şiirinden geldiğine inanılıyor. 

Kısacası Feng Şui aşk hayatında mutluluğu (yatak odası), bereketi ve bolluğu (mutfak), yaşamın akışında hareket ve canlılığı (salon), enerji dengesini (pencere ve kapılardan gelen enerji; banyo, tuvalet ve lavabolardan giden enerji) sağlamaya yönelik bit takım öğretiler içeriyor. 

Okuyunca fark edeceksiniz ki zaten bizim içgüdüsel olarak yaptığımız,  içimizin ve gözümüzün daha rahat ettiği bir takım pratikler aslında. Muhtemelen bir çok kültürde de benzer tecrübeler birikiyor, nesilden nesle aktarılıyor. Önemli bir kısmı da yemekleri hazmetmek, dinlenmek, hızlanmak-yavaşlamak, ışığın açısı, olumlu telkinler de bulunmak, şehveti artırmak gibi rasyonellere de dayanıyor elbette. Aman dikkat; çok inanmak da takıntı getirebilir. Zaten genel mantığı anlamak, kendi yorumlarımızı ortaya çıkarmaya yetecektir. Tek bir evde bütün öğretileri uygulamak imkansız gibi gözükse de, bize düşen ilham almak...

Feng-Shui-certified-villa.jpg

1. Olabildiğince az eşya
Eskidiği için kullanılmayan, bozuk, kırık ve hiç bir şey evde tutulmamalı. İnsanın hayatındaki yenilenmeleri de geciktirir veya engeller.

Aynı şey cüzdanımız için de geçerli, gerekmeyen faturalar, yazılar, kullanılmayan kartlar çıkarılmalı ki, yeni gelenlere yer açılabilsin.

2. Evin girişi (Antre) olumlu duygular uyandırmalı
Giriş kapısının tam karşısında ayna veya cam olmamalı. (Gelen enerji eve girmeden geri döner.)

Kapıya veya kapının kenarına gelenlerin içeri girmeden önce görecekleri, olumlu hissedecekleri bir şey asılmalı.

Kapıdan girer girmez görülebilecek bir yere koruyucu bir şeyler asılmalı (Nazar boncuğu, fil, kuru biber, kuru kabak vs) 

Yemek yenilen masa ve yatak odası evin girişinden gözükmemeli.

Huzursuzluk vereceği düşünüldüğü için eve girerken saat görülmemeli.

3. Koridorlar boş bırakılmamalı
Koridorlara resim asmak, mum, bitki koymak veya halı sermek gerek. Koridorda oluşacak hızlı enerji akışını engellemek için tavandan bir şey asmak iyi olabilir. (Bambu, rüzgar çanı vs)

4. Her odanın bir rengi var!
Salonda çok farklı renkler bir arada olmalı, tek renk ağırlıklı olmamalı. Salon aktif bir yer ve salondaki renklerin insanın hayatına renk kattığı düşünülüyor. En azından 5 elementin renkleri olmalı (Ateş; kırmızı-turuncu, toprak; kahverengi tonları, tahta; yeşil tonları, su: mavi tonları, metal; gümüş-altın gibi metalik renkler veya direk metalin kendisi). Özellikle en az bir tane kırmızı nesne veya resim bulunmalı.

Mutfaklar mavi veya siyah olmamalı. İştah için kırmızı, formda kalmak için yeşil, kolay hazım için sarı olmalı. Beyaz veya kahverengi de olabilir. Yine en az bir kırmızı obje olmalı.

Yatak odasında yer, duvar, mobilyalar ve halı insan teninin tonlarında olmalı. (Beyaz’dan koyu kahveye kadar) Kırmızı renkli bir obje veya resim olmalı ama canlı renkler abartılmamalı. Şehveti uyandırmalı ama uykuyu kaçıracak kadar enerji vermemeli.

Banyoda, mavi, yeşil ve beyazın yanı sıra evin geri kalanından koparmayacak toprak rengi detaylar olmalı.

5. Salonda bitki, su ve saat olmalı
Salon, canlılığın, enerjiyi ve hareketi çağrıştıracak şekilde döşenmeli. 

Su birikintisi (akvaryum, içinde mumlar yüzen bir fanus vb) ve yeşil bitkiler salonda olmalı. Bitki demişken; Feng Şui'de gerginlik verdiği düşünüldüğü için kaktüs ve yeniliği engellediği düşünülen kuru çiçek pek sevilmiyor.  

Yaşamın akışını ve zamanı hatırlatan saatler de sadece salonda olmalı.

6. Yemek masasının üstünde ayna olmalı
Yemek masasının üstüne asılan aynanın, masanın bereketini artırdığı düşünülüyor. Yemek masasının üstüne meyve veya kuru gıda koymanın da bereketi artırdığı düşünülüyor. Özellikle bizim kültürümüzde de bereketi artırdığına inanılan ve uzun süre açıkta dayanabilen nar ve ayva gibi meyveler seçilebilir.

Masa etrafındaki sandalyelerin çift sayıda olması uğur getirdiği ise bir başka inanış.


7. Kısık sesli bir müzik
Feng Şui'de salonda sürekli çalan kısık sesli bir müziğin enerji akışını düzene soktuğu düşünülüyor. Herhangi bir öğretiye gerek olmaksızın, fonda çalan sevdiğimiz bir ezginin modumuzu yükselttiği ve huzur verdiği su götürmez bir gerçek.


8. Mutfakta gıdalar görünür olmalı
Bereket getireceği düşünüldüğü için, masa üstünde veya tezgahta açıkta duran bozulmayacak yiyecekler olmalı; meyve, çerez, kuru gıdalar, tahıllar, turşular vs. cam kavanozlarda ve görünür olmalı. Su dolu bir bardağın, kavanozun içine atılmış madeni paranın da bereket getirdiği düşünülüyor.

Yemek yaparken arkamız mutfak kapısına dönük olmamalı.

Mutfak kapısının karşısında tuvalet veya merdiven olmamalı. Varsa banyonun dış kapısına ayna asılmalı.


9. Yatak odasında televizyona, aynaya ve saate yer yok
Yatak odası; sadece sevişmek ve uyumak için ayrılan bir yer, dolayısıyla bu iki eylemin dışında herhangi bir şeyi çağrıştıran nesnelere yer yok. Dolayısıyla televizyon, bilgisayar hatta mümkünse cep telefonu yatak odasına sokulmamalı. 

Yattığınız yerden gördüğünüz bir aynanın da dikkatinizi dağıttığı ve hatta yatağa üçüncü kişileri (yani sadakatsizliği) davet ettiği düşünülüyor. 

Yatağın altında bir şeyler depolanmamalı, saklanmamalı. Baza olmamalı. Kötü anıları da biriktirir.

Asla saat olmamalı. Huzur yerine acelecilik verir.


10. Yatak odasındaki görsellere dikkat!
Odaya asılan görseller hayatımızda yaşamak istediğimiz görüntüler olmalı. Tek başına bir insan veya mutsuz hüzünlü resim olmamalı. Feng Şui uzmanları, ailenin kendi fotoğraflarındansa, (özellikle çocukların veya çiftin ebeveyninin fotoğrafı olmamalı) çift şeklinde hayvan fotoğraflarını veya şehvet uyandıran çizimleri tavsiye ediyor.

Nevresim takımı geometrik şekilli olmamalı, mümkünse düz renk ve insan tenine yakın renkler olmalı. (Beyazdan, koyu kahverengiye kadar) Geometrik şekiller uyurken huzursuz eder.


11. İlişkide dengeyi sağlamak için ışıklandırma ve yatağın konumu
Direk ışık yerine, yerden aydınlatma veya duvara yansıtılan aydınlatma olmalı, ışık kaynağı direk görülmemeli. Yatağın iki tarafında küçük aydınlatmalar olmalı (mum da olabilir) ama tüm odanın merkez ışığı bu iki kaynak dışında bir kaynaktan sağlanmalı. (Yine ilişkinin merkezinin bir tarafa kaymasını engellemek ve dengeyi sağlamak için)

İki kişilik yatağın her iki tarafından da yatılabilir olmalı. (köşeye konulmamalı) Köşeye dayalı yatak yalnızlık çağırır veya ilişkide dengesizlik getirir, bir tarafın daha çok sevmesini sağlar.


12. Banyoda bambu ve yuvarlak neseneler
Banyoda aynaya bakarken arkamızda görünenlere dikkat edilmeli, sevdiğimiz şeyler olmalı. Köşeli yerine dairesel şekilli nesneler seçilebilir. Rahatlatıcı kelimelerin yazılı olduğu nesneler, bambu bitkisi veya yuvarlak taşlar rahatlama ve gevşeme getirir.

Banyo kapısı ve klozet kapısı sürekli kapalı tutulmalı.

İki farklı ışık kaynağı olmalı, yoksa mum yakılabilir.

Kaynak:onedio.com

Bu konuyu yazdır

  Bu Resimde İlk Gördüğünüz Şey Kişiliğiniz Hakkında Bakın Ne Söylüyor?
Yazar: EvrimBilge - 19-10-2017, Saat: 16:58 - Forum: SPİRİTÜEL TESTLER - Yorum Yok

Her bir bireyin dünyayı algılama şeklinin kendine özgü olduğu bilinen bir gerçek. Buna gündelik hayatlarımızda da oldukça sık rastlıyoruz. Örneğin bazen sizin birine benzettiğiniz kişiyi arkadaşınız o kişiye asla benzetmez. Bunun sebebi insanların dünya algısındaki bireyselliktir. Yediklerimiz, içtiklerimiz, yetiştiriliş biçimimiz, ilgi alanlarımız bize bu algısal bireyselliği kazandırıyor. İşte yine aynı sebepten aşağıdaki resim gibi algımızı zorlayan görsellerde her bir birey farklı bir görseli ilk olarak görüyor. Peki ama bu resimde gördüğümüz ilk görsel bizim hakkımızda ne söylüyor?

resimden-kisilik-testi.jpg

Aşağıdaki resme 4-5 saniye baktıktan sonra ilk olarak algıladığınız şeyi aklınızda tutunuz. 

resimden-kisilik-testi-1.jpg


1. İlk olarak bıyıklı bir adam gördüyseniz;

resimden-kisilik-testi-adam.jpg

Sakin, dürüst ve inançlı bir bireysiniz. Çevrenizdeki çoğu kişi sizi güvenilebilir biri olarak göstermekte. İnsanlar üzerinde böylesi bir etki bıraktığınızdan ötürü insanlar çevrenizdeki insanların çoğu konuda sizin görüşünüze başvurmaları gayet olası. Karşılaştığınız problemler karşısında sakinliğinizi koruyabilirseniz en iyi çözümü bulma konusunda hiç zorlanmıyorsunuz.

Ancak bazen gereğinden fazla kendinize yüklenebiliyor ve fazla düşünerek kendinizi ruhsal olarak bunaltıyor olabilirsiniz. Kendinizi diğer insanlara açma konusunda çekinceli davranmanız ve kendi iç dünyanıza daha fazla çekilmeniz yer yer sizi yoruyor olabilir. O yüzden ara sıra da olsa toplum içinde biraz daha rahat olmaya çalışmalı ve ara sıra üzerinize yapışan bu ciddiyetten sıyrılmalısınız.

2. İlk olarak bir kadın gördüyseniz;

resimden-kisilik-testi-kadin.jpg

Kendine güvenen ya da en azından bu doğrultuda çabalayan birisiniz. Belki geçmişte yaşadığınız şeylerden ötürü belki ise sadece öyle olmayı sevdiğinizden hayata olumlu taraflarından bakmaya çabalıyorsunuz. Yeni şeyleri hep merak ediyor, farklı olan her şeye büyük ilgi duyuyorsunuz.

Diğer insanlara yardım etmek konusunda da çevreniz tarafından oldukça iyi biliniyorsunuz ve oldukça cömertsiniz. Ancak dikkat etmelisiniz çünkü bu iyi yürekli tavrınız bazı durumlarda sömürülebilir ve kendinizi gereksiz yere fedakarlık yaptığınız bir pozisyona sokabilirsiniz.

Kaynak:filoji.com/bu-resimde-ilk-gordugunuz-sey-kisiliginiz-hakkinda-bakin-ne-soyluyor/

Bu konuyu yazdır

  PSİŞİK SALDIRILAR VE KORUNMA
Yazar: EvrimBilge - 19-10-2017, Saat: 15:20 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Psişik saldırılar, farklı türdeki karanlık enerjilerin, Varlıkların ve ruhların manipülasyonunu ve hareketini içerir. Karanlık ve negatif enerjilerin başkalarının fiziksel ve/veya enerjik bedenlerine aktarılmasıdır. Fiziksel ve enerjik bedenlere ve evlere yönelen karanlık enerjilerin ve Varlıkların bir kısmı, insanlar tarafından gönderilmiş olsalar dahi, bilinçsizce gönderilebilinir. Diğerleri, çoğunlukla kişiyi kontrol etmek, manipüle etmek veya cezalandırmak için bilinçli gönderilip, zarar ve hasara neden olurlar. Ritüistik teknikler veya törenler içerebilir ya da zihnin psişik güçlerini ya da ikisinin bir kombinasyonunu kullanabilirler.

Auralar, bastırılmış duygular, olumsuz duygular, uyuşturucu ve alkol kullanımıyla sigara içme ve çeşitli hastalıklarla zayıflar. Mantarların, parazitlerin, solucanların veya metallerin, kimyasal veya atomsal zehirlerin vuduttaki fiziksel varlıkları Aura’yı ciddi şekilde zayıflatabilir. Bu nedenle, enerjik vücudunuzun bakımı ve korunması bedensel vücut kadar önemlidir. Psişik saldırıları püskürtüp güçlü ve sağlıklı kalmalıyız.

Kasıtlı olarak başkaları tarafından gönderilen karanlık ve negatif enerjilere psişik saldırılar denir, insanlarda ve hayvanlarda fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal düzeylerde ciddi etkiler yapabilir. Psişik saldırılar; büyüler, vudu, mantralar, zikirler, negatif enerji ışınları veya diğer kara büyü türlerini içerebilir. Psişik saldırılar, etkilenen kişinin genel sağlık ve enerji düzeyinde zayıflatıcı etkilere neden olur. Psişik saldırılar, zaman zaman istemeden, bu alanlarda kabiliyeti olan birisi tarafından da gönderilebilir, ancak bu kişiler yeteneklerinin farkında değildir.

İnsanların düşüncelerini, konuştuklarını, yaptıklarını, arzu ettiklerini ve hissettiklerini etkileyen fiziksel organlara ve auralara girebilecek karanlık ruhlar ve Varlıklar vardır. Bu ruhlar tarafından işgal edilen insan, tam bir kişilik değişikliği göstererek, kişiyi işgal eden ruhun veya Varlığın fiziksel özelliklerini, hastalıklarını ve davranışını yansıtabilir. 

Başkalarına gönderilebilecek diğer önemli karanlık negatif enerji; negatif düşünme, öfke, başkalarına zarar verme isteği, kıskançlık, düşmanlık, intikam almak, kin veya öfke, kızgınlık ve korkuya dayanan diğer düşünce biçimleri yoluyla olmakta. Bunlara düşünce formları denir ve bir kişinin bedenine veya auralarının çeşitli katmanlarına gönderilebilir, çeşitli fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal problemlere neden olur.

Karanlık enerjileri, Varlıkları ve ruhları kendimize kesinlikle dış kaynakların etkisi olmadan da çekebiliriz. Uzun süren öfke, kızgınlık, dargınlık, kırgınlık, intikam ve değişik korkular, bu negatif enerjileri çekerek size yönlendirebilir. Yaşamımızda kızmak veya korkmak normaldir. Negatif enerjileri çeken bu değildir. Enerjik cazibe merkezini oluşturan, uzun vadeli ve zamanında tedavi edilmemiş olan duygulardır. Bastırılmış olumsuz duyguların devam ettirilmesi, sonunda belirli bir Varlık türüne dönüşebilir.

Signs-of-a-Psychic-Attack.jpg

Fiziksel, duygusal ve zihinsel her türlü şiddet, negatif ve karanlık enerjiler için çok güçlü ve cazip bir ortam oluşturur. İlaçların ve alkolün düzenli kullanımı da bu tür enerjileri çeker. Bir bardak şarap, toplumsal bir sosyalleşmedir, enerji alanlarımızı etkilemez.  Ancak, alkol veya uyuşturucu kullanımıyla sarhoş olduğumuzda, auralarımız önemli ölçüde zayıflıyor ve negatif istilacılar rahatlıkla enerji alanlarınıza girebiliyor. Sigara içmek te aynı zamanda enerji alanını büyük ölçüde zayıflatmakta ve bizi olumsuz etkilere karşı çok savunmasız bırakmaktadır (eğer Şaman değilseniz).
Negatif ve karanlık psişik enerjilerin, ruhların veya Varlıkların etkisi altında olduğunuza dair çok sayıda semptomlar vardır. Aşağıdaki liste birkaç önemli semptomu tanımlamaktadır. Ancak bu belirtiler, diğer sağlık sorunlarını da gösterebilir. Sonuca varmak için, geniş açıdan bakıp tüm olasılıkları göz önünde bulundurmak önemlidir.

    -Aniden kendi karakterden farklı davranmak
    -Sebepsiz davranış değişiklikleri
    -Bellek kaybı
    -Düşüncenin net olmaması veya analitik kabiliyette önemli değişiklikler
    -Belirgin sebep olmaksızın sürekli devam eden yorgunluk
    -Güçsüzlük hissi
    -Vücudunuzun tümünde veya bir kısmında buz gibi soğukluk hissi
    -Birinin sesini düzenli olarak duymak
    -Sesler işitme 
    -Sık sık tekrarlayan kabuslar
    -Garip veya tekrarlayan kazalar
    -Birinin seni izlediği hissi
    -Evinizdeki veya ofisinizdeki odada veya belirli alanda bir rahatsızlık hissi veya korku
    -Kendine güven kaybı
    -Ani bir enerji kaybı
    -Teşhis edilemeyen ani hastalıklar
    -Açıklanamayan ani hastalıklar
    -Birisinin sana dokunduğunu ya da hiç kimse yokken sana çarpan birini hissetmek
    -Yanınızda biri varmış veya sizi izleyen büyük bir çift gözün olduğunu hissetme
    -Mali durumlarda veya ilişkilerede olan ani veya mantıksız zorluklar
    -Canavarların, hayvanların veya korkutucu gölgelerin hayali
    -Belirgin bir sebep olmaksızın ani bir depresyon, devamlı şanssızlık
    -Görüntüler veya halisinasyonlar
    -Yersiz korku, öfke ya da üzüntü
    -Olumsuz takıntılı düşünce, arzu ya da kaybolmayan saplantılar

Bu liste genel bir bilgi verme amaçlı olup tüm semptonları gösteren tam bir liste değildir. Psişik saldırıların veya karanlık enerjik güçlerin eline geçen kişilerde ortaya çıkan belirtiler kişiden kişiye farklılık sergilemektedir.

Negatif varlıklar, ruhlar ve karanlık enerjiler, negatif insanların, duyguların veya düşüncelerin bulunduğu herhangi bir yerden farkında olmadan vucuda alınabilirler. Dolayısıyla bunları toplantılarda, dükkanlarda, her türlü gruplarda ya da kendi evinizde alabilirsiniz. Bazen bireyler belirli bir yerde uzun süre ağrı çektiğinde, bu ağrının enerjisi, kişi bulunduğu yerden ayrılsa bile, orada kalabilir, siz bu alana girdiğinizde ağrıyı kendi üzerinize alırsınız.

Negatif varlıklar, ruhlar ve karanlık enerjiler, alkollü içecekler ve uyuşturucu kullananlar tarafından daha fazla çekilmekteler. İnsanlar sarhoş olduklarında, auraları zayıflar, böylelikle bu negatif Varlıklar ve enerjiler kolayca kişinin aura'sına veya vücuduna nüfuz edebilir. İnsanlar sarhoş olduklarında oldukça savunmasızdır aynı zamanda.

Nesneler bile üretilme sürecinde veya negatif enerjilerin bulunduğu bir yerde bir süre kaldıklarında olumsuz enerjileri absorbe edilebilir veya bu tür enerjiler kendilerini nesnelere bağlanabilir. Fırsatınız olursa, antika mobilyalardaki negatif enerjilerle ilgili hikayeleri duymak için deneyimli bir antika satıcısına sorabilirsiniz. (Ben antika mobilye tamircisi idim, bunu doğrulayabilirim. Hala negatif enerjinin bende yarattığı etkiden tam kurtulmuş değilim-Naci)

Nesnelerde olan bu tür negatif enerjilerin ortadan kaldırılması çok zor olabilir. Geçen yılbaşında küçük bir kutu hediye aldım. Bir gün masamda çalışırken negatif enerjilerin bu küçük kutuya bağlandığını fark ettim. Satılan dükkandaki karanlık enerjilerden bir kısmı bu küçük kutuya nufuz etmiş. Kutuyu Güneşe koydum. Daha sonra sabun ve su ile iyice yıkayıp tekrar Güneşin altına koydum ardından kutuyu sildim. Kökleşmiş eski enerjileri antika parçalardan temizlemek çok daha zordur.

Seks’e, ahlaki bir perspektiften ziyade, enerjilerin, Varlıkların ve olası saldırıların alınıp verildiği bir ortam olarak bakmak gerekir. Biri ile seks yaptığınızda onun öz Varlığını kendi özünüzle karıştırarak özümsersiniz. Abartmasız, kişinin iyi enerjilerini yanında kötü enerjilerini de özümsersiniz.

Negatif enerjilerin, Varlıkların veya ruhların işkal ettiği biriyle seks yaparsanız, bu negatif enerjilerin bir kısmının cinsel ilişki yoluyla vücudunuza ve/veya auranıza aktarılmasını neredeyse garantilersiniz. Seks yapmadan önce kişinin özünü ve enerjik unsurlarını özümseyip değerlendirmek çok önemlidir. Ne kadar çok seks partneriniz varsa, o denli kendi özünüzün başka enerjilerle karışmasına izin veriyorsunuz demektir, böylelikle sizi siz yapan kendi bütünlüğümüzden, özgünlüğünüzden ödün vermiş oluyorsunuz.

Karanlık ve negatif enerjilerini, Varlıkların, ruhların ve düşünce formlarının etkilerini azaltmak için çeşitli yöntemler mevcuttur. Her bir psişik saldırıya uygulanabilecek mükemmel tek bir çözüm bulunmamaktadır. Yöntemlerin etkinliği, psişik saldırının veya karanlık enerjinin gücüne ve bu enerjiden etkilenmiş kişinin o andaki durumuna bağlıdır.

İşkal altında olduğumuz negatif enerjilerden kurtulmanın en etkili ve hızlı yolu, bu konuda uzmanlaşmış kişilerin yardımını istemektir. Onların önerdiği yol ve yöntemleri kullanmak çok daha sağlıklı sonuçlar verir. Ancak genelde yaygın olan birkaç yöntemi kullanmakta fayda vardır;

Beyaz Ada Çayı ile Tütsüleme:

Bu tür tütsüleme, istenmeyen enerjileri temizlemek için kullanan ve kullanmaya devam edilen, Kuzey Amerika Kızılderililerinin eski bir geleneğidir. Bugün çeşitli dükkanlardan kurutulmuş beyaz ada çayını satın alabilirsiniz veya kendiniz beyaz ada çayını ekip büyütebilirsiniz, kuruttuktan sonra buket halinde sıkıca sararak tütsüleme yapabilirsiniz (Ben Türkiye’de bulamadım).

(Günlük yaşantımızda, sadece kalabalıkta gezerek bile, az veya çok negatif enerjileri almak mümkün, psişik saldırılarda kendi başına tam etkili bir yöntem olmasa da, negatif etkilerin azaltılmasında günlük tütsülemenin oldukça etkili bir yöntem olduğunu kişisel deneyimlerimden söyleyebilirim-Naci). 

Siyah Obsidyen ve Siyah Turmalin Taşları:

Bu tür taşlar negatif enerjileri kendi bünyelerine çekerler. Sprey halinde olanları da vardır. Aynı zamanda elektrik ve elektromagnetik kirliliği de azaltıp önlemekte. Taşların üzerimizde taşınması da öneriler arasında. 

Günlük Sakızı (Reçine) Tütsüsü:

Bilinen bir başka yöntem de, bizde Muğla yöresinde yetiştirilen, düzenli Günlük sakızının yakılması.
Negatif enerjilerden ve etkilerinden arınmak ve korunmak, ruhsal temizleme tekniklerinin devamlı kullanılmasını gerektirir. Çok sayıda önerilen vede kişiden kişiye değişen oldukça fazla yöntem bulunmakta. İlgiyi bu alana çekmek için sadece bu 3 yönteme değinip yazıyı sonlandıracağım.

M.K. Project

Çeviren: Naci Gülşan

Bu konuyu yazdır

  RUHSAL UYANIŞA GEÇTİĞİNİZİNİ GÖSTEREN 10 BELİRTİ
Yazar: EvrimBilge - 19-10-2017, Saat: 15:15 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

İnsanların manevi taraflarını benimsemelerinin giderek normalleştiği bir dönemde yaşıyoruz. Maneviyat taraflarının olduğunu itiraf etmeyen insanlar bile hayatlarının amacını bulma ve kendi sezgilerine güvenme gibi kavramlara açıktırlar.
Bilim, mantık ve rasyonaliteye saygı duyulan bir dünyada yaşıyoruz, ancak birçok insan hayatımızı nasıl yaşamamızı söyleyenlere karşı tepkililer. Onlardan kaçmak için ne kadar zorlarlarsa da, "yaşamda bundan daha fazlası olmalı" düşüncesi bu tür insanlardan kaçış yolunu kolaylaştırıyor.

Gittikçe daha fazla insan ruhsal olarak uyanmakta ve kendi maddi dünyalarında gördüklerinden daha fazlasına açıklar. "
Spiritüel ortaya çıkış veya yükselme, doğası gereği ince ve gizli bir zekayı içerir, büyük fiziksel etkiler ile titreşimini yükselten derindeki enerjiler değişiyor. Aynı zamanda kişiden kişiye değişen farklı kişisel bir yolculuktur da. İşte ruhsal uyanışım sırasında keşfettiğim 10 yükseliş belirtileri: 

5dchell.jpg

1. Duygusal inişler-çıkışlar
Kendinizi her zamankinden daha sık dokunaklı ve gözyaşı dökme eyliminde olduğunuzu görebilirsiniz. Haberlerde seyrettiğiniz çok önemli olmayan konularda ya da daha önce aldırmadığınız duygusal konular ile karşılaştığınızda ağlamanız çok normaldir. Kendinizi insanlara karşı daha agresif veya kızgın bulabilirsiniz. Bazı günler depresyonda ve diğer günlerde sevinç dolu olabilirsiniz. Gerçekten tüm duyguları yaşayıp hissedeceksiniz ve evet boşalıyorsunuz, ancak olanlar bir sebep için oluyor. Duygularınızı yaşayın, onları dolu dolu yaşayın, hepsi geçecek.

2. Doğa ile daha güçlü bağlantı
Daha önce doğaya karşı olan tutumunuz "ya al ya da bırak" şeklinde olmuş olabilir. Şimdi, tüm doğa için, renkler ve şekiller için derin bir taktir var. Kışlardan ürkerken şimdi tüm mevsimlere hoş geldiniz diyorsunuz. Ayrıca daha önce hiç sevmediğiniz hayvanlardan hoşlanmaya da başlayabilirsiniz. Kediler için bir sevgi geliştirdim, daha önce onlara dayanamadığımı bilen arkadaşlarıma eğlence konusu oldum. Siz değişiyorsunuz ve her şeyi olduğu gibi kabul etmeye başlıyorsunuz.

3. Enerji seviyelerindeki değişimler
Bir gün duvarlardan duvara sıçrıyorsun, bir başka gün yatağından bile kalkamıyorsunuz! Elinizden geldiğince bu duruma alışmalısınız. kendinizi kötü hissettiğiniz günlerde bol bol uyuyup dinlenin, ve enerjinizin yüksek olduğu günlerde de akan enerjiyle hareket edin. Sağlıklı yemeyi deneyin ve stres almamaya bakın ya da kendinizi suçlu hissetmemeye çalışın, böylelikle dengede kalır.

4. İçinizde bir şeylerin değiştiğine dair olan his.
Kısaca her zamankinden farklı hissetmektesiniz, farklı görünmeyebilirsiniz, ancak içinizde bir şeylerin değiştiğini biliyorsunuzdur. Eski yaşam şekliniz bir kenara kaldırılıp, gerçek kişiliğinizi ortaya çıkmaya başlıyorsunuz.

5. Tekrarlayan kalıplar veya ilişkiler konusunda ani farkındalık
Aynı kalıpları on yıllardır yaşıyor olabilirsiniz, ancak aniden durumun farkına varmaya başlıyorsunuz. Yarattığınızı her zaman yok ettiğinizi, her zaman uygun olmayan eşler, dostlar seçtiğinizi veya bağımlı kişileri hep çektiğinizi fark edebilirsiniz - liste sonsuzdur. Bu harika, farkında olmak, ortadan kaldırmanın ilk adımıdır.

6. Gıda intoleransları, alerjiler ve aşermeler
Enerjiye karşı daha hassas hale geldikçe, vücudunuz daima yemiş olduğunuz gıdalara tepki vermeye başlar ve / veya farklı şeylere aşermeye başlayabilirsiniz. Hoşgörüsüzlükler ve alerji kalıcı olmayabilir, bu nedenle birkaç aylığına bu tür yiyecekleri diyetinizden çıkarın ve daha sonra tekrar deneyin. Vücudunuzun ihtiyacından dolayı aşerebilirsiniz, bu nedenle onunla birlikte hareket edin ve vücudunuzun ihtiyaçlarını karşılamak için her zaman vucudunuzla olan iletişimi canlı tutun.

7. "Kendinizi bulma", sosyal gruplarınızı, davranışlarınızı, işinizi değiştirme v.b. arzusu
Materyel ihtiyaçlarınız karşılanmasına rağmen hala daha fazlası için özlem var. Gerçekten kim olduğunuzu sorgulamaya başlayabilir ve mevcut yaşamınızın bilinçli bir seçimden ziyade sadece bir yan ürün olduğunu düşünmeye başlayabilirsiniz. Bilinçli bir şekilde seçim yapmadan önce, istenmeyen tabakaları katman katman sıyırıp kendinizle, ruhsal olan gerçek kişiliğinizle yeniden ilişkiye geçebilirsiniz.

8. Tesadüflerin ortaya çıkmasında artış
Eşzamanlılık olarak iyi bilinen, olumlu insanlar ve faydalı durumlar tam olarak ihtiyacınız olduğunda ortaya çıkmaya başlar. İşaretler ve mesajlar yoluyla sorularınıza verilen cevaplar size bildirilir. Eşzamanlılık doğru yolda olduğunuza işarettir, çevrenizdeki bu mucizelerin farkındasınızdır da. Dikkat edip ne kadar çok farkına varırsanız o kadar çok ortaya çıkarlar, dolayısı ile size yardım edenlere taktirinizi gösterdikçe sık sık bu tür mucizeler oluşur.

9. Daha hızlı tezahürler
Spiritüel uyanış, titreşimi artırır; bu, bolluğun size akmasına izin vermeyen blokajların ortadan kaldırılması sonucu oluşur. Daha yüksek bir titreşimle uyum içinde olmak, size ulaşacak olan faydalı mucizelerin daha hızlanmasına neden olur. Düşüncelerinizin farkında olun ki gerçekten ne istediğinizi veya daha fazlasını elde edin.

10. Okuduğunuzda, hobilerde vs. olan değişiklik
Siz daha iyi olabilmek için değişiyorsunuz; daha derin ve daha anlamlı bir yaşama doğru yöneliyorsunuz. Hali hazırda yaptığınız gibi, zamanı geçirmenin farklı yollarını bulacak ve bu güne kadar her zaman yaptığınız şeylerden aynı tadı almayacaksınız. Sorun değil, zamanınızı geçirecek yeni şeyler bulabilirsiniz, önünüze çıkacak olanlara açık olmanız yeterli olacaktır.

Değişim ve büyüme gerçekleşiyor; Yaşadığınız rahatsızlık dirençle arttı. Her şeyin tam olması gerektiği gibi olduğunu ve insanoğlunun büyüme tecrübesini yaşadığını bil, olduğu gibi kabul et ve akışa kendini bırak. Rahatsızlık başladığında, nereye veya neye direndiğinizi kendinize sorun ve durumu akışına bırakın. Gecenin en karanlık kısmı şafaktan hemen önce olduğunu söylerler dolayısı ile yaşanılan sıkıntıların iyiye elamet olduğunun bilincine varın.

Lola Fayemi'den alıntı.

Çeviren Naci Gülşan

Bu konuyu yazdır

  31 Ekim 2017'de kıyamet mi kopacak? İddialar bu kez korkutucu
Yazar: Emka - 19-10-2017, Saat: 14:38 - Forum: GÜNCEL HABERLER - Yorum Yok

23 Eylül 2017'de kıyameti koparamayan komplo teorisyenleri kıyamet için bu defa da 31 Ekim 2017 tarihini işaret etti. 31 Ekim tarihinde yaşanacağını iddia ettiklerini Youtube'da paylaştıkları bir videoda paylaşan teorisyenlerin iddiaları tüyler ürpertiyor. Peki 31 Ekim 2017'de kıyamet mi kopacak?

Geçtiğimiz haftalarda haftalarda kıyamet mi kopacak söylentileri tüm dünyada çokça konuşulmuş fakat kıyamet yine kopmamıştı. 2012 yılından bu yana bir türlü kopmayan kıyamet için şimdi de 31 Ekim 2017 tarihi gösteriliyor.

1815886_2_1508309784D2x7J.jpg

Video paylaşım sitesi YouTube üzerinde yayınlanan 'End Time Bible Prophecy Prophecy - The Last Hour! And What I Say Unto You I Say Unto All' isimli bir videoda Hz. İsa'nın 31 Ekim 2017 tarihinde dünyaya geleceğini ve gelişinin dünyanın sonunu başlatacağını ileri sürüldü.

Bin bir çeşit komplo teorisi ortaya atmakla ünlü kanalda 'Elimizdeki tüm kanıtlar 31 Ekim 2017 tarihinde dünyanın sonunun geleceğini söylüyor'' açıklaması yer alıyor.

Hz. İsa'nın dünyaya geleceği gün olarak iddia edilen 31 Ekim 2017 tarihinde kutupların yer değiştireceği iddia ediliyor.

844439_1.jpg

Yeşaya'nın 24. ayetinin 20. suresinde 'Dünya sarhoş gibi yalpalayacak, bir kulübe gibi sallanacak, isyanlarının ağırlığı altında çökecek ve bir daha kalkamayacak.' diye buyurur.

Geçtiğimiz aylarda meydana gelen kasırga, aşırı yağışlar ve sel, deprem gibi çok sayıda doğa felaketi kıyamet senaryolarının fitilini tekrar ateşlemiş gibi görünüyor.

23 Eylül 2017'de gökyüzünde Nibiru adlı gizemli bir gezegenin ortaya çıkacağını ve gezegenin dünyayı yok edeceğini öne süren bir komplo teorisi tüm dünyada şok etkisi yaratmıştı.

Şok etkisi yaratan komplo teorisinin aksine bugün hala yaşıyoruz. 31 Ekim 2017'de kıyamet kopacak mı kopmayacak mı? Bunu hep beraber yaşayarak öğreneceğiz.

Kaynak:medyafaresi.com

Bu konuyu yazdır

  Bu 15 Durumu Sıklıkla Yaşıyorsanız ‘Durudokunu’ Yeteneğine Sahip Olabilirsiniz
Yazar: Emka - 18-10-2017, Saat: 22:12 - Forum: PARAPSİKOLOJİ GENEL - Yorum Yok

Durudokunu diye Türkçeleştirebileceğimiz “clairsentience” kelimesini daha önce duydunuz mu? Bu çok rastlanılmayan bir yeti ve siz bilmeden bu yetiye sahip olabilirsiniz.

Dünyada hiç ihtimal veremediğimiz, imkansız gördüğümüz yeteneklere sahip olan bazı insanlar var. Belki sizin çevrenizde de böyle sezgileri kuvvetli insanlar vardır. Kötü bir şey olacağını hisseden, hatta telefon çaldığında kimin aradığını bilen, insanların ne düşündüğünü anlayabilen ya da sevdiklerinin canı yandığında hissedebilen…

Herkesin bir dereceye kadar psişik güçleri vardır. Fakat en az bilineni “clairsentience” olarak adlandırılır.

Clairsentience yani durudokunu, diğer insanların duygusal ve fiziksel hallerini geçmiş, gelecek ve şuan fark etmeksizin psişik yetenekleriyle algılayabilmektir.

durugoru-nedir.jpg

Bu yetiye sahip olduğunuzu bu 15 belirtiyle anlayabilirsiniz.

1. Kalabalık ortamlardan hoşlanmaz ve kalabalığın arasında sıkışmış gibi hissederler.

2. Bir ortama girer girmez orada bulunan insanların yarattığı atmosferi sezinleyebilirler.

3. Kendilerini başkalarının yerine koyarak düşünebilme konusunda çok başarılıdırlar.

4. Tanıştıkları insanlar hakkındaki hislerinde genelde yanılmazlar.

5. Başkalarının acılarını ve üzüntülerini o kadar derinden hissederler ki, en az onları kadar üzülürler.

6. İnsanların enerjilerinden yoruldukları zaman başları ağrıyabilir. Ama genelde bunun nedenini bilmezler.

7. Güçlü bir tat alma ve koklama duyularına sahiptirler.

8. Birden ruh halleri değişebilir ve planlarını birden değiştirebilirler.

9. Ortaya çıkabilecek tehlikeleri hissedebilecek sezgilere sahiptirler.

10. Bazen ortada hiçbir durum yokken üzgün veya mutlu hissedebilirler. Bu başkalarının hislerini tecrübe ettikleri anlamına gelebilir.

11. Bu kişilerin aniden ürperebilir veya tüyleri diken diken olabilir.

12. Depresyon, anksiyete gibi hastalıklarla baş ediyor olmaları olasıdır.

13. Yolda yürürken birinin onları takip ettiğini düşündükleri için sık sık arkalarına bakarlar.

14. Hisleri ve duyguları vakit geçirdikleri kişiye bağlı olarak iyi veya kötü yönde hızlı değişimler gösterebilir.

15. Birisinin onlara yalan söyleyip söylemediğini çok çabuk anlayabilirler.

Eğer bu özellikleri taşıyorsanız çevrenizdekiler tarafından tepkiler almanız, farklı hissetmeniz çok normal. Sizinle bazı durumlarda alay edebilirler fakat iyi bir dinleyici olduğunuz için zamanla sizi kabul edeceklerdir.

Vücudunuzu tanıyın ve kendinizin farkına varın. Bu özellikleri taşıdığınızı fark ettiyseniz sakinleşin ve siz de kendinizi her şeyinizle sevmeye başlayın. Gerçekten zor bir durumda kaldığınızda, kendinizi kapana kısılmış hissettiğinizde sakin bir şekilde nefes alıp verin ve sadece nefesinize odaklanmaya çalışın. Sizi rahatsız eden düşünceler nefesinize odaklandığınızda sizi rahatsız etmemeye başlayacaklardır.


Kaynak : Filoji.com

Bu konuyu yazdır

  Yükselen Burcunuzu Tanıyın
Yazar: Emka - 18-10-2017, Saat: 22:01 - Forum: Astroloji - Yorumlar (1)

Yükselen burç nedir?

Yükselen burç bizim hayata baktığımız “penceremiz”dir. Adeta gözümüzdür, hayatı oradan görürüz.

Bir başka deyimle, üzerimize giydiğimiz kıyafettir o.

O bizim güvenli elbisemizdir, kimi zaman kalkanımız.

Yükselen burcumuz bizim “dış” kişiliğimizdir sözün özü.

Bu kişilik genellikle öz kişiliğimize uygun, onunla uyumlu olur. Tabii öz kişiliğimiz ve dış/savunma kişiliğimiz arasında direkt, akıcı ve sağlıklı bir ilişki varsa..

Buna uyan güzel bir söz vardır, Mevlana’nın: “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol!”

Özetle, çocukluktan itibaren, kimi zaman kendimizi olaylara, insanlara, travmalara karşı korumak amacıyla kimi zaman sosyal hayatta kendimizi var etmek, göstermek amacıyla kendimize uygun bulduğumuz dış kişilik özelliklerini-huylar, davranışlar vs- Yükselen burcumuzun özelliklerinden alırız.

Bazı okurlardan şu şekilde bir soru almaktayım: “İnsan 30 yaşından sonra Yükselen burcun kişiliğinde olurmuş, doğru mudur bu?”

Yükselen yani dış kişiliğimizin özelliklerini, davranışlarını, huylarını fazlaca sergilediğimiz doğrudur ama tamamen Yükselen burcun karakterine büründüğümüz doğru değildir.

Ancak, kimi insanın gerçekten öz kişiliğini pek yansıtmadığına şahit oluruz. İşte buna, sürekli kendini savunma davranışlarına alıştırmış, bunun dozunu kaçırmış, öz kişiliğini yani öz benliğini, kendini ortaya çıkarmayı başaramamış ya da çıkarmamayı uygun görmüş kişilerde rastlarız.

Tabii ki Yükselen yani “dış kişiliğimiz”e her ne kadar savunma/maske kişiliğimiz desem de, o da bizim bir parçamızdır aslında. Ancak bu daha çok sosyal bir varlık olarak, çevreye bakarak kendimize uygun gördüğümüz ve edindiğimiz kişilik-davranış özelliklerimizdir.

Evet, insana bir dış kimlik de lazımdır hatta sağlıklıdır olması, ama bunu abartmayalım ve kendi öz benliğimize de sahip çıkalım derim.

Yükselen burcumuz ayrıca bizim fiziksel özelliklerini de aldığımız, tipimizi, görüntümüzü etkileyen bir burçtur.

Gelelim Yükselen burcumuzun bizi hayat içinde nasıl yönlendirdiğine…

Yükselen burcun yönetici yıldızı haritanın yöneticisidir der Klasik Astroloji..

Evet, bu doğrudur bir yerde..

Ne bakımdan doğrudur?

Şöyle kıyaslama yapayım daha net anlatabilmek için; öz burcumuz hayat amacımızdır, var olma sebebimiz, dolayısıyla öz burcumuzu temsil eden Güneş ve öz burcumuzun doğal yönetici yıldızı olan gezegen bizim hayat amacımızı işaret eder.

Yükselen burcumuz ve onun doğal yönetici yıldızı ise işte bu amacı destekleyen, besleyen, buna ulaşmamız için bizi motive eden şeylere işaret eder.

Özetle; hedefleri, yönelimleri Yükselen burçtan amaçlarımızı Öz burcumuzdan alırız.

Yükselen burcumuz bize öz burcumuzun işaret ettiği hayat amacına adeta sahne kuran bir organiztör gibidir.

Hayat sahnemizi, hayat arenamızı kurarken ve içinde yaşarkenYükselen burç ve onun yönetici yıldızının itkilerinden güç alırız.

Bir örnekle, konuyu noktalamak ve Yükselen Burçların tek tek özelliklerine geçmek isterim.

Örn; Öz burcu Boğa olan birinin amacı mutlu yaşamak, hayatında güzelliğin, üretkenliğin hakim olmasıdır. İnsanları mutlu etmeyi, sevgi, sıcaklık vermeyi ve onların maddi-manevi güvenliğini sağlamayı amaçlar.

Yönetici yıldızı Venüs’ten dolayı barışcıldır, sevecen, yapıcı ve hoşgörülüdür.

Haritada, öz burç temsilcisi Güneş ve öz burcun doğal yönetici yıldızı Venüs nerdeyse, amaçlarını, kendini var etmeye çalıştığı alanlardır.

Peki, bu amaçlarını nasıl bir sahne, nasıl bir çatı, nasıl bir hayat arenasında gerçekleştirmeye çalışıyordur? Bunun için Yükselen burç ve onun yöneticisine bakıyoruz.

Diyelim Yükselen burcu İkizler olsun kişinin. O zaman hayat sahnesinde, çevresinde bol bol iletişim unsurları, iletişime dayalı teknolojik aletler vardır.

Belki hayat sahnesi yabancıların olduğu bir ortamdır, örn, tercümanlık dolayısıyla elçiliklere gider gelir belki. Belki bir yabancı firma ile ortak çalışan şirketin iletişimden sorumlu kişisidir. Belki hayat sahnesi yurt dışıdır. Ya da sanatla uğraşan biriyse Venüsyen biri olarak, edebiyat yapılan, edebiyat konuşulan alanlarda yaşar.

Gelelim yükselen burçların özelliklerine…

Yükselen Koç Burcu


Yükselen Koçlar sanki iyi uyumuş da dinlenmiş gibi, parlak ve canlı gözlerle bakar. Kendilerini ilk etapta bu zeki, parlak ve canlı bakışlarla belli eder.
Zehir gibi de zekidirler. 
Kimisi efendi görünür kimi bıcır bıcır, ama mutlaka hepsi de dinamiktir, hemen harekete geçecekmiş gibi aktif bir bedensel duruşa sahiptir, hatta “sen konuş ben bu arada şu işi halledeyim” hali vardır.

Dur bir-iki dakika.. Yok.. Duramaz yerinde, çünkü harcanacak daha çok enerjisi vardır.

Marsiyen yapılıdır, yani yarışçı, rekabetçi ve kimi zaman savaşçı ve kavgacı. Çünkü Koçun yönetici yıldızı mücadele yıldızı Mars’tır.

Yükselen Koçlarda fiziksel bir özellik olarak ilave etmek istediğim bir şey daha; küçük küçük ama tez adımlarla yürür.

Ve Marsiyen yapıyla kanlı, canlı oldukları için, sıcaktan çabuk kızarırlar, yanakları çabuk al al olur.

Yükselen Koç erkeklerinin saç sorunu olabilir zaman içinde.

Yüz ve başlarıyla ilgili sorunları olabilir. Belki bir yara izi, belki baş bölgesine has bir rahatsızlık olabilir. Mars haritada iyi konumdaysa bu türden bir sorun olmaz.

Yaşamaya odaklıdır. Hayat sahnesinin gerisinde kalmaya razı olmazlar, hayatın içinde olmalıdırlar.

Hayat sevinci yüksektir. Genellikle kendiyle ve hayatla barışık olurlar.

Yaşama canlılığı gerçekten hayranlığı hak eder.
Ateşli, tez canlı yapıları vardır.
Sabırsızdırlar.
Yükselen Koç gibi sabırsız bir yükselen burcu olanlar genelde, kendi gibi canlı partner arar ama gider Venüsyen, daha yumuşak tabiatlı daha sakin kişileri seçer, tamamlanmak için.
Akılsız insana katlanamazlar. Akıllı olacak çevresindeki insanlar, onu isterler. Olmayınca bazen Koça has sinir krizleri, manifestolar artık hayatının bir parçası olur.
Yükselen Koçların en çok belası “sabır”dır.. Sırf sabır yüzünden, başlattıkları sürüyle hedeflerini bırakırlar. Uzayan bir iş onlara göre değildir.
Öte yandan, onlar çabuk ulaşılacak kısa hedeflerin ustasıdır. Tıpkı bir atlet gibidir bu bakımdan. Hedef bellidir, 1km koşu ve zafer. Hızla koşar ve zafere çarçabuk ulaşmak ister.
Ancak zaman içinde belki de sabrı en çok öğrenen onlar olur, kaçamazlar bu kaderden..

Neden çünkü tepelerinde bir Satürn vardır!

Hayat onlara ama işte ama evlilikte, özel hayatta, ama çocuklarıyla, sabrı öğretir.

Göstermezler ama çok fedakardırlar. Yüreklidirler. Cesurdurlar.

Yükselen Koçlar kızdı mı toslar, aman dikkat!..
Onlara bir şeyi bir kere anlatın, ikinci kere derseniz, hani diliniz durmaz da, o zaman uzaktan söyleyin..
Çünkü salak yerine konulmaktan hiç hoşlanmazlar.. Boynuzu geçirirler Alimallah.

Ancak merak etmeyin, o alevli, birden parlayan öfkesi iki dakika sonra geçer ve bir bakarsınız ki neşeli, şen kahkahaları patlatıvermiş yeniden.

Yükselen Koçlarda çok enteresan, kendilerinden pek beklenmeyen bir özellik vardır, gençliğinde hovarda, çapkın, flörtçü veya özgürlükçü takılan biri olsa da, ayrıca büyük ideal peşinde koşacak biri gibi görünse de, onlar şaşırtıcı bir şekilde evlilik ve yuva düşkünüdürler.

Gelecekte yöneldikleri şey bir yuva kurmaktır. 4.ev yuva evidir, Yengeç ve Ay yönetiminde bir yuva evleri olunca, bu bana göre hiç şaşırtıcı değildir.

Kimi Yükselen Koçların ise, kariyer yerine evliliği seçmesinin ardında haritalarının tepesindeki Oğlak burcu ve Satürn yönetimi olsa gerek. Kariyer ulaşılması çok zahmetli şey gibi görünür onlara, hele gençken hiç sabırları yoktur buna…

Ancak kimi de kariyeri er ya da geç seçer.

Yükselen Koçlar ilişkilerinde genellikle ya tepedeki burç Oğlak, ya da yuva evindeki Yengeç burcuna veya zıt burcu olan Teraziye çekilir.

Yükselen Boğa Burcu

Yükselen Boğa.. Evrenin en bereketli, verimli, etinden sütünden faydalanılan üyeleri..

Hakkınızda haksız laflar çıkmasına aldırmayın derim zaten aldırmamak, insanları aldırmazlığınızla çatlatmakta iyisinizdir.

Gülüp geçmek.. İşte, parolanız budur.

Siz kesinlikle çalışkansınızdır ama tıpkı bir boğa gibi inatsınızdır, sevmediğiniz bir işi asla yapmazsınız, dayak yer yapmazsınız, o derece..

Boğa Yükselenin Yönetici yıldızı Venüs’tür, Teraziler gibi, ama fark vardır aralarında.
Boğadaki naiflik Teraziye göre, daha çok güçle karışıktır, güçle karışık bir zarafet vardır hallerinde.

Bir Boğa Yükselenin mutlu bir ifadesi, yuvarlak yüzü, uyumlu, keyifli ve hoşgörülü bir hali vardır. Rahat, sakin yanlarıyla da insanları rahatlatırlar.

Sıcak hava yaratmayı severler. Kendileri sakindir, küçük şeyden mutludur, herkes mutlu olsun ister.

Ve o bir barış severdir, sonuna kadar hoşgörülü olurlar.

Ama damarlarına basınca, işte orada uyumlu bir inek gider, yerine tepeleyen bir Boğa
gelir mi, kesinlikle gelir.

Ne de olsa tam karşısında, zıt burcu Akrepten savaş konusunda iyi tüyolar almıştır…

Boğanın öfkesinin güçlü olması ve kızgınlığının uzun sürmesi içinde biriktirip bekletmesinden kaynaklanır. Birikir, patlayınca da deprem gibi sallar zemini Alimallah.

Siz bu sarsıntı esnasında, menzilinde olmamaya gayret edin, sonuçta Boğalar şiddet sevmezler, gözüne görünmeyin yeter..

Bir de özür dileyin, sizi affeder ama bir daha yaparsanız, unutmayın yazmıştır onu bir köşeye. Zorlamayın sabrını daha fazla..

Venüs insanıdır ne de olsa, estetik ve sanat hastası olurlar ve Venüsyen insanlardan çok sanatçı çıkar. Mimar da çıkar. Ve bankacı da çıkar çok. Ne de olsa para evinin hakimidir.

Peki, hiç düşündünüz mü, evrenin bu mülayim, sakin, uyumlu, mutlu, hoşgörülü, üretmek
ve mutlu olmak ve mutlu etmekten başka derdi olmayan üyesi neden bazen birden asla vazgeçmeyen bir asiye dönüşür?..

Neden çünkü Boğa Yükselenin tepesinde yani haritanın 10.evinde Kova vardır!

Kovanın öz yıldızını hatırlayalım; büyük değişim ve özgürlük yıldızı Asi Uranüs!

Yükselen Boğa işinde kesinlikle özgür olmayı sever, işine karışılmasından asla hoşlanmaz.

Yükselen Boğa çekicidir, çekiciliklerinin arkasındaki güçlü halleriyle de insanı çekerler. Sakin, hoşgörülü hallerinin arkasındaki güç insanları etkiler.

İşte, bu da onları karizmatik yapar, ne de olsa tepelerinde Uranüs vardır.

Yükselen Boğa ilişkilerinde genellikle tepesindeki burç Kovaya, ya da yuva evindeki Aslana, veyahut zıttındaki Akrep burcuna meyleder. Kendi gibi güçlü, inatçı ama kendinden farklı ve merakını çeken yanları vardır onların..

Yükselen İkizler Burcu

Yükselen İkizler burcunun Yönetici yıldızı zeka yıldızı Merkür’dür. Çok hızlı çalışan bir zeka, hızlı öğrenme kapasitesi vardır.
Hayatımızın habercileridir onlar, mesajcısıdır. Bir dolu konuda az veya çok şey bilirler, her şey hakkında bilgileri, söyleyecek sözleri vardır.

İkizler insanı ya uzun incedir ya da orta boylu ve genelde ince bir ağaç gibi süzülen bir halleri vardır. Meryem Ana gibidir kadınları, hani süzülen bir hali vardır onun ya.
İkizlerin yüzlerinde çil olur ya da saçlar kıvırcık olabilir. Bıcır bıcır, sevimli, uyanık, sempatik çocuk halleri vardır. Hareketleriyle sevdirir kendini.

Yerlerinde duramazlar, bir yerde fazla kalamazlar, on işi bir anda yaparlar, tez canlıdırlar.
Canlı, zeki bakan gözleri vardır, bu bakımdan biraz Koçu andırırlar ama Koçların canlı bakışına ateş, istek harmanlanırken, İkizler Yükselenin bakışında hafif şakacı ve o an kafası yüz şeyle meşgul halde olduğu belli bir ifadesi vardır, sürekli düşündüğü bellidir gözlerinden.
Ne de olsa Hava grubundandır, yani düşünce, iletişim, soyut fikirlerden sorumlu burç grubu.

Çok hızlı oldukları için odaklanma sorunları vardır, sabırları azdır ama zaten onlar leb demeden leblebiyi kapmıştır, hem daha soracak çok soruları vardır ya da getirdikleri haber…

Yavaşlıktan hoşlanmazlar. Espri ve hazır cevaplık yetenekleri süperdir.

Gazeteci, haberci ruhları vardır.

Kül yutmazlar. Zeki ve taktikçidirler. Merkür’ün verdiği zeki insanlara has çekicilikleri vardır.

İkizler yükselenin fiziksel yapısında, ayrıca iri göz ya da canlı, dışa bombeli gözler ya da ön dişlerde açıklık olabilir.

Gözleriyle bilgisayar gibi tararlar her şeyi.. Matematik zekaları kuvvetlidir. Çok yönlüdürler. Yeteneklidirler, elleri de hızlı ve beceriklidir.

İyi bir konuşmacı olurlar, komiktirler çok, insanı acaip merak ettirirler, izlenmesi keyifli kişidirler.

İlişkiler evinde zıt burç Yay vardır. Sevgili bulduklarında ya da evlendiklerinde en çok yapmak istedikleri şey belki de birlikte dünya seyahatine çıkmak ya da kır alana yerleşmektir.

Yükselenin tam karşısında, zıttında olan partner evindeki Yayların hevesli, tutkulu, maceracı, hedefe odaklı halleri onların hoşuna gider, çünkü İkizler Yükselen her şeyi bilir ama onları nasıl düzene koyacağını bilen, bilgilerini daha geniş, daha yüksek düzeyde bir alanda büyütmek ve genişletmek için Yay gibi birine ihtiyacı vardır.

Kimi Yükselen İkizler gizli bir düşünce lideridir, siyasete ilgi, hayata karşı taraflı duruşları vardır.

Neden çünkü tepelerinde Neptün vardır!

Yükselen İkizlere göre haritanın tam tepesindeki burç Balık ve Balıkın yöneticisi Neptün’dür. Ayrıca Jüpiter de ikinci yıldızdır.

Bu arada, görebiliyor musunuz, bir İkizler yükselenin Yay, Balık gibi nasıl Jüpiteryen birine ihtiyacı olduğunu?.. O güzelim devasa bilgisi nasıl yayılır dünyaya yoksa..

Tepelerinde Neptün vardır dedim. Hayallerin, ideolojinin, romantik ve yüksek inançların gezegeni.

Yükselen İkizlerin bir hayali olmalıdır. Aslında tek bir şeyde kalmak onlara göre değildir fakat Neptün onları sıkıştırır: “Bir hayal edin!” Bir amacın olsun, der.

Ve bu amacın bir ruhu olmalı!

Daldan dala atlamak yerine, güzelim fikirleri, bilgisi bir işe yarasın ister Neptün.

Neptün sosyalizmin yıldızıdır, İkizler Yükselen gizli bir sosyalisttir, ilerici fikirleri vardır, görüşlerini savunmak onların en büyük amacıdır. Ayrıca bir şeyin sembolü olmak!

İşte, ruhlarının ihtiyacı olan şey budur. Marilyn Monroe “seksi kadın” sembolüdür.

Bir İkizler Yükselen olarak, bir şeyin sembolü olmak. İşte budur!

Bazı İkizler Yükselen tam tersi dindar, hatta dinci olabilir. Bu da Neptün’ün başka yüzüdür. İkizler Yükselen tarih, kültür, mitoloji sever. Uygarlıklar İkizler etkisindedir zaten..

Aşkta kendine mutlu, neşeli, duygusal yanı olan birini ararlar. Onun tatlı ama bir o kadar da bol çenesine katlanacak birini ararlar.

Ve genellikle dediğim gibi, partner olarak ya Jüpiteryen yani Yay ya da Neptünyen yani Balık burcu kişilere meylederler. Duygusallıktan kaçanları ise, kendi gibi Merkür yönetiminde olan Başaklara meyleder.

Yükselen Yengeç Burcu

Yükselen Yengeçler hava durumu gibidir.. Her an değişirler, her şeyden etkilenirler..

Yükselen Yengecin Yönetici yıldızı Ay’dır. Çok duygusal yapar Ay onları. Her en ağlayacak gibidirler. Gülerken ağlamak misali..

Kadınlarda güzel göğüs, hülyalı bakışlar, duyguları çok iyi anlatan gözler ve etine dolgun bir beden..

Yükselen Yengeç erkeği deyince aklıma çizgili pijama geliyor. İşte ne kadar yorulurlarsa yorulsunlar, evde tembellik severler.

Yengeçler öncü burçtur, çevresini çekip çevirmek, yönetmek ister. Naiftirler de o yüzden bazen kırmamak için kırılmayı göze alırlar.

Yalnız yine de Yükselen Yengeçlerin duygusal, kırılgan hallerine bakmayın, duygusal halden çabuk sıyrılır, bir anda başka biri olurlar.

Yükselen Yengeçten neden çok siyasetçi veya asker vs çıkar, bilir misiniz?

Tepelerinde Mars yönetiminde Koç burcu vardır da ondan! Savaşçıdır işinde ve genel hayatta o.

Ayrıca Yengeç yuvasını, sevdiklerini, vatanını korumayı sever zaten.

Yengeç Yükselen Ay yönetiminde olduğu için toplum liderleri olurlar, aralarında iyi belediye başkanı çıkar mesela. Siyasete, yönetmeye, ticarete yatkındırlar.

Maddi güvence de önemlidir onun için, yuva tabii mutlaka en önemli şeydir.

Yengeçler işte bir savaşçı, evde evcimendir.

Yengeç Yükselen ve Ay.. Çeker insanı, mangetizması vardır, Ay’ın gel-git yaratan çekim kuvveti gibi çeker insanı.

İnsanın ruhuna dokunur, ruhuna sıcak gelir hareketleri..Dikkat çekerler girdikleri ortamda, insanın onun yanında duygusal olası gelir. İnsana duyguları hatırlatır.. Ve bir kalbimiz olduğunu.

Hayata da zaten duygularıyla bakar. Çok zeki olsa da, duygu onun için en önemli şeydir.

Yuva evlerinde Venüs yönetiminde Terazi olduğu için evde el becerisiyle uğraşan veya kendine ait ve bir şeyler ürettiği bir dükkanı vs olabilir. Gıda, yemek sektörüne yatkındırlar. Kendi perdelerini, kendi elbiselerini kendi dikerler vs.

Bu türden şeyler yapmasa bile evinde, kadın olsun, erkek olsun, evi süsleme hevesi vardır. Evde lüks ve antika severler ayrıca.

Ay nerdeyse haritada Yükselen Yengeçler için orası yuvadır, vatandır.

Kendini huzurlu hissettiği yerdir, inançlarını, hayallerini ve bir amacını gerçekleştirdiği yerdir orası.

Örn; Ay 9.evdeyse gezer bolca, uzak diyarlar, dünya onun için vatandır.. Çeker onu uzaklar, bir anne kucağı gibi…

Yükselen Yengeçlerin çekici, sıcak, güzel ve hissettiği duyguları çok güzel yansıtan bakışları, şefkatli halleri insana güzel gelir.

Girdikleri yerde kabul görürler, toplumun önde gelen, toplumca onay alan, yaptıklarıyla toplumum beğenisini kolayca kazanan, toplumun kalbine, ruhuna hitap etmeyi bilen insanlardır.
Onların ekmek, peynir aldığı bakkal yıllarca aynıdır, gittiği kasap değişmez. Yaşadığı
yerdeki tüm esnafla, tüm mahalleyle samimi, akraba gibidir. Hatır, gönül, vefa onlar için çok önemlidir.

Ay parlak evdeyse parlarlar hayatta, toplumun tuttuğu kişi olurlar, toplumu, insanları duruşuyla etkileyen ve sürükleyen kişi olurlar. Sanki toplum için bir yakın, aileden birisi gibidir onlar ayrıca.

Bereketli ve uğurludur.

Yükselen Yengeçler ilişkilerinde genel olarak ya tepelerindeki burç Koç, ya zıt burç Oğlak ya da yuva evindeki Terazi burcuna meyleder.


0a785842d1965ae62a9e8464b55ef971.jpg



Yükselen Aslan Burcu

Yükselen Aslanların en önemli yeri “yeleleri”dir.. Saçlarına dokunmayın da ne yaparsanız yapın..
Saç onların Asalet kostümüdür.

Aslan Yükselenlerin heybetli, sanki foto için poz veriyormuş gibi bir halleri vardır. Heybetli, dik, kendine güvenli ve güneş gibi parlak ve sıcak..
Yükselen Aslanların egoları yüksektir, şımarık görünen yanları da vardır ama asla hadlerini aşmazlar. Çünkü gururları vardır. Taktik, oyun vs severler ancak bunu asaletlerini bozmadan yapmak isterler.
İstikrar severler ama gizli bir çılgındırlar öte yandan.

Tutku.. Ateş.. Hayatı sevmek.. Onları iyi anlatır. Azla yetinmek duygusu yoktur. Büyük isterler. Ve büyük oynarlar.

Genelde kumraldırlar. Güneş Yöneticileri olduğundan olsa gerek..

Kadınları sarı saçlı, frapan, süslüdür, şahşahalı giyinir. Dikkat çeken, iddialı gözlükler vs..

Nerde en cafcaflı, süslü, abartılı, leopar desenli, klas giyen biri varsa mutlaka onun ya burcu ya yükseleni Aslandır.

Erkekleri de öyledir, mesela altın takı seven erkeklerin ya burcu Aslan ya da Yükseleni Aslandır.
Star havası vardır ayrıca onlarda.

Yönetici yıldızı Güneş dedim ya, Güneş nerdeyse haritada kendini orada var etmek isterler.
Aşkta çılgındırlar. Kendilerinden beklenmeyeni yaparlar, çünkü zıt burçları Kova kışkırtıcıdır onlar için, ondan sıra dışı, çılgın şeyler için ilham alırlar. Zaten kendileri ateşlidir, oyun, heyecan seveler.

Ancak, onlar enteresan bir şekilde gizli bir yuva severdir ayrıca.

Bekarken çılgın ama akılları kral/kraliçelerini buldu mu evlenip yuva kurmakta olan kişilerdir. Bu da doğaldır, Aslanın hüküm sürmesi için bir krallığa, yuvaya ihtiyacı vardır değil mi?..

Ve ayrıca aşkta çılgın olsalar da, tepelerindeki Venüs yönetimindeki Boğa onların sıcak ve kalıcı olan bir yuva hedeflemelerini sağlar.

Her işte her yerde ne yapıp edip parlarlar. Yiğittirler. Bir de çok açıktırlar. Kendileriyle veya başkalarıyla ilgili gerçekleri söylemekten çekinmezler. Kimden korkacaklarmış..

Aslan Yükselenlerin fiziksel yapısıyla ilgili son bir özellik; saç tipini değiştirmezler, kendileri için heybetli ve havalı bir model bulurlar. Budur onların “yelesi” veya “tacı.”

Yükselen Başak Burcu

Yükselen Başaklar inanılmaz titiz, düzen, detay, hastasıdırlar. Ve hijyen delisi.

Eğer domatesi deterjanla yıkayan birini görürseniz, teşhisi koyun: ya burcu Başak ya da Yükselen burcu Başaktır.

Her işte mutlaka mantık ararlar. Şüphecidirler.

Yükselen Başaklar biraz ince yapılıdır. Hızlı ve enerjiktirler, çabuk enerji yakarlar.

Yükselen Başak erkekleri ve kadınları genellikle sade ama şık giyinirler, en önemlisi de tertipli giyimdir.

Erkeklerde gömlek ütülü ve düğmeler sonuna kadar kapalıdır, ya da açsa bile tertipli durmalıdır yakası vs. Fizik yapıları iyidir, çünkü ya çok koşturmaktan ya da spor yapmaktan, kıyafeti iyi taşırlar.

Formda kalmak onlar için çok önemlidir. Sabahın köründe kalkıp spor yaparlar..

Yükselen Başak kadınları hatta erkekleri belki de fiziğiyle en çok uğraşan kişidir, zırt bırt saç modeli, saç rengi değiştirler. Bu biraz da mükemmeliyetçi yapından yani hiç bir şeyden tam olarak memnun olmamaktan kaynaklıdır.

Çok zeki olur Yükselen Başaklar, sistematik işlerde, araştırma, soruşturma, dille alakalı işlerde çok iyidirler. Yönetici yıldızları Merkür’dür çünkü.

Genellikle iletişim-bilgi alanında, bir şeyin beyin takımında, mutfağında, sözel-yaz işlerinde, teknoloji işinde, hesap kitap işlerinde çalışırlar.

İyi strateji kurarlar. Hizmet duyguları yüksektir.

Mütevazi ama mesafelidirler.

Yükselen Başak erkeklerinde Man in Black havası vardır, elinde James Bond çanta, önemli görevlere koşturan.. Zaten James Bond’un Başak burcu olmasından şüpheleniyorum..

Ya da İngiliz Kemal halleri vardır erkeklerin. Ülkesi için gidip ajanlık yapan, görevimiz tehlike durumları..

Bir işkoliktirler.

Disiplin severler, dakiktirler, iyi gazeteci, iyi bir araştırmacı, tüyocu, strateji uzmanı, haberci olurlar.

Bir şeyin beyin takımında, organizasyonunda olmakta iyidirler. Bir alanda uzmanlaşmaya yatkındırlar ayrıca.

Sadece, Başak Yükselenlere biraz vizyon, biraz duygu, biraz hayal gerekir. Bunun için birlikte çalıştıkları kişilerden ilham almalıdırlar.

Hayata biraz duygu, biraz lezzet katmak için, duygu dünyasını besleyen kişilere yönelirler.
Ancak, sanmayın ki Başaklar sadece entelektüel ya da hizmet sektöründe çalışır.

Başak Yükselenlerin on elinde on marifet vardır. Tepelerindeki İkizler de kendileri gibi Merkür yönetimindedir. Ve seslerini duyurmaya önem verirler. Hedefleri yaptıkları işte ses getirmektir.

Merkür, Venüs’ten sonra şarkı, müzikle ilgili bir yıldızdır, Başak Yükselenler arasında çok şarkıcı, sanatçı çıkar. Sesle ilgili, konuşmayla ilgili işlerin yanı sıra sanatın dalları vardır ayrıca. Sanatta ses önemlidir.

Kulakları sağlamdır, iyi müzik aleti çalabilirler ayrıca. Ve kulak yeteneği onlara iyi taklit de yaptırır. Zaten Merküryen yapı biraz muzip, şakacı, esprili, nükteli yan verir onlara.

Yükselen Başaklar çalışırken başkalaşır adeta. Gündelik hayatta titiz, sakin, prensipçi, şifacı, hijyen, iyi gününde esprili, negatif gününde eleştireldir ama çalıştıkları zaman sanki başka birine dönüşür, her şey gider, sadece o görev, o iş vardır merkezlerinde.

Dikkat ve odaklanmada iyidirler.

Yükselen Başaklar genellikle ilişkilerinde tepelerindeki burç İkizler, ya da yuva evindeki Yay veya zıt burç Balıka yönelir. Kendini bu burçlarla tamamlar.

Yükselen Terazi Burcu

Yükselen Teraziler Venüs yönetiminde.. Yani naiflik, zarafet, diplomasi, şıklık..

Asildir.

Yükselen Teraziler ayrıca şımarıktır biraz, estetiğe, inceliğe önem verirler.

Naif hallerine kanmayın derim çünkü kadife eldiven takan otoriter, lider ruhlu bir kişi olabilir. Ve eldivenin altında demir yumruk bulunabilir.

Terazi Yükselenler siyasidirler, hayata karşı mutlaka siyasi bir duruşları vardır.

Devrimci ruhludurlar. Eşitlik, hak adına düzenlenen protestolarda bolca Terazi Yükselene rastlayabilirsiniz.

Özgürlük, adalet, eşitlik vs konulara karşı hassastırlar.

Dilleri tatlıdır, süslü kelimeleri iyi becerirler ama fikirlerini söylerken de çok açık sözlüdürler ayrıca. Bazen seviyor mu dövüyor mu anlamak zordur, insanı iki arada bir derede bırakırlar.

Zekidirler ve olaylara tarafsız bakmak, gözlemlemek yetenekleri olduğu için, iyi yalan yakalarlar ve iyi yüze vururlar.

Genelde herkese karşı kibar davranmakla birlikte, sevmedikleri, kızdıkları kişi karşısında
şımarık konuşurlar, eğer karşısındaki kişi hak etmişse ona göre, bu durum alaycılığa varır.
Artık karşısında olan tabanları yağlasın, erkekliğin yüzde 10’u kaçmaktır desin. Benden tavsiye…

Kimi Yükselen Teraziler ise eşitlik, hak, kimseyi incitmemek, üzmemek derdiyle, sürekli endişeli, tereddütlü bir hali vardır. Zarif endişelerdir onlar..Aman kırmayım, aman ortamı germeyim vs.

Terazi Yükselen olunca ilk akla gelen Venüstür! Mutlaka estetik olmalı işlerinde ve hayatlarında.

Ve sosyallik önemlidir onlar için. Sosyal işlerde çok iyidirler.

Sanat kabiliyeti olan sanatla, siyasete ilgisi olan siyaset sahnesinde boy gösterir. Ve sosyal içerikli, halkla ilişkileri bol işlerde severek çalışırlar.

Her türlü sosyal organizasyonlarda boy göstermeyi severler.

Terazi Yükselenler salon insanıdır biraz da, huysuz zamanları hariç..Salon insanı şıklığı, bazen abartıya kaçan ve bazen suni duran neşeleri vardır. Salon ortamında, süslü, lüks ortamlarda kelebek misali dolaşmak, sosyalleşmek yakışır onlara..

Terazilerin yaptıkları işlerle parlaması ve toplum tarafından sevilmesinin nedenlerinden biri Venüsyen yanıdır, diğer bir şey ise, tepelerinde Ay bulunmasıdır.

Çünkü haritanın en tepesindeki ev Ay Yönetimindeki Yengeçtir.

İster siyaset ister, sanat, ister başka işler olsun, yaptıkları işlerle dikkat çeker, toplumun gözdesi olmayı başarırlar. Ay etkisi toplumun kalben onları sevmesine destek olur.

Toplumun ruhuna hitap etmeyi bilir. Tabii biraz mavi boncuk dağıtmayı da bilir.

Yükselen Terazi bir şeyi sunmak, tanıtmak, değerini yükseltmekte ustadır ayrıca.

Aralarında çok kuyumcu, pırlanta satıcısı, antika eşya satıcısı vs olur.

Yükselen Terazi ilişkilerde genellikle tepesindeki burç Yengeç, zıt burç Koç veya yuva evindeki Oğlak burcuna meyleder.

Yükselen Teraziler yuva kurmayı hem çok isterler, hem korkarlar, bilirler ki yuva kurduğunda nerde tatsız sorumluluk varsa üzerlerine atılacak. O yüzden olgunluk çağında kendilerini yuva kurmaya hazır hissederler.

Yükselen Akrep Burcu

Yükselen Akrepler için hayat bir savaş alanıdır.

Her şey onun için bir savaş, mücadele, ölüm-kalım meselesidir.

İyisi-kötüsüyle tüm duyguları inanılmaz yoğunlukta hisseder, yaşarlar. Ve her şeyi iliklerine kadar yaşamak isterler.

Bir şey onun istediği gibi olunca ondan mutlusu yoktur, olmayınca ondan mutsuzu yoktur.

Lütfen biraz relax.. Bir dönün bakın etrafınıza, mesela tam karşınızdaki, zıt burç Boğaya..
O şu an şezlonga uzanmış, hayatın tadını çıkarıyordur, hem de bir şeylerin olacağından emin, keyifle güneşleniyordur. Onun haline kızmayın, siz de bir şezlong kapın yanında..

Yükselen Akreplerin bu ölümüne sevgi, ölümüne zafer duyguları korkutur beni.

Hayır! Hayat bu değildir, gerçi hayatın tadını çıkarmayı da bilirler ama bir şeyler istediği
gibi gittiğinde.

Dayanıklı, uzun soluklu, sabırlıdır ve duyguları ve sezgileriyle yaşar.

Öte yandan çok da zekidir, şüpheci, kurnaz, derini gören bir zekaları vardır.

Yükselen Akreplerde derin bakışlar, gizemli bir hava, hem her şeyi konuşan hem hiçbir sırrı ele vermeyen, ketum yanları vardır. Merak edersiniz onu.. Çok gizemlidir.

Ayrıca karizmatiktirler. Yönetici yıldızları Plüton onlara mıknatıs kuvvetinde güçlü çekim kuvveti verir.

Seksapelleri yüksektir. Aşkta, sekste tutkulu ve cesurdurlar.

Gizemlidir dedim, duygularını, fikirlerini bilmezsiniz, güler ağladığını bilmezsiniz, mutluyum der ama daha yeni bir savaştan çıkmıştır belki de.

Çünkü insanlara zayıf görünmekten hoşlanmaz, hırslı yapıları, güçlü olma ihtiyaçları ve egoları tutar onları.

Ne de olsa tepelerinde Güneş’in yönettiği Aslan burcu vardır. Güçlü olmak iki burcun etkisiyle artık bir tutkuya dönüşür.

Tepelerinde Güneş yönetiminin de etkisiyle, kimisi sanat, kimi siyaset, kimi iş alanında yönetici olmak, bir yıldız gibi parlamak ister. O alanın yönetimi, kontrolü elinde olmalıdır,
Haklıdır da, iyi yönetir işleri ve insanları.

Ayrıca bunun etkisiyle, eline aldığı işleri de parlatmayı bilir.
Yükselen Akrepler yönetmeyi, kontrolü severler. Hatta biraz kontrol-frik olabilirler. İyi de yönetici çıkar aralarında. Meslekleri neyse o alanda iz bırakmak isterler

Cesurdurlar.

Yükselen Akreplerin Yönetici yıldızı önce Plüton sonra Mars’tır.

Sahiplenmeyi severler. Ama kendilerini bıraksalar, Plüton onlara daha fazlasını verir.

Plüton haritada neredeyse, Yükselen Akreplerin mücadele, güç, gizem, misyon, aşma alanı orasıdır, ve cevheri, gizli hazinesi de oradadır.

Plüton eşittir misyon ve aşma gücü.. Dönüşüm…Yani Plütonik bir giysisi vardır onların.

Kendileri Plütonik/Marsiyen yani sert yapılı olduklarından, etraflarında Venüsyen insan ararlar, sıcak, rahat, sevecen kişiler yani. Kendileri de sıcaktır ama Venüsyen sıcaklıkta bir huzur, tatlı ve insanı gevşeten rahatlık vardır. İşte, bu bir savaşçının, savaştan döndükten sonra yanında dinlemek isteyeceği kişi modeli.

Akrep Yükselenler ilişkilerde genellikle ya tepelerindeki burç Aslan, ya zıt burç Boğa veya yuva evindeki Kovaya yönelir. Hem kendisi gibi güçlüdür onlar da hem farklı özellikleriyle onun gizem sever yanını kışkırtırlar.

Yükselen Yay Burcu

Yükselen Yaylar evrenin gezgin, maceracı ruhları..

Neşelidirler. En tipik özellikleri gülümsemeleridir.

Yükselen Yayın gülümseyen dudakları, neşeli bir yüz hattı vardır.

Yay Yükselenlerin duruşunda filozof bir hal vardır ya da bilge kişi.

Hareket severler. Bir yerde uzun kalmaktan çabuk sıkılırlar. Gezmek, dolaşmak, bir şeyleri keşfetmek, hareket halinde kalmak isterler hep.

Huzursuz, geniş tarlaları ve doğayı özleyen ve kaçıp giden asi ve asil atlar gibidirler.

Asil yanları vardır.

Adildirler.

Açık sözlüdürler. Düşüncelerini art niyetsizce, olduğu gibi söylerler. Herkesi kendi gibi iyi niyetli, açık gönüllü sanırlar.

Ancak bu açık sözlülük daha sonra başlarına dert açar, çünkü bazen açık olayım derken çam devirirler.

Yay Yükselen fiziksel olarak uzun boy verir genellikle. Uzun boylu değilse bile, sportif ve rahat tavırlı bir beden verir.

Saçlar gürdür, atın yelesi gibi dalgalanır.

Yükselen Yay burcunun yönetici gezegeni Şans ve genişleme, bolluk yıldızı Jüpiter’tir.

Jüpiter’in onlara kazandırdığı hem öğretici, hem öğrenmeye, bilmeye meraklı yan ve filozofik bakış açısından dolayı, girdikleri ortamda insanların saygısını kazanırlar kolayca.

Hatta insanın onların yanında ceketini ilikleyesi gelir.

Onların karizması bilge hallerinden, alanında otorite olmalarından gelir. Ve tabii her an kaçıp gidecekmiş gibi duran özgür ruhlarından.

Saygıyı hak eden hayat görüşleri, hayata ektik bakışları, adil, paylaşımcı yapı ve ayrıca işlerinin uzmanı olmak gibi özelliği nedeniyle toplumun “saygı duyulan” kişileridir.

Özgürlük savaşçısıdır o ayrıca. Aristokrat bir savaşçı, bir şövalyedir o.

Çok girişimci olurlar, Yönetici yıldızları şans gezegeni Jüpiter’e de çok güvenerek sürekli
bir girişim, bir hedef peşindedirler.

Kendilerine inanır ve güvenirler.

Aşk onlar için bazen bir oyun bazen sanki bir sportif yarışı kazanma hevesidir. Aşkta ayrıca tutkuludurlar.
Zaten hayata karşı tutkulu, hevesli kişilerdir. Yaşama sevinçleri yüksektir.

Hedefsiz kaldıklarında depresif olurlar. Mutlaka ulaşılacak hedefler lazımdır onlara.

Tam bir hobi severdir, zaten çok yönlü yetenek ve bilgileriyle hiç uğraşsız, hobisiz kalmazlar.

Yükselen Yaylar sık kent, mekan değiştirir.

Kafaları sıkılır, basar giderler yurt dışına. Bir anda hop çanta sırtlarında. Gezgindirler.

Yaşasın seyahat!

Dil becerileri de vardır, her yerde iki kelime dil bilseler bile hiç aldırmazlar buna, herkesle anlaşırlar.

Yaylar garları, hava alanlarını, hanları çok severler.

Evliya Çelebi gibidirler.

Fizikleri çekicidir, asil bir at gibi seyretmesi hoştur onları, salına salına yürürler..

Yükselen Yayların dil becerileri, dille, iletişimle alakalı işlerde kendilerini göstermeleri tabii en başta Jüpiter’den gelir, sonra da tepelerindeki Merküryen yönetimindeki burç Başaktan. Başak ve Merkür ona taktik kurmayı, stratejiyi öğretir.

Yay Yükselenler ilişkilerinde genellikle tepelerindeki burç Başak, ya da yuva evindeki burç Balık veya zıt burç İkizler burcu insanına meyleder.

Yükselen Oğlak Burcu

Oğlak Yükselen kadını da erkeği de gerçekten lider ruhlu, yönetici ruhlu olurlar.

Çünkü Yönetici yıldızları ilk başta Disiplin yıldızı Satürn ve sonra Uranüs’tür.

İddialı, hırslı, rekabetçi, disiplinli görünürler.

Kadınları hoştur ama dikkat, karate bilirim duruşu vardır..! Erkeklerinde de kick boks veya boks bilir haller vardır.

Disiplinli, kural sever hallerinin arkasında bir çılgın bulabilirsiniz. İşte ciddi, genel hayatta kendine has, çılgın yanları olan ve büyüdükçe de şarap gibi gençleşen tiplerdir.

Şaşırtıcı bir şekilde genç görünmeye meraklıdırlar.

Oğlak Yükselenler iyi düzenleyici olurlar. Bilim kafaları da vardır, Satürn sıkı disiplinli bir kafa verir onlara.

Her şeyi ciddiye alırlar. Çalıştıkça, hayatları da düzendeyse onlardan iyisi yoktur.

Öncü, halk adamı havaları vardır. Kimi Yükselen Oğlakta Aristokrat bir hal vardır.

Tarih severler.

İddialı oldukları için kendilerini sosyal hayatta da göstermek isterler. Tepelerindeki Venüs yönetimindeki Terazi onları yıldız yapabilir.

Yükselen Oğlaka göreTerazi tepededir dedim. Yani Venüs..

Satürn ve Venüs.. Bazı Oğlak veya Oğlak Yükselenlerin neden sanatçı olduğunun, ve alanında öncü, kendine özgün eserler ürettiğinin sebebidir.

Ve sahneyi neden çok iyi doldurduklarının ve sahnede parladıklarının nedeni..

Satürn-Venüs birlikte yapı duygusu, form yeteneği, inşa becerisi verir onlara. Bir şeyi formuna sokmak, bir şeyi temellendirmek, şekillendirmek, işi bir formata sokmak vs iyi becerirler.

Detayı ve ince işi de severler.

Oğlaklardan da iyi mimar, grafiker çıkar, form duyguları güçlüdür.

Zaten çalışkandırlar, işkoliktirler. Sorumluk duygusu; felsefeleri budur.

Çalışmadıkları zaman huysuz, agresif, haşin olurlar.

Oğlak Yükselenler de siyaset severdir. Hem Oğlak siyasetten sorumlu bir burçtur, hem Terazi. Aralarında iyi siyasetçi, yönetici, bürokrat, devlet adamı çıkar.

Aşkta duygusallık ararlar.

Her şeye akıl gözüyle baktıkları için, hayatlarında duygusal, ateşli kişiler ya da romantik kişiler ararlar, tamamlanmak için.

Oğlak Yükselenlerin ilişkide en inat yanı aşkta sevgilerini göstermemeleridir. Seviyorum sözü onlar için çok nadir söylenmesi gereken bir sözdür, israfı sevmezler..

Aşkta Oğlak Yükselenin dediğine değil yaptıklarına bakınız. Yoksa kafasına bir vazo fırlatıp gitme isteğiniz her an galip gelebilir.

Yükselen Oğlak için ciddi ilişki, evlilik bir hayat, nefes almak ise de, aradığını bulmadığında flörtçü olabilir, çünkü zıt burç Yengeçin yönetici yıldızı Ay onların yalnız kalmaktan korkmasına, ilişkilerde yalnızlığı sevmemesine neden olur, yanında bir partner arar mutlaka.

Ancak bir Oğlak için eş duygusu, karı-koca duygusu önemlidir, bu duyguyu bulmadan ilişkilerinde duygusal tatmini yakalaması kolay olmaz. O bir babadır/annedir, o bir eştir. Budur onları mutlu edecek, tamamlanmış hissettirecek ilişki. Tabii bir de ilişki evindeki
Ay yönetimini hesaba katarsak, ruh eşini ararlar diyebiliriz.

Yükselen Oğlaklar ilişkilerde ya tepelerindeki burç Terazi, ya yuva evindeki Koç veya zıt burç Yengeçe meylederler.

Bu konuyu yazdır

  Bolluk ve bereketin benzersiz kaynağı
Yazar: Emka - 18-10-2017, Saat: 18:53 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Sizlerle çoğu kez bolluk ve bereket üzerine inançlarımız, para algımız ve hayatımızda paranın yeri konusunda yazılar paylaştım. Bu başlık aslında çok derinden incelenmesi gereken bir konu. Hepimizin küçük yaşlardan beri edindiğimiz, belki bugün halen farkında olmadığımız fakat hayatımızın bazı noktalarında “sorular” ve hatta “isyanlar” olarak ortaya çıkan “para” ile ilişkili bilinç seviyemiz mevcut.

Peki nedir para bilinci? Bir kere önemli olan para kavramının hayatımızda ne ifade etmekte olduğudur. Ben bugün bu yazımda sizlerle biraz daha detaya inelim istiyorum, kendimize geride kalmış bir soruyu soralım, belki topluluk içinde olsak açıkça cevap vermeye bile “utanacağımız” (ben de o kişilerden bir tanesiyim örneğin para konusunda konuşmaya genel olarak utanırım) bir konudur değil mi para konuları?

Şimdi bir sorum var; para kelimesi ne anlam ifade ediyor sizin için? Çok farklı cevaplar olabilir, “para benim için isteklerimi gerçekleştirmenin bir yolu, para hayatımın olmazsa olmazı, para kazanmak için yaşadığım bir araç, hayatımda ne kadar çok çabalasam da asla bana istediğim kadar verilmeyecek bir şey, para kötü bir kavram sadece hayatımda olması gerektiği için olan bir kağıt parçası, para beni mutsuz eden bir şey, para hayatımda gördüğüm herkesin değer biçme yöntemi”… 

kisisel-gelisim-bolluk-bereket-1-1280x719.jpg

Cevapları okudunuz ve kendiniz de düşündünüz; sizce bu cevaplar “para” tanımı yaptığımızda bu cevapları veren kişiler için hayatlarında nasıl bir “para” durumu olduğunu biraz olsun bizlere açıklamıyor mu? Hemen örneklendirelim, şu cevabı veren bir kişi için “para kötüdür, ne kadar çabalasam da bana istediğim kadar verilmeyecek, kazanamayacağım, benim hiçbir zaman o kadar param olmayacak”… Bu inanca sahip isek “istediğimiz” parayı kazanabilmemiz veya bu bize verilecek olsa bile “hak ettiğimize” dair bilinç seviyemiz hangi noktadadır? Sizce hayatımızda bolluk ve bereketin tezahürü kolayca gerçekleşebilir mi?

Peki bir başka cevaptan örnekler vermeye devam edelim. Diğer bir kişi ise parayı şöyle tanımlıyor: “Dünyada bolca bulunan bir kaynaktır, bana her daim ihtiyacım olduğu kadar hayatımda hedeflediğim ideallerime ulaşmak, insanlara yardımcı olabilmek ve daha iyi yerlere gelebilmek için her daim bolca verilir. Bugün sahip olduğumdan çok daha fazla param olacağına inancım tam, bu para ile birlikte bugün sevindirebildiğim insanlardan daha fazla insana yardımcı olabilmeyi, burs verebilmeyi ve hayırda bulunabilmeyi hedefliyorum“. Bu cevabı veren bir kişinin hayatında bereket tezahürünün “olmaması” mümkün müdür?

İşte para ile ilişkimiz ve hayatımızda mevcut bolluk ve bereket anlayışımız çok önemli iki temel unsurdan kaynak bulmaktadır; “para” kelimesini eşleştirdiğimiz bilinçaltı inancımız ve daha sonra para hakkında verdiğimiz “hak etme’” seviyemize dair kararımız. Bu iki bileşeni öyle detaylı öyle üstü açık incelememiz gerekir ki; daha biz bu adımı atadan çoktan gelecek bereket sürecimizi şekillendiriverirler.

Şimdi ben bu iki önemli konuyu sizlerin derin düşücelerine bırakırken, çok önemli bir üçüncü adımı paylaşmak istiyorum. Para kavramına hayatımızda bir “anlam” katabilmek. Hani bazı inançlarımız vardır “çok para çok sorun, çok para huzursuzluk, çok para anlamsız alışverişler” veya “çok para ne yapacağımı bilemezdim” gibi inançlarımızı kökünden tersine çevirmeyi. Evet, istediğiniz bereket ve bolluk seviyesine bir anlam yüklemenizi, “bu parayı edineceğime inanıyorum ve bununla bir hastane yaptıracağım. Buna inanıyorum ve bu paramın bir kısmını X kurumuna bağışlayacağım veya bu paramın bir kısmı ile ihtiyacı olan bir kişiyi ameliyat ettireceğim veya bu paramın bir kısmı ile bir çifti evlendireceğim”…

kisisel-gelisim-bolluk-bereket-1-1-1280x722.jpg

Bunlar sadece birer örnek fakat, sizler işte para ile olan ilişkinize aynı sevgi ile olduğu gibi, arkadaşlık ile olduğu gibi, yani dünya üzerinde var olan diğer enerjiler ile olduğu gibi bakmaya başladıkça, “para” karşısında duruşumuz, inancımız ve arzularımız da etkileniyor olacaktır. Toplumumuzun çoğu kez dayatmış olduğu, belki küçük yaşlarımızdan beri bilinçaltımıza işlenmiş olan paranın, bulunmaz, hak edilmez, çokça kazanılamaz, hayatta erişilmezi zor olan, ancak çok ama çok çabaladıktan sonra hak edilmesi gibi “yokluk” bilinci ile özdeşleşmiş inançlarımız da böylece biraz olsun değişebilecektir.

Bugün kendinize sorun isterim, “Y” bir miktar hayal ediyorsanız, gerçekten “kazanamayacağınız” doğru mudur? Buna inanmayı seçen siz değil misiniz? Ya tersi mümkün olsaydı ve gerçekten de bugün bu Y miktarını kazanan insanların varlığını biliyor olsaydınız bu, inancınızı değiştirir miydi? Y kadar para miktarını hak ettiğinize inanıyor musunuz veya bunu sadece bir hayal olsun diye mi istemektesiniz? Hayatınızda Y miktar olduğunda ne yapacaksınız, sizin için hangi amaca hizmet ediyor olacak, sizden başka kişiler için de bu Y miktarının bir yararı, bir anlamı bir etkisi olacak mıdır?

kisisel-gelisim-bolluk-bereket-1280x719.jpg

İşte sadece bu paragraf için dikkatlice düşünmenizi diliyorum, hayatınızdaki bolluk ve bereket inancı sadece sizin enerjiniz ile bilinciniz ile şekillenir. Son dönemde kendimden kısa bir örnekle açıklamaya çalışayım. Hayatımda uzun süre “az” kazandığım zaman bile “üzerinde” yaşadım. En uzak seyahatlere gittim, asla vazgeçmedim, her zaman “yeter” düşüncemi korudum. Ve her zaman ne kazanırsam kazanayım en az 2-3 derneğe katkıda bulundum, bir çocuğu sevindirmeye çalıştım, bir annenin kalbine dokunmaya, bir hastaya şifa olmaya veya sadece bir çikolata tatlılığı da olsa paramı paylaşmaya. Belki ne alırsam kendime aldığım bir ikinciyi kardeşime bir arkadaşıma almaya… Ve bunları “harcamak” olarak düşünmemeye. Ve her daim ne yaptıysam dönüp çok çok daha fazlası beni buldu… Son dönemde gün içinde çokça tekrarlıyorum “ben paha olarak çok değerliyim, sanki bir sihir değmiş gibi paha anlayışım yeniden şekilleniyor, potansiyelim farklılaşıyor ve ben bugün çok daha büyük miktarlar hakkında normal şekilde yorum yapabiliyorum”… Ve en önemlisi kendimi “layık” görebiliyorum.

Bolluk ve bereket hayatımızdaki muhteşem enerjiler, sadece “kabul etmeyi” ve kendi isteğimizle “layık olduğumuzu” anlamayı seçelim… Hayatınızdan bolluk ve bereketinizin eksik olmaması dileklerimle…


Kaynak: uplifers.com
Yazar: Pınar Ulus

Bu konuyu yazdır