Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 651 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 651 Ziyaretçi
|
Son Aktiviteler |
Nereden Başlamalıyım?
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: desdinova
07-04-2025, Saat: 11:03
» Yorumlar: 0
» Okunma: 574
|
Ayahuasca çayi hakkinda b...
Forum: ŞAMANİZM
Son Yorum: Gümüşkurt
29-12-2024, Saat: 23:19
» Yorumlar: 0
» Okunma: 497
|
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 908
|
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 826
|
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,801
|
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 9,239
|
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 26,582
|
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,462
|
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,748
|
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 2,011
|
|
|
Bu taşların hangisini seni kendisine çekiyor – Tıkla ve hakkındaki gerçekleri öğren! |
Yazar: Archilles - 18-10-2017, Saat: 18:18 - Forum: SPİRİTÜEL TESTLER
- Yorum Yok
|
 |
Gün boyunca bir kaç tecrübe yaşıyoruz ve bunların bazıları bilinçaltımızda ilgimizi çekiyor. Sezgilerimiz bu bilgileri alıp beynimize iletir. Varlığımızın bu araştırılmamış parçasını şimdi biraz daha iyi anlayabiliyorsun. Bu testi yap ve hangi taşın seni çektiğini ve bunun ne anlama geldiğini hemen öğren!
MALAKİT:
Malakit göze çarpan yeşil rengi ile macera isteğini temsil eder ve Oğlak ile Kova burcun koruyucu taşıdır. Ayrıca hayat sevinci anlamına gelir ve bu taşı taşıyan insanın güçlü kalbini daha da güçlendirir. Sen romantik birisin ve başkaları ile yoğun ilişkiler ve duygular yaşamayı seversin. Sen kararları vermeden çok iyi düşünürsün ve böylece serin akla sahip olursun.
JASPER:
Jasper taşı parlayan kırmızı rengi ile mizahı temsil eder ve Balık ile Koç burcunun koruyucu taşıdır. Ayrıca romantiği temsil eder ve taşıyıcının iyi ruhunu etkiler. O uzun ve memnun edici bir hayatı vaat ediyor. Sen çok enerjiksin ve enerjini başka insanlara da aktarabiliyorsun. Ayrıca insanları çok iyi bir şekilde çözersin ve iyi ile kötüyü çok çabuk birbirinden ayırabiliyorsun.
LAPİS LAZULİ:
Lapis Lazuli taşı gök mavisi ile sadıklığı temsil eder ve Boğa ile İkizlerin koruma taşıdır. Ayrıca kozmopolitliğin anlamına gelir ve taşıyıcının iyimserliğini etkiliyor. Buna ek olarak taşıyıcının çekici biri olmasını sağlıyor ve tüm gözleri üzerine çekiyor. Ayrıca hayatının her anını dolu dolu yaşamak istiyorsun ve her durumdan maksimin eğlenceyi sağlamak gibi bir hedefin vardır.
SİTRİN:
Sitrin güneş gibi parlayan sarı rengi ile tutarlı olmayı temsil eder ve Akrep ile Yay burcunun koruyucu taşıdır. Ayrıca taşıyıcısının ışıltısını arttırır ve doğal güzelliğine güzellik katar. Topladığı enerji ile taşıyıcısını hele geceleri kötü ruhlardan korur. Ayrıca zamanına çok önem verirsin. Attığın her adımda hayatta ilerlemeye önem verirsin. Böylece gün ve gün kendini daha çok geliştiriyorsun ve iyi yolda olduğunu hissettirir.
PİRİT:
Pirit güçlü gümüş rengi ile empati gücünü temsil ediyor ve Başak ile Terazi burcun koruyucu taşıdır. Pirit ayrıca hastalıkları önlemek ile bilinir, sağlıklı bir yaşam için katkıda bulunur ve böylece taşıyıcının genel refahını arttırır. Buna ek olarak yaratıcı birisin ve sürekli yeni fikirler yaratırsın. Bu fikirleri oluşturarak huzur buluyorsun ve yeni projeler için daha çok güç topluyorsun.
KAPLANGÖZÜ:
Kaplangözü parlak altın rengi ile neşeyi temsil ediyor ve Yengeç ile Aslan burcunun koruyucu taşıdır. Çoğu zaman taşıyıcının başka insanların gözündeki değerini arttırıyor ve güzelliğini muazzam bir anlamda arttırır. Ayrıca anılarını onur içinde tutan bir insansın. Geçmiş zamanı çok iyi hatırlıyorsun ve çocukluğunda geçirdiğin o güzel günler için tekrar tekrar seviniyorsun.
|
|
|
Bu Resimde İlk Gördüğünüz Kişiliğinizi Açıklıyor! |
Yazar: EvrimBilge - 18-10-2017, Saat: 15:44 - Forum: SPİRİTÜEL TESTLER
- Yorum Yok
|
 |
Tam olarak kişilik testi olmasa da basit bir deney diyelim; resimde gördüğünüz ilk hayvan ile karakter özellikleriniz arasında nasıl bir bağlantı var?
Karakterimizin doğasını anlamada türlü etkenleri göz önüne alabiliriz: olaylar karşısındaki tepkilerimiz, karar verme mekanizmamız, farklı süreçlerdeki duygu durum değişiklikler ve daha birçok etken mevcut…
Aşağıdaki test karakter özellikleri temelinde yatan farklılıkları temel ve basit düzeylerde açığa çıkarmaya yönelik olarak hazırlanmış… Hırslı insanlar, ihmalkâr, çalışkan ya da dikkatli olmak… Farklı görsellerin bir arada sunulduğu bu resimde ilk gözünüze çarpan hayvan, aslında karakter yapınız hakkında ipuçları taşıyor.
Şimdi derin bir nefes alın ve resimde ilk gördüğünüz hayvanın hangisi olduğunu anlamaya çalışın…
Eğer gördüğünüz hayvan bir…
1. At
Atlar genellikle hayatı yönlendirme gücünü ve tutkuların peşinde gidilmesi ile ilişkilendirilir. Aynı zamanda sezgilerinizle mantığınız arasında her zaman bir denge kurabildiğinizi, sosyal anlamda mantıklı davranışlar içinde bulunarak saygınlık kazanma arzunuzu gösterir.
Ayrıca ilk olarak At görenler içlerindeki heyecanı tetikleyen güçlü bir cinsel enerjiye sahiptir.
2. Horoz
Eğer ilk bakışta bir Horoz gördüyseniz, büyüleyici yanına sunmaktan hoşlandığınız için içinizdeki coşkuyu paylaşmayı seven biri olduğunuz anlamına geliyor. Bunu kibirli veya kendini beğenmişlik ile karıştırılmaması, çocukça bir samimi içgüdüyle yapıldığını belirtmekte fayda var. Her sabah öterek insanları uyandırmasıyla özdeşleşen ve güvenilirlik simgesi olan Horoz, şu beş erdemi somutlaştırıyor: sorumluluk, evlilikte sadakat, cesaret, iyilik ve güven.” Bu yüzden de yüzyıllardan Çinliler tarafından övülür ve Çin burçları arasında yer alır.
3. Yengeç
Yengecin bize birkaç şeyi hatırlatmak için var olduğu söylenir: Her zaman hedeflerimize ulaşmak için doğrusal ve tek bir yol izleyemeyiz, bazen yanlamasına adım atmaya ve yeni bir bakış açısı kazanmaya istekli olmamız gerektiği… Bu düşünce, ilerlemede hayati önem taşımaktadır, ancak kendi kendine yansıtıcı bir zaman izolasyonuna ihtiyaç duyuyoruz. Ne zaman kabuğumuza çekilip ne zaman yer değiştireceğimizi bilmeliyiz.
Eğer Yengeç gördüyseniz büyük olasılıkla utangaç ve son derece hassas birisiniz ama aynı zamanda keşfetmeye, kendi zamanlarını akıllıca ve göze batmayan yerlerde kullanmayı biliyorsunuz. Bu kendinizin ve çevrenizdekilerin yararınadır.
4. Peygamberdevesi
İlk gördüğünüz hayvan peygamberdevesi ise huzur ve barış içinde bir yaşam için köklü bir ihtiyaç duyuyorsunuz. Bu kişiler dışarıdan gelen kaos ve gürültüden öylesine boğulmuş insanlardır ki, bilge içsel hakikatlerine dönebilmek için bu dışsal parçaları nasıl kendi iyilikleri için ayarlayacaklarını öğrenmekten başka şansları yoktur. Sizler, kendiniz için en uygun olan hızda yaşamak için zaman ayırmayı öğrenme gücünü ve motivasyonuna sahip olan birisiniz. Hayatınızdaki önemli adımlar için güçlü bir konsantrasyona sahip olup, gerektiğinde hızlı kararlar almaya yetecek kadar akıllı ve anlayışlısınız
5. Kurt
Kurtlar, uygar yaratıklarken, bazen vahşi içsel ruhumuzun dürtülerini onurlandırmamız gerektiğini hatırlatmamız gerektiğinde bize kendilerini gösterirler. Eğer gördüğünüz hayvan bir kurtsa, ahenk ve disiplin arasındaki dengeyi anlayan son derece kontrollü bir kişisiniz.
Keskin bakış açılarınıza güvenme yeteneğiniz, başkalarıyla hızlı ve güçlü duygusal bağlar kurabilmenizden ileri geliyor ve bu sayede elinizden gelenin en iyisini yapıyorsunuz. Zekânız çok güçlü ve arkadaşlık ve aile kavramlarına çok değer veriyorsunuz. Kişiliğinize ve sınırlarınıza göre, katı ve rekabetçi olabilirsiniz.
6. Köpek
Eğer bir Köpek gördüyseniz, kendinize karşı nazik, ilişkilerinize sadık ve gerçekçisiniz. Sahip olduğunuz değerlere karşı bir ihmalkârlık göstermiyorsunuz. Aşk ve sevgi için büyük bir ruh ve kapasiteye sahipsiniz ve bundan dolayı insanların sizin ruhunuzu tamamen kırması veya yok etmesi son derece zor.
Ayrıca insanlara yardım etmeniz, sevgi göstermeniz sayesinde yaptığınız her şeyden nazik ve koruyucu bir kalite yayılıyor.
7. Kartal
Bir kartal gördüyseniz manevi yönünüzle tekrar iletişim kurmak isteyen birisiniz. Kapıdan çıkıp amaçlarınız ulaşabilmek için kalbinizin gönderdiği mesajlara kulak vermeniz gerekiyor.
Doğanızın kartal ile uyum göstermesi, hayatın tüm boyutlarıyla dengeli olduğunuz anlamına geliyor. Hava kadar özgürsünüz, aynı zamanda ayaklarınız yere sağlam basıyor ve her zaman olumsuz koşullara karşı tetiktesiniz. Günlük hayatın koşuşturmacası içinde ruhsal gelişmeniz için gereken çabaya son derece muktedir olan birisiniz.
8. Kelebek
Kelebeği takip eden insanlar, neşeli bir şekilde değişimi kucaklayan ve gittikleri her yere daha iyi gelecek bir hediye edenlerdendir. Yolunuza çıkan her yeniliği olduğu gibi ve hızlıca kabul edersiniz.
Ayrıca oldukça duyarlı bir yanınız var ve ufak şeylere kolayca üzülebiliyorsunuz. Bununla birlikte, güzelliğiniz her an aydınlık yüzünüze vuruyor ve sizinle birlikte vakit geçirecek kadar şanslı herkese sevinç katıyorsunuz.
9. Beyaz güvercin
Beyaz güvercin sonsuz barışın sembolüdür. Dolayısıyla bu dünyada istediğiniz şeyi elde etmenin en yolunun kanatlarınızı açmanın ve rüzgârdan kurtulmak için ona teslim olmanın gerektiğinin farkındasınız. İlk atılımı gerçekleştirme cesaretiniz olduğu sürece sizi eve götürür.
Güvercini ilk gören insanlar dünyanın en nazik ve fedakâr kişileridir. Birçoğu masumiyetleriyle insanları etkisi altına alıyor. Cömert tavrınızın başkaları tarafından suiistimal edilmemesine özen göstermelisiniz.
Kaynak: yourtango
|
|
|
Cinler Tarafından Yazıldığı Söylenen ve Sadece İki Kopyası Bulunan Yasaklı Kitap |
Yazar: Archilles - 18-10-2017, Saat: 01:36 - Forum: CİNLER ALEMİ
- Yorum Yok
|
 |
Hasan Karacadağ'ın Türkiye'de cin filmlerinin yolunu açan ünlü serisi Dabbe'nin altıncı filminde karşımıza çıkan hatta bir dönem Karacadağ'ın kitabın bir kopyasına ulaştığını söylediği yasaklı kitap Kitabü'l Azazil, M.S. 500 yılında yazıldığı ve cinlerle ilgili kapsamlı bilgiye sahip olduğu söyleniyor.
O halde bu esrarengiz kitaba biraz yakından bakalım...Cinler alemine dair tüm sırlar bu kitapta en ince detayına kadar yazılıymış.
Kitabü'l Azazil, tamamı cinler hakkında son derece detaylı bilgiler içeren 500 sayfalık bir kitap.Cinler alemine dair tüm sırlar bu kitapta en ince detayına kadar yazılıymış.
Kitabın M.S. 500 yılında İbn-i Cuhaşe adında bir adam tarafından yazıldığı söyleniyor.Kimileri de M.S. 800'lü yıllarda yazıldığını söylüyor. Kitabın orijinal dili takdir edersiniz ki Arapça.
Anı zamanda kitabın yazarı olarak bilinen İbn-i Cuhaşe'nin de bir cin olduğunu iddia edenler de var.Sonuçta kimse İbn-i Cuhaşe'nin kim olduğunu, nereden geldiğini, nereye gittiğini bilmiyor...
Kitabın orjinalinin cinler hakkında fazla detaylı ve çizimlerle desteklenmiş olması insanların yazarının da onlardan biri olduğunu düşünmesine neden olmuş olabilir.Ortaya dökülen detayların ne olduğunu bilmiyoruz ama vakti zamanında bu kitap insanları ziyadesiyle korkutmuş.
Kitap basıldıktan kısa bir süre sonra çok gizli bilgiler içeren kısımların kitaptan çıkarıldığı ve bu haliyle basıldığı söyleniyor.Bu nedenle, heves kırmak gibi olmasın ama, günümüze ulaşan kopyalarının bu versiyonu olduğu düşünülüyor.
Ayrıca kitabın Endülüs Emevi Devleti sınırları içinde yazıldığı ve o vakitlerde devlet kütüphanesinde muhafaza edilmiş olduğuna dair bir iddia da var.Kitabın 500'lü değil de 800'lü yıllarda yazıldığını kabul edersek kitap hakkındaki bir diğer söylenti olan kitabın Endülüs Emevi Devleti döneminde yazılmış olduğu da ihtimal kazanır. Bilime verdiği önemle bilinen Endülüs Emevi Devleti zamanında yazılmış olabileceği de söylenen Kitabü'l Azazil, o dönemlerde devlet kütüphanesinde muhafaza edilmekteymiş, söylentilere göre.
Fakat daha sonra ise kitap alimler tarafından tamamen yasaklanıyor ve geriye sadece iki kopyası kalıyor.İnsanları deliliğe sürüklediği düşünüldüğü ve yazarın cin olduğu iddia edildiği için kitap tamamen ortadan kaldırılıyor ama iki kopya saklanıyor.
Bu kopyalardan birinin kaybolduğu, bir diğerinin de bir müzede muhafaza edildiği söylentiler arasında...Muhafaza edilen bu kopyanın bazı kaynaklara göre Kurtuba Müzesi'nde bazı kaynaklara göre ise British Müzesi'nde olduğu söyleniyor.
Gelelim kitabın ismine... Azazil, kelime anlamı itibariyle Şeytan demektir. Yahudi ve Hristiyan kaynaklarında da Azazel diye geçer.Bu kelime, Kuran'da yer almıyor fakat İslam alimlerinin pek çoğunun eserinde Şeytan'dan Azazil olarak bahsedilir. O sebeple Kitabü'l Azazil de cinleri anlatır ama Şeytan'ın Kitabı olarak tercüme edilebilir. Bu anlam çıkarımından dolayı da kitabı Şeytan'ın bizzat kendisinin yazdığını da iddia edenler vardır.
Bu kitabın bu denli gündeme gelmesi ise Hasan Karacadağ'ın Dabbe çekimlerine başlamasıyla gerçekleşiyor.Herkesi meraklara salmıştı Hasan Karacadağ o dönemlerde çünkü...
Karacadağ, Dabbe serisinin devam filmlerinden birini çekerken bu kitabın gerçek kopyalarından birine ulaştığını ve filmin bu kitap üzerine olacağını söyledi.Fakat hiçbir zaman o kopyayı seyircisiyle paylaşmadı ama hâlâ herkes kopyalardan birinin yerli cinci yönetmenimiz Karacadağ'da olduğunu iddia ediyor...
Gerçi Hasan Karacadağ bey, yine bir Dabbe filminin çıkmasına yakın, filmin kurgusuna cinlerin de dahil olduğunu söylemişti, bilemiyoruz.
Kitabü'l Azazil kitabından bir sayfa söylentilere göre Dabbe'yi anlatıyormuş.Karacadağ'a filmin için ilham olan kısmı da burası sanıyoruz ki.
Kitapta, Dabbe sayesinde cinler aleminin insanlara musallat olarak onları deliliğe sürükleyeceğinden de bahsediliyormuş aynı zamanda.Görünen o ki Dabbe'den önce kitabın kendisi başarmış zaten insanları deliliğe sürüklemeye...
Peki bu esrarengiz kitap hakkında siz neler düşünüyorsunuz?
|
|
|
YENİ GÜNE MÜKKEMMEL BAŞLAMAK İÇİN GÜNE BAŞLAMA MEDİTASYONU |
Yazar: EvrimBilge - 18-10-2017, Saat: 01:34 - Forum: MEDİTASYON
- Yorum Yok
|
 |
İLK ÖNCE YAPMAN GEREKEN İKİ ŞEY VAR, ENERJİNİ DOĞRU KULLAN,VE DÜŞÜNCE BİÇİMİNİ DEĞİŞTİR. DÜŞÜNCELERİNİ ONAYLADIKCA DEĞİŞİMİ FARK EDİCEKSİN.
BUGÜN KENDİN İÇİN BİR İYİLİK YAP, ÖNCE RAHATLA GÖZLERİNİ KAPAT….
“EVREN TÜM İHTİYACLARIN TÜKENMEZ VE SINIRSIZ KAYNAĞIDIR,
MUTLUYUM VE DERİN BİR NEFES ALIYORUM….
EVREN BÜTÜNÜYLE BOLLUKTUR…
YAŞAMIN BANA SUNABİLECEĞİ TÜM REFAH VE MUTLULUĞU KABUL ETMEYE ARTIK HAZIRIM….
SONSUZ ZENGİNLİKLER ŞİMDİ HAYATIMA ÖZGÜRCE AKIYOR…
İSTEKLERİMİ DEĞİŞTİRME GÜCÜNE SAHİBİM….
SONSUZ ŞİMDİ ANIN İÇİNDE, SAĞLIĞIMI, PARA İSTEKLERİMİ, MUTLULUĞUMU, ZENGİNLİĞİMİ, BAŞARIYI YAŞAMIMDA GÖRMEK İÇİN
KENDİME İZİN VERİYORUM…
HAYATI BÜTÜNÜYLE İÇİME ÇEKİYORUM,GEVŞİYORUM VE HAYATIN AKIŞINA GÜVENİYORUM,
ÖDÜLLERLE DOLU BİR HAYAT YARATIYORUM, BAŞARILARLA GÜCÜMÜ AKILLICA KULLANIYORUM,
GÜÇLÜYÜM EMİN ELLERDEYİM KENDİMİ SEVİYORUM,
YAŞAM SÜRECİME GÜVENİYORUM, BEN DAİMA DOĞRU YERDE,DOĞRU ZAMANDA, DOĞRU ŞEYLERİ YAPIYORUM.
KENDİMİ SEVİYOR VE ONAYLIYORUM.
HAYAT BENİ SEVİYOR BEN HAYATI SEVİYORUM,
ŞİMDİ HAYATI BÜTÜNÜYLE RAHATÇA İÇİME ALMAYI SEÇİYORUM ŞİMDİ VE ŞUANDA…
YÜKSEK BENLİĞİME GÜVENİYORUM, İÇ SESİMİ SEVGİYLE DİNLİYORUM,
SEVGİ EYLEMİNE BENZEMEYEN HERŞEYİ BIRAKIYORUM….
HAYATIMIN HER KÖŞESİNE BARIŞI VE HUZURU İŞLİYORUM,ÖFKE VE KIZGINLIKLARIMI SALIYORUM….
HAYATIM GÜVEN İÇİNDE, SEVGİ VE NEŞE İÇİNDE YAŞIYORUM….
BANA YALNIZCA HAYIRLI ŞEYLER GELİYOR, BENDE YALNIZCA HAYIRLI ŞEYLER YAPIYORUM….
ARZU ETTİĞİM ŞEYİ İSTEMEKTE ÖZGÜRÜM,….
EVREM TÜM İSTEKLERİMDE BANA SONSUZ CÖMERTLİĞİNİ GÖZTERİYOR…
ŞİMDİ YAŞAMA SEVGİSİ VE SEVİNÇLE TAMAMEN ODAKLANMIŞ HALDEYİM, HAYATLA BİRLİKTE AKIYORUM,
İÇ HUZURA SAHİBİM…
BUGÜN KENDİMİ BÜTÜNÜYLE OLDUĞU GİBİ SEVİYOR VE TAKDİR EDİYORUM..
BUGÜN KİMSEYİ MEMNUN ETMEYE ÇALIŞMAK ZORUNDA DEĞİLİM, KENDİMDEN HOŞNUTUM,
ÖNEMLİ OLAN KENDİMİ SEVMEM…
KENDİMİ ÖZGÜRCE TAM ANLAMIYLA KOLAYCA İFADE EDEBİLİYORUM…
BEN GÜÇLÜ BEN SEVGİ DOLU, VE BEN YARATICI BİR VARLIĞIM ..
KENDİMİ SEVİYORUM , ARTIK ÖZGÜR VE SAĞLIKLIYIM, ARTIK IŞIK SAÇAN SAĞLIK VE ENERJİ İLE DOLUYUM, BEDENİMİ BÜTÜNÜYLE SEVİYOR, KABULLENİYORUM, BEN BEDENİME İYİ DAVRANIYORUM ODA BANA İYİ DAVRANIYOR, ENERJİ VE CANLILIK DOLUYUM, GÜVEN İÇİNDEYİM, TÜM BASKI ORTADAN KALKIYOR SEVİNÇ DOLUYUM …
KALBİMİN HER VURUŞUYLA, İÇİMDEN SEVİNÇ AKIYOR, KENDİMİ SEVİYORUM.,
KENDİMİ ÇOK SEVİYORUM, VE BEN MUTLU BİR İNSANIM…
VE ŞİMDİ KENDİMİ DAHA ÇOK SEVEREK HAYATA KARIŞIYORUM…
ARZU CENGİZ
|
|
|
İNSANIN AKIL ALMAZ GÜCÜ : DURUGÖRÜ |
Yazar: EvrimBilge - 18-10-2017, Saat: 01:29 - Forum: DURUGÖRÜ
- Yorum Yok
|
 |
Beş duyusunu kullanmadan ya da bu duyuları aşarak, olanı biteni biliveren birçok insan bulunduğunu biliyoruz. Bunların bir bölümü geçmişteki, bir bölümü o andaki olayları, bir bölümü de gelecekte olacakları biliyorlar.
Bunlara inanmayanlar olabilir; ama ortada tanıklar var, onlar gördüklerini unutmuyorlar… Denemeler yapılıyor. Konu bilimsel yönden araştırılıyor; didik didik ediliyor… İşte olaylardan bazıları…
Dünyanın Her Yanını Görüyor
ABD’de California’daki Stanford Araştırma Enstitüsü’nün doktorlarından Russell Targ ve Harold Puthoff’un çalışma odalarındaki telefon çaldı. Bu iki doktorun, duyu dışı algılama konusundaki araştırmalarını işitmiş olan kuşkucu bir bilim adamı, onları bir denemeye çağırıyordu.
Telefondaki bilim adamı, Targ ve Puthoff’un deneylerinde kendisinden yararlandıkları Ingo Swann adlı bir medyumun, coğrafi enlem ve boylamı verilen yerleri tanımlayabileceğinden söz ettiklerini işitmişti…
Deney için bir araya geldiler. Swann’den 49°20’ güney enlemi ile 70°14’ doğu boylamının kesiştiği yerde “görebildiklerini” anlatmasını istediler. Medyumun haritaya bakması kuşkusuz söz konusu değildi.
O yerde, kayalık bir ada gördüğünü söyledi. İklim soğukmuş ve adada yapılar varmış. Yapılardan biri turuncu renkliymiş ve önlerinde birkaç yük aracı duruyormuş. Swann, kıyı şeridini de betimledi. Sözlerini, adanın belirli noktalarını bir harita taslağı üstünde işaretleyerek sürdürdü.
Medyumun anlattıkları bütünüyle doğruydu. Kuşkucu bilim adamının verdiği enlem ve boylam, Hint Okyanusu’nun güney kesimindeki Kerguelen Adaları’nın üstüne düşüyordu. Adalar, Fransız güney ve güney kutup bölgeleri yönetiminin bir parçasıydı ve üst atmosferin incelenmesiyle ilgili bir Fransız-Sovyet ortak araştırma projesinde üs olarak kullanılıyordu.
Swann’in betimlediği yapıların çoğu adadaydı ve onun bu konuda önceden bilgisi bulunmasına olanak yoktu.
Targ ve Puthoff, “Zihnin Ulaştığı” adını verdikleri ortak kitaplarında bu olayı anlattılar. Stanford Araştırma Enstitüsü’nde bu olay, duyu dışı algılamanın bir türü olarak “uzaktan görünümleme” diye adlandırıldı.
Bunun gibi başka deneyler de gerçekleştirilmişti. Tümünde de, enlem ve boylama göre tanımlama yapanlar, o yerlere daha önce gitmemişlerdi…
Telepati Deneyi
İki araştırmacı, Stanford Araştırma Enstitüsü’ndeki araştırmalarını sürdürdüler. Pat Price, eski bir polis komiseri ve California’daki Burbank kentinin belediye başkan yardımcısıydı. Duyu dışı algılama yeteneği yüksekti. Targ onunla konuşmaktayken, Puthoff elinde çok sayıda kapalı zarf arasından rastgele seçilmiş bir örnekle Stanford Araştırma Enstitüsü’nden ayrıldı.
Dışarı çıktıktan sonra zarfı açtı ve kendisini gideceği yere yöneltecek yazıyı okudu. Gittiği yerde yarım saat kalıp, yalnızca çevresine bakındı. Bu arada Price, telepati yoluyla, Puthoff’un gördüklerini “görmeye” çalışmaktaydı.
Pat Price, “dağınık” denebilecek bir anlatımla gördüklerini betimlemeye başladı. Anlattıkları yavaş yavaş derli toplu ve tutarlı duruma geldi. Yavaş yavaş kule biçimli bir yapının tanımlamasına girişti. Sonunda “Sanki Hoover Kulesi” dediği işitildi.
Hedef noktası, Price’ın gördüğü” gibi, Stanford Üniversitesi’nin tanınmış yapılarından Hoover Kulesi’ydi.
Bazı kişilerin “uzaktan görünümleme”yi öğrenebileceklerini düşünürsek, ortaya ilgi çekici durumlar çıkabilir. Bunlar çok gizli siyasal ya da ticari konuşmalara kulak misafiri olabilirler mi? Özel planları ya da belgeleri “görebilirler” mi? Gizli askeri bölgeleri gezip oralarda çalışan kişilere ilişkin bilgiler verebilirler mi? Duyu dışı algılamada en iyi sonuçlar, böyle durumların pek mantığa uzak sayılamayacağını gösteriyor…
Bir gün biri çıkıp da, her istediği zaman ve yerde duyu dışı algılama yeteneğini kullanırsa, o zaman ne olacak?
İnananların Farkı
New York City Üniversitesi’nde çalışan Dr. Schmeidler, 1940’ların sonu ile 1950’lerin başında binlerce durugörü (clairvoyance) denemesi yaptı. Deneklerin her birine, denemeden önce, deney koşulları altında duyu dışı algılamanın olabileceğine inanıp inanmadıklarını soruyordu. Amacı, duyu dışı algılamaya inananların, inanmayanlardan daha yüksek sayıda doğru oranına ulaşıp ulaşamayacaklarını görmekti.
Gerçekten de Dr. Sehmeidler’ın değerlendirmeleri böyle bir farklılığın olduğunu gösterdi. İnananlar, kendilerini olaya daha çok veriyorlar, daha çok doğru oranına ulaşıyorlardı. İnanmayanların doğru sayıları daha azdı…
Duyu dışı algılama ile kişilik arasındaki bir başka bağlantı, Duke Üniversitesi Parapsikoloji Laboratuvarı’nda Dr. Betty Humphrey tarafından bulundu. Araştırmacı, duyu dışı algılama için deneyeceği kişilere, deneyden önce boş bir kâğıt parçası vererek, istedikleri herhangi bir şekli çizmelerini söyledi.
Kâğıdın büyük bir bölümünü kaplayan iri resimler kişinin “rahat ve sakin” (dışa dönük) bir tip olduğunu anlatıyordu. Küçük, ürkek ya da basmakalıp çizimlerse, kişinin “kapalı” bir tip olduğunu gösteriyordu. Bunların duyu dışı algılamada aldıkları sonuçlar karşılaştırıldı. Rahat ve sakin kişiliklerin kapalı kişiliklerden daha başarılı oldukları ortaya çıktı.
Modern parapsikoloji uzmanları, günün ya da gecenin herhangi bir anında, bilinçlilik durumunda bir değişme yaratmaya dayanan bir yöntem kullanıyorlar. Bu yöntem şöyle uygulanıyor:
Önce, üstünde deney uygulanacak kişiden bir yatağa uzanması istenir. Gözleri, ortadan ikiye kesilmiş masatenisi toplarıyla örtülerek, üstlerine renkli ışık düşürülür ve kulakları kulaklıkla kapatılarak, aygıtın içine daha önce banda alınmış tatlı bir ıslık sesi verilir.
Bu durumda, kişinin zihnini çelecek görsel ya da işitsel bir bağlantı olmaz. Belirli bir uzaklıkta bulunan, önündeki resme dikkatini yoğunlaştırmış olan bir başka kişiden, duyusal sinyaller alması beklenir.
Bu yöntem, denek üstünde “Grenzfeld Durumu” denen bir etki oluşturmaktadır. Dr. Carl Sargent, bu yolla Cambridge Üniversitesi’ndeki araştırmalarında önemli sonuçlar elde etmiştir.
Fotoğraftakileri Biliyor
Dr. Carl Sargent’ın yaptığı denemelerde en iyi sonuçları aldığı kişilerden biri, genç bir bilgisayar uzmanı olan Hugh Aston dur. Aston bir denemede şunları anlatmıştı:
“İtfaiyecileri ve itfaiye merkezini görüyorum… İtfaiyecileri kesinlikle gördüm; siyah ve beyaz. Kişileri, ama yüzlerini değil. Sanırım yerde öndeki biri bu yana bakıyor… Genç bir yüz; sanki fotoğrafçı ‘hey’ diye bağırıyor ve yalnızca o dönüyor…”
Başka bir odada önündeki fotoğrafa bakmakta olan kişinin dikkatini yoğunlaştırdığı görüntü, özel eğitim yapılarında hortumla yangın söndürme çalışmaları yapan itfaiyecilerle ilgiliydi. Tümü fotoğraf makinesine arkalarını dönmüşlerdi (biri dışında). O bir kişi de, doğrudan doğruya fotoğrafçıya bakıyordu. Denemenin sonunda, fotoğrafa bakmakta olan kişi, odaya 4 fotoğraf getirdi. Bunların yalnızca biri deneyde kullanılmıştı. Hugh Aston’dan deneyde kullanıldığım sandığı resmi belirlemesi istendi; o da bunu hemen başardı.
Hipnozla Duyu Dışı Algılama
Duyu dışı algılamayı sağlamak için başarıyla kullanılan bir başka yöntem de, hipnozdur. Hipnotizmanın iki yüzyıl önce en yaygın türü olan Mesmerizm, kişiler üstünde paranormal etkiler yaratmakta kullanılıyordu. Marki du Puysegur, Victor Race adlı bir köylünün mesmerik bir trans sırasında Puysegur’un zihninden geçenleri söyleyebildiğine birkaç kez tanık olmuştu.
Eski SSCB’deki duyu dışı araştırmacıları, duyu dışı algılamayı sağlamak için hipnozdan yararlanmaya yoğun biçimde eğilmişlerdi. ABD’de yaşamakta ve çalışmakta olan Çekoslovak Dr. Milan Ryzl tarafından yürütülmekte olan çalışmalar, onların etkisiyle doğmuştur.
Bu doktor, daha Çekoslovakya’dayken, durugörü konusunda deneyler yapmıştı. Bir gün hipnotize ettiği genç kıza, bir arkadaşının başına gelebilecek tatsız bir olayı göz önüne getirmesini, böylece bu arkadaşının uyarılabilmesini söyledi.
Josefka adlı bu kız, hipnotize edilir edilmez, 80 km uzakta oturan bir kız arkadaşının, bir lokantada, bir yabancıyla karşılaştığı sahneyi ayrıntılarıyla anlatmaya başladı. Onların oradan ayrıldıklarını, motosiklete binip hızla uzaklaştıklarını, gördüğünü söyledi. Sonra ansızın durduklarını söyleyip, haykırdı:
“Aman Tanrım! Oğlan onun bluzunu yırttı.” Sonra da, arkadaşına vahşice tecavüz edilen korkunç sahneyi ayrıntılarıyla anlattı.
Ertesi gün, gelecekteki bir olayı önceden görmüş olduğunu sanarak, kız arkadaşına telefon etti ve onu yabancı birinden gelecek bir motosiklet gezisi önerisini kabul etmemesi için uyarmak istedi. “Çok geç kaldın” karşılığını aldı. “Çoktan oldu. Dün gece. ” Josefka, ilgi çekici olayı bütün ayrıntılarıyla görmüştü.
İlgi Çekici Soruşturma
İngiltere’nin en ünlü gelecek bilimcilerinden Francis Kinsman, duyu dışı algılamanın pratik kullanımına yönelik ilgi çekici bir girişimde bulundu.
1979 yılının Mart ile Haziran ayları arasında, duyu dışı algılamada en ünlü 15 kişiye şu basit soruyu sordu: “İngiltere’nin dünyadaki rolünün 1980’lerde ne olacağım düşünüyorsunuz?”
Yanıtlar siyaset, iktisat, teknoloji ve toplumsal gelişmeleri de içerecek biçimde dallanıp budaklandı. Sonuçlar “Gelecek Zaman” adlı bir kitapçıkta yayınlandı. Kehanetler arasında, günümüzün dünya ekonomik sisteminin çökmesi, büyük depremler, yeni bir Ortadoğu savaşı ve Kraliçe’nin tahttan ayrılması da bulunuyordu…
Ancak belki de en ilgi çekici olanlar, duyu dışı algılama konusunda söylenenlerdi. Soruşturmaya katılanlar, tıp alanında duyu dışı tekniklerin kullanılmasında artış olacağını öne sürdüler. Söylediklerine göre, SSCB’deki uzmanlar duyu dışı araştırmalar alanında da büyük adımlar atmışlardı ve gizlice duyu dışı savaş deneyleri yürütmekteydiler. SSCB yöneticileri güvenliklerini sağlamak gerektiğinde Batı karşısında güçlü olabilmek için, bu alana büyük önem veriyorlardı…
|
|
|
KANADA DAĞLARINDA GİZEMLİ YÜZ |
Yazar: EvrimBilge - 18-10-2017, Saat: 01:22 - Forum: ENTERESAN BİLGİLER
- Yorum Yok
|
 |
Kanada'nın Alberta eyaletinde bulunan bu dağ ve tepe oluşumlarına yukarıdan bakınca bir insan yüzünü andırıyor.
Lynn Hickox isimli sıradan bir vatandaş, "Google Earth" ile bilgisayarından dünya yüzeyini incelediği sırada, buradaki yüzey şekillerinin adeta bir Kızılderili kafasına benzediğini farketmiş.
Daha sonra bir radyo programı aracılığıyla yapılan anket sonucunda, bu oluşumun isminin "Badlands Guardian" olmasına karar verilmiş. Yani "Çorak Toprakların Muhafızı"...
Diğer bir ilginç nokta ise buraya giden yol ve petrol kuyusunun, sanki kulağında bir kulaklık varmış izlenimi vermesi!!!
Bölgeyi biraz daha ayrıntılı inceleyenler işi daha da ileri götürüp, haritanın daha batısında bulunan başka bir oluşumu da kovboy kafasına benzetmişler ve Kızılderilinin onun peşinde olduğu yorumunu çıkarmışlar
|
|
|
YÜRÜYEREK NEFES MEDİTASYONU |
Yazar: EvrimBilge - 18-10-2017, Saat: 01:18 - Forum: MEDİTASYON
- Yorum Yok
|
 |
Meditasyon yapmak istemesine rağmen hareketsiz kalmayı sevmeyen ve bu yüzdende meditasyonun getireceği bedensel ve zihinsel sakinleşmeyi kaçıran kişiler yürüyerek nefes meditasyonu yapabilirler. Meditasyon sadece gözler kapatılarak ve oturarak yapılmaz. Profesyonel dans sahnelerinde dönen dansçılar veya sahnede müzik yapan kişiler bile meditasyonun konsantrasyonundan ve bilinçli farkındalığından yararlanabilirler..
Yürüyerek meditasyon yapmak, basit ama yoğun bir egzersizdir ve oturarak meditasyon yapmaktan daha etkileyicidir. Çünkü yürüme belli bir ritim içersinde gerçekleştirilir. Ritim hipnozdur ve kişinin hızla içe dönmesine destek verir. Normal olarak yürümeye başlayan kişiler bile bir süre sonra zaman ve mekân kavramlarından özgürleşebilirler. Bunu yapmanın pek çok değişik yolu vardır ama ben şimdi kendi yaratımım olan birini size önereceğim.
Hadi Yürüyelim!
Ortalama 20 adım yürüyebileceğiniz bir yol veya düz bir alan seçerek yavaşça bir uçtan bir uca yürümeli sonra dönmeli ve tekrar yürümelisiniz.
Yürürken bakışlarınızı 45 derecelik bir açıyla önünüze çevirin ve adımlarınızı sizi yerle birleştirdiği hissine odaklanarak atmalısınız.
Normal meditasyonunda müzik sesini nasıl destek olarak kullandıysanız, burada da ayaklarınız ve vücudunuzda hissettiğiniz duyumsamaları destek amaçlı olarak kullanın.
Yürürken ortaya çıkan her türlü duyguya dikkat edin. Her adımınızın içine girin. Siz yürüdükçe ayağınız kalkıyor, boşluktan geçiyor ve tekrar yerle temas ediyor gibi düşünmelisiniz.
Başlarken, bir adımda burnunuzdan nefes alın ve diğer adımda yine burnunuzdan geri verin. 20 adımda gidip yirmi adımda geleceğiniz turunuzdaki döngüyü birkaç kez tekrarlayın.
Daha sonraki turlarda iki adımda nefes alın, iki adımda verin. En son olarak dört adımda nefes alıp, dört adımda verecek şekilde devam edin.
Kendinizi hafif sarhoş gibi hissettiğiniz anı yakaladıktan sonra artık bir adımda burnunuzdan alıp bir adımda burnunuzdan vermeye dönerek yürümeye devam edin.
Tüm çalışma boyunca mutluluk duygusuna odaklanın. Aldığınız nefeslerden sonra oluşan doyumu ve hazzı hissetmeye çalışın.
Yürüme meditasyonunu sonlandırdıktan sonra bedensel rahatlamanın, iç huzurun ve düşüncede sessizleşmenizin farkına vararak size özel ortaya çıkabilecek duygularınız üzerinde çalışabilirsiniz.
|
|
|
Altının sırrı çözüldü! Dünyaya böyle geldi... |
Yazar: EvrimBilge - 18-10-2017, Saat: 00:18 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
 |
İki nötron yıldızının çarpışmasıyla ortaya çıkan katalizmik patlamanın ardından uzay boşluğuna yayılan kalıntılarda altın, gümüş gibi değerli metallere ait kimyasal izler tespit edildi.
Bilim adamları, iki nötron yıldızının çarpışmasıyla oluşan katalizmik patlamada uzaya altın ve gümüş gibi değerli metallerin yayıldığını tespit etti.
ABD'deki Lazer İnterferometre Kütle Çekimsel Dalga Gözlemevinden (LIGO) yapılan açıklamada, gözlemevinin Washington ve Louisiana eyaletlerindeki ikiz dedektörlerinin, 17 Ağustos'ta dünyadan 130 milyon ışık yılı öteden güçlü bir kütleçekimsel dalga sinyali aldığı, sinyalle aynı anda Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesinin (NASA) Fermi Uzay Teleskobunun da gökyüzünde bir gama ışıması kaydettiği bildirildi.
Açıklamaya göre, bilim adamları, her iki etkinin birbirinin etrafında hızla dönen iki nötron yıldızının çarpışmasıyla meydana gelen aynı kozmik olaydan kaynaklandığını belirledi. LIGO'nun bilgilendirmesiyle dünya üzerinde veya yörüngede bulunan 70'e yakın uydu ve teleskop çarpışma sonrası oluşan ışıma ve yayılma etkileri gözlemlemek üzere enstürmanlarını "kilonova" olarak adlandırılan patlamaya çevirdi. Telekop ve ölçüm aygıtları, patlama sonrası uzay boşluğuna yayılan kalıntılarda altın, gümüş ve platin gibi değmetallere ait ayırt edici kimyasal izler tespit etti.
LIGO daha önce dev kara deliklerin çarpışmasından kaynaklanan kütle çekim dalgalarını kayda almayı başarmış, ancak bunlara ışıma gibi herhangi bir doğrudan gözlem eşlik etmemişti. Kütle çekim dalgaları ilk kez dalgalanma etkisine yol açan olayın gözlemlenebilir etkileriyle kayda alınmış oldu.
Bilim adamları nötron yıldızlarının çarpışmasının kayda alınmasının evrenin maddi yapısının anlaşılması açısından büyük önem taşıdığının altını çiziyor. Simyacıları yüzyıllardır meşgul eden, altın gibi değerli metallerin nasıl oluştuğunun sırrı da bu gözlemle açıklığa kavuşmuş oluyor.
Yanlızca 20 kilometre çapında olmakla birlikte güneşten 1,1 ila 1,6 kat ağır olan nötron yıldızlarındaki bir çay kaşığı kadar madde içeriği dünyada Everest Dağı kadar bir kütle ağırlığına sahip. Evrende demirden ağır, altın, gümüş, platin ve uranyum gibi değerli metallerin kaynağının, nötron yıldızlarının patlaması sonucu uzaya yayılan kalıntılar olduğu sanılıyor. Çarpışma sonrası tespit edilen izler ise bu varsayımı doğrulamış oldu.
Kütle çekimsel dalgaları, büyük çaplı kütle devinimlerinin evrenin uzam-zaman dokusunda yarattığı dalgalanma etkileri olarak tanımlanıyor. Albert Einstein'ın 100 yıl önce genel görelilik teorisinde ortaya attığı kütle çekim dalgaları, ilk kez LIGO tarafından Eylül 2015'te kaydedilmişti.
LIGO, söz konusu gözlemde dünyadan 1,3 milyar ışık yılı ötede iki dev kara deliğin birbiriyle çarpışarak birleşmesinden ortaya çıkan kütle çekimsel dalgalanma etkisini kayıt altına almayı başarmıştı.
Kaynak:ntv.com.tr
|
|
|
Evde huzur arayışına şaman enerji temizliği |
Yazar: EvrimBilge - 17-10-2017, Saat: 23:43 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
 |
Evindeki huzur için kökeni Şamanizm'e dayanan Anadolu usulü Feng Shui'den medet umanların sayısı artıyor. Yeni Aktüel dergisi, Anadolu ritüellerini sayfalarına taşıdı
Son yılların huzur trendlerinden biri olan 'Feng Shui'nin ülkemizdeki tahtı sallanıyor! Yaşanılan mekanın 'enerji akışına' uygun döşenmesini esas alan bu Uzakdoğu felsefesinin Anadolu usulü ritüellerini uygulayanların sayısı giderek artıyor. Yeni Aktüel dergisinden Neslihan Perker, Şaman usulü 'enerji temizliği' ile ilgili ayrıntıları araştırdı...
KAPI GİRİŞİNE SARIMSAK ASIN
Mekanlara enerji temizliğine giden 'enerji uzmanı' Nuri Sevinç, Anadolu'da uygulanan bazı ritüelleri şöyle anlattı:
Enerji temizliğinde sirke kullanımı çok yaygındır. Kötü enerjiyi temizlediğine inanılır. Yerler, eşyalar silinir ve sirke kabı yatağın altına konur. Yatağın altına konma nedeni, insanların uyku sırasında bilinçaltları ortaya çıktığı için etkiye açık olmalarıdır.
Evlere sarımsak asmak da çok bilindik bir ritüeldir. Negatif enerji sarımsak ile nötr hale getirilir. Sarımsak genelde kapı girişlerine asılır.
Eski Anadolu'da yatak odalarına ayna konmazdı veya akşamları üstleri siyah bir örtü ile kapatılırdı. Nedeni ise, negatif enerjiyi büyüteceğine inanılmasıydı.
BİZDE KADIN ENERJİSİ HAKİM
Tıbbi-Aromatik Bitkiler Teknikeri Muhammet Tekin ise Anadolu usulü evde huzur yöntemlerini şöyle anlattı:
Eski Türk evlerinde çatı yoktur çünkü 'yukarı' ile bağlantı kanalı açık olmalıdır. Eski Sümer ve Hititlerin evlerinde de çatı yoktur. Bizim kültürümüzdeki yapılarda ise dişi enerji hakimdir.
Camiler, sinagoglar, kiliseler dişi enerjiye sahiptir. Türk kültürüne baktığımızda kadın enerjinin hakimiyetini görürüz, anne kutsaldır. İslamiyet'te, Orta Asya ve Anadolu medeniyetlerinde bu böyledir. Yaşadığımız daireler kadın enerjisine sahiptir. Feng Shui'de ise erkek enerji vardır, bizim yapı şeklimiz bu değildir.
TUZ VE KİREÇ ÖNEMLİ
Türk evlerinde kireç taşı veya kaya tuzu çok önemlidir. Tuz ve kireç negatif enerjiyi üzerinde toplar. Ev halkını hastalıklardan da koruduğuna inanılır.
Evlerin balkonlarında çiçek kültürü de çok gelişmiştir. Yeşil bitki, taze enerji getirir. Evlerin çevresinde, meyve veren ağaçlar yetiştirilir.
Gül bizim için çok önemlidir, bu bitki hem dünyayı, hem insan ruhunu, hem de Hz. Muhammed'i temsil eder. Aşk ve sevginin çiçeğidir. Güldeki koku, sevgi ve mutluluk duygularını arttırır.
MAHARET ÇENGELLİ İĞNEDE
Anadolu inanışına göre; evin içinde bir yerde demir bulundurmak da önemli. Yeni doğan bebeklere nazarlık takıldığında aslında maharet, çengelli iğnededir çünkü bu tılsımın materyali demirdir. Bilinçaltındaki negatif enerjiyi dengeler.
Osmanlı'nın ilk yıllarında, kente gelenler ağaca ölü koyunları asarlar, hangi koyun geç çürürse evi oraya inşa ederlermiş. Hayvan yaşamlarından aldıkları mesajlar onlar için önemliymiş.
POZİTİF BİTKİ REÇETESİ
Adaçayı: Nazardan ve kötü enerjilerden koruyor.
Tarçın kabuğu: Zenginlik ve bereket getiriyor.
Çörek otu: Nazara iyi geliyor.
Üzerlik Otu: Kötü enerjiden koruyor.
Defne Yaprağı: Büyüden koruduğuna inanılıyor.
Üzüm: Yaradılışı temsil ediyor ve şifa verdiğine inanılıyor.
Vanilya kabuğu: Afrodizyak enerjiyi artırıyor.
Kahve: Yakılan kahve enerji veriyor.
Tuz: Masaya konan tuz, negatif düşünceleri, konuşmaları üzerine çeker.
Baklagiller: Evin bereket enerjisi açısından önemlidir.
ÖNCE MUM YAKILIYOR SONRA TÜTSÜ
Nuri Sevinç, bir mekan temizliğine gittiği zaman işe mekanda mum yakarak başlıyor... Yeni yakılan mum, bulunduğunuz yerde bulunan negatif enerjiyi temizliyor. Ardından tütsü yakan Sevinç, kendi bedeninde tamamen pozitif enerjiye odaklanarak odaları dolaşmaya başlıyor. Odalarda geçen süreç değişebiliyor, kiminde iki dakika duruyorsa, kiminde bu süre beş dakikayı buluyor. O sırada mekanda yaşayan insanların da bu yeni enerji ile dengelenmeleri ve olayların negatifinden kurtulmaları çok önemli.
YATAK ODASINI KEDİ SEÇİYOR
Eskiden Anadolu'da bir eve taşınıldığı zaman, mekana kedi bırakılır ve kedinin sabit durduğu yer yatak odası yapılırmış. Kediler manyetik alanı çok iyi algılar, pozitiftirler ve insandaki negatif enerjiyi alırlar.
Kaynak: sabah.com.tr
|
|
|
İki Yüzlü Ve Şeytan Ruhlu Biriyle Karşı Karşıya Olduğunuzun 6 İşareti |
Yazar: Archilles - 17-10-2017, Saat: 19:34 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorumlar (1)
|
 |
1. Olayları çarpıtmaka ustadırlar
Size bir olay anlattıklarında bunu kendi menfaatları doğrultusunda eğip bükerek, farklılaştırmak konusunda oldukça iyidirler. Doğruca yalan söylemezler ancak konuşmalarını nüanslar ve küçük dokunuşlarla sizi kendi taraflarına çekecek şekilde yeniden düzenler ve çarpıtılmış gerçekliğe sizi de inandırırlar.
2. Asla hata kabul etmezler
Bu insanların en belirgin özelliklerinden biri asla yanlış yaptıklarını kabul etmemeleridir. Sürekli olarak hayatlarında veya etraflarında meydana gelen hatalardan başkalarının sorumlu olduğunu iddia ederler. Kendilerinin ve eylemlerinin yanlış olabileceğine ihtimal dahi vermezler.
3. Zorda kalırlarsa suçlayıcı davranmaya başlarlar
Kötü ruhlu biriyle karşı karşıya olduğunuzu anlamanın en kolay yollarından biri, zor veya hatalı bir duruma düştüklerinde o kişinin davranışlarını gözlemlemektir. Bu insanlar zorda kaldıklarında daha önce size karşı olmadıkları biçimde suçlayıcı bir tavra bürüneceklerdir. Kendilerini kurtarmak ve zarar görmemek uğruna, tabir-i caizse sizi anında “satacaklardır.”
4. Bilgi biriktirirler
Bir diğer göze batan özellikleri ise zamanı gelince kullanmak üzere bilgi biriktirmeleridir. En ufak bir tartışmada veya kendilerini tehdit altında hissettiklerinde, sizin çoktan unuttuğunuz veya kapandığını düşündüğünüz bir konuyu tekrar sizin lehinize kullanmak üzere ortaya atarlar. Bu kötü niyetli birinin en belirgin özelliklerinden biridir.
5. Kendilerine fayda sağlamayan insanlara hiç ilgilenmezler
Bu insanlar sadece onlara fayda sağlayan veya gelecekte bir fayda sağlayacağını düşündükleri kişilere karşı iyidirler. Bu sebeple kendinize yakın olarak gördüğünüz bir kişinin diğer insanlara, özelliklede kendilerinden aşağı konumdaki insanlara davranışlarına dikkat etmelisiniz. Size oldukça kibar davranan bu tanıdığınızın çevresindeki insanlara karşı daha farklı davrandığını gözlemliyorsanız, bu onun saklı bir yüzünün olduğunun en büyük göstergesidir.
6. Başkalarının kötülüğünü isteyebilirler
İyi yürekli biri kendilerine yanlış yapmış dahi olsa, eskiden tanışık olduğu birinin kötülüğünü arzu etmez. Ancak bu gruptaki insanlar için durum pekte böyle değildir. Daha 1-2 ay önce samimi oldukları ancak belli sebeplerden ötürü yollarını ayırdıkları insanların kötülüğünü ve hayatlarının kötüye gitmesini içtenlikle arzu edebilirler. Mecazi olarak edilen lafların ötesinde, içten bir biçimde birinin kötülüğünü dilemek, gündelik hayatlarımızda karşılaştığımı basit şeyler karşısında verilememesi gereken gaddar bir tepkidir.
Kaynak:filoji.com/bu-7-ozellige-dikkat-edin-iki-yuzlu-ve-seytan-ruhlu-biriyle-karsi-karsiya-oldugunuzun-7-isareti/
|
|
|
|