Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,075
» Son Üye: rahmanmutlu
» Toplam Konular: 2,836
» Toplam Yorumlar: 3,067

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 986 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 986 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Nereden Başlamalıyım?
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: desdinova
07-04-2025, Saat: 11:03
» Yorumlar: 0
» Okunma: 257
Ayahuasca çayi hakkinda b...
Forum: ŞAMANİZM
Son Yorum: Gümüşkurt
29-12-2024, Saat: 23:19
» Yorumlar: 0
» Okunma: 366
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 794
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 713
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,568
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 8,955
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 26,179
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,338
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,586
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,867

 
  TELEPATİK GÜÇLERİMİZİ AŞKTA KULLANMAK
Yazar: Spiritüeller - 13-02-2017, Saat: 18:27 - Forum: TELEPATİ - Yorumlar (1)

Ruhsal öğretilerde der ki ? Herkes kendi evreninde, kendi dünyasında tektir? Yaradılışın sistemi çok ilginç işliyor. Bedenimiz, hava, su, toprak, dünya, evren herşey atomlardan oluştuğuna göre, ve atomlar da kocaman bir boşluk içinde dönen elektron ve protonlardan oluştuğuna göre, evrende muazzam bir boşluk var demektir. Buna ALAN diyoruz. ALAN ın içinde aslında boşluk yok. Burada fizik kanunlarından ve maddeden farklı hareket eden bir enerji var. Bu enerjinin kaynağı bilinmiyor. Ezeli ve ebedi, yani hiç yok olmayacak ve başlangıcı belli değil. Ama 1 metreküplük havadaki boşluktaki enerji ölçülmüş ve 10üzeri40 bulunmuş. Yani sadece o kadarı bile ısı enerjisine çevrilebilseydi dünyadaki okyanusların tamamı bir anda buharlaşabilirdi?Enerji, suya atılmış bir taşın oluşturduğu halkalar gibi hareket ediyor ve yayılıyor. Bir frekansı var. Dalgaboyu var. Gücü var. Ve tabi mors alfabesi gibi kodlar taşıyor yani evrensel BİLGİ taşıyor.
Biz insanlar bu ALAN da nasıl faaliyet gösteriyoruz peki?
Hücrelerimizden yayılan enerji de aynı enerji?Ama bu enerjinin gücü, taşıdığı kod, frekansı tamamiyle BİLİNÇALTI mızdan geliyor. Beyin ilginç bir organ. Elektromanyetik bir yapısı var. Ve tüm duygu ve inanç kalıplarımızı evrendeki alana sürekli yayıyor. İlişkilerimizde sürekli bir kısır döngü içindeysek, bu genellikle bizim bilinçaltımızdaki inanç kalıbından ileri geliyor diyoruz. Ama bunun mekaniğini tam olarak bilmiyoruz. Kendiliğinden olan bir şey.


HER İNSAN KENDİ BİLİNÇALTINDA OLAN KALIPLARINI YAŞAR


Eğer bir kadın ?Ben evlenemiyorum çünkü etrafımdaki erkekler hep başkalarını tercih ediyor.? diye bir inanç kalıbına sahipse, bunu evrendeki boşluğa yaymaya başlıyor. Bu inanç kalıbının bir titreşim frekansı var. Bunu belirleyen şey, o kadının korkusunun düzeyi?Bir ivmesi var?Bu duygularının ne kadar yoğun olması ile ilgili?Bir de kodu var. Kod, elbette inanç kalıbının kendisi?Bunu evrene tıpkı bir radyo istasyonu gibi yaymaya başlıyor. Ve kendisiyle aynı frekansta aynı dalgaboyunda olan erkeklere sinyaller ulaşıyor. Neden evlenmeye hazır erkeklere değil de sadece kadının inancına göre hareket eden erkeklere? Çünkü benzer frekans ancak benzer frekansla buluşabilir ve birlikte hareket edebilir. Benzer frekanslar birbirini bulduğunda, maddeleşme başlıyor. Tesadüfler biraraya geliyor ve kişiler birbirinin dikkatini çekiyorlar. İlk günler güzel başlayan ilişki, frekansların ilk ivmesiyle çok hoş olayları beraberinde getiriyor. Ama daha sonra ilk kıvılcım dönemi dağıldığında, ortaya çıkan şeyler kalıplara uygun olmaya başlıyor. Kadın bilinçaltında asla adamın kendisiyle evleneceğini düşünmediği için, korkuları doğrultusunda yayın yapmaya devam ediyor.
Üstelik bunu artık sadece muhatabı olan erkeğe yolluyor ve erkek bu sinyalleri alandan alıyor. Bunları kendi fikriymiş gibi algılıyor ve uygulamaya başlıyor.
Şimdi, diyebiliriz ki?Erkekler kukla mı? Ya da herkes bizim düşündüğümüz gibi hareket ediyorsa, evrende sadece ben mi bilinçliyim?Ruhsal öğretiler der ki, kendi evreninizde TEK siniz. Aslında başkaları sizin bilinçaltınızı size aynalamak için geliyorlar hayatınıza..
Ola ki değişesiniz, başkalarını suçlamak yerine kendi içinize dönüp korkularınızı temizlemeye çalışasınız diye?
Ama unutmayın ki, zaten sizin yayınladığınız frekans, size bunları yaşatabilecek kalıplara sahip erkeklere gidiyor. Siz otomatik olarak onlara cazip geliyorsunuz ve onlar da size cazip geliyor.Geçtiğimiz yıl bir danışanım ?Ben hep aşk üçgenlerine giriyorum ve bana ait olabilecek erkekler karşıma çıksa da bana çekici gelmiyor? demişti. Bunun sebebi işte bahsettiğim frekansın yapısından ve eşleşme sisteminden kaynaklanıyor.



mor-masaustu-resimleri-.png



BUNU NASIL LEHİMİZE ÇEVİREBİLİRİZ?


Karşımdaki erkeği, eğer istersem bana daha uygun hale getirebilirim. Telepatik ya da frekansı yayma gücümle, benimle evlenmesini sağlayabilirim. Ama bu güzel olmaz çünkü kendi içinde evlenmeye hazır olmayan bir adamı çekmiş bulundum bir kere?Bu adamı sürekli olarak düşünce ya da bilinçaltı teknikleriyle kendime bağlamayı istemem. Çünkü bu sadece geçici olur ya da beni çok yorar. Burada ilk yapılması gereken şey, ben değiştiğimde, yani artık evlenmeye hazır olduğumda ve benimle evlenmeyi isteyecek mükemmel bir erkek olduğuna bilinçaltımdan ikna olduğumda, frekansımı değiştirmek?Frekans değiştiğinde karşıma mükemmel bir erkeği çekmek üzere yayın yapıyorum. Bu yayını alan yeni ve farklı erkekler hayatıma girecek ve benim hatırlamam gereken tek şey, aslında bir sonra gelecek olanın, bir öncekinden HER ZAMAN DAHA İYİ olacağıdır. Bu konuda evrene ve yaradılışın sistemine güvenmeliyiz
Ve hayatı kendi kontrolünden çıkmış olanlar?
Kısır döngülerin girdabına girenler?
Elinde olmadan istemediği durumların içinde kaybolanlar?

Sakın üzülmeyin. Dönün içinize bakın. İnanç kalıplarınızı sorgulayın ve bunların arkasında olan korkuları tesbit edin. Bunların bilinçaltınıza yapışmış olduklarını fark edin. Değiştirmek için hayal kurma tekniği çok işe yarar. Öncelikle bastırılmış tüm öfke, suçluluk, endişe, çaresizlik duygularını salıverin. Sonra da saf sevgi ile hayal kurun. Düzenli olarak olmasını istediğiniz şeyleri olmuş gibi hayal kurun.

Bu konuyu yazdır

  KUANTUM DOKUNUŞ - Quantum Touch
Yazar: Spiritüeller - 13-02-2017, Saat: 16:57 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Kuantum-Dokunuşu, görülmeden inanılması mümkün olmayan, ellerin kullanıldığı bir şifa yöntemidir. Kendiniz ya da başkaları üzerinde çok ha¤fif bir dokunuşla bedenin kendini şifalandırmasını önemli ölçüde hızlandı¤rabilirsiniz.Etkiler öylesine hızlı ve olağan dışıdır ki basit bir dokunuşla ke¤miklerin kendilerini yeniden düzenlediklerini görebilirsiniz. Bedenimiz ke¤mikleri nereye koyması gerektiğini bildiğine göre, hiçbir zaman doğru şe¤yi yapıp yapmadığımızı düşünmemelisiniz. 

Yapısal düzenlemenin yanısıra ağrı ve şişlikler de hızla azalmakta, organlar, sistemler ve salgı bezleri dengelenmektedir. 

Bunun nedeni şifalandırma yeteneğinin insanın doğasında olmasıdır. Fab¤rikadan çıkan arabaların direksiyon, camlar, kapılarla donatılmış olduğu gibi birbirimizi şifalandırma yeteneği sistemin içinde varolmaktadır. Çocuk¤lara yürüme, dil öğrenme, gülme, ağlama ve sevebilme bahşedildiği gibi bizlerin de şifa uygulama kapasitemiz vardır. Kuantum-Dokunuş'un sonuçlarını ilk gözlemlediğinizde, bu genelikle şaşırtıcı ve unutulmayan bir deneyim olur. Deepak Chopra, "Şifa etkisini artırmak için bedenin tüm kalın seviye¤lerinden geçmek gerekir -hücreler, dokular, organlar ve sistemler- madde ile zihin arasındaki kavşağa vardığınızda bilinç etkili olmaya başlar." der. Bilinç ile maddenin kesiştiği bir noktanın varlığına ve bu kavşağın ku¤antum (atomaltı) seviyede olduğuna ve bu olağanüstü bağlantının sevgi ve niyetimizle ulaşılabilir olduğuna inanıyorum. içsel sevgi gücümüzü kontrol altına alarak bedenimizin kendi şifa sürecini dinamik ve olumlu ola¤rak başlatabiliriz. DNA'larımızdan kemiklerimize kadar tüm sistem ve hüc¤reler hiçbir çaba göstermeden sevginin şifalandırıcı titreşimine cevap ve¤rirler. 

Kuantum-Dokunuş'u Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Avru¤pa'da öğrenmiş olan ellerini kullanarak şifa veren uygulamacılar şifa çalış¤malarının etki ve gücünü belirgin bir şekilde artırdığını söylemektedirler. Kayropraktis uzmanları bunun kayropraktisin ileri bir formu olduğunu dü¤şünmektedirler. Fizik tedavi uzmanları, Kuantum-Dokunuş'un fizik tedavi¤den daha etkili olduğunu ifade ediyorlar. Aynı şekilde, akupunktur uzman¤ları bu çalışmanın akupunkturun gelişmiş bir formu olduğunu söylemekte¤dirler. Reiki öğretmenleri buna " Reiki güçlendirmesi' ya da "Turbo güçlen¤dirilmiş Reiki' adını vermektedirler. Kuantum-Dokunuş, masaj, şiatsu, jin şin do, akupresür, polarite, kraniyal sakral, terapötik dokunma, şifa doku¤nuşu ve bunun gibi birçok teknikle tamamen uyuşmaktadır. Ama etki olarak hepsinden üstün bir tekniktir. 

Ana felsefesi sevgiden gelir. Bu sevgi ana, baba, çocuk sevgisinden öte evrensel bir sevgidir. 

Cinsiyet, din, dil ve ırk ayırt etmeden sevginin şifa gücünü vermektir. 
Mantığı vücudumuz mitoz bölünme sırasında 7 mhz FM frekansında rezonans üretmektedir. 


600_434186206.jpeg


Bu rezonans tıbben kanıtlanmıştır. Genel olarak baktığımızda vücudumuzun üretmiş olduğu belli bir frekans zaten mevcut olup, OUANTUM TOUCH ile vücudun ürettiği rezonansa uygulayıcı çok daha yüksek bir rezonans ile yaklaşınca beden bu yüksek rezonansa adapte olamaya çalışırken (balans olmak) vücudun kendi kendine iyeleştirme yetisi devreye girer ve tarif edilemeyecek gelişmeler olur. Ben ise bu konumda tamamen uygulayıcı ve aracı konumunda kalırım. Yani kişi kendi kendini iyileştirir. Her ne olursa kişinin kendi bedeni nasıl olması gerektiğini bilir ve düzelmeler bu doğrultuda gerçekleşir. 
QUANTUM TOUCH masaj gibi çıplak yapılan bir teknik değildir. Masaj seanslarında yağ ve çıplak ten gereklidir. Ancak QUANTUM TOUCH günlük elbiselerle hatta palto üzerinden bile uygulanabilir. İlle de kişi özel bir kıyafet giyecek veya çıplak olacak diye bir kural yoktur. Bu nedenle seans sırasında bayanlar kendilerini bu konuda çok daha rahat hissediyorlar. Ancak tene temasın gerekli olduğu haller de var. Örneğin omuzdaki veya siyatik bölgesinde gibi bir sorunda kemikleri veya kas dokusunu çok iyi hissedebilmem gerekiyor. Ama o zamanda sadece tişört veya ince bir eşofman yeterli olacaktır. 

QUANTUM TOUCH ağrılı veya sorunlu bölgeye avuç içi ve parmak uçları ile herhangi bir baskı yapmadan minik dokunuşlarla uygulanır. Çalışılan bölge veya sorun üzerinde kişinin hissettikleri doğrultusunda örneğin ağrı olan bölge üzerine elimi koyduktan sonra ağrı yer değiştirip farklı bir bölgeye kayabilir ki buda kişilerin farklı şeyler hissetmesine yol açar. Örnek olarak omuzdaki bir ağrı sırta daha sonra ayak bileğine veya mideye gidebilir. İşte buna ağrı takibi diyoruz. O ağrının son durduğu noktada sorunun tamamen ortadan kalktığı ve kişinin kendini daha iyi hissettiği aşamada takip son bulmuş ağrı geçmiştir. 

Ancak ağrı enerji akışını engelleyen blokaj tabir ettiğimiz noktalara bağlanıyorsa uygulayıcı daha farklı bir çalışma ile seansa devam eder fakat yukarıdaki ağrı geçiş işleminden farklı bir şekilde blokaj çözülmesi ile ağrı son bulur. 

Kuantum-Dokunuş, arkadaş ve sevdiklerinizin ağrı ve ızdıraplarını gi¤derebilmeniz konusunda sizi güçlendirecektir. Bu gerçekten de hepimizin bilmesi gereken yaşam yeteneklerinden biridir. 
Kişisel ve bencilce bir bakış açısından, şifanın gerçek olarak kabul edildiği, evrensel olarak uygulandığı, insanlığın birbirine nazik davrandığı ve cömert, iyi doğamızı rahatlıkla ifade edebildiğimiz bir dünyada yaşamayı isterdim. Bunlar ve daha birçok gönülden ifade ettiğim nedenden dola¤yı benimle bu keşif yolculuğuna Kuantum Dokunuş'un keşfine çıkma¤ya sizi davet ediyorum.


Alıntır

"Kuantum dokunuş (yazar:richard gordon)" isimli türkçe kitap bu tekniği anlatıyor.

Bu konuyu yazdır

  PSİŞİK VAMPİRLİK TESTİ
Yazar: Mutlakguc - 12-02-2017, Saat: 22:15 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

(Bu sırada bu anket direk vampirsin demiyor vampirlik eğiliminden bahsediyor. Dİrek vampir olup olunmadığı kirlian ile belli olabiliyor. Bu tabirin anlamı ne kadar korkutucu gelsede aslında auradaki bir bozukluktan dolayı oluyor. Auranın enerji üretme mekanizması bozulduğunda kişinin aurasında almaçlar oluşuyor ve diğer kişilerin auralarını taciz ederek enerji çalıyolar. çoğu psişik vampir kendisinin öyle olduğunu farketmez. Böyle kişileirn yanında en belirgin özellik yorgun olmamız, enerjimizin tükenmiş olduğunu hissetmek. Önemli bir nokta. Çünkü aşırı saldıraya uğrayanların auralarında ciddi bozulmalar hatta psişik vampirliğe dönüşme olabiliyor.)

szc3adnterc3a1pia203.jpg

İnteraktif Anket IR (Genel Olarak İnsanlarla) 
Talimatlar: Bu anket genel olarak insanlarla olan ilişkilerin belirli yönlerini ölçmek üzere tasarlanmıştır.Her bir ifadeyi dikkatlice okuyun. İfade size uyarlandığında Doğruysa D’yi,
Yanlışsa Y’yi işaretleyin.

1-Genellikle, kolaylıkla kendim yapabileceğim işleri başkalarına yaptırırım.
2-İnsanların temel olarak dürüst olduğuna inanırım.
3-Genellikle, sonuçlarını düşünmeden içgüdülerime göre hareket ederim.
4-Genellikle, tamamen yabancı olduğum insanlara karşı büyüleyici bir bağ oluştuğunu tecrübe ederim.
5-Rahat bir insanım.
6-İnsanların çoğu, yaşamdan koparabildiklerini koparabilme eğilimindedirler.
7-Genellikle, hoşuma gitmeyen ya da zır görevlerden kaçmanın bir yolunu bulurum.
8-Çoğu insan, şu veya bu şekilde onlara faydası olduğu için arkadaş edinirler.
9-Genellikle, sırf heyecan olsun diye riskli faaliyetlere katılırım.
10-Genellikle, elde etmek istediğim şeyleri, şu veya bu şekilde elde ederim.
11-Eğer biri bana kötü davranırsa, genellikle intikamımı almak için bir yol bulurum.
12-Genellikle, etrafımdaki insanların enerjileri ile beslenirim.
13-Çoğu insan yaşamda bir yer edinmek için başkalarını kullanmaya razıdır.
14-Genellikle, başkaları ile olan ilişkilerimde dürüstümdür.
15-Kirlenme, açlık, fakirlik gibi global sorunlarla oldukça alakadarım.
16-Başkalarına kendini kullandırma fırsatı tanıyan insanların kullanılması beni tatmin eder.
17-Genellikle başkaları ile olan ilişkilerimde açık ve dürüstümdür.
18-Zor yoldan insanlara güvenilmemesi gerektiğini öğrendim.
19-Genellikle benden daha da kötü durumda olan kimselere yardımda bulunurum.
20-Bazen etrafımdaki insanlardan enerji çekme eğilimindeyim.
21-Biri için bir iyilik yapıyorsam genellikle karşılığını da beklerim.
22-Arkadaşlık etmemin nedeni genellikle benim için bir şekilde faydalarının olmasıdır. 
23-Eğer yakalanmayacaklarından emin olsalar, birçok insan kopya çekerdi.
24-Temel olarak hayattan memnunum.
25-Hayatım anlamlı

Puan cetveli: Aşağıdaki cevaplardan her biri için bir puan veriniz:
Madde; 1(D), 2(Y), 3(D), 4(D), 5(D), 6(D), 7(D), 8(D), 9(D), 10(D), 11(D), 12(D), 13(D), 14(Y), 15(Y), 16(D), 17(Y), 18(D), 19(Y), 20(D), 21(D), 22(D), 23(D), 24(Y), 25(Y)


Sonuç: Puan cetvelini kullanarak bu testten elde edilen puan ne kadar yüksekse, genel olarak insanlarla yürütülen ilişkilerde psişik vampirliğe eğilim de o kadar yüksektir. 21 ila 25 arasında puan, psişik vampirliğe yönelik aşırı bir eğilimi göstermektedir. 16 ile 20 arasında puanlama psişik vampirliğe doğru ortalama bir eğilimi göstermektedir. 11 ile 15 arası puanlama psişik vampirliğe doğru hafif bir eğilimi göstermektedir. 10 ve altındaki puanlar psişik vampirliğe doğru önemli bir eğilim olmadığını göstermektedir....

NOT: TESTİN SONUÇLARINI AŞAGIDAKİ YORUM BÖLÜMÜNDEN YAZABİLİRSİNİZ...

Bu konuyu yazdır

  ZİHİN SEYAHATİ
Yazar: Mutlakguc - 12-02-2017, Saat: 21:57 - Forum: Zihin - Yorum Yok

Zihin seyhati yaşanan olay bakımından durugörüye benzer ama bazı farklılıkları vardır tabi.Ayrıca hemen söyleyim ki Astral seyahat yapmaya çalışanlardan ilk önce zihin seyahatini öğrenenlerin bazıları astral seyahat yapmamaya karar verir çünkü zihin seyahati kendilerine yeterli gelir. 

Zihin Seyahati;bir mekana,bir yere yada bir kişiye odaklanarak yapılır.Odaklanılan yere bilinç aktarılır.Böylece bilincimizi yönelttiğimiz mekanı görebiliriz.Aynı astral seyhatteki gibi,çünkü astral seyhatte de bilincimizi astral bedenimize aktarırız ve bilincimizle birlikte olan astral bedenimizin gittiği yerleri görebiliriz. 

zihin%2By%25C3%25BCkleme.jpg

Pratikte şu şekilde yapılabilir: 
Rahat bir yere uzanın,yatar vaziyette yada yatmaya yakın rahat bir şekilde oturun.Gevşeme alıştırması yapın.Gözünüzü kapatın ve evinizden bir oda seçin(eğer yaparken evdeyseniz).O odaya o gün içinde siz hiç girmemiş olun,eğer odaya önceden girmişseniz bilinçaltınızdan gelen görüntüyü zihin seyhatindeki görüntü sanabilirsiniz.Gözünüzü kapattıktan sonra kendinizi o odaymış gibi düşünün ve o odayı görün,ilk başta görmek için zorlanabilirsiniz ama sonra odayı zihninizde dolaşın ve ne var ne yok inceleyin:Msanın üstünde kitap mı var,yere bir tane kalem mi düşmüş,yerde çorap mı var,top kitaplığın yanına mı gelmiş,vs. gibi bi kaç ayrıntıya bakın. 
Çünkü bu ayrıntılar sizin gerçekten zihin seyahati yapıp yapmadığınızı kanıtlayacak. 
Bitirdikten sonra gidipodaya bakın ve sonuçları görün,gerçekten zihin seyhati mi yapmışsınız yoksa sadece hayal mi etmişsiniz. 

Zihin seyhatinin durugörüden farkı sanırım zaman konusu.Zihin seyahtinde sadece bulunduğumuz zaman içinde mekanları görebiliriz ama durugörüde zaman değişken olabilir,geçmiş yada gelecek görülerbilir. 

Zihin seyahatinin astral seyahatten farkı da bir varlık olarak orada bulunmayışınızdır,sadece bilincinizi aktarmışsınızdır ama astral seyahatte astral bedenle dolaşırsınız ve en önemli farkı da Zihin Seyhatinin daha kolay ve hemen yapılabilmesidir.Elbette zaman konusu burda da söz konusu.Astral seyahatte farklı zamanlardan bahsetmek mümkün...

Bu konuyu yazdır

  HİSLERİMİZİN VÜCUDUMUZDAKİ BELİRTİLERİ
Yazar: Emka - 12-02-2017, Saat: 15:07 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

“Gururdan göğsün kabarması” ya da “tepeden tırnağa mutluluk” ifadeleri gerçek olduğu kadar evresel de. Ve artık bu hisler için bir vücut atlası oluşturabiliyoruz. Bilim insanları uzunca bir süredir, gergin insanların terleyen avuçlarından, gece duyulan garip bir sesten kaynaklı nabız atışının hızlanmasına kadar; hislerin, bir dizi fizyolojik değişimle bağlantılı olduğunu biliyorlardı. Fakat geçtiğimiz yıllarda yapılan bir araştırma, duygusal halin belirli vücutsal hislerle kişinin kültürü ya da dilinden bağımsız olarak evrensel düzeyde ilişkili olduğu bulgusuna ulaştı. Finlandiya, İsveç ve Tayvan’dan 700’ün üzerinde katılımcının yer aldığı deneyler ile katılımcıların belirli hislere dair vücutsal hassaslıkları haritalandırılmak istendi. Yapılan deneylerde, katılımcılara duygu yüklü kelimeler, videolar, yüz ifadeleri ve hikayeler gösterildi. Sonrasında katılımcılardan söz konusu materyali gördüğünde vücudunun çeşitli bölgelerinde oluşan farklı hisleri bildirmeleri istendi. Katılımcılar, araştırma ekibine farklı duygulara dair hem olumlu hem de olumsuz vücut tepkilerini gösteren geniş bir veri sağlarken, araştırmacılar da; bir tanesi vücutsal hislerin arttığı bölgeleri belirleyen diğeri de azalan his yoğunluğunu işaretleyen iki renklendirici bilgisayar ile verilen tepkilerin silüetlerini oluşturdu.

v%25C3%25BCcut%2Bharitas%25C4%25B1.jpg

Mutluluk, nefret ve aşk gibi test edilen her duygu için istatistiksel olarak ayrı bölgelerin ortaya çıktığı ve bunun katılımcının milliyetinden bağımsız olduğu bulgusuna ulaştı. Proceedings of the National Academy of Sciences ‘da yayımlanan araştırmada her duygu için ayrı bir vücut haritasının ortaya çıktığı görüldü. Her ne kadar her duygu belirli bir vücutsal his haritası oluştursa da, araştırmacılar bazı bölgelerin birbiriyle çakıştığını belirlediler. Bulgulara göre; korku ve öfke gibi nabız atışını ve soluk alıp-verme hızını artıran temel duygular göğüs bölgesinin üst kısmında his yoğunluğunun artmasına sebep olurken, vücudun tamamında his artışına sebep olan tek duygu ise mutluluk oldu. Araştırma sonuçları; bilim insanlarının duyguları nasıl işlediğimize dair kavrayışını daha da geliştiriyor. Dil ve kültürel farklılılara rağmen, görünen o ki; hislere dair fiziksel deneyimlerimiz evrensel düzeyde aynı. 

Kaynak: 
Nummenmaa, Lauri, Enrico Glerean, Riitta Hari, and Jari K. Hietanen. “Bodily maps of emotions.” Proceedings of the National Academy of Sciences 111, no. 2 (2014): 646-651.

Bu konuyu yazdır

  KELEBEK ETKİSİ
Yazar: Mutlakguc - 11-02-2017, Saat: 15:41 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Kelebek etkisi düşüncesiyle ilgili yarı şaka yarı ciddi olarak verilen örnekte; “Bugün Pekin’de kanatlarını çırpan bir kelebeğin havada oluşturduğu dalgalar, gelecek ay New York’ta fırtına oluşturabilir”, denilir. 

Yani, yapılan en küçük eylem ya da alınan en küçük karar hayatımızın ya da başkalarının hayatlarının gidişatını önemli bir şekilde etkileyebilir. 

Iki adam dusunun…Biri Taksimden Eminonune dogru hareket eden bir taksici. Taksici trafikle hareket ediyor. Bazen hizlanip bazen yavasliyor. Bir yerde durup martilara bakiyor. Yoldan gecen birini izliyor. Eminonundeki adam Iskelelere dogru ilerliyor. Durup bir vitrindeki giysilere bakiyor. Tutup bir sigara yakmaya calisiyor. Ruzgarda sonuyor. Bir iki defa deniyor. Yururken ayakkabisina bir tas giriyor. Tutup onu cikartiyor. Sonra yolun kenarinda akli birseye takiliyor. Karsiya gecmeye calisirken Taksimden gelen taksici adama vuruyor.Ve oracikta oluyor…. Ucan bir marti, trafikteki hiz, bir sigaranin yanmayan kibriti, ayakkabiya kacan tas..onemsiz hicbirsey yoktur bu kainatta ...""

Yani tarihte tesadufen olan bir olay –kelebek etkisi- cok onemli sonuclara sebep olmustur.Bir su damlası bazen düzenli olarak damlar, bazen düzensiz; bir sıvının hareketi hem türbülanslıdır hem değil; kalbimiz düzenli olarak atar ama bazen çarpıntı yapar; hava sıcak ya da soğuk eser. Nerede karşımıza kaotik görünen bir hareket çıksa –ve aslında her tarafımız onunla doludur– bu harekete sıkı bir bilimsel bakış açısıyla yaklaşma çabası genellikle çok nadir olmaktadır. 

Kelebek Etkisi'ni 1963 yılında Edward N. Lorenz bilgisayarıyla hava durumuyla ilgili hesaplar yaparken buldu. İlk hesaplamasında 0,506127 sayısını başlangıç verisi olarak kullandı. İkinci hesaplamada ise 0,506 sayısını verdi. İki sayı arasında sadece yaklaşık 1/1000 (binde bir), yani bir kelebeğin kanat çırpmasının yarattığı rüzgârla eşdeğerde fark olmasına rağmen, süreç içinde ikinci hesap birinci hesaba karşın çok farklı neticeler verdi.

kelebek-etkisi.jpg

Amerikalı meteoroloji uzmanı Ed Lorenz'in bilgisayar simülasyonlu hava tahminlerinde dikkate değer bir gelişme keşfetmişti. Simülasyonlarından biri, nonlineer ilişkiler içeren 12 değişkene bağlıydı. Eğer simülasyon bir öncekinin başlangıç değerlerinden yalnızca çok küçük farklılıklar –bir değer setinde altı ondalık basamağa kadar değerler varken diğerinde üç ondalık basamağa kadar değerlerin olması gibi farklılıklar– taşıyan yeni değerlerle yeniden başlatılırsa, bilgisayarın ilk durumdakinden çılgınca sapan farklı “hava durumları” ürettiğini bulmuştu. Çok küçük bir pertürbasyonun beklenebilir olduğu bir noktada, kısa bir fark edilebilir benzerlik döneminden hemen sonra bütünüyle farklı bir desen oluşuyordu. 

Bunun anlamı şudur, karmaşık, nonlineer bir sistemde, girdilerdeki küçük bir değişiklik çıktılarda devasa değişiklikler üretebilir. Lorenz’in bilgisayar dünyasında, bu durum, dünyanın bir tarafında kanatlarını çırpan bir kelebeğin, dünyanın başka bir tarafında bir kasırgaya yol açmasına denk düşüyordu. Buradan çıkarılabilecek sonuç şudur: hava durumunu belirleyecek kuvvetler ve süreçler bu kadar karmaşık olduğuna göre, önümüzdeki kısa zaman diliminin ötesinde bir hava tahmini asla yapılamaz. Gerçekte, dünyadaki en büyük hava tahmin bilgisayarı olan Avrupa Orta-vadeli Hava Tahmini Merkezindeki bilgisayar saniyede 400 milyon hesaplama yapabilir. Bu bilgisayar dünyanın her tarafından her gün 100 milyon farklı hava ölçümü almakta ve on günlük bir tahmin yapabilmek için kesintisiz üç saat boyunca bu verileri işlemektedir. Yine de iki ya da üç günün ötesinde yapılan tahminler spekülatiftir, altı ya da yedi günü aşan tahminler ise hiçbir değer taşımaz. O halde kaos teorisi, karmaşık nonlineer sistemlerin öngörülebilirliğine belli sınırlar koyar. 

Yapilan herseyin sonsuz evrende bir etkisi vardir. Yaptiginiz hersey onemlidir. eskilerin deyisi ile : “Bir civi bir nal , bir nal bir at, bir at bir suvari, bir suvari bir bolugu, bir boluk bir ulkeyi kurtarir.”

Bu konuyu yazdır

  BOLLUK VE BEREKET ENERJİSİNİ YAŞAMAMIZA NASIL ÇEKERİZ?
Yazar: Mutlakguc - 11-02-2017, Saat: 15:16 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Hepimiz yaşantımızı daha iyi standartlara taşımak için çalışırız.Herkes zengin olmayı ister, fakat buna karşın zihni bunun gerçekleşemiyeceği üzerine sayısız olumsuzluklarla doludur.Maaşımız azdır, geçim sıkıntısı içindeyizdir, ekonomik koşullar zordur v.b. Bunların farkında olmamız enerjimizi bu negatifliklerin üzerinde yogunlaştırmamızı gerektirmez. Zihninize, inanmasanız bile aşağıdaki önermeleri yükleyin.Yüksek benliğimiz vereceğimiz tüm mesajları birer gerçeklik olarak alır, ve gerçekleştirken bizim sınırlı zihnimizin farkında olamayacağı kadar yaratıcı yöntemlerle çalışır.ikinci kural herşeyin şimdi de oldugunu imgelemek yer yer sözlü olumlu cümlelerle bunu güçlendirmektir.Üçüncüsü bu yöntemin daha etkin olmasını istiyorsanız bu olumlamaları uyumadan hemen önce tekrarlamaktır.Böylece bu olumlamalar uyudugunuz sürece bilinçaltınıza işleyecektir.

"Sevgili, yüksek benliğim seni yaşamıma bereket ve bollugu çekmen için programlıyorum.Şüphesizki sen bunun için gereken yaratıcılığa ve sınırsız güce sahipsin.Para enerjisini yaşamıma, kolaylıkla ve çabasızca çekiyorum.Yaşamımda herşey, bana ve diğerlerine yetecek kadar bol ve bereketli.Yeryüzü zenginliklerle doludur ve kaynaklar herkes için yeterlidir.Öle zenginim ki bunu diğer herkesle de paylaşıyorum.Paylaştıkça zenginleşiyorum.Tüm enerjimi bolluğa ve mutluluğa yogunlaştırıyorum.Her varlık kaynaklardan yeterince faydalanabilsin. bunun mutluluğu yaşamımızın her alanına yansısın."

spiritual-healing-1024x537.jpg


Bu olumlamanın dışında yapmamız gereken şeylerden biride kullanmadığımız eşyaları bir başkasına vererek oluşan enerji blokajlarını kaldırmaktır.Böylece yenilerinin yaşamınıza girmesine olanak sağlamış olursunuz.Bir diğeri paylaşmaktır, paylaşarak zenginleşirsiniz.Evinizde ve işyerinizde tertipli ve düzenli olun böylece boşa enerji harcamamış olursunuz.Enerjinizi ödenmemiş borçlara odaklamayın.Aklınıza geldikçe onlara ışık gönderin, ve yüksek benliğinizden bunlara çabasızca ve en kısa zamanda çözüm bulmasını isteyin.Zihninizi paranın nerden geleceğini düşünerek koşullamayın.Bu sınırlamaları getirdiğinizde para enerjisini çekemezsiniz.Yüksek benliğiniz sizin için gerekli yolları bulur ve gerçekleştirir siz sadece buna inanın.

Bu konuyu yazdır

  MUTLULUK İÇİN 7 MUCİZEVİ ADIM
Yazar: Mutlakguc - 11-02-2017, Saat: 15:03 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

1-Rahatsız edilmeyeceğiniz sakin bir köşe bulun. Uzanın ya da başınızı arkaya rahatça dayayabileceğiniz arkalıklı bir sandalyeye yerleşin. 

2-Diyaframınızı genişleterek burun deliklerinizden derin bir nefes alın. Nefes alışınız tamamlandığı zaman, mide kaslarınızı gevşetin ve bu nefesin tüm vücudunuzda dolaştıktan sonra, baş bölgenizde karar kılışını izleyin. Bu süreci 3 kez tekrarlayın. Her tekrar ile zihninizde ve tüm vücudunuzda yayılmakta olan gevşemenin farkına varın. 

3-Zihnen şu ifadeleri kendi kendinize tekrarlayın: "Yüksek benliğimin hikmetiyle, güçlendirilmiş zihnimin de gücüyle günlük yaşamımda etrafımı saran parlaklığı, ihtişamı farkediyorum. Her gün birkaç kez mutlu anılar şuuruma çıkacak. Bu sayede geçmişte yaşamımı doldurmuş olan mutluluğu yeniden tanıyacağım. Bu mutluluk şimdiki yaşamımı da dolduruyor. Bu gelecekte de devam edecek."

mutluluk.jpg

4-Bırakın şuurunuz havanın giriş ve çıkışının farkına varsın. Bunu nefesinizi kontrol etmeden yapın. Bu arada tüm vücudunuzda ve zihninizde yayılmakta olan gevşemenin daha çok farkına varın. 

5-Zihnen şu ifadeleri tekrarlayın: "Şu insan halimle yaratık aleminin en değerli ferdiyim. Yüksek benliğimin hikmeti ve güçlendirilmiş zihnimin katkısıyla içimdeki güzellik ile hayatı göreceğim ve tadını çıkaracağım. İster bir gelincik tarlasında, ister bir tabloda, nerede olursa olsun güzelliği sadece güzeli gören gözlerle göreceğim. Dünyanın sessizliğini bozan seslerdeki güzelliği kulaklarımla işiteceğim. Konuşulan şeylerdeki güzelliği de bu şekilde işiteceğim. İster çok pahalı bir kadife, ister sıradan bir kumaş olsun, dokunduğum her şeyde güzelliği hissedeceğim."

"Hayatım, benim kalbimden, etrafımdaki güzelliğe hayranlık içinde söylediğim büyük bir şarkı olacak. Bir ormana, okyanusa ya da küme küme beyaz bulutlarla dolu bir gökyüzüne sahip olmayabilirim ama, onlara kendiminmiş gibi hayranlık duyabilirim."

6-Sevdiğiniz kimselerin simalarını gözünüz önüne getirin ve şu ifadeleri zihnen tekrarlayın: "Beni sevenlere ve sevdiklerime müteşekkirim. Hayatımın hangi döneminde olursa olsun benim refahımı düşünen herkese şükran borçluyum. Bu tür hislerim ve mutluluğum beni tanıyanlara kadar uzandıktan sonra yansıyarak yüzlerce defa katlanmış bir şekilde yine bana gelecek." 

7-Zihnen şu ifadeleri içinizden tekrarlayın: "Her gün kendimi daha anlayışlı bulacağım. Bu taktirim mutluluğumu arttıracak, kalbimin değerlerini her gün biraz daha fazla bir şekilde tanıyacağım ve bir daha başkalarının ölçüleriyle kendimi ölçüp tartmayacağım. Ivır zıvır şeylerle zamanımı ziyan etmeyeceğim. Küçük şeylerde büyük mutluluklar bulacağım. Şu andan itibaren kendi güzelliğimin ve etrafımın güzelliğinin farkında oluyorum. Yaradılışın mutluluğuyla dolup taşıyorum. Artık bir daha mutsuzluk ve tasada bir an bile geçirmeyeceğim."

Gözlerinizi açın ve günlük işlerinize devam edin. 

Bu 7 madde mutsuzluk rahatsızlığınızın iyileştirilmesi garanti edilmiştir. Metafizik şifanın mucizesi için hiç bir şuur söz konusu olmadığından, bu mucizevi tekniğin de size mutluluk getirmeyeceği düşünülemez. 

Bu konuyu yazdır

  30 GÜNDE GÜNLÜK MUCİZELER
Yazar: Mutlakguc - 11-02-2017, Saat: 14:46 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

1 nci Gün - Mucize Listeniz
Mucizenin ne olduğunu düşünüyorsunuz? Lotoyu kazanmak mı? Zor bir durumdan kurtarılmak mı? Çaresizce paraya gereksiniminiz olduğunda sokakta yirmi dolar bulmak mı? Bu şeylerin her biri, bir arzunun tezahürüdür ve mucizenin sadece bir parçasıdırlar. Bir mucize lotoyu kazanmadan, kurtarılmadan veya para bulmadan önce gerçekleşen şeydir. Çünkü inandığımızın tersine mucizenin sonuç ile herhangi bir ilişkisi yoktur.
Bunun yerine, mucize tam ona gereksinimimiz olduğunda, sonucu yaratma yeteneğimiz ile ilgilidir. Kendi yaratıcı gücümüze iman, güven ve inanç eksikliğimizi teslim etme, istediğimiz şey için niyet oluşturma ve onu birlikte yaratmak için Evren ile birlikte çalışma istekliliğimiz ile ilgilidir.

Evren'i yardıma çağırdığımız ve onun bize yardım edeceğine tamamen güvendiğimiz an, mucizelerin gerçekleştiği andır. Mucize gerçekte, kim olduğumuzun ve kendi realitemizde neleri yaratmaya muktedir olduğumuzun algısını değiştirdiğimiz anda gerçekleşir. Birçok şeye mucize gözüyle bakarız, ama onlar sadece yaratıcı gücümüzün tezahürleridir. Bir mucize istediğimize karar verdiğimizde ve onu yaratma gücümüzü kabul etmeye istekli olduğumuzda, bu mucizedir. Daha sonra gerçekleşen şey sadece ayrıntıdır.
Çoğu zaman mucizeler yaratmayız, çünkü mucizelerin bizim başımıza gelebileceğine inanmayız. Veya isteriz ve tam bir şeyler gerçekleşecekken, Evren'in bizi işitmediğini veya işittiğini ama yanıtlamaya istekli olmadığını düşünürüz. Sabırlı olmak bazen mucize dersimizin bir parçasıdır.

Ev ödevi: Yaşamınızda yaratmak istediğiniz en azından 1 adet mucize listesi yaratın, 5 ten fazla olmasın.. Listenizi yaratmak için takip edeceğiniz bazı bilgiler:

YAPINIZ:
Ne kadar görkemli olduğunu düşünmenize bakmaksızın, arzu ettiğiniz şeyi isteyin. Mucizeler kalbinizden gelir ve eğer kalbiniz bir şeyi arzu ediyorsa, o sizin için doğru olmalıdır. Sınırlamalar ve beklentiler olmadan isteyin, Evren'in istediğiniz her neyse yerine getireceğini bilin, ama istediğiniz şeye beklentiler eklerseniz veya sizin için mümkün olabilen şeyi sınırlarsanız, bunları yerine getirmez.

Şükranla ve teşekkür ederek isteyin. Evren, isteklerimizi söyler söylemez, isteklerimiz üzerinde çalışmaya başlar, öyleyse sadece isteyin ve aldığınız şey için minnettar olun. Zamanla tezahür edecektir. Umut ettiğiniz zaman çerçevesinde olmasa bile, alacağınızı bilerek isteyin. Evrensel zamanlama her zaman yaşamlarımızda iş başındadır ve kendi kişisel zaman çizelgemiz ile her zaman senkronize değildir.

Doğru yolda olduğunuzun onayını isteyin. Mucizenizin size geldiğinin imanınızı kaybetmeden ve onu alacağınızın onayını her zaman isteyebilirsiniz.

BUNLARI YAPMAYINIZ:
Para istemeyin. Evren enerji ile çalışır ve para sadece enerjinin bir tezahürüdür. Eğer yeni bir arabaya gereksiniminiz varsa, yeni bir araba isteyin, eğer yeni bir ev istiyorsanız, yeni bir ev isteyin ve bunların nasıl ödeneceğine üzülmeyin. Buna üzülmek, seçeneklerinizi sınırlamaktır. Başkaları için istemeyin. Bu sizin yaşamınız, sizin mucizeleriniz ve sizin istediğiniz şey. Başkaları kendi mucizelerini istemeyi öğrenmelidir ve nasıl görünürse görünsün onların yaşamları tam şimdi mükemmeldir. Ve kendi yaşamınızdaki çalışmaya koyduğunuz enerjinin üssel olarak arttığını ve yaşamınızın her parçasına ve etrafınızdaki insanlara yayıldığını hatırlayın. Onlar hazır oldukları zaman sizin yaptığınız değişimlerden yararlanacaktır.
Mucizelerinize zaman çizelgeleri koyun. Onlar ilahi zamanlama ile ve tüm durumlar doğru olduğunda gerçekleşir. Bazen mucizeleri beklemek zorunda kalırız, çünkü Evren, başka bir şey istediğimiz noktaya ulaşmamızı beklemektedir.

Holistic-Healing.jpg

2 nci Gün - Başarılısınız
Her zaman başarılısınız, bu anda yaşamınızdaki her şey yaşamınızda bir noktada istediğiniz bir şeylerin başarılı yaratımını temsil eder. 
Sizin için şu anda işe yaramıyor olabilmesine rağmen, onu yarattığınız anda, tam olarak istediğiniz şeydi, 
size neşe getireceğini ve yaşamınızı bir şekilde daha iyi yapacağını düşünmüştünüz. 
Mucize listenize bakın ve tam şimdi yaşamınızda var olan bir şeyleri değiştiren bir şeyler yaratmak isteyip istemediğinize bakın. 
Örneğin, eğer yeni bir iş istiyorsanız, şu anda sahip olduğunu işi bir başarı olarak görün.

3 ncü Gün - Yanlış Olan Hiçbir Şey Yok
Evren'de doğru, yanlış yoktur, iyi kötü yoktur. Her şey olduğu şekliyle mükemmeldir ve 
yaşamınız mükemmel yaratımınızı temsil eder. Şu andaki durumumuzdan rahatsız olduğumuz zaman, 
bunu nedeni enerjimizin değişmesidir, yeni olaylar için hazır olduğumuz yeni bir enerji titreşimindeyiz. 
Enerjinin sürekli hareket halinde olduğu dinamik bir Evren'de yaşıyoruz. 
Enerjinizi değiştirdiğiniz için, şimdi başka bir şeye hazırsınız ve bu daha önce sahip olduklarınızı yanlış hale getirmez. 
Her şey olduğu gibidir. Yargılamanın dışında kalın ve odağınızı mucizelerinizde tutmaya devam edin.
Mucize listenize bakın ve yaratmayı istediğiniz mucizeleri yaratmak için yaşamınızda neleri değiştirdiğinizi not edin. 
Maddi sorununuz varsa, kendinizde yanlış bir şeyler yapmadığınızı hatırlatın. Bolluk, bolluk tutumuna sahip olduğumuz ve
istediğimiz şeylerin daha büyük bolluğunu yaratmaya hazır olduğumuz zaman gerçekleşir. 
Yanlış hiçbir şey yapmadınız, o zamanlar hak etmiş olduğunuz şeyi yaratmıştınız. Şimdi farklı bir şeye hazırsınız.

30 Günde Günlük Mucizeler Küresel Mucize Projesi Jennifer Hoffman - Uriel Heals

Bu konuyu yazdır

  KRYON-Çocuklardaki Değişimler
Yazar: Emka - 11-02-2017, Saat: 14:26 - Forum: KRYON - Yorum Yok

Bir İnsan bebek bugün gezegene geliyor, ama bugün olup bitenler sizin doğduğunuz zamandan farklıdır. Sizler uzayda yeni bir yerdesiniz, Güneş sessiz, ızgaralara yeni bilgi besleyen düğümleriniz ve boşluklarınız var ve bilinç paradigması onlar için sizin için olandan farklı. Onların Genesis (yaratılış) hücreleri, “İnsan nasıl işler” hücreleri değişiyor.

Standart İnsan doğası için olağandışı farklı olan şeyler çalışmaya başlayacak. Özden gelen ile bilinç arasındaki engel, sezgisel benlik gelişmeye başlayacak. Engel azalmaya başlıyor. Kendilerinde neyin yanlış olduğu ile ilgili çok doğru sezgiye sahip olan çocuklara hazır olun. Size bir şeyin yanlış olduğunu söylerlerse, onları doktora götürün! Hemen. Onlara, “Bu senin hayal gücün, tatlım” veya, “Daha sonra geçecek” demeyin. Bunu duyuyor musunuz? Tam şu anda bunu duymaya ihtiyacı olup da dinleyenler var, çünkü onların çocukları, “Tuhaf hissediyorum; yanlış bir şey var” diyor. Çocuk büyütmeye alışık olan anneler ayrıca belirli sağlık kalıpları bulunduğu eski enerji paradigmasına alışıklar. Bu değişiyor. Çocuklar kendi sağlıkları hakkında sezgisel olmaya uyanmaya başlıyorlar. Özden gelene köprü henüz kurulmadı, ama onlarda daha yakın ve onlar bir şeylerhissediyorlar. Özden gelen ilk kez onlarla konuşuyor. Siz buna sahip olmadınız, ama onlar sahipler. Onları dinleyin.

Çocukların Akaş’ı daha net olmaya başlıyor. Bu çocuklar size kim oldukları ve ne yaptıkları hakkında bir çok şey anlatacaklar. Bir ebeveyn iseniz ve şu anda bunu dinliyorsanız, yapabileceğiniz en kötü şey bunu baskılamaktır. Yapabileceğiniz en iyi şey çocuğa mutlak gerçeği söylemektir, mutlak gerçek: “Sana inanıyorum.” Şeyleri yüksek sesle söylediğiniz zaman, çocuğa yardımı olur. Bu içtendir ve çocuk bunu alır. Dinleyin, anne babalar: Bu şeylerde, çocuğunuza müttefik olun, bu çocuklarınızla ilişkinizi değiştirir. Tüm bunlarla ilgili onlara dürüst olun. Herkesin anlamayacağını söyleyin, bu nedenle bununla ilgili sessiz olma zamanları olacaktır. Bunlar Yeni Çağda çocuklar için talimalardır. Bu nitelikler daha da kuvvetlenecek ve sizin talimatlarınız anlamlı gelecek.

child-of-the-universe.jpg

İçgüdü öncesinden daha iyi çalışacak. İçgüdü, İnsanlarda çok fazla görmeye alışık olduğunuz bir şey değildir. Bunu çoğunlukla hayvanlarda görürsünüz, çünkü hayvanların bebeklerinin çok kuvvetli hayatta kalma içgüdüsü vardır. Doğumdan bir kaç saat sonra yürüyebilmeleri için, bu onlara aktarılır! Siz buna sahip değilsiniz. Ama, bu aynı içgüdü mekanik aktarımı İnsanlarda kuvvetlenmeye başlıyor ve özellikle Akaşadan gelen içgüdüler. Bu kimyasal olduğu kadar ezoteriktir (genetik ve Akaşik). Hayvanlarda olduğu gibi, siz de buna sahip olmalısınız ve olacaksınız. Eğitim almadan nasıl yürüyeceğini ve yemek yiyeceğini hatırlayan çocuklar göreceksiniz. Bu eski paradigmadan daha hızlı olacak ve çocuk gelişimini bilen doktorların gördüklerinden daha hızlı olacak. Bu “standartların ötesinde” olacak. Buna hazır olun; bu içgüdüdür. Bu basit kimyadır. Bu daha iyi çalışan DNA’dır.

DNA hücresinin kendisine bakarsanız, neler oluyor diye sorabilirsiniz. Gerçek şu ki, DNA daha fazla bilgileniyor, bazıları “etkinleşiyor” diyor. Ezoterik inançta aktivasyon adı verilen moda olmuş bir sözcük var. Lütfen bunu değiştirmeyin, ama bunun doğru olmadığını bilin. Siz hiç bir şeyi aktive etmiyorsunuz. Bunun yerine, DNA yı mahpustan salıveriyorsunuz. Eğer sandalyeye mahkum, buruşmuş ve hareket edemeyen biri varsa, buna rağmen aniden bu bağdan salıverilirse parmakları çözülür ve elleri tekrar bütün olmaya başlar, bunun nedeni DNA’ya bir şeylerin olmasıdır. Ele veya kasa ya da parmaklara, hatta kola bir şey olmamıştır, DNA’ya olmuştur. Bu salıvermedir. Bu vizyonu taşımanızı istiyorum. Sözünü ettiğim tüm değişimler felce uğramış DNA hapishanesinden salıverilmek ile ilgilidir! Ve (hazır olun), bu aynı anda bedendeki TÜM DNA’da gerçekleşiyor. Bu, “bütün beden deneyimidir,” bölgesel “el/kol” deneyimi değildir.

DNA nız bu eski enerjide felce uğradı ve bunu yaratan sizin kendi özgür seçiminizdir. DNAnız, yaşam süreniz (yaşlanma), hastalıklarınız hepsi bu gezegenin enerjisini almayı istediğiniz yerdir ve DNA’nız işbirliği yaptı. Siz bununla yaşadınız ve bu şimdi değişiyor. Bu DNA aktivasyonu değildir, DNA salıverilmesidir. Salıverme!

Tüm bunların derinliği: Sahip olduğunuz yardımı kavrıyor musunuz? Bir an için tüm bunların bu şeyleri yapan siz olacağını düşündünüz mü? Bu, galaksiyi, içinde bulunduğunuz uzay bölümünü, düğümleri ve boşlukları ve Evrenin yaratıcısı kapsıyor. Bu, Pleiadeslileri kapsıyor, sizin zaman çizginizi kapsıyor ve sevgiyi kapsıyor. Tüm bunlar yeni enerjide oturmanız ve DNA’nızın bağlarını salıvermeniz içindir. Şimdi sevgililer, yaşlı ruhlar, bilmeniz gereken bir şey var. Bunun için yeniden doğmayı beklemek zorunda değilsiniz. Yaşlı ruh tam şu anda, aynen yeni doğan bebek gibi içinde ekipmana sahiptir.

Bu konuyu yazdır