Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 1216 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 1216 Ziyaretçi
|
Son Aktiviteler |
Nereden Başlamalıyım?
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: desdinova
07-04-2025, Saat: 11:03
» Yorumlar: 0
» Okunma: 546
|
Ayahuasca çayi hakkinda b...
Forum: ŞAMANİZM
Son Yorum: Gümüşkurt
29-12-2024, Saat: 23:19
» Yorumlar: 0
» Okunma: 491
|
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 905
|
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 822
|
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,789
|
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 9,227
|
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 26,564
|
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,458
|
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,738
|
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 2,009
|
|
|
DEĞERLİ TAŞ TERAPİSİ |
Yazar: EvrimBilge - 01-02-2018, Saat: 12:28 - Forum: ŞİFALI TAŞLAR
- Yorum Yok
|
 |
Değerli taşlar hem gökyüzünün hem de yeryüzünün güçlerini çekerler ve dünyaya yayarlar
Yakınınızda bir değerli taş bulundurduğunuzda, içinizde bir titreşim doğar İçinizde tıkanmış ya da bozulmuş durumda bulunan tüm güçler ve nitelikler, değerli taşların titreşimlerine cevap verirler
Değerli taşları kullanmadan önce onları temizlemelisiniz Çünkü bedenden ve çevreden negatif titreşimleri emerler Temizlemeden terapide kullanmamalısınız Çatlayan veya kırılan taşlarınızı toprağa gömün ve onları artık kullanmayın
Zaman zaman taşlarınızı güneş ışığına bırakarak enerji yükleyebilirsiniz
Sık sık kullandığınız taşları ara ara temizlemelisiniz Sırtüstü uzanın, taşlarınızı tek tek ilgili çakraların üzerine koyun (deri üzerine) Gözlerinizi kapatıp Reiki ile de çakraları destekleyin
Genelde
1- Kök çakra için Akik, kırmızı jasper, kırmızı mercan,garnet
2-Çakra için Ay taşı, carneol, manzaralı jasper
3– Çakra için Kaplan gözü, amber, sarı topaz, sitrin
4- Çakra için Zümrüt, jade, pembe kuarz, turmalin, malahit
5- Çakra için Mavi kalsedon, turkuvaz (firuze)
6- Çakra için Ametist, lapis lazuli, safir, sodalit
7- Çakra için Ametist, kristal şeffaf kuarz
kullanılır
* Alıntıdır.
|
|
|
RUHSAL UYANIŞ VE BÜTÜNLEŞMENİN 5 SAFHASI |
Yazar: EvrimBilge - 01-02-2018, Saat: 12:23 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
 |
Hakkında bahsedeceğim sürecin, kişinin özgünlüğüne göre farklılaşan, çeşitli varyasyonlara bürünebilen ve kimi zamanlarda, bir önceki ve bir sonraki safhanın üst üste bindiği bir çeşitlilik gösterebildiğini vurgulamak isterim.
Buna ek olarak, son dört safhayı birçok kez, birbirine geçmiş halde ve yeniden yaşayabiliriz. Deneyimlenmekte olan şey her seferinde bizi daha geniş bir farkındalığa ve bütünleşmeye taşıyacağı için, bu sürece eksik kalmış pasajların tamamlanması ve karanlıkta unutulmuş tüm parçalarımızın bütünleşmesi olarak bakabiliriz. İşte bu noktada, çeşitli deneyimler ve farkındalıklar iç içe geçebilir.
Örneğin, kendimizi merkezlenmiş ve bütün hissettiğimiz bir anda, çaresizlik ve endişe hallerinin eşlik ettiği bir ruh haline de sahip olabiliriz. Kıskançlık ve öfke duyguları tetiklendiği bir an, nefes almayı ve merkezlenmeyi hatırlayarak bu parçalarımızı saf bir farkındalıkla gözlemleyebilir ve kendimizi şefkatle sarıp sarmalamayı hatırlayabiliriz. Kendimizden ve her şeyden şüphe duyduğumuz bir an, içe dönüp varlığımızın özünde sürekli bir nabız gibi atan o sesi tekrar duymayı hatırlayabiliriz.
Bu süreç, gerçek olanın içselleştirilip bedenlenmesine kadar, inişli çıkışlı bir şekilde devam eder. Sürecin uzunluğu tamamen kişisel seçimlerimize ve özgünlüğümüze bağlıdır. Kimi için yıllar sürerken, kimi varlıklar için de, herhangi bir şeyin vesile olması ile aniden ortaya çıkan bir uyanış olabilir. Kimisi Bütünleşme ve ifade aşamaları ile yeni bir bilinç düzlemine geçmeyi seçebilirken, kimi varlıklar ise sürecin belli safhalarını tamamlamayı ve dünyadan ayrılmayı seçebilirler.
Bu noktada, varoluşun özünde hiyerarşik bir yapının bulunmadığını, önde gidenlerin onurlandırılıp, arkada kalanların başarısız olduğu gibi değerlendirmelerin, tamamen sınırlı insan bilinci ve bakış açısından kaynaklandığını hatırlatmak isterim. Varoluşun temel nedeni kendini bilmek, genişlemek ve ifade etmek üzerine kuruludur. Alt üst ilişkisine göre değil. Kendini bilişi tesis eden yegane unsur ise, diğerlerini oldukları halleri ve seçimlerinden dolayı yargısızca onurlandırmaktır.
Bu safhalar, süreci genel hatları ile belirgin hale getirmek ve bir farkındalık yaratmak adına yazılmıştır. Her sahfanın kendi içindeki detaylarına dair yazılıp, söylenecek çok şey var. Bu süreci yaşarken (özellikle 3üncü safhada) size faydası olacak bir başka yardımcı araç ise kendi bilinç alanınızı oluşturmak olacaktır.
Yazıyı okuduktan sonra, kişisel olarak hangi konumda bulunduğunuzu ayırt etmek, sizlerin kendi farkındalığınızı devreye sokmanızı ve tüm gerçekliğinize berrak bir şekilde bakmanızı gerektiren bir durum olarak ortaya çıkıyor.
Ruhsal Uyanış ve Bütünleşme Sürecinin 5 Safhası
1nci Safha – Farkındalığın Uyanışı
Birinci safhaya kadar, dualite içinde uykuda ve bilinçsiz halde devinmekte olan bir insanızdır. Yaşamı, herkesin yaşadığı gibi ve sorgulamaksızın yaşarız. Ve aniden bir şey olur. Bir felaket, bir kayıp, veya nedensizce içten gelen bir dürtü. Herhangi bir şey vesile olur ve içimizde soru işaretleri belirmeye başlar. Yaşamı, varoluşu, kim olduğumuzu, Tanrı’yı v.b. sorgulamaya başlarız.
2nci Safha – Uyanış Sürecinin Devreye Girişi
Sürecin bu aşaması son derece heyecan vericidir. Sorularımıza cevap olabilecek tüm kitaplar, filmler ve uygulamalar en iyi dostlarımız haline gelir. Konuya ilişkin ne varsa, çölde su bulmuşçasına büyük bir iştahla yutmaya başlarız. Metafizik, ezoterik öğretiler, dinlerin daha içsel uygulamaları olan tasavvuf ve mistisizm, yeni çağ, ruhsallık, kanal bilgileri, şifacılık, kristaller, parapsişik konular, çakralar, yükselmiş üstatlar ve öğretileri, kurslar, atölye çalışmaları v.s. Bu süreçte bizlerin susuzluğunu gideren ruhsal araçlar olarak yerlerini alırlar.
Hatta kimileri, bu konularda uzmanlaşarak enerji şifacılığı yapmayı, dersler ve atölye çalışmaları vermeyi seçer ve birer öğretmen olurlar. Fakat kendi uyanış süreçlerinin bir safhasını yaşamakta olduklarını, sürecin devamında onları ne gibi potansiyellerin beklediğini daha sonra anlayacaklardır.
Tüm bunlar öylesine yeni, öylesine taze ve doyurucu şeylerdir ki…
Hakikat ve varlık arasında yeni bir tampon bölge oluşturan “spiritüel kimlik” tezahür eder!
Yaşam, daha önceleri uykuda geçmekteyken, şimdi maneviyata dair yeni bir dünyanın varlığı keşfedilir ve çeşitli düsturlarına uygun yaşamaya meyleden bir kimlik ortaya çıkar. Dünya, maddi ve manevi olarak ikiye bölünmüştür. Çoğunlukla, kişi bu aşamada kendisine pozitif bir kimlik oluşturmakla meşguldür.
Işıklı, sevgi dolu, hayırsever, dürüst, bilge, aydınlanmış v.s. Gibi kişilik özelliklerinden oluşan bir şablon, ruhsal yolda olan bir kişi için ideal olarak kabul görür.
3ncü Safha – Salıverme, Bırakma Süreci
Salıverme süreci, eskiyi ve eskiye dair her ne varsa tümünü bırakmakla ilgilidir. Bu aşama, yaşanan dönüşümün kalbidir diyebiliriz. Dönüşümün ateşi (nuru) devreye girer ve hakikatin gölgesi olan her şeyi yakmaya başlar. Dualite üzerinde şekillenmiş olan konfor alanımız, gerçeklik düzlemimiz ve buna dair aşina olduğumuz her şey dağılmaya, köklü bir şekilde çökmeye başlar.
Halı ayağımızın altından çekilmeye başlarken, ne bizi o ana kadar güvende hissettiren şeyler, ne de ruhsal uygulamalarımız hiç bir işe yaramazlar. Kim olduğumuzu, ne bildiğimizi, neyin önemli olduğunu bilemez hale geliriz. Bu aşamada çok sıkı bir testten geçeriz. Olmakta olan, bize kendimizi rahat ve güvenli hissettiren, dualitik düzlemden temel almış tüm kişilik özellikleri, bağlar ve dinamiklerin yaşam gerçekliğimizi terk etmesidir. Ancak böylelikle yeniye ve Tanrısal benliğimize yer açarız.
4üncü Safha – Bütünleşme
Bu aşama, Tanrısal benliğimiz, yüksek benliğimiz, Ruhumuz (veya her ne derseniz deyin) ile bütünleştiğimiz bir süreçtir. Gerçek olan kendisine yer açıp bedenlenmeye başlarken, aslında yaşanan Tanrı ile İnsanın buluşmasıdır. Rüya artık bitmiştir.
Özümüzdeki Tanrı insanda tecelli ederken, insana dair ne varsa olduğu hali ile kucaklanır. İnsan, rüyanın tüm unsurları ile bu boyutta sahnelenmesine aracı olmuş kutsal bir parçamızdır. Bu safha, aynı zamanda İnsanın yüceldiği ve Tanrı katına çıktığı bir aşamadır. İnsan parçamız, karanlık ve ışık arasındaki skalada var olan tüm deneyimi kendi varlık sahnesinde bedenlediği gibi, O’nun niteliklerini tezahür ettirmek üzere de kodlanmıştır.
5inci Safha – İfade
Bu aşama, daha önce ne yaşadığımız, ne de hayal etmiş olduğumuz bir varlık konumudur. Bütüncül bir anlayış, berrak bir farkındalık ve şefkat hakimdir. Dramlar, beklentiler, yanılsamalar, kurallar artık yoktur.
Bu konum, varoluşla olan bağımızı Bütüncül ve Teklik açısından algılayıp, hissettiğimiz bir konumdur. Tüm kontrol, zihin oyunları ve manipülasyonlar üçüncü safhada yaşanan ölüme benzer süreçte salıverilmiştir. Yaşama ve kendimize olan direnç, yerini akışa ve eşzamanlı bir yaşama bırakmıştır. Her şey, her an İlahi bir uygunluk ve düzen içindedir. İnsan parçamızın ihtiyacı olan şeyler “an” içinde karşılanmaktadır. Bir şeyleri oldurmak için çabalamak yerine, olmasına izin vermek vardır. Yaşam “şimdi” yaşanmaktadır. Zaman ve mekan algısı yanılsamalarla birlikte dağılmıştır.
Algıladığımız, hissettiğimiz her şeyin ardındaki O bütünlük, bizim vasıtamızla bu boyutta bedenlenmiştir. Ve İnsan bedeninde O alarak yürür, O olarak, konuşur, O olarak olursun. Maddi ve ruhsal dünya ayrımı kalmamıştır ve varoluş TEK bir gerçeklik alanından algılanıp, çok boyutlu olarak yaşanmaktadır.
alıntı
Peki şimdi siz kendinizi hangi safhada görmektesiniz.
Alıntı
|
|
|
Sezgileri Kuvvetli Olan İnsanlarda Bulunan Olağanüstü 5 Özellik |
Yazar: Magnetho - 21-01-2018, Saat: 22:36 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
 |
Empatik insanları diğer insanlardan ayıran eşsiz özellikler vardır. Onlar bulundukları bir ortamdaki enerjiyi ve bir arada oldukları insanların ne hissettiğini anlayabilirler. Farkındalık seviyeleri öylesine yüksektir ki bazen düşüncelerini kontrol edemezler ve empatik olmanın bir lanet olduğunu düşünürler. Fakat bu bir yanılgıdır. Bu aslında çok sıradışı ve kullanışlı bir özelliktir. İşte empatiklerin sahip olduğu bu olağanüstü özelliklerden birkaçı.
1. Empati yetisi sahibi insanlar zihin okumada çok başarılılardır.
İnsanların ne düşündüğünü tahmin edebilmek empati yetisi güçlü olan insanlar için çok kolaydır. Hepimiz karşımızdaki insanın ne düşündüğünü az çok tahmin edebiliriz. Fakat empatik insanlar kadar değil. Herkes karşısındakinin mimiklerinden ve davranışlarından o insanın neler düşündüğüyle ilgili tahminlerde bulunur. Fakat empatikler buna çok dikkat etmezler sadece zihnin içindekilere odaklanırlar.
2. Empati sahibi insanlar kendilerinin kahramanıdır.
Bu onların farkındalık sahibi olmalarından kaynaklanıyor. Bu sayede kendilerini de iyi tanıyorlar ve hislerine güveniyorlar. Kendilerini iyi tanıdıkları için başkalarının negatif yönlendirmeleriyle ilgilenmiyorlar.
Bir ortamdaki enerjiyi iyi kokladıkları ve insanları da iyi tanıdıkları için bir tartışma esnasında ortamı kolayca yönetebilirler. Karşılarındaki insanı tanıdıkları için nasıl o kişiyi kontrol edebileceklerini de iyi bilirler. Aslında bu insanlar iş hayatında bayağı başarı sağlayabilirler. Çünkü muhattap oldukları insanlarla nasıl uzlaşacaklarını da sezgileri sayesinde kolayca bulurlar.
3. Hayatlarına alacakları insanları iyi seçerler.
Empatikler tanıştıkları insanlar hakkında çok iyi tahminlerde bulunurlar. Bu özellikleri onlara, yeni tanıştıkları bir insanı hayatlarına yaklaştırıp yaklaştırmamak konusunda bir seçim yaparken yardımcı olur. Ama yanıldıkları insanlarla ilgili tecrübeler edinerek bu konuda daha güçlü bireyler olurlar. Bazı empatikler dışarıdan çok iyi ve dost canlısı görünen insanları anlarlar ve onların enerjilerinden etkilenirler. Genelde haklı çıkarlar ve çevrelerindeki insanların şaşkın tepkileriyle karşılaşabilirler.
4. Empati yetisi yüksek olan insanlar hayatlarına iç güdülerine göre yön verirler.
Bunu isteyerek yapmalarına gerek kalmaz. Bu iç güdüsel bir şeydir. Bir iş görüşmesinde, aşk hayatlarında, aile hayatlarında ve karar vermek zorunda kaldıkları bir durumda iç sesleri onları uyarır ve fark etmeden onu dinlerler. İç seslerine karşı koyamazlar ve karşı koydukları zaman da rahatsız olurlar. Siz de empati yetisi yüksek bir insansanız iç güdüleriniz sizi yanıltırsa üzülmeyin. Her seçim bir tecrübedir.
5. Arkadaşları sürekli onlara danışırlar.
Empati yetisine sahip insanlar hemen fark edilirler ve genelde arkadaşları sürekli onlardan tavsiye almak isterler. Adeta bir yaşam koçu gibidirler. Hisleri çok kuvvetli olduğu için arkadaşları, yeni tanıştıkları insanlar hakkında fikir almak için önce onları tanıştırırlar. Bu onların kolayca arkadaş edinebilmelerine yardımcı olur. Bu özelliklerinin dezavantajı ise insanların sürekli dertlerini dinlemekten yorulacak olmalarıdır. Diğer insanların enerjileri onları yorabilir. Bu esnada karşılarındaki kişiyle dürüst bir şekilde konuşup meseleyi çözebilirler. Her insan kendine zaman ayırmalıdır ve kimse bunun için izin almak zorunda değildir.
Kaynak: filoji.com/sezgileri-kuvvetli-olan-insanlarda-bulunan-olaganustu-5-ozellik/
|
|
|
DUANIN SIRRI |
Yazar: Magnetho - 21-01-2018, Saat: 22:28 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
 |
Herhangi bir şey istemeyin. Asla. İsteğiniz önceden yanıtlandığı için teşekkür edin. Duanın tezahür edici gücü sadece Kutsal Anda, Şimdide gerçekleşir. Eğer gelecekteki bir şey için dua ederseniz, o gelecekte olacaktır. Ve şimdi bir şeyler istemek, hala çaresizlik yerinden, yoksunluğu kabul etme yerinden işlemektir. Bir şeyler istemek ona sahip olmadığınız anlamına gelir. Ve sizin de tanrı olduğunuzu size söylüyorum kardeşlerim. Yaşamınızda dualarınızı tezahür ettirmek için gereksinim duyduğunuz her şeye sahipsiniz. Ve duanın besleyicisi duanızın zaten önceden yanıtlandığı imanında, mutlak güvenindedir. Hatırlayın, geçmiş ve geleceğin eşzamanlı olarak var olduğu bir Evrende, kalbinizin tüm arzularını zaten tezahür ettirdiğiniz bir gelecek zaten önceden mevcuttur. Tüm yaptığınız zaten önceden var olanı şimdiki realitenize çağırmaktır.
Zihinden değil, asla egodan değil, daima kalpten dua edin. Duanızı hissedin. Onu koklayın, tadına varın, dokunun, işitin – onu gerçek yapın. Ve son olarak, duanızın tezahürü için teşekkür ettiğinizde ve onu gerçek yaptığınızda, o zaman ona eklenti yapmadan/bağlanmadan salıverin, ayrıntıları ele alması için Evrene bırakın. Duanızı, sizin görebileceğinizden daha fazlasını gören ormanın yükseklerindeki kartala verin. Ve daima şükran ve alçakgönüllülük yerinden dua edin, çünkü güç sizin içinizde olsa bile, o ayrıca sizin dışınızdadır da, ve eylemleriniz ve dualarınız başkalarını etkiler. Duanız, sadece sizin için değil, herkesin en yüksek hayrına yanıtlandığı için teşekkür edin. Sonra gücün çok daha derin deposuna ulaşırsınız.
DUANIN SIRRI – 2
Tanrı’dan bir armağan olarak kabul ettiğiniz şey için sözel olarak teşekkür edin – iki insan arasındaki genel bir diyalog ve yüksek sesle yapılmalı.
Tüm durumlarda yüksek sesle dua etmek daha iyidir.
Dua özel olarak hitap edildiği sürece, bireysel dua zihinden yapılabilir. Eğer Tanrı’ya ise, onu Tanrı’ya hitap edin.
Aradığınız şey, önceden tezahür etmiştir, verilen şey için teşekkür edin.
Arzu ettiğiniz şeyin Yüksek Boyutlarda zaten önceden verildiğini biliyorsunuz. Dua, sonra yalnızca bir boyuttan diğerine tezahüre getirmeyi sağlar. Mucizeler/tezahürler önceden Yüksek Boyutlarda mevcuttur, onu kendinize çağırın.
O, tezahür edecektir, ancak sizin hayal ettiğiniz özel şekilde değil. Çoğu bir dereceye kadar modifiye edilmiştir/uyarlanmıştır, sonucu tahmin etme yeteneğine sahip değilsiniz.
İstek, en yüksek sonuç ile, ilk fırsatta yerine getirilir.
Göreviniz tezahür ettirmek istediğiniz mucizeyi seçmektir.
Bir mucizeyi farkettiğiniz zaman, şükranla karşılık vermelisiniz. Çekim yasası ile uyum içinde, mucizeyi kabul ederek, daha fazlasını çekmek için sahneyi tesis edersiniz. (Eğer mucizenin farkında olan ikiden fazla insan varsa, sözle yapılan teşekkür daha uygundur.)
Kabul etme/farkına varma ve şükran ilerlemenin en önemli anahtarlarıdır.
Eğer yaşamınızda kötü şeyler tezahür ediyorsa, o zaman bir şekilde bunu istemiş olduğunuzu kavramalısınız ve kolayca başka bir şeyi kendinize çekebilirsiniz. Bunların hepsi bir seçim konusudur.
Yeni ve daha iyi bir şeyler deneyimlemek için:
Ruh, _______ nun tezahürü için, teşekkür ederim ve bunu ruhtan bir ders olarak ve isteğime bir yanıt olarak kabul ediyorum. Bu dersi gözönünde tutarak, şimdi ________ ‘ı deneyimlemek istiyorum (arzu ettiğiniz alternatif olarak düşündüğünüz şey). Bunu önceden Yüksek boyutlarda tezahür ettirdiğimi biliyorum ve bunu bu boyuta getirdiğin için sana teşekkür ederim.”
Karmaşık/ayrıntılı olma veya şüphe bir isteği iptal eder. Şüphe, yaratma yeteneğinde inançlı olmadığınızı gösterir. Şüphe yaratımlarınızı anında yok eder ve onları şüphenin yaratımları ile yer değiştirir. Bir yaratım yok edildiği veya değiştirildiği zaman, tezahür etmesi için yenisi yaratılmalıdır.
Evrensel Yasaya göre, isteğiniz yerine getirilmelidir ve isterken sizin betimlediğiniz sevgi ile gelmelidir.
Duanıza tutku ekleyin, tutkunun derecesi isteğinizin şiddetini belirler.
Tutkulu sonuçlar umarak tutkulu şekilde dua ederseniz, hafif kalple dua ederseniz, hafif kalpli sonuçlar bekleyin. Sıradanlık sıradanlık getirir vs.”
Günlük rutin olarak dua edin, bir dua, farketme ve çekme rutini. Sık sık dua edin.
Arzu ettiğiniz şeyi çekmek için, sadece duaya değil, imana da gereksiniminiz var. İman dağları yerinden oynatır. İman ve dua çok etkilidir ve birbirinin partneri olmalıdır.
“Mucizelerin dereceleri yoktur”, ve farkedilmesi/kabul edilmesi kolay olan küçük mucizeler için dua ederek, duadaki imanınız tekrar tekrar doğrulanır. Bu bir uygulama konusudur. Ve sadece daha değerli olduğunuzu düşündüğünüz o zamanlar dua etmeyin. Tüm dua istekleri değerlidir ve mucize mucizenin farkında olunmasındadır, mucizeleri ister büyük ister küçük olarak değerlendirin. Ayrıca uygulamanın mükemmelleştirdiğini hatırlayın, bu, kendi kendinize mücadele etmektense bizim yardımımız ile çok daha kolaydır.
Üstat Sananda
Brian Murphy kanalı ile
Çeviri ; (Saffet Güler)
|
|
|
BİLİNÇALTIMIZI PROGRAMLADIĞINIZ ZAMAN İNANILMAZ MUCİZELER YAŞAYABİLİRSİNİZ. |
Yazar: EvrimBilge - 21-01-2018, Saat: 14:17 - Forum: Bilinçaltı
- Yorum Yok
|
 |
Bilinçaltımızın programlayabildiğimiz zaman hayatımızda istediğimizin şeylerin olmasını sağlar. Sözlük yazarı “ladini” araştırmasını paylaşıyor.
bilinçaltı üzerine araştırma yapıyordum, güzel bir yazıyla karşılaştım ve ufkumu katladı. daha önce bununla ilgili başlık altında yazı var mı diye baktım. maalesef ki yokmuş. sizinkini de katlayacağı kanısındayım. okumanızda fayda görüyorum. iyi okumalar.
Bilinçaltı programlama
bilinçaltı hakkında bir kaç bilgi vermekte yarar vardır aslında bilinçaltı sonsuz hayatımızı ve bu hayatımızı kontrol eden yegane faktördür bizim onunla haşir neşir olmamız ve onun gittikçe bilinmeyenlerinin çözülmesi bizi hayatımızda farklı yerlere ulaşmamızı ve yaşamamızı sağlayacaktır. bilinçaltı tam anlamı ile bildirmek gerekirse bir kayıt kasetidir ve sizin algıladığınız herşeyi kaydeder mesela kasetler sadece iki duyumuzu kaydeder ama bilinçaltı beş duyumuzu hatta altıncı ve diğer duyularımızı da istesekte istemesekte fark etmeden kaydeder. bu işleyiş tam olarak şöyledir. insan üst bilinç ile odaklandığı şeyleri fark eder fakat bilinçaltı herşeyi fark eder bu aynı bir kameranın sorgusuz sualsiz herşeyi kaydetmesi gibidir. aslında bizim gözümüzde mükemmel bir kameradır hemde saniyede yaklaşık 17 kare fotoğraf çekerek hayatımızı yaşamamızı sağlar. ama bizim üst bilincimiz sürekli birşeylere odaklanmamızı sağlar bunun sebebi ise bilinçaltında olan eski konularla yeni konuların etiketlenmesidir ve bundan dolayı hiçbir zaman bilinçaltımızın algıladığı gibi hissettiklerimizi, gördüklerimizi tarafsız saf gözle bakamayız.
bilinçaltını anlayabilmek için birazda beyini bilmek lazımdır. beyin işleyişi ise bilim adamlarını ve bilimi hala çaresiz bırakmaktadır. tabiki teoriler ve bu teorileri destekleyen ip uçları da mevcuttur. beyin bilgiyi nasıl saklar hala bilinmemektedir. bir görüntü, bir nesne bir kişiye gösterildiği zaman beyinde elektriklenmeler olmaktadır ve beyin hücreleri arasında eletrik sinyali akışı olmaktadır. bu aynı bulutlar ile yer küre arasındaki yıldırımlar gibi olur. yani elektrik atlamaları olur. bunun nasıl bir bilgi depolama olduğu ise somut bilim tarafından algılanamamaktadır. çünkü bilim yüzde yüz gözle görülen elle tutulan bilgilerden yanadır. ama beyinin bilgi tutma işlemi tamamen ruhla alakalı olduğu için bilim bir yerde sınırlı kalmaktadır. işleyiş tam olarak şöyledir aslında; algı organları veriyi alıp eletriksel olarak beyne iletir ve beyin belli hücre guruplarını eletriklendirerek ruha kaydeder. daha sonra aynı veriyi algılayınca yani birşeyler görüp birşeyler hissedince aynı hücre gurupları elektriklenir ve ruhtaki o bilgi ile alakalı kısıma gidilir ve onunla ilgili herşey hatırlanır. bu tamamen istemsiz gerçekleşen bir olaydır. üst bilinç ise odaklanmamızı günlük faliyetlerimizi algılar.
bilinçaltımızın programlanması yani belli başlı istediğimiz şeylere odaklanması bir veri tabanının doğru şekilde doldurulması ile alakalıdır. bilinçaltımızın programlanarak hayatımızda istediğimizin şeylerin olmasını sağlar.
bunun işleyişi ise şöyledir. biz birşey düşününce beyinde hücre gurupları elektrikleniyor demiştik bu bir enerjidir ve serbesttir yayılmaya başlar aynı kendisi gibi olan enerjiyi çeker. çekmesede sizi bir şekilde o enerjiye yani istediğinize götürür. bir örnek vermek daha doğru olacak sanırım. şimdi iyi bir kariyer yapmak istediğinizi düşünün ve bunu her düşündüğünüzde çevrenize bunu yayıyorsunuz ve bilinç altına bunu her tekrar ettiğinizde yüklüyorsunuz. bu düşünce ile yayılıyor ve giderek artıyor aynı zamanda bilinçaltınıza her seferinde gönderiyorsunuz ve bilinçaltı bunu gerçek olarak algıladığı ve çok tekrarlandığı için sizin öyle olmaya başlamanızı sağlıyor. daha enerjik daha çok çalışan yorulmayan yada gerektiği yerlerde bilinçaltındaki tüm kayıtlı verileri kullanarak sizi sonuca ulaştırıyor. kısacası bilinçaltı sizin hedefinize ulaşmaktaki otomatik pilotunuzdur.
1- bilinçaltınızda her sorunun cevabı vardır. uykuya dalmadan önce bilinçaltına “sabah altıda kalkacağım.” emrini verirseniz sizi tam saatinde uyandıracaktır.
biyolojik saatimiz olduğu için bilinçaltı zamanı gelince sizi birşeyleri bahane ederek bir şekilde uyandıracaktır.
2- her gece yatarken kendi kendinize söylediğiniz olumlu ifadeler sağlığınızın kusursuz olması yönünde olsun; bilinçaltınız buyruğunuzu yerine getirecektir.
bilinçaltınına en kolay emir verme ve onun bu emirleri kabul etmesinin bir tek yolu vardır ve buda ona yakın olmaktır. ona yakın olma yolu ise frekansımızın düşük olmasıdır buda bilinçaltımızın açık olduğu andır ve herşeyi kabullenir. insanın frekansının düştüğü anlardan biri ise uykuya girmeden önceki haldir çünkü uyku hali bilinçaltı halidir ve açıktır çoğu şeyi kolaylıkla kabul eder.
3- bir kitap ya da harika bir tiyatro eseri yazmak, fevkalâde bir konuşma yapmak istiyorsanız, bu fikri sevgiyle hissederek bilinçaltınıza iletin; o da size istediğiniz karşılığı verecektir. bilinçaltımızda herşey kayıtlı olduğu için eserinizin olması için iyi bir veri tabanıdır.
4- asla “bunu yapamam” ya da “şunun olması imkânsız” gibi sözler söylemeyin. bilinçaltınız bunu yalın anlamlarıyla alacak ve bu düşüncelerden dolayı yapmak istediğiniz şey için yeteneğiniz olmadığını kabul edecektir.
bilinçaltı sürekli tekrarlanan düşünceleri hayatımızdaki kayıtlanmış herşeyle ilişkilendirir ve artık herşeyde o hali yaşamaya başlamış oluruz.
5- size zarar verecek ya da canınızı yakacak şeyler düşünmeyin. çünkü neye inanırsanız onunla karşılaşacaksınız.
6- en doğru şekilde düşünüp hissetmeye başlarsanız huzurlu bir zihne sahip olmanız kaçınılmaz olur. bilinçaltınız, zihninizden geçirip doğru olduğunu iddia ettiğiniz her şeyi kabul edecek ve size bunu yaşatacaktır.
7- bilinciniz kapıdaki bekçidir. en önemli işlevi bilinçaltını, yanlış izlenimlerden korumaktır. iyi şeylerin olabileceğini ve şu anda olmakta olduğunu düşünmeyi her zaman tercih edin.
bilinçaltı kaydını şimdiki zamanı baz alarak yaptığı için istediğimiz herşeyi şimdiki zamanda düşünmeyiz. ruhsal bilinç yazıma bakabilirsiniz.
bilinçaltı ile neler yapılabildiğine bir bakalım. hipnoterapistler bilnçaltına inerek verilen emirleri kabul ettirirler ve ne kadar çarpıcı şeyler yaptıklarına inanamassınız. bir kişiye hipnoz edildikten sonra koluna kızgın demir değdirileceği telkini yapılmaktadır fakat değdirilmeyecektir ve sadece kalemin ucu değdirilir fakat bilinçaltı onu olmuş kabul eder ve aynı etkiyi vücudun hissetmesini sağlar. bir başka olayda ise hipnoz edilen kişi gökdelen merdivenlerini tırmandığı telkinini alıyor ve uzandığı haldı kalp atışları artıyor terliyor ve soluk soluğa kalıyor.
bilinçaltı eğer bu kadar somut şeyleri başarabiliryorsa acaba soyut isteklerimizi ne kadar zamanda başarabilir mesela mutluluk, sağlık ve başarı sanırım an meselesi.
Kaynak: sonsuzşifa
|
|
|
Göz Renginizden Hangi Sağlık Sorunlarına Yatkın Olduğunuzu Saptayabilirsiniz |
Yazar: Emka - 20-01-2018, Saat: 02:55 - Forum: SAĞLIK
- Yorum Yok
|
 |
İridoloji gözlerimizin irisleri üzerine çalışan bilim dalıdır ve göz rengimizden hangi sağlık sorunlarına ve hastalıklara yatkınlığımız olduğunu saptamak için kullanılabilir.
İridolojistler gözün verdiği tüm sinyaller üzerinde detaylı testler yapan doktorlardır ama göz renginiz çeşitli durumlar hakkındaki şüphelerinizi onaylayabilir veya sizi şaşırtacak şeylerin farkına varmanızı sağalayabilir.
İridolojiye göre, irisinizin rengi doğuştan gelen sağlık durumu yatkınlıklarınızı gösterir ve gelecekte ne şekilde kendinize bakmanız ve neler yemeniz gerektiği konusunda öngörüde bulunabilir. Yani, irisiniz kesin olarak durumu belirtmekten çok, daha sağlıklı olmak için neler yapabileceğiniz konusunda sizi yönlendirir. Bu yüzden eğer bir sağlık sorununuz varsa veya bu emin değilseniz bir iridolojiste danışabilirsiniz.
Bu yazımızda size üç grup altında göz renklerinin genetik karakteristiklerinden bahsedeceğiz.
Mavi ve gri gözler
Mavi veya gri gözü olan kişilerin boğazları, burun ve kulakları zayıf noktalarıdır. Katarakt veya solunum yolu problemleri, sindirim mukoz tabakasının iritasyonu, böbrek ve eklem sorunlarıyla karşılaşabilirler.
Eğer iriste beyaz çizgiler varsa, bu sinir sistemindeki değişikliklerin işareti olabilir ve ilerde sinir veya anksiyete bozuklukları, kas spazmları ve bu ruh hallerinin fiziksel sorunlarla olan karışımları ortaya çıkabilir. Bu durumda kendinize, sık egzersiz yaparak, Bach çiçekleri ve diğer sakinleştirici ve rahatlatıcı şifalı bitkilerle yardımcı olmalısınız.
Koyu ve kahverengi gözler
Bu gruba açık kahverengiden koyu kahverengiye, hatta siyaha kadar olan göz renkleri dahildir.
Genel olarak, bu kişilerde kan veya metabolizmadaki kalsiyum, demir ve sülfür gibi minerallere dayalı dengesizlikler görülmektedir. Bu yüzden dolaşım sistemlerine özellikle de karaciğer, kemik iliği ve omurgalarına dikkar etmelidirler.
Zaman içerisinde bu kişilerde obezite, tiroid sorunları, endokrin değişiklikler ortaya çıkabilir. Hem bu durumların önlenebilmesi, hem de tedavi edilebilmesi için karaciğer sağlığı çok önemlidir.
Bu gruptaki kişilerde genelde sağlık sorunları 25-30 yaşından sonra ortaya çıkar ve kan testleri sayesinde yüksek kolesterol, anemi gibi sorunların erken teşhis edilmesi sağlanabilir.
Gözleriniz bu renkse, sağlığınıza dikkat etmeye erken yaşta başlamalısınız çünkü bu gruptaki kişilerde gençken sağlık sorunu görünmese de dengesiz beslenmeye yatkınlardır.
Ayrıca dolaşım sistemimizin dengeli olması için düzenli olarak egzersiz yapmanızı öneriyoruz. Ve belirli destek ürünlerini kullanmak sizin için faydalı olacaktır.
Ela tonu gibi açık renk kahverengi gözlüler ise sindirim ve solunum yolu sorunlarına daha yatkındır. Bu yüzden sağlıklı beslenmeleri ve düzenli aralıklarla bedenlerini toksinlerden arındırmaları çok önemlidir.
Yeşil ve karışık renkli gözler
Bu gruba yukarıda bahsettiğimiz renklerin arasında kalan tüm tonlar ve yeşil ve kahverenginin karışımı olan göz renkleri dahildir. Ayrıca tamamen yeşil gözler de bu gruptadır. Neye yatkınlığınız olduğunu öğrenmek için göz renginizin açık mı koyu mu bir ton olduğuna bakmalısınız. Bu sayede yukarıda saydığımız gruplardan hangisine daha yakın olduğunuzu belirleyebilirsiniz.
Kanıt
Bu teşhis koyma yönteminin ne kadar güvenilir olduğunu test etmek için kendinizi sizinle aynı göz rengine sahip aile bireyleri ile karşılaştırabilirsiniz. Yazımızın başında da demiş olduğumuz üzere, çeşitli hastalıkların ortaya çıkıp çıkmaması, kendinize nasıl baktığınıza bağlıdır.
Zaman içerisinde göz renginizin değiştiğini fark edebilirsiniz, genelde yeşil gözlerin rengi koyulaşır. Bunun nedeni zaman içerisinde bedenin “daha kirli” hale gelmesidir.
Her durumda, bu yöntem işinize yarayabilir ve eğer konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz, irisinizi inceleyerek size daha net açıklamalar yapabilecek bir uzmana danışabilirsiniz.
kaynak: sağlığa bir adım
|
|
|
Mudra ve Seslerle Çakra Açma |
Yazar: Emka - 20-01-2018, Saat: 02:44 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
 |
Çakraları açmak için mudraları ve sesleri kullanan çakra meditasyonları:
Bu çakra meditasyonları, çakraları açmak için mudra adı verilen özel el pozisyonlarını kullanır
Mudralar, her bir çakraya daha fazla enerji gönderebilecek bir enerji yoğunluğuna sahiptir
Etkiyi artırmak için, çeşitli sesler telaffuz edilir
Bu sesler Sanskrit alfabesindendir
Bu sesler telaffuz edildiğinde, vücüdunuzda, hangi çakra için ses kullandıysanız, o çakrada hissedebileceğiniz bir yankı oluşur
Telaffuz için aklınızda tutun:
“A”, “AH” olarak telaffuz edilir
“m”, “MNG” olarak telaffuz edilir
7-10 nefes için, bir meditasyon yapın Her nefesinizde sesleri birçok kez tekrarların (Örneğin; üç kez)
1 ÇAKRA
Baş ve işaret parmaklarınızın uçlarını birbirine değdirin
Genital bölge ve anüs arasındaki noktada bulunan kök çakraya odaklanın
“LAM” sesini telaffuz edin
2 ÇAKRA
Avuç içleriniz açık ve üst üste olacak şekilde ellerinizi kucağınıza yerleştirin
Sol el atta ve sağ elin parmaklarının arkasına değiyor olmalı
Başparmakların uçları hafifçe birbirine değmeli
Sakral kemikteki çakraya odaklanın (Belinizin aşağısı)
“VAM” sesini tellafuz edin
3 ÇAKRA
Ellerinizi karnınızın önüne koyun; güneş sinirağının hafifçe aşağısına
Parmaklarınızı uçlarda birleştirerek sizden uzak bölgeleri göstermesine izin verin
Başparmaklarınızı çaprazlayın
Parmakları düzgün tutmak önemlidir
Omurganızda, göbeğinizin hemen üstünde bulunan çakraya odaklanın
“RAM” sesini telaffuz edin
4 ÇAKRA
Bağdaş kurarak oturun
Baş ve işaret parmaklarınızın uçlarını birbirlerine değdirin
Sol elinizi, sol bacağınıza; sağ elinizi göğüs kemiğinizin aşağısındaki bölgeye (Güneş sinirağının üstü) koyun
Omurganızda, kalbinizla aynı seviyede bulunan çakranıza odaklanın
“YAM” sesini telaffuz edin
5 ÇAKRA
Başparmaklarınız hariç, parmaklarınızı ellerinizin içinde birbirlerine kenetleyin
Başparmaklarınızın uçlarını birleştirin ve hafifçe yukarı kaldırın
Boğazınızla aynı hizada bulunan çakraya odaklanın
“HAM” sesini telaffuz edin
6 ÇAKRA
Ellerinizi göğsünüzün altına yerleştirin,
Orta parmaklarınız dik ve uçları birleşik bir şekilde yukarıyı gösteriyor olmalıdır
Başparmaklarınız uçlarından birleşik ve sizi gösteriyor olmalıdır
Diğer parmaklar ise bükülmüş ve üst palangalar birbirne değiyor olmalıdır
Kaşlarınızın arasındaki noktanın hafifçe yukarısında olan çakraya odaklanın
“OM” ya da “AUM” seslerini telaffuz edin
7 ÇAKRA
Ellerinizi karnınızın önüne koyun
Küçük parmaklarınız, uçları değer şekilde yukarı baksın
Geri kalan parmaklarınızı, sol başparmağınız altta olacak şekilde kenetleyin
Başınızın üzerinde bulunan çakraya odaklanın
“NG” sesini telaffuz edin
UYARI: Güçlü bir kök çakraya sahip olmadan, bu meditasyonu tepe çakra için kullanmayınız (Önce sağlam bir temel gereklidir)
* Alıntı
|
|
|
Bu Bitkiyi Koklamak Hafızayı %75 Oranında Güçlendiriyor |
Yazar: Emka - 20-01-2018, Saat: 02:38 - Forum: ŞİFALI BİTKİLER
- Yorum Yok
|
 |
Birçok kişi zeka ve hafızanın güçlenmesinde teknolojik gelişmelerin büyük rol oynayacağını düşünüyor. Kısmen haklılarda. Fakat bunu gerçekleştirmek aslında düşündüğümüzden çok daha kolay olabilir. Bilimin de destekleyici bir tedavi yöntemi olarak kabul ettiği aromaterapi(bitki yağları ve özleriyle yapılan tedavi türü) buna en basit örneklerden biridir. Bu yöntemin işe yaramasının sebebi ise koklama sistemini yoğun bir biçimde harekete geçirmesi ve bu sistemin beyinle doğrudan bağlantılı olmasıdır. İkisi birbirine bağlı olduğu için birçok bilim insanı aroma terapiyle yakından ilgilenmiştir.
Koklama ve hafıza
Hafızaya bağlı algılarla, özellikle kokuyla, ilgili birçok araştırma mevcuttur. Birçok kişi istemli ya da istemsiz etrafında kokladığı şeylerle ilgili anılar oluşturmaktadır. Ancak zamanla uzmanlar, psikoloji biliminin ötesine geçerek kokuya beyinde kimyasal bir etki yaratan güçlü bir uyarıcı gözüyle bakmaya başlamışlar ve koku ve beyine etkisi üzerinde birçok araştırma yapmışlardır. İşte bu araştırmaların birçoğunda öne çıkan ve hepimizin yakından tanıdığı bir bitki var; “Biberiye.” Biberiyenin hafızayı %75 gibi bir hayli yüksek sayılabilecek bir oranda güçlendirdiği çeşitli araştırmalarla ortaya çıktı.
Hafızayı güçlendiren bitki: Biberiye
Yunan mitolojisi, güzellik ve aşk tanrıçası, Afrodit’i sudan biberiye ile kaplanmış bir şekilde çıktığını tasvir etmiştir. Ortaçağ’da biberiye birçok düğün ve cenaze de kullanılmıştır alkollere canlılık vermesi için katılmıştır. 14.yüzyılın sonlarına doğru İngiltere’de biberiye Shakespeare’in Hamlet metnin de şaşırtıcı bir şekilde “hatırlama bitkisi” olarak anlatılmıştır
Biberiye üzerine yapılan araştırmalar
Biyolojik açıdan işe yarayan biberiye ile birlikte kullanılabilecek iyileştirici bileşimler mevcuttur. İçinde bulunan antioksidanlar radyasyondan ve kanserojen zararlılardan bedeni korumaktadır. Aynı zaman da içinde bulunan kafeik asidin, kafur, rosmanol ve betulin asidin canlı hücrelerle etkileşime geçerek uyarıcı etki yaratmaktadır.
Ancak biberiye üzerine yapılan gerçek manada bilimsel araştırmalardan en göze çarpanlarından biri ise 1987 yılına dayanıyor. Planta Medica journal’dan dört araştırmacı, fareler üzerinde bu bitkiyi test ettiler. Sadece biberiye kokusuna maruz bırakılan farelerin kan akışında bariz bir artış gözlemlediler. Bu biberiye bitkisinin biyolojik etikilerinin olduğunu gösteren ilk işaretti fakat son değildi.
Diğer önemli araştırma ise 1998 yılında gerçekleşti ve International Journal of Neuroscience’da yayınlandı. Bu araştırmada Miami Üniversitesi Tıp Fakültesinden birkaç araştırmacı bitkiyi insanlar üzerinde test etti. 40 yetişkin seçildi ve bir kısmına lavanta bir kısmına da biberiye koklatıldı. Ardından deneklerden, terapinin öncesinde ve sonrasında matematik problemleri çözmelerini istediler. Sonuçlar ise şaşırtıcıydı. Buna göre lavantayı koklayan katılımcıların hepsi kendilerini daha rahatlamış hissettiklerini belirtti ve deney öncesine göre soruları biraz daha kolay çözdüler. Ancak biberiye kullananlarda ise durum farklıydı. Biberiyeye maruz kalanlar kendilerini daha uyanık ve zinde hissetiler ve lavanta grubuna oranla soruları iki kat daha hızlı çözdüler.
2003 yılında ise çok daha kapsamlı bir çalışma yapıldı. 144 kişilik bir grubu üçe bölen araştırmacılar, bir gruba hiçbir şey koklatmadı, diğer gruba lavanta, diğer grup ise biberiye koklattı. Biberiye kokusuna maruz kalan grup hafıza performasında %75 oranında oldukça yüksek ve beklenmeyen bir artış yaşadı. Biberiye koklamayan grup ise testlerde hemen hemen aynı performansı sergiledi. Bu deney biberiyenin insan beyninde bilişsel yeti açısından ne kadar önemli ve etkili bir bitki olduğu ortaya çıkardı. Uzmanlar özellikle 75 yaş üstü insanların düzenli olarak saf biberiye yağını koklamalarının zihinsel sağlık açısından oldukça faydalı olacağını dile getiriyor.
|
|
|
RUHUNUZU YÜKSELTMEK İÇİN MELEK TERAPİSİ |
Yazar: Emka - 20-01-2018, Saat: 02:33 - Forum: Melek Enerjileri
- Yorum Yok
|
 |
Koruyucu melekleriniz ve melek aleminin diğer üyeleri sizden negatif ve korku dolu düşünmenin etkilerini salıvermeye yardım etmekten mutlular. Her şeyden çok, meleklerin amacı bilinçliliğimizi Tanrı’nın sevgisinin kavrayışına getirmektir. Böylece, sevginin farkındalığını bloke eden herhangi bir şeyin kalıntısını temizleyip uzaklaştırmamıza yardım etmek onlar için büyük zevktir.
Her zaman etrafınızda melekler var, nonstop ve garanti. Daha önce yapmış olduğunun, söylemiş olduğunuz ve ya düşünmüş olduğunuz herhangi bir şeye rağmen melekler sizi koşulsuz severler. Bunun istisnası yoktur ve siz bu paragrafı okurken, tam şimdi melekleriniz yanınızda.
Korkunun etkilerini temizlemekte, melekler ile çalışmanın bazı güçlü yolları aşağıda veriliyor :
MELEK KOVALARI
Bu, yaşamın meydan okumaları ile ilgili üzüntü duyduğunuz herhangi bir zamanda kullanılacak mükemmel bir meditasyondur. Derin nefesler alıp vererek başlayın. Zihin gözünüzde, meleklerin önünüze büyük bir kova koyduğunu vizüalize edin. Melekler kovanın yanında duruyorlar ve sizin canınızı sıkan her şeyi kovanın içine koymanızı istiyorlar.
Kendinizi, para, kariyer, yuvanız, veya sahip olduklarınız ile ilgili üzüntüleri kovaya koyarken görün ve hissedin. Sonra, bedeniniz veya sağlığınız ile ilgili endişelerinizi kovaya koyun. Sonra, herhangi birisi ile anlaşmazlıklarınızı kovaya koyun.
Şimdi, herhangi bir ilişkide sahip olduğunuz incinme hislerini kovaya koyun. Sonra, suçluluk veya kendini – suçlamayı kovaya koyun. Hedefleriniz, amaçlarınız ile ilgili sahip olabileceğiniz korkuları da kovaya koyun. Başarısızlık veya başarı korkusunu kovaya koyun.
Sonra, gelecek ile ilgili sahip olabileceğiniz korkuları kovaya koyun. Organize dinlerin üyelerine karşı sahip olabileceğiniz herhangi incinme hislerini veya öfkeyi kovaya koyun.
Sonra, Tanrı’ya karşı hissedebileceğiniz direnci kovaya koyun. Eğer sizi sıkan başka bir şeyler varsa, onları da şimdi kovaya koyun. Geride hiçbir şey kalmasın. Hepsini şimdi kovaya doldurun. Bedeninizin ve ruhunuzun ne kadar hafiflediğine dikkat edin.
Melekler size gülümserken, kovayı alıp uzaklaştırırken onları izleyin. Tüm üzüntülerinizi, tüm yaratıcılığınızın ve sonsuz zekanın İlahi kaynağına götürüyorlar.
Burada, tüm zorluklarınız mükemmel şekilde çözülüyor. Her şey kazan – kazan şeklinde çözülüyor ve mükemmel çözümleri kolayca ve uyumlu bir şekilde alıyorsunuz. Bu yardım için Tanrı’ya ve meleklere teşekkür ediyoruz. Şimdi bunu hak ettiğimizi bilerek, onların yardımını kabul ediyoruz. Ayrıca, kendimizi iyileştirirken, dünyayı da iyileştirdiğimizi biliyoruz.
ETERİK KORDONLAR (BAĞLAR) İLE İLGİLİ
Çakralarda, çoğu zaman onlardan dışarı çıkan “eterik kordonlar (bağlar)” vardır. Bu kordonlar, ilişkimiz olan diğer insanlardaki çakralara uzanır.
Eterik kordonlar en genelde yakınlarımız ile, babamız, annemiz, eşimiz, eski eşimiz, eski sevgililerimiz, şimdiki sevgilimiz, evimiz, çocuklarımız ve yakın arkadaşlarımıza uzanır.
İlişkilerimizdeki korkular bu kordonları oluşturur. Korku, bağımlılık, bağlılık, birbirine – bağımlı olma, terk edilme korkusu veya bağışlamama şeklinde karakterize edilebilir. Eterik kordonlar her iki insan arasında enerjinin ileri geri yönlendiği hortuma benzer şekilde davranır.
Kordonlara sahip olmak, problem anlamına gelir.
Eğer bağlantınız olan kişi (kordon vasıtası ile) bir zorluk yaşıyorsa, bir meydan okuma ile karşılaşmışsa, sizden enerji çeker. Enerjinizi eterik kordon vasıtası ile çeker. O zaman, neden olduğunu bilmeden tükenmiş hissedersiniz.
Çok sıklıkla, cinsel ilişki yaşadığınız insanlar sizin sakral (2 nci) çakranıza bağlanmıştır. Tartışma deneyimlediğiniz insanlar solar pleksusunuza bağlanır. Üzüntü duyduğunuz/sizi mutsuz eden insanlar kalp çakranıza bağlanır. Acı verici ilişkiler yaşadığınız insanlar veya tüm yükü omuzlarınızda taşıdığınız bir ilişki yaşadığınız insanlar omuzlarınıza bağlanır. Benim deneyimimde, bu, omuz ve boyun ağrısının kök nedenidir.
Bir kadın müşteri maddi, sağlık ve sevgi yaşamında çoklu zorluklara, meydan okumalara sahip olmaktan şikayet ediyordu. Sırtından ve omuzlarından uzanan çok sayıda eterik kordonu gördüm. Kordonların, kadının çekişmeli bir ilişki yaşadığı vefat etmiş olan babasına bağlandığını fark ettim. Kordonları keserken, babasını bağışlama istekli olup olmadığını sordum. Aynı anda, babasına kendisini bağışlamaya istekli olup olmadığını sordum, çünkü kızı ile geçmiş ilişkisi ile ilgili pişmanlık duyuyordu. Her ikisi de tamamen bağışlamaya istekli olduklarında, kordonlar ayrıldı. Müşterimin, seansımızdan sonra, yaşamının tüm alanlarında hızlı gelişmeler bildirdi.
Evimize veya coğrafik yerlere bağlı olduğumuz zaman, ayaklarımızın altından zemine eterik kordonlar uzanır. Taşınmak isteyen bir müşterimle çalıştım. Ancak, evinin satılamadığından şikayet ediyordu. Ayaklarının altından evin temeline uzanan bir çok kordonu gördüm. Evine bağlılığın evin satışını engellediğini açıkladım. Onun izni ile, kordonları kestik. İki gün sonra, evi tam istediği fiyata satıldı.
Kordonları kesmek “Seni sevmiyorum ya da artık seninle ilgilenmiyorum” anlamına gelmez. Kordon kesmenin ayrılmalara veya ilişkileri bırakmaya neden olması gerekmez. Bu, ilişkilerinizin yanlış fonksiyonlarını salıvermeniz anlamına gelir. Hatırlayın, korku sevginin karşıtıdır ve eterik kordonlar (ve tüm bağlantılar) korkudan yaratılır.
Bazı insanlar, kendi ruh parçaları ile olan kordonları kesebileceklerine üzülürler. Yani, travmatik olaylar sırasında kopup giden kendilerinin parçaları. Bunun olması olası değildir, ancak sadece ful sevinci ve enerjiyi hissetmenizi bloke eden kordonların kesilmesine niyet ederek, bunun olmasından kaçınabilirsiniz. Bu niyeti ederek, ruh parçalarınızın kordonları kesilmemiş kalır.
Veya, ruh parçalarınızı geri çağırabilirsiniz ve bedeninizi çevreleyen beyaz ışık duşu vizüalize ederek kendinizi yeniden bütünleştirebilirsiniz. Zihinsel olarak kendinizin tüm parçalarının gerçek benliğiniz ile tamamen yeniden birleşmesini isteyin. Küçük “sizlerin”, küçük kauçuk bir bandın üzerindeki küçük varlıkların size doğru bungie jumping yapması gibi size doğru zıpladığını görebilirsiniz. Bu küçük ruh parçaları, beyaz ışık duşuyla size yeniden girerken korkunun veya travmanın tüm kalıntılarından tamamen iyileşmiş olacaklar.
ETERİK KORDONLARI/BAĞLARI KESME
Eterik bağları/kordonları kesmenin en hızlı ve en kolay yolu Başmelek Mikail’in yanınıza gelmesini ve sizden enerji çeken tüm kordonları kesip uzaklaştırmasını zihinsel olarak istemektir. Eğer Başmelek Mikail’e yabancı iseniz, o, diğer meleklerin “yöneticisi” olarak hareket eden bir melektir. Başlıca rolü tüm karanlık enerjileri temizlemektir. Her istediğinizde Başmelek Mikail’in yanınıza gelmesini isteyebilirsiniz. Sizinle daimi olarak kalmasını bile isteyebilirsiniz. Herkesle aynı anda birlikte olma yeteneğine sahiptir.
Mikail’den bağları kesmenizi istediğiniz zaman enerjide ve huzurda anında bir artış fark edersiniz. Uyuşmuş hissettiğiniz zaman, melekleri çağırın. Sizi huzurlu enerjinin doğal haline geri getirirler.
(Çeviri ; Saffet Güler)
* ALINTIDIR.
|
|
|
Paranormal Gücünüzü Arttıracak 5 Antik Kökenli Yöntem |
Yazar: Emka - 20-01-2018, Saat: 02:26 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
- Yorum Yok
|
 |
Mısır, Maya Sümer ve diğer antik uygarlıklar için paranormal güçleri arttırmak çok önemliydi. Bunun için Pek çok yöntem ve öğreti geliştirdiler. Bu güçler bize yol gösterecek güçlü rehberlerdi. Bu 5 yöntem ile enerjinizi ve ruhsal gücünüzü arttırabilirsiniz.
Güneşin Doğuşu
Eski uygarlıklarda güneşin doğuşu büyük bir güç ve ruhsal olaydı. Güneşin doğuşunda yürüyüşe çıkın ve güneş tam doğarken 20 dakikalık bir yürüyüş yapın. Bedeninizin güneşi görmesi gereklidir. Onun için güneşin olduğu yöne doğru yürüyüş yapabilirsiniz. Güneşin ild doğduğu anda yüksek ve ruhsal bir enerji verdiği söylenmektedir.
Karanlık
Ruhsal enerjimizi yükseltecek bir diğer antik uygulama ise karanlıkta oturmaktır. Karanlık bir odada dua ve olumlama yaparak oturun. En azından bir saat boyunca oturmanız önerilir.
Öz enerjiye odaklanma
Bu çalışma belli sorular ile gelir. Her gün en az yarım saat içsel yolculuğa odaklanın ve zihninize kim olduğunuzu sorun. Hayat amacınızı ve gerçek arzularınızı sorun. Zihniniz bir süre sonra yoğun bir farkındalığa ulaşacaktır.
Tai Chi ve Çi gong eğitimi
Ruh zeka ve bedene aynı anda hitap eden güçlü bir enerji eğitimidir. Çi gong belirli fiziksel duruşlar ve beden hareketleri ve/veya hayalle birleştirilen nefes tekniklerini kullanarak bedenin enerji dengesini düzenleyen bir eğitimdir.
Elementler
Her canlı ve cansız varlık bir elementin etkisindedir. Çin astroloji ve Günümüz astrolojisi farklılık gösterse de derinlerde enerjimiz bir element ile çok daha iyi anlaşmaktadır. Ateş, Su, Toprak, Hava elementleri dışında insanların hayatına etki eden metal ve ağaç elementleri çok güçlüdür. Elementinizi keşfettiğinizde onu temsil eden taşları bulabilirsiniz. Üstünüzde taşıyacağınız bu taşlar enerjinizi ve ruhsal gücünüzü yükseltecektir.
kaynak: bilgierdemdir
|
|
|
|