Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,075
» Son Üye: rahmanmutlu
» Toplam Konular: 2,836
» Toplam Yorumlar: 3,067

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 1235 kullanıcı aktif
» 1 Kayıtlı
» 1234 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Nereden Başlamalıyım?
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: desdinova
07-04-2025, Saat: 11:03
» Yorumlar: 0
» Okunma: 270
Ayahuasca çayi hakkinda b...
Forum: ŞAMANİZM
Son Yorum: Gümüşkurt
29-12-2024, Saat: 23:19
» Yorumlar: 0
» Okunma: 366
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 796
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 716
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,577
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 8,965
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 26,200
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,343
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,591
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,875

 
  DEZENKARNASYON HAKKINDA HERŞEY
Yazar: Emka - 09-04-2017, Saat: 23:08 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Dezenkarnasyon, sözcük anlamıyla  etten ayrılma  anlamına gelip, ölüm denilen olaya Spiritüalist terminolojide verilen addır; solunum ve kalp atışlarının durmasıyla anlaşılan bu olay, Spiritüalizm de  ruh ile yoğun (fiziksel) beden arasındaki ilişkinin kesin olarak kesilmesi  şeklinde tanımlanır. Fakat buradaki  etten ayrılma  ifadesi vücudun içinden çıkıp gitmek anlamında değil, ruhun vücut üzerindeki hakimiyetini durdurması, vücudu etki altında tutmayı bırakması anlamında kullanılır; çünkü madde-dışı bir varlık olan ruh için, mekanla ilgili olan girmek ve çıkmak fiilleri kullanılamaz. Spiritüalist terminolojideki terimlerle dezenkarnasyon, ruhun, perisprisini bedenden çekerek konsantrasyonunu spatyuma kaydırmasıdır.

Ölümün spiritüalistlere göre anlamı

Spiritüalist görüşe göre, her ölüm aynı zamanda bir doğumdur; çünkü fiziksel bedenini terk etmek spatyumda doğmak demektir. Ruh un amaç ve etki sahibi, şuurlu ve madde-dışı bir varlık olduğunu kabul eden pek çok düşünür, deneysel spiritüalistler gibi, dünya yaşamını geçici bir rüya, ölüm olayını ise rüyanın bitmesiyle uyanma ve ruhun asli vatanına dönüşü olarak yorumlamıştır.

Spiritüalistlere göre dezenkarnasyonun oluşumu

Spiritüalist görüşe göre, ölüm aşama aşama gerçekleşen bir olay olup, can çekişmesi sırasında insan maddi belirtiler bakımından ölmüş sayılmasa da, ruh maddeden kısmen kurtulmuş durumdadır, yani spatyuma geçişi başlamış durumdadır. Ruh bu sırada adeta iki alemde yaşıyor gibidir. Bu durum, ruh ve beden ilişkisinin gevşediği hipnozdaki üç aşamayı andırır: Ölenin  teşevvüş  adı verilen bocalama hali hipnozdaki telkin aşamasına, öldükten sonraki uyuşukluk hali hipnozdaki katalepsi aşamasına, spatyumdaki lüsidite hali de hipnozdaki somnambül aşamasına benzer.

İlk aşama

Teşevvüş adı verilen hal şöyle açıklanır: Yeryüzündeki son dakikasını bitiren, gözünü derhal öteki alemde açmaz; bir geçiş dönemi geçirir. Bu geçiş aşamasının en belirgin özellikleri, dezenkarne olan (bedenini terkeden) varlığın, bedenini terk etmiş olduğunu anlayamaması ve maddeye bağlılığını, dünyevi alışkanlıklarını (dünyevi düşünme alışkanlığı vs.) terk edememesi yüzünden girmekte olduğu yeni aleme uyum gösterememesidir. Bu bocalama, kargaşa haline teşevvüş ve bu aşamaya  kendiliğinden imajinasyon aşaması  adı verilir.

Ölüm hakkında vecizeler

 Ölüm, asıl vatanına ulaşmak için ruhun kurtuluşundan başka bir şey değildir.(...) Her beşikte bir mezarın tohumu vardır.  (Platon)
 Hiçbir insan yok olmak için yaratılmamıştır.  (Camille Flammarion)
 Ancak ölümden sonradır ki, hakikaten yaşamaya başlarız.  (Çiçero)
 Asil ruhlar için ölüm, karanlık bir tutsaklık yaşamının sona ermesidir. Dünyada bütün çabalarını kötü işlerde kullanmış olan ruhlar içinse ölüm bir rahatsızlıktır.  (Plütark)
 Yaşam bir rüyadır, ölüm de bir uyanış.  (Voltaire)
 Ölüm bütün servetleri denk kılar. Cenaze töreninin görkemi onları tekrar derecelendirmez.  (Montesquieu)
 Ölmekten ne korkarsın;korkma , ebedi varsın.( ) Ölür ise ten ölür;canlar ölesi değil.(...) Kara toprağın altında, gül deren elleri gördüm.  (Yunus Emre)
 Can, sahrasına vararak tenden ve dünya sıkıntısından kurtuldu. O âlem, zerre zerre diridir. Her zerresi nükteden anlar, söz söyler ( ) Başsız ayaksız seferler eder, dişsiz dudaksız şekerler yerdim. Sakinleriyle zahmetsiz zikre, beyinsiz fikre dalar, onlarla latifeler ederdim. Gözlerim kapalı olarak bir alem görür, elsiz avuçsuz güller devşirirdim.  (Mevlana Celaleddin Rumi)
 İnsanlar için gerçek olan dünya yaşamıdır, uykudayken yaşanılanlar birer rüyadır, spatyumun idrakli ruhları içinse dünya yaşamı bir rüya gibidir." (Allan Kardec,spiritizmin kurucusu)



3252657-14.jpg


Spatyum

Tanımı [değiştir]Spatyuma, tam anlamıyla karşılamasa da, çeşitli tradisyonlarda öte-alem olarak ifade edilen ölüm-sonrası ortamın spiritizmdeki ya da deneysel spiritüalizmdeki karşılığı denebilir. Ruhçu anlayışa göre ruhlar madde-dışı varlık olduklarından spatyumda 'perispri'leri ile bulunurlar. Bu bakımdan spiritüalistler spatyumu ruhlar alemi olarak değil, ölüm-ötesi alem olarak nitelendirirler.

Oluşumu

Ruhçuluğa göre, spatyumun maddeleri maddenin bilinen üç halinden (katı ,sıvı ve gaz) daha farklı hallerde olup, bilinen fiziksel maddelere oranla çok daha akıcı, çok daha az yoğunlukta ve atomik vibrasyonları çok daha hızlı, süptil maddelerdir. Eski Yunan tradisyonunda bu maddeler için aether terimi kullanılmıştır. Bu süptil maddelerin düşünceyle, imajinasyon yeteneğiyle şekil alabileceği kabul edilir.

Öleni bekleyen ilk aşama

Ruhçuluğa göre ölen her insan ruhu önce, ölmüş olduğunu, daha doğrusu fiziksel bedenini terk etmiş olduğunu anlayamaz, bir bocalama, kargaşa dönemi geçirir. Bu aşamaya spiritler  kendiliğinden imajinasyon  aşaması adını vermişlerdir. İşte ruhçulara göre, cennet ve cehennem sembolleriyle simgelenen, aslında, bu aşamadaki varlığın kendi imajinasyon yeteneğiyle bilmeden kendisinin oluşturduğu huzur verici ya da huzursuz edici sahnelerden ibarettir. Ölüm olayı ile fiziksel bedenini terk etmiş her insan ruhunu spatyumda vicdani bir hesaplaşma bekler. Fakat burada kendi kendisiyle bir hesaplaşma sözkonusudur,herhangi bir cezalandırma sözkonusu değildir.

Üst aşama ve ortamlar

Varlığın tekamül düzeyi elverdiği takdirde ulaşabileceği diğer aşamalar sırasıyla, "geçiş aşaması", "şuurlu ve idrakli imajinasyon aşaması" ve nihayet tekamül düzeyi çok yüksek ruhlara özgü olan "kozalite aşaması" olarak bilinir. Bu son aşamanın sözkonusu olduğu kozalite planına (ortamına) yükselebilmiş bir varlık üç boyutlu alemdeki olayların neden sonuç zincirini çözebilecek, daha doğrusu, bu olayların akışındaki neden-sonuç ilişkilerini açıkça görebilecek durumdadır. Fakat klasik spiritüalizmdeki öte-alem anlayışı, öte-alem tasarımı kozalite planında son bulur,yani daha ötedeki bir ortam kavramı klasik spiritüalizmde mevcut değildir. Neo-spiritüalist görüşün getirdiği yeni bir kavram, işte bu kozalite planının da ötesinde bulunduğu varsayılan dört boyutlu alem kavramıdır.

Teozofideki öte-alem tasarımı


Teozoflar fiziksel alem ile ruhsal alem arasındaki aracı-süptil alem için spatyum terimini kullanmazlar, bu aracı alemi astral, mantal, kozal plan gibi çeşitli tabakalar halinde düşünürler. Genel teozofik kabule göre fiziksel dünya ile ruhsal alem arasındaki bu derecelenme 7 tabakadan oluşur.

Bu konuyu yazdır

  İlahi Hükümlerin Kozmik Boyutları
Yazar: Emka - 09-04-2017, Saat: 19:07 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorumlar (1)

Yapılan bütün araştırmalar ve teknik ölçümler sonucu varılan sonuçta ilahi kitaplardan Kur?ân'ın her harfi, her kelimesi, her ayeti yani cümlesi, her suresi, her cüzü yani Kur?ân'ın tümü mucizelerle doludur diyebiliriz.

Mesela, Kur?ân'ın her harfinde 6 enerji boyutu -hüddam- yani görevli bir enerji boyutu görüntülenmiş; ayrıca her kelimenin hem harfleri hem de kelime olarak ses dalgalarının uyumuyla ayrı enerji özellikleri tespit edilmiş, ayet ve sure olarak ele aldığımızda da birbiriyle kıyaslanmayacak ölçü ve boyutlarda yine çok daha başka enerji boyutları ortaya çıkmıştır. Bütün bu boyutların alan ve canlılarda olağanüstü etkileri ve boyutları da yine ayrı ayrıdır.

Kur?ân'da açıklamasının yapılması halinde dünya insanlığının bir anda iman etmesine sebep olacak çarpıcı ayetlerin ses uyumu, etkileri ve canlılara olağanüstü tesirleri ve boyutları vardır.

"İman ayetleri" diğer ayetlerden ayrı ele alınıp incelendiğinde çok değişik etki alanları bulunduğu; ayetin yaydığı enerjiler ölçülerek tespit edilmiştir. Burada bir örnek vermekle yetinelim. Mesela, "Çekirgeler gibi kabirlerden çıkacaksınız" hükmünü incelediğimizde aslında bu ayette insan enerjisi ile boyutlarının uyumluluğunu görürüz. Yani bize bir benzetme yapılmıştır. Çekirgeler, yumurtaları tabut şeklinde olup yerin altında gömülü haldedirler. Doğumları yumurtlama günlerinin ayrı olmasına bakmayarak yumurtadan çıkışları yani dirilişleri aynı gündedir - mahşerdeki diriliş- ve yumurtadan çıkan çekirgenin içinden de aynı özellikli yeni bir çekirge çıkarak -yeniden diriliş- olgunlaşır ve yeni hayata başlar. İlâahir?

Bu ayetin beynin düşüncesiyle anlaşılmaya çalışıp "tefekkürü" size, yani bedeninize "kozmik boyut" kazandırır ve enerji kalkanınızı sağlamlaştırır.

Harflerin ve kelimelerin ayrı bir ilmi ve anlamı vardır. 3, 7, 19 gibi rakamlar önemlidir. Bazı ipuçları verir. Bu konular anlatılırken belli bir fikri ve ideolojiyi ortaya koymadan ve abartmadan sadece ilmî olanları dikkate verilmelidir.

Allah'ın bilinen "1001" bilinmeyen pek çok ismi var. Bu isimleri tekrar ederek farklı boyutlar yakalayıp, enerji kalkanınızı güçlendirebilirseniz. Bilim adamları "1001" ismin ayrı ayrı frekanslarını ölçmüşler ve hepsini kodlamışlar. İşte bu kodlarla o isimlerin anlamları noktasında uygulama yapmanın mümkünlüğünü de ortaya koymuş olmaktadırlar.

Araştırma merkezlerinde çalışmaları yapılmış müspet dinamik elde edilen bazı kelimelerin bedendeki hangi organların hücrelerine tesir edip değişiklik yaptığına birkaç örnek vererek bu âlemde de yeni bir boyut açalım. Kabul edip etmemek size ait, ancak yan etkisi olmadan uygulanabilecek bir metot?

Bu çalışmalar; bedenimizdeki hücrelerin rezonans etki ile uyarılıp kinetik enerjilerinin değiştiğinin ve dünyada tesadüflere yer olmadığının bir delilidir. "O; ol derse olur" hükmünü bize hatırlatır ve bize O en büyüktür, her şeyin sahibi O'dur dedirttirir.

3252657-14.jpg

Bu tespitlerin etki alanlarının boyutlarının ilmî olarak izah edilebilmesi için araştırmalarımız devam etmektedir. Bu araştırmalar sonuçlandığında metafizikte yeni bir devir açılacaktır. Batılı bilim adamları bu konuda çok ciddi merhaleler kat etmiş ve neticeye yaklaşmışlardır. Konunun mütehassısı Türk bilim adamlarına ithaf olunur.

İnsanlar; gözümüzle görüp, kulaklarımızla dinlediğimiz bilgiler doğrultusunda diyebiliriz ki dünyanın güçlü devletleri güçlerinin kaynağını bu noktadan almakta ve bu alanda araştırmalarını devam ettirerek dünya hakimiyetlerini sürdürmektedirler. "Müslüman ülkelere ithaf olunur?"

İşte size özel, anlaşılır, her kapıyı açabilecek denenmiş özel bir kodlama; Kur?an?daki bazı surelerin başındaki kaf, ha, ya, ayn, sad, veya ha, mim, ayn, sin, kaf; ha, mim; yasin, kaf, nun, sad, elif, lam, ra gibi harfleri X defa tekrarlayarak onların yaydığı dalga boyları ile nelerin olabileceğini ve tesir sahalarını görünüz. Sonuçta ne mi olacak? Kodlayın, tekrarlayın, görün? Her tekrarınız sizi yeni ve farklı boyutlara taşıyacaktır. Karşılaştığınız boyutlardan razı iseniz yılmadan usanmadan devam edin denilmektedir.

Deneyip görmek lazım... Bunun gibi ses getirecek yüzlerce örnek vermek ve bu örneklerle çok ciddi sonuçlar almak mümkündür. Ama bu konu, ayrı bir ilim ve ihtisas sahibi olmayı gerektirmektedir. Bu konuyu uzmanlarına havale ediyoruz.

Dua

Duayı Resul, "mü?minin silahı, kul olmanın esası" diye insanlığa duyururken; Yaratıcı da "Ben sizleri kulluk etsin diye yarattım" derken kulluğun esası "duadır" demek mi istiyor acaba?..

Çünkü bizim programımızı en iyi bilen O, bize "Dua edin, kabul edeyim" derken insandaki güce dikkati çekerek diğer yaratıklardan farklı olarak insanın beyin-düşünce sahibi olduğuna vurgu yapıyor.

O diyor: "Ey insan, beyin gücünle kainatı emrine al ve istediğin gibi yönlendir."

Bugün beynin bu yönlendirmeleriyle dünyamızın geldiği nokta ortada...

Beyin gücümüzü "hayırlı" noktada kullanırsak neler yapabileceğimizi de düşünün?

Kozmik bilinçle dünyaya bakarsak "insan beyninin" dalgaları, dünyayı idare eden en üstün bilgisayar donanımından daha da üstündür. Çünkü onu icat eden, insan beynidir.

Yaratıcı, dua ile beyin gücünün nasıl kullanılabileceği hakkında bize kapı açmaktadır.

Ey dünya insanlığı, bu kapıyı aç, gir ve neler yapabileceğini gör!.. Yaratıcının mesajını iyi anla...

Tokalaşma

Kozmik bilime göre parmakların ellerin kadın veya erkek olduğu şekliyle enerjisinin N veya S olduğu ölçülebiliyor. Farklı enerjili insanlar, tokalaştıkları zaman birbirlerini çektiği için iki arada bir enerji dönüşümü oluşuyor. Veya tam tersi itici oluyor. Yayılan enerjiler farklılaşıyor.

11 sayfalık bir rapora göre, beyinden geçen düşüncelere, el birleşmesi, göz birleşmesi ve daha sonraki birleşmelere göre de enerji değişimleri, ilahi emirlerin doğruluğunu tasdik edercesine olmaktadır.

Kadın kadına veya erkek erkeğe tokalaşıp öpüşmek itici etki yaparken muhataplar farklılaştığında çekici etki yaptığı ilmen tespit edilmiştir. N, N?yi iter. N, S?yi çeker.

Gereklilik halinde konuşulursa, tokalaşılırsa, hürmetle -müspet yaklaşılırsa beyin dalgalarında menfi bir sonuç oluşmuyor. Bunun dışında beyinde menfi fikirler oluşursa, enerji değişmesi oluşuyor.

Menfi bakılırsa, menfi enerji boşaltımı olur. Menfi enerji gönderilmesi, müspeti alma olayı oluyor. Menfilerle ve düşüncesini bilmediklerimizle tokalaşmamak gerekli?

Günümüzde mikrobik aktarımlar, ve daha neler neler tokalaşma yoluyla olabilmektedir.

Yardim Etmek

Kozmik bilime göre bir insan, beyniyle, kendi iradesiyle ilahi emirler ve yasaklar doğrultusunda ve güzel düşünceyle "Sadaka veriyorum, yardım yapıyorum" dediği ve verdiği zaman, yapılan enerji ölçümlerinde, bütün organlarında yüzde oranı yüksek olmak kaydıyla bir anda hücrelerinde faaliyet ve müspet düzelme gözleniyor. ?Yaşam enerji?lerini arttığı tespit edilebildiği gibi insan kendisi de bu durumu farkedebiliyor. Mutluluğu yüzünden bile okunabiliyor.

Damarların çalışması, şeker ve tansiyon rahatsızlıkları, prostat ve bedenin genel durumunda, kısacası hücre düzeyinde müspet değişiklikler olabilmektedir. Bu farklılıklar ancak müspet enerjili ve yaratıcıyla bağlantısı iyi olanlarda gözlenebilmektedir. Yaratıcının emrine uymayıp ?paylaşmayanlar? vermeyenler, atan ve itenlerin kötü düşüncelilerin durumuda ?tersi? olsa gerek... Verenlerden almak dileğiyle... Sağlıklı yaşamak için neyiniz varsa verenlerden olun. İlim, mal, kuvvet vs....

İbadet

İlahi gücün yüzden çok tekrarla emrettiği "namaz" Yaratıcı'ya lazım olmayıp yaratılana lazım olduğunu yine kozmik bilim de ölçerek, bu emrin ilahiliğini teyit etmiştir. Namaza durulduğunda anten hükmünde alıcı vazifesi gören bedenimizle çevremizdeki "müspet enerjiler" çekilir, toplanır ve beden ısınır. Bedendeki menfileri atmak için de rüku ve secde denilen hareketler yapılarak enerji yönlendirilir; alın, burun, el, diz, ayakların sivri uçlarından defalarca yere temas edilen secde haliyle bedendeki "menfi enerjiler" topraklanarak atılabilir.

Yapılan ölçümlerde namazlı ve namazsız görüntüler çok büyük farklar ortaya koymaktadır. Namaz sonunda selam verildiğinde yani devre kapandığında insan enerji alanının parladığı, hem ölçülerek hem de ekstrasenslerce görülerek doğrulanmıştır. ?Sizin yaratıcıya en yakın ânınız secde anıdır? derken acaba enerjinin menbaından dolayı mı bunu diyor? Bundan da, secde halinde alın ve ayaklar toprakla devreyi tamamlarlar. İnsan yaratıldığı toprakla böylelikle uyum sağlar. Ancak secde anında başa lazım olan temiz kan gönderilir ve beynin beslenmesi sağlanır. Yani beden, gerekli olan alışverişini yapar.

Tabi "Kitabi Müslüman" olarak aşağıdaki kuralı rehber edinmemiz gerekir. Namaz emredildiği için kılınır. Esas olan "Yaratıcı"yı tanımaktır. O'na kul olmaktır. Kozmik bilimin, ilim fen noktasındaki bu açıklaması ise akılları gözlerine veya midelerine inenler içindir.

Namazın bütün bu boyutları ?avam? için olup, bir de namazın miracî mertebeleri vardır. Melekut alemindeki O?na kılınan namazlar gibi...

Oruç

Orucun ağız, burun, göz, kulak ve cinsel organlarla tutulmasının sebebi; kozmik bilime göre, ancak buralardan enerji alanının açılış ve bedene giriş çıkış yapıldığı ağız ve cinsel uzuvlara dikkat edilmesinin de mutlaka farz olduğu ve diğerlerine de zarar verebileceği yerler olduğu içindir.

Avamın bu orucu yanında bir de ?yüksek enerji? veren kalp ve ruh bütünlüğü ile tutulan 5 duyudan azad oruçtur.

Oruç; kozmik boyutta incelendiğinde mide, bağırsak liflerinin hücrelerinde kendini temizleyen bir sistemi devreye soktuğu ?temel kamera? ile görüntülenmiştir.

Gusül, Abdest

Kozmik bilime göre cinsî münasebetin deşarj ânında enerji boyutumuz 36 Hz-sc?a çıkar. Bu, insan enerji bedeninin son sınırıdır. Fizik ve atom profesörü âlimlerin Müslüman olmasına sebep olan şey de, gusulün bedendeki bu enerjiyi suyla temizlemesiyle sıfırlanmasıdır.

Gusüllü ve gusülsüz insanın enerji boyutları artıyla eksi gibidir. Diğer inançlarda gusül olmadığından insanlık sıkıntı ve stres içinde; Müslümanların ve suyla temizlenenlerin ise enerji dengeleri terazide, ona göre de rahatsızlıkları azdır...

Gusülsüz ve abdestsiz basılan toprak, kesilen sebze ve hayvansal gıdalardaki enerji boyutları ile gusül ve abdestli kesilenler arasında da ?büyük enerji farklılıkları? gözlenmiştir. Son yapılan kirlian ve termal kamera görüntülemesinde gusülsüz bedenin enerji boyutları görüntü vermeyecek kadar zayıf olduğu enerji alanlarının azlığı gözlenmiştir.

Örtme - Bağlama

"Modern bilim" ve "kozmik bilime" göre örtünme, insanı dış menfi etkilerden korur.

Bu konu hassas olduğundan kısa bir açıklama yapalım; kozmik bilimce yapılan araştırmalar sonucunda da, "başın ve bedenin örtü ile kapatılması" bedendeki müspet enerjilerin dışarı çıkışını engellediği gibi dışarıdan planlı ve menfi bakışlarla gelen enerjilerin bedene girmesine de izin vermediği, ölçülerek enerji boyutları tespit edilmiştir.

Enerji sivri uçlardan girer, çıkar. Bu kural gereği en yoğun ve sivri uçları örtülüyor. Yoksa enerji dengesi için mi?.. Ayrıca başı kapatmak bugün dayattırıldığı gibi sadece saçı örtmek midir? Mahremiyet cihetiyle yüz, dudak, göz daha mahremdir ve çekicidir niçin örtülmez, düşünün...

Dünyada değişik alanlarda araştırma, ameliyat gibi "operasyon yapan şahıslar" ağızlarını, başlarını, yüzlerini ve bedenlerini özel steril örtülerle örterler. Acaba bu korunma, karşı taraf yani hasta için mi, yoksa kendileri için midir? İşte size örtünmeyle ilgili yeni bir boyut daha?

Dolayısıyla insanın yaratılış anatomisi gereği baştan gelen müspet enerjinin bedende muhafaza edilmesi, menfilerin alınmaması sadece kadınlara özgü bir konu değildir.

"Kozmik bilim" yönü ile kadınların enerjileri ing-in yani zayıf enerji olduğundan onların korunmaları çok daha lüzumludur. Örtünün rengi önemli olup siyah dışındaki renklerin, bilhassa beyazın müspet enerjiyi kabul edici ve kullanım yerine göre menfileri itici özelliği olduğundan teknolojide vazgeçilmez bir işyeri kuralıdır. Bu kurallara uyan insanların enerji alanlarının çok daha parlak olduğu gözlenmiştir.

Selam

Kozmik bilime göre Yaratıcı'nın adıyla ilahi selam verilince çıkan dalga boyunun gücü ile menfi bloğu kırılır, karşılıklı müspet enerji oluşur. Araya menfi enerjiler giremez. "Selamı yayınız" hükmü kozmik bilime göre ölçülmüş ve teyit edilmiştir.

Ezan

Kozmik bilime göre ezanda muazzam sırlar tespit edilmiştir. Mesela, sadece "Hayyalel salah" lafzında çok büyük enerji boyutu ?Hayyalel felah?ta ise insanlığa yollanan yoğun bir enerji tespit edilmiştir. Ezanı tekrar etmenin bedendeki enerji boyutu çok büyük olmaktadır. Yeni doğan çocuklara kulağına -kulak ana rahmindeki çocuk şeklidir- ezan okumanın faziletini buradan idrak edebiliriz?

Besmele

Kozmik bilime göre her şeyin başı besmeledir. O?nun adıyla veya O?nsuz yapılan her işte menfi güçler, enerjiler de bulunmakta; o kelime anıldığında anahtar açılarak her şey aydınlanmakta; enerjinin ışığıyla yollar emniyetli yani menfi boyutlardan ancak ve ancak bu ?ritm?le dalga boyuyla destur alınarak arındırılmakta ve yol gösterilmekte; kapılar ardına kadar açılabilmektedir. ?O?nun adı anılmadan kesilen bitki ve hayvanî gıdalar çok çabuk virüs ve bakteri üretmekte çabuk bozulmakta, bitkiler çürüyüp etler kararmaktadır. Kainatta her yaratılanın O'nu besmele ile tanıdığı da kozmik bilimce yapılan materyal ölçümleriyle teyit edilmiştir.

İsımler

Kozmik bilime göre her adın, kelimenin, harfin bir değeri, bir enerji boyutu, kodu, frekansı ve gücü vardır.

Hiçbir isim tesadüfen verilmemelidir, verilemez de, çünkü tesadüf yoktur. Her ismin ebced, cifir -harf- hesabına göre değeri vardır.

Doğan insanların anne ve kendi adları bilinmesiyle yapılamayacak hiçbir şey yoktur. Kuralları ve ilmini bilen için tabii.

İsim vermenin kaide ve kuralları vardır. Çünkü ilahi boyutta isimler Ahiret günü müspet enerji boyutlu ise şefaate sebep olabilecek. Çünkü her ismin lafzını size bize taşıyan farklı boyutlu enerjileri ve hizmetçileri vardır. Bilen için tabii... İbadet göstergeleri gibi?

Eller

Kozmik bilime göre "Sağ elle yiyiniz, şeytan solla yer ve içer." ilahi hükmü incelendiğinde sağ elin müspet enerji verdiği, yani ele alınan maddeleri olumsuzluklardan arındırdığı; sol elin ise menfi boyutunun yüksek ancak bu boyutun olumsuzlukları yok ettiği olumlu elma, armut gibi gıdalardaki müspet enerjiyi bloke ettiği tespit edilmiştir? Bir şey yerken veya içerken posa yemek istemeyenlere ve ilim adamlarının araştırmasına ithaf olunur?

Öfke - Şeytan

"Öfke şeytandandır" hükmünün boyutu kozmik bilime göre öfkenin "menfi enerji" boyutu olmasındandır. Bir örnekle açıklayalım: Kozmik bilimde normal insan enerjisi 6(Hz) ise, öfkelendiğinde 15(Hz), öfke şiddetlendiğinde 20(Hz), vuruş seviyesinde 30(Hz)'lara kadar çıkabiliyor. Kızgınlık derecesine göre menfi enerji seviyesi de yükseliyor. Hüküm "Kızgınken abdest alınız", yani kendini suyla nötürletiniz, tesirattan kurtulunuz; ya da "Yatın" yani uzanıp bedeninizi toprakla birleştirin, nötürleyin, enerji 18(Hz), "Mümkünse uyuyun" yani enerjinizi alfa seviyesine, minimuma 6(Hz)'ya düşürün, ibadet gibi diyelim... O öfke sizi enfarktüs veya beyin kanaması denen hastalıklara hatta ölüme yol açabilir. Buna şeytanın gücü mü diyelim yoksa bir tabir diyerek ilmî zaviyeden bir bakalım mı ne diye...

Güneş ve Ay

Kozmik bilime göre güneş enerji ve hayatın kaynağıdır. Ay da onun gibi? Bunların olmaması hayatın nâkıslığıdır. Bunların doğması, batması ve tutulmasında kozmosta -arzda, arşta- olağanüstü enerji değişiklikleri gözlenmekte, ilahi kitaplar da bunu teyit etmektedir?

Güneş geçmişte enerjisini, bitki, hayvan ve taş gibi maddelere vermiş, bugün hem kendinden hem de bize bıraktığı enerji kaynağı petrol, kömür, gaz ve madenlerden gelecekte de bu enerji biriktirilerek kollektör ve panellerle enerjiye dönüşebilir. İşte güneş, işte enerji boyutu.

Tavsiye edilmeyen hükme göre; güneş doğarken ve batarken 45-50 dakika uyumak bedende olumsuz etki yapar. Tavsiye edilen ise; öğlen uyumaktır. Bu uykunun bedende müspet enerji yüklemesi yaptığı yine ölçümlerle kanıtlanmıştır.

Güneş ve ay gökyüzünde iki ?eş?dir, ?Ritm?dir. ?Enerji? kaynağıdır. Isı ve ışık hüzmeleri ile mevsimleri oluşturan ?güneş?, suları alçaltıp (med-cezir) ve hayatın beslendiği ?ay?dır.

Ayın dönüş korelasyonları ?insanın? doğumuna tam etki yapmaktadır. İnsanın doğumunda ?ay?ın ve güneşin etkileri yani ?astroloji?leri çok önemli olduğu ilahi kitaplarda ?ay? ve ?güneş? beraber ve çokca ?zikri? ile işaret edilmiştir.

Bakiş

Kozmik bilime göre nazar yani menfi bakıştan korunmamız lazım. Bakış bir enerji olup müspet olursa müspet, menfi bakılırsa ineğin ölmesi, baktığımız insanların kayıp düşebilmesi, kırılmalar gibi hadiseler her an bizi mağdur edebilir.

Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır, mutlu olur. Mutlu olmak ve mutsuz etmemek için güzel bakmayı şiar edinmeliyiz.

Kötü düşünmekte ve bakmakta ısrar edenlere sözümüz; şayet karşı taraf o sözü bakışı haketmedi ise o söz bir enerji yani keskin bir kılıç olur, döner sizi veya bir yakınınızı biçer, ilahi hükümde öyle demiyor mu?..

Sevgı Hayattir

İlahi hükümler ve bütün kudsi kitaplar insanlara "sevmeyi" emretmektedir.

Kozmik bilime göre enerji mutlaka "terazilenmeli" yani dengeli olmalıdır. Hükümdeki "ne az ne çok, ne sıcak ne soğuk; itidalli olunuz, orta yoldan gidiniz", işte sevgi de herkese karşı itidalli olmalıdır.

Sevgi yüksek titreşimli enerjidir. Sevgiyle bakan insanın gözleri ışık saçar. İşte bu yüksek titreşimli enerjiler, enerji kalkanımızı güçlendirir, yani pozitifleştirir. Bu pozitiflik insan hücrelerinin enerjilerini arttırarak huzurlu bir hayata sevk eder.

Negatiflikte ise sevgisizliğe yönlendirilen insanların bedenleri toksin salgılar. Bu da hücrelerin kendilerini yenilemesini önleyerek hücre yaşlanmalarına, hatta ölümlerine kadar vararak "erken yaşlanma" hastalığına sebep olurlar.

İlaç ve kozmetiklerle ışıklanmak -iyileşmek- yerine, hayatı ve yaşamı "kozmik bilinçle" kucaklamak daha az masraflı, risksiz ve başarı oranı yüksek değil mi?..

Çocuğunuzu "yavrum" diye severseniz, onun enerjisini absorplarsınız. Çocuk hastalanır. Ancak araya izinle "Maşallah, Barekallah, vesaire" diyerek koruyucu kelimeler, yani şifreler koyarak sevilebilir.

Baba da, anne de, sevgili de aynıdır. Şayet siz korunmaz ilahi boyutlardan uzaklaşırsanız sizle başka boyutlular alakalanabilir. Bugün pek çok örneğini yaşayanlar gibi...

Ferhat ile Şirin'in birbirini uzaktan sevmeleri, çok istemeleri, yani birbirinin enerjilerini absorplayarak bitirmeleri ölüm getirmiştir.

Beynımız

"Düşünen insanlar için ibret vardır." hükmü kozmik bilime göre araştırıldığında beynin olağanüstü fonksiyonları ortaya çıkmaktadır.

Kozmik bilimde bozulma ve hastalık; vücuttaki menfi enerji artınca başlar. Dolayısıyla, hasta insan, menfisi yüksek insandır. Nesilden, dedelerden, ninelerden gelen bazı olumlu veya olumsuz enerjiler de torunlara sirayet edebilir. Bunlar da hastalıklara sirayet eder. (Resim-45, bkz. sf. 343)

Burun uzunluğu, kulak yapısı, göğüsteki kıllar, el çizgileri, parmaklar ve ayakların uzunluğu, kısalığı, gözün rengi, bedendeki benler? Hepsinin bir sebebi, bir ilmi, izahı ve yaşantımıza tesiri vardır. Tüm bunlar, Yaratıcı'nın mührüdür.

İnsanın yaradılışında çevresinden aldığı olumlu, olumsuz etkiler vardır. Cinsel ilişki ânında beyindeki düşüncelerin ve hayallerin, çocuğun fizyolojisinde, ruhunda etki yaptığı, ölçülebilen ve bilinen tespitler arasındadır.

Dünyayı koruyan ozon gibi, insanı da koruyan bir tabaka var. Bu tabakaya "Enerji Kalkanı", "Enerji Alanı" denir. Amerika, Çin, Rusya, Japonya, Güney Kore ve Fransa'da inkişaf etmiş olan kozmik bilime göre insanın etrafında MR, ultrason ve termal aletlerle ölçülebilen bir enerji boyutu var. Bugün bu, teknolojik olarak da görüntülenebilmektedir.

Bununla uğraşan uzmanlara "ekstrasens" denir. Dünyada "ekstrasensler ittifakı" olup bu kitabın yazarları da bu ittifakın diplomalı uzuvlarıdırlar. Bu uzmanlar enerji alanını görme yeteneğine ve istidadına sahip olabilirler. İnsan müspet enerjisini ve saflığını arttırabilirse enerji alanını görebilir.

Normal bir beynin çalışmayan 8/9?luk kısmında bu sırlar gizlidir. Üst ile alt beyinden önemli olan, alt beyni çalıştırmaktır. Şu an beynimizi 1/9 oranında çalıştırabiliyoruz. Alt beyne, diskete saklar gibi bilgileri saklamak, kaydetmek gerek. Gerektiği zaman müspetler aracılığı ile oradan bilgiler alınır ve kullanılır.

Binlerce yıl önce bugünkü gerekliliği tartışılan bilgilerle yüklenmeyen insanlar, daha bilgili, sağlıklı yaşamışlar ve teknolojideki üstünlükleriyle İnka, Aztek, Sümer gibi medeniyetleri yaşamışlar. O zaman niye sormuyoruz? Bize öğretilen bu bilgiler yoksa maksatlı mı öğretiliyor?..

Belagat ilmi bununla bağlantılıdır denilebilir.

İnsan Hücresının Özellığı

Kozmik bilime göre her insan, bitki ve hayvan hücresinin yaydığı dalga boyu ve enerji; yaş, ilahi rabıta gibi etkenlere göre değişme gösterir. Tepla Vizir -termoskopi, ısı ölçme aleti- denilen termal aletlerle bunun ölçümü yapılabilir. Hücre içinde de elektron, nötron, proton var. Hücre sıkılıp, kasılıp, gevşemeyle çalışır. Kinetik enerji ortaya çıkar ve iğne ucu kadar yerdeki milyonlarca hücreye rezonans etkisi yaparak onu etkiler ve uyarır. Dolayısıyla bu hareketle hücre, hareketini devam ettirmeye başlar ve böylece görmeye, konuşmaya, ağlamaya, hareket etmeye, gülmeye başlarız.

Eğer kinetik enerjimiz yukarıda uzun uzun anlatılan sebeplerden dolayı azalır, etkilenir, bloke edilir, etki altına alınır veya biterse, hücre çalışamaz, dolayısıyla ceset fiziken ölür. Bunun, sadece bitki, hayvanlar değil, sanayi ciheti de vardır.

Bu dalga boylarına ait frekanslar bir cep telefonuna, bir bilgisayara veya bu fonksiyonları taşıyan herhangi bir elektronik alete yüklenebilmekte ve karşı tarafa gönderilebilerek insanların hücreleri etkilenebilmektedir.



Kozmik araştırmalar merkezinde "know-how" teknolojileri ile üretilmiş bu aletler ve çipler mevcut olup halen işçilerce, bizlerce ve uygun görülen kişilerde "korunmak" amacıyla kullanılmasına müsaade edilmektedir.

Bu teknoloji bugün, Rusya, ve ABD'de ilmî araştırmalarda kullanılmaktadır. Türkiye'de bu hücre hareketlenmelerinin ve fonksiyonlarının bozulmalarını ölçebilecek aletler çeşitli birim ve hastanelerde mevcuttur.

Burada okuyucularımıza şunu da hatırlatmak isteriz: Bıçağın ve her şeyin iki yüzü olduğu gibi bu teknoloji de müspet ellerde müspet sahada kullanılabileceği gibi, tersini de söylemek mümkündür?

Ruh ile beden arasındaki ilişki bir bakıma ses ile mana arasındaki ilişkiye benzer. Ses mananın bedeni olup fanidir; mana sesin ruhudur, bakidir?

Şu an hem insanları, hem hayvanları, hem de bitkileri ve diğer canlı ve cansızları da etkileyebilecek diğer dalga boyları da bu merkezin tıp ve sanayi alanındaki uzmanlarından Elmas Maranki ve Ahmet Maranki?deki aletlerde yüklü olup dünya insanlığının hizmetine sunulmak üzere Türkiye'ye getirilmiş ve Kozmik Araştırma Merkezinin Türkiye şubesinin açma çalışmaları yürütülmektedir.

Kozmık Korunma-terapı

Bu gibi hadiselerde ilahi kitaplarda belirtildiği veçhile diğer yaratılanlarca yapılan nazarlardan yani bakış ve planlı tesirlerden korunmak için elimizle etrafımızı çevirip şekillerle, kelimelerle, manalarla, kokularla, taşlarla, renklerle korunmaya almamızın, resullerin de bir metodu olduğu biliyoruz.

Asrımızın teknolojisinin kirliliği ve karşısındaki korunmayı ?beyin gücü?müzle ve ?düşünce?lerimizle de başarabiliriz.

Piramit ve kristallerle ve bunların enerji boyutlarını harekete geçirerek de korunabiliriz.

Bedendeki izafi noktalarla hayatımıza yön verebilir, ömrümüze ömür katabiliriz.

Teknik olarak da hazırlanabilen birtakım kozmik bio prepatlarla, ibadetle, zikirle, sporla, yoğunlaşmayla, planlı duruş ve hareketlerle birtakım maddî ve manevî olumsuzluklardan bedenimizi koruyup enerji alanımızı yani enerji kalkanımızı güçlendirebilir, muhafaza altına alabiliriz.

Bitkilerden hazırlanan suları yağları kök, dal, yaprak ve tohumlarından uzmanlarca hazırlanan bitkisel drop ve doğal vitaminlerle de enerji kalkanımızı güçlendirip korunabiliriz.

Kitapta bahsedilen "Elmar" hareketi bedenin gücünün arttırılmasında ve enerji merkezlerinin açılmasında en basit, fakat yapılan ölçümler sonunda kesin çözüm üreten bir yöntemdir.

Bilim adamlarınca reşit olmayan -sabi- çocukların idrarları müspet olup yoğun menfi boyuttaki "çözümsüz hastalıkların" tedavisinde kullanıldığı görülmüştür?

Uzakdoğu?da "sülüklerle" bazı tedavilerin yapıldığı tespit edilmiştir.

Kozmik bilime göre vücuttaki hastalıklar menfi enerjilerin birikmesinden, bedendeki müspet menfi dengesinin bozulmasındandır.

Bacak bacak üstüne atmak, kolları bağlamak, elleri bağlamak enerji kilitlenmesine ve dar dönüşüme sebep olduğundan uzuvlarda rahatsızlık oluşturulabilir. Bunun gibi hareketlerin yer ve zamanına göre çok veya az olarak kullanma oranına göre bedene fayda ve zararları olabilmektedir.

Ayak ve el parmaklarını, kafayı, boyunu, çeneyi kısaca oynak ve eklem yerlerini âni olarak çıtlatmak, halk tabiriyle kütürdetmek menfi enerji birikmesinin tesiri ile olduğundan âni enerji farklılıklarına sebep olarak tehlikeli sonuçlara sebep verebilmektedir. Müdahale edilmemelidir.


Bunların dışında yazarak anlatılması mümkün olmayan pek çok metotlar mevcuttur.

Bu konuyu yazdır

  GELECEĞİNİZİ GÜÇLENDİRİN
Yazar: Emka - 09-04-2017, Saat: 11:02 - Forum: NOTLAR - Yorum Yok

İleriye doğru ilerlemek ve insan varlıklar olarak tekamül etmek için korkularımızı çağırmalı, onların sırrını çözmeli ve salıvermeliyiz. Bu, Yükseliş sürecinin büyük bir parçasıdır. Bu çok büyük dönüşüm günlerinde çok hızlandık, deneyimin insan spektrumundaki her korku, yüzleşmemiz için içimizin derinliklerinden ortaya çıkıyor.

Korkularımızla yüzleşmek içsel güç ve cesaret gerektiriyor. Korkunun bizi kontrol etmesine veya bizi engellemesine izin vererek, korktuğumuzdan daha fazlasını kaybediyoruz.

Aşağıda, korkunun kendisinin kökenine hitap edebilmeniz için korkuları ortaya çıkarmak için basit bir meditasyon egzersizi var. Çoğu zaman sahip olduğumuz korkular belirsizdir ve olduklarını ?düşündüklerimiz? değildir. Korkularınızı keşfedin, onlara meydan okuyun ve eski geçmiş modelleri bırakmanız için onları kucaklayın.Geçmiş korkuları bırakmak bize daha büyük berraklık ve sonra kişisel güç getirir.

224451.jpg


 > Gözlerinizi kapatın.

 > Korkuyu teşhis edin/tanıyın. Nedir ?

 > Korku ile temas kurun.

 > Korku ile ilgili ne deneyimliyorsunuz ve fark ediyorsunuz ?

 > Dirençleri fark edin.

 > Dirençlere bilinçli olarak izin verin ve salıverin. Şimdi korku ile ilgili neyi fark ediyorsunuz ?

 > Bir kapı hayal edin, kapının diğer tarafında bu korku var. Korkunun uzun zamandır görmediğiniz bir arkadaş olduğunu imgeleyin, geçmişte sizi koruyan bir şey.

 > Şimdi korku ile ilgili fark nedir ?

 > Şimdi, kapıyı açın ve korkuyu karşılayın. Nasıl hissettirdiğine daha fazla dikkat edin. Ona bir şeyler sunun, ne istiyor ?

 > Şimdi kalbinizi açın ve küçük bir çocukmuş gibi korkuyu kucaklayın. Ona sarılın, kucaklayın, onu rahatlatın. Bu korkuya ne söylemek istersiniz ?

 > Farklı olan bir şeyler var mı ? Bu korkuyu karşılamaya, tamamen kucaklamaya ve sevmeye istekli olursanız, neler mümkün olur ?

Bu korkuyu gerçekten kucaklamak için bir karar verin. Onu arkadaşınız yapın. Yapmaktan korktuğunuz bir şeyleri yapın. Bu korkuyu size hatırlatan küçük sesin farkında olun. Onu kucaklayarak, kendi yolunuzu seçiyorsunuz. Korkunuzu kucaklamak yaşamı her zaman istediğiniz gibi yaşamanız için sizi özgürleştirir.


Daha da ötesi, korkularınız ile yüzleşmek ve daha büyük kabule sahip olmak bilinçaltınızdaki eski korkuları ve eski alışkanlıkları daha yüksek modellere yeniden programlar. Aynı tetikler, daha önce oldukları gibi artık orada olmazlar. Bu şekilde duygusal yük temizlenir ve büyük ferahlama veya nötralite hissedersiniz.

Bu konuyu yazdır

  Kendi Güç Piramidinizi Yaratın ve Akışınızı Düzenleyin
Yazar: Emka - 08-04-2017, Saat: 22:31 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Başmelek Mikail ~ Ronna Herman kanalıyla



Michael'in Söylemi

Şimdi Güç Piramidinizi oluşturmanıza yardım edeceğiz, şifa, beslenme almak için   arzu ettiğiniz şeyleri yaratmak için ve ayrıca karşılaşabileceğiniz herhangi bir durumun veya zorluğun İlahi Çözümünü aramak için sessiz bir zamanınızda ve uyku zamanınızda güç Piramidinize girebilirsiniz.

Arzu ettiğiniz şekilde, bir Işık Piramidi hayal edin. Niyetiniz ile, bu piramidin beşinci boyutta tezahür etmesini ifade edin. Piramidinizin üzerinde bir kapak taşı var ve o spirallenen - Işığın Rainbow Işınını içeriyor, bu ışın Baba/Anne Tanrının tüm renklerini, erdemlerini ve niteliklerini kapsıyor.

Piramidinizin içine girerken, etrafa bakının: duvarlar ve taban içsel bir Işık yayıyor ve çember şeklinde dizilmiş on iki tane kristal iskemle var. (zaman zaman daha fazla iskemle ekleyebilirsiniz). Merkezde Kristal bir Masa var ve masanın üzerine yattığınız zaman, bedeninize mükemmel uyuyor. Masanın merkezinin üzerinde asılı olan muhteşem bir berrak kuvars kristali var. Kristalin her iki ucu kesme ve üst bölümü piramidin kapak taşına nüfuz ediyor.

Bu, piramidinizin temel yapısıdır. Ancak, Kutsal Tapınağınızı ziyaret ederken sizin kendi kişisel dokunuşlarınızı eklemenizi ve onu kendinizin yapmanızı öneriyoruz.

Piramidinizi nasıl etkin şekilde kullanacağınızın bir çok örneğini vereceğiz.

Bir Başkası İle Anlaşmazlığı İyileştirmek

Diyelim ki yaşamınızdaki biri ile çatışma durumundasınız. Meditatif bir halde, Kutsal Piramidinize gidin; kristal iskemlelerden birine oturun ve diğer kişinin odanın diğer tarafından oturduğunu imgeleyin, Kristal masa merkezde olsun. O kişinin Yüksek Benliğinden size katılmasını isteyin, o kişi ile bir diyalog kurmak isteyebilirsiniz. Lütfen, egonuzu pasif bir moda getirin ve yönetici olarak Ruhunuz ile kalbinizden konuşun.

Durumunuzu tarafsız olarak ifade edin. Ve sonra durumu Kristal Masanın üzerine yerleştirin, her ikinize de hizmet eden en yüksek sonucu getirecek İlahi Çözümü isteyin. Dönüşümün Mor Alevinin masanın altından alevlendiğini, parladığını, durumu çevrelediğini, düşünce formu/durum içindeki enerjileri uyumladığını ve dengelediğini imgeleyin.

Şimdi, Kristal Masanın üzerindeki Büyük Kristalin parıldamaya başladığını ve Altın Işık demetinin aktığını görün [ışık demetlerini şimşek ve yıldırım şeklinde imgeleyebilirsiniz] Öncelikle, bu Işık demetleri Kristal Masaya ve duruma odaklanıyor. Sonra her ikinize yayılıyor, en sonunda odayı dolduruyor. İlahi Kaynağın enerjisine erişmiş olacaksınız. Ve siz, diğer kişi ve durum Yaradılışın kozmik Yaşam Gücü ile yüklenecek.

Sonra, sonucu Ruh un bilgeliğine bırakmalısınız. Otomatik pilota geçmelisiniz diyebiliriz, nereye gideceğiniz veya sonucun tam olarak ne olacağını bilemiyorsunuz, ama sonucun en yüksek düzenden olacağına güveniyorsunuz.


piramit-gucu-enerjisi-1.jpg


Kendinizi İyileştirmek

Eğer fiziksel bedeninize odaklanmayı dilerseniz   hastalık veya dengesiz bir durum   Kristal Masanın üzerine uzanın. Arzunuzu bildirin, genel ayarlanma için özel bir şey olabilir. Yüksek Benliğinizden veya BEN İM Varlığınızdan kozmik şifacınız olmasını ve Mor Alev sizi sararken ve sonra Işık demetleri aktive olurken işlemi gözetmesini isteyin.

Bu, fiziksel yapınızdaki herhangi kalıntı etkili negatif enerjileri salıverme işlemini büyük ölçüde güçlendirir ve hızlandırır ve Işık bedeninizi inşa eder. İzinleri olmadan başkalarını Kristal Masaya yerleştiremezsiniz (veya bazı özel durumlarda onların Yüksek Benliklerinden izin alırsınız).

Karar Verme ve Tezahür Ettirme

Bir karar vereceğiniz zaman ve vizyonlarınızı ve isteklerinizi somutlaştırmak ve enerjilendirmek için Güç Piramidinizde zaman geçirin. Burada, Birlikte   Yaratımın bir Üstadı olarak ustalaşırken, kendi en dinamik formunda Tezahürün Evrensel Yasalarını kullanabilirsiniz.

Tüm alanlarda gelecek vizyonunuzu aydınlatarak zaman geçirin: spiritüel, zihinsel, duygusal ve fiziksel   Tezahürün yasalarını anlayışınızı Güç Piramidinizde uygulayın ve mucizelerin ortaya çıkışını izleyin.

Eğer bir duruma bir grup dahil ise   örneğin, aile içinde veya iş yerinde   herkesin kristal iskemlelere oturduğunu görün ve durumu merkeze yerleştirin. Her bir kişinin Yüksek Benliğinden onların arkalarında durmalarını ve süreci gözetmelerini isteyin.

Yine, durumu Kristal Masanın üzerine yerleştirin, herkes için en hayırlı sonucu isteyin. İlahi Çözümün gerçekleşmesini isteyin. Ve sonra durumun enerjisine odaklanarak gerektiği kadar zaman geçirin. Mor Alevin onu sihirli bir şekilde nötralize ettiğini ve Ruhun şimşeklerinin onu en yüksek formuna dönüştürdüğünü görün.

Bazen Güç Piramidinizde kendi kendinize olmayı dileyebilirsiniz, diğer zamanlarda piramidinizi dilediğiniz boyuta genişletebilirsiniz, çok sayıda insanı ve hem küçük hem de büyük, ifadenin en yüksek formuna dönüştürülmesi gereken durumu piramidin içine getirebilirsiniz.

Beşinci   boyuttaki güç Piramidinize erişerek, üçüncü boyutun negatif, çarpıtılmış enerjilerini ve dördüncü boyutun çelişkili, belirsiz enerjilerini bypass ediyorsunuz.

Sevgili dostlar, Ruhsal Benliğinizi bütünleştirirken ve kademeli olarak benötesi olurken, Işığın çok boyutlu Varlıkları oluyorsunuz. Bir çoğunuz Solar   Benliğinizi ve Galaktik   Benliğinizi bütünleştirdiniz ve Kaynak   Benliğinize erişme yolundasınız. Yükseliş bununla ilgilidir, Sevgililer; Dünya olarak adlandırılan rüya ülkesine iniş yolunuzda bıraktığınız Benliğin bir çok harika fasetlerine sahip çıkmak.

Ne kadar görkemli olduğunuzu biliyoruz ve muhteşem potansiyelinizi görüyoruz. Dünyamıza adım atın, sevgili kalpler; sizi selamlamak için bekliyoruz.


Ben Başmelek Mikail im.

Bu konuyu yazdır

  Kehanet Küre ve Duru görü Hakkında Bilmedikleriniz
Yazar: Emka - 08-04-2017, Saat: 16:30 - Forum: DURUGÖRÜ - Yorum Yok

İleri seviye duru görüde insanlar astraldeki görüntüleri dünyaya aktarıp gelecek hakkında yorum yapabilirler. bazense bu uyanık halde iken saliselik çıkışlar ilede mümkün olabilir. 

Kristal Küre veya Kum Diski ile Vizyon Görmek

Durugörü çalışmalarının vazgeçilmez unsurlarından biri hiç şüphesiz ki kristal kürelerdir... Çok eski çağlardan günümüz parapsikoloji laboratuvarlarına kadar durugörü çalışmalarında hep kristal küreler birinci sırayı almışlardır.

Kristal bir küreye sahipseniz, onu kullanmadığınız zamanlar siyah bir kadifeye sararak kapalı bir kutu içinde ve karanlık bir yerde saklamanızı öneririz. Sizden başka hiç kimsenin onunla çalışma yapmasına izin vermeyin. Ve hiç kimseyi ona dokundurtmayın. Bütün bu önlemler, sadece sizin tesirlerinizin onun üstüne sinmesini sağlamak içindir...


fe4c608c-4a77-4df9-8417-77c41451555f.jpg


Kristal kürenin bu denli tercih edilmesinin nedeni, durugörü çalışmalarında çok güzel sonuç vermesinden dolayıdır. Ancak gerçek bir kristal kürenin maliyeti yüksek olduğu için onun yerine; kum diski, siyah ayna, içi su veya siyah mürekkep dolu bir kase, ortasında mat siyah boyayla boyanmış bir daire bulunan bir tabaka beyaz karton, camdan ya da plastikten yapılmış küreler, ve benzeri başka objeler de kullanılmaktadır. Hatta ellerinin baş parmağının tırnağını kullanan durugörü ******ları da vardır...

Kristal küreden sonra durugörü çalışmalarında kullanabileceğiniz en iyi objelerden biri kum diskidir. Siz de kendi kum diskinizi evinizde kendiniz yapabilirsiniz. Kum diski yapmak için 17x17 cm kare ebadında, sağlam beyaz bir karton alın ve merkezinden 12cm çapında bir daire çizin. Dairenin içine bir tabaka yapıştırıcı sürün ve yapıştırıcı kurumadan üzerine ince deniz kumu serpin. Kuruduktan sonra kum diskiniz hazır demektir.


Bazı araştırmacı ve deneyciler, kum diskinin hiç yansıma yapmamasından dolayı kristal küreden bile daha fazla tercih etmektedirler. Durugörü deneylerinizde hangi objeyi kullanırsanız kullanın, mutlaka hepsini siyah bir kadifenin üzerine koyarak çalışmalara başlayınız..

Bu konuyu yazdır

  Mistik Ruhçuluk - Siz de Atlantisli misiniz?
Yazar: Emka - 08-04-2017, Saat: 16:25 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Kırk yılın Spiritüalizm´i yani Ruhçuluk´u biraz kılık değiştirdi belki de revize oldu. İngiliz felsefeci Dr. Benjamin Ray bizlere ruhlarla ilişki kurmanın mümkün olmadığı oldukça farklı bir anlayış getiriyor. Reenkarnasyonun, Atlantisliler´in ve kozmik yasaların yer aldığı bu sistem aynı zamanda ölüme bir anlam getirirken yanısıra da ölüm korkusunu yumuşatmaya çalışıyor. İnsanlığın en büyük trajedisi ve toplu olarak karşı çıktığı tek olay ölümdür; insan ölüme karşı isteksiz ve korku doludur, karşı çıkmak için çaresizce elinden geleni yapar ve yaşamını uzatmaya çalışır. Ama bu çaba anlamsız ve yetersizdir öte yandan fizik bedenin aktivitesi de yaşamın bir oranda garantisidir.


new-atlantis.jpg


Ölüm korkumuzun temelinde bilinmeyenin korkusu ve çaresizlik önemli bir yer tutar; ötede hiçbirşeyin olmadığı daha da ürkütücüdür. Yüzyıl boyunca sayısız ruhçu yani spiritüalist gruplar, tüm bu karamsar tabloya rağmen, geniş bir inanç sistemini oluşturarak ölümden sonra bir çeşit yaşamın sürdüğünü iddia ettiler. Entellektüel kabullerin temelinde, yeni ve taze bir yaşama uyanış vardır; buradan da reenkarnasyon düşüncesi ve inancı doğar. Bilimsel olarak kesinleşmemiş tanıklıklara ve metafizik bilgelerinin yüzyıllardır süren söylevlerine rağmen, büyük geçişin korkusu hiç azalmadan sürmektedir. Ne denirse denilsin inanılan istisnasız herşey, yaşamın gerçeklerinden çok uzaktır ve gerekli güveni sağlayamaz. Kimliğimizi silmesi. ölümün bir diğer kötü yanıdır. Eğer kişiliğimizin ve deneyimlerimizin ölümsüzlüğü bir şekilde kanıtlanabilse ve ölümden sonraki varlığımızdan emin olsak, kimlik yokolması korkusundan kurtulacak ve ölüm korkusu büyük oranda azalacaktır. Eğer ölümden sonra yeni ve temiz bir yerde var oluyorsak, kişiliğimiz daha canlı olacaktır ve bu yaklaşım biçimi varlığımıza üst düzey bir anlam getirebilir ve o zaman ölümü bir beklenti olarak tanımlar ve de iyiye doğru bir değişimi umud ederek kabullenebiliriz.


O zaman insan zekasına ve milyon yıllardır yaşamasını sağlayan iç güdülerine güvenerek belki ölüm ötesi bir yaşamı düşlememizin doğru olabileceğini kabul edebilir ve yola çıkabiliriz. Ölüm ve fiziksel yaşam tematik olarak mükemmelliğe doğru giden sonsuz bir yolculuk olabilirler ama ölüm güründüğü şekliyle bu yoldaki deneyimi kısıtlamaktadır. Fizik dünyamızda özgürlüğümüzün kısıtlı olduğu görünümü vardır, bilincimiz çok yaygın bir görüşle sınırsızdır. Bilgelere göre deneyimlerimiz bize gerçeği öğretirler ve ölümün büyük bir özgürlük olduğunu telkin ederler. Ölümü kabul etmeyi öğrenirsek, liberal, yeni ve anlamlı bir yaşamı da kabullenebiliriz.

Bu konuyu yazdır

  FİZİK BEDENİNİ KUTSAL IŞIK BEDENİNE ÇEVİRMEK
Yazar: Emka - 08-04-2017, Saat: 15:23 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Fizik bedenimiz, Tanrı?nın yarattığı ve ruhunuzun bedenlenmeden (enkarne olmadan) önce seçtiği kutsal bir amacı gerçekleştirmek için fizik maddeyle birleşmiş olan ışığın kutsal bir enstrümanıdır. Günlük hayatınız belki size dünyasal geliyor olabilir, ilahi ruhun yolunda çok küçük bir yeri var zannedebilirsiniz olağan hayatınızın; ama bir gün anlayışlarınızın üzerindeki bu örtü kalkacak ve ruhunuzun yayınının ve güzelliğinin olanca ihtişamını Tanrı?nın bir çocuğu olarak görecek ve derinden hissedeceksiniz.

Bu farkındalık hali ilahi doğanızdan gelerek tezahür ettiğinde, geçmişteki Tanrı Sevgisi?yle uyumsuz olan eylemlerinize bakıp utanç ve vicdan azabı hissetmeye de başlayabilirsiniz. İşte bu, kalbinizi daha da açarak gerçek duygularınızı hissedebilmeye başlamanızın, şifa ve affedilme için dua etmenizin zamanının geldiğini gösterir. Kim olduğunuza dair gerçeği gördükçe ve hissettikçe, içinizdeki ışık açığa çıkacak, acınızı dindirecek ve Tanrı Sevgisi?yle uyumsuz olan eylemlerimizle yaratabildiğimiz negatiflik döngüsünden bizi kurtaracaktır.

Bugün, Dünya Gezegeni?nde büyük bir değişim gerçekleşiyor. Şimdiye dek bu değişim büyük oranda görünmeyende gerçekleşiyordu, tabi gerçekliğin diğer boyutlarını algılayabilenlerin dışında kalanlar için. Şimdi ise bu değişimler fizik gerçeklikte daha belirgin bir şekilde tezahür etmeye başlıyor ve dünyadaki her bedenlenmiş ruh da buna paralel bir değişim sürecini deneyimliyor. Tanrı Işığı?nın yüksek boyutları dünya gezegeninin atmosferine giriyor ve tüm fizik maddenin atomaltı frekanslarını hızlandırıyor.


isikbeden-slide-1.jpg


Bu, küresel iletişimi artıran teknolojilerin gelişmesi ve dünyaya yönelik daha büyük bir kolektif anlayışın oluşmasıyla birlikte tüm yaşantımıza hayat veren gezegenimizi koruma adına hissettiğimiz sorumluluk duygusunun artışı gibi pek çok şekilde tezahür eden bir ?hızlanma? hareketi olarak da görülebilir. Bu hızlanma aynı zamanda fizik bedenlerimiz üzerinde de büyük bir ?arınma? etkisi? yaratıyor, bu etki de bizleri Tanrı Sevgisi?ne ve ruhsal gerçekliklere daha da açan değişimlere neden oluyor ve taşıdığımız duygusal ve fiziksel zehirlerden varlığımızı temizliyor.

Daha yüksek bir ışığın hızlandırıcı etkisini hisseden bazıları var. Bahsettiğimiz etki bu kişilerde geçmiş duyguların, düşüncelerin ve fiziksel semptomların dalgalanmasına neden oluyor. Eğer bu durumu yaşayanlardansak, kendimiz için destekleyici ortamlar yaratmak önemlidir, böylece neler olduğunu anlayabilmemiz için yardım alabilir ve bedenimizi, zihnimizi ve ruhumuzu temizleyip şifalandırabiliriz. Bu değişim döneminde destek alma olanağı daha da fazla, çünkü Tanrı?nın Işığı uyanmakta olduğundan, insanlığa değişiminde yardım etmek için pek çok ruh bedenlendi.
Dünya tarihindeki bu çok önemli zamanda, hepimizin fizik bedenleri bir değişim sürecine giriyor, böylece Tanrı Sevgisi?yle daha büyük bir uyum içinde titreşebileceğiz. Bedenlerimiz, kendimizi şifalandırma sürecimizi ve diğerlerine de şifa verme yeteneğimizi büyük oranda hızlandırabilecek ışık bedenlere dönüşüyor.


Bu süreçte ve Tanrıya olan inancımızda, yolumuzu daha da açmaya yardımcı olacak destekler giderek artıyor, sevgi ve arınmışlık dolu bir hayat sürme isteğimiz doğru insanları ve bu süreçte bize yardımcı olacak kaynakları kendimize çekmemizi sağlayacaktır. Her birimiz daha da ışıkla doldukça ve Tanrı Işığı?nı ve Sevgisi?ni başkalarına yansıtabilir hale geldikçe tüm gezegenimizin şifa bulmasına yardımcı olacak olan değişim için olumlu birer güce dönüşebiliriz.

Bu konuyu yazdır

  AURANIZI GÜÇLÜ KILMAK
Yazar: Emka - 08-04-2017, Saat: 13:55 - Forum: Aura - Yorum Yok

İyi bir algılayıcı olmak için ilk adım,şuurlu zihnimizi sakinleştirmeyi öğrenmektir.Bu çalışmalardan zevk almasını bilmelisiniz çünkü bir oyun gibidir.Her hangi bir alıştırma üzerinde çok zaman harcamayın çünkü aynı alıştırmayı tekrar tekrar yapmak yerine,çabucak birinden diğerine geçmek daha iyidir.Bu alıştırmaları kesinlikle kendinizi zorlamdan,rahat ve huzurlu bir zihinle yapmalısınız.Yorgun yada keyifsiz olduğunuz zamanlarda kesinlikle alıştırma yapmayın.Sıkıntı,stres ve her türlü heyecansal halleriniz telepati yeteneğinizin su üstüne çıkmasına engel olur.Bu nedenle mümkün olduğunca sakin bir şuur hali içinde çalışmalarınızı sürdürün.Parapsikoloji Laboraturlarında yapılan çalışmalarda,telepati alıştırmalarını sakin bir zihinle yapmayan araştırmacıların psişik güçlerini,yanlış cevaplar verecek şekilde kullandıkları tespit edilmiştir.Bu durumda insanlar,psişik yeteneklerini çalışmaya katmadan rasgele yaptıkları tahminlerin ötesine geçememişlerdir.

Telepatik alış,özellikle duygusal olarak birbirlerine yakın olan kişilerin arasında daha kolay ortaya çıkabilmektedir.Psişik çalışmalarınızı sürekli aynı odada yapınız.Böylece odanız sizin enerjilerinizle dolar ve başka enerjiler orada barınamaz.Odanızın aurası gün geçtikçe daha yüksek seviyeli bir hal alacaktır.Çalışma yaptığınız odanın aurasını düşürmemek için kesinlikle,o odada münakaşalara girmeyin, kızgınlık, öfke, kin, kıskançlık gibi negatif enerjileri odanızda üretmeyin ve başkalarının da üretmesine izin vermeyin. Fırsat buldukça odanızda pozitif enerji yayma çalışması yapın. Gevşedikten sonra tüm odanızı temizleyecek olan sevgi,şefkat,merhamet gibi pozitif yüklü enerjilere konsantre olun.Odanızda özellikle çalışmadan bir saat önce sadece mavi bir ışık yakın. Mavi rengin enerjileri polarize etme özelliği vardır. Ruhsal olgunluğunuz arttıkça sizi saran biyomanyetik enerji alanınız yani auranız da buna bağlı olarak güçlenecektir.Bu da bilgilerinizin artmasıyla doğru orantılıdır.

Auranızı güçlendirici imajinasyon ve telkin çalışmalarında bulunun.Kendinizi pozitif bir enerji alanıyla sarabilirsiniz.Bunu yapmak için gözlerinizi kapatın,gevşeyin ve kendinizi parlak bir ışıkla çepeçevre kuşatılmış olarak imajine edin.Beyaz ışığın,hem ön hemde arkanızdan genişleyerek başınızın üstünden geçtiğini ve ayaklarınızın altına kadar sizi kuşatmasını isteyin.Beyaz ışık olumsuzlukları yok etme gücüne sahiptir.Koruyucu bir kalkan görevi yapar.

maxresdefault.jpg


Egzersiz 1

Bu uygulama için bir verici ve bir alici gerekiyor.İlk olarak verici ve alicinin birer kağıt kalemi olmalı.Verici çizmeyi kararlaştırdığı nesneyi önce zihnide çizmeli sonra kağıda çizmeye başlamalı,çizerken de onu alıcının zihnine yansıttığını düşünmelidir. Alıcı ilk zihinsel görüntüyü alınca çizmeye başlamalıdır. İlk telepati denemesinde alıcının çizdiği,vericininkinin aynısı olmasına gerek yoktur,sadece mantıksal bir benzerlik olması bile yeterlidir.

Egzersiz 2

İnsanlarda telepatik yeteneğin bulunup bulunmadığının ortaya çıkarılması ile ilgili,laboratuarlarda yapılan denemelere çok benzer bir testte budur.Eğer bu çeşit bir denemeden daha önce geçmediyseniz,telepati çalışmalarınıza başlamadan önce bunu uygulamanız isabetli olacaktır.Her şeyden önce zihni tüm düşüncelerden arındırmalısınız.Teste başlamadan önce birkaç dakika tam bir sessizlik ve sükunet içinde bedeninizi ve zihninizi dinlendirmelisiniz.Test için kağıt,kalem,bir takım Zener kartı (Zener kartınız yoksa kendiniz de yapabilirsiniz.Yeter ki ters çevirdiğinizde ön yüzlerinde hangi şeklin bulunduğu belli olmasın.Bunlar üzerlerinde beş ayrı şekil 'artı-daire-kare-yıldız-dalgalı' taşıyan 25'lik bir deste karttır.),sessiz bir oda,iki iskemle,bir küçük masa gereklidir.Süjeyi rahat bir iskemleye ve odanın bir ucuna oturtun.Test sırasında alıcıyla verici arkaları birbirine dönük olarak oturmalıdırlar.

Göndericinin önünde, üzerinde Zener kartları bulunan küçük masa ve her iki süjenin elinde birer kalem bulunmalıdır.Verici süje kartları karıştırarak, içlerinden birini zihnine projekte ettiğini hissedince kalemiyle (hazır olduğunu belirtmek için) masaya bir defa vuracak.Bunun üzerine alıcı süje,vericinin zihnine hangi şeklin projekte edilmiş olduğunun 'görmeye'çalışacaktır.Bunu gördüğü zaman,alıcı süje önündeki (yada elindeki) kağıda yazacak ve bunu belirtmek için kalemiyle bir yere vuracak ki,verici zaman geçirmeden ikinci kart konsantre olsun ve deney bu şekilde 25 kart tamamlanıncaya kadar devam etsin. Her bir kart üzerinde en az 30 sn konsantre olarak düşünülmelidir ve vericinin konsantrasyonu çok önemlidir. Vericinin deney sırasında zihnini meşgul etmemelidir.Alıcı şahıs kesinlikle mantık yürütmeden içine doğacak olan düşünceyi beklemelidir.Hem alıcının hemde vericinin gözleri açık yada kapalı olabilir ancak,verici için gözlerin açık olarak şekle bakması daha iyidir.Böylece konsantrasyonunu daha iyi sağlayacaktır.

Egzersiz 3

2-3 adetin doğru olarak bilinmesi tesadüfle açıklanabilir. Bir kaç deneme sonunda eğer bu oranın üzerine çıkılamıyorsa çalışmadan gerekli verim alınamıyor demektir.Bu alıcıdan yada vericiden kaynaklanabilir.Böyle bir durumda eşler birbirine uyum sağlayamamış olabilir,eşlerin değiştirilip tekrar denenmesi yararlı olabilir. 5 adet,kritik bir sayıdır.Bu yüzden bu sayıya 'sınır rakamı' denir.İlk çalışmalarda bu sayı yeterli olmasına karşın, bir kaç ay içinde bu sanır aşılamıyorsa yine çalışmalarınızın veriminin yeterli olamadığını düşünebilirsiniz.Eşinizi değiştirerek denemelere devam edebilirsiniz.

5-10 adet, telepatik algılama yeteneğinizin çalışmaya başladığını gösterir.Denemelere devam ettikçe, oranınızın arttığını göreceksiniz. Başka eşlerle de denemeler yaparak daha verimli algılamalar yapabilip yapamadığınızı kontrol ediniz.Veriminiz artmıyorsa aynı eşle devam ediniz.Bu noktada verici olmaya mı yoksa alıcı olmaya mı yatkınsınız, kesin olarak bir ayırım yapmanız gerekiyor.Hangisine daha yatkınsanız o yönde çalışmalarınızı sürdürünüz.

10-15 adet,telepati yeteneğinizin varlığını gösteren yeterli orandır. 15-20 adet,ileri seviyede telepati yeteneklerinin hem alıcıda hemde vericide gelişmiş olduğunu gösterir. 20-25 adet,çok ender olarak görülen ve tam başarının yakalandığı en üst seviyedir.Eşler arasındaki büyük uyumun da göstergesidir.

Bu konuyu yazdır

  NİSAN 2017 BURÇLARI NASIL ETKİLEYECEK
Yazar: Spiritüeller - 07-04-2017, Saat: 17:43 - Forum: Astroloji - Yorum Yok

KOÇ YÜKSELEN VEYA KOÇ BURCU:

Nisan boyunca burcunuzda kalacak olan Merkür, 10 Nisan’dan itibaren gerilemeye başlıyor ve tüm gerileme hareketini yine burcunuzda geçirecek. Diğer yandan Mars ve Merkür etkileşimi özellikle ay ortasına kadar sözlerinize, kendinizi ifade şeklinize dikkat etmeniz gerektiğini vurgularken, ticari konular, girişimler, anlaşma ve sözleşmeler, yakın çevreniz, kardeşlerle ilgili ilişkilerde kendinize hakim olmanız, sakin hareket etmeniz ve işle veya günlük hayatınızla alakalı konularda aceleyle ve düşünmeden hareket etmemeniz yerinde olur.

Bu ayın sizin için en önemli noktası öfkeyle kalkanın zararla oturacağını unutmamanız olmalı. Teknolojik konular, cihazlar, her türlü alet, bilgisayarlar, cep telefonları alımlarını 5 Mayıs sonrasına bırakmak doğru olacak. Diğer yandan bu aletlerle ilgili arızalar veya benzeri bir duruma karşı da ihtiyatlı olmak, bilgisayarlarda önemli bilgilerinizi yedeklemek yerinde olur. Duygusal konularda Venüs’ün gerihareketinin biteceği 16 Nisan sonrası rahatlamanız söz konusu iken, ilişkilerle ilgili iç hesaplaşmanız, karar vermeye, adım atmaya eğilimli olma durumunuz devam etmekte. Bu ay adım atarken temkinli olmanız gerektiğini aklınızdan çıkarmayın. 

Başkalarının sözleri, dedikodular, aslını tam bilmediğiniz konuşmalar veya sözlerle hareket etmeyin. Nisan YeniAy döngüsü de burcunuzda gerçekleşiyor ki Nisan ayını daha çok rutinde ve izleyerek, hareket etmeden önce durumları her yönü ile değerlendirerek geçirmenizi tavsiye ederim. Her şeyin gönlünüzce olması dileklerimle…

BOĞA YÜKSELEN VEYA BOĞA BURCU:

Maddi konular, sağlıkla ilgili durumlar, ilişkiler gibi sizin için hayli önemli konularda bir süredir sürekli sorunlar veya engellerle uğraşmanıza neden olan Venüs gerilemesi nihayet bitiyor. 16 Marttan itibaren duygusal ilişkiler, aşk konuları kadar maddi alanlarda da hızlanıyorsunuz. Ancak Merkür gerilemesinedeniyle 10 Nisandan itibaren ticari alanlarda temkinli olun. Eski konular fazlasıyla önünüze gelebilir ve bu eski durumlar ani masraflara, giderlere neden olabilir. Bu ay parasal konularda Venüs sizi rahatlatsa da ay ortasına kadar daha ağırlıklı olmak üzere giderlerle ilgili dengeleri iyi ayarlamanız gerekmekte. Vedik Astrolojiye göre Güneş’in ay boyunca bulunacağı pozisyon nedeniyle yaşam enerjiniz düşerken, kendinizi daha depresif ve mutsuz hissedebilirsiniz. Bu enerjiye yenilmeden, severek yapacağınız uğraşılara yönelmek doğru olur. Diğer yandan çalışma ve mesleki konularda mart başından bu yana devam eden sıkıntılar ve gerginlikler, kadınlar kaynaklı problemler sonuca ulaşıyor ve ay ortasından sonra bu alanlarda da rahatlıyorsunuz. 14 ile 17 Nisan arası sağlığınıza özen göstermek yerinde olacaktır. İlişkilerle ilgili 10 Nisan da gerçekleşecek dolunay sizi yoğun etkileyecek. 

10 Nisanla 17 Nisan arası ilişkiler, duygusal alanlar veya çocuklarla ilgili konularda ilginç gelişmeler yaşayabilirsiniz. Merkür gerilemesi yurtdışı konularıyla ilgili bekleyen veya adım atamadığınız konularda hızlanmanıza destek verecek. 14 Nisandan itibaren Vedik Astrolojiye göre burcunuza geçecek olan Mars enerjisi hızlanmanıza, aktif olmanıza neden olabilir. 

Mars enerjisi aile ve ev konularında çabuk hareket etme eğiliminde olmanıza neden olabilir ki Merkür gerilemesi nedeniyle bilhassa alım satımlarda dikkatli olmak yerinde olur. Her şeyin gönlünüzce olacağı Nisan ayı geçirmeniz dileklerimle…

020720140925218987926_2.jpg

İKİZLER YÜKSELEN VEYA İKİZLER BURCU:

İş ve kariyer açısından bir süredir devam eden inişli çıkışlı ve gergin etkileriniz Venüs’ün kariyer alanınızda düzelmesiyle rahatlamanıza ve tıkanan bir çok noktanın açılmasına, en önemlisi de hızlanmanıza neden olacak. Kadınlar, kadınlarla ilgili sıkıntılar, hatta düşmanlıklarla ilgili yaşadığınız tuhaf olaylar bitiyor. Bir süredir devam eden ilişkiler ve çevrenizle ilgili anlam vermediğiniz gelişmeler sizin bakış açınızın da değişmesiyle taşları yerine oturtmanıza, daha önce fark etmediğiniz bir çok durumun veya kişinin gerçek yüzünü fark etmenize neden olacak. Ay ortasından itibaren ilişkiler ve çevrenizle ilgili görmeniz, anlamanız gereken bir çok olaya şahitlik edeceksiniz. 

Merkür’ün burcunuzun yöneticisi olarak 10 Nisan da başlayacağı retro etkisi eğer kişisel haritanızda Merkür geri hareketli değilse, doğal olarak sizi biraz daha yoğun etkileyecek. Hayatınızdaki hedefler, maddi konular yeni adım ve girişimler adına önceden başlayan konular hariç yeni başlangıçlar yapmayın. Öte yandan sağlıkta merkür gerilemesiyle birlikte bağışıklık sisteminize, alerjilere ve akciğer, bronşlar gibi alanlara dikkat etmeniz çok yerinde olur. Bağışıklık sisteminize ay boyunca önem vermelisiniz. Duygusal konularda Venüs’ün ileri harekete geçeceği 18 Nisan’dan itibaren ters giden bir çok konunun düzelmesi, kendinizi daha rahat ortaya koyabilmeniz söz konusu. 

Nisan ayı sizin için arkadaşlar, sosyal çevre ve aile büyükleriyle ilgili bir çok gelişmeyi beraberinde getirebilir. Her şeyin gönlünüzce olacağı Nisan ayı geçirmeniz dileklerimle…

YENGEÇ YÜKSELEN VEYA YENGEÇ BURCU:

Kariyer alanınızda gerilemeye başlamaya hazırlanan Merkür 10 Nisandan itibaren iş ve kariyer konularında ilginç gelişmeler verebilir. Öncelikle eski konular, kontaklar, eski bir iş görüşmesi, önceden başlayan bir proje yeniden gündeme gelebilir. Devam eden görüşmeler adına da ani gelişmeler, beklemediğiniz durumlar olabilir ki sakin ve akılcı hareket etmeye bakın. Yurtdışı, yabancılar, seyahatler, eğitim veya hukuki bir konuda mart başından bu yana halledemediğiniz bir konu veya iş varsa, 16 Nisandan itibaren meselenin aniden hızlanması söz konusu. Maddi konularda özellikle seyahat, eğitim veya yolculuk masraflarına dikkat etme,  bu alanları iyi organize etmek yerinde olacak. Gelir gider dengelerinize ay boyunca özen gösterin. İş ve kariyer konularında önemli gelişme, beklediğiniz bir haber, anlaşma veya benzer bir durum ay sonunda gerçekleşecek 28 Nisan Yeni Ay’ı ile toparlanacak. Nisan ayında duygusal konularda özellikle ay ortasına denk gelen dolunay sürecinde dikkat etmeniz gerekmekte. Dolunay süreçleri sizi yoğun etkilemekte.

Burcunuzun yöneticisi AY, Nisan ayında Koç burcunda duygusal volümü yüksek bir dolunay süreci yaşatacak. 10 Nisan ile 17 Nisan arası ilişkiler, partnerinizle tartışmalar, ani kararlar, fevri çıkışlar yapmaktan uzak durun. Bu ay yeni bir ilişkiye başlamak adına 17 Nisandan itibaren etkiler daha destekli olacak. Her şeyin gönlünüzce olacağı Nisan ayı geçirmeniz dileklerimle…

ASLAN YÜKSELEN VEYA ASLAN BURCU:

Maddi konular, başkalarının kazançlarından beklediğiniz veya aldığınız alanlarda krediler, alacaklar, komisyonlar gibi bir süredir devam eden Venüs gerilemesi blokajları düzelirken, 17 Nisan sonrası bu alanlarda hızlanıyorsunuz. 14 Nisan da kariyer alanınıza geçen Mars ile temponuz hızlanıyor. Nisan ortasından itibaren hızlanan iş etkileriniz, Mayıs ayda sonuç almanızı kolaylaştırsa da Nisan ayında birden fazla konuya çözüm getirmeniz veya uğraşmanız gerekebilir. 

Ayın hemen başında 10 Nisanda gerçekleşecek Dolunay, yakın çevreniz, kardeşler ve arkadaşlarınızla ilgili gelişmeler verirken, girişimler, bir süredir planladığınız bir konuda adım atmayı da hızlandıracak. Ay boyunca etkin olacak Merkür gerilemesi nedeniyle imzalara ve kontratlara dikkat edin. Bu ay daha çok ele almak, incelemek, yeniden toparlamak adına sizin için uygun olan etkiler, Mayıs ayında bir çok alanda ve özellikle iş konularında sonuç almanızı kolaylaştıracak. Nisan ayını biraz daha sabırlı ve sakin geçirmeye gayret etmelisiniz. 

Duygusal konularda kararsızlıklar, ne yöne gideceğinizi bilememe durumları ay ortasından itibaren daha hızlı ve net kararlar almanıza doğru geçiş yapacak. Ancak merkür gerilemesi nedeniyle duygusal konularda ay boyunca temkinli olmanız yerinde olur. Her şeyin gönlünüzce olacağı Nisan ayı geçirmeniz dileklerimle…

BAŞAK YÜKSELEN VEYA BAŞAK BURCU:

Karşı burcunuzda gerileyen Venüs nihayet 16 Nisanda duruyor ve 18 Nisandan itibaren de hızlanıyor. Ayın son döngüsünde bilhassa ilişkiler, ikili ilişkiler, bu alanlarda kadınlarla bağlantılı yaşadığınız sorunlar düzene girmeye ve sizin bakış açınızda daha net bir biçim almaya başlıyor. Öte yandan ortaklı konular, iş kontakları, günlük hayatınızda sizin için önemli bir çok konuda devam eden blokajlarda yine Venüs gerilemesinin bitmesiyle mayıs ayında daha fazla olmak üzere rahatlamanızı sağlayacak. Yurtdışı kontakları, yabancılarla ilgili işleriniz varsa yine ayın son döngüsünde daha güzel gelişmeler yaşanabilir. Eşiniz veya partnerinizle ilgili bir süredir devam eden sıkıntılı sürecin önemli bir bölümünü de atlatmış olacaksınız. Maddi konular, bankacılık işleri, eşiniz, partneriniz veya aile üyeleri gibi ortak gelirlerinden faydalandığınız kişilerle ilgili de bir çok yürümeyen sorunlu alan 17 Nisandan itibaren yerini daha belirgin ve açık bir döngüye bırakıyor.

Merkür gerilemesi nedeniyle ay boyunca genel olarak maddi konularda dikkatli olmak yerinde olsa da en azından fırsatlar ve olanaklar açısından sizin adınıza rahatlatıcı etkiler de başlamış olacak. Sağlık açısından bu ay bağışıklık sisteminiz, sinir sisteminiz ve alerjilerle, boğaz bölgenize bağlı konularda hassasiyetleriniz artabilir. 

Beslenmenize özen gösterin ve gergin ve stresli kişilerle ay boyunca ilişkinize mesafe koymaya gayret edin. 14 Nisandan itibaren burç değiştirecek Mars, babanız, amcanız gibi erkek aile üyeleriyle ilişkilerinize dikkat etmekte fayda var. Her şeyin gönlünüzce olacağı Nisan ayı geçirmeniz dileklerimle…

TERAZİ YÜKSELEN VEYA TERAZİ BURCU:

Burcunuz yöneticisi Venüs’ün ay ortasında düzelmesiyle, bir süredir devam eden ne yöne gideceğinizi bilememe hali düzeliyor. Bilhassa ilişkiler veya kadınlarla ilgili konularda yaşadığınız tereddütler, kararsızlıklar veya sorunlar netleşmeye doğru geçiyor. Kendi istek ve hedeflerinizi, yapmak istediklerinizi düzene koyarak planlarınızı gerçekleştirme olanaklarınız artıyor. Sağlık alarında yaşadığınız sıkıntılar, özellikle ayaklar, hormonlar ve genel bağışıklık sisteminizle alakalı durumlarda toparlanma yaşayacaksınız. Mesleki konularda hızlanma ve biriken, düzelmeyen veya sonuç alamadığınız işlerde açılmalar özellikle ay ortasından itibaren aktif olacak. Marsın ilişkiler alanınızdan çıkıp, ortak kazançlar ve maddi konularla da bağlantılı bir bölüme girmesiyle farklı kaynaklardan beklediğiniz maddi gelirlerinizde gelişmeler yaşanabilir. Ancak bu süreçte kazalara ve boğaz enfeksiyonlara veya boğaz bölgesi kaynaklı sorunlara dikkat edin.

Nisanın ilk haftası gerçekleşecek Dolunay (10-11 Nisan) duygusal olarak fazla hassas ve içe kapalı hissetmenize neden olabilir. Ay sonunda 28 Nisan da gerçekleşecek Yeni Ay döngüsü karşı alanızda gerçekleşiyor ki ilişkiler, eşiniz, partneriniz, sevdiğiniz biri veya ortaklı işlerinize alakalı önemli gelişmeler yaşanabilir. Her şeyin gönlünüzce olacağı Nisan ayı geçirmeniz dileklerimle…

AKREP YÜKSELEN VEYA AKREP BURCU:

Bu ay gezegenlerin burç değişimleri ve gerileme etkilerinden yoğun enerjiler alacak burçlar arasındasınız. Öncelikle ilişkiler, aşk hayatınız, kişisel konular, hatta kişisel alanlardaki kararlar, şans etkileriniz ve çocuklarla ilgili yaşam akışınızda blokajlara neden olan Venüs gerilemesi düzeliyor. 16 Nisandan itibaren toparlanmaya başlayacak bu konular bilhassa 3 Mayıstan sonra daha da hızlanmanıza, rahatlamanıza neden olacak.  Diğer yandan karşı burcunuza geçecek olan Mars 14 Nisandan itibaren duygusal ilişkiler, ikili ilişkiler ki buna arkadaş ilişkileri de dahil bir süredir sabrettiğiniz bir çok konuda sizi ani ve fevri tepkiler vermeye itebilir, dikkatli olun. İkili ilişkiler, eşiniz veya partnerinizle alakalı alanlarda ani kararlar verme veya gelişmeler yaşama potansiyeliniz artıyor. Bu süreçte ilişkileriniz de gerginlikler de artabilir ki daha sakin olmak yerinde olur.

Diğer yandan gezegenlerin ay boyunca etkin olacak enerjileri sizi bir yandan hareket etmeye iterken, bir yandan da güvenlik arayışınızı, güvende ve iyi bildiğiniz alanlarda kalma ihtiyacınızı arttıracak. Bu süreçte yapmanız gereken bir karar veya adım atarken mümkünse 5 mayısa kadar radikal geçişlerden sakınmanız olmalı. Boğaz bölgesi enfeksiyonlarına da genel olarak dikkat edin. 

Maddi konularda 10 Nisan dolunay süreci önemli bir karar vermenize veya sonuç almanıza, 28 Nisan yeni ayı ise kredilerle ilgili bir durumu sonuçlandırmanıza destek olabilir.

YAY YÜKSELEN VEYA YAY BURCU:

Ev, aile, aile büyükleri, kendi iç dengeleriniz açısından sıkıntılı bir sürece neden olan Venüs gerilemesi 16 Nisandan itibaren meseleleri daha net görmenize ve daha akıcı adım atmanıza, engellerden kurtulmanıza destek verecek. Ev ve yuva alanlarınızda ay ortasından itibaren hızlanacaksınız. İlişkiler ve duygusal konularda, bir arkadaşınız veya çevrenizden birisi vasıtasıyla ilginç bir gelişme, tanışma yaşanabilir. Ancak Merkür gerilemesinin etkin olacağı 10 Nisandan 5 Mayısa kadar olan döngüde tanışma, yeni bir ilişki adına halen temkinli olmaya bakın. Düşünmek, incelemek, araştırma yapmak adına destekli olan enerjiler, harekete geçmek için ay boyunca bir yandan da acele etmeden günlük hayatınızı yönetmenizi gerektirmekte. Bir süredir bekleyen, satılmayan bir mülkünüzle ilgili ani bir gelişme yaşanabilir. 

Taşınma ve yer değiştirmek içinde bu ay hızlı gelişmeleriniz var ancak özellikle anlaşma ve kontaklar açısından merkür gerilemesini 
dikkate almanız yerinde olacak. İş ve kariyer konularında sizi zorlayan iş alanınızdaki Jüpiter gerilemesi Nisan ayı boyunca da aktif ve işle ilgili rahatlamanız 10 Haziran’ı buluyor. Nisan ayında ise özellikle emlak veya benzeri işleriniz varsa, bu alandaki tıkanıklıklar açılmaya başlıyor. Hizmet sektörü ve benzeri konulardaki işleriniz içinse Haziran ayına kadar biraz daha sabırlı olmanız gerekebilir.

OĞLAK YÜKSELEN VEYA OĞLAK BURCU:

10 Nisandan itibaren iş ve meslek alanınıza geçecek olan Mars ile temponuz çok hızlanacak. Koşturmalar, birden fazla işi aynı zamanda yetiştirme durumları söz konusu. Meslektaşlarınız, rakipleriniz veya birlikte çalıştığınız kişilerle ilişkilerinizde dengeli ve sakin olmaya gayret edin. Size bağlı çalışanların hayatlarındaki karışıklıklarla da uğraşmanız gerekebilir. Kısacası ayın ilk çeyreğinden itibaren meslek ve iş alanlarınızda temponuz hayli yüksek. 

Venüs gerilemesi 16 Nisandan itibaren biterken, yakın çevreniz, arkadaşlar, kardeşler özellikle de kadınlarla ilgili konularda bir süredir 
devam eden sıkıntıların düzene girmesine destek olacak. Merkür gerilemesinin başlayacağı 10 Nisandan itibarense ev, yuva, gayrimenkul konularıyla ailevi meseleler, ebeveynlerinizle ilgili durumlarda biraz daha dikkatli olmak yerinde olacaktır. 

Eviniz veya yaşam alanınızda teknik cihaz sorunları, aletlerin bozulması vs gibi konularla fazlasıyla meşgul olmanız gerekebilir. Ev alım satımları, özellikle de kiralamalarla ilgili daha dikkatli olun. Gayrimenkul, emlak işlerinizde imzalayacağınız kontrat ve benzeri evrakları mümkünse gerileme sonrasına bırakın, değilse dikkatli ve danışarak okuyun imzalayın. Duygusal alanlarda ise en büyük rahatlama kendi iç dengelerinizde olacak. Venüs gerilemesi iç huzursuzluklarınızı ve aşkla ilgili konularda duygusal karmaşalarınızı tetikledi. Ay ortasından itibaren ilişkiler açısından durumları daha net görebilmeniz sizi rahatlatacak. Kariyer alanınızın yöneticisi Mars’ın 14 Nisanla burç değiştirmesiyle iş ve mesleki konularda yeni ve ani gelişmeler, hızlı bir tempo yaşanabilir. Öte yandan yine bu alanlarda sakin ve akılcı olmanız yerinde olur. Her şeyin gönlünüzce olacağı Nisan ayı geçirmeniz dileklerimle…

KOVA YÜKSELEN VEYA KOVA BURCU:

Maddi konular, finansal alanlarda mart başından bu yana devam eden dengesiz etkiler, ay ortasından itibaren en azından eski konular, önceden başlayan ama sonuçlanmayan konular açısından sonuç almanızı sağlayacak. Alacak verecek konularına bu ayda dikkat etmekte fayda var. Gelir gider planlamanızı iyi yapmalısınız. 10 Nisandan itibaren gayrimenkul ev ve yuva alanınıza geçecek olan Mars ile emlak ve gayrimenkul konularında ani kararlar verme, birden harekete geçme arzunuz artabilir. Merkür gerilemesi nedeniyle alım satım ve kiralamalarda dikkatli olmalısınız. Mümkünse Merkür gerilemesinin bitimini beklemeye çalışın. Evinizde 10 Nisan sonrası ay boyunca teknik arızalar veya cihazlarla ilgili sorunlarda dikkatli ve tedbirli almakta yerinde olur. 

Bozuk, ara ara sorun çıkaran aletler, teknik her türlü konuda 10 Nisan öncesi bakım ve onarım yaptırmakta yarar var. İlişkilerde venüs gerilemesi boyunca devam eden yanlış anlaşılmalar, tartışmalar 17 Nisandan itibaren daha sakin ve kendinizi daha rahat ortaya koyup ifade edebileceğiniz bir alana yerini bırakıyor. İlişkiler açısından ay ortasından itibaren içsel ve duygusal olarak rahatlamanız söz konusu olacak. 

Burcunuzun yöneticisi Satürn hemen nisan başında geri harekete başlıyor ki sosyal çevreniz, arkadaşlarla ilgili konularda yalnız kalma arzunuz, biraz daha kendinizle olma isteğiniz artabilir. Her şeyin gönlünüzce olacağı Nisan ayı geçirmeniz dileklerimle…

BALIK YÜKSELEN VEYA BALIK BURCU:

Burcunuzda mart ayı başından bu yana geri harekette bulunan Venüs’ün ayın ortasından itibaren düzelmesi başta ilişkiler olmak üzere, özellikle duygusal alanlarda ve iç enerjinizin tekrar dengelemesiyle sizi rahatlatacak. Duygusal konularda atmak istediğiniz adımlar, hedefleriniz açısından nisan ayında daha aktif etkiler söz konusu. Venüs gerilemesi bitimi sonrasında yani 16 Nisandan itibaren hayatınızda hızlanma ve bir süredir devam eden keyif alamıyor hissinden çıkmak söz konusu. 

Maddi konularda bu ay 14 Nisandan itibaren daha dengeli ve sakin bir alana geçeceksiniz. Girişimleriniz, yapmak istedikleriniz, planladığınız ama maddi konular nedeniyle durmak zorunda kaldığınız bir çok alanda adım atmak söz konusu olacak. Merkür gerilemesinin başlayacağı 10 nisandan itibaren eski konular, eskiden planladığınız alanlarda ilerlemek, sonuç almak söz konusu olurken, yepyeni bir konuya başlamak için 5 Mayısı beklemek doğru olur. Merkür gerilemesi ortaklı işler, eşiniz veya partnerinizle alakalı konularda yine ilginç gelişmeler, eski ve bekleyen konuların hız almasını da getirebilir. 15 Nisandan itibaren yakın çevre ve kardeşlerle sürtüşmelere, gerginliklere, eski konuların yeniden gündeme gelmesinin getirdiği tartışmalara dikkat edin. Ayın ilk haftası 10 Nisan da gerçekleşecek 

Dolunay, eşiniz veya partnerinize odaklanmanızı, bu konularda ilerlemeyen bir durumu sonuçlandırmanızı sağlayacak. Ay sonundaki yeni ay ise maddi konular ve finansal işleriniz açısından bekleyen durumları hızlandırabilir veya siz yeni fırsatlar yakalayabilirsiniz. Her şeyin gönlünüzce olacağı Nisan ayı geçirmeniz dileklerimle…

alıntı: Şebnem Eksib

Bu konuyu yazdır

  İNDİGOLARIN BAZI TİPLERİ VE ÖZELLİKLERİ
Yazar: Spiritüeller - 07-04-2017, Saat: 16:22 - Forum: İndigolar - Yorum Yok

INDIGO TIPLERI: 

Jan Tober: Farkli Indigo tipleri var midir? Eger varsa onlar nedir, ve Özellikleri nelerdir? 

Nancy Ann Tappe: Dört farkli tip vardir ve her birinin bir amaci vardir: 

tumblr_inline_n89kl86gA91r6aau5.png

1. INSANCIL: birincisi, kitlelerle birlikte çalisacak olan insancil indigodur. Onlar yarinin doktorlari, avukatlari, ögretmenleri, tüccarlari, isadamlari ve siyasetçileridir. Onlar, kitlelere hizmet edecekler, ve onlar hiperaktiftirler. Ayrica, son derece sosyaldirler. Her zaman herkesle son derece dostça konusurlar. Ve çok güçlü fikir ve kanilara sahiptirler. Ayrica, dedigim gibi, hiperaktif ve biraz sakardirlar, ve bazen frene basmayi unutup hizla duvara çarpacaklardir. Onlar tek bir oyuncakla oynamayi bilmezler. Her seyi ortaya döker ve sonra oyuncaklarin çogunu hiç ellemeyebilirler. Onlarin gidip odalarini toplamalarini istiyorsaniz, bunu kendilerine defalarca hatirlatmaniz gerekebilir, çünkü dikkatleri kolayca baska seylere kayabilir. Onlar odalarina gidip ortaligi toplamaya baslarlar, ama bu bir kitap dikkatlerini çekinceye kadar sürer. Sonra o kitabi alip okumaya baslarlar, çünkü onlar birer kitap kurdudur. 

2. KAVRAMCI: Ikinci tip, kavramci Indigodur. Kavramci Indigo, insanlardan çok projelerle ilgilenir. Onlar yarinin mühendisleri, mimarlari, tasarimcilari, astronotlari, pilotlari ve subaylari olacaklar. Onlar sakar degildir ve çocukken, çogunlukla, çok atletik olurlar. Onlarin yönetme sorunlari vardir, ve en çok yönetmeye çalistiklari kisi, eger oglansalar, anneleridir. Kizlar babalarini yönetmeye çalisirlar. Eger bunda basarili olurlarsa, bu büyük bir sorun olabilir. Bu indigo tipi ergenlik çaginda bagimliliklara, özellikle de uyusturucu haplara egilim gösterir. Ana-babasinin onun davranislarini yakindan izlemesi gerekir: ve o saklanmaya ya da Odama girmeyin gibi laflar etmeye basladiginda, annesinin onun odasini arastirmasi gerekir. 

3. SANATÇI: Üçüncü tip, sanatçi indigodur. Bu indigo, digerlerinden çok daha duyarlidir ve, genelde, daha ufak tefektir. Onlar daha çok sanatla ilgilenirler. Yaraticidirlar, onlar yarinin ögretmenleri ve sanatçilari olacaklar. Her neyle ilgilenirlerse ilgilensinler, onun yaratici yaninda olacaklar. Eger tip alanina girerlerse, cerrah ya da arastirmaci olabilirler. Güzel sanatlar alanina girdiklerinde, yaraticinin yaraticisi olurlar. Dört ila on yaslari arasinda, on-bes farkli yaratici sanati ele alabilir, biriyle bes dakika ilgilenip birakabilirler. Bu yüzden, ressamlarin ve müzisyenlerin annelerine hep,Aletleri satin almayin, kiralayin,derim. Sanatçi Indigo bes-alti farkli müzik aleti de çalisabilir, sonra ergenlik çagina geldiginde, onlardan birini ya da bir baska sanat dalini seçip onun sanatçisi olabilir. 

4. BOYUTLARARASI: Dördüncü tip, boyutlararasi indigodur. Onlar diger indigolardan daha iri yaridir, ve bir-iki yasindayken onlara hiçbir sey anlatamazsiniz. Onlar size,Bunu biliyorum. Bunu yapabilirim. Beni rahat birakin,diyeceklerdir. Onlar dünyaya yeni felsefeleri getirecek olanlardir. Çok daha iri yari olduklarindan ve diger üç tip gibi uyumlu olmadiklarindan, zorbalik da yapabilirler. 

Bu konuyu yazdır