Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,058
» Son Üye: Doo92
» Toplam Konular: 2,832
» Toplam Yorumlar: 3,062

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 1461 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 1461 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 6,517
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 23,620
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 409
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 5,432
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 897
%100 Etkili Şans İlmi Hav...
Forum: BÜYÜLER
Son Yorum: Gümüşkurt
18-09-2023, Saat: 23:51
» Yorumlar: 0
» Okunma: 770
Baş Melek Cebrail'in ismi...
Forum: Gabriel (Cebrail)
Son Yorum: Gümüşkurt
17-09-2023, Saat: 15:38
» Yorumlar: 0
» Okunma: 671
Samsunlu Spiritüalist ark...
Forum: SAMSUN SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: Gümüşkurt
17-09-2023, Saat: 15:30
» Yorumlar: 0
» Okunma: 513
Ra'yı gördüm ne anlama ge...
Forum: Bilinçaltı
Son Yorum: spiruelistra
28-05-2023, Saat: 13:43
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,679
MUCİZE YARATAN KELİMELER
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Emka
29-01-2023, Saat: 16:53
» Yorumlar: 11
» Okunma: 96,002

 
  Astral İçin Diyet Tekniği
Yazar: Spiritüeller - 25-05-2016, Saat: 13:44 - Forum: ASTRAL SEYAHAT - Yorum Yok

 
Diyet programı


  1. Az yiyerek yapabiliriz
  2. Bdd den (Beden Dışı Deneyim ) önce hiç bişey yenilmemelidir.. Ve bu eğitim programı içerisindede et yenilmemelidir..
  3. Diyet meyva ve sebzelerden oluşmalı ve havuç ve çiğ yumurta yararlı olmaktadır.. Ceviz fındık gibi sert kabuklu yiyecekler yemektende sakının..
  4. Her içtiğiniz sıvı yararlıdır ama asırı derecede içmeyiniz..


Bunları yaptıktan sonra geldik ikinci kısma (aşamaya) Zaten siz biliyorsunuz teknikleri kullanmayı. Bu bölümü uygulamak size kalmış...





Vizüalizasyon Yöntemleri




  1.  Kendinizi bir koninin içinde düşünün koninin tepe noktasında sıkısmamıza rağmem çıkmaya çalıştığımızı ve aşırı  gayret ettiğimizi imgeleyin ve çıkmayı başarın.
  2.  Makaraya sarılı bir halatın ucuna sıkı sıkı tutunduğunuzu ve makara sarınca sizi yukarıya doğru çektiğini imgeleyin  bedeninizden çıkarttığını düşünün.
  3.  Bir aynada kendinize bakmakta olduğuğunuz hayli bir sahne olusturun ve şuurunuzuda aynadaki imgeye  nakledin..
  4.  Bedeninizin 1 yada 2 m önündeki bir yere konsantire olun ve ona doğru hareket ettmeye çalışın bu tekniği  imgelem ile yapın..
  5.  Kendinizi boşlukta dolaşmakata olan bir sabun köpüğü olarak imgeleyin ve konsantere olun..
Bu diyet tekniğinde zaman yoktur (süre) istediğiniz kadar yapabilirsiniz ve astral seyahata aç çıkmanın başarılı sonuçlar verebileceğinden böle bir program hazırlanmıştır

Bu konuyu yazdır

  Astral Seyahat Teknikleri Anlatımı
Yazar: Spiritüeller - 25-05-2016, Saat: 13:37 - Forum: ASTRAL SEYAHAT - Yorum Yok

  

  PRATİK ASTRAL SEYAHAT TEKNİKLERİ
  • HAZIRLIK
  • KLASİK YÖNTEM
  • TERS DÜŞÜNME
  • KENDİLİĞİNDEN VE ŞOK ETKİ İLE
  • BİLGİSAYAR YAZILIMLARI
  • GRUP ASTRAL SEYAHAT
  • HİPNOZ YOLUYLA
  • SU ALTI YÖNTEMİ
  • HEDEF VE ARZU FAKTÖRÜ
  • KONSANTRASYON VE MUM YÖNTEMİ
  • ODAKLANMA YÖNTEMİ
  • TELKİN METODU
 
HAZIRLIK : Düşünceyi Kontrol ve Bedeni Hazırlama



1. Vücudunuzu rahatsız eden ve hissettiğiniz tüm aksesuarları çıkartın. (saat, yüzük, kolye)

2. Göz kapaklarınıza direkt ışık gelmeyecek şekilde odayı karartın.

3. Rahat edebileceğiniz bir pozisyonda fakat mümkün olduğunda sırt üstü yatın. 

4. Üzerinizde sizi rahatsız etmeyecek, terletmeyecek ya da üşütmeyecek giysiler olmalı. Vücut ısınızı normal seviyede tutacak şekilde ayarlayın.

5. Nerede ve hangi zamanda olursa olsun mutlaka rahatsız edilmeyeceğinizi bildiğiniz bir yerde olun.

6. Rahatlama durumuna geçin.

7. Nefesinizi yarım açık dudaklarınızdan alıp verin.




KLASİK YÖNTEM : Rahatlama ve Uçma İsteği




1. Ayağınızdan alnınıza kadar vücudunuzu nokta olarak düşün ve zihinsen gücünüzle bedeninizin 1 metre yukarıda olduğuna odaklanın.

2. Astral bedeninizin alın kısmını vücudunuzun ayak hizasına gelecek şekilde ileriye gittiğine odaklanın.

3. Ayaklarınız sabit bir noktada kalacak ve yüzünüz 90 derece dik gelecek şekilde yukarı ve ileri doğru kalktığınızı ve ayaklarınızın üzerinde doğrulduğunuzu düşünün ve buna odaklanın


.


TERS DÜŞÜNME : Beyin Aldatmacası



1. Hazırlık bölümündeki aşamaların tümü gerçekleştirilir.

2. Kuzeye doğru yatış pozisyonunuzu, güneye doğru yatmış gibi düşünerek beyninizi aldatmaya çalışın.

3. Beyniniz devamlı kuzeye doğru olduğunuzu ispatlamaya çalışacaktır. Beyninizi inandırdığınız anda titreşimlerle birlikte yükselmeyi gerçekleştirin

4. Yükselmede zorluk çekiliyorsa her nefes verişinizde biraz daha hafifleyip yükseldiğinize odaklanın.

5. Yükselmenin diğer yolu ise yukarıda asılı bir ipi çektiğinizi düşünmektir.

6. Eğer titreşimler halen oluşmamışsa ipi her çektiğinizde belli bir rahatlama ve titreşimler meydana gelecektir.

7. Uğraşılar sırasında birden fazla tekniği kullanmaktansa her adıma tam konsantre olmak akla başka şeyleri getirmeyeceğinden mutlak başarıya kolayca gitmenizi sağlayacaktır.

8. Ayrılma tam olarak gerçekleştiğinde görüntüler ve uğultular başlayacaktır. (herkes için aynı olmayabilir)

9. Artık yapmanız gereken tek şey düşüncelerinize hakimiyet ve uçuş provalarıdır.





KENDİLİĞİNDEN VE ŞOK ETKİ İLE : Yan Etkenler ve Beyin Gücü

Bayılma, ağır hastalık, ağır uyku hali, ani şoklar ve trafik kazası gibi etkiler sonucunda istem dışı olan astral ayrılmalardır. Kişiler genelde bu durumlarda bir anda kendilerini beden dışında bulurlar fakat durumun farkına varamadan bedenlerine geri dönerler. Normal uyku halinde de bu ayrılma yaşanması sonucunda rüyalar görülür. Uyku sırasında düşme, uçma gibi etkiler istem dışı yapılan astral seyahatlerin belirtisidir.

BİLGİSAYAR YAZILIMLARI : Yardımcı Etkenler


Robert MONROE Astral Seyahat Araştırma Merkezinin yaptığı araştırmalar sayesinde binlerce kişi onların verdiği kasetleri ve cd’leri dinleyerek OOBE (Out Of Body Experience) olarak da adlandırılan beden dışı deneyimleri gerçekleştirmişlerdir.

İnternette de bulabileceğiniz programlar ile siz de beyin dalgalarınızı yavaşlatarak amacınıza daha hızlı ulaşabilirsiniz.


Bu noktada dkkat edilmesi gereken en önemli konu, kullanacağınız programın tam oalrak neyi amaçladığını bilmektir. Kullanılacak hatalı bri ses frekansı ya da program sizi ciddi sıkıntılara sokabilir. Özellikle de bilinçaltına mesaj kaydeden okumalar ile hazırlanmış subliminal ses kayıtlarından kaçınılması şiddetle tavsiye edilir. Yöntem doğru olsa da, hazırlayanalrın konuya ne kadar vakıf olduğu her zman soru işaretidir!


GRUP ASTRAL SEYAHAT : İleri Teknikler ve Grup Çalışmaları

Her ne kadar gerçekliği tartışılsada bazı grupların aynalara bakarak tam konsantre yoluyla grup olarak astral seyahate çıktıkları öne sürülmektedir. Okuduğum bir yazıda dört kişinin bunu yaptığını ve gördüklerini ortak olarak anlattıklarına bir kez rastlamama rağmen çok fazla üstünde durulmamıştır. Fakat astral seyahat beyinin bir oyunu değilse, grup astral ayrılma tartışılmaz bir gerçekliktir.

HİPNOZ YOLUYLA : Etki Altında Kalmak


Hipnoz kısa bir tabir ile, deneğin hipnozitörün etkisiyle bazı aşamalardan geçirilerek etki altına alınması ve belirli sınırlar ve çerçeveler içerisinde eskiye dönüş yada bilinç altını ortaya çıkartmaktır. Kişiye gerçek hayatında yapmayacağı bir eylemi hipnoz sırasında yaptıramayacağımız gibi, tek taraflı hipnoz ile astral seyahati de gerçekleştiremeyiz. Bunu yapabilmenin tek şartı, her iki tarafında bu konuda bilinçli ve istekli olmasıdır. Eğer bu koşullar sağlanırsa astral ayrılmanın en kolay yöntemi bilinçli hipnozitörler tarafından hipnoz ile yapılabilir. Fakat hipnoz sırasında bilinç altı ortaya çıkacağından sonucun gerçekten astral ayrılmamı yoksa beyinin bir oyunumu olduğu kesinlik kazanmaz.

Yani unutulmaması gereken birkonu, hipnoz kesinlikle sırf deneme maksatlı ya da yetkisiz kişile rtarafından yaptırılacak bir müdahale değildir!





SU ALTI YÖNTEMİ :

Eğer yeterli konsantre haline girmenize rağmen bedeninize sıkışıp kalmış ve Astral çıkış yaşamakta zorlanıyorsanız, kendinizi su altında düşünün, yavaş yavaş nefesiniz azalıyor ve mutlaka yukarı çıkmanız gerek, ayağınıza dolanan yosunlarıdan kurtulabilmek için çabalıyorsunuz, bir yandan azalan nefesiniz ve yukarı çıkma isteğiniz sizi birden vücudunuzdan dışarı doğru fırlamanıza sebep olacaktır.






HEDEF VE ARZU FAKTÖRÜ :

Astral Seyahati deneyecek kişi kendi evinden bir cisim seçmeli ve onu derin bir şekilde düşünmelidir. Bu bir sanat eseri, çok sevilen bir eşya olabilir. Gözlerinizi ne zaman kapatsanız net bir şekilde canlandırabileceğiniz dereceye gelene kadar çalışmalısınız. Bununla birlikte bazı sakin zamanlarınızda o cisimle olma isteği pratikleri yapmalısınız. Onunla olmayı ARZU etmelisiniz.




Burada ilk dikkat edilecek husus üzerinde yoğunlaşılan cisim asla bir çocuk olmamalıdır. Bir çocuğu güçlü bir şekilde düşünerek auranızda oluşan enerjilerle o çocuğa zarar verebilirsiniz.




Sonuç olarak ortada ulaşılması seçilmiş bir hedef (cisim) ve ona ulaşmak için beslenen güçlü arzu faktörü.



KONANTRASYON VE MUM YÖNTEMİ :

Bilindiği gibi düşünceden arınma ve derin konsantre olabilmek için uygulanabilecek en iyi teknik sesszice oturup zihni boşaltmaktır. Mum tekniği ise konsantrasyonla belli bir rahatlamaya geldikten sonra yapılır.

Öncelikle karanlık ortamda bir mum ve tütsü yakılmalıdır, tütsü koku itibariyle konsantreyi tamamlayacaktır, arzu edilirse çok hafif klasik müzik yada içimizdeki mistisizmi uyandıracak bir müzik de eşlik edebilir. Oturduğumuz yerden çok yakınımızdaki muma gözlerimizi kırpmadan ve hiçbirşey düşünmeden bakılmalıdır. Zaman geçtikçe gözler yaşarabilir, bu durumda ovalamadan sadece ellerin bileğe yakın kısmını çok hafif gözlerimize bastırarak 2 dakika kadar beklemeli ve tekrar muma konsantre olup düşüncelerden arınarak bu tekniğe devam etmeliyiz.

Her teknik gibi bu tekniği de belirli aralıklarla tekrarlamalı ve her gün bir önceki güne nazaran ne değişiklikler yaşandıysa ona göre tekniğe kendinize göre kolaylaştırıcı ekler yapılabilir.

ODAKLANMA YÖNTEMİ :

Bunu yatağa yattığınızda yapın. Göz hizanızda odaklanacak birşeye ihtiyacınız olacak; Gökteki ay, yıldızlar, kristal yada beğendiğiniz herhangi bir obje. Fakat mum yada yanan benzeri birşey olmayacak.

Objeyi yatarken görebileceğiniz bir yere koyun. Uyuklamaya başlayana kadar objeye dikkatlice bakın. İlk zamanlarda sonuç hüsran olabilir. Ve bunu yaparken uyup kalabilirsiniz. Ama bir kaç deneme sonra olacaktır.

Objeyi bulundurun göz kapakları ağırlaşana kadar. Sonunda gözkapaklarınız kapanabilir. Buna rağmen siz objeyi güçlü bir şekilde göreceksiniz. Bu durumda astral bedeninizle ayağa kalkın. Yattığı yerde huzurla uyuyan fiziksel bedeninizi gördüğünüzde sakın şaşırmayın!

TELKİNLER : Günlük yapılan telkinler otohipnoz gibidir...

Astral Seyahat yapabilmeyi hedefleyen ve yapmakta zorlanan herkese bir tavsiyem oldu, öncelikle klasik çıkış yöntemlerinden önce, uykuda farkındalık (Lüsid Rüyalar) yöntemini denemeleri. İster Astral çıkışı klasik yönötemlerle yapın isterseni uykunda farkındalık yöntemini deneyin, en başta yapmanız gereken, belkide en etkili yol telkin metodudur.



TELKİN METODU : Her gün aklınıza geldikçe ve özellikle yatağa yatmadan önce "rüyada ilginç bir şey görürsem bunun rüya olduğunu hissedeceğim ve bilincimi kazanacağım" diye tekrar eder hatta buna yoğunlaşarak uyursanız kısa bir süre içersinde bunu gerçekleştirebilirsiniz. Sonuç olarak rüyadayken olağandışı gördüğünüz birşey olursa gündüz yaptığınız ve bilinçaltınıza yerleşen bu telkinler devreye girecek ve bunun rüya olduğu konusunda sizi uyaracaktır. Rüyada olduğunuzu farkettiğiniz andan itibaren yapmanız gerekenler, öncelikle heyecan yada panik yapmamak, unutmayın ki bunun olmasını uzunca bir süredir istiyorsunuz, ardırdan da uçmayı yada o anda bulunduğunuz ortamdan uzaklaşmayı istemek olmalı, bunu gerçekleştirdiğiniz anda artık Astral Dünya kademelerinden "Rüyalar Alemi" kısmında geziyor olacaksınız. Belkide bu yol en az uğraştıran ve en çok kullanılan yoldur.

Unutmayın ki telkinlerden günlük hayatımızda da yararlanabileceğimiz gibi Astral çıkışı yaşadıktan sonra klasik paniklemeleri ve korkuları engellemek içinde yararlanabiliriz.

Bu konuyu yazdır

  Astral Bedenin Fizik Bedenle Olan İrtibatı
Yazar: Spiritüeller - 25-05-2016, Saat: 13:16 - Forum: ASTRAL SEYAHAT - Yorum Yok

Fiziki ve astral bedenler, oluşumlarındaki maddeler açısından birbirlerinden çok farklı olup, fiziki beden fiziki plana; astral beden de astral aleme aittir. Şuûr kütlesi, fiziki bedende toplandığı zaman, sadece fiziki âlemi fark edebilmekte, astral âlemi ise algılayamamaktadır. Şuûr kütlesi, astral bedende toplandığı zaman ise, sadece astral âlemi fark edebilmekte, fiziki âlemi algılayamamaktadır. Öyle görünmektedir ki, belirli şartların oluştuğu özel durumlarda, bu iki hâlin arasında, iki planın da kısmen algılanabildikleri diğer haller de mevcuttur.

Bu hallerin yaşanmasına en önemli etken hepimizde bulunan fakat hepimizde su üstüne çıkmayan Durugörü, Telepati, Astral Seyahat, Psikometri ve benzeri Duyular Dışı Algılamaları’mızdır. İşte Astral Seyahat de özellikle ruhsal dünyanın gizemli kapılarını aralamada önemli işlevlerde bulunmuştur. Örneğin rûh ve beden ilişkisinin nasıl gerçekleştiğine dair önemli ipuçlarının yakalanmasına sebebiyet vermiştir.

Kendiliğinden ya da belirli metodlarla astral seyahati gerçekleştirmiş olanlar, astral bedenin fiziki bedene bir kordon ile bağlı olduğunu fark etmişlerdir.. Bu olağanüstü tecrübeyle karşılaşanlar kordonu genellikle şu şekilde tarif etmişlerdir: “Elastikî bir ip, elastiki bir kablo, bir ışık sütunu, gümüş renginde bir ışık, duman gibi kordon, esrarengiz bir tesir akımı
vs..”


Genellikle bu kordona Parapsikoloji’de “gümüş kordon”denir. Astral Seyahat sırasında ne kadar uzaklara gidilirse gidilsin bu kordonun kopması mümkün değildir. Bu kordon, geniş bir frekans aralığında korkunç bir hızla dönen ve titreşen moleküller kütlesidir.
Fizikî bedenden dublenin ayrışması esnasında; bu ayrışmanın niteliğine bağlı olmak üzere, şuurumuz ya bu duble vasıtasıyla sadece fizikî sahalara nakledilir ya da şuurumuz yavaş yavaş astral sahalara doğru kaymaya başlar.

Bu konuyu yazdır

  Astral Sözlük
Yazar: Spiritüeller - 25-05-2016, Saat: 13:02 - Forum: ASTRAL SEYAHAT - Yorum Yok

Akaşik Kayıtlar: Akaşik kayıtlar, zamanın başından sonuna kadar insanoğluyla ilgili her bilgiyi içeren bir koleksiyon ya da depodur.Bu kayıtların astral alemin, astral ışık olarak bilinen bir bölgesinde bulunduğuna inanılır. 

Astral: Astral terimi, "yıldızla ilgili" anlamına gelen Yunanca bir sözcükten gelmektedir. Orijinalinde Yunan tanrılarının ikametgahlarının yerlerini anlatmaktadır.

Astral Beden: Astral beden, fizik bedenin çok daha ince titreşimlerden oluşmuş bir kopyasıdır. Astral planda seyahat etmek için bir araç olarak kullanılır. 

Astral Duble: Astral Beden'in diğer adıdır.

Astral Işık: Astral ışık, astral düzlemde Akaşik kayıtların bulunduğu bölgedir. Adını geçmiş, şimdi ve geleceğin birbirine karışmasıyla oluşan yüksek enerji titreşimlerinden alır.

Astral Plan: Astral plan, fizik dünyamızı yansıtan;ama daha titreşimsel bir seviyede işleyen paralel bir dünyadır. Astral plan, yedi alt seviyeden oluşur:

  1. Ruh, daha yüksek bir seviyeye geçmek için astral plandan ayrıldığında astral bedenin çözüldüğü yer olan Astral Mezarlık.
  2. Ruh ayrıldıktan sonra ve Astral mezarlığa düşmeden önce astral bedenin geçici evi olan Astral Kabuk.
  3. En fazla yozlaşmış ve baştan çıkmış ruhların yeri olan Astral Cehennem.
  4. Ruhların fiziksel ölümden sonra bir süre dinlenip astral plandaki yeni konumları için hazırlandıkları Uyuma Bölgeleri.
  5. Fizik dünyada oldukları sırada yaratıcı ya da entelektüel bir proje tamamlayamamış olan astral bedenlerinin yeri olan Entelektüel seviye.
  6. Büyük zaferlerini yeniden canlandıran ve yeniden yaşayan kahramanların yeri olan Kahramanlar seviyesi.
  7. Her dinden, dini liderlerin ve mistiklerin yeri olan Mistik seviye.
Astral Projeksiyon: Astral projeksiyon astral bedenin fiziki bedenden ayırma ya da projekte etme ve bunu astral planda seyahat yapmak için kullanma yeteneğidir.

Astral Seyahat: Fizik beden geride kalırken,Astral beden ile astral planda gezinme yeteneğidir. 


Beden Dışı Deneyim (BDD): Beden dışı deneyim, kişinin astral bedeni, fizik bedeni terk ettiğinde ve astral planda seyahat ettiğinde yaşadığı deneyimdir.

Bilokasyon: Bilokasyon, aynı anda iki farklı yerde bulunma yeteneğidir. Fizik beden, başka yerdeyken; astral beden, başka yerde kendini görünür hâle getirebilir.

Çakralar: Çakralar (şakralar), insanın enerji alanında başın tepesiyle omurganın kökü arasında yedi enerji merkezidir. Chakra sözcüğü, Sanskritçe bir sözcük olup 'çark' anlamına gelir; bu da yerinde bir ifadedir; çünkü şakralar normal olarak dönen enerji daireleri biçiminde görülür.Bu sözcük, aynı zamanda 'açan çiçek' anlamına da gelir. Çakraların çoğu kez lotus çiçekleri şeklinde resmedilmesinin nedeni budur. (Ayrıntılı bilgi için bakınız "Chakra Ne Demektir?" maddesi.)


Deja vu: Dejavu, kelime olarak "önceden görmüştüm" anlamına gelir. Yeni bir durumu sanki daha önce olmuş gibi algılama deneyimidir. 

Doppelganger: Doppelganger, bir insanın dublesidir ve fizik beden, beklenmedik bir şekilde astral bedenle karşılaştığında meydana gelir.Bu olgunun doğru adı otoskopidir.

Eterik Duble: Astral Beden'in diğer adıdır.

Gümüş Kordon:
 Kişi astral seyahat yaparken fizik ve astral bedenleri birbirine bağlayan bir enerji kordonu ya da hattı. 


Hızlı Göz Hareketleri (REM): Hızlı göz hareketleri, kişi uyurken, bir geceden bir kaç kez, beş ila altmış dakikalık süreler halinde meydana gelir. Bunlar, kişi rüya görürken oluşur. Bu fikri test etmek için, uyuyan kişinin bir REM dönemi süresince ya da bu dönemin hemen ardından uyandırılır ve sorular sorulur. Bu sırada uyanan kişiler, rüyalarını oldukça ayrıntılı bir şekilde hatırlayabilmektedirler.Diğer zamanlarda uyandıklarında ise, ya hiçbir rüyayı hatırlayamazlar ya da bu rüyaları belirsiz, kısa düşünceler olarak görürler.

Hipnogojik Durum: Hipnogojik durum, uykuya dalmadan hemen önce görülen uykulu, hipnoz benzeri durumdur.

Kundalini: Kundalini, Kök şakrada saklı olarak bulunan enerji akımıdır. Kundalini Yoga (orijinalde Laya Yoga olarak bilinir) ya da meditasyon teknikleri kullanarak bu enerji tüm şakralara enerji kazandırmak için kullanılabilir. Kundalini, çoğunlukla bir Ligam'a diklemesine üç buçuk kez kıvrılmış bir yılan olarak resmedilir.


Lüsid Rüya: Lüsid rüya, kişinin kontrol edebildiği ve yönlendirebildiği rüyadır. Kişi, rüya görmekte olduğunun farkındadır; ama uyanmaz. Bu terim, 1913 yılında Dr.Frederick Van Eeden tarafından türetilmiştir. 

Ölüme Yakın Deneyim (ÖYD): Ölüme yakın deneyim, kişi, ölümün gelmek üzere olduğunu hissettiğinde ve bilincin fizik bedenden ayrılır gibi olduğu bir durum yaşadığında meydana gelir. 

Parapsikolog: Psişik olguların incelenmesi konusunda uzmanlaşmış bilim adamlarına verilen addır.

Psişik Korunma: Psişik korunma, herhangi bir psişik çalışmaya başlamadan önce yapılan bir dizi etkinlik ya da ritüelden meydana gelir. Kişiyi herhangi bir dış etkiye karşı korumak için yapılır.

Uzaktan Görme: Uzaktan görme, 1972 yılında, Srı'deki araştırmacı bilim adamları tarafından, kişilerin psişik olarak denet yerinden uzaktaki başka yerlerde olup bitenleri duyumsayabildiği deneyleri anlatmak için türetilmiştir.

Teleportasyon:Teleportasyon bir kişi ya da nesnenin bir yerden başka bir yere ani nakli.

Varlık: Varlık, astral planda yaşar. Dolayısıyla bir astral bedeni vardır; ama fizik bedeni yoktur.

Bu konuyu yazdır

  Astral Seyahat Tehlikelimidir ?
Yazar: Spiritüeller - 25-05-2016, Saat: 12:50 - Forum: ASTRAL SEYAHAT - Yorum Yok

astral-seyahat_3.jpg

Astrale ilk başlayan yada bu işin başında bu iş ile ilgilenmek isteyen kişilerin aklındaki ilk soru,Bir şey olurmu?Kötü bir şey yaşarmıyım?Başıma bir şey gelirmi? oluyor.

Astral seyahatin tehlikeleri iki bölüme ayrılır.

1.Astra seyahat yapan kişilerin,gündelik yaşamdaki değişimleri.

2.Astral seyahat sırasındaki tehlikeler.

Astral seyahat psişik olaylar arasında belkide en tehlikesiz olan ten şeydir.Astral ayrılma sırasında geri dönememek,kaybolmak yada zarar görmek imkansızdır.Zaten her gece uyuduğumuzda astral bedenimiz vücüdümüzü otomatik olarak terk edip istem dışı gezmekte ve bunun sonucunda rüya görmekteyiz.Burdaki amaç her gece bilinçsiz olarak yaşadığımız bu olayın,istem içi kontrol edebilirek gerçekleitrmektir.
Tehlikeli yada korkutucu gördüğünüz en ufak bir olay karşısında yapmanız gereken tek şey oradan uzaklaşmak olmalıdır.Bunu düşündüğünüz anda zaten farklı bir yerde olucaksın.Bu ani korkular bedeninize hızla geri dönmenizi sağlıcaktır.Bu ani dönüşler ise size baş ağrısı olarak gelicektir.Elinizden geldiğince korkuyu üzerinizden atarak deneyimlerinizi yaşamaya çalışın.Unutmayın ki bedene geri dönmek çok kolay fakat terk etmek zor iştir.

Uyku sorunu
Astral seyahat denemeleri sırasında ve astral çıkış gerçekleştirildikten sonra her kişide olmasada bazı insanlarda iki değişik uyku sorunu yaşanmıştır.Birincisi sık sık uyku bölünmesi.Bu uyku uyanıklık arasında olduğumuzu gösterdiği için sorun teşkil etme,çünkü astral ayrılma zaten uyku yanıklık arasında gerçekleşir.Bu zamanlarda uyanmak çok doğaldır.Diğer sorun ise bunun tam tersidir,bilincealtı gerçekleştirilen astral seyahati daha güzel bulduğundan devamlı uyumak isteyecektir ve yeni başlayan kişilerde 24 saat uyuma isteği gibi sorunlar gözlemlenmektedir.

Sağlık sorunları.

Eğer kal hastalığı,sinir hastalığı ve astim sara yada hiper tansiyon hastalıklarından şikayetci iseniz heycan kaldıramıyorsanız kesinlikle bu tür bir deneyime girmeyiniz.Denemeler sırasında irkilerek uyanma,aşırı korku yada panik gibi olaylarla çok karşılaşılmaktadır.

Astral alemda karşılaşabilicek varlıklar.

Başlangıçta astral seyahate çıkabilmek için niyetin pozitif olması gerekmektedir.Kötü niyetle yapılmaya çalışılan astra seyahat sonuçsuz kalacağı gibi,bu işte ustalaşmış insanlar,eğer yapacakları olayın iyiliğine gerçekten inaniyorlarsa,kötü niyetle bile astral ayrılma yaşayabilirler.Korumasız çıkılan astral seyahatte bu tarz insanlar ve düşük frekanstaki diğer bedensiz varlıklar ile karşılaşılması mümkündür.
Bu tarz varlıklardan korunabilmenin bir yolu,insan olarak onlaran üstün olduğunuz bilmektir.

Astral seyahat deneme ve uygulama safhaları sırasında bilinen gerçek bir tehlike yoktur fakar,deneme asamasında bedenden rahat çıkmayı amaçlayarak kullanılan ALKOL ve UYUŞTURUCU maddeler bilinç altını zayıflattığı ve kontrol mekanızmasını olumsuz etkilediği için gerçekten sonuçları psikolojik olarak kötü olacak tehlikelere yol açmaktadır

Bu konuyu yazdır

  Astral Mekan Nasıl Bir Yerdir?
Yazar: Spiritüeller - 25-05-2016, Saat: 05:28 - Forum: ASTRAL SEYAHAT - Yorum Yok

Materyal dünya ile sınırlandırılan fiziki bedenden kurtulduğunda insan dilediği yere gidebilip istediği şeyi yapma özgürlüğüne kavuşmaktadır.Günlük hayatta hayalini bile kuramadığı ülkelere 1 sn de gidebilir, sadece istemesi yeterlidir.

Astral dünyanın olanakları sınırsızdır.İstenilen yere ve zamana ulaşmak çok kısa bir zaman almaktadır.Astral mekan sadece dünyamızla sınırlı değildir.İstenilen ülkeye ve gezegenlere yapılabilmektedir.Evrenin her noktasına gitmek olasılık dahilindedir. Ancak ilk denemelerde tanıdık , bilindik ve fazla uzak olmayan mekanlara gitmek kolaylık açısından daha uygundur. 





Zamanlar tecrübe arttıkça astral yolculuğun mesafeleri de artacaktır. Astral seyahatin bir diğer avantajı zaman sınırlarının ortadan kalkmasıdır.

Astral mekanda hemen herşeyi yapabildiğimiz halde gerçek fiziki bir dünya yerine onun bir tur yansıması ile karşı karşıya olduğumuzu unutmamak gerekir. Astral seyahatle varsayılan boyuttan farklı boyutlara geçilebilmektedir. Astral planın algılanmasının yanılsamalara maruz kaldığı görülmektedir. Görüntüler aynı şekli bozuk bir camdan görülen cisimler gibidir.

Normalde her tür bilgiye ulaşma imkanı bulunmasına rağmen onu çözmek okumak yada hatırlamak zannedildiği kadar kolay değildir.

Bu konuyu yazdır

  Astral Beden ve Aura
Yazar: Spiritüeller - 25-05-2016, Saat: 05:10 - Forum: ASTRAL SEYAHAT - Yorum Yok

Varlık, potansiyel enerjisinin ancak %10'luk bir kısmıyla bu dünyada yaşarken, şuurunun da tamamım değil sadece %10'luk daraltılmış kısmı kullanabilir. Dolayısıyla sahip olduğu pek çok ruhsal yeteneklerini bu dünya yaşamında kullanamama durumuyla karşı karşıya kalır. Bütün bunların sonucu olarak, kendisini sadece bedenden ibâret bir varlık olarak görme yanılgısı içine dâhî düşebilir. Oysa ki, "ben" dediği bilinci, asıl rûhunun sonsuz imkânlarından sadece; ama sadece çok küçük bir kısmıdır...

Şuûrun toplandığı birden fazla merkez vardır ki bunlardan bir tanesi, çok eski devirlerden beri astral beden ya da esiri beden olarak isimlendirilmiştir.

"Belirli sinir merkezlerine bağlı bulunan, bir çeşit seyyal enerjetik maddeler toplamıdır." da diyebiliriz bu astral bedene...

Bu enerjetik bedenin fiziki bedenle irtibatından doğan bir ışınım vardır. Mavimsi-gri renkteki bir dumana benzer görüntüsü olan bu ışınımı, bazı medyomik hassâsiyete sahip insanlar görebilmektedir. Bu ışınım hareketi; fiziki bedenin her yerinde, çeşitli renklerde kendini gösterir. Biyomanyetik bu enerji alanına hepimizin bildiği gibi Parapsikoloji'de "Aura" ismi verilir.




Anlayışımızı kolaylaştırmak için fizikî bedeni bal peteklerine benzetecek olursak, söz konusu enerjetik astral bedenin bu petekleri dolduran bir akışkan olduğunu söyleyebiliriz...

Belirli bir şekli olmayan bu maddeler topluluğu, varlığın düşünceleriyle istenilen bir görünüme sokulabilir. Hayâlet gördüğünü iddia eden insanların gördükleri şey, aslında işte bu astral bedenin çeşitli şekillere bürünmüş h♪lidir... Yâni hayalet denilen şey; rûhun görüntüsü değil, ruhsâl enerjinin şekillendirdiği astral bedendir.

1960'lı yılların sonlarına dünyanın birçok ülkesinde bu konuyla ilgili çalışmalar, doğru önemli sonuçların alınmasına yol açmıştır. Hatta ruhsâl bir enerjinin varlığını kabul etmeyen ve materyalizmin kalesi olan eski Demirperde Ülkeleri'nde bile...

Örneğin; 1968 yılında Çekoslovak ve Bulgar bilim adamları, dünya kamuoyuna ortak bir açıklama yaparak; bitkiler ve hayvanlar da dahil olmak üzere, tüm canlı varlıkların sadece atom ve moleküllerden meydana gelen fiziki bir bedenlerinin olmadığını, fiziki bedenin eşi olan bir enerji bedenin de mevcut olduğunu keşfettiklerini ilan etmişler ve bu bedene de "biyolojik plazma bedeni" adını vermişlerdi...



Herhangi bir organı kesilen hastalar çoğunlukla o organı yerinde hissettiklerini belirtirler. Rus bilim adamları, yaptıkları aura ile ilgili denemelerde, esası Kirlian Fotoğrafçılık Metodu'na dayanan bir metot ile önce sağlam bir yaprağın sonra da üçte biri kesilmiş olan bir yaprağın fotoğraflarım çekmişlerdir.

İlk fotoğrafta yaprak üzerinde yanıp sönen parlak canlı ışık huzmeleri ve yaprağın kenarlarında bir hat şeklindeki aydınlık alanın mevcûdiyeti, yine kendini göstermiştir. İkinci fotoğraftaki görüntü ise oldukça farklı olmuştur. Bu sefer yaprağın yüzeyi yine tam olarak görünmüş ancak kesilen parçanın olduğu yer diğer kısımlardan bir çizgi ile ayırt edilebilecek şekilde şeffaf kalmıştır.

Astral bedenin maddesi, devamlı bir hareket halinde olup akıcıdır. Kendisine has bir titreşim hızı vardır. Frekansı, duyu organlarımızla algılayabildiğimiz maddelerin frekanslarından çok yüksektir. Bu sebeplerden dolayı, fizikî maddeler onun için bir engel teşkil edemezler. Örneğin bir duvarın içinden kolaylıkla geçebilir. Astral bedenin akıcı olması ona bölünerek kendi eşitlerini meydana getirebilme özelliğini kazandırır. Böylelikle astral bedenin bölünmesi sağlanarak frekansı değiştirilebilir. Astral bedenimizin mevcut frekansını yükseltebilmemizle düşüncelerimizin pozitif kalabilmesi arasında büyük bir paralellik vardır.

Bu konuyu yazdır

  Astral Seyahat Sırasında Yaşananlar
Yazar: Spiritüeller - 25-05-2016, Saat: 04:58 - Forum: ASTRAL SEYAHAT - Yorum Yok

Astral Seyahat sırasında bedenin değişik yerlerinde seğirmeler, kulakta çınlamalar ve tam ayrışma anında ise, çatırdama ya da buna benzer bir takım sesler duyulabilir.

Astral seyahat yaparak bedeninden geçici bir süre ayrılanlar, başlarından geçen bu tecrübelerini genellikle birbirlerine çok benzer ifadelerle anlatmaktadırlar...

İşte onlardan birkaç örnek:

* Beden dışındaki ilk tecrübemi gayet iyi hatırlıyorum. O zamanlar 7 yaşındaydım ve böyle bir şeyden haberim yoktu. Bir yaz günü, sabahın erken saatlerinde çok susamış olarak uyandım. Yataktan dışarıya çıkarak içme suyunun bulunduğu yere gittim. Ancak sürahi boştu. Bunun üzerine pencereye doğru yürüyerek perdenin aralığından güneşin ilk ışıkları ile aydınlanan bahçeye baktım. Sonra geri dönerek yatağa geldim. Yatağın dolu olduğunu gördüğüm zaman şok geçirdim. Yatağımda uyumakta olan birisi vardı ve bu insanın kendim olduğunu gördüğüm zaman korku ve şaşkınlığım daha da arttı. Bu şaşkınlık sebebiyle olsa gerek, aniden ve süratle bedene çekildiğimi ve ayaklarımın bedenin ayakları üzerine gelecek şekilde bedene gömüldüğümü hissettim. Sonra uyandım. Daha sonra bu o-lay bir çok kereler tekrarlandı."

*Bir deniz seyahatindeydim. Bir gün sırt üstü yatarken uykuya dalmışım. Bir kabus görmeye başladım. Gemi batmakta sular yavaş yavaş yükselmekteydi. Fakat ben sular çeneme gelinceye kadar kayıtsız kaldım. Sonra büyük bir mücadele sonucu soğuk bir ter içinde uyandım. Bir kaç dakika içinde tekrar uyumuşum. Bir ara yan tarafıma dönük olarak yatarken, geminin bölmesine doğru hareket etmekte olduğumu hissettim. Çok hoş bir histi bu. Her şeyin farkındaydım. Tamamen bilincim yerinde olduğu halde bu olayı normal karşılamam sonradan beni çok şaşırttı. Sırt üstü yatacak şekilde yavaşça döndüm. Sonra böyle uyuya kalırsam ikinci bir kabus görürüm düşüncesi ile tekrar yan tarafıma dönmek istedim. Ancak bu çok zor bir işti ve epey mücadele etmek zorunda kaldım. Bu olaya rağmen her şeyi hala normal karşılamaktaydım. Yanlamasına dönmüştüm ki, bir kuvvetin beni sırtımdan geriye doğru çektiğini hissettim. Bir kaç dakika orada öylece yanlamasına sallanır vaziyette kaldım. Bedenimin sallantısı durduğu halde, sol bacağım sallanmasına bir müddet daha devam etti. İşte bu bana tuhaf gelmişti... Bunun üzerinde düşünüyordum ki bedenimin dışında olduğum fikri birden zihnimde canlandı. O kadar tatlı bir histi ki, burada kalmaya karar verdim. Ne olacağını beklemeye koyuldum... Bir ara kendimi kapıdan 30 cm, yerden ise 210 cm kadar yükseklikte buldum. Sonra koridorda ayak sesleri işittim. Gelip beni bu halde görürlerse ne aptalca bir şey olacağını düşünmüştüm ki bir sıçrama oldu ve uyandım. Sıçrama merdivenden inerken veya çıkarken basamak olmadığı halde var zannıyla atılan adım sonucu ortaya çıkan sarsılmaya benziyordu...

Aynı yılın Eylül'ünde karaya ayak bastığımda, bu olayla ikinci kez karşılaştım. Pozisyonum ilk seferinde olduğu gibiydi. Yegane fark, odamın oldukça aydınlık oluşuydu. Her zamanki gibi normal bir uykuya dalmıştım. Sonra kendimi, ayaklarım eksen olmak üzere yanlamasına doğru şiddetle sallanır buldum... Daha sonra bu sallanma sona erdi. Fiziki bedenimden 1 metre kadar yükseldim ve havada asılı durmaya başladım. Bir iki dakika sonra sağa doğru hareket ettim ve ayaklarım yavaşça yere doğru gelecek şekilde aşağı süzüldüm. İşte o zaman etrafı görebildiğimin farkına vardım. Artan heyecanımı bastırmayı başararak aynaya doğru yürüdüm. Sanki suyun altında zorlukla yürüyor gibiydim. Birden bir şok geçirdim. Bedenim hemen arkamda bulunan divanda yatmaktaydı ve ben onu dışardan izleyebiliyordum. Bir an için ölmüş olabileceğimi düşündüm."

Fizik Beden Terkedilebilir

Kendimizi o kadar çok fiziki bedenimizle bir görmeye alışmışızdır ki, onu geçici bir süre de olsa terk etmek fikri bile bazılarımıza garip duygular verebilir... İnsanı sadece fizik bedenden ibaret görenler ya da ısrarla böyle görmek isteyenler için bu yeteneğin olması büyük bir talihsizliktir!... Çünkü bu yeteneğimiz bizim sadece fiziksel bir yapıya sahip olmadığımızın en büyük kanıtlarından biridir.

Çok eski çağlardan günümüze kadar hemen tüm toplumlarda Astral Seyahat yapabilen kişiler çıkmıştır.

Günümüzde yapılan laboratuvar deneyleri ise, bizlere son derece ilginç ve adeta elle tutulur bazı sonuçlar vermiştir. Ölmekte olan hastalar tartılmış, terlemenin getirdiği kayıplar göz önüne alınmış ve kaydedilmiştir. Ölüme doğru, saatte 28 gramlık toplam hafifleme izlenmiştir. Ölüm gerçekleştiğinde ise, bir anda beden 21 gram hafiflemiştir. Ayrıca birçok ölüm anı fotoğraflarında, bedenlerin üzerinde bulutumsu görüntüler belirmiş hatta bunların bir kısmı fotoğraflarla da belgelenmiştir... Demek ki, vücuttan dışarı çıkan bir şey vardır. O şey gerek ölüm, gerek normal uyku, gerekse astral ayrılma anlarında fizik bedeni terketmektedir.

Benliğin ve bedenin birbirinden ayrılması; bazen uykuda, bir baygınlık ya da ağır bir hastalık anında da ortaya çıkabilmektedir. Böyle bir olayla karşılaşan birçok kişi bedenini yukarıdan seyredebilmektedir. Bazıları kendilerini bir bulut olarak tarif etmişlerdir. Bu da bedenden dışarı çıkan birşeylerin olduğunun en büyük kanıtlardından biridir. Bir kısmı da bedenlerine göbekbağına benzer ışıltılı bir bağla bağlı olduklarını anlatmışlardır. Ayrılma olayını yaşayan kişi genellikle çok mutludur ve hafiflemiştir. Duvar, kapı gibi bütün katı engellerden rahatça geçebilir. Bazı olaylarda astral seyahat yapanların, ölmüş yakınlarıyla karşılaştıkları da görülmüştür. Fiziki hiçbir eşyaya veya yakında bulunan bir başka kişiye temas edilememektedir.

Olayın başında ve sonunda hissedilen temel duygular, bir boşluğa doğru düşüş ve felç olma hissidir. Bu iki duyguyu herkes yaşamıştır, özellikle uykuya geçiş anlarında bir boşluğa düşüş duygusu ve arkasından gelen müthiş bir korku hepimiz için tanıdıktır. Hatta bazen hareket etmek isteriz ama bir türlü edemeyiz, sanki elimiz ayağımız bağlanmıştır.... Bir güç bizi engellemektedir... Yani bedenimiz benliğimizi dinlememektedir. Bunun sebebi astral bedenimizin fizik bedenimizle olan ir-iıbatmın o anda zayıflamış olmasıdır.

Bu konuyu yazdır

  Duru İşiti Nedir?
Yazar: Spiritüeller - 25-05-2016, Saat: 04:48 - Forum: DURUİŞİTİ - Yorum Yok

DURUİŞİTİ



Duruişiti, hiçbir maddî araç olmadan, bilinen hiçbir cihaz kullanılmadan bedensiz varlıklardan, uzak maddesel ortamlardan gelen ses ve konuşmaları duymaktır.

Duruişiti, medyumluğunun uygulaması çok eskilere dayanır. Duruişitir kimse sesi, ses organıyla değil, zihniyle işitir. Ses, beynin içinde ortaya çıkar, bu sesi medyumdan başkası işitemez. Dış âlemden gelen etkiler, söz, yazı, vizyon hâlinde nasıl yorumlanıyorsa, duruişitide de ses tarzında yorumlanmaktadır. Etkileri ses hâline çeviren medyumun kendi maddî organı, beyni ve seyyalevî bedenidir.


1439971180_progresyon_egitimi.jpg


Duruişitinin ilk çalışmalarında, eski deneyciler, oldukça büyük denizminaresi kabuğunu (coquille) bir tür megafon gibi kullanırlardı. Böylece, dışarıdan gelen ses konsantre ediliyor, kuvvetlendiriliyordu. Duru görüde nasıl ilk çalışmalarda asıl haberci görümleri almadan önce kendiliğinden gelen, klişeler tarzında ortaya çıkan imajlar varsa, duruişiti medyumluğunda da aynı tarzda karışık, belirsiz, amaçsız, anlamsız ses kalıpları vardır. Önce fısıltı tarzında olan sesler gitgide kuvvetlenerek normal ses tonu kadar kuvvetli hâle gelir.

Doğal uyurgezerlikte, ekstaz hâlinde, mistik murakabede, kimi ruhsal bunalım hâllerinde, kendiliğinden olarak ortaya çıkan duruişiti olayları vardır. Telepatiden farklıdır. Telepatide alınan etki, hissî ifadeler hâlinde ortaya çıkar. Duruişitideyse böyle bir durum yoktur, beynin içinde bilinen ses gibi ses işitilir ve tereddüde yer kalmaz. Sanki beyin içine yerleştirilmiş bir telefon alıcısı var gibidir.

Bu konuyu yazdır

  Duru Görü Nedir ?
Yazar: Spiritüeller - 25-05-2016, Saat: 04:46 - Forum: DURUGÖRÜ - Yorum Yok

DURUGÖRÜ


En basit tanımıyla Durugörü 5 duyunun dışında, eşyaları, olayları ve düşünceleri algılama ve görmedir. Ruhsal görü adı da verilen bu yetenek, Duyular Dışı Algılamalar içinde üstünde en fazla araştırma yapılan yeteneklerimizden biridir.

5 duyu organlarımızdan biri olan gözler, bu algılamada fonksiyon görmezler. 2 kaşın arasında; gözler genellikle kapalıyken ya da her hangi bir objeye konsantre edildiği bir sırada adeta televizyon ekranında bir film seyredercesine, birtakım şekillerin görülmesidir. Bu yeteneği gelişmiş kişilere durugörü medyumu adı verilir.


Başlıca Durugörü Çeşitleri

l- Basit Durugörü

Herhangi bir anlam ve mesaj taşımayan birtakım imajların görülmesidir. Çoğunlukla gözler kapalıyken beliren birtakım imajlardan oluşur. Durugörünün ilk aşamasıdır. İnsanların belli bir bölümünde bu yetenek kendiliğinden işler durumdadır. Ve bu oran hiç de küçümsenemeyecek boyutlardadır... Bu seviyede bir durugörüye sahip olan kişiler, gözlerini kapadıklarında istedikleri imajları rahatlıkla görebilirler. Bu imajlar ya kendi isteklerine bağlı olarak görülür, ya da birtakım imajlar otomatik olarak gelip geçer.

2- Mekan İçinde Durugörü

Uzakta meydana gelen olayları ya da yerlerin algılanması ve görülmesidir. Normal olarak görülmesi mümkün olmayan uzaktaki bir yerin ya da kapalı, saklı olan şeylerin görülerek tariflerinin yapılabilmesi bu seviyeli bir durugörü yeteneğinde mümkündür.

3- Zaman İçinde Durugörü

Geçmiş ya da gelecekten bilgi veren kahinlerin kullandıkları yetenektir. Durugörünün en gelişmiş safhasıdır. Durugörünün bu safhasında görülen imajlar geçmiş bir zaman diliminde meydana gelmiş olan kimi olaylarla ilgili olabileceği gibi gelecekte ortaya çıkacak olan kimi olaylarla ilgili de olabilir. Burada da adeta bir film seyredermişçesine olaylar izlenebilir. Bu derece gelişmiş bir durugörü yeteneğine sahip olan kişilerin sayısı bir hayli azdır. Çok ender olarak görülür.



Kendinizi Test Edin

Gözler kapalıyken istenen bir imajın göz önünde canlandırılması durugörü yeteneğinin temelidir. Öncelikle böyle bir yeteneğinizin kısmen de olsa sizde işler durumda olup olmadığınızı kontrol edin: Gözlerinizi kapatın... 10-15 saniye bekleyin... Ve gözünüzün önünden geçen imajlar olup olmadığına dikkat edin... İmajlar kendiliğinden gelip geçiyorlar mı? İstediğiniz herhangi bir imajı zihin ekranınızda canlandırabiliyor musunuz? Yoksa hiçbir şey gözünüzün önünden geçmiyor ve her yer simsiyah mı görünüyor?

Gözleriniz kapalıyken her taraf simsiyah görünüyorsa durugörü yeteneğinizin tamamen işlemez durumda olduğunu söyleyebiliriz. Birtakım renkler hatta imajlar gelip geçiyorsa durugörü yeteneğiniz size göz kırpıyor demektir. Eğer istediğiniz imajları kolaylıkla zihin ekranınızda canlandırarak onu adeta televizyon ekranından seyredermişçesine canlı olarak görebiliyorsanız durugörü yeteneğinizin su üstüne çıkmaya başladığını söyleyebiliriz. (Basit durugörü)

Gözlerinizi kapattığınızda birtakım yerler, insanlar ve olaylar görüyorsanız bunların herhangi bir anlam taşıyıp taşımadığını kontrol ediniz. Örneğin gözlerinizi kapattığınızda bir arkadaşınızı ders çalışırken gördüyseniz; hemen onu arayarak gerçekten de o anda ders çalışıp çalışmadığını öğrenin. Ayrıntılara dikkat edin. O anda ders çalışmıyorsa daha önce çalışmış olabilir. Eğer böyle bir durum varsa arkadaşınızı ders çalışırken gördüğünüz ayrıntıların gerçek olup olmadığını araştırın. Ders çalıştığı masanın rengi, masasının üstündeki eşyalar, odasının şekli vs...

Belki de birkaç dakika sonra ders çalışmayı planlıyor da olabilir... Bütün bu ayrıntılar sizdeki durugörü yeteneğinizin durumu hakkında bir bilgi verir. Tabii tek bir denemeyle karar vermeyin. Belki başka bir zamanda daha farklı görüntüler de alabilirsiniz. Böylelikle basit durugörü mü, mekan içinde durugörü mü; yoksa zaman içinde durugörü yeteneğine mi sahip olduğunuzu anlayabilirsiniz.

Göz önünde Canlandırma

Şimdi biz sıfırdan başlayarak, sizde durugörü yeteneğinin hiç ortaya çıkmadığını varsayarak, en temel pratik durugörü çalışmalarıyla konumuza devam ediyoruz... Gözler kapalıyken istenen bir imajın göz önünde canlandırılması durugörü yeteneğinin temelidir demiştik... İşte ilk alıştırmamız da buna yönelik olacak... Aşağıdaki egzersiz, göz önünde canlandırma becerinizi geliştirmede size yardımcı olacaktır.

3 adet siyah fon kağıdı alın. Beyaz bir kağıdın üzerine daire ve ortasına bir nokta, artı ve tepesi yukarıya gelecek tarzda bir üçgen çizin ve bunları keserek her birini ayrı ayrı siyah fon kağıtlarınızın tam ortalarına yapıştırın. Şekillerinizin eni ve boyu 10 cm olmalıdır.

Hazırladığınız fon kağıtlarınızdan birini alın ve karşısına geçip oturun. 2 dakika süreyle gözlerinizi siyah fon üstündeki beyaz şeklinize odaklayın... Sonra gözlerinizi kapatın... Neler olduğunu hissedin. Gözlerinizi ilk kapattığınız an şeklin hala gözünüzün önünde bulunduğunu fakat belli bir süre sonra yavaş yavaş kaybolmaya başladığını fark edeceksiniz. Yapacağınız egzersizlerle bunun süresini uzatmaya çalışın. Kendinizi kasmadan tam tersine serbest ve rahat bırakarak bu çalışmaları her gün sürdürün... Böylece her geçen gün gözde canlandırma yeteneğinizin hızla gelişmeye başladığına şahit olacaksınız...

Bu konuyu yazdır