Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adı/E-Posta:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 3,077
» Son Üye: kuyucadisi
» Toplam Konular: 2,836
» Toplam Yorumlar: 3,067

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 375 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 375 Ziyaretçi

Son Aktiviteler
Nereden Başlamalıyım?
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: desdinova
07-04-2025, Saat: 11:03
» Yorumlar: 0
» Okunma: 590
Ayahuasca çayi hakkinda b...
Forum: ŞAMANİZM
Son Yorum: Gümüşkurt
29-12-2024, Saat: 23:19
» Yorumlar: 0
» Okunma: 500
Sürekli Aynı Sayıyı Görüy...
Forum: MELEK MESAJLARI
Son Yorum: Stannis
03-10-2024, Saat: 18:13
» Yorumlar: 0
» Okunma: 915
Bize ait olmayan sahte an...
Forum: Zihin
Son Yorum: cinsiyetsiztirmavi
29-08-2024, Saat: 01:28
» Yorumlar: 0
» Okunma: 831
RUHLARIN YAZDIRDIĞI SÖYLE...
Forum: ENTERESAN BİLGİLER
Son Yorum: Shfz
20-08-2024, Saat: 01:26
» Yorumlar: 1
» Okunma: 62,811
Nuh’un Gemisi’nin Çözülem...
Forum: TARİH
Son Yorum: Emka
21-02-2024, Saat: 21:57
» Yorumlar: 3
» Okunma: 9,246
DEMON İSİMLERİ LİSTESİ VE...
Forum: DEMONLAR
Son Yorum: Debriyaj_Balatasi
15-02-2024, Saat: 02:30
» Yorumlar: 1
» Okunma: 26,599
Trabzon'da ki Majisyenler
Forum: TRABZON SPİRİTÜELLERİ
Son Yorum: koavemaji
02-02-2024, Saat: 14:11
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,466
11:11'in Manevi Önemi ve ...
Forum: EVRENSEL ENERJİLER
Son Yorum: zeynepbuhan
10-11-2023, Saat: 18:49
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,761
Sürekli Şiddetli Baş Ağrı...
Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI
Son Yorum: Gümüşkurt
25-09-2023, Saat: 19:23
» Yorumlar: 0
» Okunma: 2,018

 
  Türklerin Sırrı AY'da Saklanıyor
Yazar: Archilles - 25-09-2017, Saat: 15:38 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Türklerin Sırrı AY'da Saklanıyor...

Neden AY'ın Karanlık Yüzü Denilerek oralar kötü gösteriliyor...

Neden NASA AY'a nükleer bomba atıyor...

 “NASA, Ay’daki Dünya Dışından Varlıklara Ait İzleri Saklıyor”  veriliyor:

11140.jpg


Özetle şöyle:

“NASA’nın dünya dışındaki varlıklara ait izleri sakladığı iddiaları ortaya çıktı.

UFO meraklılarını heyecandan çıldırtacak yeni bir haber daha geldi. Daily Mail gazetesinin yayınladığı habere göre Ay’ın üzerinde bulunan bir yapının doğal yollar yerine dünya dışı varlıklar tarafından oluşturulmuş olabileceği söyleniyor.

UFO’larla ilgili videolar yayınlayan ünlü YouTube kanalı Secureteam10, bu yapının doğal yollarla oluşmasına ihtimal vermediklerini, NASA’nın aynı bölgede 1967 yılında çektiği fotoğraflarda da benzer yapıların göründüğünü iddia etti.

Grubun açıklamalarına göre NASA, söz konusu görüntünün arşivlerden kaldırıldığını, hatta mevcut olan görüntülerin de rötuşlandığını iddia etti. Yeni görüntülerde ise bölgede bulunan yapının ön kısmında, kuleye benzeyen yükseltiler görülüyor. Bu yükseltilerin geçmiş dönemlerde bilinmeyen varlıklar tarafından inşa edilmiş olabileceği öne sürülüyor.”

Oktan Keleş’i ve 16 Yıldız’ı takip edenler açısından sürpriz mi? Biz neden Oktan Keleş’i en çok NASA’nın takip ettiğini "ısrarla " söylüyoruz…

İnsanlar, makamlar gelecek ve geçecek… Ama Türk Devlet’i Allah’ın izniyle yaşayacaktır. Dün kimler vardı, bugün kimler var, yarın kimler olacak? İnsanlar geldi geçti ama Devletimiz ayakta Allah’a şükür. Biz on binlerce sene önce de varsak bir sebebi olmalı…

Bürokrasinin lüks odalarında oturup, “şu bizden, bu bizden değil” ayrımları yapanlara diyeceğim o ki; Oktan Keleş bu Devlet ve Millet yararına ne iş yapılmışsa yanlarında olmuş, ne yanlış yapılmışsa da karşılarında olmuştur. Ölçüsü bellidir. 

Şimdi aşağıdaki bilgilerin sizlere çok uzak ve komplo teorisi gibi geldiğini de biliyorum ama hiç düşündünüz mü acaba NASA Oktan Keleş'i neden davet ediyor? 

Şimdi gelelim asıl konumuza, AY meselesine.

Bunu yine tekrar olacak ama ilk kez Oktan Keleş KULBAK BİLGE’de açıklamıştı.

AY’da bir türbe olduğu…AYBOLDI ATA

Biliyorum bazılarına uçuk gelecek ama siz yine de NASA’nın okuduğu gibi okuyun ve bekleyin: 

KULBAK BİLGE'de İlgili Bölümler Şöyleydi: 

155

Hakikati dünya denen yerkürede arayanlar yine yanılmışlardı. Yeryüzünde ne varsa bir çoğu dış Gökten gelmişti, inmişti. Bilgi, cevher, tohum, maden, yaşam. Atam(ADAM-ADEM) KÖKATAM, "inin düşmanınızla" hükmü geldiğinde Yerküreye, Dünya’ya ayak basmadan bir çok yerde durakladı, konakladı, kaderini yaşadı. Düşmanı takipteydi, KÖK ATA Yerküreye inmeden durakladığı konakladığı yerlerde Dünya zamanı gibi olmayan on bin sene yürüdü. İnerken eşinden ayrılmıştı. Eşi de yürüyordu. Nihayet AY’da buluşmuşlardı. Bu buluşma daha sonra Yeryüzünde de gerçekleşecekti yani en son indikleri Dünya’da. Dünya’nın tarihi ayrı idi oraların ki ayrı.9 yer Gezegen sonra ATA cennetinde rahime düşen 4 düz çocuğu doğurdu KÖKATAnın eşi. Büyüttü burada bin yıl eğlendi, türediler.

156

Evrenin en bilgeleri, hünerli idi kılıçları, kalkanları. Savaşçılarıydılar. Tek Tengriye, Tek Yaratana, gücü her şeye yetene inanıyorlardı.Tengri elçilerine uyarlardı. Yasaları vardı. "MİM Çağına " ulaşmayı dilerlerdi.

157

Gelecek zamandan kendi zamanlarına gelin ve damatlar getiriyordu zaman aşıcıları 3 çağın tek bilgesi gözetiminde .Türeyiş böyle sürüp gitti.O yerlerin çağı ayrı idi, Dünya çağı ayrı. DÜNYA ÇAĞI,O YERLERİN ÇAĞI,ZAMANSIZLIK ÇAĞI. Gün geldi 3 çağı bir yerde birleştiren bir ATAM (ADAM) Geldi. Onun adı OK-UZ'du.

158 

Bütün madenleri eğilleştirdiler, biri hariç! Onu Tegri Dünya’ya  imtihan bıraktı. Nefislerde simyalanmalıydı bu maden. Hızlı öğreniyorlardı yüksek zekalıydılar. Aranır o Taşlar.. Onlar Mekanik Dijital ötesi taşlara kayıt yaptılar.Teknolojileri o kdar ileriydi ki, sihir zannedilecek kadar.

159  

OK-UZ  ATA ya bazen OĞUZ derlerdi. Son kitaptaki adı ZULKARNEYN'di.OK-UZ  ATA'dan önce o yerlerin çağında, yer yüzünde sırrı çıkacak olan gezegende kök salan  KÖKATA'mın dördüzleri, 9 Gezegene  9 alamet, nişan diktiler. Hakim oldular.(9 TUĞ SIRRI) 9 Nişanın 9 Düşmanı peydahlandı. Bu kadim düşman Şeytan ve soyundan müttefiklerinden oluşuyordu. Daha sonra bu düşmanlık Yeryüzün'de (Dünya’da) devam edecekti. KÖKATA’nın dördüzlerinden birinin adı HUN'du .Bulunduğu yerlerde daha önce yaratılanlar vardı: Cinler, Elifanlar, İnsansılar ve diğerleri.Dördüzler türeyince kimileri, kimileri ile ittifak bile yapmıştılar. Savaşlar el değiştiren mevziler. Değiştikçe hakimiyetler, Gezegenler, Yıldızlar isim değiştiriyorlardı. HUN oluyor, melekler seviniyor, Neptün, Mars oluyor Şeytan ve avanesi seviniyor işte Tanrılar diyorlardı. Savaşların yeni nedeni Tengri buyruğu ile inilecek yeni gözde Yeryüzü (DÜNYA)idi. Oranın hakimiyeti peşindeydi  Şeytan ve soyu.  

11137.jpg
 
160 

Ansızın manyetik tufan oldu yıldız sisteminde. Gemileri olanlar kaçtılar. Ne kadarı kurtuldu bilinmez.Tengri önceden HUN'a gemi varetmişti, uyanlarla binsin diye. Kendisinin bilgi verir olmayan gemi.Son kitapta yaratan yarattığı gemiden yaratılmış,(KUL)yapısı (ZUHRUF 12) 

Güneş Ganeş!    Ejderhalar çok çektirdi! 

Bu gemi dev bir gezegenin uydusu gibiydi. Küre şeklindeydi belkide küçük bir yıldızdı. Nevisini  Tengri bilir. Bulundukları gezegenin tüm bilgileri bazı canlılar, kanatlı gölbörüler küre gemiye yüklendi. Nihayet hareket etti. Kendi yurt gemileri alev alev yanarken küre gemiye kızıllığı vurmuştu. Bu küre gemi bir kırmızı elmaya benzemişti.Bir hayli süzüldü Tengrinin çizdiği yörüngede içinde Kadim bilgiler Hakimiyet sırları vardı.Gemi Dünya ya en yakın  başka küre, AYA yaklaştığında HUN ve HUN ‘a uyanlar AYA göçtü. 

HUN -NUH gökte ,yerde gördü tufanı!

161

Küre gemideki tüm bilgiler AYA taşındı.AY BİLGİ ,BİLGE doldu.  

YEŞİL-AY-KIZIL! 

AY o zaman yemyeşildi. Dünyadan bu yeşillik parlak görülürdü. Yeryüzünde KÖKATA ve Eşi KÖKANA inmişti çoktan. Ama HUN ve ona uyanlar inememişti. Ne gariptir o zaman AY'dan Dünya’ya gelinmeye çalışılıyordu. Kaç zaman AY'da HUN Tengri gemisinden aldığı bilgilerle küçük bir uçan binek yaptı.İçine aldı gereklileri.Kanatlı Gökbörüsü de vardı indi nihayet yere (DÜNYA’YA) Babası KÖKATA, ANAATA ve kardeşleri ile kucaklaştı. Geldiği yerlerin zamanı buralarda günlere, aylara sığacak kadardı. Oysa oralarda bir çağ yaşanmıştı.Derken Dünya’dan görülen YEŞİLAY KIZILAY'A döndü birden. Anlaşılmıştı Şeytan oraya saldırmış yakmıştı.Oradakilerin akibeti bilinmez.


162

Türk ister gökte teknolojinin son sınırı ile kuşansın,ister yerde bir kılıç Türk TÜRKTÜR!     

11138.jpg

163 

AY’ı çatlatana kadar bombalamak kimin fikri? 

Dördüzlerin ikisi ayrı yıldız sistemlerine göçmüştü sırları ile. Onlara GÖKTÜRK, KÖKTÜRK dediler. Hala beklenirler,Yeryüzünün Hakimiyeti için. Gelecektirler HUN'un soyu Türk'ün amcaları. Yer Türk’lere desteğe kayalardan çıkanla.Biri AY’da öldü eceliyle kabri kaldı mazide. Zira şeytan ve o yerlerin yaratıkları fırsat buldukça Dünya’yı yoklamışlar, Ejderhalarını bile salmışlardı,indikleri yerlere ,taşlar bile dikmişlerdi.Onları yok etmek kanatlı Gökbörü’lere düşmüştü.Yeryüzünde insanlar bunların çoğunu Tanrı diye bildi, hele birtanesini Güneş’den geldi zannettiler, hortumu vardı solungacında. Zira Tengri haram etmişti Yeryüzünün Havasını!Hortumuyla soluyordu yerde.Dünya’nın  bir köşesindekiler onun oğlu RA dediler.Soyu gökte taktıkları hünerli hortumları ile Yeryüzünün havasını solumak hakim olmak diler. Dünya’nın havasını kirletmek kimlerin fikri.. Soluyanlar solumasın ,soluyamayanlar solusun diye. Ganeş şeytanın desteği ile son yalancıya müttefik olmak için fırsatkollar akibeti bellidir.

(Hortumunu damgalayacağız KALEM 16) KÖKATA’nın Yeryüzünde böylelikle 2 oğlu kalmıştı ,biri gökte doğan HUN.Yaradan son kitapta O’na…

164  


ALİM dedi. Kurbanı kabul olacaktı.Yerde doğan kardeşi tarafından canına kıyıldı.Yaradan buyruğu uğruna Yeryüzünde öldürülen ilk Şehid olacaktı.Onun oğlu Türk soyunu devam ettirdi.Yeryüzünde yaradan adına ilk orduyu kurdu.Babası HUN ‘un vasiyeti Kızılelmayı arayın bulun ulaşın Yeryüzünün son nefesine kadar tenbiği töreledi. 

Yerlerin türeyişi başka o yerlerin başka idi. 

Kızıl Gemide asıl bilgiler sırlar,o gökte süzülmekte,sahiplerini bekler,onu ele geçirmek Türk ün görevidir!O na ulaşmak için yerde yapacak işler var! 

….. 

215 

-Yer=Gökte bir gezegen ILDIZYURT, Agolası (idaresi yönetimi) yıl= Dünya yılı ile 2014. Kineş (Şura) kurulmuş Aka Ataylar (aksakal heyeti)… Aka Atay Kutaş konuştu “yerdekiler (dünya) Kangtürkler gecikti.” Dedi.

 -Aka Atay Kutaş; “Çok geciktiler.” 

216  

-Aka Atay Buyrukçu Öbge Babrak söz aldı; “Onlar gelemiyorlarsa biz gidelim yerdeki soyumuza Turkun torunlarına 1999 da gitmiştik yıkımı önlemek için.”

  -Aka Atay Buyrukçu Öbge Babrak; “Biz gidelim”  

11139.jpg

217      

-Divanın kız üyesi Arıl Aşina söz aldı; “hayır bunu tuğ sahibi Ay Tür Bedarı Ayda Boldı Ata bilir söyler o en bilgedir.” Ildızyurtta Ayboldı Ata gök gözlü elinde Kızıl Elma'yı gösteren Tuğ asası olan Yücetürk Bilge 2.12.214

11140.jpg

  -Arıl Aşina; “en bilge Ayboldı Ata”  


Kaynak:onaltıyıldız

Bu konuyu yazdır

  Bunu yiyenler 120 yıl yaşıyor! Sırrı ise...
Yazar: Emka - 25-09-2017, Saat: 15:17 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Hunza Türkleri Hun Türklerinden geliyor. Pakistan ve Hindistan sınırında yaşayan bu insanların çok ilginç bir özelliği var.

Çin ve Afganistan sınırında Pakistan'ın Keşmir kentinde yakınlarında yaşayan Hunza Türkleri ortalama 120 yıl yaşıyor. 

Bilim adamlarının dikkatini çeken bu ömür süresi onları araştırma yapmaya yöneltti. Yolun yarısının 65 yaş olduğu bu toplulukta kadınlar, 65-70 yaşında doğum yapıyor.

354_pt1_12.jpg

Tamamen Müslüman olan Hunza Türkleri ortalama 110 ile 120 yıl yaşıyor. Burada 65 yaş yolun yarısı sayılıyor...

Kadınlar 65-70 yaş arasında anne oluyor. 100 yaşında ölenlere genç öldü deniliyor.

354_pt1_13.jpg

Yolun yarısının 65 yaş olduğu bu toplulukta kadınlar, 65-70 yaşında doğum yapıyor.

Hunza Türklerinin çok ilginç bir yanı da burada hiç kanser vakasının yaşanmaması..

354_pt1_15.jpg

Bu Türkler kansere yakalanmadıkları gibi sık rastlanan diğer rahatsızlıklara da uğramıyorlar.

Bilim adamlarının dikkatini çeken bu ömür süresi onları araştırma yapmaya yöneltti.

Bunun nedeni denizden 6 bin metre yükseklikte çok yüksek oksijeni olan bir bölgede bulunmaları.

354_pt1_11.jpg

Buz gibi temiz su içip kendi ekip biçtiklerini yemeleri..

Hunza Türkleri'nin et ve baharatlı yemekleri çok ünlü ve Sadece kendi ürettikleri sebze ve meyveleri tüketiyorlar.

Coğrafi zorunluluklar ve iklim değişikliklerin gibi sebeplerle Sibirya ve bugünkü Rus düzlüklerinden Orta Asya bozkırlarına indiği düşünülen Türkler, orman avcılığından göçebe çobancılığa geçiş süreci yaşamıştır.

354_pt1_10.jpg

Türk dilinde ormancılık ve orman yaşamıyla ilgili sözcüklerin, bozkır yaşantısındaki sözcüklerden daha eski olması ve Pazırık Kurganında ren geyiği görünümü verilmiş atlar çıkartılmış olması bu süreci doğrulamaktadır. 

Coğrafi şartlar ve iklim değişiklikleri veya bilinemeyen nedenlerden ötürü Türk kabilelerinin büyük bir kısmı yerleşik ve ormancılık hayatından bozkır hayatına geçmişlerdir ve bir şekilde bozkır hayatına adapte olmuşlardır.

354_pt1_7.jpg

Bugünkü Doğu Türkistan, Moğolistan ve Altay bölgelerinin İlkçağ'da ve Orta Çağ'ın başlarında Türkler'in anayurdu olduğu düşünülmektedir. Bu alan; 1200 ila 1400 metre arasında değişen bir yayladır.

Büyük çöküntüler ve yüksekliklerden oluşan bu arazide Altay Dağları'nın yüksekliği 4600 metreden fazladır. Ötüken'in bulunduğu bölge 4000 metre civarındadır. Cungarya ve Gobi Çölü'nün bulunduğu alan yılda 100 milimetreden az yağış alır. 

354_pt1_2.jpg

Bugünkü Doğu Türkistan, Moğolistan ve Altay bölgelerin de yıllık yağış 200 milimetreyi geçmez. Kışın soğuk şiddetlidir: -50 dereceye kadar düşer. Kışın büyük bölümü toprak karlar altındadır. 

Yazın hava çok sıcak olabilir ya da kötü geçen yıllarda fırtına da görülebilir. Sık ladin, çam, köknar ormanlarıyla kaplı yüksekliklerin eteklerinde çayırlar vardır. Çukur yerlerde ise ağaçlıklı otlaklar ve çalılıklar vardır.

354_pt1_3.jpg

Bu bölgelerden Çin'e doğru giden topraklar ve İran'a doğru giden topraklar uçsuz bozkırlarla ve çöllerle kaplıdır. Altay'a yakın Sibirya bölgelerinde ise tayga iklimi vardır.

Böyle bir alanda İlkçağ ve Orta Çağ'da yaşayan topluluklarda ekonominin temeli hayvancılığa dayanmaktadır. Geniş steplerde en çok at ve koyun yetiştiriciliği yapılmaktadır. 

Bunlardan başka deve ve sığır da beslenmektedir. Koyunun yünü eğilerek ip yapılır ve bundan halı, kilim üretilmektedir. Andronova ve Afanasyevo Kültür kalıntıları sebebiyle, bilim adamları halının ana yurdu olarak Orta Asya'yı göstermektedir.

354_pt1_2.jpg

Özellikle Orta Asya nüfusunun çoğunluğunu teşkil eden göçebe toplumlarda hayvancılık ön plandaydı. Bu yüzden Orta Asya bozkırlarında göçebe hayatı yaşayan insan toplulukları yazlık alanlar ve kışlık alanlar belirleyerek belirli bir yol üzerinde göç ederlerdi. 

Göçler rastgele değildi. Göç edilecek yerler ve takip edilen yollar önceden belirliydi. Böyle bir Bozkır hayatına bağlı olarak On iki Hayvanlı Takvimi gelişmiştir. 

354_pt1_1.jpg

Bu takvim; güneş ile ay arasındaki döngüye ve "geyik böğürtüsü", "bir hayvanın doğması","bir göçmen kuşun geri dönmesi" gibi doğa olaylarına bağlıdır.

Bozkır hayatında, sebzeye karşı fazla istek duyulmazdı. Sütlü darı, peynir, yoğurt ve kısrak sütünden yapılan kımız, Orta asya topluluklarının başlıca besin maddeleriydi.

At ve koyun etinin saklama ihtiyacı "ilkel konserveciliğin" gelişmesine yol açmıştır. Göçebe topluluklarda "yonca"nın ve "darı"nın oldukça önemi vardı.

Kaynak:milliyet

Bu konuyu yazdır

  Telepati Bağı Kurmak İçin Uygulanan Teknikler ve Yöntemler
Yazar: EvrimBilge - 24-09-2017, Saat: 03:21 - Forum: TELEPATİ - Yorum Yok

Telepatinin hangi yöntemler ile yapıldığını öğrenerek kendinizi bu konuda geliştirebilir bu doğrultuda karşınızdaki kişi ile farklı bir bağ kurabilirsiniz

Telepati kurmak için gerekenler
Telepati, insan beyinlerinin ortak noktada aynı şeyi düşünmesi olarak açıklanabildiği gibi karşıdaki kişinin zihninden geçenleri okumak olarak da tarif edilebilir. Telepati yapılabilmesi için bazı beyin dalgalarının gerektiğinden fazla çalışması ve üzerinde düşünülmesi gerekmektedir.

Telepati yapmaya karar verdiğinizde öncelikli olarak karşınızdaki kişiye ciddi şekilde odaklanmanız ve zihninizin tamamen o yönde çalışması gerekmektedir. Odaklama, beyin çalışmasında önemli bir rol üstlenmektedir. Öyle ki zihnini istediği gibi yönlendirebilen kişilerin telepati yeteneği çok daha üst seviyelerdedir diyebiliriz.

Telepati nasıl yapılır üzerine kafa yormaya başladığınızda öncelikle sizin bu olaya inanmanız gerekmektedir. Beyin odaklanma ile birlikte inanç konusunda da aşırı uyarılmaktadır. Beynimiz inandığı şeyi gerçekleştirme üzerine uçsuz bucaksız bir yeteneğe sahiptir. Telepati nasıl kurulur diyorsanız da burada alıcı verici ilişkisi devreye girmektedir. Telepati kurmak tam olarak alıcı olarak kendinizi kabul etmeniz ile birlikte karşınızdaki vericinin de buna inanması ile gerçekleşir. Telepati teknikleri arasında en çok kullanılan yöntemlerden birisi de sessiz bir ortamda karşınızdaki kişinin bir şeyler düşünmesini sağlamak ve o kişiye odaklanarak özellikle de gözlerine bakarak zihnini okumak olarak düşünülebilir. Telepati yapmak her insanın becereceği bir iş olmadığı gibi gerekli çalışma yapıldığında yine her insanın kazanabileceği bir yetenek olarak da gösterilebilir.

resim-20160714113552.jpg

Her İnsana Karşı Telepati Uygulanabilir mi
Telepati uygulanacak olan kişi ile bir takım duygusal bağların kurulması gerekebilir. Öyle ki telepati yöntemleri arasında genelde sevdiğiniz kişiye karşı yapılan uygulamalar ön plana çıkmaktadır. Bazı telepati yöntemleri de keskin çizgileri olmadan kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Örneğin uzaktaki biriyle telepati nasıl kurulur diye merak ediyorsanız bunu düşünerek bulamayabilirsiniz. Bir gece huzursuzlandığınızda gelen ‘’iyi misin?’’ mesajı karşınızdaki kişi ile zaten telepati içerisinde olduğunuzun açık bir şekilde göstergesidir. Burada 6. His de devreye girmiştir.

Telepati kurma teknikleri sıradan bir kişiye uygulanarak başarıya ulaşabileceği gibi tanıdığınız ve iyi bildiğiniz bir insanda daha çok işe yaramaktadır. Sessiz telepati tekniğinin yanı sıra konuşarak ve karşınızdaki kişiyi belirlediğiniz düşüncelere yönelterek de bir takım teknikler uygulayabilirsiniz. Bu şekilde onu adeta kapana kıstırabilir ve aklındaki düşünceleri söyleyerek şaşırtma şansınız vardır.

Çoğu kişi zihin okuma tekniklerine kafa yorduktan sonra telepati nasıl kurulur diye düşünebilir. En basit telepati teknikleri arasında gözlerin kapatılarak zihninize adeta bir akarsu gibi bilgilerin gelmesi tekniği gösterilebilir. Bu teknikte öncelikle hedef kişi belirlenir ve ardından onun bir konu üzerinde düşünmesi gerçekleştirilir. Bu düşünme esnasında gözlerinizi kapatarak karşınızdaki kişinin zihninden geçenleri anlamaya çalışırsınız. Bu durumda karşınızdaki kişinin sürekli o düşünce içerisinde olması gerekmektedir. Telepati bir tahmin tekniği değildir bu yüzden tahmin üzerinden değil de hisleriniz üzerinden hareket etmeniz gerekecektir.

Telepati Duygusal Bir Olay mıdır
Her ne kadar duygusal anlamda aradaki bağ telepati yapmak ve telepati kurmak için gerekli olsa da bunun tamamen bilimsel ve enerji üzerine kurulu bir teknik olduğu unutulmamalıdır. Gözle göremediğimiz beyin sinyallerinin evrende birbirleri ile ortak paydada oluşması üzerine telepati gerçekleşir. O yüzden karşınızdaki kişi ile duygusal yakınlık sağlayarak onun düşüncelerini hissetme yöntemi ile telepati mümkün değildir.

Sahip olduğumuz beş duyuyu bir kenara bırakarak tamamen evrendeki enerjiye odaklanmamız gerekmektedir. Burada karıştırılan nokta telepati kurma esnasında bize his olarak bazı düşüncelerin gelmesi ve ortaya bir iletişim çıkmasıdır. Anca bunu bir his olarak değil doğrudan beynimize gelen bir sinyal olarak düşünmeliyiz. Telepatiyi bu şekilde tanımlar ve kabul edersek telepati kurmak adına çok daha verimli olabilir, telepati yöntemleri uygularken zorlanmayız.

Bu konuyu yazdır

  Pozitif Düşünce Gücü ile Mutlu Yaşam Teknikleri
Yazar: EvrimBilge - 24-09-2017, Saat: 03:17 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

İnsan beyni üzerinde araştırmalar yapıldıkça şaşırtmaya ve hala bilim adamlarının ilgisini üzerine çekmeye devam ediyor. İnsan düşünce gücüyle neler yapılabilir

Beden Üzerindeki Etkisi
Yapılan araştırmalara göre insanın ağrıyan bir bölgesi olduğunda yapacağı ilk fiziksel hareket ağrıyan bölgeyi eliyle kapatmaktır. Bunun yapılması beden de düşünce gücünü de tetikliyor. Beyindeki bedensel duyumsal kortexin etkilenmesi kişinin bu fiziksel hareketiyle hızlanıyor. Kişi dikkatini bu noktada yoğunlaştırması düşünce gücünü harekete geçiren en büyük etken.

Düşünce gücümüzün vücudumuza etkisi bu kadar büyükken pozitif düşünce gücü nasıl bir katkı sağlayabilir? Fiziksel olarak yaklaşırsak insan vücudunun yapılan deneylerde kendini korumak adına hastaymış gibi tepkiler verebildiği yönündedir. Bunu ifade eden bir başka deneyden bahsedelim.

Üç noktandan parmağımızı temas halindeyken tek noktandan ısı veriliyor fakat vücudumuz aynı direnci her noktada gösterip her parmak su topluyor diğer iki uç soğuk olmasına rağmen. Bu da düşünce gücünün bir getirisi olarak düşünebiliriz. Hastalandırmaya gücümüz yetiyorsa bunun tam tersi olarak iyileşmek içinde düşünce gücünü kullanmak mümkündür.

Düşünce gücümüzü sadece sağlıkla sınırlamamak gerek hayatın her alanın başarıya giden yol doğru motivasyon ve pozitif düşünceden geçer.

pozitif-d%25C3%25BC%25C5%259F%25C3%25BCnce-1.jpg

Ruh Sağlığı Üzerindeki İyileştirici Etkisi
Sağlıklı bir bedene ve ruh sağlığına sahip olmanın ön koşullarından biri de sağlıklı çevre ve insan iletişimidir. Bunun için özellikle kendimizi ve bedenimizi iyi tanımamız gerekmektedir. İnsanın düşünceleri ve bedeni arasında çok hassas bir denge vardır. Olumlu düşünceler içersinde olduğumuz zamanlarda buna göre bedenimizde salgılanan hormonlar ve miktarları değişim gösterir.

Olumlu düşünce hormonlarımızda da olumlu etkiler sağlar. Kalbimizin sinir sistemimizin çalışmasında etkisi vardır. Ayrıca beynin kimyasal değişimini de olumlu yönde etkiler. Hastalığımız varsa ona karşı daha güçlü bir savunma sistemi oluşturur. Kendimizi daha az yorulmuş daha güçlü ve dirençli hissederiz. Bunlara bağlı psikolojik olarakta olaylara karşı tavrımız olumlu yönde ilerler.

Pozitif Düşünce Akışı İçin Beyninizi Nasıl Yönetebilirsiniz?
Pozitif düşünce ve beyin gücü birbiriyle yakından ilgili olan iki temel konu olarak karşımıza çıkıyor. Yapılan son araştırmalara göre, beyin dalgalarınızın frekansını kontrol ederek, daha pozitif, daha yaratıcı ve evrenle daha barışık olabilmeniz mümkün olabiliyor. Uykuya geçiş sırasında salınan alfa dalgaları, yaratıcılığınızın en üst seviyede olmasını dolayısıyla evreni daha iyi algılayabilmenizi, beyninizi daha iyi yönetebilmenizi ve farkındalık seviyenizi artırabilmenizi sağlıyor

Aynı zamanda pozitif düşünce gücünü harekete geçirmek için uygulayacağınız teknikler ve meditasyon için uygun bir ortam hazırlamak adına öncelikle beyin dalgalarınızın frekansını değiştirmeyi deneyebilirsiniz. Uykuya geçiş sırasında, uyanık kalmayı başarabilmek için hazır metotlar bulunmakta iken bunun için kişisel bir teknik keşfederek her zaman onu uygulayabilmeniz de mümkün olmakta.

Mutlu Yaşamın Sırları
Çevre koşulları ve hayatımız gün geçtikçe değişiyor ve günümüzde bu değişim ayak uydurulamaz bir hıza ulaşmış durumda. Pozitif düşünce gücü teknikleri bu uyum için ihtiyaç duyduğumuz yöntemlerin genelini kapsar. Bu tempo zaman zaman hızlı karar vermemizi seçimlerimizi buna göre şekillendirmemiz için bizi zorla. Sonucunda stres, iç çatışma, moral bozukluğu, tahammülsüzlük, tatminsizlik, motivasyon düşüklüğü gibi sorunlarla karşı karşıya kalırız.

Bugünün sorunlarıyla çevrilmiş bir kişinin kendi yarattığı sorunları aynı altyapı ve fikirle çözmesi imkansızdır. Pozitif düşünce gücüyle mutlu yaşamın sırlarını keşfetmek için yeni teknikler denemelidir. En önemli yöntem kendinle barışık olmaktır. Kendinize sorular sorup neyi istediğinizi neyi elde ettiğinizde mutlu olacağını belirlemektir. İdealist olmak da çok önemlidir.

Bu konuyu yazdır

  Telekinezi – Düşünce Gücü İle Enerjinizi Hissedin
Yazar: EvrimBilge - 24-09-2017, Saat: 03:14 - Forum: TELEKİNEZİ - Yorum Yok

Telekinezi düşünce gücü ile, fiziksel yardım olmadan, konsantre olarak nesnelerin hareket ettirilme işlemlerinden oluşmaktadır.

Telekinezi Nedir
Maddelerin düşünme gücü yardımı ile kontrol altında tutabilme durumuna teleknezi adı verilir. Teleknezi kelimesi Yunancadan gelme bir kelimedir.  Uzaktan kontrol altına alma anlamına gelir. Bu durumun gerçek olduğuna dair ortada kesinlikle bilimsel açıdan bir kanıt bulunmaz.

İnsanlar üstünde her daim merak uyandırmayı başarmış olan teleknezi, üstünde şu güne kadar birçok alıştırma ve araştırma yapılmıştır. Yapılmış olan araştırmalar sonucunda fiziksel açıdan herhangi bir temasa geçilmeden sadece ama sadece düşünce gücü yardımı ile hareket ettirebilme olayının bilimsel anlamda açıklanmasının mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır.

Konu hakkında yapılmış olan birçok deney sonucunda düşünce gücü yardımı ile nesnelerin hareket ettirilmesi yetenekleri üzerinde halen araştırma da yapılmaktadır. 2006 yılında dünyanın belli başlı ülkelerinde 380 tane bilimsel deney yapılmış ve bu deneyler sonucunda sadece küçük bir etki varlığı ortaya çıkartılabilmiştir. Teleknezi yapmak hal arasında kabul gören bir durum değildir.

Telekinezi parapsikolojisinin bir dalıdır ve para psikologlar telekineziye psikokinezi demektedir. Telekinezi konusunda yapılan deneyler neticesinde en başarılı ve en etkili olan isimler arasında İsrail psişik olan UriGeller ve Rus psişik olan Nina Kulagina yer alır.

Telekinezi İle Neler Yapılabilir
Çatallar, gazeteler, dergiler vb. cisimler oynatılabilir.
Anahtar, kaşık ya da metal olan başka cisimlerin şekli değiştirilebilir.
Psişik enerjisi topları, bu toplar insanların enerjileri ile ortaya çıkmaktadır. Bu topları ortaya çıkartıp fırlatma imkânı bulunur.
Telekinezi konusunda ileri düzeydeyseniz ışıkları açabilir, kapı kilitleyebilir ya da camları açıp kapatabilirsiniz.

maxresdefault.jpg

Telekinezi Dersleri

Telekinezi derslerine başlarken;
Vakit seçmek oldukça önemlidir. Çünkü bu aman diliminde konsantrasyon olunması gerekir. Telekinezi için en uygun olan zaman ise sabah erken saatlerdir.

Telekenizi derslerine en basit olan kâğıt ve iğne yöntemi ile başlanır. Derse başlamak için içen yapıya sahip olan diktörgen şekilde kesilmiş parşömen kâğıdı hazırlamak gerekir.

Konsantrasyon olmak için kesinlikle düşüncelerinizin önüne geçecek olan her türlü şeyi aklınızdan çıkartmanız gerekir. Gözlerinizi kapatın ve aklınıza gelen şeyi ortadan kaldırasıya kadar gözünüzü kesinlikle açmayın. Zihninizin var olan düşüncelerden arındığını hissedin.
Telekineziye başlayacağınız gün sonuca ulaşmak adına her türlü çabayı göstermek gerekmektedir. Çoğunlukla ilk zamanda sonuç almak mümkün değildir.

Kesilen ve hazırlanmış kâğıda 30 derece olacak bir açı ile üstten bakarak odaklanmanız gerekmektedir. Odaklanma sağlandıktan sonra kâğıdın döndüğünü düşünmeniz gerekir. Bunu hayal etmek yetmeyecektir. Düşüncelerinizde kâğıdı kendinizin döndürdüğünü yerleştirmelisiniz. Sakin bir şekilde kâğıdın döndüğünü düşünmeye devam etmelisiniz. Bugün olmasa bile ilerleyen günlerde mutlaka olacaktır.
Telekinezi Teknikleri

Alevi Yakalamak ve Hissetmek Tekniği
Alevi yakalamak için öncelikle mum yakmak gerekir. Mumun devamlı olarak yanması için rüzgâr olmayan bir ortamda bulunmak gerekir ve mumu hissetmek oldukça önemlidir. Muma odaklanmalısınız ve sadece mum ile kendinizin orada olduğunu düşünmelisiniz. Alevi yakalamak konusunda inanç oldukça önemlidir. Mumun alev kısmını kişilerin kendilerinin bir organı ya da uzvu gibi hissetmesi gerekir. Alevi istediğiniz her an hareket ettirebileceğinizi düşünün. Telekinezi teknikleri arasında en basit tekniktir. Sonuç almaya devam edinceye kadar uğraşmalısınız.

Balon ve Psiball Tekniği
İlk olarak Psiball psişik topudur, yani enerji topudur. Bu teknik zor bir tekniktir. Elinize bir adet balon almalısınız ve ellerinizi balonun iki tarafından değecek şekilde konumlandırmak gerekmektedir. Bundan sonra konsantre olup odaklanmanız gerekir. Kişilerin vücutlarında var olan enerjilerini tamamen avuç içlerine ve ellerine geldiğini hissetmesi gerekir. Ellerin iç kısmında ısı ile ortaya çıkan enerjinin bir top haline geldiğini düşünmelisiniz. Başarılı olamazsanız kesinlikle denemeye devam etmelisiniz.

İmajine Tekniği
Önünüze bir adet kâğıt koyun ve vücudunuzun her noktasında enerji olduğunu hissetmelisiniz. Gözlerin kâğıda odaklanması ve kapatılması gerekir. Vücudun her noktasında bulunan enerjinin kâğıt etrafında olduğunu hissetmelisiniz. Enerjinin ve kendi gücünüz ile kâğıdı aşağı, yukarı, sağa, sola hareket ettiğini hayal edin. Bu teknikte konsantrasyonun tam olması önemlidir. Önemli düzeyde sonuç alamayan kişilerin kâğıdı hareket ettirme kısmını devamlı olarak tekrara etmesi gerekir.

Tünel Tekniği
Bu teknik için küçük ama hafif olan bir eşya kullanmak gerekir. Ağır olan eşya ile bu teknik üzerinde çalışan kişiler genelde başarısız olmuştur. Bu teknik için zihnin tamamen boşaltılması ve arınması gerekir. Seçeceğiniz eşya bir iğne ise onunla kendi aranızda bir tünel kurmanız gerekir. İğne ve sizin tünelde olduğunuz düşünün ve çevrede bulunan her şeyi tünel dışında bırakmayı unutmayın. Konsantre olarak iğneyi ittirdiğinizi düşünmelisiniz.

Psibal Oluşturma Tekniği
Psiball yani enerji topu vücutta bulunan enerjinin şekillendirilmesi ile alakalı olan bir tekniktir. Ellerinizi ön kısmınıza doğru getirin ve avuç içleri yukarıya bakacak şekilde durun. Sonra gözlerinizi yavaş yavaş kapatın ve kendinizi rahatlatın. Avuç içlerine gelen sıcak ve etrafında bulunan enerjiyi hissedin ve enerji topuna yoğunlaşın. Devamlı olarak ve git gide bu enerji topunu kendinizin güçlendirdiğinizi ve büyüttüğünüzü hissettirin. Bu hislerin tamamını zihninize yerleştirin ve masa ya da dolap üzerinde yer alan kâğıt gibi hafif olan şeylere doğru fırlatın.

Kavanoz Tekniği
Bu teknik birkaç tane nesne ayarlamak gerekir. Bu nesneler;

1 adet dikiş iğnesi
1 adet ip
1 adet pin pon topu
1 adet kapaklı olan bir kavanoz
Kavanoz tekniği için yapılması gerekli olan hazırlık aşaması;

İğnenin delik kısmından kavanozun 4/3 gelecek kadar ip geçirmeniz gerekiyor.
İğnenin uç kısmını pinpon topuna batırmalısınız ve iğne pinpon topundan düşmemelidir.
İğne geçirilmiş olan ipi diğer ucunu kavanoz kapağının orta kısmına yapıştırarak kavanozu kapatmalısınız.
Kavanoza baktığınızda sağa, sola ve tabana değmeyen ve orta kısmından ip ile asılı duran pipon topu durmalıdır.
Tüm ayarlamalar detaylara göre hazırlandıktan sonra konsantre olmalı ve asılı duran pipon topunu oynatmalısınız.

Su Tekniği
Su dolduracağınız kabın üstü açık olmalıdır. İçine su doldurup 1 tane pet şişe kapağını bırakmalısınız. Sonra konsantre olmalı ve pet şişe kapağını tüm düşüncelerden sıyrılarak oynatmalısınız.

Bu konuyu yazdır

  Reenkarnasyon – Ölüm mü, Yeni hayat mı?
Yazar: EvrimBilge - 24-09-2017, Saat: 03:09 - Forum: Reenkarnasyon - Yorum Yok

Ölümden sonra yeni bir hayat var mı? Burada bahsettiğimiz ahiret hayatı değil. Ölümden sonra insan yeniden dirilip başka bir bedende dünyaya gelir mi?

Ölümden sonra yeni bir hayat var mı? Burada bahsettiğimiz ahiret hayatı değil. Ölümden sonra insan yeniden dirilip başka bir bedende dünyaya gelir mi? Oldukça karmaşık bir kavram olan Reenkarnasyon hakkında her şeyi öğrenmeye hazır olun. İşte bütün bilinmeyenleri ve şaşırtıcı örnekleri ile reenkarnasyon!

Reenkarnasyon Nedir
Reenkarnasyon’un en basit tanımı ölümden sonra yeniden dünyaya gelmektir. Aslında kendi içindeki felsefesi ve inançsal arka planı hakkında çok detaylı bilgiler olmasa da insanın öldükten sonra başka bir bedende dünyaya geldiğine inanılır. Reenkarnasyon arkadaş sohbetlerinde bile sık sık konuşulur. Ancak pek inanılmasa da bazı kültürlerde yüz yıllardan bu yana devam eden bir inanıştır. Bir çok farklı inançta yeri olan reenkarnasyon en basit olarak karma felsefesi ile ifade edilebilir.

Reenkarnasyonun yaşandığı iddia edilen hatta kayıtlara bile geçen çok sayıda örneği bulunmaktadır. Hatta reenkarnasyonun imkansız olduğunu düşünen bir çok kişiyi de bu örnekler inandırmıştır. Ama hala bilimsel olarak mümkün olmadığına inanların bu imkansızlık için yaptıkları araştırmalar da bulunmaktadır. Reenkarnasyon kavramının dilen dile yayılması ile reenkarnasyon yaşadığını iddia eden birçok kişi de ortaya çıkmıştır.

Hatta eski yaşantısına dair net anılar hatırlayan ve bu anıları hiç takılmadan anlatan da bir çok kişi vardır. Fakat uzmanlar, eski hayat diye bir şey olamayacağını hatırlanan bu anıların sadece ‘hayali anı sendromu’ olarak adlandırılan psikolojik bir durum olduğunu söylüyor. Bu psikolojik sorunda insanlar aslında hiç yaşamadıkları anıları yaşamış gibi hatırlıyor ve anlatıyor. Bu durum özellikle sevdiklerinden ve çocuklarından çok uzakta yaşayan kişilerde görülüyor.

reenkarnasyon.jpg

Örnekleri
En bilinen reenkarnasyon hikayesi ABD’nin Colorado eyaletinde 1952 yılında bir kadın tarafından ortaya atıldı. 29 yaşında olan Virginia Tighe adındaki kadın, ev hanımıydı ve hayatı boyunca ABD dışına hiç çıkmamıştı. Kadını adı Morey Bernstein olan bir amatör hipnozcunun hipnotize etmesi ile korkunç gerçek ortaya çıktı. Hipnoz sırasında kadın birden İrlanda aksanıyla konuşmaya başladı.

Hatta adının Bridey Murphy olduğunu ve 19. Yüzyılda İrlanda’da yaşadığını söylemeye de başladı. Kadın eski hayatına dair her şeyi hipnoz sırasında anlatmaya başladı. Eski hayatında evli olduğunu ve bir merdiven kazası nedeni ile öldüğünü söyledi. Daha sonra bir çok gazeteci bu konuda araştırma yaptı ve kadının anlattıkları doğrulandı. O zamanlarda bu olay ülke çapında büyük yankı uyandırdı. Hatta kadının hayatı kitap ve film bile yapıldı. 2004 yılında başrollerini Avustralyalı oyunucu Nicole Kidman’ın üstlendiği Doğum (Birth) adlı film bu olayı konu aldı.

Reenkarnasyonun başka bir örneği ise Hintli Titu Singh’in hikayesi oldu. Bu hikaye BBC kanalında 1990 yılında belgesel olarak yayınlandı ve büyük yankı uyandırdı. Hikaye ise şöyleydi; 2,5 yaşındaki Hintli Titu bir anda eski hayatını ve ailesini anlatmaya başladı. O kadar detaylı şeyler anlatıyordu ki hem ailesi hem de hikayeyi dinleyenler büyük bir korku ve endişe yaşadı. 2,5 yaşındaki çocuk, eski hayatında Suresh Verma adında biri olduğunu evli olduğunu, eşinin adının ise Uma olduğunu ve iki çocukları olduğunu söylüyordu. Çocuğun anlattıkları başta ailesi tarafından dikkate alınmadı.

Fakat Tito bazen o kadar çok bir yetişkin gibi davranıyordu ki ailesi de artık anlattıklarına inanmaya başlamıştı. Tito en sonunda önceki hayatında vurularak öldürüldüğünü ve cesedinin de yakılarak nehre atıldığını söyledi. Bu sözler ailesini son derece endişelendirdi. En sonunda ağabeyi, küçük çocuğun iddia ettiği şehre gitti ve anlattıklarının doğruluğunu araştırmaya başladı. Ve sonunda Uma adında 2 çocuklu dul bir kadının varlığını öğrendi. Uma, anlatılanları dinledikten sonra Titu’yu ziyaret etmeye karar verdi. Uma’nın ziyareti sırasında Titu’nun anlattıkları ise dehşet vericiydi.

Eski hayatında eşi ile gittiği bir panayırdan bahseden küçük çocuk, bahçede gömülü olan altınları da biliyordu. Titu daha sonra bahsettiği kente götürüldü ve çocukları olduğunu iddia ettiği kişileri görür görmez tanıdı. Asıl dehşet verici olay ise Tito’nun eski hayatında başından yediği kurşunla öldüğünü iddia etmesi ve canlı yayında tıraş edilince başında bir kurşun izinin bulunmasıydı. Titu’nun bu anlattıklarının ardından yıllar önce işlenen cinayet davası yeniden açıldı ve katiller yakalandı.

Türkiye’de de bilinen Reeankarnasyon hikayeleri var. Bunlardan en dikkat çekeni ise 1940’lı yıllarda yaşayan ve adı Mehmet Bekler olan bir adamın, çalıştığı un değirmeninde öldürülmesinin ardından hamile bir kadının onu rüyasında görmesi. Kadın bu adamı rüyasında gördükten sonra Süleyman adında bir çocuk doğuruyor ve çocuk başında yara izi ile doğuyor. Hatta Süleyman, önceki hayatında kendisini öldüren kişiyi öldürmek için babasının silahını bile istiyor.

Yine Türkiye’de yaşanan başka bir örnek ise Samadağ’da 1970 yılında yaşandı. O yıl dünyaya gelen Dellal Beyaz’ın başında bir yara izi bulunuyordu. Küçük kız uyurken kendi kendine konuşmaya başlayınca bu durum annesinin dikkatinden kaçmadı. Çünkü kız, uykusunda eski hayatına dair bir şeyler anlatıyordu. Küçük kızın eski hayatında bir kuyuya düşerek öldüğünü anlatması ile annesi dehşete kapıldı. Yakınlarda yaşayan bir kadın olduğunu söyleyen küçük kızın söyledikleri araştırılmaya başlandı. Zehide Köse adlı aileye uzaktan akraba olan bir kadının ölümü ile küçük kızın anlattıkları arasında benzerlikler vardı.

İslam’da reenkarnasyon
İslam dininde böyle bir inanış yoktur. Çünkü hiçbir tek tanrılı dinde reenkarnasyon gibi bir inanışın kabul edilmesi söz konusu olamaz. Fakat Kur’an – ı Kerim’in bazı ayetlerinde ruh göçüne dair üstü kapalı ifadeler bulunduğuna Batini’ler inanmaktadır. Batini’ler, Kur’an da yer alan ayetleri farklı bir şekilde yorumlayan bir akımdır. Onların bahsettiği ve ruh göçünün İslam dininde de var olduğuna inandıkları ayet ise, Bakara, 28 ve Vakıa, 60-61. Ancak ünlü islam alimleri İslamiyet’te böyle bir inanış olmadığını defalarca açıklamışlardır.

Bu konuyu yazdır

  Para Enerjisini Kendinize Çekmenin Yolları
Yazar: EvrimBilge - 24-09-2017, Saat: 03:06 - Forum: KİŞİSEL GELİŞİM - Yorum Yok

Para Enerjisini Çeken Kolye

Bazı uygulamalar ile para kazanılmasının yanında bazen sonuç alamayabilirsiniz. Bu yüzden de para enerjisinin kendinize nasıl çekebilirsiniz sorusunun yollarını açıklıyoruz.

İlk olarak çok para kolyesi kullanmanız gerekiyor. Bunun için gerekli malzemeler ise;

Tarçın çubukları,
karanfil taneleri,
ginseng kökü,
2 adet dikiş iğnesi
misina
yenibahar taneleri.

Hazırlanışı: Kök ve baharatların yumuşaması için önceki günden suya bırakınız. Sabah ise bu kökleri dilediğiniz gibi kesin. Misinanın iki ucunu dikiş iğnesine geçirerek malzemelerinizi dizin. Daha sonra kolyeyi kurutun.

2014-06-22-bigstockItsRainingMoney7156297.jpg

Diğer Pratik Yolları

Bol para mucizesi adı verilen bir diğer uygulamayı şimdi aktarıyoruz sizlere. Temiz bir cam kavanoza her gün az miktarda çemen otu tohumu ekleyiniz. Kavanoz dolduğunda ise ağzını kapatarak bir meşe ağacının altına gömünüz.

Para tütsüsü adı verilen bir uygulama daha bulunur. Bunun için gerekli malzemeler; kahverengi şeker, portakal özü ve 5 adet kuru portakal yaprağı. Hazırlanışı; Malzemeleri bir havanda dövün ve hamur haline getirin. Bu hamuru ise çelik bir tavada yakın. 1 dakika sonra çıkan alevi söndürün ve tütsü dumanının odayı sarmasını sağlayınız.

Para yastığı uygulaması da para enerjisini kendinize çekmenin yolları arasındadır. Boş bir yastık içini kuru fesleğen, kuru çemen otu ve kuru papatya ile doldurunuz. Bu yastıkla uyuduğunuzda para ile ilgili rüyalar göreceksiniz.

Para tuzu uygulaması da sıkça tercih edilmektedir. Malzemeler ise; 1 fincan deniz tuzu, 4 damla fesleğen esansı, 2 damla tarçın esansı, 4 damla kekik yağı ve yarım fincan badem yağı. Hazırlanışı; Bu malzemeleri cam bir bardakta karıştırınız. Daha sonra banyoya girerek ışıkları söndürün ve mum yakın. Cam bardaktaki karışımla vücudunuzu ovmanız yeterli olacaktır.

Yeşil kurdele mucizesi de tercih edilen bir diğer uygulama. 50 cm uzunluğunda alacağınız yeşil bir kurdele ile sahip olmak istediğiniz para miktarına odaklanmalısınız. Bu odaklanma halinde eşit aralıklarla kurdeleye 9 düğüm atmanız gerekiyor. Daha sonra bir yastık içine bırakarak, talep ettiğiniz parayı kazanana kadar orda bırakınız. Para elde edilince düğümleri çözerek denize atmanız gerekiyor.

Kedi mumu uygulaması da etkilidir. Kedi şeklinde siyah ya da yeşil mum ve yasemin esansına ihtiyacınız olacak. Hazırlanışı; Mumu yasemin esansı ile ovarak yakınız. Bu mumun alevine bakarken de istediğiniz para ya da malı düşünün. Mum tamamen bitene kadar yanmalıdır.

Bu uygulamalar ile birlikte para enerjisini kendinize rahatlıkla çekebilirsiniz. Astrologların tavsiyelerinden alınan bu yöntemleri deneyerek sonuca ulaşabilirsiniz.

Bu konuyu yazdır

  Biyoenerji Öğrenme ve Kullanma Teknikleri
Yazar: EvrimBilge - 24-09-2017, Saat: 03:02 - Forum: Bio Enerji - Yorum Yok

Biyoenerji tedavi şekli ile sizlerde var olan hastalıklarınızın önüne geçebilirsiniz. Vücutta bulunan negatif enerjinizi atıp neşeli ve mutlu olabilirsiniz.

Nasıl Yapılır?
Biyoenerji işlemi kişinin tüm vücuduna balans ayarının yapılmasından oluşmaktadır. Biyoenerji tedavisi işlemleri en az 3 seans yapılması gerekir. Var olan rahatsızlıklara göre ve bu rahatsızlıkların düzeyine göre seansların sayıları artabilir.

Bu tedavinin seans süreleri en fazla 45 dakika sürmektedir. Masaj masasına yatan kişi el değdirilerek seans işlemleri yapılmaktadır. Yapılacak olan tedavinin kesinlikle yan etkisi bulunmaz. Biyoenerjist olan kişi avuç içlerinin yardımı ile kişilerin vücutlarına pozitif enerji gönderir. Gönderilmekte olan enerji kişilerin sıkıntılı olan bölgelerinden içeri girer, dağılmaya başlar ve negatif enerjiyi hastaların bedenlerinden dışarı çıkmaya başlar.

Bu sayede kişilerin vücutları sağlıklı ve devamlı olan sistemini yeniden kurmaya başlar. Yapılacak olan seans esnasında biyoenerjist olan kişi vereceği şifanın sürekliliğini sağlamak adına zihinsel bedenin var olan ihtiyaçlarına uygun şekilde düşünce yöntemlerini sunmaktadır. Bu yöntem tamamen olumlu olan bir yöntemdir.

Biyoenerji tedavisini yaşamak gerekir. Çünkü bu tedavi şekli oldukça mucizevî bir tedavi şeklidir. Var olan etkileri oldukça hızlı şekilde kendini gösterir. Kişilerde var olan ağrıların azaldığını, yok olduğunu, farkındalığın oluştuğunu, rahatlığın yaşamda oluşmaya başladığını, kişiyi hem fiziksel hem de ruhsal yönden güçlendirdiğini, kemiklerin kendisini yeniden düzenlediğini, açık yaraların hızlı şekilde kapanmaya çalıştığını ve tıkalı olan damarların açıldığını görebiliriz.

1-silhouette-165527_12801.jpg

Nasıl Öğrenilir?
Biyoenerji kişilerde var olan bazı yeteneklerin ve bazı potansiyellerin ortaya çıkması işlemidir. Kişilerde bu tarz yetenekler ve potansiyeller mevcut ise uzaman olan bir kişiden eğitim alması gerekmektedir. Bu yeteneklerini kişiler eğitim alarak ya da kendini geliştirerek arttırabilirler. Biyoenerji eğitimi almış olan kişiler uzun seneler boyunca bu anlamda çalışarak kendilerini ispat etmişlerdir.

Nasıl Kullanılır?
Biyoenerjiyi kullanmak için kişinin elinin sıcak olması gerekir. Bu sıcaklık enerji geçişini hissetmek adına olması gerekir. Parmakların birbirlerine birleştirilmesi gerekir ve avuca doğru hafif bir şekilde bükülmesi gerekmektedir. Bu esnada parmakların açık olmamasına dikkat etmesi gerekir. Sonrasında ağrıyan bölgelere eller götürülür ve ağrıma olan yer iki avucun ortasında kalır. Bu esnada hasta ile temas olmamasına dikkat edilmelidir.

3 cm civarında avuçlar ileride tutulmalıdır ve yavaş bir şekilde enerji aktarımına başlanmalıdır. Enerjinin aktarılabilmesi ve ağrının geçmesi adına şu tarz kelimeleri söylemek gerekir. Şu anda Ayşe’nin başının ağrısını çekiyorum ve başında negatif enerjiyi dışarıya atıyorum. Ellerde elektriklenme mevcut ise yaptığınız işlem doğrudur. Eğer ellerinizde elektriklenme mevcut değilse çaba harcamanız gerekmektedir. Ellerinizde elektriklenmeyi hissettikten sonra ellerinizi sağa sola sallamanız gerekir. Aksi olan durumlarda biyoenerji yapan kişiye de ağrılar gelebilmektedir. Elleri sallayarak negatif enerji dışarı atılmazsa elektronik aletlerde bozulmalar, telefon hafızasında karışma gibi sorunlar yaşayabilirsiniz.

Biyoenerji; hücrelerde bulunan elektriğin titreşiminin ritmini arttırmak, dengeye sokmak ve bünyeyi buna uygun bir duruma getirmek adına vücut direncinin yükseltilmesi işlemidir. Biyoenerji uygulaması ile enerji alanları düzene sokulur. Negatif enerjilerden arınan kişilerin bilinçleri açılır, beyinleri oldukça aktif şekilde çalışmaya başlamaktadır. Beyin dalgalarının düzene girmesi ile kişiler daha neşeli ve daha mutlu şekilde yaşama karşı bakmaktadır. Kâinatta bulunan her şeyin bir enerjisi bulunmaktadır. Kişiler kendi enerjilerini ve potansiyellerini kullanarak hastalıklara karşı olan dirençlerini arttırabilmektedir. Hatta yapılan araştırmalar sonucunda insanlar hastalanmadan tam olarak 6 ay önce hastalığın belirtileri ortaya çıkmaktadır.

Bu konuyu yazdır

  Düşünce Okumada Kullanılan Teknikler ve Yöntemler
Yazar: EvrimBilge - 24-09-2017, Saat: 02:57 - Forum: BİLGİ PAYLAŞIMI - Yorum Yok

Düşünce okuma herkesin yapabileceği bir şey olmamakla beraber bir takım bilgilere ve ruhsal olarak bazı enerjilere ihtiyacınız olacaktır.

Birinin yalan söylediğini anlamak, ya da o anda aklından geçenleri bilmek. Ya da birinin sizin hakkınızda ne düşündüğünü o size söylemeden öğrenmek gerçekten de inanılmaz bir şey olabilir. Bunların hepsi imkansız gibi görünebilir ama tamamen gerçek. Düşünce okuma ile karşınızdakinin aklından geçen her şeyi onun ruhu bile duymadan öğrenebilirsiniz.

Düşünce okuma nedir
Herkes tarafından imkansız gibi görünen, ama bir o kadar da merak edilen paranormal olaylardan biri de düşünce okuma, yani diğer adı ile telepatidir. Tamamen yetenek meselesi olan düşünce okuma ile karşınızda bulunan kişinin zihnini anında öğrenmeniz mümkündür. Üstelik bunu yaparken, karşınızdaki kişi size hiçbir bilgi vermez, hatta sizin onun düşüncelerini okuduğunuzdan haberi bile olmaz.

Son dönemlerde en çok ilgi duyulan konulardan biri olan düşünce okuma, genellikle medyumlar gibi bu işte uzman kişiler tarafından yapılmaktadır. Ama bu konuda herhangi bir eğitimi olmasa da sadece yeteneği ile de düşünce okuyabilenler vardır. Düşünce okumanın bilimsel açıklaması ise iki beyin arasında yapılan bilgi alışverişi anlamına gelmektedir. İnsan beyni o kadar bilinmezlerle doludur ki, günümüzün son teknoloji bilgisayarları bile insan beyni yanında hiç kalır.

İşin şakası bir yana bu işin çok sayıda uzmanı vardır ve düşünce okumak için çok odaklanmak, rahat bir ortamda bulunmak gerekir.

1946042_orig.jpg

Kullanılan teknikler ve yöntemler
Düşünce okumada en yaygın olarak kullanılan teknik, NLP tekniğidir. Başka bir anlatımla buna Göz erişim ipuçları tekniği adı da verilmektedir. Mesela birine eski anılarına dair bir soru sorduğunuzda, bu anıları hatırlayabilmek adına bir yere gözlerini odaklamak zorunda kalır. Bu yöntemde kişinin düşüncelerini gözleri ele verir. Ona belirlenen üç soruyu sorarsınız ve o soruları cevaplamaya çalışırken, siz de onun aklından geçenleri çözersiniz. Elbette bunu eğitimsiz kişilerin yapması mümkün değildir.

Aslında düşünce okuma için çok bilinen teknikler yoktur. Düşünce okumanın tamamen yetenek işi olduğunu başta da belirtmiştir. Ama düşünce okumak için kişinin 5 duyusunun kendi dışında da algılara açık olması gerekir. Aynı zamanda düşünce okumak isteyen kişinin odaklanma sorunu olmaması da gerekir. Çünkü o anda karşınızdakine odaklanmalı ve tamamen onun aklından geçenlere yoğunlaşmalısınız. Aynı zamanda düşünce okuma için aynı anda iki işi de yapabilmek gerekir. Çünkü herkes düşüncesinin okunmasını istemez. Karşınızdakine hissettirmeden bunu yapabilmek çok başka bir yetenektir.

Nasıl Yapılır
En basit yöntemleri ile düşünce okumanın nasıl yapıldığından da biraz bahsedelim. Elbette bu uzmanlık işidir ama deneyerek başaranlar da yok değildir. Öncelikle sakin ve sessiz bir ortamda olmanız gerekir. Sonrasında ise düşüncesini okumak istediğiniz kişiye tamamen odaklanmanız şarttır. Eğer kişi yanınızda değilse, zihninizde onu canlandırmanız gerekir. Bunu bir radyonun frekans ayarı gibi düşünebilirsiniz. Zihninizde canlandırırken düşüncesini okumak istediğiniz kişi ile aynı frekansa geliyorsunuz.

Bu sırada kendinizi germemeniz gerekir, yapamıyorum diye de düşünmeyin ve sadece o ana odaklanın. Bekleyin ve sabredin. Mutlaka karşınızdaki kişinin düşünceleri ile ilgili bir parıltı sizin de beyninizde canlanacaktır. Elbette bu kendi düşünceleriniz gibi akıcı bir şekilde olmayacak, küçük parıltılar halinde iletişim kuracaksınız. Burada en çok dikkat etmeniz gereken şeylerden biri de karşınızdaki kişinin düşünceleri ile kendi düşüncelerinizi ayırt etmenizdir. Aksi halde iki düşünce birbirine karışabilir ve ortaya beklenmedik sorunlar çıkabilir.

Bu konuyu yazdır

  Durugörü İle Üçüncü Gözünüzü Açın
Yazar: EvrimBilge - 23-09-2017, Saat: 22:11 - Forum: DURUGÖRÜ - Yorum Yok

Durugörü ile var olayları görebilir, onları hissedebilirsiniz. ayrıca üçüncü gözünüzü açarak geçmiş ya da gelecekten haberler de almanız mümkündür.

Durugörü Nedir

İnsanların beş duyusunun dışında karşısındaki kişilerin düşüncelerini, olacak olayları ya da eşyaları görmesi ve algılamasıdır. Durugörüne ruhsal görü ismi de verilmektedir.

İnsanların duyuların dışındaki algılama şeklidir. Duyu organlarımızın içinde yer alan gözler durugöründe kesinlikle herhangi bir fonksiyon görmemektedir. Gözler kapalı konumdayken bir şeye konsantre olmuşken televizyon ekranında olduğu gibi film gibi bazı şekillerinde görülmektedir. Bu anlamdaki yetenekleri üst düzeyde olan kişilere durugörü yüksek olan medyum adı da verilmektedir. Örneğin;

Durugörü yaptığınızı gördüğünüz ve hayal merkezinizde belli başlı görüntüler oluştu. Yol üstünde bir kaza olacak. Ama siz bu kazayı değil de birkaç eşyanın üst üste düştüğünü gördünüz ve önemsemediniz bile. Aslına bakarsanız gördüğünüz olaya kaza olayıdır.

Beynin veritabanı kesinlikle farklı şekilde işlemektedir. Bundan kaynaklı olarak da oluşacak olan suretler farklı bir şekilde işlemektedir. İnsan beyni zamanın ta ötesinden gelecek olan o kazayı kendisine en yakın olacak olan eşya olarak simgelemektedir. Rüya tabiri olarak adlandırılan olayın asıl şekli de budur. Durugörü yapmak için kişin beyni ile hayal merkezini en etkili şekilde kullanması gerekir.

Durugörü Geliştirme Teknikleri

Durugörü başlangıcı için kesinlikle cep telefonunuzun sesini kapatmanız gerekmektedir.
Ayrıca durugörünün geliştirilmesi için kesinlikle rahatsız edilmeyecek odada ve rahat bir yerde oturmanız gerekmez.

Odanın metal bir ışık ya da güzel altın rengine bezenmiş olduğunu hayal etmeniz gerekmektedir. Metal rengi olan ışık ve altın rengi nurlara sahip olan meleklerden size doğru gelmektedir.

Var olan ışığı derin derin nefes yardımı ile içine çekmeniz ve çigerlerinizin tamamını onunla doldurmanız gerekmektedir. Işığı içinize çektiğinizde tüm vücudunuzun gevşediğini ve bedeninizin yenilendiğini hissederek yenilenebilirsiniz.

Bundan sonra tüm dikkatinizi tam olarak iki gözün arasında bulunan alanda konsantre bir şekilde toplamalısınız. Yani iki gözün arasında bir başka göz olduğunu hissetmelisiniz. Bu insanların üçüncü gözleridir. Bu göz insanların yaşamlarının özetlerini sunacak olan bir gözdür.

Üçüncü gözün kapalı mı, açık mı, yarı açık mı olduğunu hissetmeniz gerekir.

Gelecektekileri ya da gerçekleri görmek için var olan tüm korkularınızdan arınmak için meleklerinizden yardım isteyin.

Kararlı, kesin ve iyi niyet ile üçüncü gözünüzü açabilirsiniz. Açmak için çok zorlama yapmayın ve ona açılması adına izin verin. Ayrıca üçüncü gözü istediğiniz her an kapatabileceğinizi unutmayın.

Üçüncü görünüzü en doğru şekilde temizlenmesi adına yardımcı olan meleklere teşekkür etmeyi de unutmayın.

THIS-Is-What-Happens-In-The-3rd-Eye-When...s...-3.jpg

Ruhsal Görü Alıştırmaları

Çevrenizde yakın olan bir nesneye bakmalısınız. Bakmış olduğunuz nesnesin detaylarını 30 saniye civarı inceleyin.

Sonrasında gözlerinizi sakin bir şekilde kapatın ve nesneyi zihin içinde var olan gözünüz ile incelemeye başlayın. Zihin içinizde nesnesinin boyutunun, detaylarının ve parlaklığının artmasını en içten şekilde isteyin. Zihin içinde detaylı bir şekilde incelemeye devam edin. Yapılacak olan bu alıştırma gün içinde 2 defa yapmalısınız. Bu sayede görüşünüz en düzgün ve en muazzam şekilde artacaktır.

Duru İşiti Alıştırmaları İle Duru Gözünüzü Geliştirin

Duru işiti durugörü tarzında olduğu gibi çakraların temizlenmesi ile gelişmektedir. Kulakta var olan çakralar sol ve sağ kulağın yakın kısmında yer alır. Kulak çakralarını temizlemek için;

3 defa derin şekilde nefes alın.

Kulaklarınız iç kısmında menekşe ve kırmızı disk imgeleyin, çakralarınızı ise göz önüne alarak canlandırın.

Derin bir nefes alın ve beyaz olan bir ışığın çakralarınızı temizleme işlemi yaptığını imgeleyin. Çakralarını sıra sıra ya da hepsini aynı anda temizleyin.

Beyaz ve parlak şekilde olan ışık çakraları içten ovalayarak temizlik sağlamaktadır. Kendi içinizden ise meleklerinizin baş kısmınızı kuşatmasını istemelisiniz. Meleklerden var olan korkularınızı da temizlemesi için yardım isteyin.

Derin bir nefes daha alın ve meleklerin tüm çakralarınız sevgi ile doldurduğunu hissedin. Onlara yapış oldukları tüm yardımlardan dolayı teşekkür etmeyi kesinlikle unutmayın.

Başlıca Durugörü Çeşitleri

Basit Durugörü

Bu durugörü çeşitinde bir anlam bulunmaz belli başlı imajlar görülür. Durugörünün ilk aşaması olarak karşınıza çıkar. Bu seviyede olan kişiler istedikleri imajları görebilirler.

Mekân İçinde Yapılan Durugörü

Mekân içinde yapılan durugörü mesaj ya da anlam içermeyen imajlardır. Genelde gözlerin kapalı olması esnasında meydana gelir.  Uzaklarda var olacak olan olayların ya da mekânların görülmesi veya hissedilmesidir.

Zaman İçinde Olan Durugörü

Bu durugörü çeşidi gelecek veya geçmişten bilgi veriri. Kâhinlerin kullanmış oldukları durugörüdür. En gelişmiş olan safhadır. Bu durugörü yeteneğinde olaylar bir film gibi izlenebilmektedir.

Bu konuyu yazdır